Videoyu izleyince is hayatina yurtdışında başladığım ve yönetici olduğum için şükrettim. Yurtdışından verilen örneklerin hepsi doğru. 30 küsur izin günü olan ve 3 hafta kesintisiz izin alabilen elemanlarim var. Bana bugun hastayim dediklerinde iş aksasa bile onlara geçmiş olsun iyilesmene odaklan dışında hiçbir şey diyemiyorum ki bundan da memnunum çünkü benim müdürüm de bana aynısını demek zorunda. Her 6 ayda bir elemanlarla senin için ne yapabilirim, memnuniyet durumun nedir diye birebir toplantılar yapıyoruz. Is stresi ve iş yükü ne olursa olsun insan odaklı bir sistemde çalışmaktan memnunum. Günün sonunda kapitalist bir sistemde hepimiz eziliyoruz ama insanlara zulüm etmek, mobbing uygulamak is dışı saatlerde is ile ilgili rahatsiz etmek çok adice.
Vay be ne güzel yazdıklarının tam tersi burada geçerli abla burada nasılsın diye sormazlar ama sen derdini söylersen şükret derler hasta olursun gel derler vs vs
Yanlış bilgi veriyor, çalışmaya başladığın ilk günden itibaren izin hakkına sahip olmuyorsun, en azından Belçika'da olmuyorsun. 20 gün izin sahibi olabilmen için 1 yıl çalışmış olman lazım burda da.
@@ufukdemirsoy06 yurtdışı Belçika'dan mi ibaret??? Çalışmaya başladığın günden itibaren yıllık 20 günlük izin hakkın hesaplanır, eğer yılın ortasından basladiysan 10 gün izin hakkın olur Aralık ayına kadar kullanmak zorundasın benim yaşadığım ülkede ve Almanya'da da böyle. Hayat sizin yaşadığınız yerden ibaret değil ha bir de bu dar bakış açısıyla başkalarını yanlış bilgi vermekle suçlamadan Google araştırmasi yapmanız yeterli. Haydi güle güle.
belgeseldeki bence en acı konu artık beyaz yakanın bu döngüden sıyrılabileği alanların da bitmek üzere olmas. bugün herşeyi geride bırakıp şehirden kaçıp bilmem ne kasabasına yerleşmek istesen orda bile önüne öyle bir rakam çıkıyor ki insanın eli kolu bağlanıyor. kafesin demirleri artık çok daha kalın ve sağlam gibi. 6 senedir beyaz yakayım 28 yaşımda hala genç sayılabilcek halde olmama rağmen ruhum çoktan emekli olmuş gibi hissediyorum.
Aslında kaçılmak istenen kasaba bile yolları asfalt olan internet erişimi olan ve şehre yakın bilhassa da büyük şehirlerde olan bir kasaba değil mi? Aslında mesele sadece şehirden kaçmak ve yine aslında kolaya kaçmak. Yakındaki, konforlu ve hesaplı... Yanılıyorumdur elbette çünkü her durum böyle değildir fakat yakanın rengi ne olursa olsun her insan şunu bilmeli ki hayat kolay değil ve her halükarda ya işçi ya işveren. Egosuyla boğuşuyor insanların çoğu. Gerçekten farklı sınıfta hissetmek ihtiyacı aslında insanı darlıyor... Yine elbette yanılıyorumdur ama kanaatim en nihayetinde böyle.
3 BÖLÜMÜDE İZLEDİM, işçi sınıfının (beyaz yad da mavi yaka) yaşanmışlıkları ve bu tecrübelerini dinlemek çok güzeldi emeği geçenlere teşekkür ederiz. Bu tarz mağduriyetler umarım her geçen gün azalır. Ama bunun için birlik olmak lazım tabikide.
Beyaz yakalı biri olarak söylüyorum,herkes dışardan önyargı ile yaklaşıyor işte bileğine kuvvet fareyi döndür klavyeye tuşa bas işin çok rahat felan filan. şuan saat 21.06 şu saatte bu yorumu yazıyorum şuan hala whatsappdan iş yapıyorum şu video yu durdura durdura 2 saatte izleyemeceğim herhalde iğrenç bir meslek ben mavi yaka olarak da çalıştım yoruluyor vücut ama eve gelip yemeğini yiyip dışarıda cafede sahilde kafam rahat ve dinlenmiş oluyordum.Ofiste çalışıyorum diye insanlar çok rahat diyor ya arkadaş orda otura otura skolyoz oldum.Yemek saatin belli değil çıkış saatin hiç belli değil zaten istediğim kadar para alayım onu harcayacak vakit yok çok büyük hevesle girdim üniversite bitti diplomamı aldım dedim ama ne yazıkki olmadı.Ve ben 22 yaşındayım siz düşünün.Tüm arkadaşlarıma bunu anlatmaya çalışıyorum.3 videoya bölüp çektiğiniz için teşekkür ederim.Gerizekalı insanlar yine anlayamayacaklar bu eziyeti
3 bölümü de izledim, çok kaliteli bir çalışma olmuş. Kendi adıma çıkarımlarım oldu, fark edip dillendiremediğim şeyler konuşuldu. Ah keşke alt yazıları kapatma seçeneğim olsaydı
Kaliteli bir iş ortaya çıkarmışsınız, 22 yaşında üniversite 3'e giden bir genç olarak uzun zamandır kafamda cevap bulamadığım aklımı kurcalayan bir kısım sorulara bu 3 bölümlük mini belgeselde sonuç buldum diyebilirim. Hala cevaplanması ve bulunması gereken çok soru var ama bunların çoğunu yaşayarak elde edeceğiz gibi duruyor. Yapımda emeği geçen herkese teşekkürler, emeğinize sağlık..
Beyaz Yaka diye adlandirilan is gucunun analizini, ben ilgiyle izledim, Genelde negatif bir perspectiveden ele alinmis ama cok dogru tespitler var. 1980 lerde 18-28 yas araliginda ben de ozel sektorde calisiyordum , is saatleri belirsiz- ucretsiz mesailer hep vardi. , isveren ve yonetici kadrosunun alt kadrodan gercekci olmayan beklentileri, hic bir sey degismemis. Hizla artan genc universite mezunu is arayanlarin arasindaki is bulma yarisi, daha hizli akan bir is- yasam surecinde daha da ozveri gerektiren, "rat race' dedikleri manasiz ve insani tuketen, bezdiren bir tablo cikiyor ortaya ozellikle agirlasan ekonomik baskilar insanlara cok fazla secenek birakmiyor. insallah bir reform olur yakinda. Belgesi hazirlanyalara tesekkur ederim
çağrı merkezi çalışanı olmak bir beyaz yakalı olma durumuysa, evet bende o ekosistemdeydim ve o ekosistemden kurtulmuş biri olarak söyleyebileceğim tek şey insan ilişkilerimi kurma konusunda sadece bu yönüyle iyi geldi aldığım şirket içi eğitimlerle birlikte. Diğer taraftan en alt kademedeki biri olarak sadece asgari ücretli çalışansın ve o istediğin noktaya bir türlü ulaşamıyorsun çünkü paçandan aşağı çekmeye çalışan 20 küsür daha arkadaşın var aynı ofiste çalışıp her sabah günaydın dediğin
@SLOTmedia ; Tam on yil bir Amerikan sirketinin Istanbul ofisi ve Londra ofislerinde yonetici duzeyinde calistiktan sonra, isi birakip 2015'te Norvec'e yerlestim. Su an 39 yasindayim...Hep istedigim seye yoneldim; devlet sanat akademisine kabul edildim, mezun oldum ve sanatci olarak hayatimi idame ettirip yasiyorum. Bu degisimler hic kolay olmadi. Beyaz yaka olma sebebim ailevi sebepler, yonlendirmeler ve Turkiye'deki sosyoekonomik ve sosyo kulturel durum idi..Sanat ya da edebiyat okuyacaksin da ne olacak, ayaklarin uzerinde durman lazim psikolojisi ve toplumumuzda bireyselligin gelismemis olmasi...Acikcasi beyaz yakayken en son biraktigim pozisyondan ayrilirken, buraya kadar yukselmissin, kafayi mi yedin, ne sacmaliyorsun gibi laflar duydum. Fakat ben zaten hic bir zaman bir umutla ve hayalle baslamamistim. Ben " bu isi bir gun birakirim" duygum ve dusuncem hep vardi. Fakat kisinin birey olarak karar vermesi, hayatini sekillendirmesi, ozellikle Turkiye gibi topluluk kulturunun disinda dusuncelere sahip olmasi ve bu dusunceleri aciklikla benimseyip hayatina yansitabilmesi zaman aliyor. Benim icin de beyaz yaka calisma hayati kendi bireyselligime bir yolculuk oldu daha ziyade. Elinize saglik guzel bir calisma olmus.
@@SSupernovaUniversite/ sanat akademisi egitimi ucretsiz (di), cok kaliteli ve icerik olarak aradigim egitimdi. Sonrasinda da sanat ile ugrasmak icin ideal bir yer. Ben egitimimi ucretsiz tamamlayan sansli EU disi ogrencilerdendim. Malesef gecen yil itibariyle EU disindan gelen ogrencilerden cok ciddi miktarda egitim ucreti talep ediliyor Norvec'te artik.
@@esraduzen resmen kopruden onceki son cikisi yakalamissiniz. Kurumsal kariyerden sonra bu kadar cesur bir kararin bu sekilde olumlu sonuclanmasina cok sevindim. Yolunuz acik olsun, bol sanslar
@SLOTmadia müdürü “yanlışlıkla 3 bölümü nasıl tekte paylaştınız lan?” diye beyaz yakalı personelleri darlıyor şu an 😀 şaka bir yana bilinçli olmadan hayat çizgimi gerçekten doğru çizmişim. Lisans eğitimden mezun olduğumda, beyaz yaka olarak iş bulamayacağımı düşünerek sizin deyiminizle “sermaye sınıfı” olmuşum farkında olmadan… pek de sermayem yoktu aslında da start up bazen sermaye yerine geçebiliyor. Şu belgeseli izleyince anladım beyaz yaka olamazmışım iyi ki olmamışım da…
Son zamanlarda izledigim en carpici belgeseldi, 2014'ten beri Hollanda'dayim, Almanya'daki hanimefendinin soyledikleri benim tecrubelerimi de yansitiyor, bunun disinda Turkiye'de edindigimiz pratiklik bizim avantajimiza oluyor tipki reklamci beyfendinin ongordugu gibi... Hollanda-Turkiye ayriminda tek fark zaman ve alimgucu, hobiler icin zamaniniz ve alimgucunuz oluyor. Ulkeler ayrimi yapmaksizin serinin ilk bolumundeki sinif atlama konusu cok yerinde bir tespit, ne yaparsaniz yapin dogdugunuz aile sizi siz yapiyor bu konuda, bu yuzden cocuk yapmayi da dusunmuyorum, birakayim hep ayricaliklilar devam etsin bakalim...
Videodaki kişileri kıyaslamak doğru mu bilmiyorum ama ayakkabı dükkanındaki abimiz baya bilgili, donanımlı. Giyinişi, konuşma şeklindeki rahatlığı, çafçaflı kelimeler seçmeyişi, kasılmayışı ile beyaz yakalılığın içi boş illizyonunu çözdüğünün belirtisi.
3 bölümüde izledim, genç olarak şunu diyebilirim, ne beyaz yakalı hak ettiğini alıyor ne mavi yakalı, ülkede alım gücü berbat düzeyde, siyasetçiler her şey güzel olacak diyor bla bla, bence artık güzel bir şey olmayacak, imkanını bulduğu zaman her genç TR den kaçmaya çalışacak.
Ülkeyi yobazlara teslim edip kaçmayı düşünürseniz başımıza daha neler neler gelir. Videoda da belirttikleri gibi Avrupa'da daima ikinci sınıfsın. Keşke bu güzel ülkemize bu kadar geç olmadan sahip çıkılsaydı. 19 Mayıslar yasaklanırken, Taksim'de masalar kaldırılırken, gerici zihniyet her yeri ele geçirirken ses çıkarılmalıydı. O günler bu günlere hazırlıktı. Ülkeden sizleri kaçırıp, Arapları ülkeye doldurma politikası emperyalist bir projedir. 2000lerin başındaki Taksim görüntülerini izleyin, ne güzel bir ülkemiz vardı, onu geri getirmek için çaba sarf edin, bu ülke hiç bir siyasinin tapulu malı değil. Bu ülke Türk gençlerine emanet edildi.
Herkes en fazla 9-5 çalışmalı, en az ayda bir gün hafta içi izin kullanabilmeli… hiçbir şirket batmaz tam tersine daha verimli olur çalışmalar.. sorunlarımızı şikayet etmeliyiz, isteklerimizi daha çok gür sesle, birlikle söylemeliyiz..
2021 yılında müdür iken, ve 60-70 izin günüm varken evlendim ve 1 aylık uzun tatil/balayı aldım. Herşey önceden ayarlı idi. Balayımın 3ncü haftasında 1 hafta erken gelsen olur mu diye arandım. Hikaye bu kadar.
Sistemin dışına Alaçatı'da çıkıyorlar. Haha sırf Alaçatı ismi için tercih edildiği ne kadar belli. ya da Kaş. Sistemin dışına nereye gideceğini bile sistem belirliyor. Karmaşadan kaçmak herşeyi daha karmaşık hale getirebilir bazen.
Ben Amerikada yasiyorum yazilimciyim ama yapmiyorum butun beyaz yaka arkadaslarim yazilimcilik ile geciniyorlar ticareti tutturursan gecinmiyorsun yasiyorsun. Esim ve ben ticaretle ugrasiyoruz ve kendimizin patronu olma bile yeter. Hesap verme duygusu cok kotu malesef. Surekli bir sitres biyere bagli calismak. Dilerim herkes mutlu oldugu isi yapsin
Yazılım işide pek umut vermiyor, yapay zeka şuan istediğin programlama dilinde problemi doğru bir soru ile ifade edip parametreleri girdiğinde kodları saniyede yazıyor.Ve daha ileri boyuttaki yapay zekanın henüz piyasaya çıkmamış yeni sürümlerinin geliştirebileceği programların yazılımların kodlamalarını düşünmek bile istemiyorum.Robotların yazılımları ilerde yapay zeka tarafından çok kısa bir sürede yapılabilecek ve sürekli yenilenebilecek.En iyisi stresten uzak toprağını ekip biçmek bu teknolojiyle baş etmek çok zorlaşacak.
5:45 Ha haa ha tanıdık geldi :)) s.v.gi hanım yaa bu. kurtköy standarttim reklam da çalıştım 10 yıl kesinlikle bunları yaşadık 24saat çalış 2saat uyu 24 saat çalış mesayi ücretiyok zamyok ....
Tüket, üret, tüket, üret. Bu döngü kırılmadıkça, biz tüketenler ve tükettiğimizi yerine koymak için daha çok çalışacağız. İnsanlık olarak yapıyoruz ve şikayet ediyoruz. Daha az tüket ki az çalış
Birinci fena değildi ama bu çok iç bayıcı olmuş. Bu güzel memleketin gülünü sevip de, dikenine katlanmamak olmaz. Hep dikene bakıp, diken diken her yer diken demeye gerek yok, Yabancı ülkeler hep gül mü? Japonyada patron çıkmadan çıkamayan elemanlar dışarda otelde kalıp ,sabah işe dönüyor. Ne para alırsa alsın, çoğu deli gibi okumuş teknik adam bunlar.Almanyada imalat hattını tuvaleti gelince bile bırakamayan elemanı herkes anlatır disiplini, patronun en erken gelen, en geç çıkan olduğunu. Uzatmaya gerek yok, son söz, burdan gidin biraz yeşilçam jönlerinin kariyerlerine bakın: Cüneyt Arkın : şok olursunuz, adam nelere sabretmiş, ne işler yapmış, ne zorluklar yaşamış.
Haftada 3 gun çalışmaya geçen avrupa ülkeleri var. Hadi onu gectim, ulkemizde haftanin 6 gunu sabah 8 aksam 18 calistiriyor özel sektor. Bunu en azindan haftanin 5 gunune indirmek elzem. 3 ulkemizde imkansiz lakin hadi 4 bile olsa kimse beyaz yakali mavi yakali maas konularini kafaya takmaz diye dusunuyorum
Bu turkiyenin bir cozulemeyen ve kimsenin ses çıkarmadığı bir sorundur esas sebebi ise beyaz yakalı yada mavi yakalilarin bir sendikasının olmamasıdır,sendikaları da ne durumda ve kimlerin yanında olduğu belli ,haftada 40 saatir yada 45 ama fazladan çalışmada ödeme yapılmaz ve kimse hakkını aramaz arayamaz
Hastalıktan geberirken bile canım idare etsen biliyorsun izin dönemi destek eleman yok dendi ve ben ağlaya ağlaya işe gittim. Sürekli eksik çalışmak da cabası. Belirli kıdemdekiler yıllık izin alır, hastalık izni alır, saçma sapan izinler alabilirken bekar ve çocuksuzsanız eğer yazlık bir beldedeki şubeye bile destek eleman olarak gönderilebilirsiniz. Zor ama dışarısı daha zor. Üniversiteden sonra mavi yaka olarak çalıştığım dönemde iki kelimeyi bir araya getiremeyen aptal ve eğitimsiz bir yönetici altında açlık sınırının altında haftanın 6 günü çalışmak resmi tatillerde çalışmak inanın güzel bir şey değil. Bu yüzden ya tahammül ya sefer maalesef
Türkiye’de mobbinge ses çıkartmak işinizi kaybetmekle sonuçlanır. Tecrübe ile sabittir. Dünyanın en büyük firmalarından birinde çalışırken, firmanın güya kendi mobbinge ses çıkartma ortamına videolu, sesli ve yazılı kanıtlarıyla yıllarca yaşadığım mobbingi şikayet ettim. Olayın üstü hemen kapatıldı üstüne dalga geçer gibi yöneticim terfi aldı.
Kasabadaki yasam'in ici doldurulmamis, yani nerede yasanirsa yasansin bir gelir elde etmek gerekiyor, tarimla ugrasiyorlarsa mesela, sirketteki yasama gore bir karsilastirma yapilabilirdi belki. O evin kirasinin da 2,000 lira olmasi biraz tuhaf geldi. Sabiha'dan Dalaman Havalimani'na tek gidis o ucret hemen hemen. 7 donum bahce + tas ev, pek gercekci gelmedi bana.
globalde kurumsal bir firmada çalışıyordum, aynı firma için türkiyede , 30 yaşında müdür , senior gibi titlelar alırken yurtdışında 45-50 yaşında başlıyor , türkiyede insanları çalıştırmak için artık para yerine job title veriliyor ,
videoların genel içeriğinde, beyaz yakadan soğutma, mavi yaka övgüsü, beyaz yaka olmayın mavi yaka olun ticarete atılın gibi alt metinler söz konusu. sektör zaten kalabalık rekabet yaratmayalım değil mi .d
1 bölüm eat pray love izlemek daha fazla kapı açar gönlünde, belki bulursun kendini kendinde, verdin mi kalbinle el ele, ne düzen durur önünde ne de "sen", kaderin yalnız senin elinde..
3 video bölümünü de izledim . Dayanılmaz bir baskı adeta beynimi sardı . Babasının ayakkabı dükkanını işleten beyefendi dışındaki kişilerin özellikle tişörtünde insan figürleri olan hanımefendi ... durumu kabullenmeleri , "hoşumuza gitmese de alıştık artık, hoşuma gitmese de kendimi kanıtlamam lazım " şekline bürününen davranışları ve kişilikleri beni içten içe çiğnedi ! Kusura bakmayın lütfen ama iğrendim . Başka bir terim bulamıyorum . "Profesyonel hizmetli " düşüncesini nasıl bu kadar küçümseyebildiniz nasıl bunu kendinize yakıştırdınız . Bir balta alıp ormanda yaşamak kat kat mantıklı değil mi ? Bu kadar alçalmak ne zaman doğal kabul edilir oldu ??!
13. dakikada mülakatı veren "demoklasin kılıcı" diyor. Siz demokrasinin kılıcı olarak altyazılamışsınız. Ya da otomatik altyazıı düzeltmemişsiniz. bilginiz olsun
plazalarda naylon iş yaptığınız için böyle oluyor beyaz yakalılarda.. gerçek bir fabrikada beyaz yakalar kol koladır, işçiyle omuz omuzadır. hiç bu acıları dertleri yoktur.
Haklı olduğu yönler var fakat beyaz yakayla mavi yakayı kıyaslamak sacma. Şu an beyaz yaka çalışanı olsam da bir dönem mavi yaka olarak da çalıştığım oldu ve hiç kolay bir iş değil. Ki ben çoğu beyaz yakalinin bunun yapamayacağını düşünürüm. Çünkü epey yıpratıcı bir şey özellikle bizim ülkemizde. Sorun zaten sistemsel ne beyaz ya ne mavi yaka emeklerinin karşılığını alamıyor artık burada.
Bende bir inşaat şirketinde beyaz yaka olarak çalışıyorum. 4 dil bilmeme rağmen, iş değiştirme çabasındayım. İnşaa ettiğimiz şey de nükleer santral, anladın sen neresi Türkiyede. Boş zamanımda, kendime vakit ayırarak web programcılığı üzerine geliştirmeye çalışıyorum. Az önce bende Yağmur Arslan hanımefendiyi LinkedIn den ve İnstagram dan arattım, maalesef bulamadım. Kendisi eğer yorumları okursa bir gün, (hiç zannetmiyorum) ona ulaşabileceğimiz bir kanalı bizlerle paylaşabilir mi?
"Hepimiz birer çarkın dişlisiyiz ama en azından burada (Almanya'da) çarkı yağlıyorlar" hanımefendi o kadar iyi söyledi ki
evet cok guzel soyledi gercekten.
Müthiş bir cümle
Burda kuru kuru....😂
Videoyu izleyince is hayatina yurtdışında başladığım ve yönetici olduğum için şükrettim. Yurtdışından verilen örneklerin hepsi doğru. 30 küsur izin günü olan ve 3 hafta kesintisiz izin alabilen elemanlarim var. Bana bugun hastayim dediklerinde iş aksasa bile onlara geçmiş olsun iyilesmene odaklan dışında hiçbir şey diyemiyorum ki bundan da memnunum çünkü benim müdürüm de bana aynısını demek zorunda. Her 6 ayda bir elemanlarla senin için ne yapabilirim, memnuniyet durumun nedir diye birebir toplantılar yapıyoruz. Is stresi ve iş yükü ne olursa olsun insan odaklı bir sistemde çalışmaktan memnunum. Günün sonunda kapitalist bir sistemde hepimiz eziliyoruz ama insanlara zulüm etmek, mobbing uygulamak is dışı saatlerde is ile ilgili rahatsiz etmek çok adice.
Vay be ne güzel yazdıklarının tam tersi burada geçerli abla burada nasılsın diye sormazlar ama sen derdini söylersen şükret derler hasta olursun gel derler vs vs
Bim de ugramadigim mobing haksizlik kalmadi en sonunda istifa ettim Allah bin belalarini versin
Varmı böyle iş yerleri
Yanlış bilgi veriyor, çalışmaya başladığın ilk günden itibaren izin hakkına sahip olmuyorsun, en azından Belçika'da olmuyorsun. 20 gün izin sahibi olabilmen için 1 yıl çalışmış olman lazım burda da.
@@ufukdemirsoy06 yurtdışı Belçika'dan mi ibaret??? Çalışmaya başladığın günden itibaren yıllık 20 günlük izin hakkın hesaplanır, eğer yılın ortasından basladiysan 10 gün izin hakkın olur Aralık ayına kadar kullanmak zorundasın benim yaşadığım ülkede ve Almanya'da da böyle. Hayat sizin yaşadığınız yerden ibaret değil ha bir de bu dar bakış açısıyla başkalarını yanlış bilgi vermekle suçlamadan Google araştırmasi yapmanız yeterli. Haydi güle güle.
belgeseldeki bence en acı konu artık beyaz yakanın bu döngüden sıyrılabileği alanların da bitmek üzere olmas. bugün herşeyi geride bırakıp şehirden kaçıp bilmem ne kasabasına yerleşmek istesen orda bile önüne öyle bir rakam çıkıyor ki insanın eli kolu bağlanıyor. kafesin demirleri artık çok daha kalın ve sağlam gibi. 6 senedir beyaz yakayım 28 yaşımda hala genç sayılabilcek halde olmama rağmen ruhum çoktan emekli olmuş gibi hissediyorum.
Aslında kaçılmak istenen kasaba bile yolları asfalt olan internet erişimi olan ve şehre yakın bilhassa da büyük şehirlerde olan bir kasaba değil mi? Aslında mesele sadece şehirden kaçmak ve yine aslında kolaya kaçmak. Yakındaki, konforlu ve hesaplı... Yanılıyorumdur elbette çünkü her durum böyle değildir fakat yakanın rengi ne olursa olsun her insan şunu bilmeli ki hayat kolay değil ve her halükarda ya işçi ya işveren. Egosuyla boğuşuyor insanların çoğu. Gerçekten farklı sınıfta hissetmek ihtiyacı aslında insanı darlıyor... Yine elbette yanılıyorumdur ama kanaatim en nihayetinde böyle.
Ne kadar kaçarsan kaç
@@drkemankesh haklısın
33 yaşındayım 6 yıldır beyaz yakayım ruhen bittim resmen.
3 BÖLÜMÜDE İZLEDİM, işçi sınıfının (beyaz yad da mavi yaka) yaşanmışlıkları ve bu tecrübelerini dinlemek çok güzeldi emeği geçenlere teşekkür ederiz. Bu tarz mağduriyetler umarım her geçen gün azalır. Ama bunun için birlik olmak lazım tabikide.
Beyaz yakalı biri olarak söylüyorum,herkes dışardan önyargı ile yaklaşıyor işte bileğine kuvvet fareyi döndür klavyeye tuşa bas işin çok rahat felan filan. şuan saat 21.06 şu saatte bu yorumu yazıyorum şuan hala whatsappdan iş yapıyorum şu video yu durdura durdura 2 saatte izleyemeceğim herhalde iğrenç bir meslek ben mavi yaka olarak da çalıştım yoruluyor vücut ama eve gelip yemeğini yiyip dışarıda cafede sahilde kafam rahat ve dinlenmiş oluyordum.Ofiste çalışıyorum diye insanlar çok rahat diyor ya arkadaş orda otura otura skolyoz oldum.Yemek saatin belli değil çıkış saatin hiç belli değil zaten istediğim kadar para alayım onu harcayacak vakit yok çok büyük hevesle girdim üniversite bitti diplomamı aldım dedim ama ne yazıkki olmadı.Ve ben 22 yaşındayım siz düşünün.Tüm arkadaşlarıma bunu anlatmaya çalışıyorum.3 videoya bölüp çektiğiniz için teşekkür ederim.Gerizekalı insanlar yine anlayamayacaklar bu eziyeti
3 bölümü de izledim, çok kaliteli bir çalışma olmuş. Kendi adıma çıkarımlarım oldu, fark edip dillendiremediğim şeyler konuşuldu. Ah keşke alt yazıları kapatma seçeneğim olsaydı
Kaliteli bir iş ortaya çıkarmışsınız, 22 yaşında üniversite 3'e giden bir genç olarak uzun zamandır kafamda cevap bulamadığım aklımı kurcalayan bir kısım sorulara bu 3 bölümlük mini belgeselde sonuç buldum diyebilirim. Hala cevaplanması ve bulunması gereken çok soru var ama bunların çoğunu yaşayarak elde edeceğiz gibi duruyor. Yapımda emeği geçen herkese teşekkürler, emeğinize sağlık..
‘Plaza işçileri’nin de yaşam koşullarının kötüleştiği bir dönemde çok anlamlı bir belgesel olmuş. Tüm ekibin eline sağlık.
Birlikte kazanana şirket kaybedene aile denir
Aydınlanma olmasını istemiyor sermaye kesimi... Her şeyin özeti...
Beyaz Yaka diye adlandirilan is gucunun analizini, ben ilgiyle izledim, Genelde negatif bir perspectiveden ele alinmis ama cok dogru tespitler var. 1980 lerde 18-28 yas araliginda ben de ozel sektorde calisiyordum , is saatleri belirsiz- ucretsiz mesailer hep vardi. , isveren ve yonetici kadrosunun alt kadrodan gercekci olmayan beklentileri, hic bir sey degismemis. Hizla artan genc universite mezunu is arayanlarin arasindaki is bulma yarisi, daha hizli akan bir is- yasam surecinde daha da ozveri gerektiren, "rat race' dedikleri manasiz ve insani tuketen, bezdiren bir tablo cikiyor ortaya ozellikle agirlasan ekonomik baskilar insanlara cok fazla secenek birakmiyor. insallah bir reform olur yakinda. Belgesi hazirlanyalara tesekkur ederim
çağrı merkezi çalışanı olmak bir beyaz yakalı olma durumuysa, evet bende o ekosistemdeydim ve o ekosistemden kurtulmuş biri olarak söyleyebileceğim tek şey insan ilişkilerimi kurma konusunda sadece bu yönüyle iyi geldi aldığım şirket içi eğitimlerle birlikte. Diğer taraftan en alt kademedeki biri olarak sadece asgari ücretli çalışansın ve o istediğin noktaya bir türlü ulaşamıyorsun çünkü paçandan aşağı çekmeye çalışan 20 küsür daha arkadaşın var aynı ofiste çalışıp her sabah günaydın dediğin
@SLOTmedia ; Tam on yil bir Amerikan sirketinin Istanbul ofisi ve Londra ofislerinde yonetici duzeyinde calistiktan sonra, isi birakip 2015'te Norvec'e yerlestim. Su an 39 yasindayim...Hep istedigim seye yoneldim; devlet sanat akademisine kabul edildim, mezun oldum ve sanatci olarak hayatimi idame ettirip yasiyorum. Bu degisimler hic kolay olmadi. Beyaz yaka olma sebebim ailevi sebepler, yonlendirmeler ve Turkiye'deki sosyoekonomik ve sosyo kulturel durum idi..Sanat ya da edebiyat okuyacaksin da ne olacak, ayaklarin uzerinde durman lazim psikolojisi ve toplumumuzda bireyselligin gelismemis olmasi...Acikcasi beyaz yakayken en son biraktigim pozisyondan ayrilirken, buraya kadar yukselmissin, kafayi mi yedin, ne sacmaliyorsun gibi laflar duydum. Fakat ben zaten hic bir zaman bir umutla ve hayalle baslamamistim. Ben " bu isi bir gun birakirim" duygum ve dusuncem hep vardi. Fakat kisinin birey olarak karar vermesi, hayatini sekillendirmesi, ozellikle Turkiye gibi topluluk kulturunun disinda dusuncelere sahip olmasi ve bu dusunceleri aciklikla benimseyip hayatina yansitabilmesi zaman aliyor. Benim icin de beyaz yaka calisma hayati kendi bireyselligime bir yolculuk oldu daha ziyade. Elinize saglik guzel bir calisma olmus.
Tebrikler
Tebrik ederim. Neden norvec ben onu merak ettim.
@@SSupernovaUniversite/ sanat akademisi egitimi ucretsiz (di), cok kaliteli ve icerik olarak aradigim egitimdi. Sonrasinda da sanat ile ugrasmak icin ideal bir yer. Ben egitimimi ucretsiz tamamlayan sansli EU disi ogrencilerdendim. Malesef gecen yil itibariyle EU disindan gelen ogrencilerden cok ciddi miktarda egitim ucreti talep ediliyor Norvec'te artik.
@@esraduzen resmen kopruden onceki son cikisi yakalamissiniz. Kurumsal kariyerden sonra bu kadar cesur bir kararin bu sekilde olumlu sonuclanmasina cok sevindim. Yolunuz acik olsun, bol sanslar
@@SSupernova Tesekkur ederim guzel mesajiniz icin.
Her şey ülkeye benziyor. 🙂 Trafik, iş, sektör, çalışma...
@SLOTmadia müdürü “yanlışlıkla 3 bölümü nasıl tekte paylaştınız lan?” diye beyaz yakalı personelleri darlıyor şu an 😀 şaka bir yana bilinçli olmadan hayat çizgimi gerçekten doğru çizmişim. Lisans eğitimden mezun olduğumda, beyaz yaka olarak iş bulamayacağımı düşünerek sizin deyiminizle “sermaye sınıfı” olmuşum farkında olmadan… pek de sermayem yoktu aslında da start up bazen sermaye yerine geçebiliyor. Şu belgeseli izleyince anladım beyaz yaka olamazmışım iyi ki olmamışım da…
Son zamanlarda izledigim en carpici belgeseldi, 2014'ten beri Hollanda'dayim, Almanya'daki hanimefendinin soyledikleri benim tecrubelerimi de yansitiyor, bunun disinda Turkiye'de edindigimiz pratiklik bizim avantajimiza oluyor tipki reklamci beyfendinin ongordugu gibi... Hollanda-Turkiye ayriminda tek fark zaman ve alimgucu, hobiler icin zamaniniz ve alimgucunuz oluyor.
Ulkeler ayrimi yapmaksizin serinin ilk bolumundeki sinif atlama konusu cok yerinde bir tespit, ne yaparsaniz yapin dogdugunuz aile sizi siz yapiyor bu konuda, bu yuzden cocuk yapmayi da dusunmuyorum, birakayim hep ayricaliklilar devam etsin bakalim...
Bu son videodaki farklı kişilerin tespitleri beyaz yakalı iş hayatımın özeti,mükemmel tespitler
Konusu itibari ile harika bir belgesel olmuş. Emeği geçenlerin ellerine sağlık.
Hahahahaa cok iyiydi ya 4:15 'te "Bu urunumuze guveniyo muyuz dendiginde AL diyosun" :))))))))))
Bu serinin neden devamı gelmemiş. İzlerken ağladım, hem kendim hem ülkemdeki mensubu olduğum Y Kuşağı adına.
Videodaki kişileri kıyaslamak doğru mu bilmiyorum ama ayakkabı dükkanındaki abimiz baya bilgili, donanımlı. Giyinişi, konuşma şeklindeki rahatlığı, çafçaflı kelimeler seçmeyişi, kasılmayışı ile beyaz yakalılığın içi boş illizyonunu çözdüğünün belirtisi.
O muglaya göcen Mustafada öyle.
22:22 “Şahit olup yokmuş gibi yaşamak çok ciddi bir içsel çatışma”
Çok iyi hazırlanmış bir seriydi tebrik ederim ..
3 bölümüde izledim, genç olarak şunu diyebilirim, ne beyaz yakalı hak ettiğini alıyor ne mavi yakalı, ülkede alım gücü berbat düzeyde, siyasetçiler her şey güzel olacak diyor bla bla, bence artık güzel bir şey olmayacak, imkanını bulduğu zaman her genç TR den kaçmaya çalışacak.
Ülkeyi yobazlara teslim edip kaçmayı düşünürseniz başımıza daha neler neler gelir. Videoda da belirttikleri gibi Avrupa'da daima ikinci sınıfsın. Keşke bu güzel ülkemize bu kadar geç olmadan sahip çıkılsaydı. 19 Mayıslar yasaklanırken, Taksim'de masalar kaldırılırken, gerici zihniyet her yeri ele geçirirken ses çıkarılmalıydı. O günler bu günlere hazırlıktı. Ülkeden sizleri kaçırıp, Arapları ülkeye doldurma politikası emperyalist bir projedir. 2000lerin başındaki Taksim görüntülerini izleyin, ne güzel bir ülkemiz vardı, onu geri getirmek için çaba sarf edin, bu ülke hiç bir siyasinin tapulu malı değil. Bu ülke Türk gençlerine emanet edildi.
Herkes en fazla 9-5 çalışmalı, en az ayda bir gün hafta içi izin kullanabilmeli… hiçbir şirket batmaz tam tersine daha verimli olur çalışmalar.. sorunlarımızı şikayet etmeliyiz, isteklerimizi daha çok gür sesle, birlikle söylemeliyiz..
Dalaman'daki köye göçmüş abi, şehirde olsa 5 hane diye diye fiyatlar da 5 haneye çıktı. Yapmayın etmeyin, oturacak ev bulamıyoruz :)
Apo'nun en sevdiğim parçalarından biri olan Urgan ile yapılan final tek kelimeyle mükemmel.
2021 yılında müdür iken, ve 60-70 izin günüm varken evlendim ve 1 aylık uzun tatil/balayı aldım. Herşey önceden ayarlı idi. Balayımın 3ncü haftasında 1 hafta erken gelsen olur mu diye arandım. Hikaye bu kadar.
Sende döndüysen kerizsin. Hayatının en güzel anlarını böldüysen :( Sana daha neler yaptırırlar.
Tırcı oldum dünya varmış dırdır yok her yeri geziyorumm niye dahaaa önceden düşünmedim bunuuuu
3 videoyu da izledim güzel seri ❤
Sistemin dışına Alaçatı'da çıkıyorlar. Haha sırf Alaçatı ismi için tercih edildiği ne kadar belli. ya da Kaş. Sistemin dışına nereye gideceğini bile sistem belirliyor. Karmaşadan kaçmak herşeyi daha karmaşık hale getirebilir bazen.
Aileyiz palavrası😝😝
Yok öyle bir şey
Ben Amerikada yasiyorum yazilimciyim ama yapmiyorum butun beyaz yaka arkadaslarim yazilimcilik ile geciniyorlar ticareti tutturursan gecinmiyorsun yasiyorsun. Esim ve ben ticaretle ugrasiyoruz ve kendimizin patronu olma bile yeter. Hesap verme duygusu cok kotu malesef. Surekli bir sitres biyere bagli calismak. Dilerim herkes mutlu oldugu isi yapsin
Yazılım işide pek umut vermiyor, yapay zeka şuan istediğin programlama dilinde problemi doğru bir soru ile ifade edip parametreleri girdiğinde kodları saniyede yazıyor.Ve daha ileri boyuttaki yapay zekanın henüz piyasaya çıkmamış yeni sürümlerinin geliştirebileceği programların yazılımların kodlamalarını düşünmek bile istemiyorum.Robotların yazılımları ilerde yapay zeka tarafından çok kısa bir sürede yapılabilecek ve sürekli yenilenebilecek.En iyisi stresten uzak toprağını ekip biçmek bu teknolojiyle baş etmek çok zorlaşacak.
Videoyu izlerken mavi yaka olduguma sukur ettim. En azindan eve giderkene kafam rahat yarini dusunmuyorun
5:45 Ha haa ha tanıdık geldi :)) s.v.gi hanım yaa bu. kurtköy standarttim reklam da çalıştım 10 yıl kesinlikle bunları yaşadık 24saat çalış 2saat uyu 24 saat çalış mesayi ücretiyok zamyok ....
Biz bir aileyiz diyen zaten koyuyor... Bize
Fragmanın direkt "Chuck" dizisinden esinlenilmesi...
Tüket, üret, tüket, üret. Bu döngü kırılmadıkça, biz tüketenler ve tükettiğimizi yerine koymak için daha çok çalışacağız. İnsanlık olarak yapıyoruz ve şikayet ediyoruz. Daha az tüket ki az çalış
Mükemmel bir seri olmuş.
13:08 Altyazı yanlış. Demokrasinin değil, Demokles'in
Birinci fena değildi ama bu çok iç bayıcı olmuş. Bu güzel memleketin gülünü sevip de, dikenine katlanmamak olmaz. Hep dikene bakıp, diken diken her yer diken demeye gerek yok, Yabancı ülkeler hep gül mü? Japonyada patron çıkmadan çıkamayan elemanlar dışarda otelde kalıp ,sabah işe dönüyor. Ne para alırsa alsın, çoğu deli gibi okumuş teknik adam bunlar.Almanyada imalat hattını tuvaleti gelince bile bırakamayan elemanı herkes anlatır disiplini, patronun en erken gelen, en geç çıkan olduğunu. Uzatmaya gerek yok, son söz, burdan gidin biraz yeşilçam jönlerinin kariyerlerine bakın: Cüneyt Arkın : şok olursunuz, adam nelere sabretmiş, ne işler yapmış, ne zorluklar yaşamış.
Aza şükredelim de hayatlarımız daha da b.k a batsın değil mi?
bu ülkede siyasetçiler hariç herkesin hayatı zor keşke artık doysalar da sıra bize gelse
Haftada 3 gun çalışmaya geçen avrupa ülkeleri var. Hadi onu gectim, ulkemizde haftanin 6 gunu sabah 8 aksam 18 calistiriyor özel sektor. Bunu en azindan haftanin 5 gunune indirmek elzem. 3 ulkemizde imkansiz lakin hadi 4 bile olsa kimse beyaz yakali mavi yakali maas konularini kafaya takmaz diye dusunuyorum
Bu turkiyenin bir cozulemeyen ve kimsenin ses çıkarmadığı bir sorundur esas sebebi ise beyaz yakalı yada mavi yakalilarin bir sendikasının olmamasıdır,sendikaları da ne durumda ve kimlerin yanında olduğu belli ,haftada 40 saatir yada 45 ama fazladan çalışmada ödeme yapılmaz ve kimse hakkını aramaz arayamaz
Patronunun çocuğu özel okulda okusun diye mesaiye kalma arkadaaaaş. !!!
Emeginize saglik, iyi ki karsima çıktı, harika is olmus💜⭐🤗
Hastalıktan geberirken bile canım idare etsen biliyorsun izin dönemi destek eleman yok dendi ve ben ağlaya ağlaya işe gittim. Sürekli eksik çalışmak da cabası. Belirli kıdemdekiler yıllık izin alır, hastalık izni alır, saçma sapan izinler alabilirken bekar ve çocuksuzsanız eğer yazlık bir beldedeki şubeye bile destek eleman olarak gönderilebilirsiniz. Zor ama dışarısı daha zor. Üniversiteden sonra mavi yaka olarak çalıştığım dönemde iki kelimeyi bir araya getiremeyen aptal ve eğitimsiz bir yönetici altında açlık sınırının altında haftanın 6 günü çalışmak resmi tatillerde çalışmak inanın güzel bir şey değil. Bu yüzden ya tahammül ya sefer maalesef
2000 mi? Bu video ne zaman cekilmis yahu?
Çalışmayalım en temiz iş. Kafamız rahat olsun.
Türkiye’de mobbinge ses çıkartmak işinizi kaybetmekle sonuçlanır. Tecrübe ile sabittir. Dünyanın en büyük firmalarından birinde çalışırken, firmanın güya kendi mobbinge ses çıkartma ortamına videolu, sesli ve yazılı kanıtlarıyla yıllarca yaşadığım mobbingi şikayet ettim. Olayın üstü hemen kapatıldı üstüne dalga geçer gibi yöneticim terfi aldı.
müthiş belgesel
13:10 democles'in kılıcıdır o :)
Biz bir aileyiz en büyük yalan.
13:09 altyazıdan sorunlu kardeş... "(...) demokrasinin kılıcı (...)" değil o; "Demokles'in kılıcı".
iş için bir araya gelen kişilerin aile olacak kadar yüz göz olmasına gerek yok.
Sayın altyazı editörü,
13:08 de kavram Demokles'in kılıcı olacak. Kolay gelsin diliyorum
Mavi yaka o kadar iyiyse hepiniz istifa edip mavi yaka çalışabilirsiniz
Ayakkabıcı filozof gibi maşallah
ekibe tsklr film gibi..lutfen yeni seriler zuccaciyedeki fillerden bahseden! 👏
Demokrasinin kılıcı değil Demokles'in kılıcı :)
Japonya ve Güney Kore bize çok benziyor. Amerika biraz benziyor. Avrupa farklı. Kuzey Avrupa’da mesai az, ama mesai içi yoğun
Uyanma vakti işçi sınıfı
Biz bir aile miyiz yerseniz gençler 😀
Kazanana şirket kaybedenine aile denir #çağrısinci
Çok faydalı bir paylaşım
Ayakkabıcı efsane :)))
Kasabadaki yasam'in ici doldurulmamis, yani nerede yasanirsa yasansin bir gelir elde etmek gerekiyor, tarimla ugrasiyorlarsa mesela, sirketteki yasama gore bir karsilastirma yapilabilirdi belki. O evin kirasinin da 2,000 lira olmasi biraz tuhaf geldi. Sabiha'dan Dalaman Havalimani'na tek gidis o ucret hemen hemen. 7 donum bahce + tas ev, pek gercekci gelmedi bana.
Aynen. Çocukları büyütmüş emekli karı koca anca barınır oralarda.
Kaçın İstanbul’dan gardaşım…
İstanbul adamın ömrünü yiyor…
globalde kurumsal bir firmada çalışıyordum, aynı firma için türkiyede , 30 yaşında müdür , senior gibi titlelar alırken yurtdışında 45-50 yaşında başlıyor , türkiyede insanları çalıştırmak için artık para yerine job title veriliyor ,
Kisaca sefil bir hayat
Almanya ya IT götüren hanımefendiye nasıl ulaşabilirim.
videoların genel içeriğinde, beyaz yakadan soğutma, mavi yaka övgüsü, beyaz yaka olmayın mavi yaka olun ticarete atılın gibi alt metinler söz konusu. sektör zaten kalabalık rekabet yaratmayalım değil mi .d
Patronunuz karınızın adını bilmesin zaten beyler :D
😂😂😂 tam aklımdan geçen
1 bölüm eat pray love izlemek daha fazla kapı açar gönlünde, belki bulursun kendini kendinde, verdin mi kalbinle el ele, ne düzen durur önünde ne de "sen", kaderin yalnız senin elinde..
04:20 koptum🤣🤣
Gece gündüz çalıştığınızı sadece aileniz hatırlayacak ve hangi pozisyonda olursanız olun siz öldükten bir hafta sonra yeriniz dolacak.
Harika bir yapit olmu$ gercekten.......de......$u altyazi olmayaydi......😅
Çalıştınız şirketleri söyleyerek başka hayatları kurtarın.
Yakarsa dünyayı beyaz yaka yakar..
Köye göçen beyefendinin kirası 2000 tl dediği evin simdiki kirasi ne kadardir acaba 🤔
24.50 köy enstitülerini anlatıyor
3 video bölümünü de izledim . Dayanılmaz bir baskı adeta beynimi sardı . Babasının ayakkabı dükkanını işleten beyefendi dışındaki kişilerin özellikle tişörtünde insan figürleri olan hanımefendi ... durumu kabullenmeleri , "hoşumuza gitmese de alıştık artık, hoşuma gitmese de kendimi kanıtlamam lazım " şekline bürününen davranışları ve kişilikleri beni içten içe çiğnedi ! Kusura bakmayın lütfen ama iğrendim . Başka bir terim bulamıyorum . "Profesyonel hizmetli " düşüncesini nasıl bu kadar küçümseyebildiniz nasıl bunu kendinize yakıştırdınız . Bir balta alıp ormanda yaşamak kat kat mantıklı değil mi ? Bu kadar alçalmak ne zaman doğal kabul edilir oldu ??!
Mükko 👏👏✅
elinize sağlık
Çarpıcı.. aydınlatıcı
Kölelik gibisi yok 😂
Bravo ya...
13.08
Evet, demokrasinin de kılıcı vardır.😜
yoga konusunda katılmıyorum, yoga eğitmeni değilim ara sıra yapıyorum sadece ama etkili olduğunu söyleyebilirim
24:08 % 1 var mı kardeşim bu şirketlerin oranı?
13. dakikada mülakatı veren "demoklasin kılıcı" diyor. Siz demokrasinin kılıcı olarak altyazılamışsınız. Ya da otomatik altyazıı düzeltmemişsiniz. bilginiz olsun
bunlar tüm dünyada var malesef
plazalarda naylon iş yaptığınız için böyle oluyor beyaz yakalılarda.. gerçek bir fabrikada beyaz yakalar kol koladır, işçiyle omuz omuzadır. hiç bu acıları dertleri yoktur.
Devlette ki ağlar özelde ki ağlar Allah’ıma memleket komple Müslüm havasında . Çözüm net yeniden inşaa
Dk 17:50❤
3 ay önce çalıştığım yerde stajyerime anlattığım şeyleri duymak beni çok şaşırttı.
Çalışmak o kadar zor geliyor ki beyaz yakalılara bu sitemlerin hepsi onla alakalı.
Haklı olduğu yönler var fakat beyaz yakayla mavi yakayı kıyaslamak sacma. Şu an beyaz yaka çalışanı olsam da bir dönem mavi yaka olarak da çalıştığım oldu ve hiç kolay bir iş değil. Ki ben çoğu beyaz yakalinin bunun yapamayacağını düşünürüm. Çünkü epey yıpratıcı bir şey özellikle bizim ülkemizde. Sorun zaten sistemsel ne beyaz ya ne mavi yaka emeklerinin karşılığını alamıyor artık burada.
İkcı arkadaşımız hangi firmada başvuru yapmak istiyoruz:)
Bende bir inşaat şirketinde beyaz yaka olarak çalışıyorum. 4 dil bilmeme rağmen, iş değiştirme çabasındayım. İnşaa ettiğimiz şey de nükleer santral, anladın sen neresi Türkiyede.
Boş zamanımda, kendime vakit ayırarak web programcılığı üzerine geliştirmeye çalışıyorum.
Az önce bende Yağmur Arslan hanımefendiyi LinkedIn den ve İnstagram dan arattım, maalesef bulamadım. Kendisi eğer yorumları okursa bir gün, (hiç zannetmiyorum) ona ulaşabileceğimiz bir kanalı bizlerle paylaşabilir mi?
Avrupa amerika bizi kiskaniyor cünkü 35 sene gerideyiz 😂