Ben arabım ve türkçe öğreniyorum size dinliyorum.-Türkçemi geliştirmek için - ve sizlere çok seviyorum. ❤ Osmanlıca öğrenmeye çalışıyorum inşallah okumayı sökerim .
Oktay Sinanoğlunun bir videosunda Osmanlıca, yada büyüklerimizin değimi ile Eski Türkçe dilinin bizim öz türkçemiz olduğunu ve kesinlikle sahiplenilmesi gerektiğini izlemiştim. Biraz garip gelmişti o zaman, ama sizin açıklamalarınız ile olayı daha iyi anlamlandırdım. Teşekkürler.
Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nda resmi yazışmalarda, edebiyatta ve bürokraside kullanılan bir yazı diliydi. Ancak halk arasında konuşulan dil, günümüz Türkçesine daha yakın olan halk Türkçesiydi.
Muhterem Efendim, Sizleri ve yaptıklarınızı çok beğeniyor ve seviyoruz. Kötüler ve kötülükler; Sizleri incitmesin. Onlar yokluğa mahkum olmuş insancıklardır. Ayrıca bu Ülkenin vatandaşı olup, bizimle aynı dili konuşan ancak kalbi başka yere bağlı insanlar var. Bu insanları kendimizden zannedip söyledikleri ve yazdıklarına aldırış etmeyiniz. Yayınlarınız bizim için; Sahra Çölünde; bir Vaha gibi. Tekrar tekrar izliyoruz. Sizlere Sağlık ve afiyet diliyorum. ALLAH sizlerin korusun. 🎉 ❤
Allah siz den razı olsun. Hakikatli bir kardeşimiz ve çok güzel bir öğretmensiniz. Allah sizi güzel ömürlü ve uzun soluklu kılsın. Güzel hizmetiniz hedeflerinizin ötesinde ses getirsin , meyve versin inşâAllah.
Bu konuda video yapmanız oldukça yararlı oldu. Ben daha öncesinde küçük çaplı bir araştırma yapmıştım, sizin videonuzla özümsemiş oldum. Dili siyaset üstü bir değer olarak görüyorum. Kültürün en büyük ve olmazsa olmaz parçası. İngilizce kökenli kelimeler kullandığımda nasıl ki İngiliz olmuyorsam, Arapça ve Farsça kökenli kelimeler kullandığımda da Arap ve Fars olmuyorum. İnsan ifade edebildiği kadardır. Eğer benim dilimde karşılığı olmayan bir şey varsa, onu diğer dillerden alıp kullanırım. Ve ben de Türklüğümle gurur duyan bir gencim.
Ben bu konudan bahsettiğiniz önceki videolarınızda sizi çok iyi anlamıştım. Böyle suçlanmanıza da üzülmüştüm. Yorumlardan çok etkilenmemeye çalışın. Siz kendinizi harika açıklıyorsunuz zaten. Dediklerinizi duymazdan gelen insanlar hep olacak maalesef. Yine de çabanızı takdir ediyorum. Videolarınız için teşekkürler. ❤
@tarikhotic9777 ruhlarını benliklerini yahudi-hristiyan soslu nefisperest olarak kunuşup düşünüp yaşadıkları için. Yeminli İslam düşmanına dönüştürüldükleri ve pek çoğunun bu hususta edilgen olduklarını bile idrâk edemedikleri için. Bir sürü misalden süzülmüş bir kanaattir bu ve bir vakıadır.
@@tarikhotic9777batılılaşmaktan bahsediyor Cadılar bayramı, yılbaşı kutlaması, başlamak yerine start almak gibi mal mal kelimelerle Türkçe'nin içine sıçılması ve daha daha nicesi...
Dertlenmeyiniz efendim, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Tabi ispatı yapacak bilgiye sahipse! Türk Dili anlam, duygu, düşünce, bilgi gibi birçok meziyetin ifade ve aktarımında çok başarılı bir dildir. İspat edebiyatımızın üstatları şair ve yazarlarımızdır. Her biri ayrı ayrı yeteneklerini ustaca bizlere aktarabiliyorsa bu kullandıkları dilin zenginliği iledir. Değerli katkılarınız ve paylaşımlarınız için teşekkürler.
Çok değerli çalışmalarınızı takdirle karşılıyor, teşekkür ediyorum. Sizi Viyanadan izliyor, türkçemi sayenizde dahada geliştiriyorum. Tekrar çok teşekkür ediyorum.💐
@@Teri_Berk Bu "çekinmeden, gevelemedeni geri çekilmeden, korkmadan" anlamına gelen bir deyimdir. Yani bir övgü ifadesidir. Hadi bunu anlamadınız, bundan önceki torumda "Yaşayın var olun!" kısmından da mı bir şey anlayamadınız?
Aceleden pek çok yazım hatası yapıyorum ama... Toplumumuzun günden güne deyim ve atasözü cahili haline gelip ondan sonra mecazdan, kinayeden anlamadan önüne gelene hakaret suçlaması yapmasına, ukalâlık etmesine, @Teri_Berk'in yorumu, güzel bir örnek olmuş aslında. İşin kötüsü mesela "Ne diyorsun lan sen!" tarzı hesap sormak yerine " Ben bu deyimi bilmiyorum, acaba ne demek istemiş?" diye merak edip bir sözlüğe bakmaya bile tenezzül etmemiş.
Türkçeye zenginlik katan ve halkın benimsediği yabancı kökenli sözcüklere hiç kimse karşı değil. Ama kendi dilini hakir görüp yabancı sözcüklerle konuşmayı marifet sayanlarla, öz Türkçe kelimeleri küçümseyenlerle mücadelemiz...
Çok kıymetli bir konuya değindiniz. Ağzınıza sağlık. Umarım bu millet adına büyük bir uyanış olur. Bu konuşmanız okullarda ve Üniversitelerde ders olarak okutmamız lazım. Çok teşekkürler, saygılar.
Batı milletleri bilimle, coğrafya ile teknoloji ile uğraşırken geçmişte olduğu gibi bugün de doğu milletilerine dil, dilcilik, destan ve edebiyatçılık problemlerini ve muhafazakarlığını aşılayarak bizi geri bırakmaya çalışıyorlar. Edebiyat çok güzel hoş falan filan dilin zenginliği vs ama dünya bununla dönmüyor! Umarım bir millet olarak kuantum ile fizik ile biyoloji ile matematik ile uğraşmak ve bunları aşmak verken yine dile düşüp geri kalmayız! Zira Arap, Çin, Hint dilleri de bizim kadar zengin ancak durumları ortada!
Üstadım, Zât-ı Âlinizin gayret-i şahânesini müşâhede ediyor olmanın mümtaz ayrıcalığını yaşıyorum. Dileğim odur ki, yürütmekte olduğunuz bu ulu dâvâda muvaffakiyetinize muhalif hiçbir söz ve eylem size zarar veremesin. Dâvânızı davası bilen nice erler ve hatunlar yanınızdadır, bilesiniz.
Kelimelerden geçtik. Gençlik emojilerle ve kısaltmalarla iletişim halinde. Geçmişin Liselerinde gençler Piyesler (kendi yazdıkları da olurdu) oynar, bir müzik aleti çalar, türküler söyler, halk oyunları oynardı. Liseler arası, şehirler arası yarışmaları olurdu. Münazaalar yapılırdı. Kendini ifade etmekte, konusunu savunmakta daha çok kelimeye ihtiyaç duyar, eksikliğini gidermek için daha çok okurdu. Üretirdi bir bakıma. Şimdi hızla tüketiyoruz.
Paris'de bir hemderdiniz var hocam. Ağzınıza sağlık güzel dilimizin güzelliği sizin güzel takdiminizle âdetâ billurlaşıyor. İyi ki varsınız. Bu vesileyle Fransa'da orta ikinci sınıfta okuyan oğlumun yazdığı dillerle ilgili bir kompozisyonu sizinle paylaşmak istiyorum. Tabi o Fransızca yazdı, ben de tercüme ettim. Hoşunuza gideceğini umuyorum. Selam ve saygılar. KONUŞTUĞUM DİLLER VE BEN Anadilim olan Türkçe, kişiliğimi tamamen değiştirdi. Benden büyük ağabeylerimin olduğu sakin bir ailede büyüdüğüm için daha aklı başında ve olgun oldum. Ailemi ve Türkiye'nin manzaralarını düşünürken nostaljik hissediyorum. Özellikle İstanbul'un görüntülerini zihnimde canlandırıyorum: boğazdan geçen vapurlar, masmavi gökyüzüne doğru yükselen minareler, sıcak kebap kokuları, martıların çığlıkları... Türkçede en sevdiğim kelime "hayal". Türkçe konuşuyorum çünkü, annem-babam Türk ve Türkçe konuşuyorlar ve ben de orada doğdum. Bu dil bana baklava şerbeti gibi tatlı geliyor. Ardından 2018'de Fransa'ya geldim ve burada biraz zorlanarak da olsa Fransızca öğrendim. Bu beni strese sokmuştu ama artık öyle değil. Dışarda arkadaşlarımla, komşularımla, okulda konuştuğum dil...Aynı zamanda öğrendiğim ilk yabancı dil. Bu dili konuşuyorum çünkü herkesin Fransızca konuştuğu bir okula gidiyorum. Geleceğim için Fransızca öğrenmek zorundaydım. Fransızcada en sevdiğim kelime “liberté” (özgürlük). Çünkü özgürlük olmadan mutlu olamam. İngilizceyi Fransızcadan iki yıl sonra öğrendim. Bu dili henüz çok iyi konuşamıyorum ama en azından anlayabildiğim ve kendimi ifade edebildiğim bir dil. Bu dili konuştuğumda kendimi önemli bir iş adamı gibi hissediyorum. İngilizcede en sevdiğim kelime “to be successful” (başarılı olmak). Yaygın olarak konuşulan bir dil olduğu için kolejde İspanyolcayı seçtim. Böylece İspanyolca konuşulan ülkelere rahatça seyahat edebilirim. Sözleri melodik olduğu için güzel bir dil. İspanyolcayı akıcı bir şekilde konuşmak istiyorum. Günlük hayatta asla kullanmayacağımı bilmeme rağmen Latince de öğreniyorum. Latince, Roma dillerini (Latin kökenli diller) öğrenmek veya anlamak için bilmeniz gereken bir kültür ve bilgidir. Birkaç dil konuşuyorum ve bu hayatımdaki birçok şeyi değiştiriyor. Zaten bir kelimeyi anlamadığım zaman, bildiğim diğer kelimeler sayesinde bağlantılar kuruyor ve onu anlıyorum. Ayrıca dil olmadan düşünemeyiz ki, bu çok önemli bir yetenektir. Yani ne kadar çok dil ve kelime öğrenirsek, o kadar daha hızlı ve daha büyük düşünebiliriz. MES LANGUES ET MOI PAR BERA Ma langue maternelle, le turc, me fait complètement changer de personnalité. Je deviens plus posé et mature car j'ai été élevé dans une famille calme avec des frères plus âgés. J'éprouve de la nostalgie en repensant à ma famille et à des paysages de Turquie. En particulier, je revois des images d'Istanbul : les bateaux passant par le Bosphore, les minarets se détachant sur le ciel bleu, l'odeur des kebabs tout chauds, le cri des mouettes... Mon mot préféré en turc est « hayal » qui signifie imagination. Je parle le turc, car mes parents sont turcs et parlent turc et je suis né là-bas. Cette langue a pour moi la douceur du miel des baklavas. Puis après, je suis venu en France en 2018, où j'ai appris avec un peu de difficultés le français qui me rendait stressé, mais plus maintenant. C'est la langue que je parle en dehors de chez-moi, avec mes amis, mes voisins, au collège... C'est aussi la première langue étrangère que j'ai apprise. Je parle cette langue, car je vais à l'école où tout le monde parle français. Pour mon avenir, j'étais obligé d'apprendre le français. Mon mot préféré en français est « liberté » car je n'arrive pas à être heureux sans la liberté. L'anglais, je l'ai appris deux ans après le français. Je ne parle pas encore très bien cette langue, mais c'est une langue que je comprends, avec laquelle je peux m'exprimer. J'ai l'impression d'être alors un homme d'affaires important quand je parle cette langue. Mon mot préféré en anglais est « to be successful». Au collège, j'ai choisi l'espagnol car c'est une langue beaucoup parlée. Je pourrais ainsi voyager dans les pays hispanophones et être à l'aise. C'est une belle langue car les mots sont chantants. J'aimerais bien la parler couramment. J'apprends aussi le latin, bien que je sache que je ne vais jamais l'utiliser dans la vie quotidienne; c'est de la culture, des connaissances qu'il faut savoir pour apprendre ou comprendre les langues romanes. Je parle plusieurs langues et ça change beaucoup de choses dans ma vie. Déjà, si je ne comprends pas un mot, grâce aux autres mots que je connais, je fais des liens et comprends le mot. En outre, sans langue, on ne peut pas penser, ce qui est une capacité très importante. Donc, plus on apprend de langue, de mots, plus on peut penser plus vite et plus grand.
29+ tenses in turkish language Istanbul Turkish verb conjugations A= To (towards /~for) >for words with a thick vowel in the last syllable E= To (towards /~for) >for words with a thin vowel in the last syllable Okul=School U (ou)=it’s that/ it’s about Mak/Mek (umak/emek)= aim /exertion (activity purpose /effort process)> machine/mechanism (verb)>Git-mek= to Go >> getmek> effort to go = to get there 1 .present continuous tense (right now or soon, currently or nowadays) Used to describe the current actions or planned events for designated times YOR-mak =to tire ( to try ,engage in) >Yor= go onto it too much (yorgunum=I’m tired) A/E Yormak=(to tire the mind) > to arrive at any idea of what it is I/U Yormak= to be fully occupied with it (about this matter) "Used with the suffixes -ı/i/u/ü + “yor" positive Okula gidiyorsun ( you are going to school)= Okul-a Git-i-Yor-u-Sen >School-to Go-to-Try that-You isn't it? Used as the suffixes = Mu / Mü / Mı / Mi ? Okula mı gidiyorsun? ( Are you going to school?)= Okul-a Mã-u Git-i-yor-u-sen (To-school/ Not-it / You-try-to-go)>Are you going to school or somewhere else? Okula gidiyor musun? ( Do you go to school?)= Okul-a Git-i-yor Mã-u-sen (To school /Try-to-go /Not-it-you)> Do you (try to) go to school (regularly/usually)? Okula sen mi gidiyorsun?= Are you the one going to school? 2 .simple extensive tense (used to express our own thoughts on a subject) (always, since long, sometimes, currently, sooner or later, if possible/ inşallah) positive VAR-mak = to arrive at /be there (var= ~being there) Used with the suffixes -ar/-ır/-ur >for thick vowels ER-mek= to get at /to reach (er=~achieve ) Used with the suffixes -er/-ir/-ür >for thin vowels examples Okula gidersin (You get -a chance- to go to school)= Okul-a Git-e-er-u-sen=~You'll get to go to school Gölde balık tutarsınız (you and them> You have the chance to fish in the lake) Göl-de balık tut-a-var-u-sen-iz Bunu kolayca satarız (me and them> We have a chance to sell this easily) Bu-n’u kolay-ca sat-a-var-u-weñ-iz Bunu görebilirim (I can see this) = Bu-ne’u Gör-e-Bil-e-er-u-men =~I'm able to see what this is Question sentence: In interrogative sentences it means: isn't it so /what do you think about this topic? Okula gider misin? (~Do you get to go to school?) Okul-a Git-e-er -Mã-u-Sen =You get to Go to School - is Not it?= How about you going to school? Okula mı gidersin? =Do/will you (get to) go to school? (or anywhere else) negative Mã= Not Bas-mak =to tread on/ dwell on/ stand on (pas geç= pass by > vaz geç=give up) bas git=get out of here Ez-mek = to crush/ to run over (ez geç= think nothing about > es geç= stop thinking about) Mã-bas=(No-pass/ Na pas)> (give up on/not to dwell on) >the suffix "MAZ" (for thick vowel) Mã-ez=(Don’t/ Doesn’t)> (to skip/ avoid) >the suffix "MEZ" (for thin vowel) for the 1st person singular and 1st plural is only used the suffix “Mã” ,except for questions examples Okula gitmezsin (you won't/don't go to school)= Okul-a Git-mã-ez-u-sen =You skip going to school Babam bunu yapmaz (My dad does not do this)= Baba-m bu-n’u yap-mã-bas =My dad doesn't dwell on doing this Bugün okula gitmem (I won't go to school today)> Okul-a Git-mã-u-men =I don't (have to) go to school Bugün okula gidemem (I cannot go to school today)= Okul-a Git-e-er-mã-u-men =I don't get (a chance) to go to school Kimse senden (daha) hızlı koşamaz (Nobody can run faster than you)=Kimse sen-den daha hızlı kaş-a-var-ma-bas Bir bardak su almaz mısınız (Won't you have a glass of water?)/ Bir fincan çay al-ma-bas mã-u-sen-iz =Do you (really) give up on getting a cup of tea? 3.simple future tense (soon or after) Used to describe events that we are aiming for or think are in the future Çak-mak = to tack, to fasten, to keep in mind , to hit them together (for thick vowel) Çek-mek=to pull, to take time, to feel it inside, to attract, to will (for thin vowels) positive.. Okula gideceksin (You are going to go to school)= Okul-a Git-e-çek-u-sen = You fetch (in mind) to Go to school Ali kapıyı açacak (Ali will open the door)= Ali Kapı-y-ı Aç-a-çak = Ali takes (on his mind) to open the door negative A. Okula gitmeyeceksin (You won't go to school)=Okul-a Git-mã-e-çek-u-sen =You don't take (time) to go to school B. Okula gidecek değilsin (You are not going to go to school)=Okul-a Git-e-çek değil-u-sen =You won't go to school and nobody is demanding that you 4 .simple past tense (currently or previously) Used to explain the completed events we're sure about Edû = done / Di = anymore Used as the suffixes= (Dı /Di /Du/ Dü - Tı /Ti /Tu /Tü) positive Okula gittin = You went to school = Okul-a Git-di-N İki yıl Ankara'da kaldım= I stayed in Ankara for two years Okula mı gittin ? (Did you go to school)= Okul-a Mã-u Git-di-n> You went to school or somewhere else? Okula gittin mi ? (~Have you gone to school)= Okul-a Git-di-n Mã-u> You went to school or not? negative Okula gitmedin =You didn't go to school (Okul-a Git-mã-di-N) Henüz İstanbul’a var-ma-dı-k =We haven't arrived in Istanbul yet Bugün pazara gitmediler mi? =Didn't they go to the (open public) market today? Dün çarşıya mı gittiniz? =where Did you go yesterday, to the (covered public) bazaar? Akşamleyin bakkala (markete) gittik mi? =Did we go to the grocery store in the evening? 5 .narrative/reported past tense (for now or before) Used to describe the completed events that we're unsure of MUŞ-mak = ~to inform (umuş=~perception / muştu> müjde=gospel) that means >I was informed/ I heard/ I found out/ I noticed/ I learned that used as the suffixes= (Mış/ Muş - Miş/ Müş) positive Okula gitmişsin= I heard you went to school Yanlış birşey yapmışım= I realized I did something wrong negative A. Okula gitmemişsin (I heard that you didn't go to school)=Okul-a Git-mã-miş-u-sen =I learned that you didn't go to school B. Okula gitmiş değilsin (Okul-a Git--miş değil-u-sen)=(It's obvious) You haven't gone to school In a question sentence it means: Do you have any info about/ Have you heard/ Did you notice/ Does it look like that? İbrahim dün okula gitmiş mi? =Did you hear whether Abraham went to school yesterday? İbrahim bugün okula mı gitmiş? =Did you notice if Abraham went to school today? (or anywhere else) 6.Okula varmak üzeresin =You're about to arrive at school 7.Okula gitmektesin (You're in /process of/ going to school) ~you’ve been going to school 8.Okula gitmekteydin =~You had been going to school =Okula gidiyor olmaktaydın 9.Okula gitmekteymişsin =I noticed you've been going to school 10.Okula gidiyordun (Okula git-i-yor er-di-n) = You were going to school 11.Okula gidiyormuşsun (Okula git-i-yor er-miş-sen)=I noticed you were going to school (at the time or right now) 12.Okula gidiyor olacaksın (Okula git-i-yor ol-a-çak-sen)=You’ll be going to school 13.Okula gitmekte olacaksın (Okula git-mek-de ol-a-çak-sen)=You’ll have been going to school 14.Okula gitmiş olacaksın (Okula git-miş ol-a-çak-sen)=You’ll have gone to school 15.Okula gidecektin (Okula git-e-çek er-di-n)=You were gonna go to school> I'd thought you'd be going to school 16.Okula gidecekmişsin (Okula git-e-çek ermişsen)=I found out you're gonna go to school>~I hear you wanna go to school 17.Okula giderdin (Okula git-e-er erdin)=You used to go to school > You'd have had a chance to go to school 18.Okula gidermişsin (Okula git-e-er ermiş-sen)=I heard you used to go to school> I realized that you’d get to go to school 19.Okula gittiydin (Okula git-di erdin)= I had seen you went to school >I remember you had gone to school 20.Okula gittiymişsin = I heard you went to school -but if what I heard is true 21.Okula gitmişmişsin = I heard you've been to school -but what I heard didn't sound very convincing 22.Okula gitmiştin (Okula git-miş er-di-n)= you had gone to school 23.Okula gitmiş oldun (Okula git-miş ol-du-n)= you have been to school Dur-mak=to remain in the same way/order/layout Durur=remains to exist / keeps being / seems such used as the suffixes=(Dır- dir- dur- dür / Tır- tir-tur-tür) (in official speeches these suffixes are used only for the 3rd singular and 3rd plural person) its meaning in formal speeches> it has been and goes on like that Bu Bir Elma = This is an apple Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)= This is an apple (and keeps being) Bu Bir Kitap = This is a book Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)= This is a book (and it continues to be so) informal meaning in everyday speech>it seems/ likely that/ remained so in my mind Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)=It seems this is an apple Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)=This appears to be a book Bu bir elma gibi duruyor=(looks like an apple this is )>This looks like an apple Bu bir kitap gibi duruyor=This looks like a book 24.Okula gidiyorsundur = I think You are going to school 25.Okula gidiyordursun = You were likely going to school 26.Okula gideceksindir= I think You will go to school 27.Okula gidecektirsin = likely> You would probably (gonna) go to school 28.Okula gitmişsindir = I think You have been to school 29.Okula gitmiştirsin = likely> You had probably gone to school
Saygı değer hocam. Çabalarınızı ve derdinizi, davanızı ırkını bilen, milletinden, töresinden gurur duyan, sahip çıkan anlar. Türk anlar. Anlamayan zaten bizden değildir. Değerli zamanınızı bunlara harcamayın. Dertlenmeyin, dert etmeyin. Kim dönerse dönsün biz dönmeziz yolumuzdan. Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin. Bi dert günleriniz olsun.
Eskiler birbirine" Allah derdini arttırsın " diye dua edermiş.(Bu, dert ettiğiniz şeyin ne olduğuna göre, dua da olabilir beddua da...)Acizane bir derttaşınız olarak dilinize, gönlünüze sağlık hocam.
Konu bence yabancı kelime kullanımından değil, Türkçesi varken yerine kökeni başka kelimeler kullanılması dilde yozlaşmaya sebep olmakta. Sadece Arapça, Farsça değil İngilizce, Fransızca vs. içinde geçerli. Şimdi kesin birileri çıkıp şu yazdığın yorumda da yabancı kelimeler var diyecektir ancak söylemek istediğim anlaşıldı diye düşünüyorum.
Türk olmak ve Türk yaşamak ayrı Türküm doğruyum çalışkanım diyen Bir ırktan kültürden bahseden . önemli olan bu kültürü yaşayan ve yaşatan dir saygılar sunarım size
Maalesef yıllar içinde türkçe'miz öyle bozuldu öğle bozuldu ki şu an konuşulan dili birbirlerini kimse anlamıyor anlıyor olsalar da o kadar kavga etmezlerdi
Hocam teşekkürediyorum. Çok güzel konulara değiniyorsunuz. Ancak birde şu uydurukçaya bir değinseniz. Bütün televizyon kanalları sanki yarışırcasına kullanıyorlar. Maalesef gelecek nesillerimizi dilimizi bozarak tarihimizden koparmaya çalışıyorlar. Cevap yerine yanıt, imkan yerine olanak, ihtiyaç yerine gereksinim vb. daha niceleri.
Şemseddin Sami eserine 'Kamus-ı Türki' adını bilerek vermiş . Bu sözlükte türkçe kelimeler kadar arapça ve farsça kelimeler de var. Demek istiyor ki bu sözlükte Türklerin kullandığı kelimeri topladım. Kökeni ne olursa olsun bütün bu kelimeler türkçedir.
Orijinalinde k kaf ile yazılıyor. Bir edebiyat öğretmeni olarak buna gerek olmadığını düşünüyorum.zira biz bir kelimeyi Türkçelestirirken en başta Türkçenin fonetik(Ses bilgisel) sistemine de uyduruyoruz.
@@deastro Peki Allah sözünün Arapça ve Um sözünün Türkçe olduğuna, ya da Allah sözünün Babilce ve Um sözünün Sümerce olmadığına dair bir deliliniz var mı ?....Efendim Kur'an-ı Kerim'de yazıyor derseniz , bir kitapta yazan her sözcüğün, o dile ait olması gerektiği gibi bir şart veya kanun var mı?.... İnşa-allah = Allah isterse, Allah yaparsa Um-ar-ım = O idrake varıyorum, o beklentiye sahibim Mer-haba = hoş, tatlı hava Esen-lik-ler = Huzurlu, hoş esintiler...
Türkçeleşmiş Türkçe’dir. Ama dilimizdeki kelimelerin yüzde 50’den fazlasının Arapça ve Farsça’dan geldiğini kabul etmek bizi küçültmez. Zira İngiliz dilinin yüzde 80’i Yunan, Latin ve Fransız kökenli. İmparatorluklar için bu gayet normal bir durum. Etimolojik çeşitlilik bir dilin zenginliğidir. Önemli olan bu kelime zenginliğini hayatımızın bir parçası haline getirebilmek.
Dilimizdeki kelimelerin yüzde 50'si Arapça ve Farsçadan gelmiyor kardeşim... Nerden öğrendin bu bilgiyi ? Ama söylediğin doğru Türkçeleşmiş her kelime Türkçe sayılır.
@@turankara8528Günlük hayatta kullandıkların neredeyse hepsi Arapça kökenli merhaba,ama,şey,lakin,fakat kelimeleri mesela daha fazla ırkçılık yapmayın biz Müslümanlar Araplara hiçbir zaman karşı olmadık ve olmayacağız peygamber Irkçılık ve asabiyetçilik yapan bizden DEĞİLDİR demiş ve konuyu kapattı Arapça kelime bu kadar Türkçeye geçmiş olması onu Türkçe yapmıyor.Sanırım daha fazla örnek vermeye gerek yok.
farsça sandığınız sözcüklerin çok büyük bölümü türkçe'dir. bizim halkımızda bir aşağılık kompleksi almış başını gidiyor. bir sözcük biri türkçe olmak üzere iki dilde varsa kesin ötekinden türkçe'ye geçmiştir saplantısını aşamıyoruz. durum sandığınızın tam tersi.
Zevk kelimesi orijinalinde kaf ile(ﺫﻭﻕ) yazılıyor. Bir edebiyat öğretmeni olarak buna gerek olmadığını düşünüyorum.Zira biz bir kelimeyi Türkçelestirirken en başta Türkçenin fonetik(Ses bilgisel) sistemine de uyduruyoruz. Selametle...
Ah hocam eğitimin durumu ortada maalesef o şairlerimiz ve yazarlarımız okutulmadıkça her yeni nesil sonrakine daha yabancı daha uzak kalıyor, biraz da bunun bilinçli yapıldığı kanaatindeyim. Okuma yazmanın olmadığı bir millet diline, onun sözcüklerle inşa ettiği zihne ve tabii kültürüne yabancılaşıyor. Bu yüzdendir ki Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu çok önemliydi. Yıllarca sırf moda oldu diye kelimelerin sonuna başına “ke” “ilot” “o” heceleri ekleyenlere kızdım, uyardım. Nafile dil canlıdır, akışkandır diyip çıktılar işin içinden. Şimdi millet iki kelime bir araya getirip derdini anlatamaz, bağırarak, çoğu zaman da beden diliyle iletişim kurar hale geldi. Biz de mecbur bir asır öncesine gidip şairin şu ak karanlığı anlattığı sisi okuyoruz da bir vahadaki su misali içimizdeki çölde soluklanıyoruz. Bir de sizin programlarınızı izliyoruz, size uzunca seneler sıhhatli nefesler dilerim.
Yorumların geneline hitaben bir şeyler söylemeyi mükellefiyetim olarak görüyorum zira Arap Dili ve Edebiyatında ihtisas yapmaktayım. Yani Filoloğum. Arapçadan Türkçeye geçen kelimelerin istatistiğini burada sunmam yerinde olmaz zira sahası burası değil lakin bilgilendirmek isterim ki Türkçeleşmiş kelime Türkçe değildir yoksa yabancı bir dilden alınan her kelimenin kastını çarpıtmış olursunuz ki bu da anlam zenginliği değil anlam faciasına yol açabilme ihtimalini doğurur. Türkçeye geçmiş ve kullanılmaya başlanmış kelimeyi Türkçenin zenginliğiyle yoğurmaya çalışmak daha doğrudur ve bu da her iki dilin kelime tarihini korur ve harmanlaştırır yani her iki dile de katkı sunar. Hanımefendi'nin de dediği üzere büyük diller birbiriyle bağlantılı oldukları için zengindir. Ama bu durum Türkçenin Arapça dilinden pek çok kelime barındırması Araplaşma değildir Arapçanın imgeleme konusunda ne denli kapsayıcı bir yapıya sahip olduğunu gösterir. Hanımefendi'nin söylemlerine işte tam da bu noktada katılmıyor ve bu denli büyük bir kelime grubunun Türkler tarafından kullanılmaya başlanması Araplaşma Modernizmi değil ARAPÇANIN EVRENSELLİĞİYLE alakalı bir mevzudur. Bundan etkilenmek zayıflık veya utanılacak bir hâl değildir. Türklüğüyle iftihar eden bir genç olarak, ihtisasım sebebiyle Arapça diline karşı Türkologların öz Türkçeyi korumaya çalışmasını takdir ediyor bununla beraber Arapça gibi bir dilin Türkler tarafından, edebiyattan gündelik hayata kadar her alanda kullanılmasından rahatsız olan kesimi cahillikleri sebebiyle kınıyorum. Evrensel olan Arapça Dilini, hürriyetinin kudretinin ve merhametinin ebediyetini ömrüm yettiğince dile getirmekten onur duyarım. 🇹🇷
Çok teşekkür ederiz muhterem hocam. "Dil " yerine "lisan" kelimesinin kullanılmasının gerektiğine dair görüşler var. Acaba bu konuda ne düşünüyorsunuz?
O zaman: Durur ahkâmınusret ittihadıkalbimillette (Durur yardımın hükümleri milletin kalp birliğinde) Çıkar asarırahmet ihtilafıreyiümmetten (Çıkar rahmetin eserleri ümmetin görüş ihtilafından)
BENİMDİR İSİM, HERŞEY DE BENİM.. Ben seni sine yaptım ki, sen mi olasın? Seni benden fer'i ettim ki, ben mi diyesin? Sen benim severek giydiğim sinesin, Ben deme ki, benim ile ben olasın... Sefalar süresin, ser olasın, Benimlesin, benim aşkımdır sende... Sen bir örtüsün bende, Ben sende gizlenir, beni ben ederim... Senin benden başka bir şeyin yok işte, Nefes bile almasam... senin kudretin mi var? Arzumu senden işletiyorsam, sen miyim? Sen benimsin, dursam durursun işte, Bendesin, benden ayrılma sen benim işte... Kaynak: Asaran cilt-3 sayfa, 37 Abdülkadir Duru Niçin "ASARAN" DEDİK? ASIR'ları AN'ında toplayan, maddeleri gövdesinde toplu bulunduran, görünenlerin hepsini gözünün ufacık bir merceğinde toplu tutabilen, tatların tümünü topyekün dilinde yaşatabilen; bu kadar büyük, bu kadar cem'al olan insanın bütün kıymeti de dikkatinde toplanıyor. Dikkatin değeri ise, bir AN'da ortaya çıkıyor. İnsanın gerçek anlamda yaşadığı ömrü de, farkında olunarak alıp verilen o bir nefesle bir AN'dır. Bu farktan yoksun gelip-geçen yıllarsa "AH!" edilen ömürdür. İşte "ASARAN" ASIR'ları AN'nında toplayabilen insanın, herkesi o Özlemi çekilen yaşama çağırmasıdır. Her biri bir AN'ın değerini içeren bu dizeler, her okuyanı dikkati oranında AN'ına getireceğini de denemeye sunar. Abdülkadir Duru HUZURLU YAŞAMAK İSTEYEN İNSAN: ▪️Sever sevgi beklemez. ▪️ Takdir eder, takdir beklemez. ▪️ Yardım eder, yardım beklemez. ▪️ Anlayış gösterir, anlayış beklemez. TOPLAMDA: Her insan kendi görüşünü tamam, düşündüğünü doğru, yaptığını haklı, olayları da kendi umduğu gibi ister. Onun için huzursuzluk tabii halde gelişir, devam eder. Bu durumu huzura kavuşuturacak tek şey: Genel ölçüyü bulmaktır. Genel ölçü, insanın öz yaratılışını tanımak ve her ihtiyacını iyi bilmekten bulunacaktır. Abdülkadir Duru
Arap Hayranlığı, Arap Sevici Diyenler Yahudi, Ecnebi Fransız Batılı Seviyor ! Burada Çelişki Yok Mu ? Araplaştık Diyenler Yahudiyiz , Yahudileştik, Ecnebileştik, Fransızlaştık niye Diyemiyor ! İnsan Ya Kendi Tercihine Ya da İnancına Göre Sever !
Ne Araplaşmak ne Batılılaşmak! Biz Türk'üz. Siz kafayı Yahudilerle bozmuş mankurtlar, Yahudiler sizin amcaoğlunuz. Biz Türk'üz. Yemişiz sizin Yahudinizi de Arabınızı da Fransızınız da.
İslamdan önceki Türklerle bir ilgimiz kalmadıysa gayette Araplaştık demektir. Ülkede ikisi de var. Zaten modern çağda kimseyi aynı yapamazsınız. Elinizdeki telefon Araplardan değil Batıdan geliyorsa insanlar neden oraya özeniyor demeyin.
Karıştırıyorsunuz. Araplaşma, geriye gitme anlamında kullanılıyor, yani kapanma, her şeyi dinle bakma fanatik kafalar vs gibi. Arap dil ve kültürüne daha çok bir hayranlık ve yakınlık olduğu için. Aynısını orta çagıya dönmekle de ifade edebilirsiniz avrupada misalen. Bunun tersinde de atomatikmen Yahudi, Fransız batılı seviyor anlamına gelmiyor. Medeniyet ilerlemesi herkesin kendi toplumuyla geliştirmesi sonucunda fark edilebilen bir şey. Şu sıralar batı ülkeleri bu konuda ileri durumdalar, ama bu bir yarış değildir, bir gelişmenin sonucudur. Avrupa daha 60 yıl önce bugününden çok farklıydı. Her şey bir değişim içinde.
LİSAN Güzel dil Türkçe bize, Başka dil gece bize. İstanbul konuşması En sâf, en ince bize. Lisanda sayılır öz Herkesin bildiği söz; Ma'nâsı anlaşılan Lûgate atmadan göz. Uydurma söz yapmayız, Yapma yola sapmayız, Türkçeleşmiş, Türkçedir; Eski köke tapmayız. Açık sözle kalmalı, Fikre ışık salmalı; Müterâdif sözlerden Türkçesini almalı. Yeni sözler gerekse, Bunda da uy herkese, Halkın söz yaratmada Yollarını benimse. Yap yaşayan Türkçeden, Kimseyi incitmeden. İstanbul'un Türkçesi Zevkini olsun yeden. Arapçaya meyletme, İran'a da hiç gitme; Tecvîdi halktan öğren, Fasîhlerden işitme. Gayrılı sözler emmeyiz, Çocuk değil, memeyiz! Birkaç dil yok Tûran'da, Tek dilli bir kümeyiz. Tûran'ın bir ili var Ve yalnız bir dili var. Başka dil var diyenin, Başka bir emeli var. Türklüğün vicdânı bir, Dîni bir, vatanı bir; Fakat hepsi ayrılır Olmazsa lisânı bir. ZİYA GÖKALP *** Türkçemize gösterdiğiniz özen için çok teşekkür ediyorum.. Keşke sizin gibi bu kadar duyarlı Türk hanımları çoğalması en büyük dileğimdir. Var olun.
Reyhan Hanım Arapça ve Farsça kelimelerin sonuna sesli harf geldiği zaman o kelime uzun okunur şu anda bu kuralı herkes unuttu Lütfen bu konuya özel olarak beğenir misiniz zama kelimesi zamaanı şeklinde okunur şuanda zamanı kısa okunur hale geldi iktidarıın okunması gerelirken ikyidarın şeklinde okunuyor böyle yüzlerce kelime var
1960'lara kadar konuşulan Türkçe konuşulması zaruri. Çok uydurulmuş kelimeler var. Mesela -sal ekleri gibi. Faruk Kadri Timurtaşın bu mevzuda bir lügatı var. Hakiki ve uydurukça kelimeleri karşılaştırıyor. Bir de Şemseddin Sami'nin Kamus-i Türkisi her evde bulunulması gerek bir eserdir hakiki türkçe kelimeler için.
Güzel Türkçemize ve Türk milletine, Türkiye'ye karşı en az sizin kadar hassas ve aynı dertle dertlenen birisi olarak çok fazla birebir Türkçesi olan kelimeyi başka dillerden aldığımız kelimelerle ifade ettiğinizi gördüm. Sadece bir örnekle sormak istiyorum : "dilek" kelimesi bizim kelimemiz değil mi, neden onun yerine "temennî" kelimesini kullanma gereği duydunuz?
Ben arabım ve türkçe öğreniyorum size dinliyorum.-Türkçemi geliştirmek için - ve sizlere çok seviyorum. ❤
Osmanlıca öğrenmeye çalışıyorum inşallah okumayı sökerim .
Oktay Sinanoğlunun bir videosunda Osmanlıca, yada büyüklerimizin değimi ile Eski Türkçe dilinin bizim öz türkçemiz olduğunu ve kesinlikle sahiplenilmesi gerektiğini izlemiştim. Biraz garip gelmişti o zaman, ama sizin açıklamalarınız ile olayı daha iyi anlamlandırdım. Teşekkürler.
Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nda resmi yazışmalarda, edebiyatta ve bürokraside kullanılan bir yazı diliydi. Ancak halk arasında konuşulan dil, günümüz Türkçesine daha yakın olan halk Türkçesiydi.
Yunus Emre gibi Türkçeye önem veren gönül insanını dile getirdiğiniz için teşekkürler.
Hayatınız boyunca başarılar diliyorum.
Türkçemiz için verdiğiniz mücadeleyi çok çok takdir ediyorum. Teşekkür ederim size
Muhterem Efendim, Sizleri ve yaptıklarınızı çok beğeniyor ve seviyoruz.
Kötüler ve kötülükler; Sizleri incitmesin. Onlar yokluğa mahkum olmuş insancıklardır.
Ayrıca bu Ülkenin vatandaşı olup, bizimle aynı dili konuşan ancak kalbi başka yere bağlı insanlar var.
Bu insanları kendimizden zannedip söyledikleri ve yazdıklarına aldırış etmeyiniz.
Yayınlarınız bizim için; Sahra Çölünde; bir Vaha gibi. Tekrar tekrar izliyoruz. Sizlere Sağlık ve afiyet diliyorum.
ALLAH sizlerin korusun. 🎉 ❤
Allah siz den razı olsun. Hakikatli bir kardeşimiz ve çok güzel bir öğretmensiniz. Allah sizi güzel ömürlü ve uzun soluklu kılsın. Güzel hizmetiniz hedeflerinizin ötesinde ses getirsin , meyve versin inşâAllah.
Sağlığınız daim olsun hocam.
Allah nazarlardan korusun sizi.
Çocuklarıma sizi takip etmelerini özellikle hatırlatıyorum.
Bu konuda video yapmanız oldukça yararlı oldu. Ben daha öncesinde küçük çaplı bir araştırma yapmıştım, sizin videonuzla özümsemiş oldum. Dili siyaset üstü bir değer olarak görüyorum. Kültürün en büyük ve olmazsa olmaz parçası. İngilizce kökenli kelimeler kullandığımda nasıl ki İngiliz olmuyorsam, Arapça ve Farsça kökenli kelimeler kullandığımda da Arap ve Fars olmuyorum. İnsan ifade edebildiği kadardır. Eğer benim dilimde karşılığı olmayan bir şey varsa, onu diğer dillerden alıp kullanırım. Ve ben de Türklüğümle gurur duyan bir gencim.
Çalışmalarınız Türkçemiz için çok kıymetli.
Çok teşekkür ederiz.
Tebrik ediyorum özlü ve dertli ve dertli anlatım müstefid oldum.
Muhteşem bir video. Ağzınıza sağlık. İçimdekileri haykırmışsınız. Tebrik ediyorum
Sevgili Hocam; herkes sahip olduğu zenginliğin zekâtını vermeli. Siz de ilminizin zekâtını veriyorsunuz bu şekilde. Ömrünüz uzun ve bereketli olsun.
Çok Güzel Bir Program Olmuş Emeklerinize Sağlık
Kıymeti hocam,
Aklınıza sağlık, ömrünüze bereket olsun.
Bu kıymetli anlatımınıza, emeğinize teşekkür ederim.
Ben bu konudan bahsettiğiniz önceki videolarınızda sizi çok iyi anlamıştım. Böyle suçlanmanıza da üzülmüştüm. Yorumlardan çok etkilenmemeye çalışın. Siz kendinizi harika açıklıyorsunuz zaten. Dediklerinizi duymazdan gelen insanlar hep olacak maalesef. Yine de çabanızı takdir ediyorum. Videolarınız için teşekkürler. ❤
Bu prograları mutlaka çocuklarınıza izletin çok önemli konulara değiniyor hanımefendi
Hocam onların derdi yerlilik değil. Haçlılık lejyonerlik siz lütfen yeise düşmeyin. Dilin izzetini muhafazaya devam
Lejtoner olduklarina hangi veriye dayanarak karar verdin .
@tarikhotic9777 ruhlarını benliklerini yahudi-hristiyan soslu nefisperest olarak kunuşup düşünüp yaşadıkları için. Yeminli İslam düşmanına dönüştürüldükleri ve pek çoğunun bu hususta edilgen olduklarını bile idrâk edemedikleri için. Bir sürü misalden süzülmüş bir kanaattir bu ve bir vakıadır.
Aha bu kanalda bile aktrolle denk geldik her yerdesiniz amk
@@tarikhotic9777batılılaşmaktan bahsediyor
Cadılar bayramı, yılbaşı kutlaması, başlamak yerine start almak gibi mal mal kelimelerle Türkçe'nin içine sıçılması ve daha daha nicesi...
Müslümanız elhamdülillah ve öyle kalacak ebedi olarak canım yurdum Türkiyem
İçimizdeki haçlılara ve Yahudilere inat
Önemli, değerli konuları dert edinmek ne güzel. Gayretleriniz elbette ki güzel gönüllerde karşılık bulacaktır. Sağ olun.
Hemderdiz ♥️ Emekleriniz bugün olmasa bile gelecekte karşılığını bulacaktır. Dertli olmaya devam 😍
Dertlenmeyiniz efendim, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Tabi ispatı yapacak bilgiye sahipse! Türk Dili anlam, duygu, düşünce, bilgi gibi birçok meziyetin ifade ve aktarımında çok başarılı bir dildir. İspat edebiyatımızın üstatları şair ve yazarlarımızdır. Her biri ayrı ayrı yeteneklerini ustaca bizlere aktarabiliyorsa bu kullandıkları dilin zenginliği iledir. Değerli katkılarınız ve paylaşımlarınız için teşekkürler.
Çok değerli çalışmalarınızı takdirle karşılıyor, teşekkür ediyorum. Sizi Viyanadan izliyor, türkçemi sayenizde dahada geliştiriyorum. Tekrar çok teşekkür ediyorum.💐
Harika bir video olmuş çoook teşekkür ederiz efendim
Ağzını doldura doldura "Türk" diyen yayıncıya gönül dolusu teşekkürler!
Ne dediniz ben anlamadım. Agzı doldurmak ifadeyiyle övgü mü, yergi mi yaptınız?
@@Teri_Berk Bu "çekinmeden, gevelemedeni geri çekilmeden, korkmadan" anlamına gelen bir deyimdir. Yani bir övgü ifadesidir. Hadi bunu anlamadınız, bundan önceki torumda "Yaşayın var olun!" kısmından da mı bir şey anlayamadınız?
Aceleden pek çok yazım hatası yapıyorum ama... Toplumumuzun günden güne deyim ve atasözü cahili haline gelip ondan sonra mecazdan, kinayeden anlamadan önüne gelene hakaret suçlaması yapmasına, ukalâlık etmesine, @Teri_Berk'in yorumu, güzel bir örnek olmuş aslında. İşin kötüsü mesela "Ne diyorsun lan sen!" tarzı hesap sormak yerine " Ben bu deyimi bilmiyorum, acaba ne demek istemiş?" diye merak edip bir sözlüğe bakmaya bile tenezzül etmemiş.
Türkçeye zenginlik katan ve halkın benimsediği yabancı kökenli sözcüklere hiç kimse karşı değil. Ama kendi dilini hakir görüp yabancı sözcüklerle konuşmayı marifet sayanlarla, öz Türkçe kelimeleri küçümseyenlerle mücadelemiz...
Kıymetli hocam Allah razı olsun,Türkçeye verdiğiniz emek için.
Ağzınıza sağlık. Nihat Sami Banarlı çizgisinde mükemmel bir değerlendirme.
Çok kıymetli bir konuya değindiniz. Ağzınıza sağlık. Umarım bu millet adına büyük bir uyanış olur. Bu konuşmanız okullarda ve Üniversitelerde ders olarak okutmamız lazım. Çok teşekkürler, saygılar.
Bu ülkede eğitim sistemi sil baştan olmadan hiçbir şey düzelemez
Teşekkür ediyorum. Çok bilgilendirici.
Batı milletleri bilimle, coğrafya ile teknoloji ile uğraşırken geçmişte olduğu gibi bugün de doğu milletilerine dil, dilcilik, destan ve edebiyatçılık problemlerini ve muhafazakarlığını aşılayarak bizi geri bırakmaya çalışıyorlar. Edebiyat çok güzel hoş falan filan dilin zenginliği vs ama dünya bununla dönmüyor! Umarım bir millet olarak kuantum ile fizik ile biyoloji ile matematik ile uğraşmak ve bunları aşmak verken yine dile düşüp geri kalmayız! Zira Arap, Çin, Hint dilleri de bizim kadar zengin ancak durumları ortada!
rabbimiz yolunuzu acik eylesin insallah, girisiminizden dolayi sizi takdir ederim
Üstadım,
Zât-ı Âlinizin gayret-i şahânesini müşâhede ediyor olmanın mümtaz ayrıcalığını yaşıyorum. Dileğim odur ki, yürütmekte olduğunuz bu ulu dâvâda muvaffakiyetinize muhalif hiçbir söz ve eylem size zarar veremesin. Dâvânızı davası bilen nice erler ve hatunlar yanınızdadır, bilesiniz.
Şimdi bu Türkçe mi?
Öğretmenlik mesleği açık ara bir numara olmadan kısa sürede hiçbir değer ayakta kalamaz....
Biz sizinleyiz ❤❤❤
Katiliyor destekliyorum.
Keşke Edebiyat öğretmenlerimden sadece bir tanesi sizin gibi olsaydı.... Edebiyata ilgim çok çok daha farklı olabilirdi
Ahh. Ahhh. Nerde o şanş
Allah razı olsun. İyiki varsınız.
Kelimelerden geçtik. Gençlik emojilerle ve kısaltmalarla iletişim halinde. Geçmişin Liselerinde gençler Piyesler (kendi yazdıkları da olurdu) oynar, bir müzik aleti çalar, türküler söyler, halk oyunları oynardı. Liseler arası, şehirler arası yarışmaları olurdu. Münazaalar yapılırdı. Kendini ifade etmekte, konusunu savunmakta daha çok kelimeye ihtiyaç duyar, eksikliğini gidermek için daha çok okurdu. Üretirdi bir bakıma. Şimdi hızla tüketiyoruz.
Paris'de bir hemderdiniz var hocam. Ağzınıza sağlık güzel dilimizin güzelliği sizin güzel takdiminizle âdetâ billurlaşıyor. İyi ki varsınız. Bu vesileyle Fransa'da orta ikinci sınıfta okuyan oğlumun yazdığı dillerle ilgili bir kompozisyonu sizinle paylaşmak istiyorum. Tabi o Fransızca yazdı, ben de tercüme ettim. Hoşunuza gideceğini umuyorum. Selam ve saygılar.
KONUŞTUĞUM DİLLER VE BEN
Anadilim olan Türkçe, kişiliğimi tamamen değiştirdi. Benden büyük ağabeylerimin olduğu sakin bir ailede büyüdüğüm için daha aklı başında ve olgun oldum. Ailemi ve Türkiye'nin manzaralarını düşünürken nostaljik hissediyorum. Özellikle İstanbul'un görüntülerini zihnimde canlandırıyorum: boğazdan geçen vapurlar, masmavi gökyüzüne doğru yükselen minareler, sıcak kebap kokuları, martıların çığlıkları... Türkçede en sevdiğim kelime "hayal". Türkçe konuşuyorum çünkü, annem-babam Türk ve Türkçe konuşuyorlar ve ben de orada doğdum. Bu dil bana baklava şerbeti gibi tatlı geliyor.
Ardından 2018'de Fransa'ya geldim ve burada biraz zorlanarak da olsa Fransızca öğrendim. Bu beni strese sokmuştu ama artık öyle değil. Dışarda arkadaşlarımla, komşularımla, okulda konuştuğum dil...Aynı zamanda öğrendiğim ilk yabancı dil. Bu dili konuşuyorum çünkü herkesin Fransızca konuştuğu bir okula gidiyorum. Geleceğim için Fransızca öğrenmek zorundaydım. Fransızcada en sevdiğim kelime “liberté” (özgürlük). Çünkü özgürlük olmadan mutlu olamam.
İngilizceyi Fransızcadan iki yıl sonra öğrendim. Bu dili henüz çok iyi konuşamıyorum ama en azından anlayabildiğim ve kendimi ifade edebildiğim bir dil. Bu dili konuştuğumda kendimi önemli bir iş adamı gibi hissediyorum. İngilizcede en sevdiğim kelime “to be successful” (başarılı olmak).
Yaygın olarak konuşulan bir dil olduğu için kolejde İspanyolcayı seçtim. Böylece İspanyolca konuşulan ülkelere rahatça seyahat edebilirim. Sözleri melodik olduğu için güzel bir dil. İspanyolcayı akıcı bir şekilde konuşmak istiyorum.
Günlük hayatta asla kullanmayacağımı bilmeme rağmen Latince de öğreniyorum. Latince, Roma dillerini (Latin kökenli diller) öğrenmek veya anlamak için bilmeniz gereken bir kültür ve bilgidir.
Birkaç dil konuşuyorum ve bu hayatımdaki birçok şeyi değiştiriyor. Zaten bir kelimeyi anlamadığım zaman, bildiğim diğer kelimeler sayesinde bağlantılar kuruyor ve onu anlıyorum. Ayrıca dil olmadan düşünemeyiz ki, bu çok önemli bir yetenektir. Yani ne kadar çok dil ve kelime öğrenirsek, o kadar daha hızlı ve daha büyük düşünebiliriz.
MES LANGUES ET MOI PAR BERA
Ma langue maternelle, le turc, me fait complètement changer de personnalité. Je deviens plus posé et mature car j'ai été élevé dans une famille calme avec des frères plus âgés. J'éprouve de la nostalgie en repensant à ma famille et à des paysages de Turquie. En particulier, je revois des images d'Istanbul : les bateaux passant par le Bosphore, les minarets se détachant sur le ciel bleu, l'odeur des kebabs tout chauds, le cri des mouettes... Mon mot préféré en turc est « hayal » qui signifie imagination. Je parle le turc, car mes parents sont turcs et parlent turc et je suis né là-bas. Cette langue a pour moi la douceur du miel des baklavas.
Puis après, je suis venu en France en 2018, où j'ai appris avec un peu de difficultés le français qui me rendait stressé, mais plus maintenant. C'est la langue que je parle en dehors de chez-moi, avec mes amis, mes voisins, au collège... C'est aussi la première langue étrangère que j'ai apprise. Je parle cette langue, car je vais à l'école où tout le monde parle français. Pour mon avenir, j'étais obligé d'apprendre le français. Mon mot préféré en français est « liberté » car je n'arrive pas à être heureux sans la liberté.
L'anglais, je l'ai appris deux ans après le français. Je ne parle pas encore très bien cette langue, mais c'est une langue que je comprends, avec laquelle je peux m'exprimer. J'ai l'impression d'être alors un homme d'affaires important quand je parle cette langue. Mon mot préféré en anglais est « to be successful».
Au collège, j'ai choisi l'espagnol car c'est une langue beaucoup parlée. Je pourrais ainsi voyager dans les pays hispanophones et être à l'aise. C'est une belle langue car les mots sont chantants. J'aimerais bien la parler couramment.
J'apprends aussi le latin, bien que je sache que je ne vais jamais l'utiliser dans la vie quotidienne; c'est de la culture, des connaissances qu'il faut savoir pour apprendre ou comprendre les langues romanes.
Je parle plusieurs langues et ça change beaucoup de choses dans ma vie. Déjà, si je ne comprends pas un mot, grâce aux autres mots que je connais, je fais des liens et comprends le mot. En outre, sans langue, on ne peut pas penser, ce qui est une capacité très importante. Donc, plus on apprend de langue, de mots, plus on peut penser plus vite et plus grand.
29+ tenses in turkish language
Istanbul Turkish verb conjugations
A= To (towards /~for) >for words with a thick vowel in the last syllable
E= To (towards /~for) >for words with a thin vowel in the last syllable
Okul=School
U (ou)=it’s that/ it’s about
Mak/Mek (umak/emek)= aim /exertion (activity purpose /effort process)> machine/mechanism
(verb)>Git-mek= to Go >> getmek> effort to go = to get there
1 .present continuous tense (right now or soon, currently or nowadays)
Used to describe the current actions or planned events for designated times
YOR-mak =to tire ( to try ,engage in) >Yor= go onto it too much (yorgunum=I’m tired)
A/E Yormak=(to tire the mind) > to arrive at any idea of what it is
I/U Yormak= to be fully occupied with it (about this matter)
"Used with the suffixes -ı/i/u/ü + “yor"
positive
Okula gidiyorsun ( you are going to school)= Okul-a Git-i-Yor-u-Sen >School-to Go-to-Try that-You isn't it?
Used as the suffixes = Mu / Mü / Mı / Mi ?
Okula mı gidiyorsun? ( Are you going to school?)= Okul-a Mã-u Git-i-yor-u-sen (To-school/ Not-it / You-try-to-go)>Are you going to school or somewhere else?
Okula gidiyor musun? ( Do you go to school?)= Okul-a Git-i-yor Mã-u-sen (To school /Try-to-go /Not-it-you)> Do you (try to) go to school (regularly/usually)?
Okula sen mi gidiyorsun?= Are you the one going to school?
2 .simple extensive tense (used to express our own thoughts on a subject)
(always, since long, sometimes, currently, sooner or later, if possible/ inşallah)
positive
VAR-mak = to arrive at /be there
(var= ~being there) Used with the suffixes -ar/-ır/-ur >for thick vowels
ER-mek= to get at /to reach
(er=~achieve ) Used with the suffixes -er/-ir/-ür >for thin vowels
examples
Okula gidersin (You get -a chance- to go to school)= Okul-a Git-e-er-u-sen=~You'll get to go to school
Gölde balık tutarsınız (you and them> You have the chance to fish in the lake) Göl-de balık tut-a-var-u-sen-iz
Bunu kolayca satarız (me and them> We have a chance to sell this easily) Bu-n’u kolay-ca sat-a-var-u-weñ-iz
Bunu görebilirim (I can see this) = Bu-ne’u Gör-e-Bil-e-er-u-men =~I'm able to see what this is
Question sentence:
In interrogative sentences it means: isn't it so /what do you think about this topic?
Okula gider misin? (~Do you get to go to school?) Okul-a Git-e-er -Mã-u-Sen =You get to Go to School - is Not it?= How about you going to school?
Okula mı gidersin? =Do/will you (get to) go to school? (or anywhere else)
negative
Mã= Not
Bas-mak =to tread on/ dwell on/ stand on (pas geç= pass by > vaz geç=give up) bas git=get out of here
Ez-mek = to crush/ to run over (ez geç= think nothing about > es geç= stop thinking about)
Mã-bas=(No-pass/ Na pas)> (give up on/not to dwell on) >the suffix "MAZ" (for thick vowel)
Mã-ez=(Don’t/ Doesn’t)> (to skip/ avoid) >the suffix "MEZ" (for thin vowel)
for the 1st person singular and 1st plural is only used the suffix “Mã” ,except for questions
examples
Okula gitmezsin (you won't/don't go to school)= Okul-a Git-mã-ez-u-sen =You skip going to school
Babam bunu yapmaz (My dad does not do this)= Baba-m bu-n’u yap-mã-bas =My dad doesn't dwell on doing this
Bugün okula gitmem (I won't go to school today)> Okul-a Git-mã-u-men =I don't (have to) go to school
Bugün okula gidemem (I cannot go to school today)= Okul-a Git-e-er-mã-u-men =I don't get (a chance) to go to school
Kimse senden (daha) hızlı koşamaz (Nobody can run faster than you)=Kimse sen-den daha hızlı kaş-a-var-ma-bas
Bir bardak su almaz mısınız (Won't you have a glass of water?)/ Bir fincan çay al-ma-bas mã-u-sen-iz =Do you (really) give up on getting a cup of tea?
3.simple future tense (soon or after)
Used to describe events that we are aiming for or think are in the future
Çak-mak = to tack, to fasten, to keep in mind , to hit them together (for thick vowel)
Çek-mek=to pull, to take time, to feel it inside, to attract, to will (for thin vowels)
positive..
Okula gideceksin (You are going to go to school)= Okul-a Git-e-çek-u-sen = You fetch (in mind) to Go to school
Ali kapıyı açacak (Ali will open the door)= Ali Kapı-y-ı Aç-a-çak = Ali takes (on his mind) to open the door
negative
A. Okula gitmeyeceksin (You won't go to school)=Okul-a Git-mã-e-çek-u-sen =You don't take (time) to go to school
B. Okula gidecek değilsin (You are not going to go to school)=Okul-a Git-e-çek değil-u-sen =You won't go to school and nobody is demanding that you
4 .simple past tense (currently or previously)
Used to explain the completed events we're sure about
Edû = done / Di = anymore
Used as the suffixes= (Dı /Di /Du/ Dü - Tı /Ti /Tu /Tü)
positive
Okula gittin = You went to school = Okul-a Git-di-N
İki yıl Ankara'da kaldım= I stayed in Ankara for two years
Okula mı gittin ? (Did you go to school)= Okul-a Mã-u Git-di-n> You went to school or somewhere else?
Okula gittin mi ? (~Have you gone to school)= Okul-a Git-di-n Mã-u> You went to school or not?
negative
Okula gitmedin =You didn't go to school (Okul-a Git-mã-di-N)
Henüz İstanbul’a var-ma-dı-k =We haven't arrived in Istanbul yet
Bugün pazara gitmediler mi? =Didn't they go to the (open public) market today?
Dün çarşıya mı gittiniz? =where Did you go yesterday, to the (covered public) bazaar?
Akşamleyin bakkala (markete) gittik mi? =Did we go to the grocery store in the evening?
5 .narrative/reported past tense (for now or before)
Used to describe the completed events that we're unsure of
MUŞ-mak = ~to inform (umuş=~perception / muştu> müjde=gospel)
that means >I was informed/ I heard/ I found out/ I noticed/ I learned that
used as the suffixes= (Mış/ Muş - Miş/ Müş)
positive
Okula gitmişsin= I heard you went to school
Yanlış birşey yapmışım= I realized I did something wrong
negative
A. Okula gitmemişsin (I heard that you didn't go to school)=Okul-a Git-mã-miş-u-sen =I learned that you didn't go to school
B. Okula gitmiş değilsin (Okul-a Git--miş değil-u-sen)=(It's obvious) You haven't gone to school
In a question sentence it means: Do you have any info about/ Have you heard/ Did you notice/ Does it look like that?
İbrahim dün okula gitmiş mi? =Did you hear whether Abraham went to school yesterday?
İbrahim bugün okula mı gitmiş? =Did you notice if Abraham went to school today? (or anywhere else)
6.Okula varmak üzeresin =You're about to arrive at school
7.Okula gitmektesin (You're in /process of/ going to school) ~you’ve been going to school
8.Okula gitmekteydin =~You had been going to school =Okula gidiyor olmaktaydın
9.Okula gitmekteymişsin =I noticed you've been going to school
10.Okula gidiyordun (Okula git-i-yor er-di-n) = You were going to school
11.Okula gidiyormuşsun (Okula git-i-yor er-miş-sen)=I noticed you were going to school (at the time or right now)
12.Okula gidiyor olacaksın (Okula git-i-yor ol-a-çak-sen)=You’ll be going to school
13.Okula gitmekte olacaksın (Okula git-mek-de ol-a-çak-sen)=You’ll have been going to school
14.Okula gitmiş olacaksın (Okula git-miş ol-a-çak-sen)=You’ll have gone to school
15.Okula gidecektin (Okula git-e-çek er-di-n)=You were gonna go to school> I'd thought you'd be going to school
16.Okula gidecekmişsin (Okula git-e-çek ermişsen)=I found out you're gonna go to school>~I hear you wanna go to school
17.Okula giderdin (Okula git-e-er erdin)=You used to go to school > You'd have had a chance to go to school
18.Okula gidermişsin (Okula git-e-er ermiş-sen)=I heard you used to go to school> I realized that you’d get to go to school
19.Okula gittiydin (Okula git-di erdin)= I had seen you went to school >I remember you had gone to school
20.Okula gittiymişsin = I heard you went to school -but if what I heard is true
21.Okula gitmişmişsin = I heard you've been to school -but what I heard didn't sound very convincing
22.Okula gitmiştin (Okula git-miş er-di-n)= you had gone to school
23.Okula gitmiş oldun (Okula git-miş ol-du-n)= you have been to school
Dur-mak=to remain in the same way/order/layout
Durur=remains to exist / keeps being / seems such
used as the suffixes=(Dır- dir- dur- dür / Tır- tir-tur-tür)
(in official speeches these suffixes are used only for the 3rd singular and 3rd plural person)
its meaning in formal speeches> it has been and goes on like that
Bu Bir Elma = This is an apple
Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)= This is an apple (and keeps being)
Bu Bir Kitap = This is a book
Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)= This is a book (and it continues to be so)
informal meaning in everyday speech>it seems/ likely that/ remained so in my mind
Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)=It seems this is an apple
Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)=This appears to be a book
Bu bir elma gibi duruyor=(looks like an apple this is )>This looks like an apple
Bu bir kitap gibi duruyor=This looks like a book
24.Okula gidiyorsundur = I think You are going to school
25.Okula gidiyordursun = You were likely going to school
26.Okula gideceksindir= I think You will go to school
27.Okula gidecektirsin = likely> You would probably (gonna) go to school
28.Okula gitmişsindir = I think You have been to school
29.Okula gitmiştirsin = likely> You had probably gone to school
Oğlunuzun kalemine kuvvet, zihnine ve yüreğine sağlık diler, size de teşekkür ederim.
Emeğinize sağlık❤
Saygı değer hocam. Çabalarınızı ve derdinizi, davanızı ırkını bilen, milletinden, töresinden gurur duyan, sahip çıkan anlar. Türk anlar. Anlamayan zaten bizden değildir. Değerli zamanınızı bunlara harcamayın. Dertlenmeyin, dert etmeyin. Kim dönerse dönsün biz dönmeziz yolumuzdan. Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin. Bi dert günleriniz olsun.
Eskiler birbirine" Allah derdini arttırsın " diye dua edermiş.(Bu, dert ettiğiniz şeyin ne olduğuna göre, dua da olabilir beddua da...)Acizane bir derttaşınız olarak dilinize, gönlünüze sağlık hocam.
Başarılarınızın devamını dilerim. Harikasınız hanımefendi. 👏 🥉 🏆
Teşekürler sıhatlı ömürler dilerim efendim...
Eyvallah 😊🌹
En sonda ki Namık Kemalin sözü çok güzel.
Türkçemiz kadar aziz olun güzel insan 🤲🇹🇷
Gözlerim nemlenerek dinledim. Yaşayın, var olun!
Eyvallah. İyi ki varsınız
Sizi gönülden takdir ve tebrik ediyorum sadece Türkçeyi güzel konuştuğunuz için değil, dilin künhüne vâkıf olduğunuz için de.
Sağlıklı günler diliyorum
Eskimez Türkçe'mizi hakkıyla müdafa etmişsiniz İstanbul Hanımefendisi🎉🎉🎉
Türkçemiz bir okyanustur. Okyanusa karışan nehirler de okyanus olur. Alan da Türkçe, olan da Türkçe.
Teşekkürler saygılar hocam İyiki varsınız sağolasın varolasin
ahraz kişilere karşı gayet yerinde ve güzel bi açıklama olmuş hocam sağ olasın
Allah sayınızı artırsın. Büyük bir zevkle takip ediyorum sizi.❤
Çok güzel bir video olmuş Reyhan Hocam, ellerinize sağlık😁
Meyve veren ağacı taşlarlar..
Tohumların bereketli olması dileğiyle..
Arabları seviyoruz. Arab’lar aziz bir millettir. İnsanlığa en çok faydası olan Arablardır.
Mükemmel izah. Teşekkürler.
Computer bizde bilgisayar... ne güzel bir karşılık bulunmuş, ancak TDK bu konuda çok zayıf bir kurum malesef!
Konu bence yabancı kelime kullanımından değil, Türkçesi varken yerine kökeni başka kelimeler kullanılması dilde yozlaşmaya sebep olmakta. Sadece Arapça, Farsça değil İngilizce, Fransızca vs. içinde geçerli. Şimdi kesin birileri çıkıp şu yazdığın yorumda da yabancı kelimeler var diyecektir ancak söylemek istediğim anlaşıldı diye düşünüyorum.
Türk olmak ve Türk yaşamak ayrı Türküm doğruyum çalışkanım diyen Bir ırktan kültürden bahseden . önemli olan bu kültürü yaşayan ve yaşatan dir saygılar sunarım size
Eğer böyle olmazsa ekranlara bir sürü külhanbeyi zıbıdıyı içselleştirmek zorunda kalacağız
Dilinize sağlık efendim..Ne de güzel, seviye dolu anlattınız meseleyi..Aaaah EDEP..Sen ne ali cenap bir ṣeysin ! ❤❤❤
Maalesef yıllar içinde türkçe'miz öyle bozuldu öğle bozuldu ki şu an konuşulan dili birbirlerini kimse anlamıyor anlıyor olsalar da o kadar kavga etmezlerdi
Hocam teşekkürediyorum. Çok güzel konulara değiniyorsunuz. Ancak birde şu uydurukçaya bir değinseniz. Bütün televizyon kanalları sanki yarışırcasına kullanıyorlar. Maalesef gelecek nesillerimizi dilimizi bozarak tarihimizden koparmaya çalışıyorlar. Cevap yerine yanıt, imkan yerine olanak, ihtiyaç yerine gereksinim vb. daha niceleri.
Şemseddin Sami eserine 'Kamus-ı Türki' adını bilerek vermiş . Bu sözlükte türkçe kelimeler kadar arapça ve farsça kelimeler de var. Demek istiyor ki bu sözlükte Türklerin kullandığı kelimeri topladım. Kökeni ne olursa olsun bütün bu kelimeler türkçedir.
Başarılarınız daim olsun kardeşim
Zevk derken k harfi tuhaf geldi kulağıma. K harfinin kullanımı ile ilgili de bir video bekleriz.❤
Orijinalinde k kaf ile yazılıyor. Bir edebiyat öğretmeni olarak buna gerek olmadığını düşünüyorum.zira biz bir kelimeyi Türkçelestirirken en başta Türkçenin fonetik(Ses bilgisel) sistemine de uyduruyoruz.
Arapça Farsça kökenli kelimelerden sonra birde öz Türkçe olanı gösterir misiniz?
Türkçe öz be öz Türkçedir, üvey Türkçe diye bir dil yoktur.......
@@Abeturk
Örneğin:
İnşallah = Arapça
Umarım = Türkçe
-
Merhaba = Arapça kökenli
Esenlikler = Türkçe
Ne demek istediğimi anlamışsınızdır umarım.
@@deastro Peki Allah sözünün Arapça ve Um sözünün Türkçe olduğuna, ya da Allah sözünün Babilce ve Um sözünün Sümerce olmadığına dair bir deliliniz var mı ?....Efendim Kur'an-ı Kerim'de yazıyor derseniz , bir kitapta yazan her sözcüğün, o dile ait olması gerektiği gibi bir şart veya kanun var mı?....
İnşa-allah = Allah isterse, Allah yaparsa
Um-ar-ım = O idrake varıyorum, o beklentiye sahibim
Mer-haba = hoş, tatlı hava
Esen-lik-ler = Huzurlu, hoş esintiler...
@@deastro Bal = Honey
Bal >Mar > Mer > Mel > Mil =(yumuşak, melul, balsam, hoş kokulu, tatlı)
Mel >Melo > Melit > Melis =( yummy, mellow, balmy, malleable, dessert, sweet)
Mal= sweet-tempered, docile, obedient animal / ~inconsiderate, manipulable person, ~like nerdy
Al-Bal (red-sweet) =Alpal >Apple >Afal = Almela>Almıla >Alma > Elma
(white-red-dessert)>ahalba> Xalba> halma> halva> salva> xlapa> (bal-xlava)> crepe> crema> xleb> sahleb> mahaleb..
Mel-ak (sweet-white)>(Mela >Mar >Milo >Melon >Melam) Melak>>>Milk >>>Lak ?
(sweetie) >Malak> balak > bala >>> bella ? >> well ?
(Ma-hoş-mela)> Moş-mela > Muşmula = Medlar ( not so pleasant but yummy)
Meltem= mellow wind = breeze
Mel-melat > marmelat = marmellata, marmalade
Melisa = balm / jam / rosin
Melamine = a type of chemical resin
(Mel-hem)> merhem=(almost-balm) > ointment
(Mel-sumac) merşumak> mercimek = lentil
Mel-audio = melody
Türkçeleşmiş Türkçe’dir. Ama dilimizdeki kelimelerin yüzde 50’den fazlasının Arapça ve Farsça’dan geldiğini kabul etmek bizi küçültmez. Zira İngiliz dilinin yüzde 80’i Yunan, Latin ve Fransız kökenli. İmparatorluklar için bu gayet normal bir durum. Etimolojik çeşitlilik bir dilin zenginliğidir. Önemli olan bu kelime zenginliğini hayatımızın bir parçası haline getirebilmek.
Dilimizdeki kelimelerin yüzde 50'si Arapça ve Farsçadan gelmiyor kardeşim... Nerden öğrendin bu bilgiyi ? Ama söylediğin doğru Türkçeleşmiş her kelime Türkçe sayılır.
@@turankara8528Günlük hayatta kullandıkların neredeyse hepsi Arapça kökenli merhaba,ama,şey,lakin,fakat kelimeleri mesela daha fazla ırkçılık yapmayın biz Müslümanlar Araplara hiçbir zaman karşı olmadık ve olmayacağız peygamber Irkçılık ve asabiyetçilik yapan bizden DEĞİLDİR demiş ve konuyu kapattı Arapça kelime bu kadar Türkçeye geçmiş olması onu Türkçe yapmıyor.Sanırım daha fazla örnek vermeye gerek yok.
farsça sandığınız sözcüklerin çok büyük bölümü türkçe'dir. bizim halkımızda bir aşağılık kompleksi almış başını gidiyor. bir sözcük biri türkçe olmak üzere iki dilde varsa kesin ötekinden türkçe'ye geçmiştir saplantısını aşamıyoruz. durum sandığınızın tam tersi.
Harikasınız ❤
hemderdi de tercüme ediyorsak..milletin dilinin basi sag olsun..size muvaffakiyetler arzu edirem..
Ağzınıza, dilinize sağlık hocam
Zevk kelimesi orijinalinde kaf ile(ﺫﻭﻕ) yazılıyor. Bir edebiyat öğretmeni olarak buna gerek olmadığını düşünüyorum.Zira biz bir kelimeyi Türkçelestirirken en başta Türkçenin fonetik(Ses bilgisel) sistemine de uyduruyoruz. Selametle...
Tek kelimeyle “Harikasınız”. Beni de hemdert halkanıza kabul buyurun lütfen. Her bir videonuzun ders olarak okutulması gerektiğine inanıyorum.
Öğretmen olamayan gitsin mühendis, doktor,pilot, astronot olsun...keza edebiyatçı olamayan da gitsin diğer branşlarda öğretmenlik yapsın
sizi destekliyoruz
Ah hocam eğitimin durumu ortada maalesef o şairlerimiz ve yazarlarımız okutulmadıkça her yeni nesil sonrakine daha yabancı daha uzak kalıyor, biraz da bunun bilinçli yapıldığı kanaatindeyim. Okuma yazmanın olmadığı bir millet diline, onun sözcüklerle inşa ettiği zihne ve tabii kültürüne yabancılaşıyor. Bu yüzdendir ki Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu çok önemliydi. Yıllarca sırf moda oldu diye kelimelerin sonuna başına “ke” “ilot” “o” heceleri ekleyenlere kızdım, uyardım. Nafile dil canlıdır, akışkandır diyip çıktılar işin içinden. Şimdi millet iki kelime bir araya getirip derdini anlatamaz, bağırarak, çoğu zaman da beden diliyle iletişim kurar hale geldi. Biz de mecbur bir asır öncesine gidip şairin şu ak karanlığı anlattığı sisi okuyoruz da bir vahadaki su misali içimizdeki çölde soluklanıyoruz. Bir de sizin programlarınızı izliyoruz, size uzunca seneler sıhhatli nefesler dilerim.
TESEKKURLER EFENDIM....Dert etmeyin lütfen.
Yorumların geneline hitaben bir şeyler söylemeyi mükellefiyetim olarak görüyorum zira Arap Dili ve Edebiyatında ihtisas yapmaktayım. Yani Filoloğum. Arapçadan Türkçeye geçen kelimelerin istatistiğini burada sunmam yerinde olmaz zira sahası burası değil lakin bilgilendirmek isterim ki Türkçeleşmiş kelime Türkçe değildir yoksa yabancı bir dilden alınan her kelimenin kastını çarpıtmış olursunuz ki bu da anlam zenginliği değil anlam faciasına yol açabilme ihtimalini doğurur. Türkçeye geçmiş ve kullanılmaya başlanmış kelimeyi Türkçenin zenginliğiyle yoğurmaya çalışmak daha doğrudur ve bu da her iki dilin kelime tarihini korur ve harmanlaştırır yani her iki dile de katkı sunar. Hanımefendi'nin de dediği üzere büyük diller birbiriyle bağlantılı oldukları için zengindir. Ama bu durum Türkçenin Arapça dilinden pek çok kelime barındırması Araplaşma değildir Arapçanın imgeleme konusunda ne denli kapsayıcı bir yapıya sahip olduğunu gösterir. Hanımefendi'nin söylemlerine işte tam da bu noktada katılmıyor ve bu denli büyük bir kelime grubunun Türkler tarafından kullanılmaya başlanması Araplaşma Modernizmi değil ARAPÇANIN EVRENSELLİĞİYLE alakalı bir mevzudur. Bundan etkilenmek zayıflık veya utanılacak bir hâl değildir. Türklüğüyle iftihar eden bir genç olarak, ihtisasım sebebiyle Arapça diline karşı Türkologların öz Türkçeyi korumaya çalışmasını takdir ediyor bununla beraber Arapça gibi bir dilin Türkler tarafından, edebiyattan gündelik hayata kadar her alanda kullanılmasından rahatsız olan kesimi cahillikleri sebebiyle kınıyorum. Evrensel olan Arapça Dilini, hürriyetinin kudretinin ve merhametinin ebediyetini ömrüm yettiğince dile getirmekten onur duyarım. 🇹🇷
Hocam size bu ithamlarda bulunanların ne Türkçeden haberleri var ne de Türkçe diye bir dertleri var. Onların dertleri çok başka
Çok teşekkür ederiz muhterem hocam. "Dil " yerine "lisan" kelimesinin kullanılmasının gerektiğine dair görüşler var. Acaba bu konuda ne düşünüyorsunuz?
ızdıraba ıstırap diyerek başlayınca gerisini dinlemeye gerek bile kalmadı...
Goethe” kendi dili olmayan başkalarından, özellikle Eski TUR TURAN TÜRK DİLİ nden aldığında, bizim ne demememizi bekliyor. Türkçe Güneş Dılıdır.❤❤❤❤
O zaman:
Durur ahkâmınusret ittihadıkalbimillette (Durur yardımın hükümleri milletin kalp birliğinde)
Çıkar asarırahmet ihtilafıreyiümmetten (Çıkar rahmetin eserleri ümmetin görüş ihtilafından)
BENİMDİR İSİM,
HERŞEY DE BENİM..
Ben seni sine yaptım ki, sen mi olasın?
Seni benden fer'i ettim ki, ben mi diyesin?
Sen benim severek giydiğim sinesin,
Ben deme ki, benim ile ben olasın...
Sefalar süresin, ser olasın,
Benimlesin, benim aşkımdır sende...
Sen bir örtüsün bende,
Ben sende gizlenir, beni ben ederim...
Senin benden başka bir şeyin yok işte,
Nefes bile almasam... senin kudretin mi var?
Arzumu senden işletiyorsam, sen miyim?
Sen benimsin, dursam durursun işte,
Bendesin, benden ayrılma sen benim işte...
Kaynak: Asaran cilt-3 sayfa, 37
Abdülkadir Duru
Niçin "ASARAN" DEDİK?
ASIR'ları AN'ında toplayan, maddeleri gövdesinde toplu bulunduran, görünenlerin hepsini gözünün ufacık bir merceğinde toplu tutabilen, tatların tümünü topyekün dilinde yaşatabilen; bu kadar büyük, bu kadar cem'al olan insanın bütün kıymeti de dikkatinde toplanıyor. Dikkatin değeri ise, bir AN'da ortaya çıkıyor.
İnsanın gerçek anlamda yaşadığı ömrü de, farkında olunarak alıp verilen o bir nefesle bir AN'dır. Bu farktan yoksun gelip-geçen yıllarsa "AH!" edilen ömürdür.
İşte "ASARAN" ASIR'ları AN'nında toplayabilen insanın, herkesi o Özlemi çekilen yaşama çağırmasıdır.
Her biri bir AN'ın değerini içeren bu dizeler, her okuyanı dikkati oranında AN'ına getireceğini de denemeye sunar. Abdülkadir Duru
HUZURLU YAŞAMAK İSTEYEN İNSAN:
▪️Sever sevgi beklemez.
▪️ Takdir eder, takdir beklemez.
▪️ Yardım eder, yardım beklemez.
▪️ Anlayış gösterir, anlayış beklemez.
TOPLAMDA:
Her insan kendi görüşünü tamam, düşündüğünü doğru, yaptığını haklı, olayları da kendi umduğu gibi ister.
Onun için huzursuzluk tabii halde gelişir, devam eder. Bu durumu huzura kavuşuturacak tek şey:
Genel ölçüyü bulmaktır. Genel ölçü, insanın öz yaratılışını tanımak ve her ihtiyacını iyi bilmekten bulunacaktır.
Abdülkadir Duru
Arap Hayranlığı, Arap Sevici Diyenler Yahudi, Ecnebi Fransız Batılı Seviyor ! Burada Çelişki Yok Mu ? Araplaştık Diyenler Yahudiyiz , Yahudileştik, Ecnebileştik, Fransızlaştık niye Diyemiyor ! İnsan Ya Kendi Tercihine Ya da İnancına Göre Sever !
Ne Araplaşmak ne Batılılaşmak! Biz Türk'üz. Siz kafayı Yahudilerle bozmuş mankurtlar, Yahudiler sizin amcaoğlunuz. Biz Türk'üz. Yemişiz sizin Yahudinizi de Arabınızı da Fransızınız da.
İslamdan önceki Türklerle bir ilgimiz kalmadıysa gayette Araplaştık demektir. Ülkede ikisi de var. Zaten modern çağda kimseyi aynı yapamazsınız. Elinizdeki telefon Araplardan değil Batıdan geliyorsa insanlar neden oraya özeniyor demeyin.
1 İdamı kaldiran 2 zina suçunu iotal eden 3 ist dizlesmesine imza atanların Hak yolunda oldugunu idaa etmekmi dogru yol
Karıştırıyorsunuz. Araplaşma, geriye gitme anlamında kullanılıyor, yani kapanma, her şeyi dinle bakma fanatik kafalar vs gibi. Arap dil ve kültürüne daha çok bir hayranlık ve yakınlık olduğu için. Aynısını orta çagıya dönmekle de ifade edebilirsiniz avrupada misalen.
Bunun tersinde de atomatikmen Yahudi, Fransız batılı seviyor anlamına gelmiyor. Medeniyet ilerlemesi herkesin kendi toplumuyla geliştirmesi sonucunda fark edilebilen bir şey.
Şu sıralar batı ülkeleri bu konuda ileri durumdalar, ama bu bir yarış değildir, bir gelişmenin sonucudur. Avrupa daha 60 yıl önce bugününden çok farklıydı.
Her şey bir değişim içinde.
Erhan yahudileşmenin y si bile yok sen hangi ülkede yaşıyorsun ?
LİSAN
Güzel dil Türkçe bize,
Başka dil gece bize.
İstanbul konuşması
En sâf, en ince bize.
Lisanda sayılır öz
Herkesin bildiği söz;
Ma'nâsı anlaşılan
Lûgate atmadan göz.
Uydurma söz yapmayız,
Yapma yola sapmayız,
Türkçeleşmiş, Türkçedir;
Eski köke tapmayız.
Açık sözle kalmalı,
Fikre ışık salmalı;
Müterâdif sözlerden
Türkçesini almalı.
Yeni sözler gerekse,
Bunda da uy herkese,
Halkın söz yaratmada
Yollarını benimse.
Yap yaşayan Türkçeden,
Kimseyi incitmeden.
İstanbul'un Türkçesi
Zevkini olsun yeden.
Arapçaya meyletme,
İran'a da hiç gitme;
Tecvîdi halktan öğren,
Fasîhlerden işitme.
Gayrılı sözler emmeyiz,
Çocuk değil, memeyiz!
Birkaç dil yok Tûran'da,
Tek dilli bir kümeyiz.
Tûran'ın bir ili var
Ve yalnız bir dili var.
Başka dil var diyenin,
Başka bir emeli var.
Türklüğün vicdânı bir,
Dîni bir, vatanı bir;
Fakat hepsi ayrılır
Olmazsa lisânı bir.
ZİYA GÖKALP
***
Türkçemize gösterdiğiniz özen için çok teşekkür ediyorum..
Keşke sizin gibi bu kadar duyarlı Türk hanımları çoğalması en büyük dileğimdir.
Var olun.
Reyhan Hanım Yunus Emre dersleri yapar mısınız?
İyi ki varsınız ❤
Reyhan Hanım Arapça ve Farsça kelimelerin sonuna sesli harf geldiği zaman o kelime uzun okunur şu anda bu kuralı herkes unuttu Lütfen bu konuya özel olarak beğenir misiniz zama kelimesi zamaanı şeklinde okunur şuanda zamanı kısa okunur hale geldi iktidarıın okunması gerelirken ikyidarın şeklinde okunuyor böyle yüzlerce kelime var
Mükemmel!
Tebrikler, Türkçeye yaptığınız katkı anlamlı, anlamsız eleştiriler eleştirenin kültür seviyesini gösterir.
1960'lara kadar konuşulan Türkçe konuşulması zaruri. Çok uydurulmuş kelimeler var. Mesela -sal ekleri gibi. Faruk Kadri Timurtaşın bu mevzuda bir lügatı var. Hakiki ve uydurukça kelimeleri karşılaştırıyor. Bir de Şemseddin Sami'nin Kamus-i Türkisi her evde bulunulması gerek bir eserdir hakiki türkçe kelimeler için.
Evet, atalarımızın hatasına düşmeyelim; Türkçesi varken yabancı sözcüklere sarılmayalım...
Yeşermesi ektiğimiz tohumun haktır
İşte o gün ruhlarımız şad olacaktır
Mücadeleniz çok büyük ve zor aynı zamanda kutsal Allah kolaylık versin
Çok değerli hocam, boş verin üzülmeyin. "Boş teneke çok ses çıkarır."
Güzel Türkçemize ve Türk milletine, Türkiye'ye karşı en az sizin kadar hassas ve aynı dertle dertlenen birisi olarak çok fazla birebir Türkçesi olan kelimeyi başka dillerden aldığımız kelimelerle ifade ettiğinizi gördüm. Sadece bir örnekle sormak istiyorum : "dilek" kelimesi bizim kelimemiz değil mi, neden onun yerine "temennî" kelimesini kullanma gereği duydunuz?