Dinin getirdiği ahlak kuralları şöyle uygulanıyor diye düşünmekteyim. Egemen sınıf günahların cezasını öteki dünyada çekmeyi yeğliyor (hatırlayın, ben sadece Allah'a hesap veririm diyenler var), mükafatını ise bu dünyada yaşıyor, tam aksi fukara sınıfa uygulanıyor. Ceza bu dünyada, mükafat öteki dünyada... ne ters değil mi?
ahlak kurallarla değil farkındalıkla ve vicdanla olur. dinler ahlak kurallarının ve vicdanın yerine geçerler ve insanı kendi kurallarına zorlarlar. dinlerdeki açıklar ve kuralların farklı yoruma açık olmaları sebebiyle de ahlaki değer kişiye göre değişir. insanlar inandıkları dinin kurallarını uyguladıklarını düşündükleri için de vicdani bir sıkıntı duymazlar. Çünkü vicdanlarının yerine geçen dine göre doğru şeyi yapmışlardır. Bu yüzden mesela ortadoğu coğrafyasında "Doğru" kelimesinin anlamı "insanın işine gelen şey" dir. işine gelmediği anda o şey aynı şey bile olsa yanlışa dönüşür. Ve bu yüzden Ortadoğu coğrafyası bu kadar kötü durumdadır. Onur, vicdan gibi şeyler bu coğrafyada yoktur.
2010'da Harvard Üniv. evrimsel biyoloji prof. Marc Hauser insanların ahlakının farklı dinler arasında çok fazla değişiklik göstermediğini iddia eden bir makale yayınladı ve ahlakın dinden bağımsız, dinin ise insan ahlakına bağımlı olduğunu gösterdi. Evrimsel açıdan bu, insan ahlakının çok eski olduğu anlamına geliyor, bugün var olan herhangi bir dinden önce var olacak kadar eski demektir.
Sevgili hocam iyi tatiller. Konuyu kategorize ve klasifike ederken çok fazla mekanik bir sunum olmuş ,yani ortaya karışık bir şeyler çıkmış . tanımlar havada ahlak bu kadar basit tanımlanamaz daha doğrusu sizden daha kapsamlı bir şeyler bekliyoruz ,sayın hocam bu konuları bir daha bir gözden geçirip daha akıcı ve sevimli bir şekilde sunarsanız çok seviniriz saygılarımla❤
AHLAK, İYİLİK ve KÖTÜLÜĞÜ TANIMLAMAK ve İYİ OLMAYA ÇALIŞMAK İSE; İYİLİKLER NELERDİR?-KÖTÜLÜKLER NELERDİR? BUNLARI SIRALAMAK-AÇIKLAMAK DAHA TUTARLI BİR ÇALIŞMA OLURDU.KONU KARIŞMAZDI.
Insan, neyin doğru olduğunu nereden ve nasıl öğrenebilir? Insan, genel olarak en iyi olanı ister. Iyi olanı amaç edinir. Peki, insan iyi ile kötū arasında nasıl ayrım yapar? Neyin iyi olduğunu ne belirler? Akıl mı? Duygular mı? Inanç mı? Iyi ile kötū olan arasında ayrım yapma, özgür iradeyi gerektirir. Demek ki, ahlakın temelinde özgürlük ilkesi yatmaktadır. Dolayısyla özgürlük ile ahlak arasında belirli bir ilişki vardır. Inanç veya duygular Ahlakın temelini oluşturmaz. Çünkü inanç ve duygu, bireyseldir. Akıl, kollektif özelliklere sahiptir.
ahlak "sana söylenen ne olursa olsun doğru olanı yap" der din "doğru olan ne olursa olsun sana söyleneni yap" der ... binyıllar öncesine dayanan ilkel toplumların anlayışı, modern toplum anlayışına çözüm getiremediği gibi sorun getirmekten başka bir işe yaramaz. dogma her zaman akıl/mantık ile çelişir.
Din de dine dayalı ahlak ta insanlığın kültürel evrimde yaşaması gereken deneyimlerdi, yaşandı, eskidi, bitti. Değişimi ve gelişimi kabul edenler ilerici, etmeyenler gerici, bu kadar basit, saygılar
@@hikmetbey5321 yazdıklarından hiç bir şey anlayamadım, benim yazdıklarım la ilişkisini anladığım kadarıyla yanıt vereyim siz değerlendirin. Benim yazımda ahlaksızlık nerede? Değişim ve gelişim le köpeğin ne ilgisi var? Değişim ve gelişim den neden uzak duruyorsunuz? Uzatmamak için kısaca örnek, Muhammed peygamber dönemin araplarına, eskiyi inatla savundukları için, "ya atalarınız yanlış biliyorsa!" demişti. Halbuki konu yanlış-doğru dan ziyade, eski-yeni konusu idi. Peygamber de, yeniyi, değişimi temsil ediyordu.
Zor değil aslında algının hitabi tarafına düşen insanlar dahi idrak edebilir bunu... akla ve sezgiye ait bazı kavramlar var ...birinin kavramını diğerinin alanına çekip diğerinin yöntemiyle kavrayamazsın... yani evet burada sezgiyle aklı kalın çizgiyle ayırmanın imkanı yok zaten olmamalıda ama kavramların öz yurdunu kaçırırsanız zan kovası içinde yüzüp akıl okyanusunda olduğunuzu hayal etmeye devam edersiniz...aslında eskiden devamlı dile getiriyordum bu kadar akla kimsenin ihtiyacı yok ne güzel çoğunluk bu konuda çok şanslı.... Aklın bilincin amacı hayatta kalmaksa bu evren için çok fazla hatta gereksiz ve tehlikeli, yani mevcud tablo ortada... emin olduğum nadir bir kaç meseleden biri de şu ki bu akıl-vicdan nereden geldiyse ya israf edilmiş ya da asıl amaç bu evren değil...bir hayvan kadar dahi evrende nasıl yaşamamız gerektiğini bilmiyoruz...aklı ve vicdanıyla başı dertte olan kişilerin zihninden hayatının bir anında şu geçmiştir ''boşver bunları! hakikatmış, adaletmiş, insanı insan yapan şeylermiş vs içinde doğduğun dinin,kurumun,takımın,toplumun,sürünün,ülkenin sözcüklerini diline pelesenk yap, sloganvari düşün sağa sola salla, dinsel veya örgütsel bir iki ritüeli sürdür bunları yaparak arındığını düşün avut kendini ve böylelikle ilim yolunun dilencisi olacağına zan çöplüğünün horuzu ol...'' ama malesef bu akıl vicdan denen mefhum buna müsade etmiyor... Ara ara geçmişte üzerine eğildiğim konulara tekrar bir döneyim , her ne kadarda dönüşüm için yeteri kadar zaman geçmese de onun işaretlerini veren değişimler kendini göstermeye başlamış mı bir bakayım diyorum.... malesef değişen hiç birşey yok hala özgürlük ahlak, tanrı, adalet, bilincin ebediliği ve kötülük problemleri hakkında yargı dağıtmaya devam ediyor, kendini akademisyen ve entellektüel olarak tanımlayan donkişotlar.... bakın bu kavramlar fikir cimlastiği yapmak için elverişli bir zemin oluşturur ama bu kavramları kişinin kendi o dahiyane aklına dayandırarak bir sonuç çıkardığını düşünmesi için aklı evvel olması gerekir tabi şimdi burada bir insanda hem dahiyaneliğin hem de aklı evvelliğin bir arada bulunamayacağını söylememe gerek yok sanırım ...kendilerini buğday ambarında sanmaya devam eden aç tavuklar acaba Amerika yı yeniden keşfettiğini sanarak aynı konuyu aynı kelimelerle farklı bir şekilde anlatıyormuş edasından kurtulup susmanın hikmetini anlayıp,anlatabilecekler mi ? bazı konular sadece susmak ve yaşamak içindir sezgiseldir yani...aaa pardon susmanın hikmeti ancak susma ile anlatılır fakat bu şekilde anlatmaya kalktıklarında da bu patformlara içeriği olmayan içerikleri nasıl üretecekler değil mi.. gelin kendinize bir iyilik yapın en azından aklın ve sezginin alanını birbirine karıştırmayı bırakın sadece şunu bile kavrasanız farkındalığınızın nasıl seviye atladığına şaşıracaksınız... biri dinlere sallıyor biri bilime diğeri örgütlere,kurumlara,eğitime ... sorun onlarda değil sorun duyularla taşınan bozulan verilere müptela olan zihinlerde....
Konuşmamdaki tezimi doğruluyorsun. Imanın GÜÇLÜ, ama Ahlakın ZAYIF. Ayrıca imanın güçlü olduğu durumda, akıl da gûçsüz oluyor. Bu nedenle, yaptığınız seviyesiz yorumla, tezimi tasdik ettiğinizi de kavrayamıyorsunuz.
Hocam sen konuyu anlamamışsın. Din bilimle benzer bir durum değil, iki benzemezi kıyas ediyorsun. Metot yanlış. İsveç halkının temelinde Hristiyanlık olduğunu da unutmayın. Sizin psikoloji, dinler tarihi, Kuran okumanız lazım . Siz sadece atıyorsunuz
Siz, önce Dünyayı anlamaya, özellikle Çin üzerine bilgi sahibi olmaya çalışan. Orada peygamber olmadı, cennet ve cehenneme, oteki dunya gibi insanları aptallaştıran masallara inanmazlar. Siz, Çin'in son 30 yıl içinde 900 milyon insanı yoksulluktan kurtardığını ve teknolojik alanda ABD'yi geçtiğini biliyor musunuz?
Nedense hep sizin gibi inanmış insanlardan seviyesiz eleştiriler (Hocam SEN konuyu ANLAMAMŞSIN) geliyor. Sen hangi hakla SEN diye hitap edebilyorsun. O yüzden inam güçlû ise akıl ve kültür zayıf kalıyor.
Ahlak, iyilik, kötülük kavramları Eski Türk Töreleri göz önünde bulundurularak bakıldığında, toplumlarin deneyimleri sonucu ortaya çıkmıştır. Bu gün sosyal contract diyoruz, derim.
Dinin getirdiği ahlak kuralları şöyle uygulanıyor diye düşünmekteyim. Egemen sınıf günahların cezasını öteki dünyada çekmeyi yeğliyor (hatırlayın, ben sadece Allah'a hesap veririm diyenler var), mükafatını ise bu dünyada yaşıyor, tam aksi fukara sınıfa uygulanıyor. Ceza bu dünyada, mükafat öteki dünyada... ne ters değil mi?
Esenlikler ❤
ahlak kurallarla değil farkındalıkla ve vicdanla olur. dinler ahlak kurallarının ve vicdanın yerine geçerler ve insanı kendi kurallarına zorlarlar. dinlerdeki açıklar ve kuralların farklı yoruma açık olmaları sebebiyle de ahlaki değer kişiye göre değişir. insanlar inandıkları dinin kurallarını uyguladıklarını düşündükleri için de vicdani bir sıkıntı duymazlar. Çünkü vicdanlarının yerine geçen dine göre doğru şeyi yapmışlardır.
Bu yüzden mesela ortadoğu coğrafyasında "Doğru" kelimesinin anlamı "insanın işine gelen şey" dir. işine gelmediği anda o şey aynı şey bile olsa yanlışa dönüşür. Ve bu yüzden Ortadoğu coğrafyası bu kadar kötü durumdadır. Onur, vicdan gibi şeyler bu coğrafyada yoktur.
İyi tatiller hocam
2010'da Harvard Üniv. evrimsel biyoloji prof. Marc Hauser insanların ahlakının farklı dinler arasında çok fazla değişiklik göstermediğini iddia eden bir makale yayınladı ve ahlakın dinden bağımsız, dinin ise insan ahlakına bağımlı olduğunu gösterdi. Evrimsel açıdan bu, insan ahlakının çok eski olduğu anlamına geliyor, bugün var olan herhangi bir dinden önce var olacak kadar eski demektir.
Sevgili hocam iyi tatiller. Konuyu kategorize ve klasifike ederken çok fazla mekanik bir sunum olmuş ,yani ortaya karışık bir şeyler çıkmış . tanımlar havada ahlak bu kadar basit tanımlanamaz daha doğrusu sizden daha kapsamlı bir şeyler bekliyoruz ,sayın hocam bu konuları bir daha bir gözden geçirip daha akıcı ve sevimli bir şekilde sunarsanız çok seviniriz saygılarımla❤
Çok teşekkürler🌿
Söyledikleriniz binlerce soruya yanıt verdi.Teşekkür ederim❤
Teşekkürler 🎉
AHLAK, İYİLİK ve KÖTÜLÜĞÜ TANIMLAMAK ve İYİ OLMAYA ÇALIŞMAK İSE; İYİLİKLER NELERDİR?-KÖTÜLÜKLER NELERDİR? BUNLARI SIRALAMAK-AÇIKLAMAK DAHA TUTARLI BİR ÇALIŞMA OLURDU.KONU KARIŞMAZDI.
Hocam benim ahlak tanımım şu şekilde: İnsanın doğru olduğuna inandığı, veya, anlaşma ile kabul ettiği kural ve ilkelere uygun davranmasıdır.
Insan, neyin doğru olduğunu
nereden ve nasıl öğrenebilir?
Insan, genel olarak en iyi olanı ister. Iyi olanı amaç edinir.
Peki, insan iyi ile kötū arasında nasıl ayrım yapar?
Neyin iyi olduğunu ne belirler? Akıl mı? Duygular mı? Inanç mı?
Iyi ile kötū olan arasında ayrım yapma, özgür iradeyi gerektirir.
Demek ki, ahlakın temelinde özgürlük ilkesi yatmaktadır. Dolayısyla özgürlük ile ahlak arasında belirli bir ilişki vardır.
Inanç veya duygular Ahlakın temelini oluşturmaz. Çünkü inanç ve duygu, bireyseldir.
Akıl, kollektif özelliklere sahiptir.
İnsan kitlelerine inanç akıldan daha çok kolektif özelliğe sahip olabilir mi.
@@yenerorkunoglu
Özgürlük ile ahlak ters orantılıdır.
Ahlakın kurallarını Allah koyar,gayrısı başıboşluktur.
Aynen öyle
ahlak "sana söylenen ne olursa olsun doğru olanı yap" der
din "doğru olan ne olursa olsun sana söyleneni yap" der
...
binyıllar öncesine dayanan ilkel toplumların anlayışı, modern toplum anlayışına çözüm getiremediği gibi sorun getirmekten başka bir işe yaramaz.
dogma her zaman akıl/mantık ile çelişir.
Her şeyi sadece kendi aklıyla çözmeye çalışanlar akılsızlardır.
Ahlakın kurallarını Din koyar,dinsiz ahlak ahlak değil, başı boşluktur.
Ses biraz kısık yüklemişsiniz.
Selam bence ahlak yasanilan toplumun cogunlugunun deyer yargisidir
ruclips.net/video/SzFgrgHiIag/видео.htmlsi=YHxF0AuwA1j3LQHc
Yanlış.
Ahlakın kurallarını toplum belirlemez,din belirler.
@@hikmetbey5321 yanlış
Dinin olduğu yerde ahlak varmı ki
Modern toplum Allahını nimetlerini yerken ben modernim yemek yemem diyebiliyor mu hoca
Anlattığınızda artı değeri paylaşmak yok galiba engel ve mark sa gelemiyorsunuz.
Din için felsefi bir düşünce ve herkes birşeyler ekleyerek evrimleştirmiş diyebilirmiyiz?
Kant Hristiyanlık ......... yetistiği için cümlesinde boş bıraktığım yer anlaşılmıyor. Yazabilirseniz sevinirim. Katkılarınız için teşekkür ederim.
Din de dine dayalı ahlak ta insanlığın kültürel evrimde yaşaması gereken deneyimlerdi, yaşandı, eskidi, bitti. Değişimi ve gelişimi kabul edenler ilerici, etmeyenler gerici, bu kadar basit, saygılar
Ahlaksızlığı ahlak olarak değerlendirdiniz.
Değişim ve gelişim ne ki ?
İnsana verdiğim değerin fazlasını değişim ve gelişim adına köpeğe mi vereyim ?
@@hikmetbey5321 yazdıklarından hiç bir şey anlayamadım, benim yazdıklarım la ilişkisini anladığım kadarıyla yanıt vereyim siz değerlendirin. Benim yazımda ahlaksızlık nerede? Değişim ve gelişim le köpeğin ne ilgisi var? Değişim ve gelişim den neden uzak duruyorsunuz? Uzatmamak için kısaca örnek, Muhammed peygamber dönemin araplarına, eskiyi inatla savundukları için, "ya atalarınız yanlış biliyorsa!" demişti. Halbuki konu yanlış-doğru dan ziyade, eski-yeni konusu idi. Peygamber de, yeniyi, değişimi temsil ediyordu.
Zor değil aslında algının hitabi tarafına düşen insanlar dahi idrak edebilir bunu... akla ve sezgiye ait bazı kavramlar var ...birinin kavramını diğerinin alanına çekip diğerinin yöntemiyle kavrayamazsın... yani evet burada sezgiyle aklı kalın çizgiyle ayırmanın imkanı yok zaten olmamalıda ama kavramların öz yurdunu kaçırırsanız zan kovası içinde yüzüp akıl okyanusunda olduğunuzu hayal etmeye devam edersiniz...aslında eskiden devamlı dile getiriyordum bu kadar akla kimsenin ihtiyacı yok ne güzel çoğunluk bu konuda çok şanslı....
Aklın bilincin amacı hayatta kalmaksa bu evren için çok fazla hatta gereksiz ve tehlikeli, yani mevcud tablo ortada... emin olduğum nadir bir kaç meseleden biri de şu ki bu akıl-vicdan nereden geldiyse ya israf edilmiş ya da asıl amaç bu evren değil...bir hayvan kadar dahi evrende nasıl yaşamamız gerektiğini bilmiyoruz...aklı ve vicdanıyla başı dertte olan kişilerin zihninden hayatının bir anında şu geçmiştir ''boşver bunları! hakikatmış, adaletmiş, insanı insan yapan şeylermiş vs içinde doğduğun dinin,kurumun,takımın,toplumun,sürünün,ülkenin sözcüklerini diline pelesenk yap, sloganvari düşün sağa sola salla, dinsel veya örgütsel bir iki ritüeli sürdür bunları yaparak arındığını düşün avut kendini ve böylelikle ilim yolunun dilencisi olacağına zan çöplüğünün horuzu ol...'' ama malesef bu akıl vicdan denen mefhum buna müsade etmiyor...
Ara ara geçmişte üzerine eğildiğim konulara tekrar bir döneyim , her ne kadarda dönüşüm için yeteri kadar zaman geçmese de onun işaretlerini veren değişimler kendini göstermeye başlamış mı bir bakayım diyorum.... malesef değişen hiç birşey yok hala özgürlük ahlak, tanrı, adalet, bilincin ebediliği ve kötülük problemleri hakkında yargı dağıtmaya devam ediyor, kendini akademisyen ve entellektüel olarak tanımlayan donkişotlar.... bakın bu kavramlar fikir cimlastiği yapmak için elverişli bir zemin oluşturur ama bu kavramları kişinin kendi o dahiyane aklına dayandırarak bir sonuç çıkardığını düşünmesi için aklı evvel olması gerekir tabi şimdi burada bir insanda hem dahiyaneliğin hem de aklı evvelliğin bir arada bulunamayacağını söylememe gerek yok sanırım ...kendilerini buğday ambarında sanmaya devam eden aç tavuklar acaba Amerika yı yeniden keşfettiğini sanarak aynı konuyu aynı kelimelerle farklı bir şekilde anlatıyormuş edasından kurtulup susmanın hikmetini anlayıp,anlatabilecekler mi ? bazı konular sadece susmak ve yaşamak içindir sezgiseldir yani...aaa pardon susmanın hikmeti ancak susma ile anlatılır fakat bu şekilde anlatmaya kalktıklarında da bu patformlara içeriği olmayan içerikleri nasıl üretecekler değil mi.. gelin kendinize bir iyilik yapın en azından aklın ve sezginin alanını birbirine karıştırmayı bırakın sadece şunu bile kavrasanız farkındalığınızın nasıl seviye atladığına şaşıracaksınız... biri dinlere sallıyor biri bilime diğeri örgütlere,kurumlara,eğitime ... sorun onlarda değil sorun duyularla taşınan bozulan verilere müptela olan zihinlerde....
Daha kısa yaz lütfen
Dinin ahlakı olamaz ki çağa uygun olsun efendi. Gördün mü sen hiç.
Dinler toplumların afyonudur Karl Marx
Karl Marks in dediği:İnsanların her şeyini aldılar(sömürdüler) din diye afyonu (yalanı) verdiler.
Gerçek mesaj olarak din bilim ve ahlakla çelişmez.
Fizik Kimya Matematik Biyoloji gerçek 4 dindir
Din sadece bir kurgudur.
@@mhtkskl770yazık kafana
@@defactounknowable kime yazık olduğunu yaşadıkça görürsün
@@defactounknowable Allah gözüne gözüne sokuyor ama göremiyorsun esas senin kafana yazık
Acayip boş yapmışsın abi.
Sen önce konuşmayı öğren
Konuşmamdaki tezimi doğruluyorsun. Imanın GÜÇLÜ, ama Ahlakın ZAYIF.
Ayrıca imanın güçlü olduğu durumda, akıl da gûçsüz oluyor. Bu nedenle, yaptığınız seviyesiz yorumla, tezimi tasdik ettiğinizi de kavrayamıyorsunuz.
Hocam sen konuyu anlamamışsın. Din bilimle benzer bir durum değil, iki benzemezi kıyas ediyorsun. Metot yanlış.
İsveç halkının temelinde Hristiyanlık olduğunu da unutmayın. Sizin psikoloji, dinler tarihi, Kuran okumanız lazım . Siz sadece atıyorsunuz
Siz, önce Dünyayı anlamaya, özellikle Çin üzerine bilgi sahibi olmaya çalışan. Orada peygamber olmadı, cennet ve cehenneme, oteki dunya gibi insanları aptallaştıran masallara inanmazlar.
Siz, Çin'in son 30 yıl içinde 900 milyon insanı yoksulluktan kurtardığını ve teknolojik alanda ABD'yi geçtiğini biliyor musunuz?
Nedense hep sizin gibi inanmış insanlardan seviyesiz eleştiriler (Hocam SEN konuyu ANLAMAMŞSIN) geliyor. Sen hangi hakla SEN diye hitap edebilyorsun. O yüzden inam güçlû ise akıl ve kültür zayıf kalıyor.
Ahlak, iyilik, kötülük kavramları Eski Türk Töreleri göz önünde bulundurularak bakıldığında, toplumlarin deneyimleri sonucu ortaya çıkmıştır. Bu gün sosyal contract diyoruz, derim.