Hoca nın her soruya bir toprak kayması gibi yavaş yavaş ve dingin bir sakinlik içinde cevap vermesi ve karşı savları sızlanmaları tutunduğu her dayanağı söküp bir kenara koyması takdire değer... Bir an kapanıp Hoca mızın tüm kitaplarını bir solukta okuma arzusu uyandı... Varlığınızdan haberdar olmak güzel...uzun ve sağlıklı ömürler Hocam..
Bir tane orjinal fikir bulamadım: "Öyle değil de böyle, böyle değilde öyle". Ahmet Arslan'ın diğerinden farkı da burada ortaya çıkıyor. Ahmet hoca, net, kısa, sorulan sorulara tam cevaplar veriyor.
Bir müslüman olarak düşüncem, Eğitimimizde FELSEFENİN mutlaka ilahiyat ve tüm öğretimde ağırlığının artması gerektiğidir. Müslümanlığı sadece bir düşünceye hapsetmek çok büyük bir sorun teşkil etmektedir. Felsefe bu konuda birleştirici ve çok yonlü düşünceye kapı aralamaktadır.
İlhiyt fakültelerinde normal eğitime oranla on kat fazla felsefe dersi verilir. Kelam, İslam felsefesi, Din felsefesi, Felsefe tarihi, Felsefe metinleri, Felsefe, Mantık v.s dersler ilahiyatlar da verilir
@Joe Turner Sonucun ne olacağını tam olarak bilemeyiz. Şayet senin net bir cevabın varsa dogmatiksindir. Modern bilimin içinde ilahiyat yok mu sanıyorsun?
@Joe Turner Sokrat dini felsefe kullanarak mı çürüttü? Benle kafa mı buluyorsun? Aksine, Platon'un Sokrat'ı çok dindardır. Sokrat, ölmeden önce bir öğrencisine ne dedi biliyor musun? ''Asklepios'a bir horoz borcumuz var.'' Ne anlama geldiğini bir araştır derim, belki biraz felsefe tarihi öğrenirsin.
Böyle değerli Hocalarımı bu tarz programlarda görmek çok Güzel oldu helede gurbetten izlediğin de çok daha Derin duygular yaşatıyor...4 yıl boyunca sizi beyazıt kampüsünde dinlerken tek amacım Finalleri vizeleri vermekken şuan dinlerken ne kadar da farkında değilmişim ....
Hocanın dediklerini ancak 50 sene sonra anlarsınız... her cümlenin arkasında koca tarih ve ipek gibi ince analiz + çözüm var, Iki saatin hakkı anca böyle verilir... çok teşekkürler
2. HAYAT : MANEVİ DİRİLİȘ 1. BÖLÜM : İnsan ruhunun aradığına ve esas dinamiklerine kavuşması ile zaaflardan, yalnızlıktan ve vahşetten kurtuluşu..! "Manevi Diriliş" deyince açılımı nasıldır ve olur ? Sorusunun cevabında hepsi saklı olup her müsliman için büyük, çok önemli sırlar ve müjdeler bulunuyor. Verdiklerinden ve vereceklerinden dolayı Allah’imıza sayısız şükürler olsun... İnsanın ikinci kez hayat bulması.. : Evet, Yaratıcımiz - Varedenimiz Hz. Allah cc. bedenlerimizi yaratıpta daha hayatsız iken, annelerimizin karnında bizlere ruhumuzu vererek hayat bahşettiğini Kitabı Kur'an-ı Kerim'inde anlatıyor. Ve sonra bizleri, o kısacık hayat merhalesinden ve daracık yerden çıkarıp çok daha büyük ve cazip bir aleme, dünyaya ; Ve çok daha uzun bir hayat merhalesine sokarak, akıl ve iradede vererek, (özellikle : "Onu cc. yarattığı nimet ve güzellikleri ile, bilip tanıyıp sevip Kendisine kul olarak",) gelişmemiz için imtihanlara tabi tutmaktadır. Çünkü bu hayat merhalesinin sonunda da, ölüm dar boğazından geçerek, bambaşka ve sonsuza doğru (ki, gerçek Sonsuz olan, yalnızca hz. Allah' tır. cc.) gidilen, bu hayatın imtihan sonuçlarına göre {kötü ve(ya) güzel} karşılıkların görüleceği, (Allah' in belirlediklerine göre) kötülerin kendi aralarında, çirkin ve (yine Onun cc. belirlemiş olduklarına göre) iyilerin kendi aralarında, güzel birer alemde, beraber olacakları, yeni bir hayat merhalesine bizleri alacağınıda, yine Kitabında anlatmaktadır. Her bir hayat merhalesi, bir sonrakine hazırlık ve adeta prova yapmak gibi..! Hatta günün sonunda uyumak ve sabah uyanıp yeni bir güne başlamak dahi; Bu hayatın sonunda ölüm denilen muammanın ve sonrasındaki yeni bambaşka hayatın, her gün açıkça birer nümunesi; hepimize yaşatılıyor..! İşte hepimiz böyle acaip, ilginç bir varlık ile hayat serüveninin yolcularıyız. Kimileri inkar etsede, yada uçuruma doğru hızla ilerleyen bir arabanın içerisinde olduğu halde, "benim başka şeylerle uğraşmaya vaktim yok, önümdeki ve şimdiki keyfimle , işlerim ile meşgul olacağım" diyerek, gerçeğe gözünü yuman kimse gibi, başına gelecekleri görmezden de gelse, istesekte istemesekte, bu yolculuğa Yaratanımız ve Terbiyecimiz(Rabbimiz) olan, sonsuz güzellikler ve ikramlar sahibi hz. Allah cc. tarafından çıkartılmışız ve götürülmekteyiz. Her günümüz, bir ilerleme ve merhale olarak hedefe yaklaştırmaktadır. Kimse, bu sürece ayak diresede burada takılıp kalamamıştır ve kalamayacaktır. Hangi imkanlar bulunursa bulunsun, bu durum sonuçta değişmeyecektir. Bu kesin gerçek karşısında insan aklı, Yaratanımız hz. Allah'e cc. saygılı olmayı ve dediklerine göre hayatını değerlendirmeyi tercih eder. İşte buna İslam imanı denir. Ve bu, hayatın en kıymetli sırrıdır. İmansızca bütün her şeyden daha kıymetlidir. Çünkü imansızca hayat, bir hiç olacağı için, esasen aklın ve mantığın değerlendirmesinde hiç bir öneme ve değere sahip değildir. Sanki ölü yada yok gibidir. Ama iman ile, her şey güzelleşir, değişir ve adeta yeni bir hayat kazanır. Böylece, insan ve varlıkların hiç olup yokluğa gitmeyecekleri ancak alem(ler)in değişeceği anlaşılınca, Sonsuz olanla beraber olunur. Elhamdülillah.. İmanın işte bu sırrı sebebi ile Allah cc. bundan, 2.(ikinci) ve yeni bir hayatla, "bu sefer ruhu iman hayatı ile" canlandırması olarak, Kur'an' da bahsetmektedir. Bütün bunlar göstermektedir ki, imanda Cennetler gizlidir. İmansızlıkta ise, Cehennemler bulunmaktadır. Ey Allahimız..! Sen bizleri ebediyyen gerçek iman sahibi Cennetlik kulların eyle. Aamin. 🤲🏻 [ NOT : Soru : Bu yazılanların önemi nedir? Cevap : Dinimizi, her kesim insanlara yönelik, en gerekli konuları ile, özet bir şekilde anlatıyor olması. Böyle bir anlatıma zamanımız insanlarının ihtiyacı çok büyük. Çünkü, dinimizi bütün yön ve derinlikleri ile öğrenmek, çok az sayıda insan için mümkün. Ve zamanımızın şartları çok meşgul edici olduğundan, insanların kestirme ama hedefe götüren anlatımlara ihtiyacı var. İşte bu yazılanlar böyle bir örnek oldu. Allah 'e çok şükür. Bu sebepten her insan istifade edebilir. Yazımızın buraya kadar olan 1. Bölüm’ ünün devamı olarak, 2 bölüm daha bulunmakta olup onlarla tamamlanmaktadır. Umarım faydalanmıș ve istifade etmiş olursunuz. İlginize teşekkür ediyorum. ]
Hocayı ve Veis beyi sabırla dinledim...Sonuna kadar izledim.Bence vidyonun altındaki konu başlığıyla alâkalı açıklayıcı bir örneklemelerden hiç bahsedilmedi...
48 dakika ancak tahammül edebildim .Konuğumuz İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı olabilir ve hiç kuşku yok ki önemli bir felsefe insanıdır ancak derin ya da yüzeysel hiçbir şey ortaya koyamıyor.İlk proğramda da bir felsefe insanıydı konuğumuz Dücane Cündioğlu'ydu yani mesele felsefenin ağır bir alan olması falan değil .Ve o proğramın baştan sona her saniyesi dopdoluydu ; akademisyen olmayan-ortaokul mezunu Dücane Bey'in her cümlesi düşünce dünyalarımızı sarsmıştı kısacası harika bir proğramdı.Akademik ilerlemeler sorgulanmalı .İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı konuşuyor ama bendeki duygu şu ''Bu adam nasıl olmuş ta İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı olmuş-olabilmiş ?'' Hiç sanmıyorum ama velev ki kitapları çok değerli olsun yani televizyon proğramında tutulup kalmış olsun o takdirde de televizyon proğramına çıkmaması gerekir.Türkiye'deki akademik ilerlemenin sorgulanması lazım .Bu seviyedeki bir bilim insanı tutulup kalıyorsa o ünvanları oyunu kurallarına göre oynayarak alan akıllı bir adam var demektir karşımızda .Benim üniversitemde de önüne gelen adam Prof. ünvanı alabiliyordu yeter ki oyunu kurallarına göre oynasın .Bir de şu mevzu var ; bu proğram ne pahasına yapılıyor ? Fatih Altaylı'nın bilim proğramlarının iki ayağını bir pabuca sokmak pahasına .Hiç olmazsa gününü değiştirin .İzleyecek adam zaten her şekilde izler .Olmadı Veyis Bey ve çoktandır olmuyor .Şapkanızı önünüze koyun ve bomba gibi konuklarla bomba gibi proğramlar yapın ki ben de hem kendi adıma hem sizin adınıza üzülmeyeyim .Dost acı söylemelidir.Hürmetler.
Temel olan her zaman ekonomi ekonomik eşitsizliğin gittikçe arttığı yerde bir takım zengin azınlık kendisine vakit ayırabilecek kendisini geliştirebilecek yoksul olan çoğunluk ise çalışmak zorunda kalacak vaktini dışarıya ayırmak zorunda kalacaktır.Dolayısıyla mümkün olduğu kadar eşit bir toplumu savunmak zorundayız.
Cok güzeldi.. herseye katilmasamda farkli düsükce bicimi. Yüreginize saglik. Bence bu programs azra koheni davet etmelisiniz birde onun gözünden dini.m ahlaki dinlemenizi isterdim ama güzel sorular hazirlayin lütfen azra hanima sürekli ayni seyler soruluyor cok zeki bi kadin..biraz zorlanmayi seviyor..
veyis ilahiyat kokenli gelmis turkiyenin en iyi haber kanalina mudur olmus onyargiliyim bu yuzden. ama felsefeye ilgisi hosima gidiyor, yakin hissettiriyor.
İlahiyatçıyı ne zannediyorsunuz bilmem ama ben bir ilahiyatlı olarak, dört ana dal felsefe gördüm bölümümde, en çok da o derslere çalıştım, çok da keyifliydi.. Bu yüzden zaten bu programı dinliyorum..
2 amca otobüste konuşuyordu artık yaşlıya saygı yok oturmak için yer vermiyorlarla dedi biri yaklaşık 65 yaşlarındaydılar. bende 48 .amca bu yer vermeyen nesli kim yetiştirdi dedim neymiş buday eken arpa biçermi
Felsefe mıknatıs gibi. Bu Felsefe hocamızın Felsefi düşüncelerini bir müthiş Tarihci ile birleştirebilirsiniz. Kimsenin reklamını yaptıgım zerre kadar aklınıza gelmesin. Sayın Osman Selim Kocahanoğlu'nu öneriyorum. Sevgi ile kalın.
Videosuna attigim eleştirileri ışık hızıyla imha ettigi için her ortamda paylaşacagım ! Türkiye'nin de artık dünya çapında bir filozofu var dediler geldik... Bir kaç videosunu izledik. Bu Diamond Tema kitap filan okumuyor, directement tribünlere oynuyor. Ama sözlerinin detayında onun filozoftan daha öte bir şey olduğu su götürmez bir gerçektir. Öyle ki bu Diamond her anlamda insan denen muamma varlığın en cin fikirlisi ve dahi aynı zamanda ticari zekasiyla en iş bileninin sıfatını almayı bile hak eder. Ve tabi bunları söylememe bile gerek yok. Düşmanlarını kendi üzerinden prim yapmakla suçlarken, o kısa zamanda zengin olmayı bilmiştir. Kimilerine göre onu eleştiremezsin ve ondan hiçbir zaman daha çok bilemezsin çünkü etraf onu savunmaya hazır bekleyen ergenler kaynıyordur ve o şu anda kitap okuyordur…her daim kitap okuyordur.. yalnız kitap okuyordur. Yani öylesine değişik bir tür, hatta "Aliendir"kendisi, belkide bir "Übermensch". Kitap okumayan bir millettik bu boşlugu, bu ve bunun gibiler iyi doldurdular. Ne diyeyim? Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı degil ! Bu da Kuran hakkında çektigi videoya gelsin. 1)Diamond "atılan suyun" testislerde mi üretildigini söylüyor? Bana mı öyle geldi? Sesli güldüm kendisine…Ya ayetteki “atılan suyu” spermle karıştırmış yada bilinçli çarpıtmış, bilgisi gerçekten ilkokul seviyesindeymiş. Sana okullarda ögrenemedigini, ben izah edeyim! Ayetin konusu olan “atılan suyun” sadece %1 - %5 kadarı testislerde üretilir ve yukarıda diger sularla birleşerek bir karışım olarak atılır. Simdi “su” nerden geliyormuş testislerden mi? Ayrica "Kuranın yazarı testislerde sperm (sperm diyorum bak "atılan suyla" karıstırmayasın) üretildiginden habersizdi"iddianda çürük. Peki bu hadisi nereye koyacagız mesela ? "Erkeklik yumurtalarımızı çıkartıp hadım olalım mı? diye sorduk resulullah bizi hadım olmaktan nehyetti" (Buhari/nikah/8). Yok ben suyun atıldıgı bölgeye "iki kemik arasina"takıldım diyorsan, kaburgayla omurga arasına insan anatomisinde "Torso" denir ki üreme organlarıda pek çok organ gibi buradadır. Pekala buna vurgu yapılmışda olabilir. En azından senin saçmalıklarından kulaga daha makul geliyor:) Dinleyici kitlen kim senin? Içinde yada yakın çevrende hiç mi bu konunun uzmanı mesela bir ürolog yahut bir ilahiyatçı yok. Keşke video çekmeden, önünde durdugun kitaplıktaki kitapları okusaydın en azından okudugunu anlama kabiliyetin gelişirdi" 2)Adam açıktan yalan söylüyor ama muthiş bir özgüvenle yapıyor."Su kutleleri karışıyor" diyor. Yukardan bakınca öyle gözüküyormuş! Dünya üzerinde tek bir homojen aynı sıcaklıga, basınca ve tuz oranına sahip su kutlesinden söz edebilirmiyiz? Yoksa sular arasında bir ayrıklık söz konusu mu? Ayrıca bu denizlere bu isimleri kim vermiş? Peki bunların dogal “sınırları” varmı ? Bu “sınırlar” insanların çizdigi “sınırlarla” aynı mı? Ferdinand Macellan’ın, pırlanta çocugun yahut onun, bunun isim verdigi denizlerin, okyanusların sınırlarını (ki bunlar tarih boyunca surekli degişmiş) Allah neden mutlak “sınır” kabul etsin ve kitabında buna vurgu yapsın? Okyanusların içi cadı kazanı gibi binlerce deniz, göl, ırmak... ayrık duran tonlarca "su kütlesi" var. "Su kütlesinden" musluktan akan suyu anlıyorsun demek. Kocaman "SU KUTLELERI" bunlar! Dünya üzerindeki okyanuslar,denizler gibi “büyük su kütlelerinden” bahsediyoruz burada. Evet aralarında bir difuzyon var ama birbirlerini geçip, birleşip "tek bir su kütlesi" olabilmişler mi milyonlarca yılda? Hem "Berzah" kelimesinden keskin bir "sınır" anlamı da çıkmaz. “Berzah” = "bekleme noktası", "Perde" anlamındadır. "Berzah alemi" islam eskatolojisinde öldükten sonra ölenlerin gittiği ve kıyamete kadar kaldıkları düşünülen âlem, bekleme yeridir mesela. Yahut Berzah, perdenin ışıgı süzüp karanlıgı ve aydınlıgı ayırdıgı gibi ayırır iki farkli su kutlesini. Ayrica “karışmak” diye çevrilen B-G-Y (La yebgiyan) kelimenin köküdür, SINIRI ASMAK, TECAVUZ ETMEK, IHLAL ETMEK anlamına gelmez mi diyorsun? Bak iyi araştırdın mı? Arapçada manzum bir eseri eleştiriyorsan, biraz Arapça ögren kardeş, Arapça! Ayrıca “tatlı sudan sudan inci mercan çıkıyormuş, bilimsel bir hata buldum” diyorsun. Dikkat ettim hemen de hata buluyorsun. Sakin ol yigidim heybetini gizli tut! Furkan suresini (53), Rahman suresine (19-20) ekliyor, meal yapanların parantez içinde yazdıgını bir sureymiş gibi anlatıyorsun. Rahman suresinde nerede "tatlı su" ifadesi? Yahut Furkan suresinde nerede "inci mercan"? Her iki surede benzer fenomenlere vurgu oldugundan, aynı olay anlatılıyor gibi algılanmışsın ama, iki surenin bağlamları ve anlattıkları şeyler çok farklı. "Başka bir su kutlesi kastedilmiş olamaz mı? Belki biraz daha ararsak buluruz...Malesef bulamayız arkadaşlar" dedin ve beni kalbimden vurdun:) Dört metre kare odanda hakikatin sırrına erdin ama daha insanlık olarak dünya üzerindeki okyanusların % 20 si hakkında bilgi sahibi oldugumuzu,%80 nin keşfedilmeyi bekledigini bilmiyorsun . Bu mudur nesnel araştırmacılık? Bu ne aymazlık! Ha yine senin sözünü sana hatırlatayım "şu gavur icadını dogru düzgün kullanalım arkadaşlar, dimi ama ? 3)Ayrica"Dünyanın döşenmesini "pizzanin üzerinin döşenmesine benzetiyor. Döşek dediğimiz şey düz değildir ve üstüne konulduğu şeyin şeklini alır. Waterbed’lerde büyüyen senin gibi körpelere döşegi anlatmakta zorlanıyoruz ama Türkçede "döşemek" fiilinin farklı şekillerdeki nesnelerin döşenmesi için kullanıldıgını ve döşemenin dümdüz durmayarak, o nesnenin şeklini aldıgını bilmen lazım. Hem de yerkabuğu Kuran'ın dediği gibi sonradan şekillenmiş/döşenmiştir. Ve Hâlâ şekillenmeye devam etmektedir. 4)"Yakın gögün" kuranda "yıldızlarla süslü ve yıldızların da atış taneleri/atmalar" diye anılması bile bir mükemmel anlatım. Çünkü gözlemlenebilir evrende yıldızlar mancınıktan atılmış "rum ateşi" gibi ilerliyorlar, bilinmeze dogru. Yıldız kümeleri "Saçılmış kum taneleri" gibiler evrende. Birbirlerine yaklaşanlar da var uzaklaşanlar da. Bir yönleri var yani. Yalnız dikkat et teleskopla bakarsan, gözüne kum kaçmasın! Güneşimizin dahi bir yönü var biliyor musun? Solar Apex yörüngesinde Vega Yıldızına doğru hareket eder. Bak bu seferde şeytanları göremiyorum dersen agzına küregi yersin. Onca felsefe okudum diyorsun, Kant’ın metafiziginde insan aklının bu konuda otorite olmadıgını hiçmi duymadın? Bak bir hata buldum derken bize bir mucize daha buldurdun. Gördün mü? Amatör felsefe meraklısı kardeşim. 5)Demiri ister indirmiş olsun ister, nimet olarak anmış olsun çok büyük ayet(işaret) Paristeki eyfel kulesi neyi sembolize ediyor acaba, Türk insanının kendisini ancak 15 yıl sonra anlayacagı güzel kafalı kardeşim? 6)Evrenin genişlemesi Zariyat 47 ? * "Daha önceden böyle çevrilmiyordu, bu yeni meallerde böyle" iddiası ///// Zariyat 47 TABERI TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir. Biz göğü, güç ve kuvvetimizle yükselttik. Şüphesiz ki bizler o göğü genişletenleriz. O yarattıklarımızı ve yaratacaklarımızı içine alacaktır. ///// Zariyat 47 EBU'S-SUUD TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir. ( Hanedan-ı Osman zamanından) "Şu göğü de kendi ellerimizle biz kurduk ve biz hiç şüphesiz onu genişletmekteyiz (ona Kadiriz)."Yani biz, I) Göğü, (Burası senin için iyi oku!) II)yahut gök ile yer arasını, (Sana söylüyor iyi oku!) III)yahut rızkı….. genişletmekteyiz. ///// Zariyat 47 KADI BEYDAVI TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir. "Göğü kuvvetle bina ettik ve gerçekten biz, elbette genişletenleriz". I)Musi' gücü yetendir, vüs'den gelir ki, takat / güç manasınadır. Musi' de harcamaya gücü yeten (zengin) demektir II)ya da göğü (Burası senin için iyi oku!) III)yahut onunla yerin arasını (Sana söylüyor iyi oku!) IV)veyahut rızkı…… genişletenleriz, demektir." Daha pek çokları var ama bu kadar yeter...Yani hiçbirşey bilmiyorsan (لموسعون) "Lemoosi'un" kelimesini Arapçasindan Google translator 'a tercüme ettirseydin degil mi? * "Bu daha önceden biliniyordu, Papua Yeni Gine efsanelerinde de söyleniyordu" iddiası. Zaten Kuranın mesajıda bu degil mi? "Biz bütün kavimlere peygamber gönderdik" bununla birşey ispat edemezsin. *"Ya evren genişlemiyorsaaaa...Ya aletlerimiz bizi yanıltıyorsaaa..." iddiasi. Bu nasıl bir kafa yapısı ? Pes dogrusu! Bu kadar cahillik ancak okuluna giderek olunur... 7)Yer ve gögün ayrılması olayına girmiyorum bile çünkü boş yapmışsın. Bütün eski tefsirler ve yeni mealler böyle çevirmiş çünkü. Bu da zaten eski kaynaklarda yazıyor mudur yoksa ? 8)Daglar konusunda da yanılıyorsun Diamond Tema! “Daglar sonradan yerlestirilmedi, daglar zaten hep vardı” diyorsun, oysa daglar milyonlarca yılda bu şeklini aldı. Dünya oluştugunda yeryüzü çok sarsıntılı bir yerdi. Insanın dünyada"Dominant" oldugu dönem; kıtaların bugünki bildigimiz halini aldıgı, her kıtada en önemli sıradagların oluştugu döneme denk düşer ki bu döneme jeoloji tarihinde "Cenozoic Era" denir. Benim için berbat bir araştırmacı, ortalama bir youtuber, heyecanlı bir ergen ve sanırım diplomasız bir felsefe meraklısısın NOT: Felsefeye nereden başlarsaniz başlayin ama Diamond Temayla başlamayin :))
Tüm Devletlerde Orduların kaldırılması ve savunma giderlerinin insanların refahı için kullanılması fikri mantıklı, Hiç bir devletin ordusu olmasa güvenlik sorunu da olmaz, tabi ki buna ilk karşı çıkacaklar silah üreticileri ve tüccarları olacaktır. Ama gerçekleşme ihtimali zor bir konu.
YARIM AKILLA. NE İLİM.OLUR . NEDE DİN. Efendim neymiş. Yaratana inananlar. Herseyde bir nizam var. O halde yaratan var derlermış. İnkar edenlerde. Aksine kaos var,kargaşa var.her yaratılanda bir kusur noksanlık var.. Eğer yaratan var olsaydi. Mesala insan . Hasta OLMAZ,yaşlanmaz,yemeye içmeye muhtaç OLMAZ dı. Ölmezdi. Demekki mükemmel deyil. Tesadüfen var olmuş. Diyorlar. Oysa . NE nizam ne tesadüf. NE şu neden, nede bu sebep. Yaratanın varlığının delili değildir. Yaratan ALLAH . Her şeyin delilidir Her şeyin var edeni ,varlıkta tutanıdır. yok olmaktan koruyanidir,dileyince yok edenidir. Varlıklar onun değil .O varlıkların sebebi ve delilidir. Var edeni, varlıkta tutanı, yok edenidir. Allahu teala. Peygamberler, dinler kitablarla. Her şeyi ben yarattım. dilediğimi her an yaratıyorum, yok ediyorum.yoktan yine var ediyorum. Dilediyim zaman gelince. Her şeyi yok edeceğim. Tekrar var edeceğim. Cinni ve insanları. Beni tanısınlar ibadet etsinler diye Yarattım buyuruyor. İşte Allah .kendinin varlığının delilidir. Hiç bir akıl, hiç bir düşünce ona delil olamaz. Onu anlayamaz ve anlatamaz. Akıllı ve yarım akıllı. Olanlara demelidirki. Bina ustanın delili değildir. Usta binayı var edendir.bina ancak ustanın sanatını, maharetini gösteren bir aynadır. Karışık inşaat malzemesinden. muntazam ve bir maksada uygun ev yapılması Ustanın sanatını gösteren,ustanın var ettiyi Delelildir. Demekki. NE nizam nede kaos. Allahi göstermez. Allah Kaostan nizam, nizamdan kaos yaratarak. zatını ve sıfatlarını gösterir. Kaos kusur ve noksanlık,nizam intizam ve mükemmellik. Her varın her an ona muhtaç olduğunu gösterir.
- ... aynı din bütün bunları yaparken felsefenin burada işi ne? - Felsefe işte sistemlerinde gerçekleşmeyen yeryüzündeki huzur içinde adil bir şekilde yaşamanın nasıl olacağı sorusunu soruyor. Bu dünyada daha adil yaşanabilir mi? Bunun teorilerini yapmaya çalışıyor... Benden yorum yok :))
İstanbul üniversitesi felsefe bölümü Takiyüddin Mengüşoglu Macit Gökbelen Nermi Uygur lardan bu arkadasa mı kalmış. İlerleme bu mu. Her şeyi dindarlaştırmak Yazık bu üllkeye
Veyis Ateş'i eleştirenler ne içiyorlar? Veyis bey, harikasınız. Hepimiz biraz eksiğiz... Ama güzel program için editörünüz ve ekibinizle birlikte hepinize teşekkür ederim.
Dinler olmadan öncede ahlak vardı, her şeyi teolojiye bağlamak saçmalıktır. Allah o zaman aklı neden verdi insanlara, hiç bir inancı olmayan biriside , çok ahlaklı olabiliyor. Dinler sadece bir araçtır.
oturup izlemek zaman kaybı,,,,saçmalamak da bı felsefeyse bı sey demem ama sonuçta ulaşılan yer sıfır....bırakın ınsanları kendı cevaplarını bulsunlar neden algı oluşturmaya çalışıyorsunuz *
Hoca nın her soruya bir toprak kayması gibi yavaş yavaş ve dingin bir sakinlik içinde cevap vermesi ve karşı savları sızlanmaları tutunduğu her dayanağı söküp bir kenara koyması takdire değer... Bir an kapanıp Hoca mızın tüm kitaplarını bir solukta okuma arzusu uyandı... Varlığınızdan haberdar olmak güzel...uzun ve sağlıklı ömürler Hocam..
Bir tane orjinal fikir bulamadım: "Öyle değil de böyle, böyle değilde öyle". Ahmet Arslan'ın diğerinden farkı da burada ortaya çıkıyor. Ahmet hoca, net, kısa, sorulan sorulara tam cevaplar veriyor.
Bir müslüman olarak düşüncem, Eğitimimizde FELSEFENİN mutlaka ilahiyat ve tüm öğretimde ağırlığının artması gerektiğidir. Müslümanlığı sadece bir düşünceye hapsetmek çok büyük bir sorun teşkil etmektedir. Felsefe bu konuda birleştirici ve çok yonlü düşünceye kapı aralamaktadır.
Felsefeciler, fizikciler ve ilahiyatcilar beraber calissa ne guzel seyler cikardi
İlhiyt fakültelerinde normal eğitime oranla on kat fazla felsefe dersi verilir. Kelam, İslam felsefesi, Din felsefesi, Felsefe tarihi, Felsefe metinleri, Felsefe, Mantık v.s dersler ilahiyatlar da verilir
@Joe Turner dinlerin içindeki tutarsız bilgiler, imantıksızlılar ortaya çıkar.Buda araştırıcıyı dinden uzaklaştırıp ya deist yada ateist yapar.......
@Joe Turner Sonucun ne olacağını tam olarak bilemeyiz. Şayet senin net bir cevabın varsa dogmatiksindir. Modern bilimin içinde ilahiyat yok mu sanıyorsun?
@Joe Turner Sokrat dini felsefe kullanarak mı çürüttü? Benle kafa mı buluyorsun? Aksine, Platon'un Sokrat'ı çok dindardır. Sokrat, ölmeden önce bir öğrencisine ne dedi biliyor musun? ''Asklepios'a bir horoz borcumuz var.'' Ne anlama geldiğini bir araştır derim, belki biraz felsefe tarihi öğrenirsin.
Böyle değerli Hocalarımı bu tarz programlarda görmek çok Güzel oldu helede gurbetten izlediğin de çok daha Derin duygular yaşatıyor...4 yıl boyunca sizi beyazıt kampüsünde dinlerken tek amacım Finalleri vizeleri vermekken şuan dinlerken ne kadar da farkında değilmişim ....
Hocanın dediklerini ancak 50 sene sonra anlarsınız... her cümlenin arkasında koca tarih ve ipek gibi ince analiz + çözüm var, Iki saatin hakkı anca böyle verilir... çok teşekkürler
Hiç adalet omadiki ,dinlerin adeleti hiç bir zaman olmamıştır ,
2. HAYAT : MANEVİ DİRİLİȘ
1. BÖLÜM :
İnsan ruhunun aradığına ve esas dinamiklerine kavuşması ile zaaflardan, yalnızlıktan ve vahşetten kurtuluşu..!
"Manevi Diriliş" deyince açılımı nasıldır ve olur ? Sorusunun cevabında hepsi saklı olup her müsliman için büyük, çok önemli sırlar ve müjdeler bulunuyor.
Verdiklerinden ve vereceklerinden dolayı Allah’imıza sayısız şükürler olsun...
İnsanın ikinci kez hayat bulması.. :
Evet, Yaratıcımiz - Varedenimiz Hz. Allah cc. bedenlerimizi yaratıpta daha hayatsız iken, annelerimizin karnında bizlere ruhumuzu vererek hayat bahşettiğini Kitabı Kur'an-ı Kerim'inde anlatıyor.
Ve sonra bizleri, o kısacık hayat merhalesinden ve daracık yerden çıkarıp çok daha büyük ve cazip bir aleme, dünyaya ; Ve çok daha uzun bir hayat merhalesine sokarak, akıl ve iradede vererek, (özellikle : "Onu cc. yarattığı nimet ve güzellikleri ile, bilip tanıyıp sevip Kendisine kul olarak",) gelişmemiz için imtihanlara tabi tutmaktadır.
Çünkü bu hayat merhalesinin sonunda da, ölüm dar boğazından geçerek, bambaşka ve sonsuza doğru (ki, gerçek Sonsuz olan, yalnızca hz. Allah' tır. cc.) gidilen, bu hayatın imtihan sonuçlarına göre {kötü ve(ya) güzel} karşılıkların görüleceği, (Allah' in belirlediklerine göre) kötülerin kendi aralarında, çirkin ve (yine Onun cc. belirlemiş olduklarına göre) iyilerin kendi aralarında, güzel birer alemde, beraber olacakları, yeni bir hayat merhalesine bizleri alacağınıda, yine Kitabında anlatmaktadır.
Her bir hayat merhalesi, bir sonrakine hazırlık ve adeta prova yapmak gibi..!
Hatta günün sonunda uyumak ve sabah uyanıp yeni bir güne başlamak dahi; Bu hayatın sonunda ölüm denilen muammanın ve sonrasındaki yeni bambaşka hayatın, her gün açıkça birer nümunesi; hepimize yaşatılıyor..!
İşte hepimiz böyle acaip, ilginç bir varlık ile hayat serüveninin yolcularıyız. Kimileri inkar etsede, yada uçuruma doğru hızla ilerleyen bir arabanın içerisinde olduğu halde, "benim başka şeylerle uğraşmaya vaktim yok, önümdeki ve şimdiki keyfimle , işlerim ile meşgul olacağım" diyerek, gerçeğe gözünü yuman kimse gibi, başına gelecekleri görmezden de gelse, istesekte istemesekte, bu yolculuğa Yaratanımız ve Terbiyecimiz(Rabbimiz) olan, sonsuz güzellikler ve ikramlar sahibi hz. Allah cc. tarafından çıkartılmışız ve götürülmekteyiz.
Her günümüz, bir ilerleme ve merhale olarak hedefe yaklaştırmaktadır. Kimse, bu sürece ayak diresede burada takılıp kalamamıştır ve kalamayacaktır. Hangi imkanlar bulunursa bulunsun, bu durum sonuçta değişmeyecektir.
Bu kesin gerçek karşısında insan aklı, Yaratanımız hz. Allah'e cc. saygılı olmayı ve dediklerine göre hayatını değerlendirmeyi tercih eder.
İşte buna İslam imanı denir.
Ve bu, hayatın en kıymetli sırrıdır. İmansızca bütün her şeyden daha kıymetlidir.
Çünkü imansızca hayat, bir hiç olacağı için, esasen aklın ve mantığın değerlendirmesinde hiç bir öneme ve değere sahip değildir. Sanki ölü yada yok gibidir.
Ama iman ile, her şey güzelleşir, değişir ve adeta yeni bir hayat kazanır. Böylece, insan ve varlıkların hiç olup yokluğa gitmeyecekleri ancak alem(ler)in değişeceği anlaşılınca, Sonsuz olanla beraber olunur.
Elhamdülillah..
İmanın işte bu sırrı sebebi ile Allah cc. bundan, 2.(ikinci) ve yeni bir hayatla, "bu sefer ruhu iman hayatı ile" canlandırması olarak, Kur'an' da bahsetmektedir.
Bütün bunlar göstermektedir ki, imanda Cennetler gizlidir.
İmansızlıkta ise, Cehennemler bulunmaktadır.
Ey Allahimız..! Sen bizleri ebediyyen gerçek iman sahibi Cennetlik kulların eyle. Aamin. 🤲🏻
[ NOT : Soru : Bu yazılanların önemi nedir?
Cevap : Dinimizi, her kesim insanlara yönelik, en gerekli konuları ile, özet bir şekilde anlatıyor olması.
Böyle bir anlatıma zamanımız insanlarının ihtiyacı çok büyük. Çünkü, dinimizi bütün yön ve derinlikleri ile öğrenmek, çok az sayıda insan için mümkün. Ve zamanımızın şartları çok meşgul edici olduğundan, insanların kestirme ama hedefe götüren anlatımlara ihtiyacı var. İşte bu yazılanlar böyle bir örnek oldu. Allah 'e çok şükür. Bu sebepten her insan istifade edebilir. Yazımızın buraya kadar olan 1. Bölüm’ ünün devamı olarak, 2 bölüm daha bulunmakta olup onlarla tamamlanmaktadır. Umarım faydalanmıș ve istifade etmiş olursunuz. İlginize teşekkür ediyorum. ]
1.14 en can alıcı nokta. Yolunuz açık olsun hocam. Sonuna kadar izledim.
Tarihsel olan gerçek. Güzel cevap olmuş.
Hocayı ve Veis beyi sabırla dinledim...Sonuna kadar izledim.Bence vidyonun altındaki konu başlığıyla alâkalı açıklayıcı bir örneklemelerden hiç bahsedilmedi...
Felsefe üzerine yapılmış çok güzel bir proğram. Hem siz hem de konuğunuz oldukça başarılı. Tebrikler!!!
Benim güzel kardeşime selamlar.....Felsefe yaradılışı nasıl açıklarmış..?Birkaç cümle ile açıklayabilirmisiniz...?Şimdiden çok teşekkürler.
48 dakika ancak tahammül edebildim .Konuğumuz İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı olabilir ve hiç kuşku yok ki önemli bir felsefe insanıdır ancak derin ya da yüzeysel hiçbir şey ortaya koyamıyor.İlk proğramda da bir felsefe insanıydı konuğumuz Dücane Cündioğlu'ydu yani mesele felsefenin ağır bir alan olması falan değil .Ve o proğramın baştan sona her saniyesi dopdoluydu ; akademisyen olmayan-ortaokul mezunu Dücane Bey'in her cümlesi düşünce dünyalarımızı sarsmıştı kısacası harika bir proğramdı.Akademik ilerlemeler sorgulanmalı .İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı konuşuyor ama bendeki duygu şu ''Bu adam nasıl olmuş ta İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı olmuş-olabilmiş ?'' Hiç sanmıyorum ama velev ki kitapları çok değerli olsun yani televizyon proğramında tutulup kalmış olsun o takdirde de televizyon proğramına çıkmaması gerekir.Türkiye'deki akademik ilerlemenin sorgulanması lazım .Bu seviyedeki bir bilim insanı tutulup kalıyorsa o ünvanları oyunu kurallarına göre oynayarak alan akıllı bir adam var demektir karşımızda .Benim üniversitemde de önüne gelen adam Prof. ünvanı alabiliyordu yeter ki oyunu kurallarına göre oynasın .Bir de şu mevzu var ; bu proğram ne pahasına yapılıyor ? Fatih Altaylı'nın bilim proğramlarının iki ayağını bir pabuca sokmak pahasına .Hiç olmazsa gününü değiştirin .İzleyecek adam zaten her şekilde izler .Olmadı Veyis Bey ve çoktandır olmuyor .Şapkanızı önünüze koyun ve bomba gibi konuklarla bomba gibi proğramlar yapın ki ben de hem kendi adıma hem sizin adınıza üzülmeyeyim .Dost acı söylemelidir.Hürmetler.
Söylediklerinizin birçoğu doğru. Ama Ayhan bey hakkında bazı tesbitleriniz eksik.
Ne muazzam bir söyleşiydi teşekkür ediyorum iyi ki tarihe not düşmüş oldunuz🫶
Temel olan her zaman ekonomi ekonomik eşitsizliğin gittikçe arttığı yerde bir takım zengin azınlık kendisine vakit ayırabilecek kendisini geliştirebilecek yoksul olan çoğunluk ise çalışmak zorunda kalacak vaktini dışarıya ayırmak zorunda kalacaktır.Dolayısıyla mümkün olduğu kadar eşit bir toplumu savunmak zorundayız.
Veis bey hiç kendinizi zorlamayın sizden entellektüel çıkmaz, teke tek özelden çaldığınız zamana yazık ..............
Cok güzeldi.. herseye katilmasamda farkli düsükce bicimi. Yüreginize saglik. Bence bu programs azra koheni davet etmelisiniz birde onun gözünden dini.m ahlaki dinlemenizi isterdim ama güzel sorular hazirlayin lütfen azra hanima sürekli ayni seyler soruluyor cok zeki bi kadin..biraz zorlanmayi seviyor..
Veyis bey olmuyo entellektüel olamıyosunuz bırakın bence bu işi
Nurullah Demiral entellektüler olunca ne oluyor ?
ikinizin de olamadığı gibi iki l ile yazıyorsunuz entelektüel kelimesini...
Din-ahlak ilişkisi konusundaki görüşlerine katılamadım .. Orası hocada oturmamış, yine de teşekkürler istifade ettim
Veyis bey söylesin böylesin diyenler türülmü ne konuyu dinlemekten ziyade sunucuyu izlemisler
Çok güzel program ama konuğun bilgi haznesi dışında ses tonu aktarmaya pek müsait değil uykum geldi
57:26 bunun arkasında sadece bir inanç olabilir ahlak kendi başına değişkendir.. demez miyiz
veyis bey?sarhoş muydunuz bu programı yaparken?
Ressmen işkence gibi izledim. Yarısına kadar ancak geldim . Bence siz bu işi beceremiyorsunuz.
bu adam bilim adamı mı oluyor şimdi gerçekten ........
evet
felsefe bilim değildir bu yüzden olmuyor
Teşekkürler güzel bir sohbetti
veyis ilahiyat kokenli gelmis turkiyenin en iyi haber kanalina mudur olmus onyargiliyim bu yuzden. ama felsefeye ilgisi hosima gidiyor, yakin hissettiriyor.
İlahiyatçıyı ne zannediyorsunuz bilmem ama ben bir ilahiyatlı olarak, dört ana dal felsefe gördüm bölümümde, en çok da o derslere çalıştım, çok da keyifliydi.. Bu yüzden zaten bu programı dinliyorum..
2 amca otobüste konuşuyordu artık yaşlıya saygı yok oturmak için yer vermiyorlarla dedi biri yaklaşık 65 yaşlarındaydılar. bende 48 .amca bu yer vermeyen nesli kim yetiştirdi dedim neymiş buday eken arpa biçermi
@@yuksely2783 Kafanıza ve Elinize Saglık.
@@yuksely2783 İslami bir eğitimden yoksunluğun sonuçları işte
var olan bişey açıklanabilir yaradılış diye birşey yokki
Canlıların varlığını nasıl anlıyorsunuz anlatıyorsunuz
Felsefe mıknatıs gibi. Bu Felsefe hocamızın Felsefi düşüncelerini bir müthiş Tarihci ile birleştirebilirsiniz. Kimsenin reklamını yaptıgım zerre kadar aklınıza gelmesin. Sayın Osman Selim Kocahanoğlu'nu öneriyorum. Sevgi ile kalın.
Videosuna attigim eleştirileri ışık hızıyla imha ettigi için her ortamda paylaşacagım !
Türkiye'nin de artık dünya çapında bir filozofu var dediler geldik... Bir kaç videosunu izledik. Bu Diamond Tema kitap filan okumuyor, directement tribünlere oynuyor.
Ama sözlerinin detayında onun filozoftan daha öte bir şey olduğu su götürmez bir gerçektir.
Öyle ki bu Diamond her anlamda insan denen muamma varlığın en cin fikirlisi ve dahi aynı zamanda ticari zekasiyla en iş bileninin sıfatını almayı bile hak eder.
Ve tabi bunları söylememe bile gerek yok. Düşmanlarını kendi üzerinden prim yapmakla suçlarken, o kısa zamanda zengin olmayı bilmiştir.
Kimilerine göre onu eleştiremezsin ve ondan hiçbir zaman daha çok bilemezsin çünkü etraf onu savunmaya hazır bekleyen ergenler kaynıyordur ve o şu anda kitap okuyordur…her daim kitap okuyordur.. yalnız kitap okuyordur.
Yani öylesine değişik bir tür, hatta "Aliendir"kendisi, belkide bir "Übermensch".
Kitap okumayan bir millettik bu boşlugu, bu ve bunun gibiler iyi doldurdular. Ne diyeyim? Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı degil !
Bu da Kuran hakkında çektigi videoya gelsin.
1)Diamond "atılan suyun" testislerde mi üretildigini söylüyor? Bana mı öyle geldi? Sesli güldüm kendisine…Ya ayetteki “atılan suyu” spermle karıştırmış yada bilinçli çarpıtmış, bilgisi gerçekten ilkokul seviyesindeymiş. Sana okullarda ögrenemedigini, ben izah edeyim! Ayetin konusu olan “atılan suyun” sadece %1 - %5 kadarı testislerde üretilir ve yukarıda diger sularla birleşerek bir karışım olarak atılır. Simdi “su” nerden geliyormuş testislerden mi?
Ayrica "Kuranın yazarı testislerde sperm (sperm diyorum bak "atılan suyla" karıstırmayasın) üretildiginden habersizdi"iddianda çürük.
Peki bu hadisi nereye koyacagız mesela ?
"Erkeklik yumurtalarımızı çıkartıp hadım olalım mı? diye sorduk resulullah bizi hadım olmaktan nehyetti" (Buhari/nikah/8).
Yok ben suyun atıldıgı bölgeye "iki kemik arasina"takıldım diyorsan, kaburgayla omurga arasına insan anatomisinde "Torso" denir ki üreme organlarıda pek çok organ gibi buradadır.
Pekala buna vurgu yapılmışda olabilir. En azından senin saçmalıklarından kulaga daha makul geliyor:)
Dinleyici kitlen kim senin? Içinde yada yakın çevrende hiç mi bu konunun uzmanı mesela bir ürolog yahut bir ilahiyatçı yok.
Keşke video çekmeden, önünde durdugun kitaplıktaki kitapları okusaydın en azından okudugunu anlama kabiliyetin gelişirdi"
2)Adam açıktan yalan söylüyor ama muthiş bir özgüvenle yapıyor."Su kutleleri karışıyor" diyor. Yukardan bakınca öyle gözüküyormuş!
Dünya üzerinde tek bir homojen aynı sıcaklıga, basınca ve tuz oranına sahip su kutlesinden söz edebilirmiyiz?
Yoksa sular arasında bir ayrıklık söz konusu mu?
Ayrıca bu denizlere bu isimleri kim vermiş? Peki bunların dogal “sınırları” varmı ? Bu “sınırlar” insanların çizdigi “sınırlarla” aynı mı?
Ferdinand Macellan’ın, pırlanta çocugun yahut onun, bunun isim verdigi denizlerin, okyanusların
sınırlarını (ki bunlar tarih boyunca surekli degişmiş) Allah neden mutlak “sınır” kabul etsin ve kitabında buna vurgu yapsın?
Okyanusların içi cadı kazanı gibi binlerce deniz, göl, ırmak... ayrık duran tonlarca "su kütlesi" var. "Su kütlesinden" musluktan akan suyu anlıyorsun demek.
Kocaman "SU KUTLELERI" bunlar! Dünya üzerindeki okyanuslar,denizler gibi “büyük su kütlelerinden” bahsediyoruz burada.
Evet aralarında bir difuzyon var ama birbirlerini geçip, birleşip "tek bir su kütlesi" olabilmişler mi milyonlarca yılda?
Hem "Berzah" kelimesinden keskin bir "sınır" anlamı da çıkmaz. “Berzah” = "bekleme noktası", "Perde" anlamındadır. "Berzah alemi" islam eskatolojisinde öldükten sonra ölenlerin gittiği ve kıyamete kadar kaldıkları düşünülen âlem, bekleme yeridir mesela.
Yahut Berzah, perdenin ışıgı süzüp karanlıgı ve aydınlıgı ayırdıgı gibi ayırır iki farkli su kutlesini.
Ayrica “karışmak” diye çevrilen B-G-Y (La yebgiyan) kelimenin köküdür, SINIRI ASMAK, TECAVUZ ETMEK, IHLAL ETMEK anlamına gelmez mi diyorsun? Bak iyi araştırdın mı?
Arapçada manzum bir eseri eleştiriyorsan, biraz Arapça ögren kardeş, Arapça!
Ayrıca “tatlı sudan sudan inci mercan çıkıyormuş, bilimsel bir hata buldum” diyorsun. Dikkat ettim hemen de hata buluyorsun. Sakin ol yigidim heybetini gizli tut!
Furkan suresini (53), Rahman suresine (19-20) ekliyor, meal yapanların parantez içinde yazdıgını bir sureymiş gibi anlatıyorsun.
Rahman suresinde nerede "tatlı su" ifadesi? Yahut Furkan suresinde nerede "inci mercan"?
Her iki surede benzer fenomenlere vurgu oldugundan, aynı olay anlatılıyor gibi algılanmışsın ama, iki surenin bağlamları ve anlattıkları şeyler çok farklı.
"Başka bir su kutlesi kastedilmiş olamaz mı? Belki biraz daha ararsak buluruz...Malesef bulamayız arkadaşlar" dedin ve beni kalbimden vurdun:) Dört metre kare odanda hakikatin sırrına erdin ama daha insanlık olarak dünya üzerindeki okyanusların % 20 si hakkında bilgi sahibi oldugumuzu,%80 nin keşfedilmeyi bekledigini bilmiyorsun .
Bu mudur nesnel araştırmacılık? Bu ne aymazlık! Ha yine senin sözünü sana hatırlatayım "şu gavur icadını dogru düzgün kullanalım arkadaşlar, dimi ama ?
3)Ayrica"Dünyanın döşenmesini "pizzanin üzerinin döşenmesine benzetiyor. Döşek dediğimiz şey düz değildir ve üstüne konulduğu şeyin şeklini alır. Waterbed’lerde büyüyen senin gibi körpelere döşegi anlatmakta zorlanıyoruz ama Türkçede "döşemek" fiilinin farklı şekillerdeki nesnelerin döşenmesi için kullanıldıgını ve döşemenin dümdüz durmayarak, o nesnenin şeklini aldıgını bilmen lazım.
Hem de yerkabuğu Kuran'ın dediği gibi sonradan şekillenmiş/döşenmiştir. Ve Hâlâ şekillenmeye devam etmektedir.
4)"Yakın gögün" kuranda "yıldızlarla süslü ve yıldızların da atış taneleri/atmalar" diye anılması bile bir mükemmel anlatım. Çünkü gözlemlenebilir evrende yıldızlar mancınıktan atılmış "rum ateşi" gibi ilerliyorlar, bilinmeze dogru. Yıldız kümeleri "Saçılmış kum taneleri" gibiler evrende. Birbirlerine yaklaşanlar da var uzaklaşanlar da. Bir yönleri var yani. Yalnız dikkat et teleskopla bakarsan, gözüne kum kaçmasın! Güneşimizin dahi bir yönü var biliyor musun? Solar Apex yörüngesinde Vega Yıldızına doğru hareket eder.
Bak bu seferde şeytanları göremiyorum dersen agzına küregi yersin. Onca felsefe okudum diyorsun, Kant’ın metafiziginde insan aklının bu konuda otorite olmadıgını hiçmi duymadın? Bak bir hata buldum derken bize bir mucize daha buldurdun. Gördün mü? Amatör felsefe meraklısı kardeşim.
5)Demiri ister indirmiş olsun ister, nimet olarak anmış olsun çok büyük ayet(işaret) Paristeki eyfel kulesi neyi sembolize ediyor acaba, Türk insanının kendisini ancak 15 yıl sonra anlayacagı güzel kafalı kardeşim?
6)Evrenin genişlemesi Zariyat 47 ?
* "Daha önceden böyle çevrilmiyordu, bu yeni meallerde böyle" iddiası
///// Zariyat 47 TABERI TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir.
Biz göğü, güç ve kuvvetimizle yükselttik. Şüphesiz ki bizler o göğü genişletenleriz. O yarattıklarımızı ve yaratacaklarımızı içine alacaktır.
///// Zariyat 47 EBU'S-SUUD TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir.
( Hanedan-ı Osman zamanından)
"Şu göğü de kendi ellerimizle biz kurduk ve biz hiç şüphesiz onu genişletmekteyiz (ona Kadiriz)."Yani biz,
I) Göğü, (Burası senin için iyi oku!)
II)yahut gök ile yer arasını, (Sana söylüyor iyi oku!)
III)yahut rızkı…..
genişletmekteyiz.
///// Zariyat 47 KADI BEYDAVI TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir.
"Göğü kuvvetle bina ettik ve gerçekten biz, elbette genişletenleriz".
I)Musi' gücü yetendir, vüs'den gelir ki, takat / güç manasınadır. Musi' de harcamaya gücü yeten (zengin) demektir
II)ya da göğü (Burası senin için iyi oku!)
III)yahut onunla yerin arasını (Sana söylüyor iyi oku!)
IV)veyahut rızkı……
genişletenleriz, demektir."
Daha pek çokları var ama bu kadar yeter...Yani hiçbirşey bilmiyorsan (لموسعون) "Lemoosi'un" kelimesini Arapçasindan Google translator 'a tercüme ettirseydin degil mi?
* "Bu daha önceden biliniyordu, Papua Yeni Gine efsanelerinde de söyleniyordu" iddiası.
Zaten Kuranın mesajıda bu degil mi? "Biz bütün kavimlere peygamber gönderdik" bununla birşey ispat edemezsin.
*"Ya evren genişlemiyorsaaaa...Ya aletlerimiz bizi yanıltıyorsaaa..." iddiasi. Bu nasıl bir kafa yapısı ? Pes dogrusu! Bu kadar cahillik ancak okuluna giderek olunur...
7)Yer ve gögün ayrılması olayına girmiyorum bile çünkü boş yapmışsın. Bütün eski tefsirler ve yeni mealler böyle çevirmiş çünkü. Bu da zaten eski kaynaklarda yazıyor mudur yoksa ?
8)Daglar konusunda da yanılıyorsun Diamond Tema! “Daglar sonradan yerlestirilmedi, daglar zaten hep vardı” diyorsun, oysa daglar milyonlarca yılda bu şeklini aldı.
Dünya oluştugunda yeryüzü çok sarsıntılı bir yerdi. Insanın dünyada"Dominant" oldugu dönem; kıtaların bugünki bildigimiz halini aldıgı, her kıtada en önemli sıradagların oluştugu döneme denk düşer ki bu döneme jeoloji tarihinde "Cenozoic Era" denir.
Benim için berbat bir araştırmacı, ortalama bir youtuber, heyecanlı bir ergen ve sanırım diplomasız bir felsefe meraklısısın
NOT: Felsefeye nereden başlarsaniz başlayin ama Diamond Temayla başlamayin :))
Hocam maşallah, Allah ilminizi artırsın."Neden Agnostiğim?" videosu için de bir eleştiri gönderirseniz sevaba girersiniz.Allah razı olsun.
Nedense dogmatik zihin, içinde yaşadığı çağın bilgi birikimi ve değer yargılarıyla temas kuramama halini maharet gibi görmeye pek düşkün.
Felsefede yaradılış olur mu dinlerde olur bence felsefe de gerçekler vardır
Felsefe senin yaradılışı mutlak yanlış varsaymanın ne denli yersiz ve hatalı olduğunu ortaya koymaktır hacım.
Siyasî olarak alınan kardeş katline cevaz veren fetva islama uygun muydu? Bu kararı uygulayan sultanların dinen böyle bir derdi oldu mu?
ya dinsiz ahlak, ya da ahlaksız din, tercihinizi yapın.
Bravo Aghparik
Ya ahlaklı din, ya ahlaksız dinsizlik!
@@ashdkajbusvwjsizh5187 dinsiz ahlak ı seçiyorum
@@buenaventuradurruti795 ben dinsiz ahlaksızlığı seciyorum
Tam tersi olacak, dini seçersen ahlaklı oluyorsun.Neyse boş verin .
Nə boş-boş danışır bu, ayıb olsun, fəlsəfədən başı çıxmayan adamları verilişə çağırmağınızın məqsədi nədir?
FELSEFE SEVMİYORSAN GİT MAYMUN OL
Fəlsəfə sevirəm, amma Ahmet Aslan anlatdığı kimi
@@Nurlan3 Ahmet Arslanı ben de sevirem
minibus muavini diksiyonuyla karşınızda veyis ateş Aksraaaaaaaaaaaayyy aksraaayyy bir iki
Siyasal islamcılar hariç kimse beka sorunu görmüyor hocam sizin gönlünüz ferah olsun :)
Tüm Devletlerde Orduların kaldırılması ve savunma giderlerinin insanların refahı için kullanılması fikri mantıklı, Hiç bir devletin ordusu olmasa güvenlik sorunu da olmaz, tabi ki buna ilk karşı çıkacaklar silah üreticileri ve tüccarları olacaktır. Ama gerçekleşme ihtimali zor bir konu.
Veyis Bey sorgu odasında zanlıyı sorgulayan komiser gibi oturmuşsunuz. 😀
polat alemdara benzetiyor kendisini gittikce :D
Ama yani siyasal islamcı sunucu istediği cevapları alamadı ya Ayhan hocadan :D Bayıldım... İçten içe çok rahatsız oldu :D
YARIM AKILLA. NE İLİM.OLUR .
NEDE DİN.
Efendim neymiş.
Yaratana inananlar. Herseyde bir nizam var.
O halde yaratan var derlermış.
İnkar edenlerde.
Aksine kaos var,kargaşa var.her yaratılanda bir kusur noksanlık var..
Eğer yaratan var olsaydi.
Mesala insan .
Hasta OLMAZ,yaşlanmaz,yemeye içmeye muhtaç OLMAZ dı.
Ölmezdi.
Demekki mükemmel deyil.
Tesadüfen var olmuş.
Diyorlar.
Oysa .
NE nizam ne tesadüf.
NE şu neden, nede bu sebep.
Yaratanın varlığının delili değildir.
Yaratan ALLAH .
Her şeyin delilidir
Her şeyin var edeni ,varlıkta tutanıdır. yok olmaktan koruyanidir,dileyince yok edenidir.
Varlıklar onun değil .O varlıkların sebebi ve delilidir.
Var edeni, varlıkta tutanı, yok edenidir.
Allahu teala.
Peygamberler, dinler kitablarla.
Her şeyi ben yarattım. dilediğimi her an yaratıyorum, yok ediyorum.yoktan yine var ediyorum.
Dilediyim zaman gelince. Her şeyi yok edeceğim.
Tekrar var edeceğim.
Cinni ve insanları.
Beni tanısınlar ibadet etsinler diye
Yarattım buyuruyor.
İşte Allah .kendinin varlığının delilidir.
Hiç bir akıl, hiç bir düşünce ona delil olamaz.
Onu anlayamaz ve anlatamaz.
Akıllı ve yarım akıllı.
Olanlara demelidirki.
Bina ustanın delili değildir.
Usta binayı var edendir.bina ancak ustanın sanatını, maharetini gösteren bir aynadır.
Karışık inşaat malzemesinden. muntazam ve bir maksada uygun ev yapılması
Ustanın sanatını gösteren,ustanın var ettiyi
Delelildir.
Demekki.
NE nizam nede kaos.
Allahi göstermez.
Allah
Kaostan nizam, nizamdan kaos yaratarak. zatını ve sıfatlarını gösterir.
Kaos kusur ve noksanlık,nizam intizam ve mükemmellik.
Her varın her an ona muhtaç olduğunu gösterir.
Çok güzel yazınız için tesekkurler
@@ramazanyalcin177 bil mukabil anayinis ve taktiriniz için nacizde sizlere muteşekkırim
islam gazali nin el münkiz u mined dalal kitabı sonrası çöktü. çünkü ilimler tasnifi yapılıp pozitif bilimler küçümsendi.
Positif bilimler Farz-ı Kifaye Olarak benimsenir.
Haklıydı Gazzali.Sadece doğru anlayamadık.Bir de İslam hala var, sonsuza kadar olacak.
- ... aynı din bütün bunları yaparken felsefenin burada işi ne?
- Felsefe işte sistemlerinde gerçekleşmeyen yeryüzündeki huzur içinde adil bir şekilde yaşamanın nasıl olacağı sorusunu soruyor. Bu dünyada daha adil yaşanabilir mi? Bunun teorilerini yapmaya çalışıyor...
Benden yorum yok :))
İstanbul üniversitesi felsefe bölümü Takiyüddin Mengüşoglu Macit Gökbelen Nermi Uygur lardan bu arkadasa mı kalmış. İlerleme bu mu. Her şeyi dindarlaştırmak Yazık bu üllkeye
Futurism felsefe degildir.
Veyis Ateş'i eleştirenler ne içiyorlar? Veyis bey, harikasınız. Hepimiz biraz eksiğiz... Ama güzel program için editörünüz ve ekibinizle birlikte hepinize teşekkür ederim.
ruh ve beden , yazılım ve donanım, hardware and software
Sende yazilim hatasi var..bug fixing lazim mi?
Dinler olmadan öncede ahlak vardı, her şeyi teolojiye bağlamak saçmalıktır. Allah o zaman aklı neden verdi insanlara, hiç bir inancı olmayan biriside , çok ahlaklı olabiliyor. Dinler sadece bir araçtır.
Dinlerin olmadığı bir zaman olmadı ki..ilk insan Adem di.
Din insan aklının sınırlarını ortaya koyar.Çağlar üstü bilgiler sunar.Bu husus dikkatten kaçmamalı.
Şiir gibi konuşan bir insansın, Allah vergisi sesin var.
Şiir okusan yeter, kendine uygun işler bul.
İlla aptalı oynayacağım diyorsan, sen bilirsin.
Felsefenin burada işi kafanı kullanman Veyis bey!
oturup izlemek zaman kaybı,,,,saçmalamak da bı felsefeyse bı sey demem ama sonuçta ulaşılan yer sıfır....bırakın ınsanları kendı cevaplarını bulsunlar neden algı oluşturmaya çalışıyorsunuz *
Yanlış kişiyi çağırmışsınız Dücane C.oğuluna soracaktınız
Ya dayı felsefeci olsan felsefe adına konuşmazsın ag