Mekanın Hafızası-Antakya / Mahir Mansuroğlu / Ekim-Aralık 2019
HTML-код
- Опубликовано: 21 дек 2024
- Eskiden bu sokakları temizleyen temizlik işçisinin eşeğini bağladığı bu dükkan, uzun yıllar Ahmet Bey tarafından mahalle bakkalı olarak kullanılmış. 2017 yılından itibaren ise “El Sanatları Atölyesi” olarak kullanılıyor.
Yaratıcılığını Eski Antakya sokaklarının ruhuyla besleyen, eskiden ahır olarak kullanılan dört duvarı el sanatları üretim atölyesine dönüştüren Mahir Mansuroğlu’ un anlatımıyla; “Eski Antakya Evlerinde Birlikte Yaşam Hikayesi”:
“Antakya söylenildiği gibi “medeniyetlerin beşiği” olan bir kent. Şuan da üzerine bastığımız topraklardan yedi medeniyet geçmiş, dile kolay!
Mahallemiz de ilk olarak Fransızlar tarafından kurulmuş. O zamanlar mahalle sakinlerinin gelir seviyesinin daha yüksek olması nedeniyle buraya “Zenginler Mahallesi” demişler. Ağırlıklı olarak Ermeniler, Yahudiler, Hristiyanlar kalıyormuş. Müslümanlar ise kısmi derecede yaşıyormuş bu mahallede. Buranın bir üst tarafında da Aleviler yaşarmış. Bu mahallenin etrafına bakarsanız, “Cami” de görürsünüz “Kilise” de “Ziyaret”de. İç savaş koşullarının yaşandığı dönemlerde bile bu bölge de yaşam hep dengedeymiş.
Ama zamanla burada yaşanan ekonomik zorluklar ve baskılardan kaynaklı Hristiyanlar, Ermeniler, Yahudiler burayı terk etmeye başlamışlar.Aleviler sınırını biraz daha keskin hale getirmiş.Hristiyanlar daha yukarıya, Sümerler Mahallesine doğru geçmeye başlamış.Yahudiler yolun üstünde ki mahallelerde kalmış. Burada da genelde Müslümanlar kalmış...
Mekanımızın hikayesine gelince... Burayı kullanmaya başladığımızda bize anlatılan mistik bir hikaye vardı. Hemen solda göreceğiniz güzel bir köşk var. O köşkte yaşayan bir ağa varmış. O ağanın da çok güzel bir atı varmış, bu mekanda onun atının ahırıymış... Böyle kulağa hoş gelen bir hikaye... Sonra biraz araştırdık ki, hikaye aslında böyle değilmiş!
Mevzu şu; hemen bitişikteki evde cumhuriyetin ilk yıllarında bir temizlik işçisi yaşarmış. Bu dar sokakların temizlik işini kendisi yaparmış. Eşeğinin sağına soluna bağladığı hurçlara çöpleri biriktirir ve sokaklardan öyle taşırmış. Bu mekanı ise eşeğini bağlamak için kullanırmış. Şuan masanın olduğu yerde eşeğin sulağı, solda ise yemliği varmış. Hikaye aslında bu! Ortada ne ağa var ne de öyle güzel mi güzel bir at.
Bir tane eşek ve işçi emekçi bir amca...”
*Bu çalışma Avrupa Birliği Sivil Düşün Programının desteği ile Zenginler Atölyesi Kültür ve Sanat Derneği tarafından, Eski Antakya evlerinden yola çıkarak Hatay'da var olan kültürel çoğulcu yapıyı açığa çıkarmak ve bu yapının kaydını tutmak üzere yapılmıştır.