Cemal Süreya - Günler ( 949. Gün ) / Şair, Darphane grevinde... Darphane ve Damga Matbaası işçilerinin grevini desteklemek için Barbaros Bulvarı'na gittim. Yağmur yağıyordu. Şemsiyeler altında söyleştik. Darphane tarihinde ilk grev bu. Dış kapının dışındayız. Ama söyleştikçe anıların kapıları bir bir açılıyor. Görevden alındığım günlerden söz ettim işçilere.
Darphane'de çok yeni olduğum bir dönemde eski Başbakan Suat Hayri Ürgüplü'nün kardeşi gelmişti, Münir Hayri Ürgüplü. Kendisi de eski milletvekili. Cebinden kiloluk bir altın külçe çıkararak masamın üzerine koydu. Bunu Darphane'de bastırmak, sikke altına dönüştürmek mümkün müydü? Yardımcım Sait Tanaçan'ı çağırdım. Gerekli bilgiyi o verdi; Hayır, mümkün değildi; Darphane altın basımı işini yalnız sarrafların getirdiği külçelelre yapıyordu, bu yüzden Ürgülü'nün külçesini bir sarrafa götürmesi, sarrafın da onu Darphane'ye kendi altını gibi getirmesi gerekmekteydi; tabii, külçe sahibi sarrafa aracılık hizmeti için bir komisyon ödeyecekti. Bu açıklamadan sonra eski milletvekili kalkıp gitti.
Ama benim aklım karışmıştı. Sarraflara tam ve acımasız bir tekel durumu kazandıran bu uygulamanın yasal dayanaklarını araştırmaya başladım. Bir tüzük, bir yönetmelik, bir genelge, bir karar, bir emir?... Hiçbir şey yoktu. Uygulamanın kökeni çok eski yıllara iniyordu. Demokrat Parti ve eski CHP dönemlerine kadar.
Sarraf kim? Orda da çok ilginç bir durumla karşılaştım. Bu işten yararlanan sarraf, İstanbul'da iş yeri olup Sarraflar Derneği'ne üye kişiydi. İstanbul dışında aynı işi yapanlar o haktan yararlanamıyordu. Topu topu 23 kişi. Aile olarak görmeye çalışırşan 8-9 aile.
Türkiye'de altın üretimi yok. Etibank'ın başka ürünlerinin yanı sıra elde edebildiği altının miktarı 200-399 kiloyu geçmez. Oysa aynı dönemde Türkiye'ye yılda 70 ton altın girmekte. Dünya altın üretimiinin yüzde 6sı 7si ülkemize akıyor. Türkiye öyle bir pazar ki her yıl Güney Afrika altın madenlerinden mühendisler geliyor; Kapalıçarşı'da incelemeler yapıyorlar. Darphane'nin o günlerde altın basma gücüde yılda 15 ton. Yani işlem gören ve piyasada gizlice dönen altının zaten hepsi kaçak. İşte o 15 ton altının baskı işleminden çok küçük bir gruba kilo başına haraç olanağı doğmuş. Darphane sarrafların bir çeşit baskı atölyesi durumuna düşmüş.
Önce Belçika Darphanesi'ni, daha sonra da ordana aldığım esinlerle diğer Avrupa Darphane'lerini bu açıdan inceledim. Hemen hepsinde, 1 kilodan aşağı olmamak şartıyla yurttaşın getirdiği külçeler basım için kabul edilmekte.
Maliye Bakanlığı'na bir yazı yazdım. Durumu özetledim. Büyük ölçüde vergi kaçakçılığına yol açan bu uygulamanın önlenmesini istedim. Yurttaşın getirdiği külçelerin 1.5 kiloda aşağı olmamak koşuluyla basım için kabul edilmesine izin verilmesini önerdik. Vergi kaçağını önlemek içni de külçe getirenlerin gelir vergisi mükellefi olmalarını ve servet beyannamesine tabi bulunmalarını şart koştum.
Çok uzun bir süre yazıma bir yanıt gelmedi. O arada durumu öğrenen sarraflar bir yandan benimle başka türlü uğraşmaya başladıkları gibi Maliye Müsteşarı Sabahattin Alpat'ı da yakın takibe almışlardı. Partiye külliyetli miktarda para yardımı yaptıkları söyleniyordu. Çok sıkışık bir durumdaydım. Sonunda, bütün bürokratik görgü ve nezaket kurallarını bir yana iterek Bakanlıktan yanıt isteyen ikinci bir yazı, bir tenkit yazısı yazdım. Yanıt olarak Malyie Bakanı Yılmaz Ergenekon'un kendisi geldi.
Bakan, Darphane'ye gazap içinde girdi. Boyuna bağrıyordu; " Kapalı yerleri görmek istiyorum! Kapalı yerleri gösterin bana!." Maliye Bakanı için kapalı yer mi olur! Her yer gösterildi. Emekçiler, işi şakaya vurarak, en küçük çekmecelerin gözlerini bile dışarı çekmişlerdi. Her yeri dolaştı. Bu kez de " Arşivi görmek istiyorum! Reşat altınların kalıpları nerde?" diye kükredi. Arşiv, Sultanahmet'te, Damga Matbaası bölümündedir. Kırk yılda bir açılır. Arşiv, emredersiniz. Ancak Arşiv müşterek muhafaza altında. Anahtarlardan birinin bulunuduğu görevli şimdi izinde. Ama haber salıp evinden hemen getirebiliriz. Bakan, Arşiv denetmele işini ertesi güne bıraktı. Dikkat ettim. Bana değil de, Sait Bey'e bağırıyordu daha çok. Görevden alınacağımı bu tavırdan da çıkarmıştım. Birdenbire iyice rahatladım.
Ertesi gün Arşiv de gezildi. Bu kez yüzü gülüyordu Yılmaz Ergenekon'un. Şaka bile yaptı. Görevden alınacağımı sezince rahatlamıştım ya, bakan tam arabaya binerken parmağımı kaldırarak herkesin duyabileceği bir sesle şöyle dedim; " Beyefendi, bir kapalı yer daha vardı, ama onu size göstermeyeceğiz...." Ergenekon şaşırdı, bir an ne yapması gerektiğine karar veremedi. Hemen ekledim; " O da bizim gönlümüz..." Bir an baktı ve arabaya süzüldü. Zaten dün görevden alınmıştım. İki gün sonra Bakanlıktan bir yazı geldi. Şöyle başlıyordu; "Darphaneyi gezdim, pis buldum." Aynen böyle. Sekiz on maddelik bu yazıya verdiğim yanıtın ilk maddesini bugünmüş gibi anımsıyorum; " Evet o gün Darphane gerçekten pisti. Ama tarihinde ilk kez olarak ve bir iki saat..."
İki üç yıl sonra CHP iktidarı döneminde Maliye Bakanı Ziya Müezzinoplu yeniden Maliye Teftiş Kurulu'na dönmem için imzasını atarken bir koşul koydu; müfettişlik uhdemde kalmak üzere Darphane'yi tedvir etmemi, orayı genel müdürlük statüsüne kavuşturcak çalışmalar yapmamı, sonunda da genel müdürlük ya da müfettişlik, birinden birini seçmemi istedi. Sevinçle kabul ettim. Ancaj bu kez de Teftiş Kurulu Başkanı arkadaş yeni oalya gizlice ( yalnız bana söyleyerek ) karşı çıktı. Hem yönetici, hem denetçi olunca işler güçleşirmiş; Kurul'da buna karşı bir dalgalanma da olmuş... Darphane'den vazgeçmek zorunda kaldım. Müezzinoğlu gerçek nedeni bilmediği için herhalde çok kızmıştır bana.
Yılmaz Ergenekon genç sayılabilcek bir yaşta öldü. Öylesine üzüleceğimi hiç düşünemezdim. Kendimde bunun nedenlerini aradım. Yılmaz Ergenekon'dan bir gün öç alacaktım. Ölüm bu olanağı ortadan kaldırıyordu. Bir gizligücün önlenmesi gibi bir şey. Yitirdiğim bir şey vardı sanki.
Çok teşekkürler hocam ağzınıza sağlık. Çok engin bilgiler paylaşıyorsunuz. Tabi bir de sizin ustaca anlatıminiz ile harmanlaninca ortaya eser çıkıyor işte. Sanat bu olsa gerek
Mukemmel anlatiyorsun sunay abi senin gibi bi adamin milyon abonesi milyon izlenmesi olmasi lazim hakediyosun bunu ama ne yazikki hicbir vasfi olmayan bos insanlar degerleniyor bu mecrada buyuk bir ayiptir bu bence.
YALNIZLIĞIN HANGİ EVRESİNDE Yalnızsın; Duvarlar gibi pürüzsüz ve soğuk Yalnızsın işte; Tepeden tırnağa yalnız Bir baştan bir başa koca bir boşluk Yalnızsın; Adını çoktan unuttuğun sevdaların çıkmazında kaybolurken Gidenlerin geri gelmediği kadar meçhul Ve babanı kaybettiğin günün acısı kadar yanıyorken için Şimdi kandilsiz sokaklarda bir başına Kaldırımlar gibi kimsesiz ayaklar altında ezilmişsin Radyoda ise hüzün makamında bir şarkı Bir de tavşan kanı çayın var baş ucunda Titrek bir mum ışığı eşliğinde yanmakta duyguların örselenmiş Bir başınasın işte hiçliğin tam ortasında Ve çok eskisi gelir birden aklına fersah fersah İç çekişlerin sanki geceyi yırtarcasına Yalnızsın işte; Unutulmuş bir şiir gibi Sararmış en koyusundan sayfaları O sayfaların arasında kurumuş bir gül gibi Neleri yok saydın da nasıl geldin bu günlere Hatırlanmak mı Kim bilir ne zaman nerede Söyle neresindensin bu hayatın Yalnızlığın hangi evresinde... Sedat Kesim
İyi insanlarımız iyi yerlerde olmadıkça bugünkü gibi yerimizde sayar hatta geri gideriz. Ve iyi yerlerdeki kötü insanlar iyi insanların iyi yerlerde olmasına hiçbir zaman izin vermedi vermeyecek.
-Cemal Süreyya 1980 yılında Darphane müdürü olmuş, 1982 yılında emekli olmuş. -1980-1982 yıllarında ise darbe hükümetinde görevli olan İsmet Kaya Erdem isimli şahıs maliye bakanıymış.
Yıl 1978. Demirel milliyetçi cephesi. Bakan yılmaz ergenekon. O zamanlar iktidara yaltaklanmayan sanatçı sayısı çok, yada sanatçı sayısı çok. Bugünküler olsa olsa palyanço olurlar, gerçek palyaçolara saygılar...
Cemal SÜREYA gibi aydın insanlarımızın niceleri böyle değer göremedi..gerçekleri gün yüzüne çıkaranların hepsi tutuklu.."Tarih tekerrürden ibarettir."
Katiliyor7m
"ReisiCumhur bile olabilirsiniz. Ama sanatçı olamazsınız" diye boşuna dememiş Atam... Hemde ReisiCumhur iken...
"de" ayrı sevgiyle kalın.
@@ferhat9420 de nerdeki aga :D
Tırnak içinde " de"
sen kendini akıllı mı zannediyorsun anlam değişmediği için birleşik yazılır a.dumun yobazı
@@bubenen ayrı yazılır.
Ve şimdi herkes Cemay Süreya'yı biliyor. Peki o bakanı bilen var mı?. İşte güzel insan olmak böyle bir şey.
Adalet partisi maliye bakanı yılmaz ergenekon.
Cemal Süreya - Günler ( 949. Gün ) / Şair, Darphane grevinde...
Darphane ve Damga Matbaası işçilerinin grevini desteklemek için Barbaros Bulvarı'na gittim. Yağmur yağıyordu. Şemsiyeler altında söyleştik. Darphane tarihinde ilk grev bu. Dış kapının dışındayız. Ama söyleştikçe anıların kapıları bir bir açılıyor. Görevden alındığım günlerden söz ettim işçilere.
Darphane'de çok yeni olduğum bir dönemde eski Başbakan Suat Hayri Ürgüplü'nün kardeşi gelmişti, Münir Hayri Ürgüplü. Kendisi de eski milletvekili. Cebinden kiloluk bir altın külçe çıkararak masamın üzerine koydu. Bunu Darphane'de bastırmak, sikke altına dönüştürmek mümkün müydü? Yardımcım Sait Tanaçan'ı çağırdım. Gerekli bilgiyi o verdi; Hayır, mümkün değildi; Darphane altın basımı işini yalnız sarrafların getirdiği külçelelre yapıyordu, bu yüzden Ürgülü'nün külçesini bir sarrafa götürmesi, sarrafın da onu Darphane'ye kendi altını gibi getirmesi gerekmekteydi; tabii, külçe sahibi sarrafa aracılık hizmeti için bir komisyon ödeyecekti. Bu açıklamadan sonra eski milletvekili kalkıp gitti.
Ama benim aklım karışmıştı. Sarraflara tam ve acımasız bir tekel durumu kazandıran bu uygulamanın yasal dayanaklarını araştırmaya başladım. Bir tüzük, bir yönetmelik, bir genelge, bir karar, bir emir?... Hiçbir şey yoktu. Uygulamanın kökeni çok eski yıllara iniyordu. Demokrat Parti ve eski CHP dönemlerine kadar.
Sarraf kim? Orda da çok ilginç bir durumla karşılaştım. Bu işten yararlanan sarraf, İstanbul'da iş yeri olup Sarraflar Derneği'ne üye kişiydi. İstanbul dışında aynı işi yapanlar o haktan yararlanamıyordu. Topu topu 23 kişi. Aile olarak görmeye çalışırşan 8-9 aile.
Türkiye'de altın üretimi yok. Etibank'ın başka ürünlerinin yanı sıra elde edebildiği altının miktarı 200-399 kiloyu geçmez. Oysa aynı dönemde Türkiye'ye yılda 70 ton altın girmekte. Dünya altın üretimiinin yüzde 6sı 7si ülkemize akıyor. Türkiye öyle bir pazar ki her yıl Güney Afrika altın madenlerinden mühendisler geliyor; Kapalıçarşı'da incelemeler yapıyorlar. Darphane'nin o günlerde altın basma gücüde yılda 15 ton. Yani işlem gören ve piyasada gizlice dönen altının zaten hepsi kaçak. İşte o 15 ton altının baskı işleminden çok küçük bir gruba kilo başına haraç olanağı doğmuş. Darphane sarrafların bir çeşit baskı atölyesi durumuna düşmüş.
Önce Belçika Darphanesi'ni, daha sonra da ordana aldığım esinlerle diğer Avrupa Darphane'lerini bu açıdan inceledim. Hemen hepsinde, 1 kilodan aşağı olmamak şartıyla yurttaşın getirdiği külçeler basım için kabul edilmekte.
Maliye Bakanlığı'na bir yazı yazdım. Durumu özetledim. Büyük ölçüde vergi kaçakçılığına yol açan bu uygulamanın önlenmesini istedim. Yurttaşın getirdiği külçelerin 1.5 kiloda aşağı olmamak koşuluyla basım için kabul edilmesine izin verilmesini önerdik. Vergi kaçağını önlemek içni de külçe getirenlerin gelir vergisi mükellefi olmalarını ve servet beyannamesine tabi bulunmalarını şart koştum.
Çok uzun bir süre yazıma bir yanıt gelmedi. O arada durumu öğrenen sarraflar bir yandan benimle başka türlü uğraşmaya başladıkları gibi Maliye Müsteşarı Sabahattin Alpat'ı da yakın takibe almışlardı. Partiye külliyetli miktarda para yardımı yaptıkları söyleniyordu. Çok sıkışık bir durumdaydım. Sonunda, bütün bürokratik görgü ve nezaket kurallarını bir yana iterek Bakanlıktan yanıt isteyen ikinci bir yazı, bir tenkit yazısı yazdım. Yanıt olarak Malyie Bakanı Yılmaz Ergenekon'un kendisi geldi.
Bakan, Darphane'ye gazap içinde girdi. Boyuna bağrıyordu; " Kapalı yerleri görmek istiyorum! Kapalı yerleri gösterin bana!." Maliye Bakanı için kapalı yer mi olur! Her yer gösterildi. Emekçiler, işi şakaya vurarak, en küçük çekmecelerin gözlerini bile dışarı çekmişlerdi. Her yeri dolaştı. Bu kez de " Arşivi görmek istiyorum! Reşat altınların kalıpları nerde?" diye kükredi. Arşiv, Sultanahmet'te, Damga Matbaası bölümündedir. Kırk yılda bir açılır. Arşiv, emredersiniz. Ancak Arşiv müşterek muhafaza altında. Anahtarlardan birinin bulunuduğu görevli şimdi izinde. Ama haber salıp evinden hemen getirebiliriz. Bakan, Arşiv denetmele işini ertesi güne bıraktı. Dikkat ettim. Bana değil de, Sait Bey'e bağırıyordu daha çok. Görevden alınacağımı bu tavırdan da çıkarmıştım. Birdenbire iyice rahatladım.
Ertesi gün Arşiv de gezildi. Bu kez yüzü gülüyordu Yılmaz Ergenekon'un. Şaka bile yaptı. Görevden alınacağımı sezince rahatlamıştım ya, bakan tam arabaya binerken parmağımı kaldırarak herkesin duyabileceği bir sesle şöyle dedim; " Beyefendi, bir kapalı yer daha vardı, ama onu size göstermeyeceğiz...." Ergenekon şaşırdı, bir an ne yapması gerektiğine karar veremedi. Hemen ekledim; " O da bizim gönlümüz..." Bir an baktı ve arabaya süzüldü.
Zaten dün görevden alınmıştım.
İki gün sonra Bakanlıktan bir yazı geldi. Şöyle başlıyordu;
"Darphaneyi gezdim, pis buldum." Aynen böyle.
Sekiz on maddelik bu yazıya verdiğim yanıtın ilk maddesini bugünmüş gibi anımsıyorum;
" Evet o gün Darphane gerçekten pisti. Ama tarihinde ilk kez olarak ve bir iki saat..."
İki üç yıl sonra CHP iktidarı döneminde Maliye Bakanı Ziya Müezzinoplu yeniden Maliye Teftiş Kurulu'na dönmem için imzasını atarken bir koşul koydu; müfettişlik uhdemde kalmak üzere Darphane'yi tedvir etmemi, orayı genel müdürlük statüsüne kavuşturcak çalışmalar yapmamı, sonunda da genel müdürlük ya da müfettişlik, birinden birini seçmemi istedi. Sevinçle kabul ettim. Ancaj bu kez de Teftiş Kurulu Başkanı arkadaş yeni oalya gizlice ( yalnız bana söyleyerek ) karşı çıktı. Hem yönetici, hem denetçi olunca işler güçleşirmiş; Kurul'da buna karşı bir dalgalanma da olmuş... Darphane'den vazgeçmek zorunda kaldım. Müezzinoğlu gerçek nedeni bilmediği için herhalde çok kızmıştır bana.
Yılmaz Ergenekon genç sayılabilcek bir yaşta öldü. Öylesine üzüleceğimi hiç düşünemezdim. Kendimde bunun nedenlerini aradım. Yılmaz Ergenekon'dan bir gün öç alacaktım. Ölüm bu olanağı ortadan kaldırıyordu. Bir gizligücün önlenmesi gibi bir şey. Yitirdiğim bir şey vardı sanki.
teşekkürler
Sagolasin.
@@guqingshan dayanamadım uzun olmuşyavv
Tekrar okurum..
Ne yazık ki rüşvet çarkı dönmeye devam ediyor.
Edebiyatçilarla ugrasirsan bu kadar iyi laf yemeyi göz önüne almis olman lazim. Çokta iyi yapmis. Yüregine saglik. Isiklar içinde uyusun.
dürüst adamla uğraşılmaz bunu hiç bir siyasetçi ve amir bilmez bilmesi dahi aklından geçiremez dürüst insanlarla denk gelme ümidi ile
Sınav haftası ilaç gibi geldi. Teşekkür ederiz hocam.
Sunay Akın yaşıyan ayaklı bi kütüphane Harikasınız
En tatlı sabahlar Sunay Akın ile başlar ❤️
cokokremmmmmm
daha uzun videolar atar mısınız 10dk gibi. izlemekten, dinlemekten zevk aldığım nadir insanlardansınız.
Siz ve sizin gibi sanatçıların değerinin daha çok bilinmesi ümidiyle iyi ki varsınız
Yine çok güzel bir hikaye ve sizden dinlemek de çok güzel. Böyle insanlar olabilmek ümidiyle..
Agziniza gonlunuze saglik.Kalbimizi sizlattiniz.Eyvallah hocam.
Marshall Eriksenin yaşlı versiyonu olmuş Sunay abi
Emeklerinize sağlık teşekkür ederim .. 🙏
Sabahları güzel kılan insan. Bu güzel hikâye için teşekkürler..
Barış Manço'nun doğum günü geçti onun anısına da bir hikaye anlatır mısın Sunay ağabey?
Çok teşekkürler hocam ağzınıza sağlık. Çok engin bilgiler paylaşıyorsunuz. Tabi bir de sizin ustaca anlatıminiz ile harmanlaninca ortaya eser çıkıyor işte. Sanat bu olsa gerek
Gercekten gune mutlu uyandim.
Tesekkurler guzel insan
Sevgili üstadım nerelerdeydiniz sizi çoooook çok özledik iyi ki geldiniz hoş geldiniz safalar getirdiniz efendim...
sizi YKS ye 14 gün kala keşfetmenin üzüntüsünü yaşıyorum
Türkiye'deki genel yönetici profili, anlaşılan o dönemlerden bu dönemlere değişen pek bir şey yok.... Paylaşımınız için Teşekkürler Sunay Bey.
Açık ara en iyi RUclips Türkiye kanalı
Hiç şaşırmadım. Bu ülkede yapılan hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
Mukemmel anlatiyorsun sunay abi senin gibi bi adamin milyon abonesi milyon izlenmesi olmasi lazim hakediyosun bunu ama ne yazikki hicbir vasfi olmayan bos insanlar degerleniyor bu mecrada buyuk bir ayiptir bu bence.
Emeklerinize sağlık
Abi sen anlat biz sabaha kadar dinleyelim. İyi ki senin gibi biri var. Ahhh ahh keşke tembel olmasak ve senin gibi araştırabilsek.
Anlatiminiz harika
Bravo.!
cemal süreyya, seni çok iyi anlıyorum.
Ayın 11 gelmeden sen geldin Sunay abi 🤗🤗🤗
YALNIZLIĞIN HANGİ EVRESİNDE
Yalnızsın;
Duvarlar gibi pürüzsüz ve soğuk
Yalnızsın işte;
Tepeden tırnağa yalnız
Bir baştan bir başa koca bir boşluk
Yalnızsın;
Adını çoktan unuttuğun sevdaların çıkmazında kaybolurken
Gidenlerin geri gelmediği kadar meçhul
Ve babanı kaybettiğin günün acısı kadar yanıyorken için
Şimdi kandilsiz sokaklarda bir başına
Kaldırımlar gibi kimsesiz ayaklar altında ezilmişsin
Radyoda ise hüzün makamında bir şarkı
Bir de tavşan kanı çayın var baş ucunda
Titrek bir mum ışığı eşliğinde yanmakta duyguların örselenmiş
Bir başınasın işte hiçliğin tam ortasında
Ve çok eskisi gelir birden aklına fersah fersah
İç çekişlerin sanki geceyi yırtarcasına
Yalnızsın işte;
Unutulmuş bir şiir gibi
Sararmış en koyusundan sayfaları
O sayfaların arasında kurumuş bir gül gibi
Neleri yok saydın da nasıl geldin bu günlere
Hatırlanmak mı
Kim bilir ne zaman nerede
Söyle neresindensin bu hayatın
Yalnızlığın hangi evresinde...
Sedat Kesim
Ben cemal Sureya'yi görünce şu isminden bir harf atma muhabbeti sandım.Ama yeni bir şey öğrendim. Teşekkürler Sunay Akın
Sizi de Süreya yı da seviyoruz 🧡 umarım sizinle tanışma fırsatımız olur 🐞
siz anlatın biz saatlerce dinleyelim...
Türkiye'nin değişmez yazgısı "yolsuzlukları yapanlar değil ortaya çıkaran ve engelleyenler cezalandırılır. "
Sunay Akın millet için büyük bir değerdir. Sahip cıkmak lazım..
İyi insanlarımız iyi yerlerde olmadıkça bugünkü gibi yerimizde sayar hatta geri gideriz. Ve iyi yerlerdeki kötü insanlar iyi insanların iyi yerlerde olmasına hiçbir zaman izin vermedi vermeyecek.
Daha sık video istiyoruz hocam
Bildirimden geldiiiimm 🖤💕💞🌼
Tüm videolari izledim video kalmadı canim cok sıkkın😕Keske daha cok video yukleseniz😇
hayırlı pazarlar :) tekrar pazarları buluştuğumuz için mutluyum teşekkürler Sunay akın 😀😀
Arada çayımı şekersiz içerim şeker niyetine Sunay Akın dinlerim
bakanın torunları dislike
Ahahahaaa.ince bi espiri olmuş 😆
15 Ocak’ta oyuncak müzesine geliyorum, umarım sizle sohbet etme şansım olur. Seviliyorsunuz!
Oyuncak müzesinde olmuyor çoğunlukla
@@huseyinkalkan3642 aynı soruyu bende sormak isterim çoğunlukla nerede oluyor ?
Sunay abi. Bir gün seninle kahve içmek isterim. Bir de acaba bir gösteri yada buna benzer birşeyler yapiyor musunuz?
Türkiye genelinde "gör-çek" adlı oyununun turnesi yapılıyor
Fevkaladenin fevkinde!
1 kitap okumak, 2 sunay akın dinlemek! İkiside ayrı bir tutku
Tek kelime ile muhteşemmmm
Kitaptan okumuştum
Cemal Süreya 🙏🏻
farkında olup mutsuz olmayı tercih ederim ; bilinçsizce mutlu olmaya .
Arkaplan çok iyi hocam
Cemal Süreyya 🙏🏻
Bir gün gelirmiki Gerçek Kaliteli İnsanların değerleri anlaşılsın,Önleri açılsın. 🤔🤔
Özledik sizi :,)
Ustad sonunda lafı ne koymuş ama ole
-Cemal Süreyya 1980 yılında Darphane müdürü olmuş, 1982 yılında emekli olmuş.
-1980-1982 yıllarında ise darbe hükümetinde görevli olan İsmet Kaya Erdem isimli şahıs maliye bakanıymış.
Sunay Hocam, bir ara
Vecihi Hürkuşu da anlatmanizi istiyorum. Eğer anlatırsanız çok sevinirim.
Sevgiler & Saygılar!
Müthiş ibretlik bir olay
Ne güzel. Şimdiki aydınlarımızdan herhangi birisi o basın açıklamasını yapsa, önce terörist ilan edilir. Sonra tutuklanır.
❤
Yıl 1978. Demirel milliyetçi cephesi. Bakan yılmaz ergenekon. O zamanlar iktidara yaltaklanmayan sanatçı sayısı çok, yada sanatçı sayısı çok. Bugünküler olsa olsa palyanço olurlar, gerçek palyaçolara saygılar...
💚
Düzgünce anlatınca konunun aynı ihtişamını kaybedeceğinimi düşünüyorsun yoksa böyle dahaı iyi prim kasılıyor ?
Neden hiç Mehmet Akif Ersoy'u anlatan bir videonuz yok ?
yaşlanmışsın hocam
Baya kilo almış tontiş olmuş
İlk defa bunu biliyorum dedim
Ece Ayhan-Cemal Süreya-Edip Cansever üç baba benim için 👊
Hocam merhabalar acaba Adana Kitap Fuarı'na ne zaman geliyorsunuz?
Vicdanlı büyük insan Cemal Süreyya Kürt tür💚💙
Vay be
Ayar gibi ayar
Anlatim cok guzel de, yine canimiz sıkıldı be ustam. O zaman da ayni simdi de ayni, hatta daha da kotu.
Müthiş
👏🏻
😂😂😂😂😂😂yav tapma Niyazi 😂😂😂
❤👏👏
💖
♡
Kanalımı yeni açtım,şiirler seslendiriyorum bakmanızı rica ediyorum.Fikirlerinizi yorumlarda belirtirseniz çok sevinirim
Kirletildik lan!
Pinterestte SUNAY AKIN adlı bölüm yaptım ve yükledim !👍👍👍
❤❤❤❤
bakan kimdi acaba
O maliye bakanı kimdi çok merak ettim doğrusu.
Bedri Gürsoy mu Yılmaz Ergenekon mu?
Güne güzel başlatan adam 😀
Arka fon daha iyi olmuş gibi
Hmmm demek bu tecrübelerden sonra namussuz olup intihal yapmaya karar vermiş Cemal Süreya...
Video 1.saniyesi olmadan ben like
Hayırlı pazarlar,Bakan kim?
Sanat+Sanatçı+ Edebiyat = Hayat.!!
🤩
Ses kötü abi
NormEnder den geldim
Bakın bakın ne anlatıcam:)
Tamam o dönemin bakanın ismi neydi hangi partinin bakanıydı?
Bakanın adını bilen var mı
Şaaaaakk