Bi düzeltme yapayım: Mürekkep Nîm Sofyân Usûl’ ünün anlatımında, iki üçlü gruptan altı zamana ulaşırız demek isterken üç üçlü grupla altı zamana ulaşırız demişim yanlışlıkla. Bu yanlışı düzeltmek istedim. Bildiğiniz gibi altı zamanlıları iki tane üçlü grup düşünerek sayıyoruz derslerimizde. 1-2-3 şeklinde iki kez sayarak altı zamanı tamamlamış oluyoruz. Eğer 1-2-3 şeklinde üç kere sayarsak dokuz zamanlı bir tartım formuna geçeriz. Bu form, dokuz zamanlı usûllere geldiğimizde karşılaşacağımız bir form. Dokuz zamanlı usûl ve ritimlere geldiğimizde bu konuyu detaylı şekilde göreceğiz.
Hocam öncelikle elinize, emeğinize sağlık. Kanalınızdaki içeriğin neredeyse hepsini uygulamalı olarak çalışıyorum. Sizden çok şey öğrendim, öğreniyorum. Bu video özelinde kafama takılan nokta şu: Üçlü grupların ilkini bazen Düm-Tek-Tek bazen de Düm-Tek-Ka şeklinde telaffuz ediyoruz. Bu ikisi arasında bir fark var mıdır? Teşekkürler.
Merhabalar. Öncelikle yorumunuz için çok teşekkür ederim. Direkt olarak sorunuzu cevaplamak isterim: Sanat müziği eserlerinde özellikle velveleli vuruşları ''kudümle velveleli vuruşlar'' üzerinden çalışıyoruz. Bu açıdan baktığımızda kudümle çalım esnasında, kudümün ses yapısına göre oluşan tınıları ifade etme, daha doğrusu tanımlayabilme noktasında ''tek, tek ka, dü me düm'' gibi notasyon seslendirmeleri ile karşılaşıyoruz. Kudüm enstrümanı bildiğiniz üzere bas ve tiz tonlara uygun ölçülendirilmiş iki adet davuldan oluşur. Bu yönü ile ses zenginliği açısından bendire nazaran farklı tonlara daha açık bir enstrümandır. Ayrıca güçlü ve zayıf vuruşları da ifade etme noktasında: TEk ya daTek KA gibi hece yapılarından da destek alan bir enstrimandır ve biz de çıkması gereken sesleri, bir noktada bu hece yapıları ile betimliyoruz. Biz, geçtiğimiz usûlleri bendir üzerinden öğrendiğimiz için bu betimlemeler üzerinden seslendirdiğimiz ''tek'' ya da ''tek ka'' gibi yapıları vuruşlarımızın şiddeti ile hissettiriyoruz. Bu ses yapısındaki farklılığı vurgulayabilmek için zaman zaman kasnağa iki elimizle de vurabiliyoruz . Bu açıdan hissettirmek istediğimiz ses yapısına uiaşabiliyoruz. Sonuç olarak; TEK ya da KA' ları tekler üzerinden alıyoruz ve anlam farkını da ''tuşe'' farkları ile hissettiriyoruz. Umarım cevabım açıklayıcı olmuştur. Aklınıza takılan bir nokta olursa sormaktan çekinmeyin lütfen. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Sevgi ve saygılarımla iyi çalışmalar dilerim.
Bi düzeltme yapayım: Mürekkep Nîm Sofyân Usûl’ ünün anlatımında, iki üçlü gruptan altı zamana ulaşırız demek isterken üç üçlü grupla altı zamana ulaşırız demişim yanlışlıkla. Bu yanlışı düzeltmek istedim. Bildiğiniz gibi altı zamanlıları iki tane üçlü grup düşünerek sayıyoruz derslerimizde. 1-2-3 şeklinde iki kez sayarak altı zamanı tamamlamış oluyoruz. Eğer 1-2-3 şeklinde üç kere sayarsak dokuz zamanlı bir tartım formuna geçeriz. Bu form, dokuz zamanlı usûllere geldiğimizde karşılaşacağımız bir form. Dokuz zamanlı usûl ve ritimlere geldiğimizde bu konuyu detaylı şekilde göreceğiz.
Çok güzel izahlı
@@leylafusunnargoz7148 🙏
Çok güzel öğretiyorsunuz
😊🙏
"Her işin nazlı bir yanı vardır" cümlenizi çok sevdim hocam, çok haklısınız...
🙏👍
Sağolun
Hocam öncelikle elinize, emeğinize sağlık. Kanalınızdaki içeriğin neredeyse hepsini uygulamalı olarak çalışıyorum. Sizden çok şey öğrendim, öğreniyorum. Bu video özelinde kafama takılan nokta şu: Üçlü grupların ilkini bazen Düm-Tek-Tek bazen de Düm-Tek-Ka şeklinde telaffuz ediyoruz. Bu ikisi arasında bir fark var mıdır? Teşekkürler.
Merhabalar. Öncelikle yorumunuz için çok teşekkür ederim. Direkt olarak sorunuzu cevaplamak isterim: Sanat müziği eserlerinde özellikle velveleli vuruşları ''kudümle velveleli vuruşlar'' üzerinden çalışıyoruz. Bu açıdan baktığımızda kudümle çalım esnasında, kudümün ses yapısına göre oluşan tınıları ifade etme, daha doğrusu tanımlayabilme noktasında ''tek, tek ka, dü me düm'' gibi notasyon seslendirmeleri ile karşılaşıyoruz. Kudüm enstrümanı bildiğiniz üzere bas ve tiz tonlara uygun ölçülendirilmiş iki adet davuldan oluşur. Bu yönü ile ses zenginliği açısından bendire nazaran farklı tonlara daha açık bir enstrümandır. Ayrıca güçlü ve zayıf vuruşları da ifade etme noktasında: TEk ya daTek KA gibi hece yapılarından da destek alan bir enstrimandır ve biz de çıkması gereken sesleri, bir noktada bu hece yapıları ile betimliyoruz. Biz, geçtiğimiz usûlleri bendir üzerinden öğrendiğimiz için bu betimlemeler üzerinden seslendirdiğimiz ''tek'' ya da ''tek ka'' gibi yapıları vuruşlarımızın şiddeti ile hissettiriyoruz. Bu ses yapısındaki farklılığı vurgulayabilmek için zaman zaman kasnağa iki elimizle de vurabiliyoruz . Bu açıdan hissettirmek istediğimiz ses yapısına uiaşabiliyoruz. Sonuç olarak; TEK ya da KA' ları tekler üzerinden alıyoruz ve anlam farkını da ''tuşe'' farkları ile hissettiriyoruz. Umarım cevabım açıklayıcı olmuştur. Aklınıza takılan bir nokta olursa sormaktan çekinmeyin lütfen. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Sevgi ve saygılarımla iyi çalışmalar dilerim.