Sen hep bir başkası tarafından öpülen kadının dudaklarında sana dair cümleler bekledin, oysa ıslanan kelimeler bir başkası adına sana yönlendirilmiş öznesi eylemine uymayan…
Dostoyevski'nin "hayalperest"e bir isim vermemiş olması bile onun ne çok insanı temsil ettiğini ifade ediyor. En büyük müsün bilmem ama çok büyüksün be Dosto
Bence ona isim vermemesinin sebebi bu hikayenin gerçek olması kendi hayatı olduğundan çünkü hayalperest diye kendisinden bahsediyordu onu bir isim kalıba sokmuyor çünkü kendisine farklı bir isim vermek onun için ağırdı
@@eylulcelik_ Toplumsal deneyleri severim.Çoğunlukla içerik özelinde İlgimi çeken yerleri belirtirim.Bu seferde ilk aklıma geleni yazdım.Hoş klasik beklediğim gibi de tutmuş.Biz buyuz sıradan, popüler ve derinliği çokta olmayan varlıklarız.Özlü sözler tutar ve bize de sürüye katılmak düşer.
"koskoca şehrin hiç gelmediğin sokaklarında bile seni görme umuduyla etrafa bakmanın nasıl hissettirdiğini bilmiyorsun." Unutamamakmı zor unutmak istememekmi Bilmiyorum ama hala aynı sokaktan aynı umutla geçmek kahrediyor.
@@abdulsametcetin1052fotoğrafları sildin mi ona ait güzel duyguların sebebini iyi analiz edip neden ilişkinin olumlu sonuçlanmadığına kafa patlatırsan eminim her aşk gibi o da bir gün biter
@@dorukkaya6252 3 4 ay silmedim resimleri mesajları sonra baktım eski tesiri kalmamış ben kedimi fazla kaptırmışım ne varsa sildim. Eğer unutup kafada bitirmezsem ilerde karşıma çıkacak kişinin hakkına girmiş olurum. Tatlı ufak bı anı olarak rafa kaldırmak en doğru olanı
@@abdulsametcetin1052 çok sevindim sizin adınıza.ne demiş Aşık Veysel Güzelliğin 10 para etmez bu bendeki aşk olmasa ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca. Yanımızda olmayana yas tutmak bizi gerçekten yıpratıyor. Çok çektik zamanında
Bu kitabi sesli olarak askeriyede yedek subayken gece vakti yururken dinliyordum. Hayalperesti kendime cok benzetiyordum cunku tipki onun gibi ben de bir parkta rastgele tanistigim bir kadina tutulmustum. Kucuk sehrimize Ingilizce ogretmenligi yapmaya gelmisti, ben de konusmasini bildigim icin sohbet acilmisti. Evine kadar birakmadan once bayagi bi sohbet etmistik instagramini aldigim icin cok sevinmistim. Yaklasik 1 ay kadar surekli yazistik. Meksikaliydi cok guzel, sevimli birisiydi ve ayni zamanda entelektuel buldugum kendiyle vakit gecirmesini seven biriydi. Baglanmistim. Ben de dostoy3vskinin kumar bagimliligina benzer durumdayken(onunla tanismadan once okulu bitirmis hayatimla napacagima karar vermeyip oyun oynayip duran birisiydim) hayaller kurup durdum, bunun bir flort olmadigini belirtmesine raen ben hala onunla konusup kendimi hayal dunyamda eglendirmeye devam ediyordum ve sanki o da bununla egleniyordu ama farkinda degildim. Arkadas kalmak istedi, ama ben dayanamiyordum. Hoscakal mesajlasmalarindan sonra geceleri gozume uyku girmiyordu ben de okuldan donecegini bildigim zaman araliklarinda sokagin karsisinda her gun 2 hafta kadar bekledim. En sonund a artik askere gidecegim gunde ona denk geldim en sevdigim kitabi oblomovu hediye etmistim. Askerdeyken de mesajlasmaya devam ederken nisanlandigini anladigimda o halimi hala unutamiyorum. 2 yil olacak ask3rlik bitti gene kendimi gecenin bi vakti bu tur hayallerle oyaliyorum ve 26 yasindayim hayat gercekten cok garip bir raslanti..
acikcasi hikayende kendini taniyarak bu adimlari atman ilgi cekiciydi. hangimizin olmadi ki boyle anlari. ben hala ona karsi bu tutumu sergiliyorum lakin acaba olasi mi diyerekten. kendisi de yapiyor aynisini. lakin gunun sonunda daha bilincliyim. hayalden ziyade olasiliklari degerlendirmek, ulan acaba mi demek gibi. tum yasanan olumsuzluklara ragmen hala olumlu bakabiliyor bazen insan. tatli olan da bu sanirim. artik akisina gore cogu sey. kayitsiz kalabilmeyi ogreneli hayat daha berrak benim icin. bu hikayeleri paylasmak ve dinlemek bana zevk veriyor. oblomovu okuyacagim. sevgilerle.
Ama bir insan uzun sure gormedigi kisiye asik olmak istemez ki Yani unutmak icin herseyi yapar gerekirse baskasiyla cikar ama yine unutmak ister bence sunun farkina varmaliyiz biz her kitabin bas karakteri olmayabiliriz onun basrolu baskasidir senin kitabinin da bas karakteri odur ama bas karakteri degistirebilirsin hayatina yeni insanlari ekleyerek
katılıyorum. zaten unutuyor insan. belki farkindaligi artiyor ve hatirlamak anlamsiz geliyor. bilmiyorum dostum bu hayatiyla ilgili insanin. kimi 1 sene kimi 5 senede unutur. her sey yasam icin ve kendimize zindan etmemeliyiz birilerini romantize, idealize vs. ederek. @@Nicknamee7312
Basit, sıradan ve ortalama kişilik için gecerli bu dediğiniz; HSP yüksek duyarlı kişilikler için değil...kendini bilen, bulan, kendini keşfeden insanlar, hakiki insanlar böyle değildir. Aynı sokağa, aynì bahçeye, aynı manzaraya farklı gözle yeniden ve her defada farklı gözle bakma yetenekleri vardır. Geçici mutluluklardan değil : zihinsel zevklerddn" dopamin alır beyinleri😉🤫
Bu sıralar çok revaçta olan "daydreaming" kavramıyla karşılaştıktan sonra bu sürekli hayal kurma işini bir tek ben yapıyorum sanıyordum. Çocukluğumdan bu yana türlü türlü konularla ilgili sürekli hayal kurup eğlendirmişim ya da rahatlatmışımdır kendimi. Bir yandan ne kadar tehlikeli bir şey olduğu da açık. Keşke kafamızda yaşayacağımıza gerçekte yaşasak böyle hayalleri. Bu videoyu izleyince o karakterle çok bağdaştırdım kendimi. En kısa zamanda okuyacağım. Sayende fark etmediğim çok şey fark ettim, seviliyorsun.
Bende de var bu maladaptive daydreaming zikkimindan. Artik hangi ani gercek hangisi kafamdan ayirt edemiyorum isin kotu yani birakamiyorsun da. Tedavisi de yok henuz
Ben de aynı sorundan muzdaripim maalesef. Gün içinde hayal kurmadığım tek bir an bile yok. Bu benim için gerçeklerden kaçış kapısı ama hayatına çok fazla zarar veriyor. Sosyal hayatını bitiriyor, bir işe doğru düzgün odaklanmanı engelliyor, sonrasında gerçekler öyle sert bir tokat gibi yüzüne çarpıyor ki zaten çok az düzeyde olan geleceğe dair umudunun ve yaşama hevesinin iyice bitmesine sebep oluyor. Nasıl düzelecek bilmiyorum.
Geçtiğimiz yaz tatilinde bir otelde çalışmaya başlamıştım ve otelde çalışan Romanyalı bir çocukla çok iyi anlaşmıştık. Bana işi öğretiyor bir taraftan işi öğretirken bir taraftan da Türkiye hakkında sorular soruyordu. Muhabbetimi çok iyiydi ve zamanla kitap okumak gibi ortak zevklerimizi paylaşmaya başlamıştık. O sıralar iş dışında da sokakta markette çok rastlaşıyorduk ve ben gerçekten onu beğenmeye başlamıştım. Sonrasında beni havai fişek gösterisine davet etmiş ama o gün çalıştığım için gidememiştim. Bu yüzden de sonraki hafta ben davet etmeye karar verdim ve ondan instagramını istedim ama ufak bir sorun vardı. Öne çıkarılanlarında sadece bir kızla olan fotoğrafı ya da kızın onunla paylaştığı hikayeler vardı. Şu an ablası olduğunu bildiğim kız ile olan fotoğraflarını görünce yanlış anlamış çok büyük hayal kırıklığına uğramıştım ve buluşma günü yağmur yağmasını bahane edip gitmedim. Aradan zaman geçti ve ben o yaz başka birisi ile tanışıp sevgili oldum. Onunla ise aramızdaki ilişki arkadaş olarak devam etti ama aslında öyle olmadığını iş arkadaşlarıma erkek arkadaşımdan bahsettiğim zaman fark ettim… Yazın sonunda şehirden ayrılmadan önce kendisinin yakın arkadaşı da bana onun benden hoşlandığına dair imada bulundu ama tabii ki bunları o dönem görmezden geldim. Bundan iki üç ay önce ise doğum gününde mesaj atarken ona o sıralar okuduğum bir kitabı önerdim ve aradan kırk gün geçtikten sonra hem kitap hakkındaki fikirlerini yazdığı bir mesaj hem de bir kitap önerisi aldım kendisinden. Evet, kitap Beyaz Geceler’di! Bu kitabı okumam nerdeyse bir haftamı aldı çünkü her sayfada uzun uzun daldım ve düşündüm. Onun kendini başkarakterin yerine koyması vicdanımı rahatsız etti çünkü aslında ben de onu seviyordum ve yakın zamana kadar kendi ülkesinde sevgilisi olmasına rağmen eğlenmeye çalışan bir şerefsiz sanıyordum 😅 lakin şu an da o kendini hayalperest beni de hikayenin devamında doğru olacak şekilde başkasından hoşlanan birisi olarak biliyor. Hala arkadaşız ve bir gün bunu açık açık konuşmayı dilerim ama başka ülkelerdeyken değil tabii ki.
@@sezercoban4750 tabii ki de onunla yaşadığım yanlış anlaşılmadan sonra hayatıma eski sevgilim girdi ve onun doğum gününden önce de çoktan ayrılmıştık. Eğer yanlış anlaşılma olmasaydı eski sevgilim hayatıma girmez ve eski sevgilimden ayrılmasaydım da bu hikaye bu kadar dokunaklı olmazdı benim açımdan :)
@@zaman7339 sevgilisi olduğunu öğrendikten sonra zaten ona o gözle bakmayı bırakmıştım ki bu zaten çok sık karşılaşılan bir durumdu çevremizde. o dönemki erkek arkadaşım ise benim için farklı bir hikaye. bütün hayatımı anlatmama gerek yok, sadece beyaz geceler ile bağlantılı olduğu için bu hikayeden bahsetmek istedim 🫶🏻
“Öylece durmayı seviyorum ben Durup ardından bakmayı Sen yürümeyi seviyorsun ama; Arkana bakmadan Yaprak seviyorum ben yaprak Kuru,yaş ayırmadan Sen ezmeyi seviyorsun neye bastığına bakmadan”
4 ay önce okudum beyaz geceleri. ve onun numarasını bulduğum ilk an telefonuma, beyaz gece diye kaydetmiştim. şimdi konuşmuyoruz, içim hâlâ onun için yanıp kavruluyor. stresten sağlığım bozuldu, özlemi beni gittikçe yere çekiyor. birden bildirim geldi, başlık içimi burktu. beyaz gecelerle ilgili olduğunu anladığım ansa kalbim sızladı. video çok güzel. ellerine sağlık.
Tavsiye gibi olmasin ama oyle yapan biri bir suru kiside yapmistir en iyi tavsiyem bir dost gibi onunla ilgili her sey sil ve yasamina devam et artik enerjini zamanini onu ve onu hatirlatacak seylere harcama
@@Lilly_art04x öyle yapmaya çalışıyorum, fakat insan ruhuna pencere açanı, karanlık gecesini beyazlara boyayanı, beyaz gecesini unutamıyor. zorlanıyor. çok zor fakat eninde sonunda veda edeceğim bunu da biliyorum. tekrardan teşekkür ederim
@@woundandpain bazen manzara ne kadar guzel olursa olsun pencereyi kapatmalısın ne kadar olsa bile cunku o zaman seni olduru onu degil ve kisacasi sana zarar gelir
inkar edilemez derecede akıllıydın. şaşırtıcı derecede yakışıklıydın. Her bakımdan inanılmaz derecede yetenekliydin. her zaman herkesi mutlu ettin. beni mutlu ettin. gülüşün ve bana bakışın. benimle takılmak için her zaman zaman ayırdın. kafamdaki tüm kakofonileri kaldırdın. beni kendi zihnimden, parlayamayan yıldızların olduğu karanlık ve boş bir alandan uzaklaştırdın. harikaydın ve şimdiye kadar istediğim her şeydi. Keşke bunu gerçekleştirmek için hala bu dünyada olsaydın.
"Gözlerin gözlerime değince, Felaketim olurdu ağlardım. Beni sevmiyordun bilirdim, Bir sevdiğin vardı duyardım. Çöp gibi bir oğlan ipince, Hayırsızın biriydi fikrimce, Ne vakit karşımda görsem, Öldüreceğimden korkardım. Felaketim olurdu ağlardım. Ne vakit maçka'dan geçsem, Limanda gemiler olurdu. Ağaçlar kuş gibi gülerdi, Bir rüzgar aklımı alırdı. Sessizce bir cigara yakardın, Parmaklarımın ucunu yakardın. Kirpiklerini eğer bakardın. Üşürdüm içim ürperirdi, Felaketim olurdu ağlardım. Akşamlar bir roman gibi biterdi, Jezabel kan içinde yatardı. Limandan bir gemi giderdi, Sen kalkıp ona giderdin. Benzin mum gibi giderdin. Sabaha kadar kalırdın Hayırsızın biriydi fikrimce Güldü mü cenazeye benzerdi. Hele seni kollarına aldı mı Felaketim olurdu ağlardım."
Şimdi sigma male sayfaları gibi konuşucam ama maalesef 24 yaşımda hayat beni bu hale getirdi :D (emeği geçenlere teşekkürler) Hayal kuracaksınız kendi geleceğinizle, mesleğinizle ilgili hayaller kurun. Başka birini dahil ettiğiniz hayaller genelde hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor. "Düzgün" diye tanımlayabileceğimiz insanların sayısı da günümüzde epey az. Çoğu toksik, manipülatif, dengesiz ve maymun iştahlı. Cinsiyet ayrımı yapmadan söylüyorum bunu, insanlardan bıktım. Umarım uzaylı işgali yakındır, ben onları tutuyorum🎉❤
her ne kadar aşk içerikleri güzel olsalar bize bir şeyler katsalar bile gerçek dünya, gerçek erkekler ve gerçek kadınlar, gerçek ilişkiler açısından yanılgılara düşmemize sebep olan şeyler. biz küçüklüğümüzden beri bu tür içerikleri çok tükettiğimizden dolayı aşk’ı olduğundan farklı yorumluyoruz ve aklımızı kullanmanın böyle bir durumda mümkünatı olmayacağını düşünüyoruz. oysaki aklımızı kullanarak ilişkiler kurmaya çalışsak çoğu şeyin düşündüğümüzden daha kolay ilerleyeceğinin farkında bile değiliz. çok aşk idealizasyonu yapardım zamanında gram faydası olmadı. ama oturup adamakıllı düşündüğüm zaman gerçekten bazı gerçeklerin yanlışlara dönüştürüldüğünü fark ettim. tabii ki insan hayatını, hayallerini başka bir erkek/kadın etrafında şekillendirmemeli. biz bunu olması gereken şeymiş gibi yorumlayarak büyüdük ama aslında bir ilişkide olabilecek en kötü şeylerden biri bu. tabii ki sevdiğin varsa ilişkin varsa o insanı da düşünerek hareket edebilirsin ama asla senin sınırlarını geçmeyecek, sana zarar vermeyecek ve hayatında o insanın senden daha önemli ve söz sahibi olmayacağı şekilde. büyük ihtimal hayatta karşına birileri çıkacaktır. ha uzaylı istilasına katılıyorum ama güzel olurdu.
"Beyaz Geceler" romanı gerçekten etkileyici bir eser. Dostoyevski'nin duygusal derinliği ve karakter analizleri sayesinde okuyucuyu hemen içine çekiyor. Her sayfasında yeni bir sürprizle karşılaşmak mümkün. Kesinlikle okunması gereken bir başyapıt! 📖👏
Kimsesizlik, yalnızlık... En çok da bunlar bizleri aldattı. Hep muhtacızdır biraz sevmeye sevilmeye. Nerde ilgi dağıtanı görsek onum çevresindw pervaneyiz. En büyük zararı da bunlar verir bizlere.
“Kim bilir kaç kişi senin zarif hallerini sevdi Kaç kişi güzelliğini sevdi Belki gerçek aşkla; belki değil Ama bir tek kişi seni sevdi. Bir tek kişi saf ruhunu Bir tek kişi değişen yüzündeki hüzünü sevdi.”
‘’Hiçbir erkeğin değeri zaman içerisinde anlaşılmaz, kadınlar olayların gerçekliğini vicdan yüklerini en hafifletecek şekilde yeniden kurgular.’’ Bana bu sözü hatırlattı.
Videoyu henüz izleyemedim ancak transkripte şöyle bir göz ATtım. Aklıma Hâlit Ziyâ'nın Mâi ve Siyah'ı geldi. Çok kıymetli bulduğum bir eserdir, tavsiye edilir.
Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan. Eğer düşünebilir ve düşüncelerini amaç edinebilirsen. Eğer zafer ve yenilgiyle karşılaşıp ve bu iki hokkabaza aynı davranırsan. Yeryüzü ve üstündekilerin hepsi senindir, en önemlisi İNSAN olursun..
-Biliyor musunuz neden bu kadar mutluyum? dedi, -Size bakınca neden böyle mutlu oluyorum?Neden sizi bugün o kadar seviyorum? -Neden? diye sordum yüreğim titreyerek. -Bana âşık olmadığınız için sizi seviyorum.
closer diye bir film izlemiştim orda da bu tarz bir şey diyordu ve bunun mantığını hala anlayamadım . Bir insan neden özellikle kendine aşık olmayan birini ister
28 yaşındayım hiç sevgilim olmadı. Çirkinliğim ve kötü genetiğim beni her konuda mahvetti. Dünya gerçekten adaletsiz ve acımasız bir yer. Bazı insanlar çok yakışıklı veya güzelken bazıları cirkin. Bazı insanlar dünyada her güzelliği tadıyor her imkanı oluyor, bazıları ise dünyada acı ve imkansızlıklar içinde cehennemi yaşıyor. Ben anladımki bu evreni yaratan her ne ise özünde kötü ve adaletsiz biri. Birilerine karşı cinsin sevgisini, aşkını, her şeyini hunharca sunup, diğerine ise sadece izlemekle yetindirmek ancak kötü bir tanrının yapacağı bir şey. Neyseki ölüm diye birşey var, eninde sonunda kurtuluyoruz.
_Halil_ : *Resminle benim aramdaki bir durum, seni ilgilendirmez. Ben senin resmine âşığım.* _Meral_ : *İyi ama âşık olduğun resim benim resmim. İşte ben de buradayım, söyleyeceklerini dinlemeye geldim.* _Halil_ : *Resmin sen değilsin ki. Resmin benim dünyama ait bir şey. Ben seni değil resmini tanıyorum. Belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın.* _Meral_ : *Bu davranışların bir korkudan ileri geliyor.* _Halil_ : *Evet. Bu korku sevdiğim bir şeye ebediyen sahip olmak için çekilen bir korku. Ben senin resmine değil de, sana âşık olsaydım ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. Belki de alay edecektin sevgimle. Halbuki resmin bana dostça bakıyor. Ve ebediyen bakacak.*
İçimdeki sanatçıyı ortaya çıkardığın için teşekkürler Portal. Artık dertlerimi içime atmak yerine duygularımı şiir ve resimlerle yansıtıyorum, senin sayende kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Herşey için teşekkürler :)
Tolstoy diyor ki: “Belki de her şeyi kabullenip hayatı akışına bırakmak lazım. Zorlamak bazen çözüm değildir. Ve zorla olan hiçbir şey güzel değildir.” 🍀
Malesef öyle. Bi yandan güzellikler kolaylıkla elde edilmiyo ama eğer buna iki taraf da çaba göstermiyosa senin için yapacak pek bi şey de yok demektir. Belki harika bi kariyerin olsa, itibarını, görünüşünü katlayarak arttırsan seni seçecektir ama seçtiği kişi sen olur musun artık emin değilim
benim biricik sevgilim.. kendi aydınlığımı bulduğum için öyle şanslıyım ki, içim tıpkı hayalperest gibi kapkaranlıkken ışığımı buldum ve anladım ki karanlık sandığım yer aslında aydınlıktı, sadece ışığımı bulmam gerekiyordu. kitabı çok uzun zaman önce okumuştum, baş karakteri çok sevmiştim fakat kadına aşırı öfke beslemiştim, okurken bile sinirlenmiştim, hiçbir hareketi, duyguları samimi gelmemişti, hâlâ da sevgisinin samimi olduğunu düşünmüyorum. insanın gerçek anlamda ışığı olacak kişiyle olması gerektiğini düşünüyorum, aksi hâlde hem kendine hem karşıdaki kişiye yalan söylemiş olur ve gerçek bir ilişki olmaz bu. o kişi sizi asla bırakmaz, asla terk etmez, asla bir ihtimal olarak görmez. bulduğunuz zaman anlarsınız ve gerçekten hayal olduğunu düşündüğünüz, romanlarda okuduğunuz şeyin gerçek olduğunu görürsünüz. herkes bulmak zorunda mı, bunu bilmiyorum ama bulduğunuzda o kişi sizde şüpheye yer bırakmaz, bunu biliyorum, içinizde acaba ile elini tutmazsınız, her daim yanınızda olduğunu bilirsiniz ve 'o'nu aramanın doğru olduğunu sanmıyorum çünkü bu arayışla olacak bir şey değil, tam tersine insanın kendi yolunda savaşırken karşısına çıkma ihtimali olduğunu düşünüyorum çünkü ararsanız sahte kişiler bulursunuz. hiç beklemediğim bir anda, aklımda bile yokken, uçurumun ucunda buldum onu, beni tutup yanına çekti, yaşamayı sevdirdi, üzüntüyü, öfkeyi ve tüm gerçekliği sevmemi sağladı çünkü yalnız olmadığımı hissettirdi.. gerçek sevginin insanın içini aydınlatacağını düşünüyorum..
Hayalperest, hayatın gerçeğini kimsesizlik ile tadarak depresifleşti. Yalnızlık onun ruhunu sömürge altına aldığını farkettiği an hayellerin okyanusuna atladı. Çünkü ona göre gerçek değiştirilemeyecek kadar netti.
Lisede tam da böyle bir hayalperestken gördüğüm bedene inandığım ruhu sığdırdım. Bir sürü hayal kurdum, rüyalarımdan geceler boyu hiç çıkmadı. O çıkmadıkça içimdeki şey daha da büyüdü alevlendi. Yıllar geçti bir gün geldi, tanıştık. Hayalimdekinden bile güzel bi tanışma zamanı yaşadık, tüm fikirlerimizi paylaşıyorduk. Üniversiteye başladığımız için uzaktık, aslında uzak bile denilemeyecek yanyana iki şehirdeydik. Buluşmak için fırsatları kendi şehrimizde buluyorduk hep. Üniversite okuduğumuz şehirlere gidip gelemiyorduk. Gidip gelmedikçe onu özledikçe hırçınlaştım. O çok meşguldü, yoğundu bense o gelmiyor diye kızgın, kızgınlığım benim ona gitmemi de engelledi, her şeyin önüne geçti. Sadece bu da değil okulumdan dolayı, etrafımda yaşananlardan dolayı, farkına bile varmadığım geçmişten getirdiğim korkularımdan dolayı gitgide karanlık bir insana dönüştüm, sinirliydim, çok öfkeliydim, stresliydim. Hepsini ona kustum. Düzeltelim dediği akşam, ona sırtımı döndüm onu sevmediğimden değildi ama gittikçe içim kararmıştı farkına varamamıştım, sevgimi göstermeyi gurur meselesi yapmıştım. Benim için doğru dediğim insanı gün be gün itmiştim. Bunları bilerek de yapmamıştım. Buhran dönemimden çıkamıyordum. Kendini sevmeyen kendini kaldıramayan nasıl çıksın ki bu buhrandan, başkasına sevgisini gösterebilsin? Şehrimize geri dönmek için gün sayıyordum, onunla bişeyler yapabilmek için, bişeyleri düzeltebilmek için. Çünkü onun gözlerine baktığımda, oturup birbirimizi dinlediğimizde bu sefer düzelteceğime inanıyordum. O gücü bulacaktım. Ben şehre döndükten sonra buluşamadık, sınavı vardı, rahatsız etmek istemedim. Lisede de bu yüzden yıllarca hayalperest kalmıştım. Yine onu düşündüğümdendi. Onu düşündüğümden bizimle ilgili olan sorunu sonra çözmek istedim. Sonra yine bir kavga, sinir, öfke, içimdeki her şeyi kusuyordum artık onunla ilgili olmasa dahi dayanamıyordum. O kavgadan sonra bir daha konuşmak istemediğini söyledi, beni sevmediğini, eskisi gibi hissetmediğini. 1 ay boyunca yalvardım, yakardım. Gururumdan sevgimi gösteremediğim zamanlar yük oldu, ezdi beni. Onun karşısında ona yalvarmaktan o çok önemsediğim gururum yok oldu, ayaklar altına alındı. Beni istemediğini her şekilde söyledi, her söylediğinde kırıldım artık paramparçayım. Lisedeki hayalperest kişi geri döndü, hayat artık daha kasvetli, çirkin ve renksiz. Gördüğüm rüyalar geri döndü. Ölmeyen birinin yasını tutuyorum artık, çok acı.
Kitaplığımda 2 senedir duran kitap meğerse benim 26 yaşında olmamı ve bir hayalperest olduğum gerçeğini anlamamı bekliyormuş şimdi gerçekten anlam vererek okuyabilirim...
Kendi fikrimce aşk, insanın kendini bulma yolunda oluşturduğu bir şey yani aslında insan kendisine aşık. karşısındakine hissettiği duygular, özünde kendisine. Sadece bunu başka biriyle dışa vuruyor. Ayrılıkta duyulan hüzünde sevginin tekrar kapanmasıyla, içe dönmesiyle oluşan bir şey
Bence bu kadar anlam yüklemeye gerek yok. Üremek, canlıların en temel eğilimlerinden bir tanesi. Atalarımız bunu yapmasaydı biz de var olmayacaktık. Aynı sebepten biz de güdüleniyoruz. Ama insan, insan olduğu için bu olguya şiirler, masallar, filmler yazıyor; anlam yüklüyor.
Bu farkindaliktan sonra 😀 su farkindalik geliyor, karsindaki kisinin sende yarattigi duygulara degilde gecmiste yasadigin duygulara duydugun ozlemi tekrar yesertip o duygunun hosuna gittigini farkediyorsun ve zihninin gecmiste yasamasini engelleyip suan da var olmasini saglamak icin de bu duygulari getiren kisileri de kendine cekmemeye basliyorsun ve insanlari saf bir sekilde sevmeye ve o an karsindaki sadece var oldugu icin yani sende hicbir duygu uyandirmamasina ragmen onu sevmeye basliyorsun. bu evrede hicbir yogun duygu yok sonsuz huzur hali var
Bu dizeyi sadece Du Fu'nun (yanlışsam düzeltin lütfen) şiirinden mi aldınız yoksa bir filmden mi? Bir filmde geçiyor da izleyip izlemediğinizi merak ettim. Sanırım aklım direkt sevdiğim o filme gitti, merakım için kusura bakmayın
@@fukasawa-san6720 Estağfurullah ve yanlışınız değil, izlediğim bir filmden alıntı. Tanıdık ve hoş geldiğinden bakmıştım. Yanılmıyorsam Çin asıllı bir şiirden.
Hayaller daima tatlıdır, gerçekler ise acı. Sanırım bu yüzden hayal kurmaktan hiç vazgeçmeyeceğiz. Acı gerçekler yüzümüze tokat gibi çarpsa bile tatlı hayallerle avunacağız. Ama bazen de çok içten istenilen o hayallerin gerçeğe dönmesi ve onları yaşadığımız zamanlar oluyor. Sırf bu ihtimal bile hayalleri güzel kılıyor. Çok güzel bir paylaşımdı yine çok etkilendim. Teşekkürler Can Bey 😇🙏🏻🌸
Aşk farklı bir duygu, kötü diyemem ama çok zor ve sizi üzen bir duygu. Bu hayatta birini seviyorsanız ya da bağlanmışsanız her an kaybetmeye hazır olmalısınız çünkü bazenleri sevmek kaybedeceğin yolu bile bile seçmektir.
Ön yargıya aşık olmak diyorum ben buna ilk bakışta diyosun tamam ben bu kızla olurum ama gidip konuşmak arkadaş olmak yerine platonik bir şekilde düşünmeye başlayınca kafanda o kişi git gide mükemmel bir hale bürünüyor ve sende ona layık olmadığını düşünüyorsun acı cekiyorsun dayanılmayacak noktada ya vaz geçiyorsun yada harakete geçiyorsun harakete geçince anlıyorsun ki o kişi aslında kafanda kurduğun kadar mükemmel değilmiş bu yüzden de hevesin kaçıyor baktığında ilk bakışta zannedip aşık olduğun kişiyle o kişi arasında bir fark olmuyor fark beynimizde oluyor güzel olacak bir ilişkiyi berbat ediyorsun hayallerin yıkılıyor o ateş yerini küllere bırakıyor yeni bir ateş yakana dek.
@@halilomerdonmez5625 bu kitaptaki kız mükemmel mi ya da kim mükemmel? ya kafamızda mükemmel yapıp severiz ya da hatalarını bilip onlarla severiz karşıda ki insani şu kadar yüceltmeyin böyle oluyor sonrasında
@@d2rudo4n evet aşk hataları ile birisini kabul etmektir ve ömür boyu tahammül edilebilecek kadar değer vermektir kişi yerine aşkı yüceltmek gerekir çünkü bir şey ne kadar yüceyse tıpkı bir tanrıya inanma ve tapma isteğimiz gibi aşka taparız ve buda bize ikili ilişkilerde güç verir zor zamanları atlatma gücü verir
@@d2rudo4n evet çokta gaza gelmemek lazım herşeyin bağımlılığı kötüdür sonuçta bu arada yazdıkların çok etikledi beni gördüğüm en gerçekçi mantıklı insanlardan birisin
Öyle feci bir şekilde tekrardan gerçekleri yüzüme çarptı ki şu video... yazacağım çok uzun şeyler var, güzelce içimi dökmek istiyorum. Öncelikle ben bir Maladaptive Daydreamer / Uyumsuz Hayalperest'im. bu rahatsızlıktan hep kurtulmak istedim ama yeterli iradem olmadı, ayrıca tüm önlemleri alsam da hayal gücünün bir durdur butonu olmadığından bir şekilde geri geliyor her gün. Ama artık eskisi kadar dert etmiyorum. Çünkü bir şeye odaklanmak onu daha da güçlü kılar. Hayatın başka yönlerine odaklanmaya çalışıyorum. Fakat son iki senedir internetten tanıştığım bir çocuğa "aşığım". Buna çoğu kişi tarafından aşk denmez fakat öyle güçlü bir sevgi besliyorum ki ona karşı, hakkında neler yazmadım neler, resmini çizdim, adını oraya buraya yazdım... şiirler, edebi tarzda günlükler, hepsi ona, onun için. Halbuki kendisini hiç canlı kanlı karşımda görmedim, insanlara garip gelen de bu. Fakat biz iki buçuk senedir konuşuyoruz, resimlerini ve videolarını, sesini, günlük yaşamını sürekli görüyorum. Çünkü bir kanalı var ve orada genelde yaptığı şeyleri paylaşıyor. İlk tanıştığımızda böyle değildi. Sadece arkadaş olarak görüyordum, fazla yakışıklı olmadığı için dış görünüşünden de o kadar etkilenmemiştim (şimdi gözümde dünyanın en güzel erkeği) ama bir sene sonra, onunla konuşmadığım zamanlar (ki birbirimizden koptuğumuz çok oldu) onu feci şekilde özlediğimi fark ettim. Ben sosyal bir insan değilim ve çok arkadaşım yok, ama çevremde olanların da hiçbiri onun yerini tutmuyordu. Ona yeniden yazdım ve bunu kabul ettiğinden beri yavaş yavaş ona aşık olmaya ve her gün her dakika onu düşünmeye başladım. Bazen bana çok kaba davranırdı ama normalde sinirli ve gururlu bir insan olan ben onun bu yaptığına rağmen hiç kızamazdım ve bir kelimesiyle onu daha da fazla sevmeye başlardım, işte bu insanı aptallaştırıyor. Öyle kontrol edilemez bir duygu ki, gerçekten, gönülden istediğini bilsem onun için herşeyimden gözümü kırpmadan vazgeçerdim... o da bazen, hatta özellikle şu sıralar benimle konuşurken sevgi dolu ifadeler kullanıyor. Sanki hayalperestliğimin ve ona kapılmışlığımın farkında gibi. Ama ben de bu olanların farkındayım. İşte şimdi bu videoyu izleyince ana karakterde kendimi gördüm. Yalnızlığı, aslen herşeyin farkında oluşu ve karamsarlığıyla bana bir ayna tuttu. En güzel yanıysa Dostoyevski'nin hayalperestlerin önemli bir özelliğine dikkat çekmesi: Onlar aslında neşeli değil karamsar insanlardır. Neşeli insanın pek hayal kurmaya ihtiyacı olmaz çünkü... kitabı henüz okumasam da bu belirtmeyi şimdiden çok sevdim. Benim sevdiğim çocuk da romanın geçtiği şehirde yaşıyor. Böyle olunca bu kitabı hemen alıp okumak istiyorum... yaptığım belki de büyük bir aptallık ama kendimi durduramıyorum. Hep hayal kurmaya, gerçekliği görüp, hoşlanmayıp daha fazla kurmaya devam ediyorum. Hep ona geri dönmeye devam ediyorum. Ama şu sıralar bazı şeyler değişiyor. Ona olan zaafım ve normalde kafamda dolaşan sahneler azalmasa bile özellikle hayal kurmak için ortamlar oluşturmuyorum. Günlük işlerimle daha fazla meşgul oluyorum veya olmasam da yaptığım şeylerden zevk almaya çalışıyorum. Çünkü artık 20 yaşındayım ve üniversite okuyorum. Geleceğimi boş zamanın öldürücü kasvetinin içine bırakamam.... söylemek istediklerim bu kadardı, buraya kadar okuyan birileri varsa size saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum... güzel beyaz geceler 🤍🌙🌌
Bu olayın aynısının bir benzerini yaşadım; 18 Kasım 2022 yılında lise 4.sınıfa gider iken matematik projemi kontrol ettirmem gerekiyordu. Öğretmene kontrol ettirdim ve geriye doğru döndüm o sırada sınıfımda bulunan Berra adındaki kızla bir çarpışma yaşadık O anı hiç unutamadım,kafamdan aşağı dökülen kaynar sular ,vücudumun titremesi ve kalbime hançer saplanması her şeyiyle mükemmeldi , sırama oturduğumda kollarımdaki kıllar dikilmişti , duygu şoku yaşamıştım adeta Ona karşı bir şeyler hissetmiştim ama sınav senem olduğundan umursamadım,en azından bir süre :) Aylar geçti aşkım her an daha da artıyordu, o sarı saçları güneşte parlıyor,bembeyaz teni saflığını temsil ediyordu,yumuşacık elleri pamuk tarlasında hissettiriyor ,beni hayal dünyamda gezintilere çıkarıyordu… Mayıs ayına kadar ilgim her daim artmaya devam etti , sadece onu düşünüyordum ilgimi gösteriyordum,oyunlar oynuyor eğleniyorduk. 23 mayısa kadar sınavları olup iznimizi kullanacaktık ,23 mayıs benim son şansımdı ya söyleyecektim ya da hep içimde kalacaktı . Sınav bitti ve dağıldık ,hava kapalı hafif yağmurlu puslu ve nemliydi, o çamlık parkına gitmek yukarı doğru çıkıyordu bende arkasından koştum yanına geldiğimde korktu ,irkildi sonra yürümeye başladık ona güzel günler geçirdiğimizi söyledim ve ufak tefek sohbet ettik ardından kolundan tuttum ve durdurdum. Aylardır onu sevdiğimi söyledim ona aşkımı ilan ettim , hikayedeki karakter gibi yalandan şaşırdı , olmayacağını , ilişki istemediğini arkadaş kalmamız gerektiğini söyledi ardından bir şey demedim ve kısa birkaç cümle sonunda ayrdıldık , ona baktım ,o da arkasını döndü ve bana baktı sonra gözlerimizi kaçırdık ve yolumuza döndük Yaşadığımız kent olan Denizli nin kampüsünde yaşandı olay yakınında yürüyüş yapılan bir dağ vardır , bende kafa atmak amacıyla dağa çıkmaya karar verdim. O dağa çamlık parkından çıkılıyordu ve ona görünmemek için biraz hızlı gittim ve parkın en yakın olan Güney kapsınından değil Doğu kapısından girdim, dağa çıktım,etrafta kimsenin olmaması sebebiyle dakikalarca hüngür hüngür ağladım , tepeye çıktım , biraz dinlendim,soluklandım manzarayı seyrettim geri dönmeye koyuldum , dönerken iyiydim temiz hava ve ağlamak iyi gelmişti; kabullendim , iki saat falan geçmişti artık onu görmemim imkanı yoktu ,yorulduğum içinde evime en yakın olan Güney kapısına yöneldim Evet; onu gördüm yanında bir erkekle gülüşüyordu,orada ona olan güvenim ve saygım yıkılmıştı bana ilişki istemiyorum demişti, bana bahaneler üretmişti, sevdiğim kız bana yalan söylemişti, yapamazdı öyle şey ,o bir melekti ; Melek değilmiş meğersem,onu melek yapan hayallerimmiş ardından oradan üzüntü içerisinde eve gittim Bu da böyle bir hikayemdi , hikayeki hayalperest o an nasıl hissetmişse öyle hissetim , sevdiğinin gözünün önünde başkasının kolunun altına girmesi … Ardından spora falan başladım işte her erkek gibi Okuduysanız teşekkür ederim ❤
Aslında kitaba aşk açısından iki farklı açıdan bakmak lazım. Hayalperest açısından baktığımızda tamamen kendi hayal dünyasında büyüttüğü anlardan ibaret . Ve bu anlar bozulmadığı sürece o hayal dünyada mutlu bir Hayalperest var. Kendi etrafımızda da çok gördüğümüz platonik de diyebileceğimiz bir karakter. Karşısındaki kişinin her nezaketli davranışını aşk olarak algılamaya müsait bir durumda. Yaşadığı anlardan mutluluk duymasının nedeni hayal dünyasını zenginleştirecek olaylar yaşamasıdır. Nastenka'nın bir merhabası Hayalperest için olağanca cümleyi ifade ediyor çünkü zaten gerçek dünyadan bağımsız kendi dünyası var .Ayrılığın onu üzmemesini nedeni belki de bu son anlarda yaşadığı olaydı. Nastenka öbür sevgilisiyle giderken Hayalperestin zevk duymasının nedeni onun dünyasında aslında Nastenkay'la giden kişinin O olmasıdır. Belki de bu yüzden hiç üzülmemiştir. Nastenka ise tamamen gençliğinin vermiş olduğu heyecanı yaşayan bir karakter. Sadece aşk istiyor karşısındaki kişiden ilgi istiyor yaşı gereği .O yüzden sevgilisi dönmediğinde Hayalperest'e istemeden de olsa evet demesiydi. Çünkü istediği sadece ilgi ve sevgiydi .Her iki açıdan da baktığımızda aşka dair pek de bir şey yok diyemeyiz . aslında bu kişiden kişiye değişir .Gerçek şu ki aşk sadece duygu yoğunluğudur. Kimileri için bu vazgeçilmez kimileri içinse ihtiyaç.
16 yaşındayım ve gerçekten sevdiğim kişiler oldu.Aşık oldum evet.Hepsi karşılıksızdı ve çok hayal kurdum ve haliyle çok hayal kırıklığına da uğradım.Hayal dünyasında yaşayan bir mizacım da vardır hep.Kafamdaki o dizilerdeki,filmlerdeki müthiş romantik,hayatı anlamlı kılan bir aşk öyküsü yaşamak...Hep bu vardır.Ama şunu fark ettim ki o aşık olduğum her kim olursa olsun hiç de kafamda kurguladığım aşk hikayesini bana yaşatabilecek insanlar değildi.Bunu da geçtim benim onu önemsediğim kadarının yüzde 1'i bile beni önemseyen,düşünen insanlar olmadı.Umursanmadım aşk anlamında.Kendime karşı dürüstleştim ve dedim ki ben ne zamanbir sorun yaşasam,bir şeylerden korksam ve bunlarla yüzleşmekten eylemsel olarak kaçsam o kişiyle ilgili daha çok hayal kuruyordum,saplantı takıntı haline fln geliyordu.Eğer bu tarz durumlar içindeyseniz daha farklı sorununuz olabilir.Her şeye dramatik,depresif ve de romantik gözle de bakmamak lazım.Tamam beni üzdü fln da aslına bakarsam bu o kadar önemsiz bir şey ki.Reddedilmek insanın kendi egosuna yediremediği de bir şey.Her ne yaşadıysanız yaşadınız ve bitti.Bunu tüm hayata entegre etmek,her dakika kendinize bunları hatırlatmak,melankolik müzikler dinlemek aslında evren için önemli olmayan pek çok şeyi sizin gözünüzde sorun yapar.Gerek yok.Realist olmak lazım.Kimse sizden önemli de değil.Kabul edin o kişi olmadan da hayatınız güzelce devam edebilir.Siz o kişiyle doğmadınız,onunla da ölmeyeceksiniz.Her şey tecrübe sadece.O kadar.İyi bakın kendinize🧚🏻♀️🦋🫂 Kendinize odaklanın,emin olun o kişinin umurunda bile değilsinizdir🗿
Kanal sahibi videoyu neden bir sonuca bağlamıyor? Sen çok güzel, sonuçta ne yapmamız gerektiğini söylemişsin. Ama bu yorumu bulana kadar kendimi çok çaresiz hissettim.
Ben de hep aynı tarz şeyleri yaşadım o kişilerle ilgili gereksiz hayaller kurdum ve maalesef ki kendimi yıpratmışım. Böyle bakınca insan hiç gerek olmadığını ve çok saçma olduğunu fark edebiliyor. Son zamanlarda da hoşlandığım aslında geçen yaz tatilden tanıdığım bu yıl da tatilde yine denk geldiğim bir çocuk vardı ve hislerim bu bir yıl içinde geçmemişti aramızda bir şey olmamasına ve bana karşı bir şeyler hissetmediğini anlamama rağmen onunla ilgili güzel senaryolar kurmaya devam ettim bir süre.Ama tatilden döndükten bir hafta filan sonra artık kabullendim de denebilir bu durumu aslında hala bazen üzülüyorsun yaşamak istediğin hayalleri o kişiyle yaşayamayacağını bildiğin için ama yapabileceğin bir şey yok bir noktada çünkü o kişi sana o gözle bakmıyor. Evet biraz üzüyor bu ama kabullenmeye çalışıyor ve boş hayaller kurmayı engellemeye çalışıyorum. Ayrıca dinlediğim melankolik müziklerden de uzaklaşmaya ve kendime odaklanmaya çalışacağım. Aynı durumları yaşadığımızı fark edince ben de yazmak istedim. Ve evet o insanlar eğer size değer vermeyen kişilerse zaten o hayalleri yaşayacağınız doğru kişi değillerdir. Bence en önemlisi şu kendinizi asla başka biri için üzmeyin, bu dünyadaki en değerli varlığınız kendinizsiniz... 🌸
Bana aşık olmayın demek kendini güvene almaktır. Yani yarın ben senden istediğim zaman ayrıla bilirim fakat sen benden bir şey bekleyemezsin biz sadece arkadaşdık. Yani ben seni kısa zaman kullanıcam ve baştan kendimi güvene alıyorum beni günahlandıramazsın. Sonrakı kelimeleride belli ki, duygusallaşıb kendi suçunu ifade etmiş. (romanı okumadım)
19:26 "ilginçtir ki bu kitabı okurken sonunun böyle olucağını içten içe tahmin ediyoruz" ama yine de hoşumuza gidiyor okumak biliyor olsak da içten içe biteceğini tıpkı aşk gibi
Tam çöl gibi kuru olan gönlüme 1 bardak su gibi serpilen sevgi damlasını, aklımda deniz gibi büyütüp kendimi üzdüğüm şu birkaç günde, bu videonun atılması ilaç gibi geldi.
Benimkilerde, bir gün dökülücekler ama. Ya son nefesimi yalnız bir şekilde yatağımda kıvrana kıvrana can verirlen haykıracağım yada birgün çocuklarıma anlatacağım
Olmuyor abi. Birkac ay once bir kiz icin bu sekilde hayaller kuruyordum. O kadar fazla yapiyordum ki bunu artik islerimi aksatiyordum. Bir noktada bana bir ayip etti. Ben de kendimi ondan uzaklastirdim. Ama nasil bir depresyona girdim bilemezsiniz. 1 ay kadar bir sure surekli sarhos ve yorgundum. Gectigimiz ay yanima geldi ve benden ozur diledi. Ben de her ne kadar beni cok uzmus olsa da ozurunu kabul ettigimi ve arkadas kalabilecegimizi soyledim. Su an her neredeyse hergun konusuyoruz ancak her konusmamizda daha cok korkuyorum ya o eski gunlere geri donerim diye. Bazen geceleri uykuya dalmaya calisirken kendimi onunla ilgili hayaller kurarken buluyorum. Her seferinde kendimi durdursam da tekrar tekrar kendimi bu sekilde bulmaya devam ediyorum. Simdi bu video da o zamanki kendimi disaridan gormeme yardimci oldu. Tesekkur ederim Portal.
sağlıklı bi ömür yaşamak istiyorsak bağlandığımız şey insanda olsa hayvanda olsa eşyada olsa en fazla kelebeğin ömrü kadar olmalı her an uçup gidecekmiş gibi
"Böyle bir sevgi başka zaman olsa yüreği üşütür, ruha ağır gelir. Senin elin soğuk, benimkiyse ateş gibi sıcak. Ne kadar körsün Natsyenka!.." "Tanrım! Bir anlık mutluluk! Koskoca bir ömürde az bir şey mi?.." Beyaz Geceler. Ne kitap, ne video ama..
Yüce Tanrım! O ne uzun , mutlu bir andı! Bir insan hayatı için bu kadarcık bir an yetmez mi? Beyaz Geceler Sayfa 78 (Sizinkine baya benziyor çevirisi farklı galiba)
Bundan tam 1 yıl önce staj için hastaneye giderken bir alt sınıftaydı. Tesadüf eseri birkaç kişilik arkadaş grubuyla sohbet ettik. İlk başta çok umursamaz tavırları sergilesem de içten içe bir şeyler hissetmiştim bir hoş gelmişti gözüme. Ama kendi içimde temkinli davrandık dur dedim hayaller kurma hemen heves etme bu konuda tecrübelisin daha sonra hayal ettiklerinin cezasını çektin bir daha yaşama aynı şeyleri. Sohbet ilerledi çıkış saatimiz gelince masa tenisi oynayalım mı diye öylesine sormuştum. O ve bir arkadaşı geleceğini söyledi ben de benim arkadaşıma gelmesini söylenince dördümüz gittik oynamaya. Yolda sohbet ederken biraz mesafeliydik ama gidip oynayıp biraz vakit geçirdikten sonra oynarken falan da ben biraz dalga geçmiştim takılmıştım ona kötü oynuyorsun gibisinden bu tarz atışmalara başladık. Neyse oradan çıktık ben ve o ikimiz önde arkadaşım arkada onun arkadaşıyla yürürken biz atışmalara devam ederken onun arkadaşı benim arkadaşıma çok tatlı değiller mi çok yakışıyorlar demiş tabi ben bunu sonradan arkadaşımla mesajlaşınca öğreniyorum. Devamında bizim yolumuz aynıymış yani aynı taşıta binecekmişiz önce onun arkadaşı sonra benim arkadaşım ayrıldı kaldık baş başa 10 15 dk kadar durakta beklerken hayatimin en güzel sohbetimi ve en tatlı anlarını yaşadığımı zannederek geçirdim. Ardından ayrılık vakti geldi o farklı yone ben farklı yöne taşıtlarımıza bindik ve ben eve gidene kadar hayal dünyasında mutluluktan havalara uçuyorum, ben açılıyorum o reddediyor üzülüyorum, evleniyoruz çocuklarımız oluyor böyle böyle birkaç günüm geçiyor. Sonra onu görmek için staj günüm olmadığı halde staja gidiyorum. Sohbet açmaya çalıştıkça her şeyi daha da batırıyorum saçma sapan şeyler konuşuyorum sanki önceki gün onunla konuşan ben değilmişim gibi bir hal alıyor durum. Ve sanki benden uzaklaşıyor gibi geliyor. Arkadaşları durumu anlamışlar bana destek olacaklarını aramızı yapacaklarını söylediler. Tabi ilk başta inkar etsem de çabucak teslim oldum işime de geliyordu çünkü en azından bilsin duygularımı diye düşünüyordum. Zamanla bir şeyler olabilir aramızda diye hayal dünyasında yaşıyordum. Böyle böyle onların staj günlerinde de gitmeye başladım ben fakat diğer günlerde kız benden iyice uzaklaşmaya başladı bu bana inanılmaz acı veriyordu ama ben de inatla gidiyordum sırf onu görebileyim diye sohbet etmeye çalıştıkça saçmalıyordum kendimi rezil bir duruma sokup duruyordum ama engel de olamıyordum. Her neyse onların sınıfından bir çocuk da staja gelmeye başladı ve bunlar sohbetler etmeye şakalaşmalara falan başladılar. Adeta gözümün önünde flört etmeye başladılar ben ise sinirimden kudurarak bunları izliyorum. Normalde uzaklaşmam lazım pes etmem onun beni sevmediğini kabul edip bir daha gitmemem lazım. Ama beni orada tutan şey onun arkadaşları sen bize güven onların arasında bir şey yok biz sizin aranızı yapacağız gibi şeyler söyleyip durmaları oldu. Böyle birkaç hafta kendime işkence etmeye devam ettikten sonra gitmemeye karar verdim belki yokluğumu fark ederler diye düşündüm neyimi fark edeceklerse sanki onlara bir şey katıyormuşum gibi fazlalalık olarak orada duruyordum sadece. Neyse en fazla bir hafta dayanabildim ve gideyim bir bakalım nasıl tepki verecekler diye merakla gittiğimde kızın üzgün olduğunu birisinin onun mesajlarına cevap vermediği onu umursamadığı için arkadaşlarına dert yandığını duydum. Sonra tabi merak ettim bu olayı ve arkadaşını yalnız yakaladığım bir anda sorarak acı gerçeği öğrendim hayatında başka birisi varmış daha doğrusu ondan hoşlanıyormuş. O andan sonra çok üzülmüştüm eve gidip geceleri ağlaya ağlaya uyuduğum günlerim olmuştu. Bu kitap da bana tam olarak bu günlerimi hatırlattı bazı sahnelerinde gözlerim dolarak okudum. Hayallerde mutluluktan uçmak gerçeklikte boğulmaktan bin kat daha iyidir. İyi ki hayal dünyamız var.
Ah be abim :') bu konular gerçekten çok acımasız ve her zaman bir dönem oluyor ve o dönem sana cennetten bir parçaymış gibi hissettiriyor. O dakikalar eğer böyle sonu kaçılmaz bir durumsa en güzel dakikaların eğer şanslıysan saatlerin oluyor o kişiyle ve en çok o sahneyi hatırlıyorsun ileride düşündüğünde. Hayalci ruhumuz bu konularda kötü tarafı pek yansıtmıyor gibi
@@momoron_yekase00 O zamanlar gerçekten mutlu hissediliyor. Hiçbir şeyi umursamadan, bütün dertlerini unutmuş bir halde yaşıyorsun. Belki de bu anlara ihtiyacımız var diye beynimiz aşık olacak birisini arıyor sonra bu anlar geçince o aşık olduğunu zannettiğin kişinin zaten sana uygun olmadığını anlıyorsun ya da kendini öyle avutuyorsun. Demek ki böyle deneyimleri yaşamak gerekiyormuş yaşamışım.
Bi Rus kız vardı , yaklaşık 2 yıl önce tanışmıştık ve kızla kafamız baya uyuşuyordu bi kaç aylık bi birlikteliğimiz olmuştu. Bu kısacık sürede hayatımın anlamı olmuştu, o benim narin çiçeğimdi. Daha sonra kızın eski sevgilisi çıka geldi ve herşey tam tersine döndü tıpkı bu kitaptaki gibi işin ironik kısmı o kızın adı da Nastenka'ydı ben de kitabın baş karakteri gibi bi hayâl perest ama içimde ona kıyasla buruk bi nefret vardı
Ben hayal kurmayı oldukça seven biriyim. Saatlerce zihnimde oynattığım film sahnelerini izlerim. Hayal kurmak güzel bir şeydir; tek sorun, bu hayallerin gerçek dünyaya katkıda bulunmamasıdır. Örneğin, kedinizi en zeki insan olarak hayal edin. Ancak hayal kurduktan sonra kitap okuyun veya ders çalışın. Bir düşünceniz varsa, bunu gerçeğe dönüştürmedikçe anlam taşımaz, maalesef
Tuhaf! Çok tuhaf... İnsanoğlu anlayamadığı şeyin peşinden belki de senelerce dolaşıyor, sırf bu belirsizlik uğruna hayatla arasına bir çizgi koyuyor ve yine kapıyı yüzüne çarpıp çıktığı halde afallamış bir vaziyette kana kana umut dileniyor, o şey deli gibi üstüne yığılıp kalbini parça parça sökmesine rağmen kana kana aşk dileniyor.. Ve o hayalperest; hem aşık hem mutlu hem mutsuz hem deli hem de duygusuz...
Yazar, henüz ilk geceden karakterin ağzından dinlediğimiz şu sözlerle aslında tüm kitap boyu olmuş ve olacak olanları şöyle özetler: "En nihayet, tek istediğim bana bir iki dostça laf etmesi, daha ilk hamlede beni kovmayıp sözüme güvenmesi, halime gülmesi, tabii eğer isterse, bana biraz umut aşılaması, bir iki söz, yalnızca bir iki söz etmesi; sonra bir daha hiç karşılaşmamak üzere gidebilir!.. Ama gülüyorsunuz... Gerçi bunun için anlatmıştım zaten..."(İş Bankası, syf:11)
kim ne derse desin aşık olmak dünyadaki en mükemmel şey, hayatı o kadar yaşamaya değer kılıyor ki. ne heyecan ne mutluluk ne başka bir duygu gibi. aşkın kendisi bir duygu.
Öyle çok fazla hayal kuran birisi değilim. tek başına yaşıyorum ve uzak mesafe ilişkim var. Haftasonlarımı hep yalnız geçiriyorum. Pazar günleri de haliyle çok sıkılmış ve bunalmış oluyorum. Üstüne sınavlar vs de yaklaşmıştı ve bugün iyice streslenmiş, dibe çökmüştüm. Tüm pazarımı sevgilimi özleyerek, sadece yatağımda yatıp hayal kurarak geçirdim. Dışarı çıkmadım, ders çalışmadım. Hayal kurmaktan başka bir şey yapmadım. Dediğim gibi bunu çok sık yapmıyorum. Ve bu videonun tam da böyle bir güne denk gelmesi beni şoka uğrattı. Gerçekten donakaldım...
Podcast: open.spotify.com/show/7fvBlgg1Xuhe2hG0mlGKWg
Instagram: instagram.com/canaybalik
Twitter: twitter.com/canaybalik
"Hayat önce seni gaza getirir sonra da neden gaza geldiğinin hesabını sorar."
Usta direkt kurşun yerine roket atsaydın en azından kalbim ağrımazdı, bu nasıl manidar bir sözdür.
:((((((((@@izzetuzun01
Hidrojen bombası atsaydın💨
Oray bey Koray beye neden restoran işini bozamayacağını anlatmaya çalışıyor
cümle boş aslında tırnak içine koyunca anlamlıymış gibi duruyo
"Hayal kurmak bedava değil yıkılınca veriyorsun karşılığını"
Ovvvvv çok iyi söz
Harbi sağlam söz
kitabın son cümlesi çok etkilemişti beni :
Tanrım! Bir anlık mutluluk! Koskoca ömürde az şey mi?
kitabin adi nedir
Beyaz geceler@@iWnOTbqtu
@@iWnOTbqtubeyaz geceler
Adam olana çok bile
ben bu sözü duvarıma yazdım ben de çok beğendim
Sen hep bir başkası tarafından öpülen kadının dudaklarında sana dair cümleler bekledin, oysa ıslanan kelimeler bir başkası adına sana yönlendirilmiş öznesi eylemine uymayan…
Dostoyevski'nin "hayalperest"e bir isim vermemiş olması bile onun ne çok insanı temsil ettiğini ifade ediyor. En büyük müsün bilmem ama çok büyüksün be Dosto
Dosto sadakatinizi takdir ediyor
Sizi gidi vadiciler sizi😂
Adam bambaska birse abi
Bence ona isim vermemesinin sebebi bu hikayenin gerçek olması kendi hayatı olduğundan çünkü hayalperest diye kendisinden bahsediyordu onu bir isim kalıba sokmuyor çünkü kendisine farklı bir isim vermek onun için ağırdı
@@Halidemin822kitabi soruyorsan beyaz geceler
"Bir kadının kaderi;Sevdiği adamın ihanetiyle, sevmediği adamın sadakati arsında çizilir"
Tolstoy abimiz haklı galiba :/
ne alaka şimdi knks
@@eylulcelik_ alakası olduğu için yazmadı zaten o sözü ; özlü söz yazmak istediği için yazdı sadece
@@eylulcelik_ Toplumsal deneyleri severim.Çoğunlukla içerik özelinde İlgimi çeken yerleri belirtirim.Bu seferde ilk aklıma geleni yazdım.Hoş klasik beklediğim gibi de tutmuş.Biz buyuz sıradan, popüler ve derinliği çokta olmayan varlıklarız.Özlü sözler tutar ve bize de sürüye katılmak düşer.
hayalperestle benziyoruz
Bana bu tarz konularda kitaplar önerebilir misiniz acaba
Etrafınız sonsuz olasılıklarla çevirildiğinde, yapabileceğiniz en zor şey onları görmezden gelmektir.
-Dostoyevski
o zaman neden benim için bir kaçış yolu bu
"koskoca şehrin hiç gelmediğin sokaklarında bile seni görme umuduyla etrafa bakmanın nasıl hissettirdiğini bilmiyorsun."
Unutamamakmı zor unutmak istememekmi Bilmiyorum ama hala aynı sokaktan aynı umutla geçmek kahrediyor.
Aynı olayı yaşamışız😂 ama malesef unutmak mümkün deği hatırlamamak mümkün
@@abdulsametcetin1052fotoğrafları sildin mi ona ait güzel duyguların sebebini iyi analiz edip neden ilişkinin olumlu sonuçlanmadığına kafa patlatırsan eminim her aşk gibi o da bir gün biter
@@dorukkaya6252 3 4 ay silmedim resimleri mesajları sonra baktım eski tesiri kalmamış ben kedimi fazla kaptırmışım ne varsa sildim. Eğer unutup kafada bitirmezsem ilerde karşıma çıkacak kişinin hakkına girmiş olurum. Tatlı ufak bı anı olarak rafa kaldırmak en doğru olanı
@@abdulsametcetin1052 çok sevindim sizin adınıza.ne demiş Aşık Veysel Güzelliğin 10 para etmez bu bendeki aşk olmasa ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca. Yanımızda olmayana yas tutmak bizi gerçekten yıpratıyor. Çok çektik zamanında
Aah tam yaşadığım şey 😞😑
“Belki gözlerimin baktığı yerde değil ama daldığı yerde sen olacaksın...”
Bu kitabi sesli olarak askeriyede yedek subayken gece vakti yururken dinliyordum. Hayalperesti kendime cok benzetiyordum cunku tipki onun gibi ben de bir parkta rastgele tanistigim bir kadina tutulmustum. Kucuk sehrimize Ingilizce ogretmenligi yapmaya gelmisti, ben de konusmasini bildigim icin sohbet acilmisti. Evine kadar birakmadan once bayagi bi sohbet etmistik instagramini aldigim icin cok sevinmistim. Yaklasik 1 ay kadar surekli yazistik. Meksikaliydi cok guzel, sevimli birisiydi ve ayni zamanda entelektuel buldugum kendiyle vakit gecirmesini seven biriydi. Baglanmistim. Ben de dostoy3vskinin kumar bagimliligina benzer durumdayken(onunla tanismadan once okulu bitirmis hayatimla napacagima karar vermeyip oyun oynayip duran birisiydim) hayaller kurup durdum, bunun bir flort olmadigini belirtmesine raen ben hala onunla konusup kendimi hayal dunyamda eglendirmeye devam ediyordum ve sanki o da bununla egleniyordu ama farkinda degildim. Arkadas kalmak istedi, ama ben dayanamiyordum. Hoscakal mesajlasmalarindan sonra geceleri gozume uyku girmiyordu ben de okuldan donecegini bildigim zaman araliklarinda sokagin karsisinda her gun 2 hafta kadar bekledim. En sonund a artik askere gidecegim gunde ona denk geldim en sevdigim kitabi oblomovu hediye etmistim. Askerdeyken de mesajlasmaya devam ederken nisanlandigini anladigimda o halimi hala unutamiyorum. 2 yil olacak ask3rlik bitti gene kendimi gecenin bi vakti bu tur hayallerle oyaliyorum ve 26 yasindayim hayat gercekten cok garip bir raslanti..
acikcasi hikayende kendini taniyarak bu adimlari atman ilgi cekiciydi. hangimizin olmadi ki boyle anlari. ben hala ona karsi bu tutumu sergiliyorum lakin acaba olasi mi diyerekten. kendisi de yapiyor aynisini. lakin gunun sonunda daha bilincliyim. hayalden ziyade olasiliklari degerlendirmek, ulan acaba mi demek gibi. tum yasanan olumsuzluklara ragmen hala olumlu bakabiliyor bazen insan. tatli olan da bu sanirim. artik akisina gore cogu sey. kayitsiz kalabilmeyi ogreneli hayat daha berrak benim icin. bu hikayeleri paylasmak ve dinlemek bana zevk veriyor. oblomovu okuyacagim. sevgilerle.
Ama bir insan uzun sure gormedigi kisiye asik olmak istemez ki
Yani unutmak icin herseyi yapar gerekirse baskasiyla cikar ama yine unutmak ister bence sunun farkina varmaliyiz biz her kitabin bas karakteri olmayabiliriz onun basrolu baskasidir senin kitabinin da bas karakteri odur ama bas karakteri degistirebilirsin hayatina yeni insanlari ekleyerek
katılıyorum. zaten unutuyor insan. belki farkindaligi artiyor ve hatirlamak anlamsiz geliyor. bilmiyorum dostum bu hayatiyla ilgili insanin. kimi 1 sene kimi 5 senede unutur. her sey yasam icin ve kendimize zindan etmemeliyiz birilerini romantize, idealize vs. ederek.
@@Nicknamee7312
Okurken gercekten ağladım dalga geçmiyorum gerçekten bende 26 yaşındayım 4 sene oluyor benimde hala o acı geçmedi
@@Dark-ReunionTR hangi kitabı ismi söylersen
"Elde edilmeye görsün her şey biter, asıl haz bir şeyin peşine düşmektir. "
-William Shakespeare
Basit, sıradan ve ortalama kişilik için gecerli bu dediğiniz; HSP yüksek duyarlı kişilikler için değil...kendini bilen, bulan, kendini keşfeden insanlar, hakiki insanlar böyle değildir. Aynı sokağa, aynì bahçeye, aynı manzaraya farklı gözle yeniden ve her defada farklı gözle bakma yetenekleri vardır. Geçici mutluluklardan değil : zihinsel zevklerddn" dopamin alır beyinleri😉🤫
Bir yere giderken yolculuk mu yoksa yolun sonu mu keyiflidir?
yolculuk bitmesini hiç istemezsin. @@angrygeek2499
aşk istediğini elde etmek değil , elde ettikten sonra onu hala istemektir.
@@angrygeek2499 bazen yol ıstırap olabiliyor o yüzden sonuç galiba
Başlığa bak hayat özeti
@Adof_Hitler432 uyarı biraz geç oldu
@Adof_Hitler432ooo Adolf buralara uğrar mıydınız? Gshwjskk
En kralı yaşandı
Hayatınızın özeti bu mu. Kendinize sorun bu mu diye. Peki hayatının özetinin bundan fazla olması için ne yapabilirsin. Düşün
@@baris-icin-savas valla bu fazlası icinde niyetim yok aza kanaat etmek lazım
Vardır hepimizin bir Nastinkası...
benimki elif'ti be hoca...
@@gorkemsariguzelpolar misin abi
bipolar@@Nicknamee7312
İsimler farklı hikaye aynı
Benimki Sena.
hayalperestin nastenkadan nefret edememesi tanidik geldi
@florinesss tanıdık geldi derken kendin mi ?
@@suleymankeskin2672 evet kısmen :)
Evet banada
reis pp deki kim
@@Tetra-petaxis breaking bad jane reis
o bir hayalperestti,
ömründe sadece üç gece mutlu oldu,
yalnız öldü.
Attila İlhan'ın 3. Şahıs şiiri gibi
"Beni sevmiyordun bilirdim,sevdiğin vardı duyardım."
Üçüncü kişi kimdir?
Bence sair
Hele seni kollarına aldı mı, felaketim olurdu, ağlardım.
@@Nastenk123a.En yakın arkadaşındır
@@yenilmezin_efsaneleri4601 bu arkadaşın haberi varmı?
"Beni herkes sevdaya asi sanır, Oysa aşk beni nerde görse tanır""
"Geçici bir gönül durağı olmaktansa yalnız ve umut sefili hayatsızlığıma devam ederim"
Ne güzel sözler. Kim söylemiş?
@@mr.callous8471 ben
😢
+1
@@mr.callous8471 ben söyledim arada çıkıyor böyle
Kitap okadar güzel ki başrolün adını bile bilmiyoruz aslında o hayalperest kendimizmiş gibi hissediyoruz
Dostoyevski gerçekten büyük bir yazar
@@sultan5184video on defa kitab adını söyledi ya. En başında bile söyledikten sonra başlıyor anlatmaya. Nerenle dinliyorsun birader?
Okudun muhteşemdi
Okudum muhteşemdi
Bu sıralar çok revaçta olan "daydreaming" kavramıyla karşılaştıktan sonra bu sürekli hayal kurma işini bir tek ben yapıyorum sanıyordum. Çocukluğumdan bu yana türlü türlü konularla ilgili sürekli hayal kurup eğlendirmişim ya da rahatlatmışımdır kendimi. Bir yandan ne kadar tehlikeli bir şey olduğu da açık. Keşke kafamızda yaşayacağımıza gerçekte yaşasak böyle hayalleri. Bu videoyu izleyince o karakterle çok bağdaştırdım kendimi. En kısa zamanda okuyacağım. Sayende fark etmediğim çok şey fark ettim, seviliyorsun.
bnde senin gibiyim hayal kura kura tüm anıları hayalimde yaşadım
@@damlanurakar4678 aslında çok zararlı bir şey biliyor musun? Bir süre sonra hatlar karışmaya başlıyor. Gerçeklikten kopuyorsun:)
Bende de var bu maladaptive daydreaming zikkimindan. Artik hangi ani gercek hangisi kafamdan ayirt edemiyorum isin kotu yani birakamiyorsun da. Tedavisi de yok henuz
Ben de aynı sorundan muzdaripim maalesef. Gün içinde hayal kurmadığım tek bir an bile yok. Bu benim için gerçeklerden kaçış kapısı ama hayatına çok fazla zarar veriyor. Sosyal hayatını bitiriyor, bir işe doğru düzgün odaklanmanı engelliyor, sonrasında gerçekler öyle sert bir tokat gibi yüzüne çarpıyor ki zaten çok az düzeyde olan geleceğe dair umudunun ve yaşama hevesinin iyice bitmesine sebep oluyor. Nasıl düzelecek bilmiyorum.
@@Mr_Tulga o kadar haklısın ki...
Aşık olmamak ne kadar güzel bir şey ya? Zaten can sıkıcı olan şu hayatta durduk yere derdine dert eklememek mükemmel yani.
❤❤❤❤
Aşık olmayanlar hayatta daha çok kazanır, aşık olanlara baktığımda anlıyorum bunu.
@@hedeftip266sen heryerdesin
usta insan sıkılıyo ama ya bir zaman sonra. bazen keske soyle kor kutuk asik olsam diyom hayatimda heyecan yok :p
@@zehraymis_ rahatlık batıyor mu hocam sıajwjwjwjwnakw
hakkımda video yapmadan önce keşke bi sorsaydınız bana
@@Nononolistenlistenlisten var
@@Nononolistenlistenlisten var
Çok tatlı bir yorum (:
@@yagmur2810 senin gibi
"aga bu ben değil miyim ya?" 😂
Mutsuzken, başkalarının mutsuzluğunu daha güçlü hissederiz; duygu parçalanmaz, yoğunlaşır.
-Fyodor Dostoyevski, Beyaz Geceler
Sayfa 72
Geçtiğimiz yaz tatilinde bir otelde çalışmaya başlamıştım ve otelde çalışan Romanyalı bir çocukla çok iyi anlaşmıştık. Bana işi öğretiyor bir taraftan işi öğretirken bir taraftan da Türkiye hakkında sorular soruyordu. Muhabbetimi çok iyiydi ve zamanla kitap okumak gibi ortak zevklerimizi paylaşmaya başlamıştık. O sıralar iş dışında da sokakta markette çok rastlaşıyorduk ve ben gerçekten onu beğenmeye başlamıştım. Sonrasında beni havai fişek gösterisine davet etmiş ama o gün çalıştığım için gidememiştim. Bu yüzden de sonraki hafta ben davet etmeye karar verdim ve ondan instagramını istedim ama ufak bir sorun vardı. Öne çıkarılanlarında sadece bir kızla olan fotoğrafı ya da kızın onunla paylaştığı hikayeler vardı. Şu an ablası olduğunu bildiğim kız ile olan fotoğraflarını görünce yanlış anlamış çok büyük hayal kırıklığına uğramıştım ve buluşma günü yağmur yağmasını bahane edip gitmedim.
Aradan zaman geçti ve ben o yaz başka birisi ile tanışıp sevgili oldum. Onunla ise aramızdaki ilişki arkadaş olarak devam etti ama aslında öyle olmadığını iş arkadaşlarıma erkek arkadaşımdan bahsettiğim zaman fark ettim…
Yazın sonunda şehirden ayrılmadan önce kendisinin yakın arkadaşı da bana onun benden hoşlandığına dair imada bulundu ama tabii ki bunları o dönem görmezden geldim.
Bundan iki üç ay önce ise doğum gününde mesaj atarken ona o sıralar okuduğum bir kitabı önerdim ve aradan kırk gün geçtikten sonra hem kitap hakkındaki fikirlerini yazdığı bir mesaj hem de bir kitap önerisi aldım kendisinden.
Evet, kitap Beyaz Geceler’di!
Bu kitabı okumam nerdeyse bir haftamı aldı çünkü her sayfada uzun uzun daldım ve düşündüm. Onun kendini başkarakterin yerine koyması vicdanımı rahatsız etti çünkü aslında ben de onu seviyordum ve yakın zamana kadar kendi ülkesinde sevgilisi olmasına rağmen eğlenmeye çalışan bir şerefsiz sanıyordum 😅 lakin şu an da o kendini hayalperest beni de hikayenin devamında doğru olacak şekilde başkasından hoşlanan birisi olarak biliyor.
Hala arkadaşız ve bir gün bunu açık açık konuşmayı dilerim ama başka ülkelerdeyken değil tabii ki.
Sevgilinden ayrıldınmı bari
@@sezercoban4750 tabii ki de onunla yaşadığım yanlış anlaşılmadan sonra hayatıma eski sevgilim girdi ve onun doğum gününden önce de çoktan ayrılmıştık. Eğer yanlış anlaşılma olmasaydı eski sevgilim hayatıma girmez ve eski sevgilimden ayrılmasaydım da bu hikaye bu kadar dokunaklı olmazdı benim açımdan :)
@@icolia yeni yaptigin sevgiline yazık madem sevmiyosun neden sevgili yapiyorsun
@@zaman7339 sevgilisi olduğunu öğrendikten sonra zaten ona o gözle bakmayı bırakmıştım ki bu zaten çok sık karşılaşılan bir durumdu çevremizde. o dönemki erkek arkadaşım ise benim için farklı bir hikaye. bütün hayatımı anlatmama gerek yok, sadece beyaz geceler ile bağlantılı olduğu için bu hikayeden bahsetmek istedim 🫶🏻
“Öylece durmayı seviyorum ben
Durup ardından bakmayı
Sen yürümeyi seviyorsun ama;
Arkana bakmadan
Yaprak seviyorum ben yaprak
Kuru,yaş ayırmadan
Sen ezmeyi seviyorsun neye bastığına bakmadan”
4 ay önce okudum beyaz geceleri. ve onun numarasını bulduğum ilk an telefonuma, beyaz gece diye kaydetmiştim.
şimdi konuşmuyoruz, içim hâlâ onun için yanıp kavruluyor. stresten sağlığım bozuldu, özlemi beni gittikçe yere çekiyor.
birden bildirim geldi, başlık içimi burktu.
beyaz gecelerle ilgili olduğunu anladığım ansa kalbim sızladı. video çok güzel. ellerine sağlık.
Tavsiye gibi olmasin ama oyle yapan biri bir suru kiside yapmistir en iyi tavsiyem bir dost gibi onunla ilgili her sey sil ve yasamina devam et artik enerjini zamanini onu ve onu hatirlatacak seylere harcama
@@Lilly_art04x öyle yapmaya çalışıyorum, fakat insan ruhuna pencere açanı, karanlık gecesini beyazlara boyayanı, beyaz gecesini unutamıyor. zorlanıyor. çok zor fakat eninde sonunda veda edeceğim bunu da biliyorum. tekrardan teşekkür ederim
@@woundandpain bazen manzara ne kadar guzel olursa olsun pencereyi kapatmalısın ne kadar olsa bile cunku o zaman seni olduru onu degil ve kisacasi sana zarar gelir
merak etme sude çoğumuz böyle bir aşk yaşıyoruz. Ben yaşadım ve seni anlıyorum :)
@@egeakbabali iste hakli biri
inkar edilemez derecede akıllıydın. şaşırtıcı derecede yakışıklıydın. Her bakımdan inanılmaz derecede yetenekliydin. her zaman herkesi mutlu ettin. beni mutlu ettin. gülüşün ve bana bakışın. benimle takılmak için her zaman zaman ayırdın. kafamdaki tüm kakofonileri kaldırdın. beni kendi zihnimden, parlayamayan yıldızların olduğu karanlık ve boş bir alandan uzaklaştırdın. harikaydın ve şimdiye kadar istediğim her şeydi. Keşke bunu gerçekleştirmek için hala bu dünyada olsaydın.
Agliyorum
bu cümleler kitaptan bir alıntı mı acaba
@@jackosborn5054okurken öyle olmasını umdum
neden böyle düsündünn@@jackosborn5054
Öldü mü?
nastenka,gidişini ben bile unutamadım hayalperest nasıl unutsun?
NAZtenkam olur musunuz hanımefendi
@@langotumukimelledi264 yanliz ismimi kullanip yazman cok yaraticiydi
@@langotumukimelledi264Sen önce ѳöТunu kim elledigini bul dayı. Şöyle güzelim felsefe yapan videodan sonra bile yürümeye çalışmanı kınıyorum.
Olmaz @@langotumukimelledi264
@@langotumukimelledi264zaten nastenkan olmuş bile dostum :))
Adam ben doğmadan önce ölmüş, ama hala hayatımı anlatabiliyor. Çok garip.
"Gözlerin gözlerime değince,
Felaketim olurdu ağlardım.
Beni sevmiyordun bilirdim,
Bir sevdiğin vardı duyardım.
Çöp gibi bir oğlan ipince,
Hayırsızın biriydi fikrimce,
Ne vakit karşımda görsem,
Öldüreceğimden korkardım.
Felaketim olurdu ağlardım.
Ne vakit maçka'dan geçsem,
Limanda gemiler olurdu.
Ağaçlar kuş gibi gülerdi,
Bir rüzgar aklımı alırdı.
Sessizce bir cigara yakardın,
Parmaklarımın ucunu yakardın.
Kirpiklerini eğer bakardın.
Üşürdüm içim ürperirdi,
Felaketim olurdu ağlardım.
Akşamlar bir roman gibi biterdi,
Jezabel kan içinde yatardı.
Limandan bir gemi giderdi,
Sen kalkıp ona giderdin.
Benzin mum gibi giderdin.
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi.
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu ağlardım."
Şimdi sigma male sayfaları gibi konuşucam ama maalesef 24 yaşımda hayat beni bu hale getirdi :D (emeği geçenlere teşekkürler) Hayal kuracaksınız kendi geleceğinizle, mesleğinizle ilgili hayaller kurun. Başka birini dahil ettiğiniz hayaller genelde hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor. "Düzgün" diye tanımlayabileceğimiz insanların sayısı da günümüzde epey az. Çoğu toksik, manipülatif, dengesiz ve maymun iştahlı. Cinsiyet ayrımı yapmadan söylüyorum bunu, insanlardan bıktım. Umarım uzaylı işgali yakındır, ben onları tutuyorum🎉❤
Yok ya öyle düşünme aramaya devam et bulabilirsin yüreğini ısıtacak insanlar. Ben inanıyorum. Hayal kurmaya devam
@@yagmur2810aramak ayrı hayallerini başka insanları temel alarak inşa etmek ayrı sonuçta, çok güzel bir şekilde özetlemiş
@@yagmur2810 aramaya devam mı?
Bence de uzaylıların safında olmalı
her ne kadar aşk içerikleri güzel olsalar bize bir şeyler katsalar bile gerçek dünya, gerçek erkekler ve gerçek kadınlar, gerçek ilişkiler açısından yanılgılara düşmemize sebep olan şeyler. biz küçüklüğümüzden beri bu tür içerikleri çok tükettiğimizden dolayı aşk’ı olduğundan farklı yorumluyoruz ve aklımızı kullanmanın böyle bir durumda mümkünatı olmayacağını düşünüyoruz. oysaki aklımızı kullanarak ilişkiler kurmaya çalışsak çoğu şeyin düşündüğümüzden daha kolay ilerleyeceğinin farkında bile değiliz. çok aşk idealizasyonu yapardım zamanında gram faydası olmadı. ama oturup adamakıllı düşündüğüm zaman gerçekten bazı gerçeklerin yanlışlara dönüştürüldüğünü fark ettim. tabii ki insan hayatını, hayallerini başka bir erkek/kadın etrafında şekillendirmemeli. biz bunu olması gereken şeymiş gibi yorumlayarak büyüdük ama aslında bir ilişkide olabilecek en kötü şeylerden biri bu. tabii ki sevdiğin varsa ilişkin varsa o insanı da düşünerek hareket edebilirsin ama asla senin sınırlarını geçmeyecek, sana zarar vermeyecek ve hayatında o insanın senden daha önemli ve söz sahibi olmayacağı şekilde. büyük ihtimal hayatta karşına birileri çıkacaktır. ha uzaylı istilasına katılıyorum ama güzel olurdu.
20 yaşındayım son 6 yilim neredeyse bu sekilde gecti. Begendigim kisilerle beni gecici mutlu edecek hayaller kurdum daha onlari tanimadan. Hicbiriyle dogru duzgun tanismadim. Zamani gelince hepsini unuttum. Hayalperest gibiyim karamsar dusunup geceleri muzik dinleyerek hayal kuruyorum. Arkadaslarimin sayisi 5i gecmez. Artık sıkıldım. Aglamak da yetmiyor.
Aynı bensin..
aynı şeyleri yaşamışız
bu ben aq
Ben 16 yaşındayım aynı durumdayız bu bataklıktan nasıl kurtulurum bilmiyorum
"Beyaz Geceler" romanı gerçekten etkileyici bir eser. Dostoyevski'nin duygusal derinliği ve karakter analizleri sayesinde okuyucuyu hemen içine çekiyor. Her sayfasında yeni bir sürprizle karşılaşmak mümkün. Kesinlikle okunması gereken bir başyapıt! 📖👏
bu videoda geçilen dostoyevskinin eserinin adımı "Beyaz Geceler"
Arka plan müziği:
Octobre · Magnus Ludvigsson
Gerçekten bu fani dünyada en güzel şey; aşık olduğun kişinin sana da aşık olması...
Maalesef bu da sürdürülebilir bir şey değil. Aşkın bir ömrü var ama yaşamak güzel.
@@VincentWillemvanGogh3406 aşk maşuk olana kadar demiştir büyüklerimiz. Yani kavuşana kadardır. Dediğiniz gibi, bunun bilincinde olmak mühim
aşko kavuşunca bitiyosa hiç kavuşmayalım en iyisi@@VincentWillemvanGogh3406
Sadri Alışık ın dediği gibi " belki o yoktu, ben yarattım, seveceğim kadını kendim var sandım, kendi sevgimden bir kadın var ettim "
hayatımın sınavına gireceğim bir dönem karşıma çıkan eski bir aşk ve onunla ilgili hayallerimden kaçma sürecimde önüme çıkan bu video çok acı oldu.
Kimsesizlik, yalnızlık... En çok da bunlar bizleri aldattı. Hep muhtacızdır biraz sevmeye sevilmeye. Nerde ilgi dağıtanı görsek onum çevresindw pervaneyiz. En büyük zararı da bunlar verir bizlere.
“Kim bilir kaç kişi senin zarif hallerini sevdi
Kaç kişi güzelliğini sevdi
Belki gerçek aşkla; belki değil
Ama bir tek kişi seni sevdi.
Bir tek kişi saf ruhunu
Bir tek kişi değişen yüzündeki hüzünü sevdi.”
‘’Hiçbir erkeğin değeri zaman içerisinde anlaşılmaz, kadınlar olayların gerçekliğini vicdan yüklerini en hafifletecek şekilde yeniden kurgular.’’ Bana bu sözü hatırlattı.
Senin neyin var biliyormusun ? Küçücük hayallerin... Adı üstünde...Hayal işte.
Aze?
Kafan si**tir olup gider dkjdoeueı
Çok düşünme yoksa kafan s... Gider:)
Yorumlarda ne kadar tatlı insanlar var . İyiki varsınız 🙏
onun bana kattığı en güzel şey bu kanal oldu. En sevdiğim kanal haline geldi. Şimdi tek başıma izliyorum.
Videoyu henüz izleyemedim ancak transkripte şöyle bir göz ATtım. Aklıma Hâlit Ziyâ'nın Mâi ve Siyah'ı geldi. Çok kıymetli bulduğum bir eserdir, tavsiye edilir.
Ümit vermek ölüm kadar acı verir.
😢
Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan.
Eğer düşünebilir ve düşüncelerini amaç edinebilirsen.
Eğer zafer ve yenilgiyle karşılaşıp ve bu iki hokkabaza aynı davranırsan.
Yeryüzü ve üstündekilerin hepsi senindir, en önemlisi İNSAN olursun..
-Biliyor musunuz neden bu kadar mutluyum? dedi, -Size bakınca neden böyle mutlu oluyorum?Neden sizi bugün o kadar seviyorum?
-Neden? diye sordum yüreğim titreyerek.
-Bana âşık olmadığınız için sizi seviyorum.
closer diye bir film izlemiştim orda da bu tarz bir şey diyordu ve bunun mantığını hala anlayamadım . Bir insan neden özellikle kendine aşık olmayan birini ister
heyecan arayışı işte@@Rumeysa-g7t
“Sevdiğin her şey karşısında, kendi kendine aslında onun ne olduğunu sormayı unutma.”
Aynen siz genelde haketmeyenlere şans veriyosunuz
@@cemerencanline alaka kanka ya
@@cemerencanli Senin gibi birinin, böyle harika bir kanalda ne işi var? Midemi bulandırıyorsun.
@@tonymontana- gördüklerim bunlar , özellikle sert mizaçlı olmayan , romantik , centilmen ve sevmeye hazır erkekler sevilmez
@@midloxsi_ neden söylediklerim doğru
28 yaşındayım hiç sevgilim olmadı. Çirkinliğim ve kötü genetiğim beni her konuda mahvetti. Dünya gerçekten adaletsiz ve acımasız bir yer. Bazı insanlar çok yakışıklı veya güzelken bazıları cirkin. Bazı insanlar dünyada her güzelliği tadıyor her imkanı oluyor, bazıları ise dünyada acı ve imkansızlıklar içinde cehennemi yaşıyor. Ben anladımki bu evreni yaratan her ne ise özünde kötü ve adaletsiz biri. Birilerine karşı cinsin sevgisini, aşkını, her şeyini hunharca sunup, diğerine ise sadece izlemekle yetindirmek ancak kötü bir tanrının yapacağı bir şey. Neyseki ölüm diye birşey var, eninde sonunda kurtuluyoruz.
@@Lina_____. Kaderinde olan kişi diye bir şey yok. Hayalperest'in ahvalinden az ibret alın adam anlattı o kadar videoda
@@Lina_____. ne demek
Abi ağlıcam çok haklısınn
Haklısın
Suçu insana atmak yerine Tanrıya atmak nerden baksan çok aptalca ve saçma bir hareket.
_Halil_ : *Resminle benim aramdaki bir durum, seni ilgilendirmez. Ben senin resmine âşığım.*
_Meral_ : *İyi ama âşık olduğun resim benim resmim. İşte ben de buradayım, söyleyeceklerini dinlemeye geldim.*
_Halil_ : *Resmin sen değilsin ki. Resmin benim dünyama ait bir şey. Ben seni değil resmini tanıyorum. Belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın.*
_Meral_ : *Bu davranışların bir korkudan ileri geliyor.*
_Halil_ : *Evet. Bu korku sevdiğim bir şeye ebediyen sahip olmak için çekilen bir korku. Ben senin resmine değil de, sana âşık olsaydım ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. Belki de alay edecektin sevgimle. Halbuki resmin bana dostça bakıyor. Ve ebediyen bakacak.*
Nereden alıntı?
İçimdeki sanatçıyı ortaya çıkardığın için teşekkürler Portal. Artık dertlerimi içime atmak yerine duygularımı şiir ve resimlerle yansıtıyorum, senin sayende kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Herşey için teşekkürler :)
:)
Tolstoy diyor ki:
“Belki de her şeyi kabullenip hayatı akışına bırakmak lazım. Zorlamak bazen çözüm değildir. Ve zorla olan hiçbir şey güzel değildir.”
🍀
Malesef öyle. Bi yandan güzellikler kolaylıkla elde edilmiyo ama eğer buna iki taraf da çaba göstermiyosa senin için yapacak pek bi şey de yok demektir. Belki harika bi kariyerin olsa, itibarını, görünüşünü katlayarak arttırsan seni seçecektir ama seçtiği kişi sen olur musun artık emin değilim
benim biricik sevgilim.. kendi aydınlığımı bulduğum için öyle şanslıyım ki, içim tıpkı hayalperest gibi kapkaranlıkken ışığımı buldum ve anladım ki karanlık sandığım yer aslında aydınlıktı, sadece ışığımı bulmam gerekiyordu. kitabı çok uzun zaman önce okumuştum, baş karakteri çok sevmiştim fakat kadına aşırı öfke beslemiştim, okurken bile sinirlenmiştim, hiçbir hareketi, duyguları samimi gelmemişti, hâlâ da sevgisinin samimi olduğunu düşünmüyorum. insanın gerçek anlamda ışığı olacak kişiyle olması gerektiğini düşünüyorum, aksi hâlde hem kendine hem karşıdaki kişiye yalan söylemiş olur ve gerçek bir ilişki olmaz bu. o kişi sizi asla bırakmaz, asla terk etmez, asla bir ihtimal olarak görmez. bulduğunuz zaman anlarsınız ve gerçekten hayal olduğunu düşündüğünüz, romanlarda okuduğunuz şeyin gerçek olduğunu görürsünüz. herkes bulmak zorunda mı, bunu bilmiyorum ama bulduğunuzda o kişi sizde şüpheye yer bırakmaz, bunu biliyorum, içinizde acaba ile elini tutmazsınız, her daim yanınızda olduğunu bilirsiniz ve 'o'nu aramanın doğru olduğunu sanmıyorum çünkü bu arayışla olacak bir şey değil, tam tersine insanın kendi yolunda savaşırken karşısına çıkma ihtimali olduğunu düşünüyorum çünkü ararsanız sahte kişiler bulursunuz. hiç beklemediğim bir anda, aklımda bile yokken, uçurumun ucunda buldum onu, beni tutup yanına çekti, yaşamayı sevdirdi, üzüntüyü, öfkeyi ve tüm gerçekliği sevmemi sağladı çünkü yalnız olmadığımı hissettirdi.. gerçek sevginin insanın içini aydınlatacağını düşünüyorum..
❤
Düşlerken tanrı, düşünürken dilencidir insan. Hölderlin
"Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da"
Nazim hikmet
Afilli aşk sözleri kulağa hoş geliyor, ama gerçek hayat çok acımasız ve stresli...
Hayalperest, hayatın gerçeğini kimsesizlik ile tadarak depresifleşti. Yalnızlık onun ruhunu sömürge altına aldığını farkettiği an hayellerin okyanusuna atladı. Çünkü ona göre gerçek değiştirilemeyecek kadar netti.
Gercek degistirilmeyecek Kadar netti
Neredeyse herkesin videoyu izlerken hem nastenka hem de hayalperest olduğunu farkettiği bir video olmuş.
Ben sadece hayalperest olanım🥹
Ikisi de çok benzer özellikte kişiler çünkü
Lisede tam da böyle bir hayalperestken gördüğüm bedene inandığım ruhu sığdırdım. Bir sürü hayal kurdum, rüyalarımdan geceler boyu hiç çıkmadı. O çıkmadıkça içimdeki şey daha da büyüdü alevlendi. Yıllar geçti bir gün geldi, tanıştık. Hayalimdekinden bile güzel bi tanışma zamanı yaşadık, tüm fikirlerimizi paylaşıyorduk. Üniversiteye başladığımız için uzaktık, aslında uzak bile denilemeyecek yanyana iki şehirdeydik. Buluşmak için fırsatları kendi şehrimizde buluyorduk hep. Üniversite okuduğumuz şehirlere gidip gelemiyorduk. Gidip gelmedikçe onu özledikçe hırçınlaştım. O çok meşguldü, yoğundu bense o gelmiyor diye kızgın, kızgınlığım benim ona gitmemi de engelledi, her şeyin önüne geçti. Sadece bu da değil okulumdan dolayı, etrafımda yaşananlardan dolayı, farkına bile varmadığım geçmişten getirdiğim korkularımdan dolayı gitgide karanlık bir insana dönüştüm, sinirliydim, çok öfkeliydim, stresliydim. Hepsini ona kustum. Düzeltelim dediği akşam, ona sırtımı döndüm onu sevmediğimden değildi ama gittikçe içim kararmıştı farkına varamamıştım, sevgimi göstermeyi gurur meselesi yapmıştım. Benim için doğru dediğim insanı gün be gün itmiştim. Bunları bilerek de yapmamıştım. Buhran dönemimden çıkamıyordum. Kendini sevmeyen kendini kaldıramayan nasıl çıksın ki bu buhrandan, başkasına sevgisini gösterebilsin? Şehrimize geri dönmek için gün sayıyordum, onunla bişeyler yapabilmek için, bişeyleri düzeltebilmek için. Çünkü onun gözlerine baktığımda, oturup birbirimizi dinlediğimizde bu sefer düzelteceğime inanıyordum. O gücü bulacaktım. Ben şehre döndükten sonra buluşamadık, sınavı vardı, rahatsız etmek istemedim. Lisede de bu yüzden yıllarca hayalperest kalmıştım. Yine onu düşündüğümdendi. Onu düşündüğümden bizimle ilgili olan sorunu sonra çözmek istedim. Sonra yine bir kavga, sinir, öfke, içimdeki her şeyi kusuyordum artık onunla ilgili olmasa dahi dayanamıyordum. O kavgadan sonra bir daha konuşmak istemediğini söyledi, beni sevmediğini, eskisi gibi hissetmediğini. 1 ay boyunca yalvardım, yakardım. Gururumdan sevgimi gösteremediğim zamanlar yük oldu, ezdi beni. Onun karşısında ona yalvarmaktan o çok önemsediğim gururum yok oldu, ayaklar altına alındı. Beni istemediğini her şekilde söyledi, her söylediğinde kırıldım artık paramparçayım. Lisedeki hayalperest kişi geri döndü, hayat artık daha kasvetli, çirkin ve renksiz. Gördüğüm rüyalar geri döndü. Ölmeyen birinin yasını tutuyorum artık, çok acı.
Kitaplığımda 2 senedir duran kitap meğerse benim 26 yaşında olmamı ve bir hayalperest olduğum gerçeğini anlamamı bekliyormuş şimdi gerçekten anlam vererek okuyabilirim...
Kendi fikrimce aşk, insanın kendini bulma yolunda oluşturduğu bir şey yani aslında insan kendisine aşık. karşısındakine hissettiği duygular, özünde kendisine. Sadece bunu başka biriyle dışa vuruyor. Ayrılıkta duyulan hüzünde sevginin tekrar kapanmasıyla, içe dönmesiyle oluşan bir şey
Bence bu kadar anlam yüklemeye gerek yok. Üremek, canlıların en temel eğilimlerinden bir tanesi. Atalarımız bunu yapmasaydı biz de var olmayacaktık. Aynı sebepten biz de güdüleniyoruz. Ama insan, insan olduğu için bu olguya şiirler, masallar, filmler yazıyor; anlam yüklüyor.
@@DrShahinstein böyle düşünmek insanı rahatlatıyor. duygularına daha kolay üstün gelebiliyorsun
Bu farkindaliktan sonra 😀 su farkindalik geliyor, karsindaki kisinin sende yarattigi duygulara degilde gecmiste yasadigin duygulara duydugun ozlemi tekrar yesertip o duygunun hosuna gittigini farkediyorsun ve zihninin gecmiste yasamasini engelleyip suan da var olmasini saglamak icin de bu duygulari getiren kisileri de kendine cekmemeye basliyorsun ve insanlari saf bir sekilde sevmeye ve o an karsindaki sadece var oldugu icin yani sende hicbir duygu uyandirmamasina ragmen onu sevmeye basliyorsun. bu evrede hicbir yogun duygu yok sonsuz huzur hali var
gercek ask budur
Self love is gay. Hate yourself amk
"Sazdandır güz hasadında sığındığım kulübenin damı , ıslanır çiy damlalarıyla kollarımın altı."
Bu dizeyi sadece Du Fu'nun (yanlışsam düzeltin lütfen) şiirinden mi aldınız yoksa bir filmden mi? Bir filmde geçiyor da izleyip izlemediğinizi merak ettim. Sanırım aklım direkt sevdiğim o filme gitti, merakım için kusura bakmayın
@@fukasawa-san6720 Estağfurullah ve yanlışınız değil, izlediğim bir filmden alıntı. Tanıdık ve hoş geldiğinden bakmıştım. Yanılmıyorsam Çin asıllı bir şiirden.
@@nanoaomi Anlayışlı tavrınız için teşekkür ederim, izlediğiniz film doukyuusei olabilir mi?
@@nanoaomi Anlayışınız için teşekkür ederim, izlediğiniz film doukyuusei olabilir mi?
Bunu görünce aklıma direkt doukyuusei geldi acaba bahsettiğiniz film başka olabilir mi ?? Yoksa dediğim film mi 😁😁
Aşk bir çeşit uyuşturucu.Çok güzel hissetiriyor ama.
Biliyorsunuz işte gerisini.
Hayaller daima tatlıdır, gerçekler ise acı. Sanırım bu yüzden hayal kurmaktan hiç vazgeçmeyeceğiz. Acı gerçekler yüzümüze tokat gibi çarpsa bile tatlı hayallerle avunacağız. Ama bazen de çok içten istenilen o hayallerin gerçeğe dönmesi ve onları yaşadığımız zamanlar oluyor. Sırf bu ihtimal bile hayalleri güzel kılıyor. Çok güzel bir paylaşımdı yine çok etkilendim. Teşekkürler Can Bey 😇🙏🏻🌸
Günler , geceler boyunca düşünür insan .. iyi veya kötü birşeyi bekler , bekledikçe yaşlanır . Yaşlandıkça yalnızlaşır , yalnızlaşır insan
Aşk farklı bir duygu, kötü diyemem ama çok zor ve sizi üzen bir duygu. Bu hayatta birini seviyorsanız ya da bağlanmışsanız her an kaybetmeye hazır olmalısınız çünkü bazenleri sevmek kaybedeceğin yolu bile bile seçmektir.
0:11 Hayalimden bile silinmeye başladı...
Ön yargıya aşık olmak diyorum ben buna ilk bakışta diyosun tamam ben bu kızla olurum ama gidip konuşmak arkadaş olmak yerine platonik bir şekilde düşünmeye başlayınca kafanda o kişi git gide mükemmel bir hale bürünüyor ve sende ona layık olmadığını düşünüyorsun acı cekiyorsun dayanılmayacak noktada ya vaz geçiyorsun yada harakete geçiyorsun harakete geçince anlıyorsun ki o kişi aslında kafanda kurduğun kadar mükemmel değilmiş bu yüzden de hevesin kaçıyor baktığında ilk bakışta zannedip aşık olduğun kişiyle o kişi arasında bir fark olmuyor fark beynimizde oluyor güzel olacak bir ilişkiyi berbat ediyorsun hayallerin yıkılıyor o ateş yerini küllere bırakıyor yeni bir ateş yakana dek.
Hayır, o mükemmel ama seni beğenmiyor
@@halilomerdonmez5625 bu kitaptaki kız mükemmel mi ya da kim mükemmel? ya kafamızda mükemmel yapıp severiz ya da hatalarını bilip onlarla severiz karşıda ki insani şu kadar yüceltmeyin böyle oluyor sonrasında
@@d2rudo4n evet aşk hataları ile birisini kabul etmektir ve ömür boyu tahammül edilebilecek kadar değer vermektir kişi yerine aşkı yüceltmek gerekir çünkü bir şey ne kadar yüceyse tıpkı bir tanrıya inanma ve tapma isteğimiz gibi aşka taparız ve buda bize ikili ilişkilerde güç verir zor zamanları atlatma gücü verir
@@VartoluSair evet yinede bu kadar kaptirmamak gerek aska. Ask guzel insanlarla guzel anca yoksa kafadaki ask hayaliyle kosar duvarlara toslarsin
@@d2rudo4n evet çokta gaza gelmemek lazım herşeyin bağımlılığı kötüdür sonuçta bu arada yazdıkların çok etikledi beni gördüğüm en gerçekçi mantıklı insanlardan birisin
Öyle feci bir şekilde tekrardan gerçekleri yüzüme çarptı ki şu video... yazacağım çok uzun şeyler var, güzelce içimi dökmek istiyorum.
Öncelikle ben bir Maladaptive Daydreamer / Uyumsuz Hayalperest'im. bu rahatsızlıktan hep kurtulmak istedim ama yeterli iradem olmadı, ayrıca tüm önlemleri alsam da hayal gücünün bir durdur butonu olmadığından bir şekilde geri geliyor her gün. Ama artık eskisi kadar dert etmiyorum. Çünkü bir şeye odaklanmak onu daha da güçlü kılar. Hayatın başka yönlerine odaklanmaya çalışıyorum. Fakat son iki senedir internetten tanıştığım bir çocuğa "aşığım". Buna çoğu kişi tarafından aşk denmez fakat öyle güçlü bir sevgi besliyorum ki ona karşı, hakkında neler yazmadım neler, resmini çizdim, adını oraya buraya yazdım... şiirler, edebi tarzda günlükler, hepsi ona, onun için. Halbuki kendisini hiç canlı kanlı karşımda görmedim, insanlara garip gelen de bu. Fakat biz iki buçuk senedir konuşuyoruz, resimlerini ve videolarını, sesini, günlük yaşamını sürekli görüyorum. Çünkü bir kanalı var ve orada genelde yaptığı şeyleri paylaşıyor. İlk tanıştığımızda böyle değildi. Sadece arkadaş olarak görüyordum, fazla yakışıklı olmadığı için dış görünüşünden de o kadar etkilenmemiştim (şimdi gözümde dünyanın en güzel erkeği) ama bir sene sonra, onunla konuşmadığım zamanlar (ki birbirimizden koptuğumuz çok oldu) onu feci şekilde özlediğimi fark ettim. Ben sosyal bir insan değilim ve çok arkadaşım yok, ama çevremde olanların da hiçbiri onun yerini tutmuyordu. Ona yeniden yazdım ve bunu kabul ettiğinden beri yavaş yavaş ona aşık olmaya ve her gün her dakika onu düşünmeye başladım. Bazen bana çok kaba davranırdı ama normalde sinirli ve gururlu bir insan olan ben onun bu yaptığına rağmen hiç kızamazdım ve bir kelimesiyle onu daha da fazla sevmeye başlardım, işte bu insanı aptallaştırıyor. Öyle kontrol edilemez bir duygu ki, gerçekten, gönülden istediğini bilsem onun için herşeyimden gözümü kırpmadan vazgeçerdim... o da bazen, hatta özellikle şu sıralar benimle konuşurken sevgi dolu ifadeler kullanıyor. Sanki hayalperestliğimin ve ona kapılmışlığımın farkında gibi. Ama ben de bu olanların farkındayım. İşte şimdi bu videoyu izleyince ana karakterde kendimi gördüm. Yalnızlığı, aslen herşeyin farkında oluşu ve karamsarlığıyla bana bir ayna tuttu. En güzel yanıysa Dostoyevski'nin hayalperestlerin önemli bir özelliğine dikkat çekmesi: Onlar aslında neşeli değil karamsar insanlardır. Neşeli insanın pek hayal kurmaya ihtiyacı olmaz çünkü... kitabı henüz okumasam da bu belirtmeyi şimdiden çok sevdim. Benim sevdiğim çocuk da romanın geçtiği şehirde yaşıyor. Böyle olunca bu kitabı hemen alıp okumak istiyorum... yaptığım belki de büyük bir aptallık ama kendimi durduramıyorum. Hep hayal kurmaya, gerçekliği görüp, hoşlanmayıp daha fazla kurmaya devam ediyorum. Hep ona geri dönmeye devam ediyorum. Ama şu sıralar bazı şeyler değişiyor. Ona olan zaafım ve normalde kafamda dolaşan sahneler azalmasa bile özellikle hayal kurmak için ortamlar oluşturmuyorum. Günlük işlerimle daha fazla meşgul oluyorum veya olmasam da yaptığım şeylerden zevk almaya çalışıyorum. Çünkü artık 20 yaşındayım ve üniversite okuyorum. Geleceğimi boş zamanın öldürücü kasvetinin içine bırakamam.... söylemek istediklerim bu kadardı, buraya kadar okuyan birileri varsa size saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum... güzel beyaz geceler 🤍🌙🌌
Bu olayın aynısının bir benzerini yaşadım;
18 Kasım 2022 yılında lise 4.sınıfa gider iken matematik projemi kontrol ettirmem gerekiyordu.
Öğretmene kontrol ettirdim ve geriye doğru döndüm o sırada sınıfımda bulunan Berra adındaki kızla bir çarpışma yaşadık
O anı hiç unutamadım,kafamdan aşağı dökülen kaynar sular ,vücudumun titremesi ve kalbime hançer saplanması her şeyiyle mükemmeldi ,
sırama oturduğumda kollarımdaki kıllar dikilmişti , duygu şoku yaşamıştım adeta
Ona karşı bir şeyler hissetmiştim ama sınav senem olduğundan umursamadım,en azından bir süre :)
Aylar geçti aşkım her an daha da artıyordu, o sarı saçları güneşte parlıyor,bembeyaz teni saflığını temsil ediyordu,yumuşacık elleri pamuk tarlasında hissettiriyor ,beni hayal dünyamda gezintilere çıkarıyordu…
Mayıs ayına kadar ilgim her daim artmaya devam etti , sadece onu düşünüyordum ilgimi gösteriyordum,oyunlar oynuyor eğleniyorduk.
23 mayısa kadar sınavları olup iznimizi kullanacaktık ,23 mayıs benim son şansımdı ya söyleyecektim ya da hep içimde kalacaktı .
Sınav bitti ve dağıldık ,hava kapalı hafif yağmurlu puslu ve nemliydi, o çamlık parkına gitmek yukarı doğru çıkıyordu bende arkasından koştum yanına geldiğimde
korktu ,irkildi sonra yürümeye başladık ona güzel günler geçirdiğimizi söyledim ve ufak tefek sohbet ettik ardından kolundan tuttum ve durdurdum.
Aylardır onu sevdiğimi söyledim ona aşkımı ilan ettim , hikayedeki karakter gibi yalandan şaşırdı , olmayacağını , ilişki istemediğini arkadaş kalmamız gerektiğini söyledi ardından bir şey demedim ve kısa birkaç cümle sonunda ayrdıldık , ona baktım ,o da arkasını döndü ve bana baktı sonra gözlerimizi kaçırdık ve yolumuza döndük
Yaşadığımız kent olan Denizli nin kampüsünde yaşandı olay yakınında yürüyüş yapılan bir dağ vardır , bende kafa atmak amacıyla dağa çıkmaya karar verdim.
O dağa çamlık parkından çıkılıyordu ve ona görünmemek için biraz hızlı gittim ve parkın en yakın olan Güney kapsınından değil Doğu kapısından girdim, dağa çıktım,etrafta kimsenin olmaması sebebiyle dakikalarca hüngür hüngür ağladım , tepeye çıktım , biraz dinlendim,soluklandım manzarayı seyrettim geri dönmeye koyuldum , dönerken iyiydim temiz hava ve ağlamak iyi gelmişti; kabullendim , iki saat falan geçmişti artık onu görmemim imkanı yoktu ,yorulduğum içinde evime en yakın olan Güney kapısına yöneldim
Evet; onu gördüm yanında bir erkekle gülüşüyordu,orada ona olan güvenim ve saygım yıkılmıştı bana ilişki istemiyorum demişti, bana bahaneler üretmişti, sevdiğim kız bana yalan söylemişti, yapamazdı öyle şey ,o bir melekti ;
Melek değilmiş meğersem,onu melek yapan hayallerimmiş ardından oradan üzüntü içerisinde eve gittim
Bu da böyle bir hikayemdi , hikayeki hayalperest o an nasıl hissetmişse öyle hissetim , sevdiğinin gözünün önünde başkasının kolunun altına girmesi …
Ardından spora falan başladım işte her erkek gibi
Okuduysanız teşekkür ederim ❤
Hayat acımasız..
Kalemini çok beğendim dostum, bir solukta okutuyor kendini.
@@ardaerdo2023 teşekkür ederim ☺️
Burcun ne
Üzülme reis zevki hayvani duygu olan aşktan değil insani duygu alan sanatan al
Bazen karşılıksız aşk insana çok şeyler kaybettirir.
Tam da kahve teklifime yazdığı ret cevabına bakıyordum, bildirim geldi.
Bir şarkı da bırakayım yorumumun yanında. Yuhu-Hayalperest
Ben gelirim kahve içmeye 👋🏻
@@drawnbygoya güzel şarkıymış👌
@@zuhal6900 Keyifli dinlemeleerr
@@drawnbygoya Azerbeycanlı eski bir qurup şarkılarını bazen dinlerdim :)
Aslında kitaba aşk açısından iki farklı açıdan bakmak lazım. Hayalperest açısından baktığımızda tamamen kendi hayal dünyasında büyüttüğü anlardan ibaret . Ve bu anlar bozulmadığı sürece o hayal dünyada mutlu bir Hayalperest var. Kendi etrafımızda da çok gördüğümüz platonik de diyebileceğimiz bir karakter. Karşısındaki kişinin her nezaketli davranışını aşk olarak algılamaya müsait bir durumda. Yaşadığı anlardan mutluluk duymasının nedeni hayal dünyasını zenginleştirecek olaylar yaşamasıdır. Nastenka'nın bir merhabası Hayalperest için olağanca cümleyi ifade ediyor çünkü zaten gerçek dünyadan bağımsız kendi dünyası var .Ayrılığın onu üzmemesini nedeni belki de bu son anlarda yaşadığı olaydı. Nastenka öbür sevgilisiyle giderken Hayalperestin zevk duymasının nedeni onun dünyasında aslında Nastenkay'la giden kişinin O olmasıdır. Belki de bu yüzden hiç üzülmemiştir. Nastenka ise tamamen gençliğinin vermiş olduğu heyecanı yaşayan bir karakter. Sadece aşk istiyor karşısındaki kişiden ilgi istiyor yaşı gereği .O yüzden sevgilisi dönmediğinde Hayalperest'e istemeden de olsa evet demesiydi. Çünkü istediği sadece ilgi ve sevgiydi .Her iki açıdan da baktığımızda aşka dair pek de bir şey yok diyemeyiz . aslında bu kişiden kişiye değişir .Gerçek şu ki aşk sadece duygu yoğunluğudur. Kimileri için bu vazgeçilmez kimileri içinse ihtiyaç.
sesin müzik ve hüzünlü hikaye birleşince video bitince bile boş boş ekrana baktırıp düşünceye daldırıyor
müziğin ismini biliyormusun acaba biliyorsan söylermisin
16 yaşındayım ve gerçekten sevdiğim kişiler oldu.Aşık oldum evet.Hepsi karşılıksızdı ve çok hayal kurdum ve haliyle çok hayal kırıklığına da uğradım.Hayal dünyasında yaşayan bir mizacım da vardır hep.Kafamdaki o dizilerdeki,filmlerdeki müthiş romantik,hayatı anlamlı kılan bir aşk öyküsü yaşamak...Hep bu vardır.Ama şunu fark ettim ki o aşık olduğum her kim olursa olsun hiç de kafamda kurguladığım aşk hikayesini bana yaşatabilecek insanlar değildi.Bunu da geçtim benim onu önemsediğim kadarının yüzde 1'i bile beni önemseyen,düşünen insanlar olmadı.Umursanmadım aşk anlamında.Kendime karşı dürüstleştim ve dedim ki ben ne zamanbir sorun yaşasam,bir şeylerden korksam ve bunlarla yüzleşmekten eylemsel olarak kaçsam o kişiyle ilgili daha çok hayal kuruyordum,saplantı takıntı haline fln geliyordu.Eğer bu tarz durumlar içindeyseniz daha farklı sorununuz olabilir.Her şeye dramatik,depresif ve de romantik gözle de bakmamak lazım.Tamam beni üzdü fln da aslına bakarsam bu o kadar önemsiz bir şey ki.Reddedilmek insanın kendi egosuna yediremediği de bir şey.Her ne yaşadıysanız yaşadınız ve bitti.Bunu tüm hayata entegre etmek,her dakika kendinize bunları hatırlatmak,melankolik müzikler dinlemek aslında evren için önemli olmayan pek çok şeyi sizin gözünüzde sorun yapar.Gerek yok.Realist olmak lazım.Kimse sizden önemli de değil.Kabul edin o kişi olmadan da hayatınız güzelce devam edebilir.Siz o kişiyle doğmadınız,onunla da ölmeyeceksiniz.Her şey tecrübe sadece.O kadar.İyi bakın kendinize🧚🏻♀️🦋🫂
Kendinize odaklanın,emin olun o kişinin umurunda bile değilsinizdir🗿
Kanal sahibi videoyu neden bir sonuca bağlamıyor? Sen çok güzel, sonuçta ne yapmamız gerektiğini söylemişsin. Ama bu yorumu bulana kadar kendimi çok çaresiz hissettim.
@@onlinegenc inan ben de bilmiyorum ama portal'ın genel tarzı bu zaten.Kişiyi düşündürmeyi amaçlıyor,videolarının sonu ise ucu açık
Ben de hep aynı tarz şeyleri yaşadım o kişilerle ilgili gereksiz hayaller kurdum ve maalesef ki kendimi yıpratmışım. Böyle bakınca insan hiç gerek olmadığını ve çok saçma olduğunu fark edebiliyor. Son zamanlarda da hoşlandığım aslında geçen yaz tatilden tanıdığım bu yıl da tatilde yine denk geldiğim bir çocuk vardı ve hislerim bu bir yıl içinde geçmemişti aramızda bir şey olmamasına ve bana karşı bir şeyler hissetmediğini anlamama rağmen onunla ilgili güzel senaryolar kurmaya devam ettim bir süre.Ama tatilden döndükten bir hafta filan sonra artık kabullendim de denebilir bu durumu aslında hala bazen üzülüyorsun yaşamak istediğin hayalleri o kişiyle yaşayamayacağını bildiğin için ama yapabileceğin bir şey yok bir noktada çünkü o kişi sana o gözle bakmıyor. Evet biraz üzüyor bu ama kabullenmeye çalışıyor ve boş hayaller kurmayı engellemeye çalışıyorum. Ayrıca dinlediğim melankolik müziklerden de uzaklaşmaya ve kendime odaklanmaya çalışacağım. Aynı durumları yaşadığımızı fark edince ben de yazmak istedim. Ve evet o insanlar eğer size değer vermeyen kişilerse zaten o hayalleri yaşayacağınız doğru kişi değillerdir. Bence en önemlisi şu kendinizi asla başka biri için üzmeyin, bu dünyadaki en değerli varlığınız kendinizsiniz... 🌸
@@zerenkaratas3351 gerçekten de öyle.Kendine iyi bak
@@ayszgecemsdaily4377 Sen dee
Bana aşık olmayın demek kendini güvene almaktır. Yani yarın ben senden istediğim zaman ayrıla bilirim fakat sen benden bir şey bekleyemezsin biz sadece arkadaşdık. Yani ben seni kısa zaman kullanıcam ve baştan kendimi güvene alıyorum beni günahlandıramazsın. Sonrakı kelimeleride belli ki, duygusallaşıb kendi suçunu ifade etmiş. (romanı okumadım)
19:26 "ilginçtir ki bu kitabı okurken sonunun böyle olucağını içten içe tahmin ediyoruz"
ama yine de hoşumuza gidiyor okumak biliyor olsak da içten içe biteceğini tıpkı aşk gibi
Hayatımın bir roman olduğunu bilmiyordum.
Aynen yaşandı🥺
Aynısı.
Hepimiz hayatımızda 1 tane nastenka tanımışızdır. Hepimiz en az 1 defa o hayalperest olmuşuzdur.
Ya hayalperestlik senin kisiliginse 😢
Tam çöl gibi kuru olan gönlüme 1 bardak su gibi serpilen sevgi damlasını, aklımda deniz gibi büyütüp kendimi üzdüğüm şu birkaç günde, bu videonun atılması ilaç gibi geldi.
herkes duygularını döktürmüş yorumlara, benimkiler benimle saklı kalmaya devam edecek.
Benimkilerde, bir gün dökülücekler ama. Ya son nefesimi yalnız bir şekilde yatağımda kıvrana kıvrana can verirlen haykıracağım yada birgün çocuklarıma anlatacağım
Olmuyor abi. Birkac ay once bir kiz icin bu sekilde hayaller kuruyordum. O kadar fazla yapiyordum ki bunu artik islerimi aksatiyordum. Bir noktada bana bir ayip etti. Ben de kendimi ondan uzaklastirdim. Ama nasil bir depresyona girdim bilemezsiniz. 1 ay kadar bir sure surekli sarhos ve yorgundum. Gectigimiz ay yanima geldi ve benden ozur diledi. Ben de her ne kadar beni cok uzmus olsa da ozurunu kabul ettigimi ve arkadas kalabilecegimizi soyledim. Su an her neredeyse hergun konusuyoruz ancak her konusmamizda daha cok korkuyorum ya o eski gunlere geri donerim diye. Bazen geceleri uykuya dalmaya calisirken kendimi onunla ilgili hayaller kurarken buluyorum. Her seferinde kendimi durdursam da tekrar tekrar kendimi bu sekilde bulmaya devam ediyorum. Simdi bu video da o zamanki kendimi disaridan gormeme yardimci oldu. Tesekkur ederim Portal.
İyide kanka kız özür bile dilemiş konuşuyorsunuzda fazla gurur yapmanın manası yok birlikte olun tekrar çok daha ciddi bir şekilde
uyuşturucu gibi düşün onu hatırlatan şeylerden uzak durmak lazım yoksa kendini kandırırsın
@@Rumeysa-g7t ben de oyle yaptim zaten ama o bana geri geldi
Bence kızla tüm bağlantını koparmalısın, zaman her şeyi unutturur. O orada var oldukça daha da zayıf düşeceksin..
Nastenka başından beri hayalperesti sevmiyordu… kendisi yanlızlıktan sıkılmıştı
Hayalperest de biliyordu bu gerçeği ama gene de sevmeyi seçti
sağlıklı bi ömür yaşamak istiyorsak bağlandığımız şey insanda olsa hayvanda olsa eşyada olsa en fazla kelebeğin ömrü kadar olmalı her an uçup gidecekmiş gibi
Aşkın ne kadar korkunç olduğunu hayal kurarak öğrendim.
"Böyle bir sevgi başka zaman olsa yüreği üşütür, ruha ağır gelir. Senin elin soğuk, benimkiyse ateş gibi sıcak. Ne kadar körsün Natsyenka!.."
"Tanrım! Bir anlık mutluluk! Koskoca bir ömürde az bir şey mi?.."
Beyaz Geceler.
Ne kitap, ne video ama..
Yüce Tanrım! O ne uzun , mutlu bir andı! Bir insan hayatı için bu kadarcık bir an yetmez mi?
Beyaz Geceler Sayfa 78 (Sizinkine baya benziyor çevirisi farklı galiba)
Hangi açıdan bakarsak o açı ile hayata tutunuyor gibiyiz.
"Artık geleceği düşünmeye de korkuyorum, çünkü gelecekte yine yalnızlık, yine bu küflü, gereksiz yaşam."
Kime ait bu söz
@@lMorpheusI beyaz gecelerde geçiyor
Teşekkürler
Bundan tam 1 yıl önce staj için hastaneye giderken bir alt sınıftaydı. Tesadüf eseri birkaç kişilik arkadaş grubuyla sohbet ettik. İlk başta çok umursamaz tavırları sergilesem de içten içe bir şeyler hissetmiştim bir hoş gelmişti gözüme. Ama kendi içimde temkinli davrandık dur dedim hayaller kurma hemen heves etme bu konuda tecrübelisin daha sonra hayal ettiklerinin cezasını çektin bir daha yaşama aynı şeyleri. Sohbet ilerledi çıkış saatimiz gelince masa tenisi oynayalım mı diye öylesine sormuştum. O ve bir arkadaşı geleceğini söyledi ben de benim arkadaşıma gelmesini söylenince dördümüz gittik oynamaya. Yolda sohbet ederken biraz mesafeliydik ama gidip oynayıp biraz vakit geçirdikten sonra oynarken falan da ben biraz dalga geçmiştim takılmıştım ona kötü oynuyorsun gibisinden bu tarz atışmalara başladık. Neyse oradan çıktık ben ve o ikimiz önde arkadaşım arkada onun arkadaşıyla yürürken biz atışmalara devam ederken onun arkadaşı benim arkadaşıma çok tatlı değiller mi çok yakışıyorlar demiş tabi ben bunu sonradan arkadaşımla mesajlaşınca öğreniyorum. Devamında bizim yolumuz aynıymış yani aynı taşıta binecekmişiz önce onun arkadaşı sonra benim arkadaşım ayrıldı kaldık baş başa 10 15 dk kadar durakta beklerken hayatimin en güzel sohbetimi ve en tatlı anlarını yaşadığımı zannederek geçirdim. Ardından ayrılık vakti geldi o farklı yone ben farklı yöne taşıtlarımıza bindik ve ben eve gidene kadar hayal dünyasında mutluluktan havalara uçuyorum, ben açılıyorum o reddediyor üzülüyorum, evleniyoruz çocuklarımız oluyor böyle böyle birkaç günüm geçiyor. Sonra onu görmek için staj günüm olmadığı halde staja gidiyorum. Sohbet açmaya çalıştıkça her şeyi daha da batırıyorum saçma sapan şeyler konuşuyorum sanki önceki gün onunla konuşan ben değilmişim gibi bir hal alıyor durum. Ve sanki benden uzaklaşıyor gibi geliyor. Arkadaşları durumu anlamışlar bana destek olacaklarını aramızı yapacaklarını söylediler. Tabi ilk başta inkar etsem de çabucak teslim oldum işime de geliyordu çünkü en azından bilsin duygularımı diye düşünüyordum. Zamanla bir şeyler olabilir aramızda diye hayal dünyasında yaşıyordum. Böyle böyle onların staj günlerinde de gitmeye başladım ben fakat diğer günlerde kız benden iyice uzaklaşmaya başladı bu bana inanılmaz acı veriyordu ama ben de inatla gidiyordum sırf onu görebileyim diye sohbet etmeye çalıştıkça saçmalıyordum kendimi rezil bir duruma sokup duruyordum ama engel de olamıyordum. Her neyse onların sınıfından bir çocuk da staja gelmeye başladı ve bunlar sohbetler etmeye şakalaşmalara falan başladılar. Adeta gözümün önünde flört etmeye başladılar ben ise sinirimden kudurarak bunları izliyorum. Normalde uzaklaşmam lazım pes etmem onun beni sevmediğini kabul edip bir daha gitmemem lazım. Ama beni orada tutan şey onun arkadaşları sen bize güven onların arasında bir şey yok biz sizin aranızı yapacağız gibi şeyler söyleyip durmaları oldu. Böyle birkaç hafta kendime işkence etmeye devam ettikten sonra gitmemeye karar verdim belki yokluğumu fark ederler diye düşündüm neyimi fark edeceklerse sanki onlara bir şey katıyormuşum gibi fazlalalık olarak orada duruyordum sadece. Neyse en fazla bir hafta dayanabildim ve gideyim bir bakalım nasıl tepki verecekler diye merakla gittiğimde kızın üzgün olduğunu birisinin onun mesajlarına cevap vermediği onu umursamadığı için arkadaşlarına dert yandığını duydum. Sonra tabi merak ettim bu olayı ve arkadaşını yalnız yakaladığım bir anda sorarak acı gerçeği öğrendim hayatında başka birisi varmış daha doğrusu ondan hoşlanıyormuş. O andan sonra çok üzülmüştüm eve gidip geceleri ağlaya ağlaya uyuduğum günlerim olmuştu. Bu kitap da bana tam olarak bu günlerimi hatırlattı bazı sahnelerinde gözlerim dolarak okudum. Hayallerde mutluluktan uçmak gerçeklikte boğulmaktan bin kat daha iyidir. İyi ki hayal dünyamız var.
Ah be abim :') bu konular gerçekten çok acımasız ve her zaman bir dönem oluyor ve o dönem sana cennetten bir parçaymış gibi hissettiriyor. O dakikalar eğer böyle sonu kaçılmaz bir durumsa en güzel dakikaların eğer şanslıysan saatlerin oluyor o kişiyle ve en çok o sahneyi hatırlıyorsun ileride düşündüğünde. Hayalci ruhumuz bu konularda kötü tarafı pek yansıtmıyor gibi
@@momoron_yekase00 O zamanlar gerçekten mutlu hissediliyor. Hiçbir şeyi umursamadan, bütün dertlerini unutmuş bir halde yaşıyorsun. Belki de bu anlara ihtiyacımız var diye beynimiz aşık olacak birisini arıyor sonra bu anlar geçince o aşık olduğunu zannettiğin kişinin zaten sana uygun olmadığını anlıyorsun ya da kendini öyle avutuyorsun. Demek ki böyle deneyimleri yaşamak gerekiyormuş yaşamışım.
Vay be. Ne kadar etkileyici bir kitap, ne kadar etkileyici bir video. Tebrik ederim.
Bi Rus kız vardı , yaklaşık 2 yıl önce tanışmıştık ve kızla kafamız baya uyuşuyordu bi kaç aylık bi birlikteliğimiz olmuştu. Bu kısacık sürede hayatımın anlamı olmuştu, o benim narin çiçeğimdi. Daha sonra kızın eski sevgilisi çıka geldi ve herşey tam tersine döndü tıpkı bu kitaptaki gibi işin ironik kısmı o kızın adı da Nastenka'ydı ben de kitabın baş karakteri gibi bi hayâl perest ama içimde ona kıyasla buruk bi nefret vardı
Ben hayal kurmayı oldukça seven biriyim. Saatlerce zihnimde oynattığım film sahnelerini izlerim. Hayal kurmak güzel bir şeydir; tek sorun, bu hayallerin gerçek dünyaya katkıda bulunmamasıdır. Örneğin, kedinizi en zeki insan olarak hayal edin. Ancak hayal kurduktan sonra kitap okuyun veya ders çalışın. Bir düşünceniz varsa, bunu gerçeğe dönüştürmedikçe anlam taşımaz, maalesef
Tuhaf! Çok tuhaf... İnsanoğlu anlayamadığı şeyin peşinden belki de senelerce dolaşıyor, sırf bu belirsizlik uğruna hayatla arasına bir çizgi koyuyor ve yine kapıyı yüzüne çarpıp çıktığı halde afallamış bir vaziyette kana kana umut dileniyor, o şey deli gibi üstüne yığılıp kalbini parça parça sökmesine rağmen kana kana aşk dileniyor..
Ve o hayalperest; hem aşık hem mutlu hem mutsuz hem deli hem de duygusuz...
Yazar, henüz ilk geceden karakterin ağzından dinlediğimiz şu sözlerle aslında tüm kitap boyu olmuş ve olacak olanları şöyle özetler:
"En nihayet, tek istediğim bana bir iki dostça laf etmesi, daha ilk hamlede beni kovmayıp sözüme güvenmesi, halime gülmesi, tabii eğer isterse, bana biraz umut aşılaması, bir iki söz, yalnızca bir iki söz etmesi; sonra bir daha hiç karşılaşmamak üzere gidebilir!.. Ama gülüyorsunuz... Gerçi bunun için anlatmıştım zaten..."(İş Bankası, syf:11)
kim ne derse desin aşık olmak dünyadaki en mükemmel şey, hayatı o kadar yaşamaya değer kılıyor ki. ne heyecan ne mutluluk ne başka bir duygu gibi. aşkın kendisi bir duygu.
YA AGLİCAM COK GUZEL İCERİK TAM İHTİYACİM OLAN ANDA
Aynısı
aynısı
Aynısı
sevmiycek tipleri yakışıklı bulup şans veriyosunuz ondandır
@@cemerencanlibu videoyu izleyip bu ergence yorumu mu yaptın gerçekten
Öyle çok fazla hayal kuran birisi değilim. tek başına yaşıyorum ve uzak mesafe ilişkim var. Haftasonlarımı hep yalnız geçiriyorum. Pazar günleri de haliyle çok sıkılmış ve bunalmış oluyorum. Üstüne sınavlar vs de yaklaşmıştı ve bugün iyice streslenmiş, dibe çökmüştüm. Tüm pazarımı sevgilimi özleyerek, sadece yatağımda yatıp hayal kurarak geçirdim. Dışarı çıkmadım, ders çalışmadım. Hayal kurmaktan başka bir şey yapmadım. Dediğim gibi bunu çok sık yapmıyorum. Ve bu videonun tam da böyle bir güne denk gelmesi beni şoka uğrattı. Gerçekten donakaldım...
benden uzak başka bi hayatın var olması şaşırtıyor
Üzülme lütfen yalnızlık çok zor olsada kötü değil. Çünkü derdi ve dermanı sende (:
uzak ilişki çok yıpratır insanı,buluşma fırsatı yarat veya alış bunlara
Aynı şeyi yaşıyorum
@@cusyls1002 yol yakınken ayrıl,insanda travma etkisi yaratıyor
Düşünsenize bu hayalperest o düğüne gitse ve orada bu çift sayesinde bir başka kadınla tanışsa... Ben de hayal ekledim sanırım.
“Hayalleri olmayanın, gerçekleri de olmaz” (ama gaza gelinmezde)