Yükseklik korkum vardır. Fakat denizi seyretmek için korka korka da olsa Perşembe yolundaki o uçurumlaradan aşağı bakardım. Ulusoy otobüsü ile Trabzon'dan İstanbul'a giderken tabii ki.
@@necdetaydn Perşembe koylarındaki o uçurumların dibindeki bulanık yeşil denizi severdim. Korka korka bakardım. Otobüs zaten yüksek bir de uçurumun kıyısından giderdik. O uçurumlarla dolu yollarda adım başı keskin virajlar da cabası idi.Dalgaların kayalara vurarak bembeyaz köpükler çıkarmasına hayrandım. Samsundan çıktıktan sonra artık sağa değil de yola bakardım.Samsundan sonra deniz yoktu. Yolculuğun devamının tadı olmazdı.
Çok uzak bir zaman değil 24 yıl önce 3. Dünya ülkesi gibiymişiz. Şimdi heryer duble yol çok şükür. Videoyu izleyince asla eski günlerde olmak istemezdim bunu hissettim
Bende yilardir bu videonun sarkilarini ariyorum. Ben sadece iki sarki bulabildim. 4:23 sarkinin adi „Muhtar“ ve Ezgi Merte ayit ve 4:54 „Zoruma Gider“ ve Sinan Zorbeyin sarkisi. Öbürlerini bende cözemedim.
Çocukken o yoldan çok geçtim otobüslerimiz vardi gidiyordum bende gezmeye .. Eğlenceliydi ama tehlikeli yoldi yapıldıktan sonra rahatladı ulaşım.. ama eski gunler güzelmiş
O zamanlarda tek şeritte 30 km hızla konvoy olan arabalar, şimdi çift şeritli yollarda hız yapmaktan radara yakalanıyorlar mış diye şikayet ediyorlar. Nerden nereye
Videoda olduğu gibi o zaman yollar çok bozuktu. Hep tek şeritliydi. Kolay kolay araba sollayamazdın. Rahat gidemezdin.Şimdiki gibi rahat değildi. Şimdi rahat allah razı olsun güzel yol yaptılar. Çok rahat gidiyoruz.
Yöre halkının denize girecek yeri çok azaldı. Yolları korumak için sahillere kayalar döküldü halkın çoğu kayalar üzerinden denize giriyor (başarabilen). Fındıklılıyım
Yollar tek şeritti, hatalı sollarsan kafa kafaya girmek kaçınılmazdı. Mecburen ağır giden kamyonların arkasına takılıp gidilirdi.Bolu dağını da tomruk yüklü kamyonların arkasından çıkardık. Düzce'ye gelince yol ferahlar, sollamalar başlardı. Sollamalarla birlikte kazalar da başlardı. şimdiki gibi arkadan çarpma değil kafa kafaya çarpışma. O yollarda ne canlar gitti.
İlk baştaki yol Ordu virajları Boloman Perşembe arası sol taraftaki ada ele verdi hoynat adası. Önde Ulusoy hey gidi o da kapandı. Eskiden o yolda bir tırın peşine takılırdın Fatsa Ordu arası 2 saat olurdu ama güzel yollardi 😊 Şimdi Ordu'dan Trabzon'a normal hızda90-100km 2 saat sürüyor, o zamanlar bu yoldan 4-5 saati vardır herhalde.
O yıllarda Trabzon -Giresun arası şehirlerarası otobüsle birbuçuk saat sürerdi. Giresun'da Gebeş'in lokantasında ilk molayı verirdi. Kimileri iner çorba içerlerdi. Hey gidi günler hey. Gençlik vadı, Trabzon'dan İstanbul'a otobüsle gitmeye bayılırdım.
@@basakaycindonmez9977 Şimdi Trabzon Giresun arası 2,5-3 saat sürüyor Trabzon Ordu arası 3-3,5 saatte geliyor otobüs o yıllarda daha hizliymiş demek. Yani şimdi 15.00 Trabzon'dan kalkan otobus 18.00-18.30 gibi Ordu otogardan yolcu alıyor. Ordu Giresun arası 40 km sen hesap et.
@@ordulukaradeniz52 Acaba ben mi yanlış hatırlıyorum. Yada o zamanki otobüs şöförleri daha mı çok hız yapardı? Radar yok, EDS yok belki de öyle idi. Babam hayatta olsa ona sorardım. Artık bizde o günleri bilenlerden kimse kalmadı.
@@basakaycindonmez9977 Allah rahmet eylesin öncelikle. Belki şu olabilir o zamanlar Trabzon'da yolcu doldurup doğrudan geliyor olabilir şimdi bir çok firma var. Trabzon'dan kalkan firma Ordu'ya gelene kadar belki 10 tane otogara girip çıkıyor Akçaabat, Beşikdüzü, Görele, Tirebolu Giresun vs vs birde Piraziz Gülyalı oralarda 30 dakika mola veriyorsa günümüzde 3 saat 3,5 saat makul otobüs için. Ama yinede eski tek şeritli yollarda 1,5 saat Trabzon Giresun arası olamaz gibi birde her ilçenin içinden geçiyorsun yani çok zor senin yanlış hatırlıyor olabilme ihtimalin yuksek 😊
30 sene Karadeniz bölgesinde pazarlama yaptım istanbul dan her ay bu yolları kullandık çok zor yollar dı hele Fatsa ordu arası boloman virajları ama güzel yıllardı
Aynen bizde de vardı 97_98 çift etiket balon kuşak rizelilerde sport 98 yazardı bagaj kapaklarında. 97 ekim ayında sıfır almıştık. Vay be yıllar.yalnız bu araba 96 yada 97 model çünkü 98 lerin hız göstergesinde saat yoktu
Yorumlara bakıyorumda ne kadar basit.Her sene gidip geliyorum 95 doğumluyum hala giderim ve yolları hatta bazen yılda iki kez geçerim o yollardan.18 saatlik yol çekerim.Eski halinide de 24 saatte giderdim.Korkudan kafamı kaldıramazdım.Hatta bir keresinde uçurumdan uçan arabayı çekenlere tanık oldum.Hep korkardım o yollardan.Neymiş eski hali iyi miş.Kardeşim sen darı ambarında da olsun açım dersin bu kafayla.Yazık.
Haklısın Ayşegül hanım. Sen o gerzekalılara bakma. Bunlar yapılan hizmetleri beğenmezler ama en çokda onlar kullanır. Ben de Karadenizliyim o eski yolları çok iyi bilirim. Her sene onlarca araç denize uçtmuştu, ne ocaklar sönmüştü. Yapılan hizmetleri beğenmeyenler bildiğin beyinsiz takımı....
Elbette eski hali çok daha tehlike arzediyordu. Çok da can almıştı. Şimdi otobanlarda da çok kaza oluyor. Şimdiki yollarda hergün birkaç kaza haberi var. Otobana çıkan hız yapıyor. Kafa kafaya çarpışma riski yok. Fakat bu defa da tırın altına giriyorlar. Virajı alamıyorlar. Eski otobüs şöförleri viraja yaklaşırken hızlarını azaltırlardı. Yolcu olarak gözlerimizi kapamış olsak bile hızın azalmasından viraja gireceğimizi anlardık. Bir de o kadar çok direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yapan var ki...Merak ettim direksiyon hakimiyeti niçin kaybedilir diye sorgulama yaptım. Cevaplarda bir çok teknik açıklamalara rastladım."Koçboynuzu geçidinden geçerken yol o kadar dardı ki otomobillerin biri durur karşıdan gelene yol verir sonra kendisi geçerdi. Kamyonların tekerlerinin yarısı boşta giderdi. Muavinler aşağı iner şöföre taktik verirlerdi. Şimdi uçak pisti gibi yollarda, emniyet şeridinde durmuş tırlara arkadan çarpıyorlar. Kınamak için asla söylemiyorum. Otobanlarda bu şekilde birçok can gitti. Ne olur yola çıkanlar ne yola ne otomobile ne de kendilerine o kadar güvenmesinler. Yoldur;İ otoban bile olsa tümsek çıkar, mıcır kalıntısı olur, yağ dökülmüş olur;otomobil 4 teker üzerinde giden bir makinedir. Makine dediğin ummadığın anda arıza yapabilir. Şöfür ise insandır. Etten kemikten ve sinirlerden meydana gelmiştir. Bir an dalgınlık yapar, güneşten gözü kamaşır, kalp krizi geçirebilir. En iyisi temkinli olmak ve aşırı hız yapmamaktır. Gerisi Allah'ın takdirine kalmıştır. Sağdan, soldan, arkadan gelen vurursa da yapacak bir şey yoktur. Allahım kimsenin başına kaza bela vermesin, kimseyi yollarda bırakmasın.
@@basakaycindonmez9977 35 yadı dayım 90 lı yıllarda bolaman virajlatından otobüsle çok geçtik ailemle. Ordudan termeye giderdik sürekli. O zamanın otobüs şoförleri o kadr dikkatliydi ki anlatamam. Hiçbir zaman kaza yaşamadık. Aşırı yavaslarlardı virajlarda. Ne günlerdi ya. Korkudan uçuruma bakamazdım annem hatim indirirdi :)
@@floriography6739 Evet yavrucuğum. O zamanlar yollar bozuktu fakat şoförler daha dikkatli idi. Dikkatli olmazsan yallah uçurumdan aşağı Karadeniz'in azgın dalgalarına. Gerçi kazalar da olmaz değildi. Özellikle uykusuz otobüs ve kamyon şoförlerinin gözü bir an daldı mı kazaya davetiye çıkarırdı. Yollar çift yönlü olduğu için hatalı sollamalar ölümlü kazalara sebep olurdu.Biz Ulusoy'un müdavimi idik. Zaten Trabzon'da Ulusoylar, annemlerin mahalle komşusuydu. Trabzon-İstanbul arası yetmişli yıllarda 22 saatti. Altmışlı yıllarda da aynı yolu birkaç defa gitmiştim. Fakat o zaman çocuk olduğum için kaç saat tuttuğunu bilemiyordum.Ulusoy'da her zaman çift şoför çalışırdı. Muavin şoförün yanındaki koltukta otururdu ve o da şoför gibi uyumazdı. Gece olunca şoförü asla yalnız bırakmazdı. Bıdı bıdı bıdı bıdı konuşurlardı. Bu konuşmalar şoförü uyanık tutardı.(Babam bileti hep şoför arkasındaki koltuktan aldığı için rahatça gözlem yapardım.) Babam yol boyunca hiç uyumazdı. Sigara üstüne sigara içerdi. Annemin başı arada bir öne düşerdi. O da dalarak uyumazdı. Ya bana ne oluyordu? Sanki otobüsü ben mi kullanıyordum ki benim de gözlerim faltaşı gibi açık yola bakardım. Yola çıktığımızda manzarayı seyredeyim diye cam kenarına otururdum. Ancak gece serini başlayınca, annem üşümeyeyim diye beni koridor tarafındaki koltuğa alırdı.Babam da sağ ön koltuğun koridor tarafındakini tercih ederdi. Gece ilerledikçe yolcuların çoğu uykuya dalardı. Şöför, muavin, babam ve arka koltuklardan birkaç erkek yolcu hala uyanık olurdu. Otobüsün içi sigara dumanından boğulurdu. Ençok da ben dumanaltı olurdum. Önümde şoför ile muavin, yanımda babam. Gece böylece geçerdi. Gece de yemek ve ihtiyaç molası verilirdi. Şoför gider yüzünü gözünü yıkardı. Sonra çayını içerdi. Uykusu iyice açılmış olurdu. İşte böyle, annem ve babamla Ulusoy otobüsüyle 22 saatlik son derece keyifli bir yolculuk yapardık.Şimdi annem yok, babam yok hatta Ulusoy otobüsleri dahi yok. Sanırım Ali Osman Ulusoy'un kızı, Ulusoy adını otobüs taşımacılığında devam ettirmek için Ali Osman Ulusoy isimli bir firma kurmuş. Firmasını ayakta tutmanın mücadelesini veriyormuş. Allah güç- kuvvet versin.
Rahmetli Zeki Reis.Eşimin dayısı olur.Çok değerli bir insandı.Mekanı cennet olsun.
Ne gittim bu yollardan hele Perşembe'deki uçurumlardan korktuğum zamanlar daha dün gibi.Allah yapanlardan bin kere razı olsun.
Kes AKP'li çomar
Aynen çok korkunç perşembe yalıköy arası
Yükseklik korkum vardır. Fakat denizi seyretmek için korka korka da olsa Perşembe yolundaki o uçurumlaradan aşağı bakardım. Ulusoy otobüsü ile Trabzon'dan İstanbul'a giderken tabii ki.
@@necdetaydn Perşembe koylarındaki o uçurumların dibindeki bulanık yeşil denizi severdim. Korka korka bakardım. Otobüs zaten yüksek bir de uçurumun kıyısından giderdik. O uçurumlarla dolu yollarda adım başı keskin virajlar da cabası idi.Dalgaların kayalara vurarak bembeyaz köpükler çıkarmasına hayrandım. Samsundan çıktıktan sonra artık sağa değil de yola bakardım.Samsundan sonra deniz yoktu. Yolculuğun devamının tadı olmazdı.
O Bolaman tarafı değil mi? Bayağı orası zaman alıyordu. Samsun-Trabzon arasını 5 saatte almak olağandı.
Otobüsü süren bizim Rahmetli Sarı Zeki, Nur içinde yatsın.
Soy ismini biliyor musunuz?
@@gulendemet6625 Reis soy ismi
@@tunareis3521 Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Babanız mı?
@@gulendemet6625 Allah razı olsun.Dedemdir
1999 daha dün gibi.. 20 yıl geçmiş.
Çok uzak bir zaman değil 24 yıl önce 3. Dünya ülkesi gibiymişiz. Şimdi heryer duble yol çok şükür. Videoyu izleyince asla eski günlerde olmak istemezdim bunu hissettim
Allah rahmet eylesin mekanın cennet olsun koca reis
Ne güzel günler imiş...
Videodaki şarkıların isimleri ne? Yıllardır bunu çözmeye çalışıyorum.
Bende yilardir bu videonun sarkilarini ariyorum. Ben sadece iki sarki bulabildim. 4:23 sarkinin adi „Muhtar“ ve Ezgi Merte ayit ve 4:54 „Zoruma Gider“ ve Sinan Zorbeyin sarkisi. Öbürlerini bende cözemedim.
Çocukken o yoldan çok geçtim otobüslerimiz vardi gidiyordum bende gezmeye .. Eğlenceliydi ama tehlikeli yoldi yapıldıktan sonra rahatladı ulaşım.. ama eski gunler güzelmiş
Doğa çok güzel ama çok insan öldü trafik kazasında bu yollarda, babam ve amcam örneğinde olduğu gibi.Yeni yolların yapılması daha iyi oldu.
Benim Babaannemde ölmüstü yolda :(
Trabzona gelmiş gibi sevindim eski günler araniyor sahil on numara idi şimdi taşyiğini
İlk 4 dakida,Perşembe çaka plajı,Hoynat adası.
0:00 ile 3:00 arasındaki yolu hatırlıyorum Bu Perşembe Sahil Yolu
nerde o eski şöförler hey maşallah
O zamanlarda tek şeritte 30 km hızla konvoy olan arabalar, şimdi çift şeritli yollarda hız yapmaktan radara yakalanıyorlar mış diye şikayet ediyorlar. Nerden nereye
Videoda olduğu gibi o zaman yollar çok bozuktu. Hep tek şeritliydi. Kolay kolay araba sollayamazdın. Rahat gidemezdin.Şimdiki gibi rahat değildi. Şimdi rahat allah razı olsun güzel yol yaptılar. Çok rahat gidiyoruz.
aslında bakarsan olması gerektiği gibi değiller ve en önemlisi sahillerimiz yok oldu yol yapılacak diye.
Sokayım beyine hani la nere güzel aynı yollara asvalt döktüler okadar
Sahilyolunu arka taraftan yapsalar daha iyi olurdu
Yöre halkının denize girecek yeri çok azaldı. Yolları korumak için sahillere kayalar döküldü halkın çoğu kayalar üzerinden denize giriyor (başarabilen). Fındıklılıyım
Yollar tek şeritti, hatalı sollarsan kafa kafaya girmek kaçınılmazdı. Mecburen ağır giden kamyonların arkasına takılıp gidilirdi.Bolu dağını da tomruk yüklü kamyonların arkasından çıkardık. Düzce'ye gelince yol ferahlar, sollamalar başlardı. Sollamalarla birlikte kazalar da başlardı. şimdiki gibi arkadan çarpma değil kafa kafaya çarpışma. O yollarda ne canlar gitti.
Hey gidi Akçaabat 99 da 1 yaşındaydım şimdi 20
bu rahmetli sarı zeki abi ALLAH CC RAHMET ETSİN
Evet benim amcam Allah rahmet eylesin.
9 yaşındaydım şaka gibi ☺️
Başlangıç kısmı Çaka'nın oralar
2:15 CAKA PLAJI NEKADAR GÜZELDİ
Aynen. Bu otoyol doğal kıyıyı yok etti
O zamanin Sahili daha cok hosuma gitti.Yol izasinda ve göze hos gelen bir doga gir ve yüz!
xPHASISx aynen gercekten yesil canladiriyordu ortaligi
O sahil Eski bolaman yolu,aynı değişen yok.
İlk baştaki yol Ordu virajları Boloman Perşembe arası sol taraftaki ada ele verdi hoynat adası. Önde Ulusoy hey gidi o da kapandı. Eskiden o yolda bir tırın peşine takılırdın Fatsa Ordu arası 2 saat olurdu ama güzel yollardi 😊 Şimdi Ordu'dan Trabzon'a normal hızda90-100km 2 saat sürüyor, o zamanlar bu yoldan 4-5 saati vardır herhalde.
O yıllarda Trabzon -Giresun arası şehirlerarası otobüsle birbuçuk saat sürerdi. Giresun'da Gebeş'in lokantasında ilk molayı verirdi. Kimileri iner çorba içerlerdi. Hey gidi günler hey. Gençlik vadı, Trabzon'dan İstanbul'a otobüsle gitmeye bayılırdım.
@@basakaycindonmez9977 Şimdi Trabzon Giresun arası 2,5-3 saat sürüyor Trabzon Ordu arası 3-3,5 saatte geliyor otobüs o yıllarda daha hizliymiş demek. Yani şimdi 15.00 Trabzon'dan kalkan otobus 18.00-18.30 gibi Ordu otogardan yolcu alıyor. Ordu Giresun arası 40 km sen hesap et.
@@ordulukaradeniz52 Acaba ben mi yanlış hatırlıyorum. Yada o zamanki otobüs şöförleri daha mı çok hız yapardı? Radar yok, EDS yok belki de öyle idi. Babam hayatta olsa ona sorardım. Artık bizde o günleri bilenlerden kimse kalmadı.
@@basakaycindonmez9977 Allah rahmet eylesin öncelikle. Belki şu olabilir o zamanlar Trabzon'da yolcu doldurup doğrudan geliyor olabilir şimdi bir çok firma var. Trabzon'dan kalkan firma Ordu'ya gelene kadar belki 10 tane otogara girip çıkıyor Akçaabat, Beşikdüzü, Görele, Tirebolu Giresun vs vs birde Piraziz Gülyalı oralarda 30 dakika mola veriyorsa günümüzde 3 saat 3,5 saat makul otobüs için. Ama yinede eski tek şeritli yollarda 1,5 saat Trabzon Giresun arası olamaz gibi birde her ilçenin içinden geçiyorsun yani çok zor senin yanlış hatırlıyor olabilme ihtimalin yuksek 😊
O zamanki yollarla şimdiki yolların alakası yok. Allah razı olsun yapanlardan.
30 sene Karadeniz bölgesinde pazarlama yaptım istanbul dan her ay bu yolları kullandık çok zor yollar dı hele Fatsa ordu arası boloman virajları ama güzel yıllardı
Video için çok teşekkürler benim doğama daha iki ay vardı
Vay bee
Düzköy Kavşağının Sakin Olduğu Zamanlar 😀
Simdiki yollar kaymak gibi ama yine kazalar oluyo bu sefer aşırı hızdan
Yollarda araba yok. Şimdi karşidan karşiya geçemiyor millet.
Malesef aşırı derecede araba çok haddindem fazla trafik var
Insanlar azalmazi gerekiyor
Trabzon😭😭😍❤️🇸🇦
Rahmet olsun Ruhuna Zeki Emice. Ey gidi.
4:48 Vakfikebir ne güzeldi ozamanlar
Doğumumdan 1 gün öncesi 😊
O zamanlar birde otobüslerin üstünde fiyakalı dursun diye sport97-98 vb.yazılar vardı duygulandım lan
Aynen bizde de vardı 97_98 çift etiket balon kuşak rizelilerde sport 98 yazardı bagaj kapaklarında. 97 ekim ayında sıfır almıştık. Vay be yıllar.yalnız bu araba 96 yada 97 model çünkü 98 lerin hız göstergesinde saat yoktu
Tam 23 sene olmuş bu gun..
Arkadaşlar aracın durdurduğu yer neresi video nun sonun da?
Besirli
4:48 Vakfikebir
hey gidi yollar
Buralar üç aşağı beş yukarı yine aynı.
Dogumumdan 3 ay once 😄
Su Bölge Trafilten sonra sag tarafta bi eylence yeri vardi, o yerin ismini bilen varmi acaba ?
Mirapark
az ilerde ayasofya müzesinin altında 2 tane unımog vardı benmi yanlış hatırlıyorum soran hatırlamıyorum diyor
Vaybe 😀
yeni hali daha güzel ama dahada çok yapılması lazım gene yetmiyor
Rahmetli Zeki Reis amcam Ulusoy 403 Mercedes.
Keşke böyle kalsaymış
hayla böyle
5 saatte Samsun-Trabzon arası öyle mi? Ölen insanlar o yollarda? Senin arzuna kurban verilseydi yani bütün bunlar?
99 senesinden beri Akçaabat Akyazı arasının yoluna bir çivi bile çakılmamış yol aynı yol yoğunlaşan trafiğe hiç bir önlem yok
Aynı kişiler seçilirse sonuç hep aynı olur.
Baska videosu varmi zeki kaptanın
Lan oha hala aynı dolmuşlar
leavemealone Trabzon dolmuşları anca 30 sene sonra değişir
@@cengizkazanci61 degisti
@@qhahahahaja4572 hiç sorma 😀😀 3 sene olmuş 30 biraz fazla kaçtı
@@cengizkazanci61 😂😂😂 valla yıllar su gibi gidiyo kardeşim ya
Batıdan Trabzon'a dönüş.
Hepsi passive sigara iciyor😂🤣😂
Yorumlara bakıyorumda ne kadar basit.Her sene gidip geliyorum 95 doğumluyum hala giderim ve yolları hatta bazen yılda iki kez geçerim o yollardan.18 saatlik yol çekerim.Eski halinide de 24 saatte giderdim.Korkudan kafamı kaldıramazdım.Hatta bir keresinde uçurumdan uçan arabayı çekenlere tanık oldum.Hep korkardım o yollardan.Neymiş eski hali iyi miş.Kardeşim sen darı ambarında da olsun açım dersin bu kafayla.Yazık.
Haklısın Ayşegül hanım. Sen o gerzekalılara bakma. Bunlar yapılan hizmetleri beğenmezler ama en çokda onlar kullanır. Ben de Karadenizliyim o eski yolları çok iyi bilirim. Her sene onlarca araç denize uçtmuştu, ne ocaklar sönmüştü. Yapılan hizmetleri beğenmeyenler bildiğin beyinsiz takımı....
Kes Bee!!!!
Elbette eski hali çok daha tehlike arzediyordu. Çok da can almıştı. Şimdi otobanlarda da çok kaza oluyor. Şimdiki yollarda hergün birkaç kaza haberi var. Otobana çıkan hız yapıyor. Kafa kafaya çarpışma riski yok. Fakat bu defa da tırın altına giriyorlar. Virajı alamıyorlar. Eski otobüs şöförleri viraja yaklaşırken hızlarını azaltırlardı. Yolcu olarak gözlerimizi kapamış olsak bile hızın azalmasından viraja gireceğimizi anlardık. Bir de o kadar çok direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yapan var ki...Merak ettim direksiyon hakimiyeti niçin kaybedilir diye sorgulama yaptım. Cevaplarda bir çok teknik açıklamalara rastladım."Koçboynuzu geçidinden geçerken yol o kadar dardı ki otomobillerin biri durur karşıdan gelene yol verir sonra kendisi geçerdi. Kamyonların tekerlerinin yarısı boşta giderdi. Muavinler aşağı iner şöföre taktik verirlerdi. Şimdi uçak pisti gibi yollarda, emniyet şeridinde durmuş tırlara arkadan çarpıyorlar. Kınamak için asla söylemiyorum. Otobanlarda bu şekilde birçok can gitti. Ne olur yola çıkanlar ne yola ne otomobile ne de kendilerine o kadar güvenmesinler. Yoldur;İ otoban bile olsa tümsek çıkar, mıcır kalıntısı olur, yağ dökülmüş olur;otomobil 4 teker üzerinde giden bir makinedir. Makine dediğin ummadığın anda arıza yapabilir. Şöfür ise insandır. Etten kemikten ve sinirlerden meydana gelmiştir. Bir an dalgınlık yapar, güneşten gözü kamaşır, kalp krizi geçirebilir. En iyisi temkinli olmak ve aşırı hız yapmamaktır. Gerisi Allah'ın takdirine kalmıştır. Sağdan, soldan, arkadan gelen vurursa da yapacak bir şey yoktur. Allahım kimsenin başına kaza bela vermesin, kimseyi yollarda bırakmasın.
@@basakaycindonmez9977 35 yadı dayım 90 lı yıllarda bolaman virajlatından otobüsle çok geçtik ailemle. Ordudan termeye giderdik sürekli. O zamanın otobüs şoförleri o kadr dikkatliydi ki anlatamam. Hiçbir zaman kaza yaşamadık. Aşırı yavaslarlardı virajlarda. Ne günlerdi ya. Korkudan uçuruma bakamazdım annem hatim indirirdi :)
@@floriography6739 Evet yavrucuğum. O zamanlar yollar bozuktu fakat şoförler daha dikkatli idi. Dikkatli olmazsan yallah uçurumdan aşağı Karadeniz'in azgın dalgalarına. Gerçi kazalar da olmaz değildi. Özellikle uykusuz otobüs ve kamyon şoförlerinin gözü bir an daldı mı kazaya davetiye çıkarırdı. Yollar çift yönlü olduğu için hatalı sollamalar ölümlü kazalara sebep olurdu.Biz Ulusoy'un müdavimi idik. Zaten Trabzon'da Ulusoylar, annemlerin mahalle komşusuydu. Trabzon-İstanbul arası yetmişli yıllarda 22 saatti. Altmışlı yıllarda da aynı yolu birkaç defa gitmiştim. Fakat o zaman çocuk olduğum için kaç saat tuttuğunu bilemiyordum.Ulusoy'da her zaman çift şoför çalışırdı. Muavin şoförün yanındaki koltukta otururdu ve o da şoför gibi uyumazdı. Gece olunca şoförü asla yalnız bırakmazdı. Bıdı bıdı bıdı bıdı konuşurlardı. Bu konuşmalar şoförü uyanık tutardı.(Babam bileti hep şoför arkasındaki koltuktan aldığı için rahatça gözlem yapardım.) Babam yol boyunca hiç uyumazdı. Sigara üstüne sigara içerdi. Annemin başı arada bir öne düşerdi. O da dalarak uyumazdı. Ya bana ne oluyordu? Sanki otobüsü ben mi kullanıyordum ki benim de gözlerim faltaşı gibi açık yola bakardım. Yola çıktığımızda manzarayı seyredeyim diye cam kenarına otururdum. Ancak gece serini başlayınca, annem üşümeyeyim diye beni koridor tarafındaki koltuğa alırdı.Babam da sağ ön koltuğun koridor tarafındakini tercih ederdi. Gece ilerledikçe yolcuların çoğu uykuya dalardı. Şöför, muavin, babam ve arka koltuklardan birkaç erkek yolcu hala uyanık olurdu. Otobüsün içi sigara dumanından boğulurdu. Ençok da ben dumanaltı olurdum. Önümde şoför ile muavin, yanımda babam. Gece böylece geçerdi. Gece de yemek ve ihtiyaç molası verilirdi. Şoför gider yüzünü gözünü yıkardı. Sonra çayını içerdi. Uykusu iyice açılmış olurdu. İşte böyle, annem ve babamla Ulusoy otobüsüyle 22 saatlik son derece keyifli bir yolculuk yapardık.Şimdi annem yok, babam yok hatta Ulusoy otobüsleri dahi yok. Sanırım Ali Osman Ulusoy'un kızı, Ulusoy adını otobüs taşımacılığında devam ettirmek için Ali Osman Ulusoy isimli bir firma kurmuş. Firmasını ayakta tutmanın mücadelesini veriyormuş. Allah güç- kuvvet versin.
12:35 şimdi stat var orada neymiş ne olmus
SİMDİ NASIL BU YOL DUBLEMİ
burası eski karadeniz sahil yolu çoğunluğu duble yol ama videonun başındaki perşembe sahil yolu (ordu) aynı bu şekilde.
Bir kısmı.
ruclips.net/video/krFl6fJUXtA/видео.html
2005 yılında komple duble oldu..reis yaptı sağolsun..
damla market 😅
Doğu istikametine doğru gidiyor
Arkadaslar.rahmancami, var°9) 12*! Orada gözüküyor
10:18 :))))))))
Su almanyada bögle yollar
Ko,