Şiir aldı benden beni de hele bu fon müziği bitirdi beni😢Son yıllarda Peygamber(s.a.v.)denilince ihlaslı gözler yağmur yağmur Aşk🌹iki adam biliyorum.Rahmetli Ömer Döngeloğlu hocam biride Dursun Ali Bey.Elbet O'na(s.a.v.)Aşkla bağlı cümlesini de ayırt etmem haksızlık olur.Cümlesini ve bizleri kâinâtın Efendisi onsekizbin âlemin Mustafâsı Peygamberim'e komşu eyle🤲 İyiki Sen'in( s.a.v.🌹)ümmetin olduk iyiki."Cennet Sensiz gül kokar mı güller yerini tutar mı"(Ebubekir Ay)
ey hünün şehri Resullahın salallahü aleyhi vesellem in ümetim ümetim diye haykurdıgı gını unutup ümmetine küsmek olurmu zira ümmet öksüz yetim kaldı dagıldı yagmalandı pate pare oldu ancak Toparlayacak Rahman ve Rahim olan olan sanada şanlı bir zafer vadediyor sen hüzün şehrisin biz hüzün peygamberinin ümmeti. her zorlukla beraber bir kolaylık var mutlak sabret sabretki Allah'ın vadine kavuşasın çünkü o'vadinden dömez. Sözünden dönen dönen kulları özünü o'na döndüklerinde O'dan başka sıgınacakları biryer olmadıgını anladıklarında Kudüzün de isamında hüznü biter ümetin kurtuldugu gündür o gün
Ben babamın en hüzünlü yanıyım Ben Babamın aslan kahramanıyım! Öyle değil mi Baba? Gözlerin kıpkırmızı! Çok mu ağladın! Baba! o geceyi bir de benden dinle ! Ama Her zamanki gibi dinle Tebessümle... Rüyamda kanat sesleri duydum Ardından muhteşem bir koku yayıldı etrafa. Sanki biraz gül biraz leylaktı Sonra otuz kuş gördüm Hepsi beyazdı. Otuz kuş gökyüzüne şehadet diye yazdı. Bir ses duydum Hayırdır! dedim. Hayırdır dediler. Çukurkuyu'daki Gökyüzü gibiydi uçtukları yer! Ve beni tutup gökyüzüne yükselttiler Kanatlarında kan vardı! Hayırdır! dedim Hadi sen de uç! Bizden hızlı uçabilirsin dediler. 30 kuş beni boşluğa bıraktı baba! Birden uyandım hayır olur dedim. Meğer gecesi kabus olacak bir güne uyanmışım. Gökyüzünün yıldızlarını çalıp Omuzlarına takan hain yüzler gördüm o gece Ruhları yoktu. Korkar mı senin oğlun? Korkmaz! Korkmadım! Zekai Paşam aradı baba: Bir hain adamlarıyla birlikte size yaklaşıyor. O makam senin namusundur Ömer! Ben gelene kadar namusunu koru! Gerekirse o vatan hainini vur! Vazifenin sonunda şehadet de var Ömer! Hakkını bana helal et! Paşam Şehadet der demez Yine kulağıma kanat sesleri geldi baba! Rüya değil bu kez. Uyanıktım! Muhteşem bir koku yayıldı odaya! Birşey oldu o an! Sanki ellerim omuzlarım çeliktendi. Sanki tek başımatüm dünyayla savaşabilirdim! Hazırlanıp bahçeye çıktım Hainin etrafında karanlık yüzlü adamları vardı. Bir arslanın karşısında duran çakallar gibiydiler. Engellemeye çalıştım durmadılar. Ben de silahımı çekip baş haini başından vurdum! Yine kuşları gördüm baba! Bana doğru uçuyordu! Otuz kuş Kanat sesleri Vücuduma dokunan. Ve Kanatlarında kan Salâ sesi! Gökleri yırtan! Muhteşem bir koku Gül mü leylak mı? İçime yayılan! Ve Çukurkuyu'nun gökyüzü! Masmavi bulutsuz! Ve Sessiz! Ve sessizlik! İçimde huzur. Gökyüzündeyim Ama artık Kuşlar beni tutmuyor! Uçuyorum ve Onlardan hızlıyım Meğer ben şehit olmuşum. Baba! yalnız değilim burda Yine ordudayım Şehitler ordusunda! Baba Ne oldu biliyor musun? Peygamber alınlarımızdan öptü Şehitlere dedi ki Kardeşlerinizi tebrik edin! Bunlar benim garip şehitlerimdir! Çünkü sizler düşmanla savaşırken şehid oldunuz! Onlar kardeş bildikleri hainlerle savaştı. Sizlerin silahları vardı ama bunlar silahsızdı. Sizler tanklarla savaştınız bunlarsa kendi tanklarının altında ezildi! Sizler uçaklarla düşmanı bombalarken şehid oldunuz ama bunlar kendi uçaklarından atılan bombalara göğüslerini siper etti! Bunlar benim gariplerimdir! Tebrik edin kardeşlerinizi! Baba! Milletime söyle! Albayrağın dalgalandığı her yerde biz varız! Paşama söyle namusumu çiğnetmedim! Anama çocuklarıma eşime kardeşlerime söyle! De ki Ömer size bir vatan bıraktı! Çekinmeden Bu vatan bizim! diyebilirsiniz. Çünkü bedelini ödedim! Baba ben oğluma Ertuğrul'a Bu vatan için şehid olmayı öğrettim! Sen de bana öğrettiğin gibi Ona vatan için yaşamayı öğret! Bu vatan bizim baba! Otuz kurşun yedim! Bedelini ödedim! Babacım hürmetle ellerinden öperim. Ben babamın en hüzünlü yanıyım Ben Babamın aslan kahramanıyım! Ben vatanımın Asil Kahramanıyım
y Rabbim! “Peygamberle başbaşa konuşacağınız zaman, Bu konuşmanızdan önce bir sadaka verin.” Buyuruyorsun Benim tasadduk edecek hiçbir şeyim yok, Gölgemde beni savunurken canlarını veren çocuklardan başka. Kabul buyur Allah'ım Beni duyur Allah'ım! Sübhân olan Allah'ım! Ya Rasûlallah! Ben Kudüsüm! Allah’ın dokunulmaz kıldığı üç hareminden biri. Yeryüzünün süslerinden bir süsüm, Kalbinde Mescid-i Aksâ’yı taşıyan. Sokaklarında Peygamberlerin yürüdüğü, Güldüğü, ama hep öldürüldüğü şehir! Bu yüzden uzundur yasım! İniltilerini duyduğun, derdini dinlediğin o kütük misali, Beni de duy, beni de dinle! Bugün hem garip, hem de mahpusum. Ebvâ’dan döndüğün günkü gibi öksüz. Taif’te taşlandığın günkü gibi sahipsiz, Ebu talip mahallesindeki gibi yalnız, Tepeden tırnağa pusum! Ben Kudüsüm! Mekke-i Mükerreme’nin kardeşi. O, zemzemle ummân, bense kan dolu bir tasım! O, şehirlerin anası, bense şehirlerin mazlûmuyum! O, sevinç gözyaşlarından deniz, Ben, acılardan bir nehirim. O, ayaklar altında kalmasın diye, Bir İsrâ gecesiyle şeref verdiğin fakîrim! Başım üstüne dedim, Başımla beraber dedim! Sen göklere yükselirken , Başını ayaklarının altına koyan şehirim. Her şehir senden bir teberrük aldı, Bana da hüznün kaldı o gece. Yüzünde Ebutalib’in, hatice’nin hüznü vardı. Yüzünde! Her hüznü unutturacak yüzünde hüznü gördüm Sen hüzün peygamberi, ben de hüznün şehri oldum. Gündüzlerim ölüm koktu, gecelerim sen! Zeyneb'i, Ümmü Gülsüm'ü, Rukiyye'yi toprağa verdiğin gibi, Kaç kız çocuğunu bağrıma bastım bir bilsen! Bildirsin azîm olan Allah! Kerîm olan Allah! Sübhân olan Allah! Ben Kudüsüm kubbelerinde feryatlar yankılanan! Ağıtları saklayıp seher vaktine. Onlardan irili ufaklı kefenler ördüm! Ve ben iki Fatih gördüm İlki Ömer'di! Yürüyerek girdi kapımdan, Hem şehrime, hem kalbime girdi! Yine sen koktu sabahlarım, akşamlarım! Uzun sürmedi rüyalarım. Sevincim yarım kaldı, düşlerim yarım! Yine gelir diye beklerken Ömer'i, İkinci Fatihi gördüm kapımda. Adı Selâhaddin-i Eyyûbiydi! O nasıl bir oğuldu öyle! Adalet ve merhamet, insan suretindeydi. Ve bir muhafız gördüm, Eba Eyyûbel Ensârî'nin şehrinden, Uzatıp elini, etten duvar ördü çevreme, Çelikten kalkan! Cennet Mekân Abdülhamid Hân! Ya Rasûlallah! Ben Kudüsüm Gözü Mekke'de, Kulağı Medine'de olan şehir! Mescid-i Kıbleteyn'de yüzünü Kâbe'ye dönüp, Uhud gibi sırtını yasladığın şehir! Ümmetinin yüzü de Kâbe'ye dönük Ama bana sırt çevireceklerini hiç düşünmemiştim. Meryemin susup, kundaktaki İsanın konuştuğunu gördüm, Ama Meryemlerin öldürülüp, kundakların ateşe verileceğini hiç ummamıştım. Bir avuç Filistinli kaldı yanımda! Bedir'de dua ettiğin gibi, onlara da dua et! De ki Allah'a: Bu bir avuç insanı helak edersen, Mescid-i Aksâ'da sana ibadet edecek kimse kalmaz! Duanı kabul buyursun Allah, Subhân olan Allah! - Allah, kalbime Mescid-i Aksâ dedi ama, O adı koruyan olmadı. Ağlayanım yok, Mekke'den, Medine'den başka! Bir umûdum var ki, Seni âlemlere rahmet gönderen Allah var! Dâvudun sapan taşıyla Câludu yere seren Allah var. Hz.Yakup a, Yûsufun kokusunu taşıyan Allah var! Bana bunadı demelerinden korkmasam, Sanki İstanbul'dan Ömer'in, Selahaddin'in, Abdülhamîd'in kokusunu alıyorum! Sanki bana doğru payitahtan arslan seli akacak! Kıpkızıl bir şafakta, göğüme bir hilâl, bir de yıldız takacak! Ya Rasulallah! Huzurunda sesimi yükselttiğim için Affetsin beni Allah! Ben Kudüsüm! Sen başımın tacısın . Ama bugün ümmetine küsüm! ***
Ey Rabbim! “Peygamberle başbaşa konuşacağınız zaman, Bu konuşmanızdan önce bir sadaka verin.” Buyuruyorsun Benim tasadduk edecek hiçbir şeyim yok, Gölgemde beni savunurken canlarını veren çocuklardan başka. Kabul buyur Allah'ım Beni duyur Allah'ım! Sübhân olan Allah'ım! Ya Rasûlallah! Ben Kudüsüm! Allah’ın dokunulmaz kıldığı üç hareminden biri. Yeryüzünün süslerinden bir süsüm, Kalbinde Mescid-i Aksâ’yı taşıyan. Sokaklarında Peygamberlerin yürüdüğü, Güldüğü, ama hep öldürüldüğü şehir! Bu yüzden uzundur yasım! İniltilerini duyduğun, derdini dinlediğin o kütük misali, Beni de duy, beni de dinle! Bugün hem garip, hem de mahpusum. Ebvâ’dan döndüğün günkü gibi öksüz. Taif’te taşlandığın günkü gibi sahipsiz, Ebu talip mahallesindeki gibi yalnız, Tepeden tırnağa pusum! Ben Kudüsüm! Mekke-i Mükerreme’nin kardeşi. O, zemzemle ummân, bense kan dolu bir tasım! O, şehirlerin anası, bense şehirlerin mazlûmuyum! O, sevinç gözyaşlarından deniz, Ben, acılardan bir nehirim. O, ayaklar altında kalmasın diye, Bir İsrâ gecesiyle şeref verdiğin fakîrim! Başım üstüne dedim, Başımla beraber dedim! Sen göklere yükselirken , Başını ayaklarının altına koyan şehirim. Her şehir senden bir teberrük aldı, Bana da hüznün kaldı o gece. Yüzünde Ebutalib’in, hatice’nin hüznü vardı. Yüzünde! Her hüznü unutturacak yüzünde hüznü gördüm Sen hüzün peygamberi, ben de hüznün şehri oldum. Gündüzlerim ölüm koktu, gecelerim sen! Zeyneb'i, Ümmü Gülsüm'ü, Rukiyye'yi toprağa verdiğin gibi, Kaç kız çocuğunu bağrıma bastım bir bilsen! Bildirsin azîm olan Allah! Kerîm olan Allah! Sübhân olan Allah! Ben Kudüsüm kubbelerinde feryatlar yankılanan! Ağıtları saklayıp seher vaktine. Onlardan irili ufaklı kefenler ördüm! Ve ben iki Fatih gördüm İlki Ömer'di! Yürüyerek girdi kapımdan, Hem şehrime, hem kalbime girdi! Yine sen koktu sabahlarım, akşamlarım! Uzun sürmedi rüyalarım. Sevincim yarım kaldı, düşlerim yarım! Yine gelir diye beklerken Ömer'i, İkinci Fatihi gördüm kapımda. Adı Selâhaddin-i Eyyûbiydi! O nasıl bir oğuldu öyle! Adalet ve merhamet, insan suretindeydi. Ve bir muhafız gördüm, Eba Eyyûbel Ensârî'nin şehrinden, Uzatıp elini, etten duvar ördü çevreme, Çelikten kalkan! Cennet Mekân Abdülhamid Hân! Ya Rasûlallah! Ben Kudüsüm Gözü Mekke'de, Kulağı Medine'de olan şehir! Mescid-i Kıbleteyn'de yüzünü Kâbe'ye dönüp, Uhud gibi sırtını yasladığın şehir! Ümmetinin yüzü de Kâbe'ye dönük Ama bana sırt çevireceklerini hiç düşünmemiştim. Meryemin susup, kundaktaki İsanın konuştuğunu gördüm, Ama Meryemlerin öldürülüp, kundakların ateşe verileceğini hiç ummamıştım. Bir avuç Filistinli kaldı yanımda! Bedir'de dua ettiğin gibi, onlara da dua et! De ki Allah'a: Bu bir avuç insanı helak edersen, Mescid-i Aksâ'da sana ibadet edecek kimse kalmaz! Duanı kabul buyursun Allah, Subhân olan Allah! - Allah, kalbime Mescid-i Aksâ dedi ama, O adı koruyan olmadı. Ağlayanım yok, Mekke'den, Medine'den başka! Bir umûdum var ki, Seni âlemlere rahmet gönderen Allah var! Dâvudun sapan taşıyla Câludu yere seren Allah var. Hz.Yakup a, Yûsufun kokusunu taşıyan Allah var! Bana bunadı demelerinden korkmasam, Sanki İstanbul'dan Ömer'in, Selahaddin'in, Abdülhamîd'in kokusunu alıyorum! Sanki bana doğru payitahtan arslan seli akacak! Kıpkızıl bir şafakta, göğüme bir hilâl, bir de yıldız takacak! Ya Rasulallah! Huzurunda sesimi yükselttiğim için Affetsin beni Allah! Ben Kudüsüm! Sen başımın tacısın . Ama bugün ümmetine küsüm! *** Dursun Ali Erzincanlı
Eyvallah abim. Yayınlamana en çok ben sevindim desem yalan olmaz 😊
Kudus bizim ilk kıbleniz ve namusumuz geri alacağız ınşaallah
Şiir aldı benden beni de hele bu fon müziği bitirdi beni😢Son yıllarda Peygamber(s.a.v.)denilince ihlaslı gözler yağmur yağmur Aşk🌹iki adam biliyorum.Rahmetli Ömer Döngeloğlu hocam biride Dursun Ali Bey.Elbet O'na(s.a.v.)Aşkla bağlı cümlesini de ayırt etmem haksızlık olur.Cümlesini ve bizleri kâinâtın Efendisi onsekizbin âlemin Mustafâsı Peygamberim'e komşu eyle🤲 İyiki Sen'in( s.a.v.🌹)ümmetin olduk iyiki."Cennet Sensiz gül kokar mı güller yerini tutar mı"(Ebubekir Ay)
Bir eser bu kadarmı güzel olur
çok tşkler hocam yüreğinize
sağlık..#DursunAliErzincanlı
💜💗💜💗💜💗💜💗💜💗💜
Çok teşekkür ederiz hiçbir yerde bulamamıştım. Allah razı olsun abim
Çok güzel olmuş, teşekkürler Dursun bey.
Allah Teala ebeden razı olsun abim bunu bekliyordum
Kudüs kalbimin üstünde ince bir tüldü. Şimdi alın yazımız oldu.... ❤️💕
Sesi Huzur Kokan Adam 🌹💎🌹
Gönlünüze sağlık.Dursun Ali ERZİNANLI hocam.Muhteşem bir eser ...
Gökte inşa edilip yere inen şehir Kudüs Müslümanlarındır öylede kalacak ALLAH 'ın izniyle BİZNİLLİAH 🙏💕❤💕
Duygudan duyguya hemhâl eden naad bir eser Allah razı olsun
Çok teşekkürler hocam çok sonunda buldum ❤️❤️❤️❤️
MaşaAllah 💜💕🎵💜💕🎶
BarekAllah 💕💜🎶💕💜🎶
ey hünün şehri Resullahın salallahü aleyhi vesellem in ümetim ümetim diye haykurdıgı gını unutup ümmetine küsmek olurmu zira ümmet öksüz yetim kaldı dagıldı yagmalandı pate pare oldu ancak Toparlayacak Rahman ve Rahim olan olan sanada şanlı bir zafer vadediyor sen hüzün şehrisin biz hüzün peygamberinin ümmeti. her zorlukla beraber bir kolaylık var mutlak sabret sabretki Allah'ın vadine kavuşasın çünkü o'vadinden dömez. Sözünden dönen dönen kulları özünü o'na döndüklerinde O'dan başka sıgınacakları biryer olmadıgını anladıklarında Kudüzün de isamında hüznü biter ümetin kurtuldugu gündür o gün
♥️👍
❤❤❤❤❤
Ben babamın en hüzünlü yanıyım
Ben Babamın aslan kahramanıyım!
Öyle değil mi Baba?
Gözlerin kıpkırmızı!
Çok mu ağladın!
Baba! o geceyi bir de benden dinle !
Ama Her zamanki gibi dinle
Tebessümle...
Rüyamda kanat sesleri duydum
Ardından muhteşem bir koku yayıldı etrafa.
Sanki biraz gül biraz leylaktı
Sonra otuz kuş gördüm
Hepsi beyazdı.
Otuz kuş gökyüzüne şehadet diye yazdı.
Bir ses duydum
Hayırdır! dedim.
Hayırdır dediler.
Çukurkuyu'daki
Gökyüzü gibiydi uçtukları yer!
Ve beni tutup gökyüzüne yükselttiler
Kanatlarında kan vardı!
Hayırdır! dedim
Hadi sen de uç!
Bizden hızlı uçabilirsin dediler.
30 kuş beni boşluğa bıraktı baba!
Birden uyandım hayır olur dedim.
Meğer gecesi kabus olacak bir güne uyanmışım.
Gökyüzünün yıldızlarını çalıp
Omuzlarına takan hain yüzler gördüm o gece
Ruhları yoktu.
Korkar mı senin oğlun?
Korkmaz!
Korkmadım!
Zekai Paşam aradı baba:
Bir hain adamlarıyla birlikte size yaklaşıyor.
O makam senin namusundur Ömer!
Ben gelene kadar namusunu koru!
Gerekirse o vatan hainini vur!
Vazifenin sonunda şehadet de var Ömer!
Hakkını bana helal et!
Paşam Şehadet der demez
Yine kulağıma kanat sesleri geldi baba!
Rüya değil bu kez. Uyanıktım!
Muhteşem bir koku yayıldı odaya!
Birşey oldu o an!
Sanki ellerim omuzlarım çeliktendi.
Sanki tek başımatüm dünyayla savaşabilirdim!
Hazırlanıp bahçeye çıktım
Hainin etrafında karanlık yüzlü adamları vardı.
Bir arslanın karşısında duran çakallar gibiydiler.
Engellemeye çalıştım durmadılar.
Ben de silahımı çekip baş haini başından vurdum!
Yine kuşları gördüm baba!
Bana doğru uçuyordu!
Otuz kuş
Kanat sesleri
Vücuduma dokunan.
Ve Kanatlarında kan
Salâ sesi! Gökleri yırtan!
Muhteşem bir koku
Gül mü leylak mı?
İçime yayılan!
Ve Çukurkuyu'nun gökyüzü!
Masmavi bulutsuz!
Ve Sessiz!
Ve sessizlik!
İçimde huzur.
Gökyüzündeyim
Ama artık Kuşlar beni tutmuyor!
Uçuyorum ve Onlardan hızlıyım
Meğer ben şehit olmuşum.
Baba! yalnız değilim burda
Yine ordudayım
Şehitler ordusunda!
Baba
Ne oldu biliyor musun?
Peygamber alınlarımızdan öptü
Şehitlere dedi ki
Kardeşlerinizi tebrik edin!
Bunlar benim garip şehitlerimdir!
Çünkü sizler düşmanla savaşırken şehid oldunuz!
Onlar kardeş bildikleri hainlerle savaştı.
Sizlerin silahları vardı ama bunlar silahsızdı.
Sizler tanklarla savaştınız bunlarsa kendi tanklarının altında ezildi!
Sizler uçaklarla düşmanı bombalarken şehid oldunuz ama bunlar kendi uçaklarından atılan bombalara göğüslerini siper etti!
Bunlar benim gariplerimdir!
Tebrik edin kardeşlerinizi!
Baba! Milletime söyle!
Albayrağın dalgalandığı her yerde biz varız!
Paşama söyle namusumu çiğnetmedim!
Anama çocuklarıma eşime kardeşlerime söyle!
De ki Ömer size bir vatan bıraktı!
Çekinmeden Bu vatan bizim! diyebilirsiniz.
Çünkü bedelini ödedim!
Baba ben oğluma Ertuğrul'a
Bu vatan için şehid olmayı öğrettim!
Sen de bana öğrettiğin gibi
Ona vatan için yaşamayı öğret!
Bu vatan bizim baba!
Otuz kurşun yedim!
Bedelini ödedim!
Babacım hürmetle ellerinden öperim.
Ben babamın en hüzünlü yanıyım
Ben Babamın aslan kahramanıyım!
Ben vatanımın Asil Kahramanıyım
kalbim KUDÜSTE Kaldı...
Sevmenin ne olduğunu anlamak istiyorsanız ALLAH' A aşık olun ve anlarsınız SEVGİ NE DEMEKTİR......
y Rabbim!
“Peygamberle başbaşa
konuşacağınız zaman,
Bu konuşmanızdan önce bir
sadaka verin.” Buyuruyorsun
Benim tasadduk edecek hiçbir şeyim yok,
Gölgemde beni savunurken canlarını
veren çocuklardan başka.
Kabul buyur Allah'ım
Beni duyur Allah'ım!
Sübhân olan Allah'ım!
Ya Rasûlallah!
Ben Kudüsüm!
Allah’ın dokunulmaz kıldığı
üç hareminden biri.
Yeryüzünün süslerinden bir süsüm,
Kalbinde Mescid-i Aksâ’yı taşıyan.
Sokaklarında Peygamberlerin yürüdüğü,
Güldüğü, ama hep öldürüldüğü şehir!
Bu yüzden uzundur yasım!
İniltilerini duyduğun, derdini
dinlediğin o kütük misali,
Beni de duy, beni de dinle!
Bugün hem garip, hem de mahpusum.
Ebvâ’dan döndüğün günkü gibi öksüz.
Taif’te taşlandığın günkü gibi sahipsiz,
Ebu talip mahallesindeki gibi yalnız,
Tepeden tırnağa pusum!
Ben Kudüsüm!
Mekke-i Mükerreme’nin kardeşi.
O, zemzemle ummân, bense
kan dolu bir tasım!
O, şehirlerin anası, bense
şehirlerin mazlûmuyum!
O, sevinç gözyaşlarından deniz,
Ben, acılardan bir nehirim.
O, ayaklar altında kalmasın diye,
Bir İsrâ gecesiyle
şeref verdiğin fakîrim!
Başım üstüne dedim,
Başımla beraber dedim!
Sen göklere yükselirken ,
Başını ayaklarının altına koyan şehirim.
Her şehir senden bir teberrük aldı,
Bana da hüznün kaldı o gece.
Yüzünde Ebutalib’in,
hatice’nin hüznü vardı.
Yüzünde!
Her hüznü unutturacak
yüzünde hüznü gördüm
Sen hüzün peygamberi, ben
de hüznün şehri oldum.
Gündüzlerim ölüm koktu, gecelerim sen!
Zeyneb'i, Ümmü Gülsüm'ü,
Rukiyye'yi toprağa verdiğin gibi,
Kaç kız çocuğunu bağrıma
bastım bir bilsen!
Bildirsin azîm olan Allah!
Kerîm olan Allah!
Sübhân olan Allah!
Ben Kudüsüm kubbelerinde
feryatlar yankılanan!
Ağıtları saklayıp seher vaktine.
Onlardan irili ufaklı kefenler ördüm!
Ve ben iki Fatih gördüm İlki Ömer'di!
Yürüyerek girdi kapımdan,
Hem şehrime, hem kalbime girdi!
Yine sen koktu sabahlarım, akşamlarım!
Uzun sürmedi rüyalarım.
Sevincim yarım kaldı, düşlerim yarım!
Yine gelir diye beklerken Ömer'i,
İkinci Fatihi gördüm kapımda.
Adı Selâhaddin-i Eyyûbiydi!
O nasıl bir oğuldu öyle!
Adalet ve merhamet, insan suretindeydi.
Ve bir muhafız gördüm,
Eba Eyyûbel Ensârî'nin şehrinden,
Uzatıp elini, etten duvar ördü çevreme,
Çelikten kalkan!
Cennet Mekân Abdülhamid Hân!
Ya Rasûlallah!
Ben Kudüsüm
Gözü Mekke'de,
Kulağı Medine'de olan şehir!
Mescid-i Kıbleteyn'de
yüzünü Kâbe'ye dönüp,
Uhud gibi sırtını yasladığın şehir!
Ümmetinin yüzü de Kâbe'ye dönük
Ama bana sırt çevireceklerini
hiç düşünmemiştim.
Meryemin susup, kundaktaki
İsanın konuştuğunu gördüm,
Ama Meryemlerin öldürülüp, kundakların
ateşe verileceğini hiç ummamıştım.
Bir avuç Filistinli kaldı yanımda!
Bedir'de dua ettiğin
gibi, onlara da dua et!
De ki Allah'a:
Bu bir avuç insanı helak edersen,
Mescid-i Aksâ'da sana
ibadet edecek kimse kalmaz!
Duanı kabul buyursun Allah,
Subhân olan Allah!
-
Allah, kalbime Mescid-i Aksâ dedi ama,
O adı koruyan olmadı.
Ağlayanım yok, Mekke'den,
Medine'den başka!
Bir umûdum var ki,
Seni âlemlere rahmet gönderen Allah var!
Dâvudun sapan taşıyla Câludu
yere seren Allah var.
Hz.Yakup a, Yûsufun kokusunu
taşıyan Allah var!
Bana bunadı demelerinden korkmasam,
Sanki İstanbul'dan Ömer'in,
Selahaddin'in, Abdülhamîd'in
kokusunu alıyorum!
Sanki bana doğru payitahtan
arslan seli akacak!
Kıpkızıl bir şafakta, göğüme bir
hilâl, bir de yıldız takacak!
Ya Rasulallah!
Huzurunda sesimi yükselttiğim
için Affetsin beni Allah!
Ben Kudüsüm!
Sen başımın tacısın .
Ama bugün ümmetine küsüm!
***
Ey Rabbim!
“Peygamberle başbaşa
konuşacağınız zaman,
Bu konuşmanızdan önce bir
sadaka verin.” Buyuruyorsun
Benim tasadduk edecek hiçbir şeyim yok,
Gölgemde beni savunurken canlarını
veren çocuklardan başka.
Kabul buyur Allah'ım
Beni duyur Allah'ım!
Sübhân olan Allah'ım!
Ya Rasûlallah!
Ben Kudüsüm!
Allah’ın dokunulmaz kıldığı
üç hareminden biri.
Yeryüzünün süslerinden bir süsüm,
Kalbinde Mescid-i Aksâ’yı taşıyan.
Sokaklarında Peygamberlerin yürüdüğü,
Güldüğü, ama hep öldürüldüğü şehir!
Bu yüzden uzundur yasım!
İniltilerini duyduğun, derdini
dinlediğin o kütük misali,
Beni de duy, beni de dinle!
Bugün hem garip, hem de mahpusum.
Ebvâ’dan döndüğün günkü gibi öksüz.
Taif’te taşlandığın günkü gibi sahipsiz,
Ebu talip mahallesindeki gibi yalnız,
Tepeden tırnağa pusum!
Ben Kudüsüm!
Mekke-i Mükerreme’nin kardeşi.
O, zemzemle ummân, bense
kan dolu bir tasım!
O, şehirlerin anası, bense
şehirlerin mazlûmuyum!
O, sevinç gözyaşlarından deniz,
Ben, acılardan bir nehirim.
O, ayaklar altında kalmasın diye,
Bir İsrâ gecesiyle
şeref verdiğin fakîrim!
Başım üstüne dedim,
Başımla beraber dedim!
Sen göklere yükselirken ,
Başını ayaklarının altına koyan şehirim.
Her şehir senden bir teberrük aldı,
Bana da hüznün kaldı o gece.
Yüzünde Ebutalib’in,
hatice’nin hüznü vardı.
Yüzünde!
Her hüznü unutturacak
yüzünde hüznü gördüm
Sen hüzün peygamberi, ben
de hüznün şehri oldum.
Gündüzlerim ölüm koktu, gecelerim sen!
Zeyneb'i, Ümmü Gülsüm'ü,
Rukiyye'yi toprağa verdiğin gibi,
Kaç kız çocuğunu bağrıma
bastım bir bilsen!
Bildirsin azîm olan Allah!
Kerîm olan Allah!
Sübhân olan Allah!
Ben Kudüsüm
kubbelerinde
feryatlar yankılanan!
Ağıtları saklayıp seher vaktine.
Onlardan irili ufaklı kefenler ördüm!
Ve ben iki Fatih gördüm İlki Ömer'di!
Yürüyerek girdi kapımdan,
Hem şehrime, hem kalbime girdi!
Yine sen koktu sabahlarım, akşamlarım!
Uzun sürmedi rüyalarım.
Sevincim yarım kaldı, düşlerim yarım!
Yine gelir diye beklerken Ömer'i,
İkinci Fatihi gördüm kapımda.
Adı Selâhaddin-i Eyyûbiydi!
O nasıl bir oğuldu öyle!
Adalet ve merhamet, insan suretindeydi.
Ve bir muhafız gördüm,
Eba Eyyûbel Ensârî'nin şehrinden,
Uzatıp elini, etten duvar ördü çevreme,
Çelikten kalkan!
Cennet Mekân Abdülhamid Hân!
Ya Rasûlallah!
Ben Kudüsüm
Gözü Mekke'de,
Kulağı Medine'de olan şehir!
Mescid-i Kıbleteyn'de
yüzünü Kâbe'ye dönüp,
Uhud gibi sırtını yasladığın şehir!
Ümmetinin yüzü de Kâbe'ye dönük
Ama bana sırt çevireceklerini
hiç düşünmemiştim.
Meryemin susup, kundaktaki
İsanın konuştuğunu gördüm,
Ama Meryemlerin öldürülüp, kundakların
ateşe verileceğini hiç ummamıştım.
Bir avuç Filistinli kaldı yanımda!
Bedir'de dua ettiğin
gibi, onlara da dua et!
De ki Allah'a:
Bu bir avuç insanı helak edersen,
Mescid-i Aksâ'da sana
ibadet edecek kimse kalmaz!
Duanı kabul buyursun Allah,
Subhân olan Allah!
-
Allah, kalbime Mescid-i Aksâ dedi ama,
O adı koruyan olmadı.
Ağlayanım yok, Mekke'den,
Medine'den başka!
Bir umûdum var ki,
Seni âlemlere rahmet gönderen Allah var!
Dâvudun sapan taşıyla Câludu
yere seren Allah var.
Hz.Yakup a, Yûsufun kokusunu
taşıyan Allah var!
Bana bunadı demelerinden korkmasam,
Sanki İstanbul'dan Ömer'in,
Selahaddin'in, Abdülhamîd'in
kokusunu alıyorum!
Sanki bana doğru payitahtan
arslan seli akacak!
Kıpkızıl bir şafakta, göğüme bir
hilâl, bir de yıldız takacak!
Ya Rasulallah!
Huzurunda sesimi yükselttiğim
için Affetsin beni Allah!
Ben Kudüsüm!
Sen başımın tacısın .
Ama bugün ümmetine küsüm!
***
Dursun Ali Erzincanlı
❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️🤲🤲🤲🤲🤲🤲
La tehzen ...
Gül ve küldeki ezgiyi kim söylüyor acaba yazabılırmısınız