Orhan Gazi Ertekin’le Ufuk Turu: Maraş Pogromu/Yaşayan katliamlar

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 17 дек 2022
  • Maraş katliamı bu ülkenin kapanmamış tarihsel yaralarındandır. Aynı zamanda silinmemiş kara lekelerinden biri.
    1978 Aralık’ında yaşanan bu katliam sırasında resmi rakamlara göre 120 kişi öldürüldü (gerçekte en az 700), yüzlerce insan yaralandı. Alevilere ait 559 ev yakıldı, 300 civarında işyeri yağmalanıp tahrip edildi. İnsanın anlatırken bile soluğunun kesildiği tüyler ürpertici vahşet örnekleri yaşandı.
    Bir hafta süren (19-26 Aralık arası) süren bu kıyımı devlet resmen seyretti. Dahası baştan itibaren işin içinde ve merkezinde olduğu sonradan açığa çıktı.
    Katliamda yer aldıkları saklanamaz biçimde açığa çıkan katillerden bir kısmı hakkında açılan dava tam 23 yıl sürdü, yani zamana yayılarak çürütüldü. Sonunda da topu topu 22 idam-7 müebbet kararı çıktı.
    Bu öylesine göstermelik bir yargılamaydı ki, o “idamlıklardan” biri üstelik katliamın fitilini ateşleyen MHP’li faşist piyonların önde gelenlerinden Ökkeş Kenger adındaki katil yıllar sonra Refah partisi listesinden milletvekili olarak Meclise girdi.
    Buna karşın katliamın sorumluluğunu solcuların üstüne yıkmak için devlet elinden geleni yaptı. Katliam sırasında işbaşında olan Bülent Ecevit Hükümeti’nin İçişleri Bakanı İrfan Aydınlı, vahşetin önünü almak için uğraşacağına “Olayların sorumlusu solcu örgütlerdir” diyerek hedef saptırmaya soyundu. Arkasını 12 Eylül cellatları getirmeyi denedi. 12 Eylül döneminde Maraş’tan sorumlu sıkıyönetim komutanı, “Kırbaçlı paşa” olarak tanınan tümgeneral Yusuf Haznedaroğlu’nun bizzat katıldığı işkenceli sorgularda devrimciler sahte itiraflara zorlandılar. Kollarından ve ayaklarından zincirli olarak tutuldukları için “Zincirliler” olarak anılan 14 devrimci aylarca 24 saat işkenceye tabi tutuldular.
    Aradan 44 yıl geçtiği halde Maraş Katliamı’na dair dava dosyası “devlet sırrı” olarak hâlâ Genelkurmay kasalarında gizli tutuluyor. Salt bu bile devletin o katliamda nasıl kirli bir rol sahibi olduğunu görmeye yeter.
    Yazarımız H. Selim Açan, podcast dizimizin bu programında hukuk doktoru akademisyen Orhan Gazi Ertekin’le Maraş Katliamı’nı konuşuyor. Katliama dair araştırmaları sırasında ulaştığı bulguları MARAŞ KATLİAMI/ Vahşet, Direniş ve İşkence kitabında yayınlayan Ertekin, bunu bir ‘katliam’ olarak değil ‘pogrom’ olarak niteliyor. Güney Afrika’daki ırk ayrımcısı Apartheid rejimi ve ABD’de siyahlara karşı izlenen politikalarla olan paralelliklerine dikkat çekiyor. Bu pogromların sadece ‘geçmişte’ kalmayıp belli aralıklarla tekrarlanmasından hareketle ‘yaşayan katliamlar’ olarak tanımlıyor.
    Cumhuriyet dönemi boyunca hep CHP ve ardılı partilerin hükümet dönemlerinde katliama uğrayan Alevilerin buna rağmen fanatik CHP taraftarlığında ısrarını “Stockholm sendromu” olarak tanımlayan yazarımız H. Selim Açan ile Orhan Gazi Ertekin arasındaki sohbet aşağıdaki sorular ekseninde gelişiyor:
    Maraş katliamında devlet nasıl bir rol sahibi? Öncesinde istihbarat zaafiyeti, günlerce süren katliam sırasında düpedüz seyretme, sonrasında da cezasızlık politikası olarak özetleyebiliriz devletin o kesitteki tutumunu. Bu boyutlar çıplak gözle görülebilecek kadar açık ve ortada ama arka planına da ışık tutmaya çalışarak siz bu rolü nasıl tanımlarsınız?
    Resmi rakama göre bile 120 insanın katledilip yüzlercesinin yaralandığı bir katliamdan söz ediyoruz. Buna rağmen en azından kimlikleri ortada olan katiller dahi doğru dürüst cezalandırılmadı. Hatta Ökkeş Kenger denilen piyon milletvekili dahi oldu. Benzer örnekleri Ankara’da 7 gencin boğularak katledildiği Bahçelievler katliamı ya da 1993’teki Sivas katliamı örneklerinde de görüyoruz. Bir hukukçu olarak siz bu cezasızlık politikasını nereye oturtuyor, nasıl açıklıyorsunuz?
    Gelecek Ekim ayında 100. Yılı kutlanacak olan Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımız zaman Kürtler ve azınlıkların yanı sıra Alevi Kızılbaşlara yönelik katliamların belli periyotlarla tekrarlanan bir süreklilik taşıdığını görüyoruz. Tıpkı askeri darbe ve müdahaleler gibi bu katliamlar da adeta belli aralıklarla tekrarlanıyor. Keza katillerin ve arkasındaki organizatörlerin cezasız kaldığı cezasızlık politikası da değişmiyor.
    Bu tablo ışığında baktığımızda bu Cumhuriyet nasıl bir cumhuriyet sizce?
    H. Selim Açan’la Orhan Gazi Ertekin arasındaki sohbeti Alınteri’nin RUclips ve Spotify hesaplarından dinleyebilirsiniz.

Комментарии • 1

  • @stefanbucher4688
    @stefanbucher4688 Год назад

    Bu programlar güzel ama Selim bey gündemi derinlemesine ele alan tek başına uzun videolar koyuyordu bunlardan vazgeçti ricam o serinin devamı öğretici ve ufuk acıcıydı o programlar. Çalışmalarınızda sonsuz başarılar.