Emeğinize ve yüreklerinize sağlık. Yine bir çok kısmen bildiğimiz bilgilerimizi güncelleme ve yeni şeyler öğrenme imkanım oldu sayenizde. RUclips son dönemde görsellerle de desteklediği için muazzam bir kaynak oldu benim için. Bir süre önce terk edilip, deyim yerindeyse viraneye dönen yapıları paylaşan bir youtube kanalında Şehzade Yusuf İzzeetin Efendi konağının son halini görmüş ve çok üzülmüştüm. Gariptir merakla takip ettiğim ve adeta hakkında farkında olmadan doneler topladığım konulardan birisidir Yusuf İzzettin Efendi. Bilmeyen için; Padişahların şehzadelik dönemlerinde çocuk sahibi, özellikle erkek çocuk sahibi olmalarına iyi bakılmadığı dönemler olmuş. Hatta bazı erkek çocuklar boğularak öldürüldüğü, cariyenin ise kendisini boğazın soğuk sularında aldığı gibi konular işlenegelmiş. Sultan Abdülaziz şehzade iken erkek çocuk sahibi olmuş. O dönem Tavuk Pazarı (Çemberlitaş) ve Aksaray'daki legal iki köle pazarının yanı sıra Sur dışında Nusretiye Cami'nin avlusu da kölelerin alınıp satıldığı bir yer imiş. Nusretiye Cami avlusu genelde Türk kökenli kölelerin satıldığı bir yer olması hasebiyle diğerlerinden farklı imiş. (Lütfen o dönemin şartları ile okunmalı ve yorumlanmalı) Fakir Türk aileleri çocuklarını inşallah bey konağında veya paşa sarayında büyürsün minvalinde severek büyütürlermiş. Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevnial Sultan torununu sanıyorum 9 yıl boyunca Çırağan Sarayı'nın çatı katında gizlice büyütmüş. Ona yoldaşlık yapması için Nusretiye Cami avlusundan iki Ibıh Türkü kız çocuk satın almış. Birisine Çeşmidil diğerine Meyyale ismini vermişler. Hatta galiba yaygın olarak yeni ismini unutmasın diye bir dönem boyunlarına yeni isimlerinin yazılı olduğu tabelalarda taşımışlardı. (aklımda kaldığı kadarıyla yazıyorum. Mazur görün) Peki biz bu hikayeyi nereden biliyoruz. Meyyale'nin torunu çok sonra ninesinin hiyasini kitaplaştırmış. Meyyale'nin torunu Hıfzı Topuz'dur. Kitabın ismi de ''Meyyale'' Bir kaç yıl öncesine kadar İstanbul'da yaşıyordum. Şehzade Yusuf Efendi tesadüfi olarak hep karşıma çıktı. Hayat hikayesi ile konuyu uzatmak istemem. Meraklısı zaten okur sonrasında. Babasının yanına, ikinci Mahmut Türbesi'ne defnedilmiştir. Türbeyi ziyaretim esnasında görmüştüm. Beşiktaş Yahya Efendi Türbe ziyaretimde de türbe giriş kapısının karşısında karısı Faika Tazende Hanım'ın kabrini görmüştüm. Bu videonuzda da zikretti (ki daha önce de söylemişti) Seda Hanım kendisi bir süredir Şehzade Yusuf Efendi'nin Köşk'ünün restore işini üstlemiş. Artık İstanbul'da yaşamıyorum. Fakat proje bittiğinde imkan verilirse ziyaret etmek isterim. Şimdiden emekleri için kendisine, ekibine ve Köşkün sahiplerine şükranlarımı sunarım.
Emeğinize ve yüreklerinize sağlık. Yine bir çok kısmen bildiğimiz bilgilerimizi güncelleme ve yeni şeyler öğrenme imkanım oldu sayenizde. RUclips son dönemde görsellerle de desteklediği için muazzam bir kaynak oldu benim için. Bir süre önce terk edilip, deyim yerindeyse viraneye dönen yapıları paylaşan bir youtube kanalında Şehzade Yusuf İzzeetin Efendi konağının son halini görmüş ve çok üzülmüştüm. Gariptir merakla takip ettiğim ve adeta hakkında farkında olmadan doneler topladığım konulardan birisidir Yusuf İzzettin Efendi. Bilmeyen için; Padişahların şehzadelik dönemlerinde çocuk sahibi, özellikle erkek çocuk sahibi olmalarına iyi bakılmadığı dönemler olmuş. Hatta bazı erkek çocuklar boğularak öldürüldüğü, cariyenin ise kendisini boğazın soğuk sularında aldığı gibi konular işlenegelmiş. Sultan Abdülaziz şehzade iken erkek çocuk sahibi olmuş. O dönem Tavuk Pazarı (Çemberlitaş) ve Aksaray'daki legal iki köle pazarının yanı sıra Sur dışında Nusretiye Cami'nin avlusu da kölelerin alınıp satıldığı bir yer imiş. Nusretiye Cami avlusu genelde Türk kökenli kölelerin satıldığı bir yer olması hasebiyle diğerlerinden farklı imiş. (Lütfen o dönemin şartları ile okunmalı ve yorumlanmalı) Fakir Türk aileleri çocuklarını inşallah bey konağında veya paşa sarayında büyürsün minvalinde severek büyütürlermiş. Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevnial Sultan torununu sanıyorum 9 yıl boyunca Çırağan Sarayı'nın çatı katında gizlice büyütmüş. Ona yoldaşlık yapması için Nusretiye Cami avlusundan iki Ibıh Türkü kız çocuk satın almış. Birisine Çeşmidil diğerine Meyyale ismini vermişler. Hatta galiba yaygın olarak yeni ismini unutmasın diye bir dönem boyunlarına yeni isimlerinin yazılı olduğu tabelalarda taşımışlardı. (aklımda kaldığı kadarıyla yazıyorum. Mazur görün) Peki biz bu hikayeyi nereden biliyoruz. Meyyale'nin torunu çok sonra ninesinin hiyasini kitaplaştırmış. Meyyale'nin torunu Hıfzı Topuz'dur. Kitabın ismi de ''Meyyale'' Bir kaç yıl öncesine kadar İstanbul'da yaşıyordum. Şehzade Yusuf Efendi tesadüfi olarak hep karşıma çıktı. Hayat hikayesi ile konuyu uzatmak istemem. Meraklısı zaten okur sonrasında. Babasının yanına, ikinci Mahmut Türbesi'ne defnedilmiştir. Türbeyi ziyaretim esnasında görmüştüm. Beşiktaş Yahya Efendi Türbe ziyaretimde de türbe giriş kapısının karşısında karısı Faika Tazende Hanım'ın kabrini görmüştüm. Bu videonuzda da zikretti (ki daha önce de söylemişti) Seda Hanım kendisi bir süredir Şehzade Yusuf Efendi'nin Köşk'ünün restore işini üstlemiş. Artık İstanbul'da yaşamıyorum. Fakat proje bittiğinde imkan verilirse ziyaret etmek isterim. Şimdiden emekleri için kendisine, ekibine ve Köşkün sahiplerine şükranlarımı sunarım.