DURSUN ALİ ERZİNCANLI "NAAT-I ŞERİF"

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 11 фев 2025
  • KANALA ABONE OLMAYI UNUTMAYALIM ➤ ‪@marmaramuzik‬
    "MARMARA MÜZİK" SOSYAL MEDYA
    Web Site ➤ www.marmaramuzi...
    RUclips ➤ / marmaramuzik
    Facebook ➤ / marmaramuzik
    Instagram ➤ / marmaramusic
    Twitter ➤ / muzik_marmara
    DURSUN ALİ ERZİNCANLI Şiirleri ➤
    • DURSUN ALİ ERZİNCANLI ...
    NAAT-I ŞERİF
    Seccaden kumlardı
    Devirlerden, diyarlardan
    Gelip göklerde buluşan
    Ezanların vardı
    Mescit mü’min, minber mü’min
    Taşardı kubbelerden Tekbîr
    Dolardı kubbelere âmin
    Ve mübarek geceler, dualarımız
    Geri gelmeyen dualardı
    Geceler ki pırıl pırıl
    Kandillerin yanardı
    Kapına gelenler yâ Muhammed
    Uzaktan yakından
    Mü’min döndüler kapından
    Besmele,ekmeğimizin bereketiydi
    İki dünyada aziz ümmet
    Muhammed ümmetiydi
    Konsun yine pervazlara güvercinler
    “Hû hû”lara karışsın âminler
    Mübarek akşamdır
    Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler
    Şimdi seni ananlar
    Anıyor ağlar gibi
    Ey yetimler yetimi
    Ey garipler garibi
    Düşkünlerin kanadıydın
    Yoksulların sahibi
    Nerde kaldın ey Resûl
    Nerde kaldın ey Nebi
    Günler ne günlerdi yâ Muhammed
    Çağlar ne çağlardı
    Daha dünyaya gelmeden
    Mü’minlerin vardı
    Ve bir gün ki gaflet
    Çöller kadardı
    Halîme’nin kucağında
    Abdullah’ın yetimi
    Âmine’nin emaneti ağlardı
    Hatice’nin goncası
    Aişe’nin gülüydün
    Ümmetinin gözbebeği
    Göklerin Rasûlüydün
    Elçi geldin elçiler gönderdin
    Ruhunu Allah’a
    Elini ümmetine verdin
    Beşiğin yurdun yuvan
    Mekke’de bunalırsan
    Medine’ye göçerdin
    Biz dünyada nereye
    Göçelim,yâ Muhammed
    Yeryüzünde riyâ,inkâr,hıyanet
    Altın devrini yaşıyor
    Diller,sayfalar,satırlar
    Ebu Leheb öldü diyorlar
    Ebû Leheb ölmedi yâ Muhammed
    Ebû Cehil kıt’alar dolaşıyor
    Neler duydu şu dünyada
    Mevlidine hayran kulaklarımız
    Ne adlar ezberledi,ey Nebî
    Adına alışkın dudaklarımız
    Artık yolunu bilmiyor
    Artık yolunu unuttu
    Ayaklarımız
    Kâbe’ne siyahlar
    Yakışmamıştır,yâ Muhammed
    Bugünkü kadar
    Hased gururla savaşta
    Gurur,Kafdağı’nda derebeyi
    Onu da yaralarlar kanadından
    Gelse bir şefkat meleği
    İyiliğin türbesine
    Türbedâr oldu iyi
    Vicdanlar sakat
    Çıkmadan yarına
    İyilikler getir,güzellikler getir
    Âdem oğullarına
    Şu gördüğün duvarlar ki
    Kimi Tâif’tir, kimi Hayber’dir
    Fethedemedik,yâ Muhammed
    Senelerdir
    Ne doğruluk,ne doğru
    Ne iyilik,ne iyi
    Bahçende en güzel dal
    Unuttu yemiş vermeyi
    Günahın kursağında
    Haramların peteği
    Bayram yaptı yapanlar
    Semâve’yi boşaltıp
    Sâve’yi dolduranlar
    Atını hendeklerden bir atlayışta
    Aşırdı aşıranlar
    Ağlasın Yesrib
    Ağlasın Selman’lar
    Gözleri perdeleyen toprak
    Yüzlere serptiğin topraktı
    Yere dökülmeyecekti,ey Nebî
    Yabanların gözünde kalacaktı
    Konsun yine pervazlara güvercinler
    “Hû hû”lara karışsın âminler
    Mübarek akşamdır
    Gelin ey Fâtihalar,Yâsinler
    Ne oldu, ey bulut
    Gölgelediğin başlar
    Hatırında mı,ey yol
    Bir aziz yolcuyla
    Aşarak dağlar,taşlar
    Kafile kafile,kervan kervan
    Şimale giden yoldaşlar
    Uçsuz bucaksız çöllerde
    Yine,izler gelenlerin
    Yollar gideceklerindir
    Şu tekbir getiren mağara
    Örümceklerin değil
    Peygamberlerindir,meleklerindir
    Örümcek ne havada
    Ne suda,ne yerdeydi
    Hakkı görmeyen
    Gözlerdeydi
    Şu kuytu cinlerin mi
    Perilerin yurdu mu
    Şu yuva ki,bilinmez
    Kuşları Hüdhüd müdür
    güvercin mi kumru mu
    Kuşlarını,bir sabah
    Medine’ye uçurdu mu
    Ey Abve’de yatan ölü
    Bahçende açtı dünyanın
    En güzel gülü
    Hâtıran,uyusun çöllerin
    Ilık kumlarıyla örtülü
    Dinleyene,hâlâ
    ses verir
    Yaleyl susar
    Uğultular gelir
    Mersiye okur Uhud
    Kaside söyler Bedir
    Sen de bir hac günü
    Başta Muhammed,yanında Ebû Bekir
    Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü
    Destan yap, ey şehir
    Ebû Bekir’de nûr,Osman’da nûrlar
    Kureyş uluları,karşılarında
    Meydan okuyan bir Ömer bulurlar
    Ali’nin önünde kapılar açılır
    Ali’nin önünde eğilir surlar
    Bedir’de,Uhud’da,Hayber’de
    Hakk’ın yiğitleri,şehîd olurlar
    Bir mutlu günde ki ölüm tatlıydı
    Yerde kalmazdı ruh kanatlıydı
    Konsun yine pervazlara güvercinler
    “Hû hû”lara karışsın âminler
    Mübarek akşamdır
    Gelin ey Fâtihalar,Yâsinler
    Vicdanlar,sakat çıkmadan
    Yâ Muhammed yarına
    İyiliklerle gel,güzelliklerle gel
    Âdem oğullarına
    Yüreklerden taşsın
    Yine,imanlar
    Itrî,bestelesin Tekbîr’ini
    Evliyâ,okusun Kur’ân’lar
    Ve Kur’ân-ı göz nûruyla çoğaltsın
    Kayışzâde Osman’lar
    Na’tını Galip yazsın
    Mevlid’ini Süleyman’lar
    Sütunları,kemerleri,kubbeleriyle
    Geri gelsin Sinan’lar
    Çarpılsın,hakikat niyetine
    Cenaze namazı kıldıranlar
    Gel Ya Rasulallah bahardır
    Dudaklar ardında saklı
    Âminlerimiz vardır
    Hacdan döner gibi gel
    Mi’râc’dan iner gibi gel
    Bekliyoruz yıllardır
    Bulutlar kanat, rüzgâr kanat
    Hızır kanad, Cibril kanad
    Nisan kanad, bahar kanad
    Âyetlerini ezber bilen
    Yapraklar kanad
    Açılsın göklerin kapıları
    Açılsın perdeler, kat kat
    Çöllere dökülsün yıldızlar
    Dizilsin yollarına
    Yetimler,günahsızlar
    Çöl gecelerinden, yanık
    Türküler yapan kızlar
    Sancağını saçlarıyla dokusun
    Bilâl-i Habeşî sustuysa
    Ezânlarını Dâvûd okusun
    Konsun yine pervazlara güvercinler,
    “Hû hû”lara karışsın âminler
    Mübarek akşamdır;
    Gelin ey Fâtihalar,Yâsinler
    Şiir : Arif Nihat ASYA
    ALBÜM : EN SEVGİLİYE - 1
    #dursunalierzincanlı
    #şiir
    #naatışerif

Комментарии • 141