Tusta yüksek puanlar alarak Aile hekimliği uzmanı olan hekimler değersizleştirilmemeli bu branşın ve koruyucu hekimliğin önemi sadece vatandaşa değil hekimlere de tam olarak öğretilmeli. Aile hekimliği anabilim dalı olmayan tıp fakültesi kalmamalı. Aile hekimliği derslerini Halk sağlığı hocaları değil Aile hekimliği hocaları vermeli. Aile Hekimliği asistanlık eğitiminin çok daha iyi hale gelmesi için çalışmalar yapılmalı ve asistanlar ve hatta uzmanlar sistemin açığını kapatabilmek için kullanılmamalı. Son olarak genel tıp bilgisi iyi olan hekim sayısı artırılmalı.Yayın için teşekkürler.
Yayın için teşekkürler eleştiri olarak şunu söylemek isterim ki bence böyle bir yayın pratisyen bir aile hekimi yerine bir aile hekimliği uzmanı ile yapılsa daha faydalı olabilirdi. Uzmanlık eğitimini almamış biriyle “sizce aile hekimliği uzmanlığı tercih edilir mi” diye konuşmak en basitinden meseleyi havada bırakıyor. Şu konuda gökhan hocama katılıyorum yönetmeliklerle meslek icrası bu kadar değişen başka branş yoktur herhalde. Ben asistanlığa başladığım dönemde bize işte merak etmeyin bakanlık zaten sistemdeki pratisyenleri uzmanlarla değiştirmek istiyor deniyordu. Ama o günden bugüne hala devam eden 3 birimli bir asmde max bir aile hekimliği uzmanı çalışabilir 6 birimli olursa max iki çalışabilir garabeti devam ediyor. Sisteme girmek isteyen uzman olsa da merkezi yerlerde birim bulması çok zor, yani çoğunlukla ya periferde ya da sıkıntılı mahallelerde ancak sisteme dahil olabilir sonra da kısmet diyip daha iyi asmlere geçme fırsatını kollayabilir gibi bir durum var. Ki bakanlığın ne istediği her bakan döneminde değiştiği için şu anki trend de bana daha çok şu gibi geliyor: ikinci basamaklara verelim uzmanları dahiliyecilerin hasta ve rapor yükünü biraz azaltalım. Bir aile hekimliği uzmanı olarak bu kadar plansız bir sistemde aile hekimliği uzmanlığı tercih etmek çok da akla yatkın gelmiyor bana da. Son olarak şunu da söylemeliyim ki bence türkiyedeki sağlık sisteminin çoğu sorununun çözümü sevk sistemini geri getirmekten geçiyor. Hem aile hekimlerinin sadece “reçete hekimi” olarak görülmesini engellemek için hem de ikinci üçüncü basamak hastane yoğunluğunu azaltmak için tek çare bu gibi. Bu halka birinci basamağın işlevselliğini yeniden hatırlatmalıyız
Hocam katkı için çok teşekkürler. Bu yayını bir tercih yayını formatında değilde aktif bir derneğin yöneticisi ile yapmak istedim. Bu bağlamda daha çok sorunları konuşup herkesi bilinçlendirmeyi hedefledim. Umarım bu açıdan faydalı olmuştur.
Aile hekimliği sisteminde uzmanın pratisyenden farkı 1- kısıtlı ilaç raporu düzenleme yetkisi (genişletilmeli) 2- yerleştirmede öncelik (kesinlikle hak) 3- 12.000 lira daha fazla hak ediş. (kesinlikle daha fazla olmalı) Bu kadar. Tuvalet kağıdı almak, jeneratöre mazot doldurmak, biten ampulü değiştirmek dahil tüm angarya işler ve tabi olduğumuz saçma sapan mevzuat aynı. Yayının pratisyen yerine uzmanla yapılmasının söyleme ek katkı sağlayacağını düşünmüyorum. Bu sebeple "pratisyen" bir aile hekimi, birinci basamak aile hekimliği hakkında konuşma ehliyetine sahiptir. Sakarya'da aktif aile hekimliği yapan bir "pratisyen" hekim Danıştay'a dava açmış ve önceki aile hekimliği ceza yönetmeliğini tek başına iptal ettirmiştir. Aynı hekim son çıkan yönetmeliğe de Danıştay'da iptal davası açtı ve dava dilekçesini bizzat yazdı. Şu an Birlik Dayanışma Sendikası bünyesinde tüm aile hekimlerine ücretsiz hukuki destek sağlıyor, dava dilekçelerini hazırlıyor ve binlerce dava ile il sağlık müdürlüklerini mahkum ediyor. Uzman meslektaşlarımızdan bu yönde adım atan, ön alan birini henüz göremedik. (*** Bu noktada Atilla hocamıza naçizane bir öneride bulunmak istiyorum: Aile hekimliği sistemini, il sağlık müdürlüklerinin ve bakanlığın ne kadar kötü niyetli kurumlar olduğunu dört başı mamur ele almak istiyorsanız Birlik ve Dayanışma Sendikası; Dr. Mustafa IŞIKLI hocamızla program yapmanızı şiddetle öneriyorum.) Öte yandan bakanlığın söylemi de ilginçmiş. Uzmanları merkeze yerleştirip binlerce pratisyeni fırınlara mı atacaklar ya da organik sabuna mı dönüştüreceklermiş; merak ettim. 10 yıl köyde tek başına çalışmış, her gün km'lerce yol yapmış, yazı ayrı kışı ayrı türlü sıkıntılara sabretmiş pratisyen hekimin de en az aile hekimi uzmanı kadar merkezde çalışma hakkı var. Tüm merkezi asm'leri silme uzmanla doldurmak da adaletsizlik olur. Böyle bir beklentiniz varsa insaf.
aşı red leri yapılması istenen taramalar konusunda ailelere sorumluluk yaptırım getirilmeli bak o zaman nasıl koşarak gelirler ya yaptırırlar yada red onam formlarını imzalarlar. adamı kadını gel red onam formunu imzala diye elli kez aramak zorunda olmamalı doktor. aranıp gelmeyen kişiye yaptırım uygulanmalı
işletme modeli personel yapısı görev tanımları uygulanabilir olmalı. o kadar çok görev tanımı ve bunları düzenleyen yönetmelikler var ki, uygulanabilir olmayan bir sürü durum var
Hekim başına düşen hasta sayısı en fazla 2500 olmalı.Yoksa,geren sağlık hizmeti verilmiş olmuyor.Sayın bakanımızdan ricamız,hekim başına düşen hasta sayısını en fazla 2500 olarak değiştirmeli.
davayı çalışan değil kurumu açmalı ve çalışanın güvenliği sağlanmalı. ve yasal düzenleme olmalı cezaları düzenleyen. sen git adliyede bir savcı hakime küfür et yada şiddet uygula bak nasıl yargılanıp ceza alırsın. doktor sağlık personeli olunca durum ortada
Pratisyen olarak acil servise atandın diyelim. Bulunduğun şehirde belli dönemlerde aile hekimliği kontejyanı açılıyor. Ve isteyen hekimler başvuruyor. Başvuran hekimlerden hizmet puanı en yüksek olan seçiliyor. Mesela sen 2 yıllık doktorsundur, diğeri 10 yıllıktır. 10 yıllık olan hak kazanıyor. Şans işi gibi
@@esra1857 tüm bilgiler yanlış. Şöyle oluyor. X ilinin ister acili ister tsmsi ister 112 sine atanın öncelikle pdcye göre bir sayı belirleniyor(pdc otomatik olarak bakanlıkça hesaplanıyor) eğer pdc fazla varsa o zaman muvafakatname alıyor( bazı birimlerde yok). Sonra aylık yapılan aile hekimliği kurasina basvuruyorsunuz. Kurada a b c d grubu doktorlar oluyor. Ve buna göre ilk hakkı olanlar tercih yaparak yerleşim oluyor. Yani burayı ben istiyorum giderim yok. Kişinin aile hekimi uzmanı olmasına, bir birimde çalışmasına ve dhy puanına göre oluyor.
@@esra1857 isteyen demişsiniz orası yanlış isteyen değil şartları sağlayan olacak, hizmet puanı yüksek demişsiniz hizmet puanı yüksek olan değil (örneğin kişi bir yıllık bir ahu ve siz 10 yıllık pratisyensiniz x birimin kurasinda tercih sırası o aile hekimliği uzmanindir) belirtilen kritere ilk kim uyuyorsa o girer. Şans demişsiniz o da değil a b c d grubu sırası bellidir oraya göre az buçuk nereye gireceğiz kura öncesi belli oluyor. İzah etmisimdir umarım.
@@esra1857isteyen hekim basvuruyor cümlesi yanlış, 10 yillik hekim öncelikli cümlesi yanlış , şans işi cümlesi yanlış, bununla ilgili il sağlık sayfasında belirtilen şartlara bakınca kim nereye yerleşebilir üç aşağı beş yukarı belli olur. Sanırım anlatabilmisimdir
Yeteri kadar bilgilendirme yapılmamış ne demek ya? Dönem 1 2 3 mikrobiyoloji enfeksiyon derslerini mi anlatalım hastalara Yeteri kadar olan kısmını nasıl ölçecek bakanlık çok saçma
Tusta yüksek puanlar alarak Aile hekimliği uzmanı olan hekimler değersizleştirilmemeli bu branşın ve koruyucu hekimliğin önemi sadece vatandaşa değil hekimlere de tam olarak öğretilmeli. Aile hekimliği anabilim dalı olmayan tıp fakültesi kalmamalı. Aile hekimliği derslerini Halk sağlığı hocaları değil Aile hekimliği hocaları vermeli. Aile Hekimliği asistanlık eğitiminin çok daha iyi hale gelmesi için çalışmalar yapılmalı ve asistanlar ve hatta uzmanlar sistemin açığını kapatabilmek için kullanılmamalı. Son olarak genel tıp bilgisi iyi olan hekim sayısı artırılmalı.Yayın için teşekkürler.
tusta düşük puanla yüksek puanla ilgisini çözemedim
@@alix8813 Direk ingilizce sınavını verip TUS ile yerleşmiş anlamında demiştim
Tıp yüksek puanla girilen birvfskülte çok değerli.Tus tada yüksek puanlı olan branşlar tabii ki çok değerli olmalı.
Harika bir video gerçekten Aile hekimliğine dair bir video gerçekten lazımdı
@@hasane982 🙏🏻
Yayın için teşekkürler eleştiri olarak şunu söylemek isterim ki bence böyle bir yayın pratisyen bir aile hekimi yerine bir aile hekimliği uzmanı ile yapılsa daha faydalı olabilirdi. Uzmanlık eğitimini almamış biriyle “sizce aile hekimliği uzmanlığı tercih edilir mi” diye konuşmak en basitinden meseleyi havada bırakıyor.
Şu konuda gökhan hocama katılıyorum yönetmeliklerle meslek icrası bu kadar değişen başka branş yoktur herhalde. Ben asistanlığa başladığım dönemde bize işte merak etmeyin bakanlık zaten sistemdeki pratisyenleri uzmanlarla değiştirmek istiyor deniyordu. Ama o günden bugüne hala devam eden 3 birimli bir asmde max bir aile hekimliği uzmanı çalışabilir 6 birimli olursa max iki çalışabilir garabeti devam ediyor. Sisteme girmek isteyen uzman olsa da merkezi yerlerde birim bulması çok zor, yani çoğunlukla ya periferde ya da sıkıntılı mahallelerde ancak sisteme dahil olabilir sonra da kısmet diyip daha iyi asmlere geçme fırsatını kollayabilir gibi bir durum var. Ki bakanlığın ne istediği her bakan döneminde değiştiği için şu anki trend de bana daha çok şu gibi geliyor: ikinci basamaklara verelim uzmanları dahiliyecilerin hasta ve rapor yükünü biraz azaltalım. Bir aile hekimliği uzmanı olarak bu kadar plansız bir sistemde aile hekimliği uzmanlığı tercih etmek çok da akla yatkın gelmiyor bana da.
Son olarak şunu da söylemeliyim ki bence türkiyedeki sağlık sisteminin çoğu sorununun çözümü sevk sistemini geri getirmekten geçiyor. Hem aile hekimlerinin sadece “reçete hekimi” olarak görülmesini engellemek için hem de ikinci üçüncü basamak hastane yoğunluğunu azaltmak için tek çare bu gibi. Bu halka birinci basamağın işlevselliğini yeniden hatırlatmalıyız
Hocam katkı için çok teşekkürler. Bu yayını bir tercih yayını formatında değilde aktif bir derneğin yöneticisi ile yapmak istedim. Bu bağlamda daha çok sorunları konuşup herkesi bilinçlendirmeyi hedefledim. Umarım bu açıdan faydalı olmuştur.
Aile hekimliği sisteminde uzmanın pratisyenden farkı
1- kısıtlı ilaç raporu düzenleme yetkisi (genişletilmeli)
2- yerleştirmede öncelik (kesinlikle hak)
3- 12.000 lira daha fazla hak ediş. (kesinlikle daha fazla olmalı)
Bu kadar.
Tuvalet kağıdı almak, jeneratöre mazot doldurmak, biten ampulü değiştirmek dahil tüm angarya işler ve tabi olduğumuz saçma sapan mevzuat aynı. Yayının pratisyen yerine uzmanla yapılmasının söyleme ek katkı sağlayacağını düşünmüyorum. Bu sebeple "pratisyen" bir aile hekimi, birinci basamak aile hekimliği hakkında konuşma ehliyetine sahiptir. Sakarya'da aktif aile hekimliği yapan bir "pratisyen" hekim Danıştay'a dava açmış ve önceki aile hekimliği ceza yönetmeliğini tek başına iptal ettirmiştir. Aynı hekim son çıkan yönetmeliğe de Danıştay'da iptal davası açtı ve dava dilekçesini bizzat yazdı. Şu an Birlik Dayanışma Sendikası bünyesinde tüm aile hekimlerine ücretsiz hukuki destek sağlıyor, dava dilekçelerini hazırlıyor ve binlerce dava ile il sağlık müdürlüklerini mahkum ediyor. Uzman meslektaşlarımızdan bu yönde adım atan, ön alan birini henüz göremedik.
(*** Bu noktada Atilla hocamıza naçizane bir öneride bulunmak istiyorum: Aile hekimliği sistemini, il sağlık müdürlüklerinin ve bakanlığın ne kadar kötü niyetli kurumlar olduğunu dört başı mamur ele almak istiyorsanız Birlik ve Dayanışma Sendikası; Dr. Mustafa IŞIKLI hocamızla program yapmanızı şiddetle öneriyorum.)
Öte yandan bakanlığın söylemi de ilginçmiş. Uzmanları merkeze yerleştirip binlerce pratisyeni fırınlara mı atacaklar ya da organik sabuna mı dönüştüreceklermiş; merak ettim. 10 yıl köyde tek başına çalışmış, her gün km'lerce yol yapmış, yazı ayrı kışı ayrı türlü sıkıntılara sabretmiş pratisyen hekimin de en az aile hekimi uzmanı kadar merkezde çalışma hakkı var. Tüm merkezi asm'leri silme uzmanla doldurmak da adaletsizlik olur. Böyle bir beklentiniz varsa insaf.
aşı red leri yapılması istenen taramalar konusunda ailelere sorumluluk yaptırım getirilmeli bak o zaman nasıl koşarak gelirler ya yaptırırlar yada red onam formlarını imzalarlar. adamı kadını gel red onam formunu imzala diye elli kez aramak zorunda olmamalı doktor. aranıp gelmeyen kişiye yaptırım uygulanmalı
kesinlikle katılıyorum
teşekkürler yayın için. atilla hocam çok teşekkürler.gökhan bey teşekkürler
işletme modeli personel yapısı görev tanımları uygulanabilir olmalı. o kadar çok görev tanımı ve bunları düzenleyen yönetmelikler var ki, uygulanabilir olmayan bir sürü durum var
güvenlik hiç yok Allah a emanet çalışıyorlar doktorlar sağlık personelleri
Hekim başına düşen hasta sayısı en fazla 2500 olmalı.Yoksa,geren sağlık hizmeti verilmiş olmuyor.Sayın bakanımızdan ricamız,hekim başına düşen hasta sayısını en fazla 2500 olarak değiştirmeli.
davayı çalışan değil kurumu açmalı ve çalışanın güvenliği sağlanmalı. ve yasal düzenleme olmalı cezaları düzenleyen. sen git adliyede bir savcı hakime küfür et yada şiddet uygula bak nasıl yargılanıp ceza alırsın. doktor sağlık personeli olunca durum ortada
Peki Hakkari’deki performans itirazı kabul olmayan birimlerin tekrar başvuruları nasıl sonuçlandı?
Hocam emeğinize sağlık
kamera sistemi zorunlu değil. buradaki asm lerin çoğunda yok
pratikteki asm modelinde ah uzmanlığı yapmış uzmana gerek yok. ah uzmanlığı tekrar ülkenin sağlık modeline göre gözden geçirilmeli
ülkedeki ah uygulaması tamamen revize edilmeli. her yönüyle yeniden ele alınmalı
ah uzmanlığı yapmış olanların asm de kontenjan sınırlaması var
discordu özledim ben
🥲 ben de
aile hekimi uzmanı olmadan nasıl aile hekimi olunuyor bilen varsa yazabilir mi bizde olalım niye tusa giriyoruz
Pratisyen olarak acil servise atandın diyelim. Bulunduğun şehirde belli dönemlerde aile hekimliği kontejyanı açılıyor. Ve isteyen hekimler başvuruyor. Başvuran hekimlerden hizmet puanı en yüksek olan seçiliyor. Mesela sen 2 yıllık doktorsundur, diğeri 10 yıllıktır. 10 yıllık olan hak kazanıyor. Şans işi gibi
@@esra1857 tüm bilgiler yanlış. Şöyle oluyor. X ilinin ister acili ister tsmsi ister 112 sine atanın öncelikle pdcye göre bir sayı belirleniyor(pdc otomatik olarak bakanlıkça hesaplanıyor) eğer pdc fazla varsa o zaman muvafakatname alıyor( bazı birimlerde yok). Sonra aylık yapılan aile hekimliği kurasina basvuruyorsunuz. Kurada a b c d grubu doktorlar oluyor. Ve buna göre ilk hakkı olanlar tercih yaparak yerleşim oluyor. Yani burayı ben istiyorum giderim yok. Kişinin aile hekimi uzmanı olmasına, bir birimde çalışmasına ve dhy puanına göre oluyor.
@@Pulmonologist76 Hocam ben de aynı şeyi basit bir dille özetledim zaten nesi yanlış?
@@esra1857 isteyen demişsiniz orası yanlış isteyen değil şartları sağlayan olacak, hizmet puanı yüksek demişsiniz hizmet puanı yüksek olan değil (örneğin kişi bir yıllık bir ahu ve siz 10 yıllık pratisyensiniz x birimin kurasinda tercih sırası o aile hekimliği uzmanindir) belirtilen kritere ilk kim uyuyorsa o girer. Şans demişsiniz o da değil a b c d grubu sırası bellidir oraya göre az buçuk nereye gireceğiz kura öncesi belli oluyor. İzah etmisimdir umarım.
@@esra1857isteyen hekim basvuruyor cümlesi yanlış, 10 yillik hekim öncelikli cümlesi yanlış , şans işi cümlesi yanlış, bununla ilgili il sağlık sayfasında belirtilen şartlara bakınca kim nereye yerleşebilir üç aşağı beş yukarı belli olur. Sanırım anlatabilmisimdir
Yeteri kadar bilgilendirme yapılmamış ne demek ya? Dönem 1 2 3 mikrobiyoloji enfeksiyon derslerini mi anlatalım hastalara Yeteri kadar olan kısmını nasıl ölçecek bakanlık çok saçma
Gökhan hocanın diksiyonu yüzünden dinleyemedim