EY SEVGİLİ, SEN BİLİRSİN SADECE

EY SEVGİLİ, SEN BİLİRSİN SADECE
Her gün bir başka sevdayla dolar taşar gönüller
Gerçeğin gülleri açar sevdanın güneşinde
Aşk-ı ilahidir o, Hakkın sonsuz ışığı
Bir serap değildir o, şavkır gönülden gönüle
Sevgiden nefrete akan, nefretten sevgiyi yakan
Sönmeyen bir ateş, müthiş bir heyecandır hayat
Derin bir hikmet taşır, çember-i zulümat
Dolaştıkça bencil ve umursamaz bir kan, ruhsuz bedenlerde
Aşk ve sadelik yücelir, engin gönüllerde
Umudunu yükselt, inancını pekiştir
Çünkü sonsuz bir döngüdür, şu güzelim kâinat
Ne kadar mahzun ve mahcup bakar
Sevdanın kutsallığıyla yanan o gözler
Her buluşmada daha sıkı, sımsıkı sarılır bedenler
Kar etmez aşka hilekâr vesveseler
Dikenlidir, sarptır aşkın yolu,
Her daim fedakârlık ister
Kim paha biçebilir aşkın bedeline, kim
Eşsiz bir sınavdır ölüme karşı tavır
Sarsılmaz bir neşe ve ümittir o son gülümseme
Hakkın aşk cevheri farklıdır her beşerde
Saf cevher bulunmaz ki her gönülde
Marifet; kavuşturmaktır olanı olmayan ile
Maya tutar iyilik, karşılıksız emekle
Tapınaklar, saraylar, hazineler versen de
Hak ve adalet tektir vicdanın defterinde
Döndükçe çark-ı hicran, hayat değirmeninde
Ömrün saf darasıdır kalan, gönül terazisinde
Ey sevgili, sen bilirsin sadece
Dağların, ırmaklarla olan aşkını
Ab-ı hayatın, can suyuna akışını
Sen bilirsin sevgili, nasıl coşkun akar
Can-ı gönülden muhabbet
Ne zalime minnet eyle, ne zulme ver kıymet
Razı ol hissemize, ne düşerse bereket
Sabredene düşer elbet, sevdalıktan bir kısmet
Direnir zulüm çemberinde sevgililer,
Kavuşup vuslata erene dek
Aydın Mutlu Dinçoğul
www.aydinmutludincogul.com