BAKIŞ AÇINIZI DEĞİŞTİRECEK İBRETLİK BİR HİKAYE

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 28 июн 2024
  • BİR ŞEY ANCAK DEĞERİNİ BİLENİN YANINDA KIYMETLİDİR.
    Vaktiyle ergin bir meslek erbabı, yıllarca yanında yetiştirdiği çırağını imtihan etmek ister. Onun eline iri bir pırlanta verip:
    - Evladım, bunu al önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en son kuyumcuya göster. Hiç kimseye saymadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren sonra da gel bana söyle.
    Çırak elinde pırlanta ile bakkal dükkanına girer ve “Şunu ne kadara alırsınız?” diye sorar.
    Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği mücevheri alır, biraz bakıp “Buna bir tek lira veririm.” Der.
    Çırak teşekkür edip çıkar. Bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği mücevhere ancak beş lira vermeye razı olur.
    Üçüncü olarak semerciye gidip “Bunu ne kadara alırsınız?” diye sorar. Semerci şöyle bir bakar, “Bu benim semerlere iyi süs olur. Bundan kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna on lira veririm.” Der.
    Çırak en son kuyumcuya gider. Kuyumcu mücevheri görünce yerinden fırlar. “Bu kadar büyük pırlantayı nereden buldun?” diye hayretle bağırır ve hemen ilave eder ; “Buna kaç lira istiyorsun?”
    Çırak sorar: “Siz ne veriyorsunuz?” Kuyumcu: “Ne istiyorsan veririm.”
    Çırak, “Hayır veremem.” Diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar: “Ne olur bunu bana sat. Dükkanımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim.”
    Çırak pırlantanın emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığı ancak fiyatını öğrenmesi gerektiğini anlatıncaya kadar bir hayli uğraşır. Meslek erbabının yanına dönen çırak büyük bir şaşkınlık ile macerasını anlatır.
    Meslek erbabı: “Bundan ne anladın?” diye sorar.
    Çırağın verdiği cevap çok güzeldir: “Bir şey ancak değerini bilenin yanında kıymetlidir.”
    #reels #shortsvideo #podcast

Комментарии •