Gerçek güzel bir tesbih iyi günlerde kullansın kardeşimiz tesbih bir tukku ve sevdadır bunu kullanan ve seven insanlar anlar bilir aynı zamanda tesbih bir zikirdir duadi
Plastik.. özünde hepsi plastik / değer dediğimiz şey "birilerinin oturup" atfettiği şeydir. Manevi değer gibi bişi düşünün.. Farzediyorsun değeri oluyor.
Alakasi yok . O eski osmanli denilen malzemenin hammaddesi bakalittir uretimi yok tarihe karisti ve malzene olarak cok canli ve kalitelidir yeni dokumler benzerini bile yapamadilar
Merhabalar, videoyu ilgiyle izledim. Yalnız ufak tefek şeyler var düzeltilmesi gereken. Ukalalık yapmak için değil, yanlış anlaşılmasın... Öncelikle Osmanlı Sıkma Kehribar'dan Osmanlı'nın haberi yok, kehribarın da yok. 1909 yılında Belçikalı kimyager Leo Hendrik Baekeland' ın döktüğü sunni reçinedir bakalit. Yani sentetik malzeme, kaliteli plastik de diyebiliriz buna. Bu tespihler Osmanlı'da yapılmadı. Tamamen Cumhuriyet döneminde tespih olarak imal edildi. Bu malzemenin ilk tespihe dönüşümü 1950 ler. Çünkü malzemenin ijk kullanım alanı askeri mayınlar, tencere, tava sapları, dolap, çekmece kulbu, lamba (abajur) altı, süs eşyaları gibi gibi... Renk değişimi ve peş peşe gelen şikayetler şirketin sonunu getirmiş, üretici üretimini Catalin Corperationa devretmiştir. Formülde değişim yapan Katalin firması yeni ve benzer bir malzeme olan Katalini icad etmiştir. Fakat Katalin de kendi tonlarında renk değişimine uğramıştır. Uzatmayacağım, bu bakalit malzeme renk değiştirdiği için tespih sektöründe büyük ilgi görmüştür ve görmektedir. Galip usta 1978de Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Dolayısıyla o da Cumhuriyet dönemi ustalarındandır. Gerçekte Osmanlı dönemi tespihleri Narçıl-ı bahri, kuka, kemik ve diş grubu, keribar gibi tespihlerdir. Gerçek Osmanlı onlardır, bilginize sunarım, saygılar, hürmetler.
İçerisinde çam reçinesi yok kesinlikle, insan gücü ile yapılan suni bir reçinedir. Polimer bir üründür. Osmanlı diye bir sıkma yoktur. Ürün Alman menşeidir. 1900-1905 yillari arasında bir deneme süreci içerisinde üretilmeye çalışıldı. 1915 -1920 yılları arasında vitrinlerde yerlerini alıyor. Bir çok farklı ülkede bu ürünü mutfak ve moda ürünleri çıkaran firmalar pazarlamaya çalıştı. Ürün renk alınca o dönem bir hata idi ama bu dönem için olayın ana maddesi renk alması 😄 Hata gibi görünen durum o dönem fabrikanin kapanmasına sebep oldu şuan da da güzel bir özellik olarak görünüyor renk alması. Ürün bir çok firmanın farkli iş planlari ve ürününde renginin visneye dönmesinden ötürü fabrika 1930 yollarına tekabül edecek tarihlerde kapanıyor. Katalin fabrikası bu formül üzerinden buna yakın bir şekilde dökülüyor ama onlarda bunun önüne geçemiyor , katalinde zamanla renk alıyor 😄 Bu arada bu polimer malzemeler içerisinde en önce dökülen yani sıkma diye tabir ettiğimiz bu ürünlerden önce ilk döküm çalışması yapılan ürün Fransız Galalithtir . 1893-1898 yolları arasında yani bakalitten 10-12 sene önce dökülmeye çalışılıyor, Avrupa pazarında tam yer alamazken, bakalitin vitrindeki reklamı 12 sene sonra daha iyi yapıldığı için. Bakalit talep görüyor. Bakalit, Katalin, Aramith , Lava ve daha bir çok polimer malzemeler içerisinde içinde en az polyester bulunduran tek döküm Galalithtir. Ayrıca Bakalit ve Katalinde polyester oranı yüzde 15-18 lerde iken, Galalithteki polyester oranı yüzde 2 veya 4 aralığındadir. Kendim bunu labaratuvar ortamında çözemedim lakin , bu döküm fabrikalarının eski kimyane belgelerinde raporlarında bu şekilde bilgi veriliyor. Belge üzerinden konuşuyorum. Ayrıca eklemek istiyorum özellikle tesbih camiasinda Galalithe çok haksızlık yapıldı. Galalith ikinci Dünya savaşı dolaylarında büyük buhran yani kıtlığında çıkması ile süt ve süt ürünleri bulunmadı için fabrikası kapatıldı. Bakalit ve Katalin fenol formaldehit ve bir takım lif ve aldehitlerle yapılırken. Galalith daha masum bileşenlerle yapıldı, örneğin Galalith in içinde sütün ana maddesi olan Kazein yani süt proteini vardır. Suni reçine ve Kazeinin birleşmesi ile aslında çok şahane bir meteryal ortaya çıktı, lakin kimse Galalith in kıymetini bilemedi. Hayırlı günler diliyorum hepinize...
bence çam reçineli bir madde isittiginiz takdirde o reçine kokusunu alıyorsunuz bilesininde kesinlikle doğal reçine mevcut.. analizlerinde bu görülüyor
Beylerbeyli Galip (Başsaka): 1910 yılında Edirnekapı'da doğmuştur. Babası dönemin tesbih ustalarından Akgerdan Mehmet Efendi'dir. Tesbih yapımını, babasından öğrenen Galip Usta; babasının arkadaşları olan, dönemin ünlü ustalarından da eğitim almıştır. Bir çok tesbih yapımında eşi Nermin hanımdan da yardım almıştır.
Ustam artık benim görüşüme göre estetik ve kombinasyon daha ön plana çıktı. Eskiye nazaran. Bu Epoxy tekniği ile hem eski hem yeni hem bir araya gelmesi imkansız maden taş canlı materyalleri tek bir çatı da toplamak mümkün. Fil dişi+Kuka+Epoxy Gül+Epoxy+Kehribar Kehribar+Oltu+Epoxy vsr vsr
Birincisi 1907 de üretilme şansı yok.ikincisi ilk döküm bakalit firması tarafından 1920 lerde döküldü.ev eşya lari gibi bir çok günlük kullanımda üretilen bakalit,normal oda sicakliginda ve koşullarında renk değişimi sebebi ile musterilerden çok şikayet gelmesi vede patent lisansının 1927 de bitmesi ile katalin firmasına satıldı. İlk üretilen bakalit rengi sarı renktir.daha sonra zaman geçtikçe sarı renkten kademe kademe koyulasarak vişne çurugu rengine kadar geldi.ilk bakalit yapısı yarı saydamdir ve harelidir helezonludur.daha sonra 1927 de bakalitin kataline geçmesiyle yarı saydamliktan tam saydamliga kadar geliştirildi. Yani katalin denilen bu yapıdaki ve renklerdeki malzemenin formülü bakalittir.bu firmada renk almaların önüne geçemedigi için amerika Menşei oldu firma kapandı gitti.bu elinizdeki eski bakalittir Osmanlı değil miskevi değil tek orjinal ismi var oda eski bakalit...
Kardeşim sen de yanlış biliyorsun. Bakalit 1907 yılında Belçika asıllı Leo Hendrik Baekeland tarafından üretilmiştir. Bir diğer mevzu ise formülünde bakalit değil fenol formaldehit bulunmaktadır ki üreten kişinin soy ismi Baekeland olduğu için bu maddeye Bakalit ismi verilmiştir. Son olarak ise ilk üreticilen bakalitlerin hepsi sarı renkte değildi. Örneğin yeşil kumaşa uygun yeşil bir şemsiye sapı da üretilebiliyordu.
@@turkoism bakalit 1921 hatta Nisan gibi olmasi lazim firmanın kuruluşu. Firma Özel üretimlere 1920 den sonra başlamıştır. Yeşil bagalit diye bişey yok.ilk üretim sarı renkli üzerine olmuştur. Evet renkli malzeme uretmedimi bakalit üretti ama müşterinin özel isteğine göre üretti. Bu bilgiler öyle internetten alınma bilgi değildir altını çizerim asli olan bilgilerdir saglicakla kalın
Osmanlı sıkma dedikleri bu tesbihler Alman bakalit malzemeden yapılsa da doğal malzeme değildir. Labaratuvar şartlarında üretilmiş malzemedir, birebir plastik olmasa da benzer malzemedir. Bunları değerli kılan tek husus zamanla eskimiş olmasıdır.Bence esas değerli tesbih doğadan çıkan çam ağacı reçinesi fosili olan damla kehribar ve oltu taşından üretilmiş tesbihlerdir.
Galip Başsaka ustamız 1910 doğumlu yani bakalitin bulunmasıyla aynı tarih bunun üstüne 40 yıl eklerseniz 1950 yıllar o tarihte yapsa 74 yıllık diyebiliriz belki çünkü 1939'da yapılan araştırmalar sonucu ne bakalitten nede katalinden yapılan tesbih yok
Bana göre sert plastik ama Damla Kehribar milyon yıllık edemez değerli sanıyor lar Alman mühendis işten atıldı döktüğü kimyasal renk değiştiyor diye bir Dominik damla etmez
Galip usta osmanlı dönemi ve cumhuriyet dönemi ustasıdır plastikle uzaktan yakında alakası yoktur bu malzemenin senin kaliteli plastik dediğin 3000 derece ye kadar ısıya dayanıklımı dönem işi tesbihler var ama çok değil bu tesbihte o az olanlardan.
Beylerbeyi galip usta bakalit tespih yapmamıştır hayati boyunca ağaç tespih yapmıştır çünkü çok sert olan bakaliti hiç eline almamıştır teyit için cem bülbül usta huseyin celik ve daha bir çok eski ustadan ogrenebilrsiniz
Ya hocam ilk önce kehribar tesbihşn ne olduğunu öğrenin ondan sonra çıkın video çekin elinizdeki tesbihler naylon tesbih asılmorjinal kehribar toprağın altından yğzyıllarca kalmış fosilleşmiş kaya kehribarıdır siz ne anlatıyorsunuz allah aşkına o tesbihlerde biraz zor ulaşırsınız elinizdeki tesbihşer elinizin sıcaklığıyla zamanla ısiyla birlikte renk alan naylon tesbihlerdir
Gerçek güzel bir tesbih iyi günlerde kullansın kardeşimiz tesbih bir tukku ve sevdadır bunu kullanan ve seven insanlar anlar bilir aynı zamanda tesbih bir zikirdir duadi
Plastik.. özünde hepsi plastik / değer dediğimiz şey "birilerinin oturup" atfettiği şeydir. Manevi değer gibi bişi düşünün.. Farzediyorsun değeri oluyor.
Alakasi yok . O eski osmanli denilen malzemenin hammaddesi bakalittir uretimi yok tarihe karisti ve malzene olarak cok canli ve kalitelidir yeni dokumler benzerini bile yapamadilar
Merhabalar, videoyu ilgiyle izledim. Yalnız ufak tefek şeyler var düzeltilmesi gereken. Ukalalık yapmak için değil, yanlış anlaşılmasın... Öncelikle Osmanlı Sıkma Kehribar'dan Osmanlı'nın haberi yok, kehribarın da yok. 1909 yılında Belçikalı kimyager Leo Hendrik Baekeland' ın döktüğü sunni reçinedir bakalit. Yani sentetik malzeme, kaliteli plastik de diyebiliriz buna. Bu tespihler Osmanlı'da yapılmadı. Tamamen Cumhuriyet döneminde tespih olarak imal edildi. Bu malzemenin ilk tespihe dönüşümü 1950 ler. Çünkü malzemenin ijk kullanım alanı askeri mayınlar, tencere, tava sapları, dolap, çekmece kulbu, lamba (abajur) altı, süs eşyaları gibi gibi... Renk değişimi ve peş peşe gelen şikayetler şirketin sonunu getirmiş, üretici üretimini Catalin Corperationa devretmiştir. Formülde değişim yapan Katalin firması yeni ve benzer bir malzeme olan Katalini icad etmiştir. Fakat Katalin de kendi tonlarında renk değişimine uğramıştır. Uzatmayacağım, bu bakalit malzeme renk değiştirdiği için tespih sektöründe büyük ilgi görmüştür ve görmektedir. Galip usta 1978de Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Dolayısıyla o da Cumhuriyet dönemi ustalarındandır. Gerçekte Osmanlı dönemi tespihleri Narçıl-ı bahri, kuka, kemik ve diş grubu, keribar gibi tespihlerdir. Gerçek Osmanlı onlardır, bilginize sunarım, saygılar, hürmetler.
Abi çok haklısın bu anlatan bir boktan
أهل المسبحة تاريخياً السومريين والسوريين. أما الفاتوران chery ambe backalet لاعلاقة له بالعثماني والتركي هو أميركي ألماني.
hocam bende aynılarını yazdım verdiğin doğru ve güzel bilgiler için teşekkür ederim....
Helal olsun be kardesim ne güzel anlatmissin.Adam elindeki Plastik i öve öve bitiremedi.
Güzel açıklamışsınız
Osmanlı: Benim haberim yok.
Maşşallah cok guzel hareler sistemli bu damarı ara bulamazsin hicbi sıkmasa bakalitte
Ahh maraşş :(
kardeşim tamamen temiz duygularla çekmişsin videoyu ama bilgilerin yanlış teyit et bir video daha çek bence
İçerisinde çam reçinesi yok kesinlikle, insan gücü ile yapılan suni bir reçinedir. Polimer bir üründür. Osmanlı diye bir sıkma yoktur. Ürün Alman menşeidir. 1900-1905 yillari arasında bir deneme süreci içerisinde üretilmeye çalışıldı. 1915 -1920 yılları arasında vitrinlerde yerlerini alıyor. Bir çok farklı ülkede bu ürünü mutfak ve moda ürünleri çıkaran firmalar pazarlamaya çalıştı. Ürün renk alınca o dönem bir hata idi ama bu dönem için olayın ana maddesi renk alması 😄
Hata gibi görünen durum o dönem fabrikanin kapanmasına sebep oldu şuan da da güzel bir özellik olarak görünüyor renk alması. Ürün bir çok firmanın farkli iş planlari ve ürününde renginin visneye dönmesinden ötürü fabrika 1930 yollarına tekabül edecek tarihlerde kapanıyor. Katalin fabrikası bu formül üzerinden buna yakın bir şekilde dökülüyor ama onlarda bunun önüne geçemiyor , katalinde zamanla renk alıyor 😄
Bu arada bu polimer malzemeler içerisinde en önce dökülen yani sıkma diye tabir ettiğimiz bu ürünlerden önce ilk döküm çalışması yapılan ürün Fransız Galalithtir . 1893-1898 yolları arasında yani bakalitten 10-12 sene önce dökülmeye çalışılıyor, Avrupa pazarında tam yer alamazken, bakalitin vitrindeki reklamı 12 sene sonra daha iyi yapıldığı için. Bakalit talep görüyor. Bakalit, Katalin, Aramith , Lava ve daha bir çok polimer malzemeler içerisinde içinde en az polyester bulunduran tek döküm Galalithtir. Ayrıca Bakalit ve Katalinde polyester oranı yüzde 15-18 lerde iken, Galalithteki polyester oranı yüzde 2 veya 4 aralığındadir. Kendim bunu labaratuvar ortamında çözemedim lakin , bu döküm fabrikalarının eski kimyane belgelerinde raporlarında bu şekilde bilgi veriliyor. Belge üzerinden konuşuyorum. Ayrıca eklemek istiyorum özellikle tesbih camiasinda Galalithe çok haksızlık yapıldı. Galalith ikinci Dünya savaşı dolaylarında büyük buhran yani kıtlığında çıkması ile süt ve süt ürünleri bulunmadı için fabrikası kapatıldı. Bakalit ve Katalin fenol formaldehit ve bir takım lif ve aldehitlerle yapılırken. Galalith daha masum bileşenlerle yapıldı, örneğin Galalith in içinde sütün ana maddesi olan Kazein yani süt proteini vardır. Suni reçine ve Kazeinin birleşmesi ile aslında çok şahane bir meteryal ortaya çıktı, lakin kimse Galalith in kıymetini bilemedi. Hayırlı günler diliyorum hepinize...
İyi güzel anlatmışsnda pişmiş kelle gibi ne gülüyon küfür edersende sana gelsin sadece düşüncemi dedim
bence çam reçineli bir madde isittiginiz takdirde o reçine kokusunu alıyorsunuz bilesininde kesinlikle doğal reçine mevcut.. analizlerinde bu görülüyor
Beylerbeyli Galip (Başsaka): 1910 yılında Edirnekapı'da doğmuştur. Babası dönemin tesbih ustalarından Akgerdan Mehmet Efendi'dir. Tesbih yapımını, babasından öğrenen Galip Usta; babasının arkadaşları olan, dönemin ünlü ustalarından da eğitim almıştır. Bir çok tesbih yapımında eşi Nermin hanımdan da yardım almıştır.
Ustam artık benim görüşüme göre estetik ve kombinasyon daha ön plana çıktı.
Eskiye nazaran.
Bu Epoxy tekniği ile hem eski hem yeni hem bir araya gelmesi imkansız maden taş canlı materyalleri tek bir çatı da toplamak mümkün.
Fil dişi+Kuka+Epoxy
Gül+Epoxy+Kehribar
Kehribar+Oltu+Epoxy
vsr vsr
Birincisi 1907 de üretilme şansı yok.ikincisi ilk döküm bakalit firması tarafından 1920 lerde döküldü.ev eşya lari gibi bir çok günlük kullanımda üretilen bakalit,normal oda sicakliginda ve koşullarında renk değişimi sebebi ile musterilerden çok şikayet gelmesi vede patent lisansının 1927 de bitmesi ile katalin firmasına satıldı. İlk üretilen bakalit rengi sarı renktir.daha sonra zaman geçtikçe sarı renkten kademe kademe koyulasarak vişne çurugu rengine kadar geldi.ilk bakalit yapısı yarı saydamdir ve harelidir helezonludur.daha sonra 1927 de bakalitin kataline geçmesiyle yarı saydamliktan tam saydamliga kadar geliştirildi. Yani katalin denilen bu yapıdaki ve renklerdeki malzemenin formülü bakalittir.bu firmada renk almaların önüne geçemedigi için amerika Menşei oldu firma kapandı gitti.bu elinizdeki eski bakalittir Osmanlı değil miskevi değil tek orjinal ismi var oda eski bakalit...
Kardeşim sen de yanlış biliyorsun. Bakalit 1907 yılında Belçika asıllı Leo Hendrik Baekeland tarafından üretilmiştir. Bir diğer mevzu ise formülünde bakalit değil fenol formaldehit bulunmaktadır ki üreten kişinin soy ismi Baekeland olduğu için bu maddeye Bakalit ismi verilmiştir. Son olarak ise ilk üreticilen bakalitlerin hepsi sarı renkte değildi. Örneğin yeşil kumaşa uygun yeşil bir şemsiye sapı da üretilebiliyordu.
Aynen öyle kardeşim
@@turkoism bakalit 1921 hatta Nisan gibi olmasi lazim firmanın kuruluşu. Firma Özel üretimlere 1920 den sonra başlamıştır. Yeşil bagalit diye bişey yok.ilk üretim sarı renkli üzerine olmuştur. Evet renkli malzeme uretmedimi bakalit üretti ama müşterinin özel isteğine göre üretti. Bu bilgiler öyle internetten alınma bilgi değildir altını çizerim asli olan bilgilerdir saglicakla kalın
Sonuncu sıkma kehribar değil tek orijinal kehribar damla
Bu işi doğru dürüst bilen kimse yokmu
Osmanlı sıkma dedikleri bu tesbihler Alman bakalit malzemeden yapılsa da doğal malzeme değildir. Labaratuvar şartlarında üretilmiş malzemedir, birebir plastik olmasa da benzer malzemedir. Bunları değerli kılan tek husus zamanla eskimiş olmasıdır.Bence esas değerli tesbih doğadan çıkan çam ağacı reçinesi fosili olan damla kehribar ve oltu taşından üretilmiş tesbihlerdir.
Galip Başsaka ustamız 1910 doğumlu yani bakalitin bulunmasıyla aynı tarih bunun üstüne 40 yıl eklerseniz 1950 yıllar o tarihte yapsa 74 yıllık diyebiliriz belki çünkü 1939'da yapılan araştırmalar sonucu ne bakalitten nede katalinden yapılan tesbih yok
Beyler beyi galip usta ağaç tesbih yapmış.sentetik malzeme çalışmamış.
abi keşke doğru bilseydin bu 1907 de new jersey de amerikan bir bilim adamı tarafından bulunan formul. Almanlar da yapıyor ama 1910 lardan sonra
Lan oğlum 1907'de icat edilen Belçikalı kimyager Leo Hendrik'in bulduğu Bakalit, sonrasında formül taklit edilerek 1920'lerde Katalin ortaya çıkıyor
🇹🇷Üçyüzbine satar belki 🇹🇷
Adam eski fenol malzemeye kehribar dedi ya orda kapadım videoyu 😂😂😂
sanki elmas
Ben sordum da mezara onunla girecekmiş cep yaptırıp
Bana göre sert plastik ama Damla Kehribar milyon yıllık edemez değerli sanıyor lar Alman mühendis işten atıldı döktüğü kimyasal renk değiştiyor diye bir Dominik damla etmez
Ne anlatyrsn sen
Acaba depremde bu tesbih kurtarıldı mı onu düşünüyorum 😮
Sa yeriniz nerede kardeşim benim koleksiyonu sana getirmek isterim.sizinle tanışmak istiyorum bende k.marasliyim
Eger yeni dokumler tasiyorsan onlar çöp bilmis ol
Verde bikaç gün çekek yeğenim
30 bin dolar elindeki tesbih o kadar koruması gayet doğal
Nerden biliyorsun 1907 de oradamıydın 😂
O dönem o tesbihi yapan ustanın yanında çırakmış kendisi oradan biliyor
الألمان والأمريكان هم من علمو الأتراك على فحص المادة البكاليت البكاليت الأصلي مصنع من مواد طبيعية وله ميزات لااحد يستطيع أن يصنع نفسها
Abi bir sorum olacak ustanin imzasi ne sekildedir ogrenme amaciyla soruyorum
İmamenin ip cıkısına dayresel bir çizgidir bilirler söylemezler bilgi paylasmak evrenseldir
Aynısının küçüğüvar bende
imame in usta işaretini ögrene bilirmiyim
Hemşerim benim
Bu kardeşimiz 6 şubat depremi kahramanlarından
Vefat mı etti
@@ahmetayyildiz7714hayır
@@ahmetayyildiz7714 hayır
Osmanlı benzetme bu osmanlı değil dedikleri hiç uyusmuyor
Bu dağlayarak bir boktan anlamıyor ya bunun tesbihlerde sahtedir
Galib ustanin imzasimi varmis ne cok atiniz be imame cokde benzemiyor galibe eminmisin
Bu malzemenin gerçek kehribar ile ilgisi yoktur.
reçineden yapılan osmanlı da var
Galip usta osmanlı dönemi ve cumhuriyet dönemi ustasıdır plastikle uzaktan yakında alakası yoktur bu malzemenin senin kaliteli plastik dediğin 3000 derece ye kadar ısıya dayanıklımı dönem işi tesbihler var ama çok değil bu tesbihte o az olanlardan.
Demir mehmet kardeşim iyiki bu tesbihi bulmuş
Babacım alman degil belçikalı leo henry bakeland dır mucidi
Onu camiye koyun kardeş, estağfurullah çekerim günahım var. Cebine sığmaz çok büyük. Merkez camiye getirin Balıklıgöl de zikir ehli kullanır.
Yahu tamam antika değeri var da neticede sentetik yani..
Yıl geçtikçe değerlenen bi sentetik bakalit katalin gibi malzemeler yıllandıkça değerlenir
Tesbih dediğin oltudur ( gürcü demiyorum ) erzurum oltu gerisi hikaye.
Altın, gümüş dahil.
Takibi bana göre
1907 lerde yapıldığını nerden biliyorsın
Usta bi soru sormak istiyorum sana bi resim atsam tesbih fiyati ne oldugu yazarmisin sen bilgili bi abiye benziyonda
Slm aleyküm 1975yili tarihi eser kehribar tespis var onu nasıl fiyatını ogrenecez
Yaz bana
20 lira veriyim?
Beylerbeyi galip usta bakalit tespih yapmamıştır hayati boyunca ağaç tespih yapmıştır çünkü çok sert olan bakaliti hiç eline almamıştır teyit için cem bülbül usta huseyin celik ve daha bir çok eski ustadan ogrenebilrsiniz
Fenolik recine satisimiz vardir
Nasıl ulaşabilirim size ?
Slm
Metaya ne kadar tapıyoruz, bu ne yaaaa.
Tesbihin amacı neydi??
Ne oldu??
Meta ne ?
Bunu yapan usta kör olmuş 😀
Ya hocam ilk önce kehribar tesbihşn ne olduğunu öğrenin ondan sonra çıkın video çekin elinizdeki tesbihler naylon tesbih asılmorjinal kehribar toprağın altından yğzyıllarca kalmış fosilleşmiş kaya kehribarıdır siz ne anlatıyorsunuz allah aşkına o tesbihlerde biraz zor ulaşırsınız elinizdeki tesbihşer elinizin sıcaklığıyla zamanla ısiyla birlikte renk alan naylon tesbihlerdir
Tesbihten anlamayan öküzler