Ne kadar kıymetli bir ses kaydı, bu arşivleri nasıl, nerden buluyorsunuz bilmiyorum ama çok kıymetli birsey yapıyorsunuz. Allah razı olsun sizden.cok mutlu oldum.
Bu kayıtta bahsi geçip, değerli sanatkarın icra ettiği Uşşak eserin bestekarı Şevki Bey olarak nakledilmektedir. Lakin bu eser kaynaklara göre Hacı Arif Bey dir. Bu bilgiyi söylemek istedim.
Zeki Müren çok popüler bir figür olduğu için güzel Türkçe konuşma hep ona mal edilmiştir ama aslında öyle birşey yok. Bu tatlı sohbetteki konuşmaları insan dinlemeye doyamıyor. Eski TRT spikerleri Tuna Huş, Mesut Mertcan, Tamer Durukan, Canan Oğuz, Mehpare Çelik, Aytaç Kardüz ve daha niceleri Türkçe'nin şahikasını konuşuyorlardı. En güzel Türkçe'yi Zeki Müren konuşuyordu dersek bu insanlara gerçekten çok ayıp etmiş oluruz.
Bunu kabul edemem. Çükü bu programda kullanılan kelimelerin hepsi ya öz Türkçe veya asırlar önce Türkçe'ye girmiş ve artık Türkçeleşmiş kelimelerdir. Kökenleri Arapça ve Farsça olabilir. Ancak bu iki dilden Türkçe'ye geçmiş kelimeler, Türkçe ses uyumuna göre Türkçeleşmiş, Türkçe'ye yerleşmiş kelimelerdir. Türk toplumu 50 yıl öncesine kadar bu kelimeleri biliyor ve kullanıyordu. Fakat 100 yıl öcesinden başlatılan dili arılaştırma (ki bu kültürümüzü tam kalbinin ortasından hançerleme projesiydi.) projeleri bası-yayının da bir tarafını yırtarcasına geyretleriyle Türk milletinin ağzına adeta tıkılmıştır. Ben 1958 doğumluyum. Biz "hadise" derdik, "olay" sonradan uyduruldu. "imkan" derdik, "olanak" sonradan uyduruldu. "imtihan" derdik, "sınav" soradan uyduruldu. "ihtimal" derdik, "olasalık" sonradan uyduruldu.Kökeni arapça olan bunlara ve benzeri kelimeleri ilkokul 3ten terk bakkal amcaya da sorsanız, İşletme Fakültesi mezunu bir banka müdürüne de sorsanız bilirlerdi. Fakat bunların yerine uydurulmuş kelimeleri koyarak basın ve milli eğitim yoluyla gençlere empoze ede ede aradan geçen on yıllardan sonra nesiller birbirini anlayamaz oldu. En fecisi de bugünkü nesi Nedim'i, Fuzuli'yi okuduğu zaman Arapça yazılmış zannediyor ve hiçbir şey anlamıyor. Bazı milletlerin gençleri Geothe'i gayet güzel anlarken bizim neslimiz Yahya Kemal Beyatlı'nın Türkçesi'ni dahi anlamıyor. Bu bir kültür erozyonudur.
o kadar rahatlatıcı bir sohbet ki diksiyonları insanın tüm stresini alıyor
Ne kadar güzel bir sese sahip olduğu konuşma sesinden belli.
Harika bir söyleşi. Tevazu sahibi Safiye Hanım. Nur içinde yatsınlar.
Harika bir söyleşi. Safiye Ayla unutulmaz, eşsiz, büyük sanatçımız, saatlerce sürse de zevkle dinlerim onun sohbetini.
Ne guzel bir sohbet ya simdi neden yok o kadar aciki aslinda bazi kelimeleri unutmak turkcemizi kaybetmek.
Çok güzel bir Türkçe.
Ne kadar kıymetli bir ses kaydı, bu arşivleri nasıl, nerden buluyorsunuz bilmiyorum ama çok kıymetli birsey yapıyorsunuz. Allah razı olsun sizden.cok mutlu oldum.
Mükemmel!
Nasil bir ses harika turkce harika
🌟🌟🌟🌟🌟 NUR İÇİNDE YAT SAFİYE AYLA HANIM 🌟 🌟 🌟 🌟 🌟
Bu kayıtta bahsi geçip, değerli sanatkarın icra ettiği Uşşak eserin bestekarı Şevki Bey olarak nakledilmektedir. Lakin bu eser kaynaklara göre Hacı Arif Bey dir. Bu bilgiyi söylemek istedim.
"Dinlenmeyi nasil telif ediyorsunuz?" 😳
En iyi Türkçeyi Zeki müren konuşur.
Hayır.
Zeki Müren çok popüler bir figür olduğu için güzel Türkçe konuşma hep ona mal edilmiştir ama aslında öyle birşey yok. Bu tatlı sohbetteki konuşmaları insan dinlemeye doyamıyor. Eski TRT spikerleri Tuna Huş, Mesut Mertcan, Tamer Durukan, Canan Oğuz, Mehpare Çelik, Aytaç Kardüz ve daha niceleri Türkçe'nin şahikasını konuşuyorlardı. En güzel Türkçe'yi Zeki Müren konuşuyordu dersek bu insanlara gerçekten çok ayıp etmiş oluruz.
Çok yahşı ancak türkçe sözcükler az o kötü
Bunu kabul edemem. Çükü bu programda kullanılan kelimelerin hepsi ya öz Türkçe veya asırlar önce Türkçe'ye girmiş ve artık Türkçeleşmiş kelimelerdir. Kökenleri Arapça ve Farsça olabilir. Ancak bu iki dilden Türkçe'ye geçmiş kelimeler, Türkçe ses uyumuna göre Türkçeleşmiş, Türkçe'ye yerleşmiş kelimelerdir. Türk toplumu 50 yıl öncesine kadar bu kelimeleri biliyor ve kullanıyordu. Fakat 100 yıl öcesinden başlatılan dili arılaştırma (ki bu kültürümüzü tam kalbinin ortasından hançerleme projesiydi.) projeleri bası-yayının da bir tarafını yırtarcasına geyretleriyle Türk milletinin ağzına adeta tıkılmıştır. Ben 1958 doğumluyum. Biz "hadise" derdik, "olay" sonradan uyduruldu. "imkan" derdik, "olanak" sonradan uyduruldu. "imtihan" derdik, "sınav" soradan uyduruldu. "ihtimal" derdik, "olasalık" sonradan uyduruldu.Kökeni arapça olan bunlara ve benzeri kelimeleri ilkokul 3ten terk bakkal amcaya da sorsanız, İşletme Fakültesi mezunu bir banka müdürüne de sorsanız bilirlerdi. Fakat bunların yerine uydurulmuş kelimeleri koyarak basın ve milli eğitim yoluyla gençlere empoze ede ede aradan geçen on yıllardan sonra nesiller birbirini anlayamaz oldu. En fecisi de bugünkü nesi Nedim'i, Fuzuli'yi okuduğu zaman Arapça yazılmış zannediyor ve hiçbir şey anlamıyor. Bazı milletlerin gençleri Geothe'i gayet güzel anlarken bizim neslimiz Yahya Kemal Beyatlı'nın Türkçesi'ni dahi anlamıyor. Bu bir kültür erozyonudur.