Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu - Italo Calvino // konuk İshak Reyna // Ben Okurum

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 28 авг 2024
  • Bütün hazırlıklar yapıldı mı hanımlar beyler? Doğru pozisyon, doğru ışık, doğru ortam bulundu mu? Hoş bizim ilişkimizde rutinler farklı değil mi? Ayaklarınızı uzatmak yerine, hatta tam tersine giyip spor ayakkabılarınızı, yürüyüşe çıkmışsınızdır siz şimdi. Kulaklarınızı takıp basmışsınızdır telefonunuzdan bir uygulamanın play tuşuna. Oooh gelsin ben okurum keyfi! Ama bazılarınız tam da Calvino’nun dediği gibi yerini ayarlayıp, kahvesini koymuş öyle takmıştır kulaklığı, o da olabilir yani. Işık bizim için çok önemli değil ama, karanlıkta bile dinleyebiliriz birbirimizi. Ütüler dağ gibi oldu diyenleri de duyar gibiyim. Onlar kulaklıklarıyla birlikte ütünün fişini de taktı prize. Günün yemeği ne mesela? Zeytinyağlı pırasa? Havuçları hafif öldürürken zeytinyağında, kulağınızı bize verdiniz bile değil mi? Aaa nasıl unuturum, günün ilk telaşlarını otomobilinde trafik keşmekeşinde yaşayan, yoluna bizi de yolcu eyleyen o çok sevgili dinleyiciyi. Söz sana ey trafik kurbanı çilekeş dostum, bugün yol göz açıp kapayana kadar bitiverecek. Çünkü İtalo Calvino’nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu kitabı konuşuluyor Ben Okurum’da. Calvino gibi renkli bir şahsiyet, aziz dostu Cesare Pavese’nin dediği gibi bir ‘kalem sincabı’ söz konusu olduğunda yollar ne der ki bize! Hele Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu gibi bol oyunlu, dolambaçlı, bulmacalı bir romansa bölümün esas çocuğu o hooo dağları deler, okyanusları bile aşarız beraber.
    Kiminle mi gerçekleşiyor bu edebiyatın en karmaşık ama eğlenceli yazarlarından biri hakkında yapacağımız sohbet? Türkiye yayıncılığının en deneyimli editörlerinden birini davet ettim bu sefer mikrofon başına. 80li yıllardan beri yayıncılık dünyasının içinde olan İshak Reyna’nın engin deneyiminden ve bilgi dünyasından yararlanmak isteyenler toplansın yamacımıza. Kendi kitapları da var, denemeler, antolojiler ve roman. Üstelik tutkulu bir Calvino okuru o. Orhan Pamuk hayranları varsa aranızda, küçük bir dedikodu da yapayım, İshak Reyna Nobel Ödüllü yazarımızın da editörü. Evet, yine dolu dolu bir ben okurum bölümü dinlemeye başlamak üzeresin. Rahatla. Toparlan. Zihnindeki bütün düşünceleri kov gitsin. Seni çevreleyen dünya bırak belirsizlik içinde yok oluversin…
    “Kişinin yaşam öyküsü verileri, hatta salt nüfus kütüğü verileri bile, sahip olduğu en özel şeylerdir, onları ortaya dökmek biraz ruh çözümlemesiyle yüzleşmek gibi oluyor,” diyor İtalo Calvino. Yani birazdan anlatacaklarım biraz da onun ruhunu koyacak ortaya. 15 Ekim 1923 yılında Küba’da, Santiago Las Vegas’ta doğmuş olması ne der bize? Her ikisi de botanikçi olan anne ve babası yıllarca kalmışlar Küba’da. Tam onlar o koca adadan ayrılmak üzereyken dünyaya gelmiş Calvino. Diyor ki: “Yüreğimde hep bana başka bir yeri arzulatan coğrafi istikrarsızlık oradan kaynaklanıyor.” Yine diyor ki: “Annemle babamın bilgileri bitkiler alemine, o alemin harikalarına ve erdemlerine odaklıydı. Bense bir başka bitki topluluğunun, yazılı tümcelerin çekimine kapılarak onların bana öğretebilecekleri şeylere sırt çevirdim.” Buyrun, bir başka önemli nokta daha. İşini tutkuyla yapan iki bilim insanının çocuğu olarak, onların alanından kaçıp kendine başka bir tutku dünyası kurmak. Ama içinde bir yerde atılan o bilgi ve bilim tohumlarını da, zamanı gelene kadar özenle saklamak. Calvino’nun yazdıklarındaki deneyselliği, çeşitliliği, özeni başka nasıl açıklayabiliriz ki? Ay yine hızlı mı gittim ben? Tamam, sırasıyla anlatıyorum.
    Aile, İtalo’nun doğumundan iki yıl sonra İtalya’ya dönüyor ve babanın doğum yeri olan San Remo’ya yerleşiyor. İçinde o zamanlar egzotik olarak nitelendirilen avokado ve greyfurt ağaçları da bulunan, bir çeşit laboratuvar gibi deneylere sahne olan, büyük ve bereketli bahçe İtalo Calvino’nun ilk oyun alanı, hatta belki de ilk esin kaynağı. Bu arada 1927 yılında bir de erkek kardeşi oluyor yazarımızın. İlerde ünlü bir jeolog olacak Floriano. İkisi birlikte Villa Meridiana’nın sonsuz bahçesinin keyfini sürüyorlar çocuklukları boyunca. Ağaçlara tırmanıyorlar, bir dalın üstünde birbirlerine sevdikleri hikayeleri okuyorlar. Rudyard Kipling’in meşhur kitabı Orman Çocuğu’na bayılıyor mesela küçük İtalo. Edebiyata olan ilgisi çoktan çıkmış ayyuka. Ve bu yanıyla ailenin küçük kara keçisi o, ayrık otu. Ciddi birer bilim insanı olan anne babasının dünyasında yok öyle hikayeler, masallar…Oysa onun aklında çizgi filmler, şiirler, resimler, tiyatro ve daha neler neler.
    #denizyücebaşarır #benokurum #italocalvino #birkışgecesieğerbiryolcu #ishakreyna #yapıkrediyayınları

Комментарии • 4