Etmeyin Reis bey! Siz ağlayamazsınız! Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz… Siz merhametten, acıma duygusundan, yalnız kötülük doğacağına inanmışsınız. Yerine göre haklısınız.. Fakat ondan ne büyük iyilik doğacağını unuttuğunuz için en büyük hakkı kaybediyorsunuz. Rahmet kaldırılmış sizin kalbinizden.. Reis Bey! Mühürlü kalbinizin açılmasını dilerim, Allah sizi de arındırsın…” (idamlık genç) Reis Bey: İnsandaki kötülük iktidarını döve döve pekiştirmek yerine, hohlaya hohlaya yumuşatmak.Merhamet! Hava gibi, su gibi muhtaç olduğumuz iksir… Baş aşağı bir cemiyeti,baş yukarı edecek bir kudret. Acımasızca idama götürdüğüm çocuk; bana “Buz çölünde yol alıyorsunuz.” demişti. Hepimiz, bütün insanlık buz çölünde yol alıyoruz! Aldığımız nefesler bile, sipsivri kayalar şeklinde donuyor. Bakarken gözle bıçaklıyor, dinlerken kulakla zehirliyoruz! Damak kirletiyor, el donduruyor! Bütün bunların kanunlarını bilmiyoruz da, kanun çıkarmaya kalkıyoruz! Olur mu hiç? Sen kaplanı yetiştir, besle, sonra pençe atıyor diye kement at, ipe çek! Yazıktır kaplana, günahtır kaplana, merhamet! Hakim: O hâlde ceza ölçüleri, hak, adalet ve kanunlar lüzumsuz öyle mi? Reis Bey: Öyle değil! Bunlar, doktorun çare bulamayınca bütün bir uzvu budamaya mecbur kalması gibi, iç tedavi üstünde tedbirler… Savcı: Efendim. Merhamet ekmek olsa da bütün insanlığa dilim dilim dağıtılsa payına hiçbir şey düşmeyecek lanetli budur! Üstelik yüce reislik makamından bitirimhanelere düşüp ipten, kazıktan kurtulma insanlar arasında eroin çetesi kuran bir bedbahtın karşınızda kurtarıcı edâsıyla adalet dersi vermeye kalkışması; tam bir şenaattir! Kendisine yine reislik makamındayken söylediği bir sözü hatırlatırım. “Bizi daima işlenen suçun cüzzamlı suratına bakmaktan kaçıran bu edebiyat esnaflığını bir yana bıraksınlar!” ve bu görünen suçun görünmeyen bir yanı varsa onu ortaya döksünler! - Reis Bey: Bu ne acındırıcı mantık… Benim merhamet tezim bir dedektif kaidesi midir ki suçluyu bulsun? Ben diyorum ki her fert baş ucuna; “Suçlu benim, herkes suçsuz!” levhasını asmalıdır. Ben diyorum ki yegâne kurtuluşumuz herkesin herkesi affetmesindedir. Daha ötesi kanunların sorumluluğuna girer. Ama görüyorum ki anlatamıyorum… Hissediyorum ama anlatamıyorum! Çocuk, “Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz…” dedi. Ağladıkça anlıyorum… Ağladıkça anlıyorum… Artık bütün mantık hesaplarımı kaybettim. hem de öylesine kaybettim ki; Amerika’da bir cinayet işlense de, Dünya çapında bir ses sorsa; “Katil kim?”, “Benim!” diye haykırabilirim! Soğuk kış geceleri, köprü altında yatan çıplakların vebali benim boynumda, gömleğimin yakasında… İsterse çareme adli tıp baksın fakat bir hastaneye girsem de kan kanseri çeken hastalar görsem acaba onları bu hale ben mi getirdim? diye düşünüyorum. Ben ne yaptım? Uykuda, baygınlıkta, annemin karnında, babamın kanında hangi cinayeti işledim? Hangi mukaddesi kirlettim ki kendimi gelmiş gelecek bütün fenalıkların tek sorumlusu biliyorum? Dışımda ne arıyorlar? İçime doğru suçluyum ben! Bir de kalkmış belki kendimden birine, ondan öbürüne geçer, bir merhamet yangını çıkar bütün ülkeyi sarar diye; tımarhanelik bir hayalin peşine düşmüş gidiyorum! Reis beyefendi; Ceketim benimdir! Cep benim ceketime aittir. Eroin de o cebin malıdır. Ben suçluyum, bana acımayın reis beyefendi… Bana acımak merhamete haksızlık olur! Göklerin merhamet dolu olduğuna inanıyorum… Bizse nefsimizin beton çatısını tepemize dikmiş, yaşamayı öldürüyoruz! merhamet… Âlem bu temel üzerinde! Eğer toprağa, tohuma, hatta kire, lekeye merhamet olmasaydı, su olur muydu? Rengi merhamet, sesi merhamet, pırıltılı şırıltılı su… Ne duruyorsunuz! Sökün sahte su borularını! Ev ev merhamet şebekesi kurun! Tepelerinizdeki çatıları da yıkın! Göklerle temasa geçin! O zaman göreceksiniz ki; acı su borularından, kendi kendine tatlı su akacak… Ve başlar üstünde, güneşe yol veren kubbeler yükselecek…
Ne kelimeler ne duygular var öğretemiyoruz da sıra merhamete gelince herkes bülbül kesiliyor etmeyin reis bey siz ağlayamazsınız ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz
Rıhtım Sen S ile başlardın S ile biterdin. Ben ise dakikalarca senle biterdim. Hem sevmemiştin ki sen düzgünce beni “Seni istemiyorum” demiştin en son En son kalabalığın uğultusunda Benim son sözüm“Ne dedin?” olmuştu. O anlarda yıkım yaşadım ruhumda O an gidişin son sözüydü O an içimden beddualar geçti Yine sustum Beni yitirmekten çekinmedin Çünkü zaten hiç sevmedin ki İçimde kanayıp duran güllerin yandı. Gecelerim, gündüzlerim yandı, Aslında yananlardan biri de gözyaşlarımdı Yine sustum Sana acıdım, gökyüzüne acıdım, Önümdeki kırık camlardan yansıyan Yüzüme acıdım Çekip gittin sorularımın ağırlığıyla Kulaklarımda kanayan “seni istemiyorum” Sözlerinle kaldım Kalp kırıklığında da mutluluk yaşayacak kadardım Çünkü sen vardın içinde kırıklığın Sen S ile başlardın S ile biterdin Ben senle başlayıp hiçbir şeyle bittim …
Serzeniş, kızgınlık ve çaresizlikle ezilmiş bir duygu durum yüklü ses tonunu seslendirmenizde daha çok duymayı bekleyerek dinledim sizi😔 Kendinizi mahkumiyet kararı kesin bir hakim karşısında konuşuyormuş düşleyebilir miydiniz? Müziğin sesi ise bir tık daha düşük mü olmalı güzel sesinizi bastırıyor sanki. Yüreğinize sağlık.
Etmeyin Reis bey! Siz ağlayamazsınız! Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz…
Siz merhametten, acıma duygusundan, yalnız kötülük doğacağına inanmışsınız. Yerine göre haklısınız.. Fakat ondan ne büyük iyilik doğacağını unuttuğunuz için en büyük hakkı kaybediyorsunuz. Rahmet kaldırılmış sizin kalbinizden.. Reis Bey! Mühürlü kalbinizin açılmasını dilerim, Allah sizi de arındırsın…” (idamlık genç)
Reis Bey: İnsandaki kötülük iktidarını döve döve pekiştirmek yerine, hohlaya hohlaya yumuşatmak.Merhamet! Hava gibi, su gibi muhtaç olduğumuz iksir… Baş aşağı bir cemiyeti,baş yukarı edecek bir kudret. Acımasızca idama götürdüğüm çocuk; bana “Buz çölünde yol alıyorsunuz.” demişti. Hepimiz, bütün insanlık buz çölünde yol alıyoruz! Aldığımız nefesler bile, sipsivri kayalar şeklinde donuyor. Bakarken gözle bıçaklıyor, dinlerken kulakla zehirliyoruz! Damak kirletiyor, el donduruyor! Bütün bunların kanunlarını bilmiyoruz da, kanun çıkarmaya kalkıyoruz! Olur mu hiç? Sen kaplanı yetiştir, besle, sonra pençe atıyor diye kement at, ipe çek! Yazıktır kaplana, günahtır kaplana, merhamet!
Hakim: O hâlde ceza ölçüleri, hak, adalet ve kanunlar lüzumsuz öyle mi?
Reis Bey: Öyle değil! Bunlar, doktorun çare bulamayınca bütün bir uzvu budamaya mecbur kalması gibi, iç tedavi üstünde tedbirler…
Savcı: Efendim. Merhamet ekmek olsa da bütün insanlığa dilim dilim dağıtılsa payına hiçbir şey düşmeyecek lanetli budur! Üstelik yüce reislik makamından bitirimhanelere düşüp ipten, kazıktan kurtulma insanlar arasında eroin çetesi kuran bir bedbahtın karşınızda kurtarıcı edâsıyla adalet dersi vermeye kalkışması; tam bir şenaattir! Kendisine yine reislik makamındayken söylediği bir sözü hatırlatırım. “Bizi daima işlenen suçun cüzzamlı suratına bakmaktan kaçıran bu edebiyat esnaflığını bir yana bıraksınlar!” ve bu görünen suçun görünmeyen bir yanı varsa onu ortaya döksünler! - Reis Bey: Bu ne acındırıcı mantık… Benim merhamet tezim bir dedektif kaidesi midir ki suçluyu bulsun? Ben diyorum ki her fert baş ucuna; “Suçlu benim, herkes suçsuz!” levhasını asmalıdır. Ben diyorum ki yegâne kurtuluşumuz herkesin herkesi affetmesindedir. Daha ötesi kanunların sorumluluğuna girer. Ama görüyorum ki anlatamıyorum… Hissediyorum ama anlatamıyorum! Çocuk, “Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz…” dedi. Ağladıkça anlıyorum… Ağladıkça anlıyorum… Artık bütün mantık hesaplarımı kaybettim. hem de öylesine kaybettim ki; Amerika’da bir cinayet işlense de, Dünya çapında bir ses sorsa; “Katil kim?”, “Benim!” diye haykırabilirim! Soğuk kış geceleri, köprü altında yatan çıplakların vebali benim boynumda, gömleğimin yakasında… İsterse çareme adli tıp baksın fakat bir hastaneye girsem de kan kanseri çeken hastalar görsem acaba onları bu hale ben mi getirdim? diye düşünüyorum.
Ben ne yaptım? Uykuda, baygınlıkta, annemin karnında, babamın kanında hangi cinayeti işledim? Hangi mukaddesi kirlettim ki kendimi gelmiş gelecek bütün fenalıkların tek sorumlusu biliyorum? Dışımda ne arıyorlar? İçime doğru suçluyum ben! Bir de kalkmış belki kendimden birine, ondan öbürüne geçer, bir merhamet yangını çıkar bütün ülkeyi sarar diye; tımarhanelik bir hayalin peşine düşmüş gidiyorum!
Reis beyefendi; Ceketim benimdir! Cep benim ceketime aittir. Eroin de o cebin malıdır. Ben suçluyum, bana acımayın reis beyefendi… Bana acımak merhamete haksızlık olur!
Göklerin merhamet dolu olduğuna inanıyorum… Bizse nefsimizin beton çatısını tepemize dikmiş, yaşamayı öldürüyoruz! merhamet… Âlem bu temel üzerinde! Eğer toprağa, tohuma, hatta kire, lekeye merhamet olmasaydı, su olur muydu? Rengi merhamet, sesi merhamet, pırıltılı şırıltılı su…
Ne duruyorsunuz! Sökün sahte su borularını! Ev ev merhamet şebekesi kurun! Tepelerinizdeki çatıları da yıkın! Göklerle temasa geçin! O zaman göreceksiniz ki; acı su borularından, kendi kendine tatlı su akacak… Ve başlar üstünde, güneşe yol veren kubbeler yükselecek…
Berfin Kilic 🙏💐
Helal olsun
AllahuEkber
Merhamet hava gibi, su gibi muhtaç olduğumuz iksir..
💐
@@MehmetYldrm 🌿🙏
Sen ne güzel bir detaysin Mehmet Yıldırım.💜🌹👏
Abi ağzına sağlık! En çok şairler arası tarafsızlığını seviyorum.
Bu da bana bir hatıra olsun.
Ne kelimeler ne duygular var öğretemiyoruz da sıra merhamete gelince herkes bülbül kesiliyor etmeyin reis bey siz ağlayamazsınız ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz
Mehmet bey yüreğinize sağlık..
Gözlerimi kapayıp ve sadece sizin sesiniz ..çok güzel gerçekten
Helin Erbay eksik olmayın 💐🙏☺️
Mehmet Yıldırım 🙏🙏🙏🌹🌹🌹
“İçime doğru suçluyum ben.” 👍🏻
A. H. İçimize doğru hep ayşegülcüğüm 💐☺️
Yüreğine sağlık üstadım
Tarık eyvallah azizim 🙏
Rıhtım
Sen S ile başlardın S ile biterdin.
Ben ise dakikalarca senle biterdim.
Hem sevmemiştin ki sen düzgünce beni
“Seni istemiyorum” demiştin en son
En son kalabalığın uğultusunda
Benim son sözüm“Ne dedin?” olmuştu.
O anlarda yıkım yaşadım ruhumda
O an gidişin son sözüydü
O an içimden beddualar geçti
Yine sustum
Beni yitirmekten çekinmedin
Çünkü zaten hiç sevmedin ki
İçimde kanayıp duran güllerin yandı.
Gecelerim, gündüzlerim yandı,
Aslında yananlardan biri de gözyaşlarımdı
Yine sustum
Sana acıdım, gökyüzüne acıdım,
Önümdeki kırık camlardan yansıyan
Yüzüme acıdım
Çekip gittin sorularımın ağırlığıyla
Kulaklarımda kanayan “seni istemiyorum”
Sözlerinle kaldım
Kalp kırıklığında da mutluluk yaşayacak kadardım
Çünkü sen vardın içinde kırıklığın
Sen S ile başlardın S ile biterdin
Ben senle başlayıp hiçbir şeyle bittim …
(Bunu seslendirir misiniz? Ben yazdım Cihan Ö.) Teşekkür ederim şimdiden :)
Videonun açıklama kısmana sözleri de yazsanız dinlerken bir yandan da okusak daha iyi olmaz mı ?
Reis bey şiirlerinizdeki kelimeler merhamet ister bu kadar duygulu okunmaz merhamet diler 😐
süleyman gthb40 🙏💐varol
Yüreğine sağlık üstad...
Ağzına yüreğine sağlık kardeşim. 👏🏻👏🏻👏🏻
Sesine yüreğine sağlık üstadım😍😍😍
Fatime Aydar çoook teşekkür ediyorum 💐🙏☺️
🙏😊
offff en sevdiğim üstadın cümleleri en sevdiğim sesle bütünleşmiş muhteşemm❤👌
❤
Berfin Sağınç 💐🙏
Merhamet! Hava gibi, su gibi muhtaç olduğumuz iksir…
Yine harika olmuş! 😍
Gözde Ayar teşekkürler 🙏💐
Bunu cok uzun zamandir bekliyordum mukemmel olmus sesine saglik
Omerfaruk Kekik eyvallah 🙏☺️
“Dışımda ne arıyorlar,içime doğru suçluyum ben”
🙏
ahhhhh ahhh
REİS SEN BİZE NAZIM HİKMET İLE NECİP FAZILI AYNI DERECEDE ANLAMAYI ÖĞRETTİN BİZE. YÜREĞİNE SAĞLIK. ALLAH SESİNE ZEVAL VERMESİN
tek kelimeyle MÜ KEM MEL
Kulakların pası silindi yine🙏
zeliha çakır 💐☺️🙏
bizleri bırakma abi birde bişey sorcam hangi üniversitede okudunuz
Ağlayabilseydiniz ,anlayabilirdiniz...
Aliye Özeken 🙏💐
👌♥️👌🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟👌
Abi senin sesinden Nfk bir başka bu sesi fazla özletme
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Erenlerin Bağından adlı mensur şiirini de seslendirir misiniz?
Film müziğinin fon halini bulamıyorum bulan varsa yardımcı olabilir mi?
Etmeyin reis bey siz ağlayamazsınız
Hocam acaba Mehmet Akif Ersoy'un Hasta şiirini okumayı düşünüyor musunuz ?
Sesine sağlık Mehmet Abim...Azerbaycandan selamlar..Şiirlerimden birisini gondersem seslendirirmisiniz..?Turkceyi mukemmel biliyorum.
Fon müziği nedir?
fon müzigin adı nedir?
Hocam iyi akşamlar. Fon müziklerini nereden buluyorsunuz?
film yapılmıştı. 1989 yapımlı film. filmde bu müzik kullanılmıştı. orjinal film müziği yani
Serzeniş, kızgınlık ve çaresizlikle ezilmiş bir duygu durum yüklü ses tonunu seslendirmenizde daha çok duymayı bekleyerek dinledim sizi😔 Kendinizi mahkumiyet kararı kesin bir hakim karşısında konuşuyormuş düşleyebilir miydiniz? Müziğin sesi ise bir tık daha düşük mü olmalı güzel sesinizi bastırıyor sanki. Yüreğinize sağlık.
"Merhamet. Ağızların iğrenç sakızı"
Nfknın karakterini sevmem ama sanatı güzel ve güçlü.
Işte bu adamı ağlatır