GÜMÜŞHANE KELKİT SADAK KÖYÜ

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 8 фев 2025
  • Tarih, toprak altında her insanın kaderini bir şekilde kaydeder. Kimileri bir daha gün yüzü görmeyecek şekilde kaybolup giderken, kimileri ise üstünü örten toprağın kaldırılmasını bekler. Satala Antik Kenti de, tarihin üstünü örttüğü toprağı kaldırmak için tarih ve arkeoloji tutkunlarının ziyaretini beklemektedir. Satala’yı gezerken görünen kısmını temaşa edecek, hikâyesini öğrenince buzdağının görünmeyen kısmının büyüklüğüne hayran kalacak, bir zamanlar mızraklarının uçlarını güneşle parlatan lejyon askerlerinin mezar taşları arasında adımlayacaksınız.
    Sizi daha eskilere götürecek olan kentte yapılan çalışmalar, kentin geçmişini Tunç ve Demir Çağlarına değin derinleştirecektir. Tarih öncesi devirlerden Antik Çağ’a gelene kadar Satala’nın iskân edildiğini öğrenince, bunun sebebinin gümüş gibi ışıldayan zengin su kaynaklarına ve bereketli topraklarına bağlamakla yanılmayacaksınız. Eğer Satala’da ufuk çizgilerini izlerseniz, tarih içinde Doğu Anadolu’dan Karadeniz’e ulaşımı sağlayan yolun tam üzerinde durduğunuzu fark edeceksiniz.
    Antakya, Kapadokya ve Trabzon’u bir kavşakta toplayan Satala, özellikle Pers ordusunun akınlarına karşın, Roma’nın savunmasında en ön ve kilit kale, imparatorların doğu seferlerinin ana askeri üssü olmuştur. Sizler de Satala’yı ziyaret ettiğinizde İmparator Trajan’ın yaklaşık iki bin yıl önce(tam olarak M.S. 117) Satala ziyaretini hatırlayacak ve tarihin sessiz tanıkları üzerinden Satala’nın neden imparatorların karargâhı olduğunu yerinde keşfedeceksiniz.
    Roma Ordusunun Saklı Hazinesi
    Avrupa, Afrika ve Asya kıtalarında hâkimiyet kuran Roma, sahip olduğu otuz lejyon üssünden sadece dördünü (Zeugma, Samsat, Malatya, Satala) Anadolu üzerinde konuşlandırmıştır. Satala, bağrındaki kültürel mirasla Roma ordusunun keşfedilmeyi bekleyen saklı hazinesidir.

Комментарии •