Lise yıllarımda babam bana çile kasetini almıştı. Üstadın kendi sesinden Çanakkale zaferi ve edebiyat hakkı da bir konferansta konuştuğu konuşmalar yer alıyordu. Bir kaç tane de şiiri. Hepsi kendi sesindendi ben o kaseti her Allah'ın günü, -havada dönen para gibi- durmadan arkalı önlü dinlerdim. Artık o kadar çok aşinaydım ki, üstadın o kasetteki şiirleri şöyle dursun, konferantaki konuşmalarını bile ezberlemiştim. Gün geldi, edebiyat tarihi hocamız cumhuriyet dönemi şairlerinden birer şiir ezberleyeceksiniz ve bu şiirler okuyuşunuza göre not ortalamanızı etkileyecek demişti. Herkes harıl harıl okulun kütüphanesine koşup c. Dönemi şairlerin şiir kitaplarından ezbere koyuldular benim kılım kıpırdamadı, bana epey sitem ettiler. Ulan 2 gün sonra şiir okunacak sen neden ezberlemiyorsun diye... Ben de biraz Takvimdeki Deniz'in hafsalamda olduğu rahatlıkla, onlara ezberleriz mevlam büyük demiştim. Okumaya başladığımda bütün sınır pür dikkat beni dinlemişti. Sizin kadar vurgulu okuyamasam da sınıfın en iyisi seçilmiştim. Bugün bir edebiyat öğretmeni olarak bunları ezber ettiğimden zerre pişman değilim aksine onur duyuyorum. Bunu sizlerle paylaşmak istedim. Okuyanların kafasını şişirdiysem affola Muhammed Bey, sizinde ağzınıza sağlık. RUclips' da saçma sapan "yutuburlar"ı dinlemektense, meşru insanlara kulak vermek yeğdir... Emeğinize sağlık.
şiiri güzel okumuyor ki. ilk kıtadaki tepemden yerine tepemde diyor mesela. arif nihat asyanın fetih marşında da yürüyeceksin diyemiyor. yürüceksin diyor. güzel okunmayınca da insanlar dinlemiyor
ÇİLE Gâiblerden bir ses geldi: Bu adam, Gezdirsin boşluğu ense kökünde! Ve uçtu tepemden birdenbire dam; Gök devrildi, künde üstüne künde... Pencereye koştum: Kızıl kıyamet! Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı! Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent, Ok çekti yukardan, üstüme avcı. Ateşten zehrini tattım bu okun. Bir anda kül etti can elmasımı. Sanki burnum, değdi burnuna "yok"un, Kustum, öz ağzımdan kafatasımı. Bir bardak su gibi çalkandı dünya; Söndü istikamet, yıkıldı boşluk. Al sana hakikat, al sana rüya! İşte akıllılık, işte sarhoşluk! Ensemin örsünde bir demir balyoz, Kapandım yatağa son çare diye. Bir kanlı şafakta, bana çil horoz, Yepyeni bir dünya etti hediye. Bu nasıl bir dünya hikâyesi zor; Mekânı bir satıh, zamanı vehim. Bütün bir kâinat muşamba dekor, Bütün bir insanlık yalana teslim. Nesin sen, hakikat olsan da çekil! Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam! Otursun yerine bende her şekil; Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam! Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın, Benliğim bir kazan ve aklım kepçe. Deliler köyünden bir menzil aşkın, Her fikir içimde bir çift kelepçe. Niçin küçülüyor eşya uzakta? Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl? Zamanın raksı ne, bir yuvarlakta? Sonum varmış, onu öğrensem asıl? Bir fikir ki, sıcak yarada kezzap, Bir fikir ki, beyin zarında sülük. Selâm, selâm sana haşmetli azap; Yandıkça gelişen tılsımlı kütük. Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol! Ey yedinci kat gök, esrarını aç! Annemin duası, düş de perde ol! Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç! Uyku, kaatillerin bile çeşmesi; Yorgan, Allahsıza kadar sığınak. Teselli pınarı, sabır memesi; Size şerbet, bana kum dolu çanak. Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet, Sırrını ararken patlayan gülle? Yeşil asmalarda depreniş, şehvet; Karınca sarayı, kupkuru kelle... Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş, Mevsimden mevsime girdim böylece. Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş, Fikir çilesinden büyük işkence. Evet, her şey bende bir gizli düğüm; Ne ölüm terleri döktüm, nelerden! Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm, Yetişir çektiğim mesafelerden! Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz; Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık. Her gece rüyamı yazan sihirbaz, Tutuyor önümde bir mavi ışık. Büyücü, büyücü ne bana hıncın? Bu kükürtlü duman, nedir inimde? Camdan keskin, kıldan ince kılıcın, Bir zehirli kıymık gibi, beynimde. Lûgat, bir isim ver bana halimden; Herkesin bildiği dilden bir isim! Eski esvaplarım, tutun elimden; Aynalar, söyleyin bana, ben kimim? Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa, Arzı boynuzunda taşıyan öküz? Belâ mimarının seçtiği arsa; Hayattan muhacir, eşyadan öksüz? Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim, Minicik gövdeme yüklü Kafdağı, Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim, Dev sancılarımın budur kaynağı! Ne yalanlarda var, ne hakikatta, Gözümü yumdukça gördüğüm nakış. Boşuna gezmişim, yok tabiatta, İçimdeki kadar iniş ve çıkış. Gece bir hendeğe düşercesine, Birden kucağına düştüm gerçeğin. Sanki erdim çetin bilmecesine, Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin. Açıl susam açıl! Açıldı kapı; Atlas sedirinde mâverâ dede. Yandı sırça saray, ilâhî yapı, Binbir âvizeyle uçsuz maddede. Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik; Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur. İçiçe mimarî, içiçe benlik; Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur! Nizam köpürüyor, med vakti deniz; Nizam köpürüyor, ta çenemde su. Suda bir gizli yol, pırıltılı iz; Suda ezel fikri, ebed duygusu. Kaçır beni âhenk, al beni birlik; Artık barınamam gölge varlıkta. Ver cüceye, onun olsun şairlik, Şimdi gözüm, büyük sanatkârlıkta. Öteler öteler, gayemin malı; Mesafe ekinim, zaman madenim. Gökte saman yolu benim olmalı; Dipsizlik gölünde, inciler benim. Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök! Heybem hayat dolu, deste ve yumak. Sen, bütün dalların birleştiği kök; Biricik meselem, Sonsuza varmak... NECİP FAZIL KISAKÜREK
Şiir Seslendirmelerimden Haberdâr olmak için ABONE OLUP BİLDİRİMLERİ AÇINIZ...
Lise yıllarımda babam bana çile kasetini almıştı. Üstadın kendi sesinden Çanakkale zaferi ve edebiyat hakkı da bir konferansta konuştuğu konuşmalar yer alıyordu. Bir kaç tane de şiiri. Hepsi kendi sesindendi ben o kaseti her Allah'ın günü, -havada dönen para gibi- durmadan arkalı önlü dinlerdim. Artık o kadar çok aşinaydım ki, üstadın o kasetteki şiirleri şöyle dursun, konferantaki konuşmalarını bile ezberlemiştim. Gün geldi, edebiyat tarihi hocamız cumhuriyet dönemi şairlerinden birer şiir ezberleyeceksiniz ve bu şiirler okuyuşunuza göre not ortalamanızı etkileyecek demişti. Herkes harıl harıl okulun kütüphanesine koşup c. Dönemi şairlerin şiir kitaplarından ezbere koyuldular benim kılım kıpırdamadı, bana epey sitem ettiler. Ulan 2 gün sonra şiir okunacak sen neden ezberlemiyorsun diye... Ben de biraz Takvimdeki Deniz'in hafsalamda olduğu rahatlıkla, onlara ezberleriz mevlam büyük demiştim. Okumaya başladığımda bütün sınır pür dikkat beni dinlemişti. Sizin kadar vurgulu okuyamasam da sınıfın en iyisi seçilmiştim. Bugün bir edebiyat öğretmeni olarak bunları ezber ettiğimden zerre pişman değilim aksine onur duyuyorum. Bunu sizlerle paylaşmak istedim. Okuyanların kafasını şişirdiysem affola Muhammed Bey, sizinde ağzınıza sağlık. RUclips' da saçma sapan "yutuburlar"ı dinlemektense, meşru insanlara kulak vermek yeğdir... Emeğinize sağlık.
Ne güzel bir baba🙌🏻var olsun böyle babalar👍🏻
Kabrin nur olsun üstad yok artik böyle şiir yazanlar ❤
Ūstadın kendini bulduğu şiir. Emeginize sağlık kardeşim..
Allah razı olsun çok güzel bir şiir
kimisi yazmaya aşıktır kimisi okumaya, kimisi aşık olup yazar kimisi aşkını yazar...
Allah razı olsun, ne güzel seslendirmiş siniz
Öyle güzel bi şiir ki yüreğe dokunan 💐
Rahmet ve selam olsun mübarek zata selam
Allah razı olsun .
nasıl hazmetsin kalp, gönül yanında olup da
bilmediği şeyi yarım ömür...
Necip fazıl kısaküreğin şiirleri mükemmel
👍🏻
Mevlam rahmet eylesin 🤲🇹🇷🤲🌹
Amin
Emeğine yüreğine sağlık üstadım 🌹
Bana yakan gözlerle bir kerecik baktınız Ruhuma büyük temel civisini çaktınız
Ne kadar ileri görüşlü ihtiyar ağaç
YÜREĞİNE Emeğine SAGLIK 🌹 🌹
Çok güzel emeginize saglık 👍👍👍
Yâ İslâmda yükselir yâ inkârda çürürsün bu iş mezarda bitmiyor gittiğinde görürsün Necip fazıl kısakürek
Var mı ALLAH'tan yukarı kabirden aşağı toparlan yüreğim gidiyoruz sen yukarı ben aşağı
Harika bir şiir
Daha sık video yükleseniz keşke bu güzel şiirleri hatırlamamıza yardımcı oluyorsunuz
Aynen size katılıyorum
çok güzel seslendirmişsiniz hocam . ağzınıza sağlık
Fevkalâde Harikulâde Şahâne
Çok güzel olmuş hocam 👍
Emeğinize sağlık. Karşılık bulsun inşallah ✨
Biricik meselem sonsuza varmak ... 🍃
Hece ile şiir yazmaya çalışın dahs iyi anlasıliyir ne harika bir iş çıkarmış üstad.
Aleyna tilki izleme sayısı 100 milyon şu şiirin izleme sayısı 8bin hey ya hey yarabbim şu dünyanın işlerine bakın.
Ne yapacaksın cennet ucuz değil çare gelmez
NURÇİNDE yatasın
şiiri güzel okumuyor ki. ilk kıtadaki tepemden yerine tepemde diyor mesela. arif nihat asyanın fetih marşında da yürüyeceksin diyemiyor. yürüceksin diyor. güzel okunmayınca da insanlar dinlemiyor
❤❤
👍👍👍
2020 den selamlar
Aleyküm selam🙂
Fon müziğin adı nedir?
Bu kaçinci veda sayisini unuttum oyle istiyorsan hoşçakal sevgili
Her kelimesini dikkatle dinleyin
üstada yorum eklemek için, ondan iyi olmak gerekir ki bunu da kimsenin hakkı değil
👍🏻
ÇİLE
Gâiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...
Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı.
Ateşten zehrini tattım bu okun.
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna "yok"un,
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı.
Bir bardak su gibi çalkandı dünya;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikat, al sana rüya!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!
Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çare diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünya etti hediye.
Bu nasıl bir dünya hikâyesi zor;
Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kâinat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.
Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil;
Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!
Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe.
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.
Niçin küçülüyor eşya uzakta?
Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
Zamanın raksı ne, bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu öğrensem asıl?
Bir fikir ki, sıcak yarada kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selâm, selâm sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.
Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci kat gök, esrarını aç!
Annemin duası, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!
Uyku, kaatillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
Teselli pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak.
Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle...
Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.
Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim mesafelerden!
Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık.
Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık.
Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehirli kıymık gibi, beynimde.
Lûgat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvaplarım, tutun elimden;
Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?
Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Belâ mimarının seçtiği arsa;
Hayattan muhacir, eşyadan öksüz?
Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim,
Dev sancılarımın budur kaynağı!
Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
İçimdeki kadar iniş ve çıkış.
Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin.
Açıl susam açıl! Açıldı kapı;
Atlas sedirinde mâverâ dede.
Yandı sırça saray, ilâhî yapı,
Binbir âvizeyle uçsuz maddede.
Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
İçiçe mimarî, içiçe benlik;
Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur!
Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.
Kaçır beni âhenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkârlıkta.
Öteler öteler, gayemin malı;
Mesafe ekinim, zaman madenim.
Gökte saman yolu benim olmalı;
Dipsizlik gölünde, inciler benim.
Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak...
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Rüya gördüm yine
yarın 2021...
Dünde gorduydum
🍀 🥀👍👍
🇹🇷🇹🇷🇹🇷
TAMAMI BENİ BANA ANLATIYOR
Söylemem size ne oldugunu😀
😜🤪😝
😪😪😪