HT Bilim Tarih Felsefe RUclips kanalına “Abone” olarak, geçmişten günümüze bilim, tarih ve felsefe ile ilgili gelişmeleri takip edebilirsiniz. Bağlantıya tıklayarak “HT Bilim Tarih Felsefe” RUclips kanalına abone olabilirsiniz. www.youtube.com/@HTBilimTarihFelsefe/featured
Celal Sengor`un , is ehlini saygi ile dinlemesi cok hosuma gitti , Ahmet Bey`in anlatimi da muazzam. 10-11 yaslarimda iken ; neden devleti bilim insanlari yonetmiyor diye dusunuyordum, en donanimli, en zeki onlar diye karar vermistim , 44 e girecegim hala O cocuk gibi dusunuyorum.
Devleti bilim insanlari yönetemez sebebi bilim insanlari akla hitab eder kanit gösterir ve gercegin peşindedirler oysa günümüzdeki siyasiler ise tamamen halka hitab eder halkin coğunluğu ise asla gerceğin pesinde değildir cogunluk herzaman ikna olmanin zarureti icindedir o yüzdendirki vasifsiz siyasilerin sadece hitabetleriyle halki gerceklerden uzaklaştirarak onlari manipule ederek ikna yoluyla düzene sokarlar bunun icinde kullandiklari iki arac vardir biri din digeri milliyetcilik bu iki unsur var oldugu surecede yeryuzunde bu yönetim şekli sadece kabuk değistirir ama varligini herdaim korur tipki akatlardan günümüze geldigi gibi
Bilim insanları yönetmez, çünkü Nazi Almanyasından kaçan bilim insanları Amerika kapılarını açtı ve bilimlerini orada yaptılar. Çünkü bu adamlar sürekli alanında çalışma yapmayı hedef ediniyor hobisi bu. Ordaki Nazi Almanyası bilim adamları öyle füzeler, atom bombaları geliştirdi, Amerika yine o silahlarla almanya'yı vurdu. Sormuşlar hatta o bilim insanlarına onlarda benim için bilim yapmak önemli, bu silahla kaç kişi öldürüldü, neresi vuruldu ben bu konularla ilgilenirsem bilim yapamam demiş.
Yani kısacası bilim insanı siyaset yapmaz, girmez. Ama sen ondan destek, görüş, danışmanlık alırsın. Bizde böyle bir gelenek yok. Mesela sığınmacılar konusunda, bu konuyu ne yapalım, nasıl çözeriz diye 3-5 tane alanında en iyi toplumsal bilimle ilgilenen insanları toplasan bu yurtdışı da dahil, oturtup çalıştırsan sana 3 ayda 50tane çözüm sunar sende uygularsın.
Niye çözüm sunar biliyor musun? Bilim deneme-yanılma yöntemiyle yapıldığı için, bilim insanı çözümünü test etmek ister. Atom bombası icat ettti mesela, bunu test etmek ister, bunun arzusuyla yaşar. Çünkü içgüdüsel olarak yaptığı şeyi canlı görmek ister, sonucunu görmek ister. Mesela Celal Şengör 'e sor, zangırzangır her gün deprem olmasını ister.
AKIL AĞLIYOR Şayet dilde tat alma hissi olmasa yemek yemek dünyanın en iğrenç etkinliği olurdu ve insanlar açlıktan ölürdü. Ya da cinsellikte haz olmasaydı cinsellik işkence olur kimse o eyleme yanaşmaz ve insanlık çoğalmazdı. Anlamlı bir hedefe ulaşmak için öncesinde bedene küçük ödüller veriliyor. Göz, kaş ve kirpik ile beyin kafa tası ile korunduğu gibi insanlık nesli de cinsellik ve beslenme ve diğer başka sistemler ile korunuyor. Deve dişi gibi bilim insanları bu anlamlı ilişkileri planlayıcı bir akıl ve irade ile izah etmek yerine akıldan fikirden ve bilinçten yoksun tabiatla açıklıyorlar. Bu şuna benziyor: siz ormanda taştan ve sapı ağaçtan yapılmış bir balta buluyorsunuz. Hocaya gösteriyorsunuz, hoca diyor ki uzun zaman için de tabiat taşı oval hale getirmiş sonra ortasına bir delik açmış aynı şekilde sapını da tabiat bir şekilde taşa göre ayarlamış ve ikisini birleştirmiş balta yapmış. Baltanın aklı olsa o bile bu izaha gülerdi. Ne kadar gülünç. Oysa denilmesi gereken bir akıl bir irade belli bir amaca ve ihtiyaca göre o aleti yapmış. Zira siz Orman da taş da bulursunuz ağaç da bulursunuz ama kendiliğinden oluşmuş bir balta bulamazsınız. Konuya Hoca gibi önce deneysel bakalım: milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilmiş mi? Hayır. Duvarlarda resim çivi yazıları var hiç biri kendiliğinden değil o dönemdeki insan aklının ürünü. Şimdi de akılcı episteme ile bakalım: akıl der ki bir şey kendinde olmayanı veremez. Tabiat bir bütün olarak insanı ve insanın ihtiyaçlarını bilecek bir akla sahip olmadığı için onun bu anlamlı şeyleri yaratması imkansızdır. Bir torba unu tabiat gibi düşünün onun baklava olması için bir ustaya hem de akıl sahibi ve o sanatta Mahir olan bir ustaya ihtiyaç vardır. Bilimin amacı Allahı tanımlamak değildir. Bilimin görevi Allah’ın yarattığı tabiatı anlamak ve açıklamaktır. Bunu yapabilmek için tabi ki deneysel yöntemleri kullanmalıdır. Ancak deneyi kurgulamak, süreçleri takip etmek ve sonuçlarını izah edebilmek için de bir akla ihtiyaç vardır. Aklı olmayan tabiattan bu kadar anlamlı şeyleri beklemenin adı nasıl bilimsellik olabilir ki. Bir bilgisayarı düşünün bir işletim sistemine bağlı olarak çalışıyor. Cahil onun kendiliğinden işlediğini sanır oysa onun ardında bir işletim sistemi ve o sistemin ardında o sistemi belli bir amaca ve ihtiyaca göre yazan bir akıl vardır. Hocalar kusura bakmasınlar imanları izin vermediği için konuyu işetim sistemi aşamasında tutup onun ardındaki zekayı görmüyor Ya da göstermek istemiyorlar. Aklın ışığı olmaksızın ☀️ güneş gözün önünü aydınlatamaz. Sadece Allah yok diyebilmek için yani kendi imanlarını koruyabilmek için aklı işlevsiz kılmaya ve tabiatı Tanrılaştırmaya çalışıyorlar. Bununla da kendilerince bilimsel davranmış oluyorlar. Farkında değiller bir yaratıcıyı inkar edip binlerce yaratıcı icat ediyorlar. Dağlar yaratıcı, sular yaratıcı, rüzgar yaratıcı, hormonlar yaratıcı, güneş yaratıcı. İlk insanlar da işte böyle inanıyordu. Kimi dağlara, kimi güneşe kimi hayvana tapıyordu, bunlar ise hepsine tapıyor. İlk insanlar tabiatın bir parçasını tanrılaştırdığı için ilkel insan oluyor Celal hoca bu kadar bilimsel vasfı ile tabiatın bir parçası yerine tamamını topyekün tanrılaştırıyor modern insan oluyor. Bu hem insaflı değil hem de mantıklı değil. 🤷♂️
AKIL AĞLIYOR Şayet dilde tat alma hissi olmasa yemek yemek dünyanın en iğrenç etkinliği olurdu ve insanlar açlıktan ölürdü. Ya da cinsellikte haz olmasaydı cinsellik işkence olur kimse o eyleme yanaşmaz ve insanlık çoğalmazdı. Anlamlı bir hedefe ulaşmak için öncesinde bedene küçük ödüller veriliyor. Göz, kaş ve kirpik ile beyin kafa tası ile korunduğu gibi insanlık nesli de cinsellik ve beslenme ve diğer başka sistemler ile korunuyor. Deve dişi gibi bilim insanları bu anlamlı ilişkileri planlayıcı bir akıl ve irade ile izah etmek yerine akıldan fikirden ve bilinçten yoksun tabiatla açıklıyorlar. Bu şuna benziyor: siz ormanda taştan ve sapı ağaçtan yapılmış bir balta buluyorsunuz. Hocaya gösteriyorsunuz, hoca diyor ki uzun zaman için de tabiat taşı oval hale getirmiş sonra ortasına bir delik açmış aynı şekilde sapını da tabiat bir şekilde taşa göre ayarlamış ve ikisini birleştirmiş balta yapmış. Baltanın aklı olsa o bile bu izaha gülerdi. Ne kadar gülünç. Oysa denilmesi gereken bir akıl bir irade belli bir amaca ve ihtiyaca göre o aleti yapmış. Zira siz Orman da taş da bulursunuz ağaç da bulursunuz ama kendiliğinden oluşmuş bir balta bulamazsınız. Konuya Hoca gibi önce deneysel bakalım: milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilmiş mi? Hayır. Duvarlarda resim çivi yazıları var hiç biri kendiliğinden değil o dönemdeki insan aklının ürünü. Şimdi de akılcı episteme ile bakalım: akıl der ki bir şey kendinde olmayanı veremez. Tabiat bir bütün olarak insanı ve insanın ihtiyaçlarını bilecek bir akla sahip olmadığı için onun bu anlamlı şeyleri yaratması imkansızdır. Bir torba unu tabiat gibi düşünün onun baklava olması için bir ustaya hem de akıl sahibi ve o sanatta Mahir olan bir ustaya ihtiyaç vardır. Bilimin amacı Allahı tanımlamak değildir. Bilimin görevi Allah’ın yarattığı tabiatı anlamak ve açıklamaktır. Bunu yapabilmek için tabi ki deneysel yöntemleri kullanmalıdır. Ancak deneyi kurgulamak, süreçleri takip etmek ve sonuçlarını izah edebilmek için de bir akla ihtiyaç vardır. Aklı olmayan tabiattan bu kadar anlamlı şeyleri beklemenin adı nasıl bilimsellik olabilir ki. Bir bilgisayarı düşünün bir işletim sistemine bağlı olarak çalışıyor. Cahil onun kendiliğinden işlediğini sanır oysa onun ardında bir işletim sistemi ve o sistemin ardında o sistemi belli bir amaca ve ihtiyaca göre yazan bir akıl vardır. Hocalar kusura bakmasınlar imanları izin vermediği için konuyu işetim sistemi aşamasında tutup onun ardındaki zekayı görmüyor Ya da göstermek istemiyorlar. Aklın ışığı olmaksızın ☀️ güneş gözün önünü aydınlatamaz. Sadece Allah yok diyebilmek için yani kendi imanlarını koruyabilmek için aklı işlevsiz kılmaya ve tabiatı Tanrılaştırmaya çalışıyorlar. Bununla da kendilerince bilimsel davranmış oluyorlar. Farkında değiller bir yaratıcıyı inkar edip binlerce yaratıcı icat ediyorlar. Dağlar yaratıcı, sular yaratıcı, rüzgar yaratıcı, hormonlar yaratıcı, güneş yaratıcı. İlk insanlar da işte böyle inanıyordu. Kimi dağlara, kimi güneşe kimi hayvana tapıyordu, bunlar ise hepsine tapıyor. İlk insanlar tabiatın bir parçasını tanrılaştırdığı için ilkel insan oluyor Celal hoca bu kadar bilimsel vasfı ile tabiatın bir parçası yerine tamamını topyekün tanrılaştırıyor modern insan oluyor. Bu hem insaflı değil hem de mantıklı değil. 🤷♂️
@@basaksehirinunluhocasim.ha3310 Dogruyu söylemek gerekirse Muhammedin Allahindan cok daha anlasilir bir şekilde konuşmuş. Ne yazikki ortada olan gerçek şu ki Muhammedin Allahi kendini kesinlikle dogru düzgün ifade bile edemiyor.
@@aksaktimur404 Bu düşünce tarzıyla bakarsan senin çevrendeki hiçbir şeyi kullanmaman lazım. Ellerindeki çoğu teknoloji aletlerinin ne dizaynını ne de üretimini müslümanlar yapmadı. Kullandığın takvimi müslümanlar yapmadı. Bu yazıyı yazdığın alfabeyi de müslümanlar oluşturmadı. Bırak alfabeyi, konuştuğun dil ortaya çıkarken de kimse müslüman değildi. Konuşma o zaman Türkçe. Yazdığın rakamları da Müslümanlar bulmadı. Ben de elhamdülillah Müslümanım ama adam pagandı diye gidip Marcus Aurelius, Kıbrıslı Zeno, Plato vs. Okumayayım mı? Teknolojiden faydalanmayayım mı? O şahsın kendi problemidir o. Güzel, doğru bir şey üretiyorsa veya anlatıyorsa istifade edip teşekkür etmek lazım.
@@aksaktimur404 bilinmekligi murat ettim bu yüzden insanı yarattım der en büyük olan .. ve bu adamlarda inanmak yerine anlamaya çalışıyor, araştırıyor ve biz gibi insanlara yardımcı oluyorlar. İnsan populasyonun %90 realitenin farkında olmadan yaşamlarını sürerken, bu insanlar araştırıyor ve benim gibi kadim bilginin yolcularına yardımları oluyor .. yüzeysel ateizmi herkes gibi anlayabilirsin ama ben ondan gerçekliğin büyük gayretini görüyorum. Bu büyük bir iş, kutsal bir görev. Belki de aziz nesinin bu milletin büyük bir çoğunluğu salaktır itirafindan yola çıkarım dikkat çekmek için bunu söylüyor. Keza nüfusun da Müslüman yazan her türlü adiligi şerefsizliği yapıyorsa bırakta onun ateizm diğerlerinden daha kutsal olsun .. neyzen Tevfik hesabı dostum.. aynı kapta değerlendirmeyi bende kabul etmezdim keza bu kadar şey bilip toplumu uyarmak büyük görev.. etikete gerek yok .. onun ateizm ateizminin sözüm ona bir değeri yok anlattiklarii önemli benim için..
Son zamanlardaki en kaliteli program, Reyting kaygısı taşımadan yapılan ve zevkle merakla izleten kutlarım Fatih Altay ve Celal hoca ,İlber hoca ve Ahmet hoca
İncilin tanrısını değil de Tabiatı tanrılaştıran bir papaz gibi konuşuyor. İman insanın gözünü kapatır diyorlar ya işte bu söz bu iki bilim adamına çok yakışıyor. Resmî görüp ressamı inkar eden kadar saçmasınız
26:48 Celâl Şengör'ün en sevmediğim özelliği. Her konuda böyle. Kendi görüşü dışında olan herkes, başkasından etkilenmiştir. Çünkü Celâl beyden farklı düşünüyorsa, Aristo bile öğretme akıllıdır. Aristoteles'in tüm fikirlerine saygı duydu. Ama Aristonun fikri kendi görüşüne uyumayınca, Aristoteles'in iradesini yok saydı. 'Platon'dan etkilendi' ne demek? Nerden biliyorsun? Çünkü bu düşünce sana uymuyor. Sadece bu. Sadece seninle aynı fikirde değil. Aristo her konuda seninle aynı fikirde olmak zorunda değil. Aynı şeyi Descartes için de yaparlar. Adam şüphecidir. "Descartes şüpheciydi ama toplum tanrıya inanıyor ya o yüzden inandı" derler. Peki çok sayın entelektüel: Bir adam tanrıdan şüphe etmiyorsa, nasıl şüpheci olacak. "Tanrıdan şüphe etmem ama elimdeki kalemden şüphe ederim" diye bir şey mi var?
Lütfen bir de bu yorum ile olayı düşünün: "Platon’un dediği gibi belleğimizde aramamız gerektiğini söylemektedir. Bir anlamda Galileo’nun bilimi ve felsefesi, Platon’a bir dönüş, Platon’un Aristoteles karşısındaki zaferi olarak görülür. Galileo, Aristoteles’in her şeyi mantıkla çözme çabasını bilimsel çalışmaların önündeki en büyük engel olarak yorumlamıştır. Galileo bilimsel olana ancak matematik yoluyla ulaşalabileceğini söylemektedir. Aslında bu durum Aristoteles geleneğini sürdüren peripatetikçilerin söylediği; “Doğa olgularında her zaman matematik yoluyla ispatlama gereğine başvurulmamalıdır” söylemine karşı çıkıştır." (Galileo’nun İki Büyük Dünya Sistemi Hakkındaki Diyalogları ve Bilime Etkisi Rıdvan KÜÇÜKALİ/Mustafa KOÇ s.123)
Çok güzel yazmışsın. Ama anlamak için felsefeden ciddi anlamak ve her bir filiozofu yakınen bilmek lazim. 100 de 99 umuzda bu birikim yok. Bende 99 un icindeyim. Ama okumak hoştu.
Bunu bide şöyle düşün Aristo ve Platonun bildiği dünya o kadardı ve bu tanımları o dönemin şartlarına göre yaptılar. Bayrak yarışı gibi, bi düşünce diğer bir düşünceyi doğurur geliştirir veya yok eder.
Altaylı meslek hayatının kalanını bu işe adamalı. Eğer başarırsa geçmişini unutturur. Doğal kitlesinin zamanında ona ürettiği ve kendisinin de çok iyi bildiği o öfkeyi. Ara ara buralara gelip bu programları buldukça, ben de sakinleşiyorum mesela.
Bir Türk olarak benim içim dışım Aristoteles. Bu yüzden bizim milletle anlaşamıyorum. Türkçemi ancak böyle kitaplarla, sosyal medya paylaşımlarıyla geliştiriyorum. Mümkün değil bizim milletle anlaşamıyorum. O vıcık vıcık Arabesk tavırları, ağlaklıkları, durmadan şikayetlenmeleri, ama buna karşı hiçbir şey yapmamaları, bencillikleri. Muazzam bir bencillikleri var. O kadar ikiyüzlü ve münafıklar ki, misafirperverlikleri dahi ikiyüzlülükten geçilmez. Örgütlenemezler. Hep haklı çıkmaya çalışırlar, vaz geçersin, haklısın sensin doğrusun dersin, umutsuz vaka oldukları için dalga geçtiğini anlamazlar salak gibi de haklı olduklarına inanırlar. Demogoji yaparlar. Hiç anlaşamam. Platoncular insanlığa yüktür. Kendilerini taşıtmayı severler. Farkındaysanız Türkiye'nin ve Türk toplumunun AB'ye girme politikası tepeden tırnağa kendini Avrupa'ya taşıtma beklentisi üzerine kuruludur; Avrupa bizi alsın, sorunlarımızı onlar çözsün, biz nargilemizi çeke çeke karı kız s...lim. Avrupalı bunu bilir, bu yüzden köpek kadar değer vermez, her fırsatta aşağılarlar, ama gene anlamazlar. Lidercidirler, istilacıdırlar, sığdırlar. Bununla da övünecek kadar kuru kasık salaktırlar.
100 YIL sonra Biz Türkler,PLATON'un MAĞARASINDAN dışarıya çıkabildik mi ? Merhaba,Ben Türkiye'nin önde gelen bir textil şirketinde ,makina mühendisiyim.Son 20 yıldır ihtisas alanım,Textil sanayinde ,gelişen ve değişen teknolojileri takip etmek, dünyada bu amaçla düzenlenen fuarlara gitmek ve değerlendirmek ,çalıştığım şirketi bilgilendirmek. Bu benim ,ön bahçem,yani bilim ve teknoloji var.Arka bahçemde ,ilgi alanları olarak,Tarih ve Siyaset var.Sevdiğim yazarlar arasında,en başta Halil İnalcık, İlber Ortaylı,Halil Berktay,Mete Tunçay ve tarihi geniş kitlelere sevdiren ,gazeteci yazar Murat Bardakçı (herkes bilmez ama kendisi aynı zamanda önemli bir müzik araştırmacısıdır)var.Birde ,benim çok beğendiğim,bir batılı tarihçi gözüyle,Osmanlı İmparatorluğunu inceleyen Suraiya Faroghi var.Kendi öz tarihimizi ve kültürümüzü bilemezsek ,Geleceğimizi kuramayız.Bu sütunlarda yazmak istediğim yorum,videoda ileri sürülen,yapılan yorumların dışına çıkmadan bu çerçeveyi kendime temel tartışma alanı kabul ederek, " şiddet ve nefret " söylemi dışında kalarak,kişisel fikirlerimi açıklamak.Bu konuyla ilgili ,ben ayrıca Şerif Mardin ve Taner Timur gibi önemli Türk sosyolog ve tarihçilerden faydalanacağım. Çünkü bizim sosyo-kültürel sorunlarımız ,antik Yunan filozoflarına referanslar yaparak ,anlaşılamaz ve çözülemez.Amacım ,polemik yapmak değil ! Bu çocuksu ve faydasız bulduğum eğilimleri çoktan bıraktım...Amacım pozitif ve zihin açıcı,bize geniş düşünsel manevra alanı sağlayacak adımlar atmak. Temel soru şu :Bu aynı zamanda ,video'nun başlığını içeriyor ;100 yıl sonra ,Biz Türklerin içinde hala Platon mu var ? Yani,mistik,kadere boyun eğen,rasyonel olmayan,bilime karşı gelen,neden- sonuç ilişkisini kavrayamayan,herşeyi Allah'a bırakan,kendi iradesini kullanamayan insan özelliklerine mi sahibiz ? Yoksa tam aksine akılcı,bilime önem veren,yaşamın her alanında kendi iradesini kullanan,sadece Bilime ve Gerçeklere biat eden modern formasyonlara sahip insanlara mı dönüştük ? Yukarıda kısaca tanımladığım,Platon'culuk benim kişisel yorumum değil ! Bu tanım ,videoda ki anlatımdan çıkarılan bir sonuçtur. Tekrar ediyorum,amacım polemik değil ! Bunun kimseye faydası olmaz..! 100 yıl sonra hep beraber neleri başardık,neleri eksik ve yanlış yaptık ? Neleri düzeltebiliriz ? Temel tartışma konumuz bu... Tabii ki ,önce , Platon'un 'Mağara Alegorisini " ne kadar doğru anlıyoruz ? Kaç katmanlı bir anlatım var ? Ayaklarından zincirle bağlanmış bu insanlar hangi ideolojik yapı içindeler,yıllardır bu mağarada nasıl vakit geçiriyorlar ? Görme,Hatırlama ve Tahmin etme duyguları güçlü olanlar kimler ,neyi temsil ediyor ? Mağara dışı ve içersi -klasik -yorum dışında neyi simgeliyor. Bunla başlamak istiyorum.Ben bu yazıyı,bazı eski Marksist arkadaşlarımın ısrarı üzerine kaleme aldım . Ve HaberTürk'ün " Gücü Özgürlüğündé "sloganına güvendim.Batı 'da sosyal medyada " şiddet ve nefret " söylemi içermeyen her türlü siyasi,kültürel,felsefi ve tarihi yorumlar yayınlanır.Bazı eski Marxist arkadaşlarımın yorumları, ne yazık ki ,sansürleniyor ve yayından kaldırılıyor , demokrasimiz açısından üzüntü verici.Bu yazım benim için ,bir ' test " özelliğini taşıyor.Yayında kalırsa ,polemik yapmadan bu yorumun devamı olan esas kısım gelecek.Aksi olursa ,yani sansürlenirse ,yapacak bir şeyim yok.İlginiz için şimdiden teşekkür ederim...
Değerli yazınız hakkında şunu söyleyebilirim, değerli bir inanç için bilgiye sahip olmanın şart olmasıdır. Bilgiye ulaşmak ve etkisinde kalarak değişmek için birey olarak baştan yanılmayı, hata yapmayı, kaybetmeyi, yalnız kalmayı göze alarak düşünmeye devam etmek gerekir. Toplumumuzu oluşturan bireylerin artık tek başınada ben bir iradeyim ve benim sözlerimde bu diyebilme cesareti için bir başlangıç sancısı içinde olduğunu söyleyebilirim. Önce küçülerek ardından büyüyebiliriz. Bazı eşikleri aşmanın pratik bir yolu yok. Kitlesel olarak sıkıştıran bu anlam engeli yeni bir yolun açılmasının habercisidir. Geç kalmışlığımız doğrudur ancak sancının arkasınında doğum olacağıda aşikardır. Huzurlu bir çaba içinde var olduğunuz kişi olmaya devam etmemek için bir neden yok.🌟
aşağı yukarı seninle aynı durumdayım. Ama yapacak bişey yok bro. Bu güzelliğin, bu hazzın tadını çıkartmalıyız. Birde bu insanları genç olupta arayıp bulamayacak zihniyette olanlarda var. Biz orta yaşta bile olsak en azından bulduk ve dinliyoruz güzel insanı.
Ahmet Hoca'nın " Benim bilim tarihim Aydın Bey sayesinde gayet iyidir " dediği bölümdeki Aydın bey Cumhuriyetimizin yetiştirdiği en büyük dahilerden biri olan Ord.Prof.Dr.Aydın Saylı'dır.
AKIL AĞLIYOR Şayet dilde tat alma hissi olmasa yemek yemek dünyanın en iğrenç etkinliği olurdu ve insanlar açlıktan ölürdü. Ya da cinsellikte haz olmasaydı cinsellik işkence olur kimse o eyleme yanaşmaz ve insanlık çoğalmazdı. Anlamlı bir hedefe ulaşmak için öncesinde bedene küçük ödüller veriliyor. Göz, kaş ve kirpik ile beyin kafa tası ile korunduğu gibi insanlık nesli de cinsellik ve beslenme ve diğer başka sistemler ile korunuyor. Deve dişi gibi bilim insanları bu anlamlı ilişkileri planlayıcı bir akıl ve irade ile izah etmek yerine akıldan fikirden ve bilinçten yoksun tabiatla açıklıyorlar. Bu şuna benziyor: siz ormanda taştan ve sapı ağaçtan yapılmış bir balta buluyorsunuz. Hocaya gösteriyorsunuz, hoca diyor ki uzun zaman için de tabiat taşı oval hale getirmiş sonra ortasına bir delik açmış aynı şekilde sapını da tabiat bir şekilde taşa göre ayarlamış ve ikisini birleştirmiş balta yapmış. Baltanın aklı olsa o bile bu izaha gülerdi. Ne kadar gülünç. Oysa denilmesi gereken bir akıl bir irade belli bir amaca ve ihtiyaca göre o aleti yapmış. Zira siz Orman da taş da bulursunuz ağaç da bulursunuz ama kendiliğinden oluşmuş bir balta bulamazsınız. Konuya Hoca gibi önce deneysel bakalım: milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilmiş mi? Hayır. Duvarlarda resim çivi yazıları var hiç biri kendiliğinden değil o dönemdeki insan aklının ürünü. Şimdi de akılcı episteme ile bakalım: akıl der ki bir şey kendinde olmayanı veremez. Tabiat bir bütün olarak insanı ve insanın ihtiyaçlarını bilecek bir akla sahip olmadığı için onun bu anlamlı şeyleri yaratması imkansızdır. Bir torba unu tabiat gibi düşünün onun baklava olması için bir ustaya hem de akıl sahibi ve o sanatta Mahir olan bir ustaya ihtiyaç vardır. Bilimin amacı Allahı tanımlamak değildir. Bilimin görevi Allah’ın yarattığı tabiatı anlamak ve açıklamaktır. Bunu yapabilmek için tabi ki deneysel yöntemleri kullanmalıdır. Ancak deneyi kurgulamak, süreçleri takip etmek ve sonuçlarını izah edebilmek için de bir akla ihtiyaç vardır. Aklı olmayan tabiattan bu kadar anlamlı şeyleri beklemenin adı nasıl bilimsellik olabilir ki. Bir bilgisayarı düşünün bir işletim sistemine bağlı olarak çalışıyor. Cahil onun kendiliğinden işlediğini sanır oysa onun ardında bir işletim sistemi ve o sistemin ardında o sistemi belli bir amaca ve ihtiyaca göre yazan bir akıl vardır. Hocalar kusura bakmasınlar imanları izin vermediği için konuyu işetim sistemi aşamasında tutup onun ardındaki zekayı görmüyor Ya da göstermek istemiyorlar. Aklın ışığı olmaksızın ☀️ güneş gözün önünü aydınlatamaz. Sadece Allah yok diyebilmek için yani kendi imanlarını koruyabilmek için aklı işlevsiz kılmaya ve tabiatı Tanrılaştırmaya çalışıyorlar. Bununla da kendilerince bilimsel davranmış oluyorlar. Farkında değiller bir yaratıcıyı inkar edip binlerce yaratıcı icat ediyorlar. Dağlar yaratıcı, sular yaratıcı, rüzgar yaratıcı, hormonlar yaratıcı, güneş yaratıcı. İlk insanlar da işte böyle inanıyordu. Kimi dağlara, kimi güneşe kimi hayvana tapıyordu, bunlar ise hepsine tapıyor. İlk insanlar tabiatın bir parçasını tanrılaştırdığı için ilkel insan oluyor Celal hoca bu kadar bilimsel vasfı ile tabiatın bir parçası yerine tamamını topyekün tanrılaştırıyor modern insan oluyor. Bu hem insaflı değil hem de mantıklı değil. 🤷♂️
Bildiğim tek şey bu insanların yaşayan son bilim adamları olduğu. Yeni nesilin Aristo kimmiş Proton platon neymiş kimmiş bunların felsefesi neymiş aralarında ne bağ yada fark varmış umursayıp üzerine kafa yoracağını hiç sanmıyorum.
Aristoteles: “Bir duyuyu kaybeden bir dünyayı kaybeder’’. Mexican tetra (Astyanax mexicanus) Blind cave fish compensate for their lack of sight by having a more sensitive lateral line system which detects vibrations or changes in pressure in the water. The lateral line is a specialized sensory organ found in fish.(Denver zoo).Bir duyuyu kaybeden gayet yepyeni bir dünya kazanabiliyor demek ki.
Zaten bu duyguların hiçbiri bizim yanılgıya maruz kalmaya prone duygular dışında varoluşu kanıtlanabilecek şeyler değil. Matrix de takılmadığınızı kanıtlamadıkça, Platoya karşı çıkmak absurd kalıyor.
Duyulara yüzde yüz güven descartes’ın evin demon’ını da yoksayıyor.
2 года назад+1
Bütün konuşulanlar bir yana; Prof. Dr. Ahmet Arslan'ın başlığa da yansıtılan sözü önyargı yüklü ve takıntılı bir zihinden çıkabilecek derecede dogmatik.Bu kadar.🧿
@@ergenekonualkslayanliberal1077 kitabı internette araştırdım. Video'da ki kitabı göremedim. Emin misiniz? Bu kule gibi dizilmiş olan kitapları merak ediyorum.
@@iamozansson Almanca'sını araman gerekir. Bizim dilimize bunun kısaltılmışı tercüme edildi, tamamı var mı bilmiyorum ama şunu biliyorum ki geri kalmışlığımızı tartmaya kalksan kantar boyut değiştirir.
AKIL AĞLIYOR Şayet dilde tat alma hissi olmasa yemek yemek dünyanın en iğrenç etkinliği olurdu ve insanlar açlıktan ölürdü. Ya da cinsellikte haz olmasaydı cinsellik işkence olur kimse o eyleme yanaşmaz ve insanlık çoğalmazdı. Anlamlı bir hedefe ulaşmak için öncesinde bedene küçük ödüller veriliyor. Göz, kaş ve kirpik ile beyin kafa tası ile korunduğu gibi insanlık nesli de cinsellik ve beslenme ve diğer başka sistemler ile korunuyor. Deve dişi gibi bilim insanları bu anlamlı ilişkileri planlayıcı bir akıl ve irade ile izah etmek yerine akıldan fikirden ve bilinçten yoksun tabiatla açıklıyorlar. Bu şuna benziyor: siz ormanda taştan ve sapı ağaçtan yapılmış bir balta buluyorsunuz. Hocaya gösteriyorsunuz, hoca diyor ki uzun zaman için de tabiat taşı oval hale getirmiş sonra ortasına bir delik açmış aynı şekilde sapını da tabiat bir şekilde taşa göre ayarlamış ve ikisini birleştirmiş balta yapmış. Baltanın aklı olsa o bile bu izaha gülerdi. Ne kadar gülünç. Oysa denilmesi gereken bir akıl bir irade belli bir amaca ve ihtiyaca göre o aleti yapmış. Zira siz Orman da taş da bulursunuz ağaç da bulursunuz ama kendiliğinden oluşmuş bir balta bulamazsınız. Konuya Hoca gibi önce deneysel bakalım: milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilmiş mi? Hayır. Duvarlarda resim çivi yazıları var hiç biri kendiliğinden değil o dönemdeki insan aklının ürünü. Şimdi de akılcı episteme ile bakalım: akıl der ki bir şey kendinde olmayanı veremez. Tabiat bir bütün olarak insanı ve insanın ihtiyaçlarını bilecek bir akla sahip olmadığı için onun bu anlamlı şeyleri yaratması imkansızdır. Bir torba unu tabiat gibi düşünün onun baklava olması için bir ustaya hem de akıl sahibi ve o sanatta Mahir olan bir ustaya ihtiyaç vardır. Bilimin amacı Allahı tanımlamak değildir. Bilimin görevi Allah’ın yarattığı tabiatı anlamak ve açıklamaktır. Bunu yapabilmek için tabi ki deneysel yöntemleri kullanmalıdır. Ancak deneyi kurgulamak, süreçleri takip etmek ve sonuçlarını izah edebilmek için de bir akla ihtiyaç vardır. Aklı olmayan tabiattan bu kadar anlamlı şeyleri beklemenin adı nasıl bilimsellik olabilir ki. Bir bilgisayarı düşünün bir işletim sistemine bağlı olarak çalışıyor. Cahil onun kendiliğinden işlediğini sanır oysa onun ardında bir işletim sistemi ve o sistemin ardında o sistemi belli bir amaca ve ihtiyaca göre yazan bir akıl vardır. Hocalar kusura bakmasınlar imanları izin vermediği için konuyu işetim sistemi aşamasında tutup onun ardındaki zekayı görmüyor Ya da göstermek istemiyorlar. Aklın ışığı olmaksızın ☀️ güneş gözün önünü aydınlatamaz. Sadece Allah yok diyebilmek için yani kendi imanlarını koruyabilmek için aklı işlevsiz kılmaya ve tabiatı Tanrılaştırmaya çalışıyorlar. Bununla da kendilerince bilimsel davranmış oluyorlar. Farkında değiller bir yaratıcıyı inkar edip binlerce yaratıcı icat ediyorlar. Dağlar yaratıcı, sular yaratıcı, rüzgar yaratıcı, hormonlar yaratıcı, güneş yaratıcı. İlk insanlar da işte böyle inanıyordu. Kimi dağlara, kimi güneşe kimi hayvana tapıyordu, bunlar ise hepsine tapıyor. İlk insanlar tabiatın bir parçasını tanrılaştırdığı için ilkel insan oluyor Celal hoca bu kadar bilimsel vasfı ile tabiatın bir parçası yerine tamamını topyekün tanrılaştırıyor modern insan oluyor. Bu hem insaflı değil hem de mantıklı değil. 🤷♂️
Merhaba Hocam, sığ değerlendirmeme dayanarak bir sorum olacak; Eflâtun'un her şeyin nihaî ereği haz almaktır demesindeki maksadı fizik kanunlarına göre düşük enerji seviyesine geçmek benzeri bir şekilde tevil edilebilir mi? Mesela atomlar için soygazlara benzeyerek haz alıyorlar demek gibi.
AKIL AĞLIYOR Şayet dilde tat alma hissi olmasa yemek yemek dünyanın en iğrenç etkinliği olurdu ve insanlar açlıktan ölürdü. Ya da cinsellikte haz olmasaydı cinsellik işkence olur kimse o eyleme yanaşmaz ve insanlık çoğalmazdı. Anlamlı bir hedefe ulaşmak için öncesinde bedene küçük ödüller veriliyor. Göz, kaş ve kirpik ile beyin kafa tası ile korunduğu gibi insanlık nesli de cinsellik ve beslenme ve diğer başka sistemler ile korunuyor. Deve dişi gibi bilim insanları bu anlamlı ilişkileri planlayıcı bir akıl ve irade ile izah etmek yerine akıldan fikirden ve bilinçten yoksun tabiatla açıklıyorlar. Bu şuna benziyor: siz ormanda taştan ve sapı ağaçtan yapılmış bir balta buluyorsunuz. Hocaya gösteriyorsunuz, hoca diyor ki uzun zaman için de tabiat taşı oval hale getirmiş sonra ortasına bir delik açmış aynı şekilde sapını da tabiat bir şekilde taşa göre ayarlamış ve ikisini birleştirmiş balta yapmış. Baltanın aklı olsa o bile bu izaha gülerdi. Ne kadar gülünç. Oysa denilmesi gereken bir akıl bir irade belli bir amaca ve ihtiyaca göre o aleti yapmış. Zira siz Orman da taş da bulursunuz ağaç da bulursunuz ama kendiliğinden oluşmuş bir balta bulamazsınız. Konuya Hoca gibi önce deneysel bakalım: milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilmiş mi? Hayır. Duvarlarda resim çivi yazıları var hiç biri kendiliğinden değil o dönemdeki insan aklının ürünü. Şimdi de akılcı episteme ile bakalım: akıl der ki bir şey kendinde olmayanı veremez. Tabiat bir bütün olarak insanı ve insanın ihtiyaçlarını bilecek bir akla sahip olmadığı için onun bu anlamlı şeyleri yaratması imkansızdır. Bir torba unu tabiat gibi düşünün onun baklava olması için bir ustaya hem de akıl sahibi ve o sanatta Mahir olan bir ustaya ihtiyaç vardır. Bilimin amacı Allahı tanımlamak değildir. Bilimin görevi Allah’ın yarattığı tabiatı anlamak ve açıklamaktır. Bunu yapabilmek için tabi ki deneysel yöntemleri kullanmalıdır. Ancak deneyi kurgulamak, süreçleri takip etmek ve sonuçlarını izah edebilmek için de bir akla ihtiyaç vardır. Aklı olmayan tabiattan bu kadar anlamlı şeyleri beklemenin adı nasıl bilimsellik olabilir ki. Bir bilgisayarı düşünün bir işletim sistemine bağlı olarak çalışıyor. Cahil onun kendiliğinden işlediğini sanır oysa onun ardında bir işletim sistemi ve o sistemin ardında o sistemi belli bir amaca ve ihtiyaca göre yazan bir akıl vardır. Hocalar kusura bakmasınlar imanları izin vermediği için konuyu işetim sistemi aşamasında tutup onun ardındaki zekayı görmüyor Ya da göstermek istemiyorlar. Aklın ışığı olmaksızın ☀️ güneş gözün önünü aydınlatamaz. Sadece Allah yok diyebilmek için yani kendi imanlarını koruyabilmek için aklı işlevsiz kılmaya ve tabiatı Tanrılaştırmaya çalışıyorlar. Bununla da kendilerince bilimsel davranmış oluyorlar. Farkında değiller bir yaratıcıyı inkar edip binlerce yaratıcı icat ediyorlar. Dağlar yaratıcı, sular yaratıcı, rüzgar yaratıcı, hormonlar yaratıcı, güneş yaratıcı. İlk insanlar da işte böyle inanıyordu. Kimi dağlara, kimi güneşe kimi hayvana tapıyordu, bunlar ise hepsine tapıyor. İlk insanlar tabiatın bir parçasını tanrılaştırdığı için ilkel insan oluyor Celal hoca bu kadar bilimsel vasfı ile tabiatın bir parçası yerine tamamını topyekün tanrılaştırıyor modern insan oluyor. Bu hem insaflı değil hem de mantıklı değil. 🤷♂️
@@Siyasetinsiyanetiolmaz Dünyada yaşayan ve dünyayı deneyimleyen bir insan olarak doğada bir balta bulsak deneyimlerimizden yola çıkarak bu baltanın bilinçli birisi tarafından yapıldığını varsayabiliriz fakat evrenin oluşmuş halindeki dünyada yaşayan bir insan olarak neyi deneyimledik ki evrenin de bilinçli birisi tarafından yaratıldığını varsayabilelim? "Milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilir mi? Hayır." varsayımını sen de yapmışsın. Bunu deneyimlerinden yola çıkarak yapıyorsun. Doğada doğal bir süreç sonucu vadiler, göller, peri bacaları, travertenler, sarkıtlar, mağaralar gibi şeyler oluşabiliyor. Bunları her gördüğümüzde bir insan tarafından yapılmış olmalılar varsayımını yapmıyoruz fakat mağarada bir resim gördüğümüzde bunun bir insan tarafından yapılmış olmalı varsayımını yapıyoruz. Bu varsayımları deneyimlerimizden yola çıkarak yapıyoruz. Bu tür argümanlar doğru bile olsa Allah'ı kanıtlayamazlar. Deist argümanlarıyla tanrının varlığı ispatlamaya çalışılabilinir. Tanrı varsa bile bu tanrının Allah olduğu ne malum? İnsanlar kendi imanlarını koruyabilmek için doğayı tanrılaştırıyormuş. Bu dediğine kendin inanıyor musun? İnanıyorsan böyle bir şeyin olabileceğine aklın yatıyor mu cidden? Bilim insanları hem Allah'ın varlığını biliyor hem de onu inkar ediyor olabilirler mi?
@@YunusEmreAKIN1997 evrenin ilim, kudret sahibi bir irade tarafından yaratılışını inkar edenlerin önünde tek bir seçenek kalıyor o da doğanın yaratıcılığı. Doğanın yaratıcılığını kabullenmek de onların inancı. Bu böyle. Bir insanın kan grubunu öğrenmek için vücudundaki tüm kanları boşaltmaya gerek olmadığı gibi tabiatın temel yapısını bilince tümünü görmeye gerek yok. Tabiat, akıl, ilim ve irade sahibi bir güç değil. Tabiat kör, tabiat sağır ve tabiat akıl sahibi değil. Bu durumda bahse konu baltayı yaratamayan tabiat insanı ve onun anlamlı bileşenlerini hiç yaratamaz. Onu yaratan akıl sahibi bir güç ve kudret olmalı ve onun da bir amacı olmalı. Konu bir noktaya kadar aklı gerekli kılıyor bir noktadan sonra imanı gerekli kılıyor. İnanırsınız ya da inanmazsınız. İman salt bilimsel bir konu değil öyle olsa insanın inanma özgürlüğü olmazdı. 2x2=4 e inanmayan var mı? Olamaz. Üç Ya da beş deme özgürlüğün var mı? Yok. Şayet iman da böyle olsaydı o zaman inanmak bir mecburiyet olur kişinin seçme özgürlüğü olmazdı. Ancak her şeye rağmen Allah inancı akıl ile bulma imkanını vermiş ama kişinin inanma özgürlüğünü eşinden almamış. “Senin dini sana benim ki bana”
Onun adı var sevgili arkadaşlar Newton'ın klasik fiziği. Newton, Eflatun'un dediğini yaptı hatta yapabilmek için bir de calculus'u icadetti. Eğer Newton, Aristo'nun dediğini yapsaydı onun gibi dünya düzdürcü olur, demir parçası pamuk parçasından hızlı düşer derdi. Ben burada nasil böyle konuştuklarını anlayamadım.
Aristo nun ürettiği bilgiler değil, felsefesi ve metotları değerlidir. O günün birikimi ve şartlarında Ürettiği bilgiler yanlışlanmıştır. Ama felsefe ve metotları hala en büyük taraftara sahiptir. Platon sa ideal ler doğrultusunda, metodu - ideale terketmiş, metodu rafa kaldırıp, Doğmayla, bilimsel araştırmanın köküne kibrit suyu dökmeye çabasıdır. Aristo için; Çağında birikim ve şartları sebebi ile Yanlışlanmış Bilgilerine odaklanıp, felsefesi es geçilirse.. İşte, sizdeki bu sonuç çıkar.. Hatta teolojinin, “yanlışa bak” ayaklarda.. / Aristo cu manüplasyonu.. / Platon cu güzellemesi.. Ömrünün son yıllarına denk gelen dönemlerde, İmam Gazali’nin de gaza getirilmişliğini fark ederek, bir hışımla, tümüne birden reddiyesi de.. İslam Dünyasındaki felsefenin, doğal sonucu olarak, bilimin köküne kibrit suyu olmuştur.. Bilimde Arayış merakın sonucudur? Platoncu bakış, meraka… “Şüphen mi var ? yanıtı.” verdikçe.. Bilimi geliştirecek, Bilimsel diyalektik, oluşamaz.. Geçmiş olsun..
Bende şöyle söyleyeyim aristo kafası evrenin sırrını çözemez. (Matematik değil duyuları merkez aldığı için) Çünkü akıl ve duyular bizi yanıltıyor. Bu yanılgı öyle büyükki, sadece izafiyet teorisinde bile odaklanmayı mümkünsüz kılıyor. Kuantum fiziği ile izafiyeti birleştirecek ve sentezleştirerek yeniden kuracak teori ancak matematik ile mümkün olacaktır. Peki matematik algımızı bir kenara koyarak tamamen duyularımızdan arınmış bir matematiğe ulaşmak nasıl mümkün olabilir? Bence yapay zeka bu işin üstesinden gelecektir.
Bias in machine learning konusunu biraz araştırırsanız ne yazık ki fark etmeden yapay zekayı kendimizi yanılttığımız gibi yanıltabildiğimizi bilirsiniz. Ne yazık ki daha yolumuz var gibi duruyor önümüzde
Ahmet Hoca’nın dine karşı olan olumsuz tutumunun sebebi bence doğup büyüdüğü çevredir. Doğu ve Güneydoğu insanları okumak, yaşamak, çalışmak için Batı’ya gelince sekülerizm suratlarına öyle bir çarpıyor ki ondan sonra kendi mahallesinden nefret ediyorlar. Tutucu ve sert bir dini çevrenin sonucu genellikle böyle oluyor. Batı Anadolu insanı dini rahat olarak yaşadığı için böyle sapmalar çok olmuyor. Çünkü Türk insanının tanrıyla ilişkisi daha tutarlı ve sevgiye dayalı diye düşünüyorum. (Son zamanlardaki gençler deist-ateist oluyor söylentilerine naçizane izahım budur.)
Türklerinde, kürtlerden yobazlık konusunda geri kalır tarafları yok ;) Egeliler olmasa Türkler, kürtlerden de beter durumdadır. Bunu Doğu Anadolulu bir Türk olarak söylüyorum. Özellikle Karadenizliler aşırı yobaz insanlar.
1:29 da Prof.Dr Ahmet Arslan ın kafasının arkasında resmen Voldemord un yüzünü gördüm!Aynen Tom Marvoldo Riddle nın kafasının arkasındaki Voldemort gibi 😁😁😁😁😁😁
Bunu buraya kadar yazacak kadar soracak kadar cahilsin sana lazım değil tamamı git ugur dündarı 1881 tl ye kitap satanları dinle ilerici ve çağdaşlıkda zirveye ulaş hadi…..
" Şüphesiz ki, Allâh katında canlıların en şerlisi, İlâhi gerçekleri düşünmeyen ve anlamayan, anlamamakta ısrar eden o sağırlar ve dilsizlerdir ! " " Eğer Allâh, onlarda bir hayır olduğunu bilseydi, Elbette onlara duyururdu. Fakat duyuracak bile olsa, onlar yine haktan yüz çevirir, dönüp giderler. " KURÂN'I HAKÎM/ Enfâl Sûresi : 22 - 23. Âyetler Onlar ( kâfirler ) ağızlarıyla ( dînî eğriymiş gibi gösterip çamur attıkları yalancı sözleriyle! ) Allâh'ın nûrunu ( islâmı ) söndürmek istiyor, Oysa Allâh, nûrunu tamamlayacak, kâfirler hoşlanmasa da ( ve rahatsız olsa da ! ) " SAF SÛRESİ : 8. Âyet "Her kim O'na ibâdetten kaçar ve kibirlenirse, Bilsinki, O, yarın hepsini huzurunda toplayacaktır." NİSÂ SÛRESİ : 172. Âyet " ... Şüphesiz ki Rabbin, Herşeyi hakkıyla bilen, Her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. " KURÂN'I HAKÎM/ Yusuf Sûresi : 6. Âyet Onlar ( kâfirler ) ağızlarıyla ( dînî eğriymiş gibi gösterip çamur attıkları yalancı sözleriyle! ) Allâh'ın nûrunu ( islâmı ) söndürmek istiyor, Oysa Allâh, nûrunu tamamlayacak, kâfirler hoşlanmasa da ( ve rahatsız olsa da ! ) " SAF SÛRESİ : 8. Âyet "Her kim O'na ibâdetten kaçar ve kibirlenirse, Bilsinki, O, yarın hepsini huzurunda toplayacaktır." NİSÂ SÛRESİ : 172. Âyet
Platonun felsefi açıdan idealizmi uçuk denilebilecek bir noktada olsa da politik düşüncelerinin son derece realist ve insanın gerçeklerine uygun olduğunu düşünüyorum.
,, O, hanginizin daha güzel amel edeceğini çıkarmak için ölümü ve hayâtı yarattı. ,, ,, Dünya hayâtı sizi aldatmasın! ,, ,, Dünya hayâtı ahiretin yanında çok azdır Keşke bilselerdi! ,, KURÂN Bütün hayâtının devâmı için gereken atomlarından gülümsemene, Yürümenden, uyuyup güzel dinlenmene, Tükürük bezlerinden binlerce şeffaf duygularının verilmesine ve dengeli oturman için eklemlerine kadar milyarlarca hayat döngüsünü sana vereni unutur, ve hayâtının merkezine koyup yaşaman için gönderdiği Kuranı hayatına sokmaz ve arkana atarsan , Seni kimse kurtaramaz o zaman ..! Ne ailen kurtarabilir ne şımardığın ve Allâh'ın yolunda onu harcamadığın emanet malın , Ve ne de , Adil olan Allâh'ın önüne geçirdiğin önderin m. kamal ...! Hâin ve Yunan hizmetçisi ve piyonu olan e. imamoglu da kurtaramaz ...! ESAS HAYAT AHİRETTE DİR BURDA TATTTIRDIKLARININ ESAS KAYNAĞI VE MENBAĞI ORASIDIR. . KUR'ÂNI ve PEYGAMBERİ hayatına rehber edin ve istikàmet üzere yaşa , Allâh'a yaslan, Yükünü alsın ve rahatla . Âhiret nimetleri de seni bekler .. Yoksa , geçmişin korkuları, geleceğin endişeleriyle , Mutsuz , huzursuz ve korkulu bir hayatla dünya da , Ve kaçılmaz son olan ölümden sonraki hayatta , sinirlere işleyen alevli bir cehenneme sokacaktır seni ve söz vermiştir Allah .. ÇIKARSIZ, BİR BEKLENTİ GÖZETMEDEN . VE SADECE ALLAH'IN EMİRLERİNİ AKTARDIM SANA ŞÂHİT OLARAK ALLÂH YETER ... O'NA SIRTINI DÖNEREK KISA HAYÂTININ, MÜSLÜMANLARA ALDIĞIN TAVRININ ÇOK YAKINDA HABERİNİ VERECEKTİR SANA. Dinle bak ne söylüyor habersiz ve gâfil olduğun KURÂN ; " Yarattığım o şahsı ( cezâlandırmak üzere ) tek başına bana bırak! " " Kendisine geniş bir servet ve gözü önünde duran oğullar ( ve çocuklar ) verdiğim. " " Önune nîmetleri serdikçe serdiğim, arkasından daha fazla vermemi bekleyen kişiyi ! " " Hayır! Umduğu gibi olmayacak ! Çünkü o, âyetlerimize karşı inatla direnmektedir. " Bende onu sarp bir yokuşa süreceğim." " O, düşündü taşındı, ölçtü biçti." " Kahrolası ne biçim ölçtü biçti. " " Sonra kahrolası ne biçim ölçtü biçti. " " Sonra baktı. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı. " " En sonunda sırtını dönüp gitti ve kibrine yenildi. " " Bu " dedi " Olsa olsa eskilerden kalma bir sihir ( ve geçmişlerin masalı ! ) " Bu insan sözünden başka bir şey değildir." " Ben onu sekara ( cehenneme ) sokacağım." " Sen bilir misin sekar nedir ? " " Et, sinir yakar bitirir, yine de yok olmaya rahat bırakmaz. " " İnsanı kavurur. Ora da ondokuz görevli vardır. " KURÂN/ Müddessir Sûresi : 11 ... 30. Âyetler
Bir kimsenin âhirete imânı yoksa , Bir kimsenin , ölümü ciddiye alan bir yaklaşımı yoksa , Ve ya şöyle söyleyelim , Bir kimse hayatı doğru okumuyorsa , '' Ölüm '' gerçeğini , hayatın gerçeğine taşımıyorsa , Sonrasını hiç gündem yapmıyorsa , Bu kişi , bütün tercihlerini , davranışlarını , Allah'ın Kuran'da ısrarla ve defalarca haber verdiği âyetlerini ve kaçınılmaz ölüme göre değil , Tamamen hevâsına ve arzularına , yani topun gelişine göre yaşayacaktır ! '' Dünya hayatı sizi aldatmasın '' ( KUR'AN/ Lokman Sûresi 33 ) Çünkü hayatın içerisinde , sonrasını gözardı eden , ki biz buna sekülerizm ve seküler anlayışı bakışı diyoruz ( Bir daha mı dünyaya geleceğiz , hayatını yaşa ! ) Gününü , ânı yaşamaya odaklı , Sonrasını , hayatın içerisine , denklemin içerisine almaya yanaşmayan tipler ... Bunlar için şöyle diyor Rabbimiz ; '' inne'ssêğete êtiyetun ( kıyamet , son saat çok yaklaştı ) ekêdu uhfîhê ( onu adeta yokmuşcasına gizliyorum ) litucze kullu nefsin bimê tesğe ( herkes neye Koşuşturduysa onun karşılığını alsın diye . Felê yasuddanneke ğanhê men lâ yu'minu bihě vettebeğe hevêhu feterdê ( Ona inanmayan ve hevâ ve arzularına uyanlar , sakın seni ondan âlıkoymasın , kaybedersin ..! '' KUR'AN / Kasas Sûresi : 30 -32
Kuranla ne alakası var insanların düşünmesi sizi neden rahatsız ediyor, sıkıntılı ve takıntılı olmayı bırakın biraz düşünün Kuran gibi içi kin, nefret ve dusmanliklarla dolu her tarafı çelişkili, anlam bozukluğundan geçilmeyen daha doğru dürüst cümle bile kuramayan psikopat ruhlu birinin yazdığı bir kitaba nasıl tanrı sözü diye inanıyorsunuz?
@@engin5845 Bilâkis düşünmemesi beni üzüyor. Gâfil yaşaması. Ölümü ve ötesini yokmuş gibi davranması . Allahın âyet ve öğütlerinden ,aslanı görüp kaçan yaban eşşekleri davranmaları ve topu gelişine vurup ve sonuç olarak kendi kalelerine göl atmaları... Asıl seni rahatsız eden ne ? Ey eline kitap alma ve okumaktan aciz ve korkak! Senin tavrın bana değil, Allâh'ın uyarılarına olsa gerek , ne dersin ? ,, Câhil osuruk böceğine benzer. Önü ilimde kurcaladıkça osurur. ,, Bir Atasözü
Allah da senin gibi bana neden inanmıyorlar diye sinirlenip hakaretler ediyor kuranda, hiç yakışıyor mu bir tanrıya? Allah cok sinirli ve öfkeli, neden öfkesine hakik olamıyor hemde yarattığı kullara karşı, üstelik allahiniz ben dinleseydim herkes iman ederdi de diyor. Bu kadar saçmalayan bir tanrı ..kuran kesinlikle Muhammedin uydurduğu bir kitaptır.
@@engin5845 Geçmiş zaman dilimlerinde inatçı, hakka karşı kör ve saldırgan senden öncekilerde böyle diyorlardı ŞİMDİ ONLARDAN BİR SES, BİR HIŞIRTI DUYUYOR MUSUN? ,,En ziyâde kör, Görmek istemeyendir! ,, Ibni Sîna ,, Sen şimdi onlara Allah de, Sonra da bırak onları daldıkları batakta oynaya dursunlar. Bize gelecekleri gün neler işitecek neler görecekler. Fakat bu zalimler bugün açık bir sapkınlık ve gaflet içindeler. ,, En'am ve Âli İmran Sûresi Ayetleri
Plato aynı zamanda communism. İle alakalı bir görüş ön sürüp materyellerin toplun sürdürülebilir olmasını sağlar ve bireyselleştirişmiş topluluğu eleştirir. Ama aynı adam nasıl olurda din kadar kişisel bir sistemi savunabilir? Bu sorulara yanıtı olan biri var ve cevaplayabilirse sevinirim.
Bir sorum var. Plato deniliyor ki tüm buluşlarını matematik ve geometriye dayandırı ve duyguları yanıltıcı bulur aynı adam nasıl olurda din üzerinden yürütülecek bir sistemi savunur?
Doğduğumdan beri benim karakterim Aristoteles ile yakıştırılır...
2 года назад+7
Prof. Dr. Ahmet Arslan:"-Bu cümlelerimi iyi anlayın." Müthiş ötesi bir cümle!.."Hoca"lığı öğrenciyi içi doldurulması gereken "Boş bir küp" olarak görmenin, bir yansıması,bir ifadesi..🎃
Ahmet Denyo. Bu cumlemi iyi anla. Sen Hic hayatinda kimseye bir sey ogrettinmi? . Bu hocalarin bol a kullandığı bir cumledir. Senin o bos kafana cami lagim ini doldurmuslar
@@serifgokce9718 Hatası var vs. demekle hatasını göstermiş olmuyorsun ki. Hatası yanlışı neyse söyle biz de öğrenelim. Yoksa boş yere ukalalık yapmış oluyorsunuz.
@@kadirakar8700 Selamlar, maalesef bizim bilim adamlarımızın çoğu yabancı kaynakları tercüme ettiklerinde elde ettikleri veriyi en doğru bilgi sanıyorlar. Yabancı kaynakları tercüme eder ve onlara şüphesiz inanırlar. Sıkıntı burada başlıyor. Aslolan halen mevcut olan orijinal fragmanlar, ideoljik yabancı kaynakları dogrulamiyor. Benim anlatmaya çalıştığım budur. Keşke emek harcayıp Grekçe orijinalleri okuyup anlayabilseler. Ben bu konuda yıllardır çalıştığım için, sadece komik buluyorum hocalarımı maalesef. Kur'an gibi klasik metinlerin tamamı ideolojik tahriflerle kitaplastirildigindan, konunun uzmanı olmadan konuşmak her zaman yanıltıcıdır. Zor konular gerçekten emek ister. Celal hocam bu konunun uzmanı değil biliyorsunuz. Okuduğu eserler muhtemelen yabancı kaynaklar olması gayet doğal. Ama Ahmet hoca böyle bir kolaycilikla konuşmaya hakkı yok bana göre. Yine de ikisini de severim. Selamlar
Elbet ki dinlerim ama son kararı ben veririm Tanrı herşeyi ölçüsü neden mi bak varlığa sen söyle ana ne eksik ki onu inşa etsin i nsan yok etmesin yeter
HT Bilim Tarih Felsefe RUclips kanalına “Abone” olarak, geçmişten günümüze bilim, tarih ve felsefe ile ilgili gelişmeleri takip edebilirsiniz. Bağlantıya tıklayarak “HT Bilim Tarih Felsefe” RUclips kanalına abone olabilirsiniz. www.youtube.com/@HTBilimTarihFelsefe/featured
Celal Sengor`un , is ehlini saygi ile dinlemesi cok hosuma gitti , Ahmet Bey`in anlatimi da muazzam. 10-11 yaslarimda iken ; neden devleti bilim insanlari yonetmiyor diye dusunuyordum, en donanimli, en zeki onlar diye karar vermistim , 44 e girecegim hala O cocuk gibi dusunuyorum.
Devleti bilim insanlari yönetemez sebebi bilim insanlari akla hitab eder kanit gösterir ve gercegin peşindedirler oysa günümüzdeki siyasiler ise tamamen halka hitab eder halkin coğunluğu ise asla gerceğin pesinde değildir cogunluk herzaman ikna olmanin zarureti icindedir o yüzdendirki vasifsiz siyasilerin sadece hitabetleriyle halki gerceklerden uzaklaştirarak onlari manipule ederek ikna yoluyla düzene sokarlar bunun icinde kullandiklari iki arac vardir biri din digeri milliyetcilik bu iki unsur var oldugu surecede yeryuzunde bu yönetim şekli sadece kabuk değistirir ama varligini herdaim korur tipki akatlardan günümüze geldigi gibi
Cunku bilim insanlari bilim yapmayi seviyorlar ama devlet yonetmek basli basina insanin butun zamanini alan bir is.
Bilim insanları yönetmez, çünkü Nazi Almanyasından kaçan bilim insanları Amerika kapılarını açtı ve bilimlerini orada yaptılar. Çünkü bu adamlar sürekli alanında çalışma yapmayı hedef ediniyor hobisi bu. Ordaki Nazi Almanyası bilim adamları öyle füzeler, atom bombaları geliştirdi, Amerika yine o silahlarla almanya'yı vurdu. Sormuşlar hatta o bilim insanlarına onlarda benim için bilim yapmak önemli, bu silahla kaç kişi öldürüldü, neresi vuruldu ben bu konularla ilgilenirsem bilim yapamam demiş.
Yani kısacası bilim insanı siyaset yapmaz, girmez. Ama sen ondan destek, görüş, danışmanlık alırsın. Bizde böyle bir gelenek yok.
Mesela sığınmacılar konusunda, bu konuyu ne yapalım, nasıl çözeriz diye 3-5 tane alanında en iyi toplumsal bilimle ilgilenen insanları toplasan bu yurtdışı da dahil, oturtup çalıştırsan sana 3 ayda 50tane çözüm sunar sende uygularsın.
Niye çözüm sunar biliyor musun? Bilim deneme-yanılma yöntemiyle yapıldığı için, bilim insanı çözümünü test etmek ister. Atom bombası icat ettti mesela, bunu test etmek ister, bunun arzusuyla yaşar. Çünkü içgüdüsel olarak yaptığı şeyi canlı görmek ister, sonucunu görmek ister.
Mesela Celal Şengör 'e sor, zangırzangır her gün deprem olmasını ister.
Ülkemizde bu seviyede bir televizyon programı görmek muhteşem. Fatih Bey'e bundan dolayı saygılarımı iletiyorum.
Hiçbir Türk'un içinden de kendi b.kunu yiyen çıkmaz
Agir toplar gumburduyor
Dün fetönün kullanılmış peçetezi hüseyin gülerce fatih altaylıya sallıyordu. Altaylı bu ülkede en verimli programları yapıyor.
Ahmet hocamız gerçekten, muhteşem. Hocamızı haz ,almak için dinlemedim. Ama dinlemekten büyük haz aldım.
Kafir
Amin maalouf, Ortadoğu insanlarını şöyle tanımlar; "Herşeye üzülen fakat hiçbir şey yapmayan insanlar."
Ben orta dogu degilim asyaliyim
Ahmet hocanın anlatımına hayranım. Çok zor konulari çok anlaşılır anlatıyor
Ahmet hocanın önündeki kurabiyeler dururken Celal hocanın tabağının boş olması 😂😂 Seviyorum bu adamı..
Celal Şengör sayqılı dinleyicidir ,sakince atistirmalık da yapıyor :) Doyulmayacak kadar guzel anlatdiz Ahmet hoca
😂lup lupistizm yummy yumm 👍💞😂😂
Ben 65-70 yaşında(Allah uzun ömürler versin) fatih beyi merak ediyorum. Adam resmen dünyanın en iyi prf. yıllarca ders aldı 😊 ne çıkar acaba 🤔😊
Sınıfta kalan, belge alan, okuldan atılanlar yok mu?🥹🤣🫣
Ahmet Hoca'nın anlatımı kadar titiz bir anlatım daha önce kimse de görmedim. Kitaplarını okurken de çok rahatlıkla anlayabiliyorum
Bu videolari podcast halinde Spotify'da da bulundurabilirseniz cok guzel olur.
AKIL AĞLIYOR
Şayet dilde tat alma hissi olmasa yemek yemek dünyanın en iğrenç etkinliği olurdu ve insanlar açlıktan ölürdü. Ya da cinsellikte haz olmasaydı cinsellik işkence olur kimse o eyleme yanaşmaz ve insanlık çoğalmazdı. Anlamlı bir hedefe ulaşmak için öncesinde bedene küçük ödüller veriliyor. Göz, kaş ve kirpik ile beyin kafa tası ile korunduğu gibi insanlık nesli de cinsellik ve beslenme ve diğer başka sistemler ile korunuyor. Deve dişi gibi bilim insanları bu anlamlı ilişkileri planlayıcı bir akıl ve irade ile izah etmek yerine akıldan fikirden ve bilinçten yoksun tabiatla açıklıyorlar. Bu şuna benziyor: siz ormanda taştan ve sapı ağaçtan yapılmış bir balta buluyorsunuz. Hocaya gösteriyorsunuz, hoca diyor ki uzun zaman için de tabiat taşı oval hale getirmiş sonra ortasına bir delik açmış aynı şekilde sapını da tabiat bir şekilde taşa göre ayarlamış ve ikisini birleştirmiş balta yapmış. Baltanın aklı olsa o bile bu izaha gülerdi. Ne kadar gülünç. Oysa denilmesi gereken bir akıl bir irade belli bir amaca ve ihtiyaca göre o aleti yapmış. Zira siz Orman da taş da bulursunuz ağaç da bulursunuz ama kendiliğinden oluşmuş bir balta bulamazsınız. Konuya Hoca gibi önce deneysel bakalım: milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilmiş mi? Hayır. Duvarlarda resim çivi yazıları var hiç biri kendiliğinden değil o dönemdeki insan aklının ürünü. Şimdi de akılcı episteme ile bakalım: akıl der ki bir şey kendinde olmayanı veremez. Tabiat bir bütün olarak insanı ve insanın ihtiyaçlarını bilecek bir akla sahip olmadığı için onun bu anlamlı şeyleri yaratması imkansızdır. Bir torba unu tabiat gibi düşünün onun baklava olması için bir ustaya hem de akıl sahibi ve o sanatta Mahir olan bir ustaya ihtiyaç vardır. Bilimin amacı Allahı tanımlamak değildir. Bilimin görevi Allah’ın yarattığı tabiatı anlamak ve açıklamaktır. Bunu yapabilmek için tabi ki deneysel yöntemleri kullanmalıdır. Ancak deneyi kurgulamak, süreçleri takip etmek ve sonuçlarını izah edebilmek için de bir akla ihtiyaç vardır. Aklı olmayan tabiattan bu kadar anlamlı şeyleri beklemenin adı nasıl bilimsellik olabilir ki. Bir bilgisayarı düşünün bir işletim sistemine bağlı olarak çalışıyor. Cahil onun kendiliğinden işlediğini sanır oysa onun ardında bir işletim sistemi ve o sistemin ardında o sistemi belli bir amaca ve ihtiyaca göre yazan bir akıl vardır. Hocalar kusura bakmasınlar imanları izin vermediği için konuyu işetim sistemi aşamasında tutup onun ardındaki zekayı görmüyor Ya da göstermek istemiyorlar.
Aklın ışığı olmaksızın ☀️ güneş gözün önünü aydınlatamaz. Sadece Allah yok diyebilmek için yani kendi imanlarını koruyabilmek için aklı işlevsiz kılmaya ve tabiatı Tanrılaştırmaya çalışıyorlar. Bununla da kendilerince bilimsel davranmış oluyorlar. Farkında değiller bir yaratıcıyı inkar edip binlerce yaratıcı icat ediyorlar. Dağlar yaratıcı, sular yaratıcı, rüzgar yaratıcı, hormonlar yaratıcı, güneş yaratıcı. İlk insanlar da işte böyle inanıyordu. Kimi dağlara, kimi güneşe kimi hayvana tapıyordu, bunlar ise hepsine tapıyor. İlk insanlar tabiatın bir parçasını tanrılaştırdığı için ilkel insan oluyor Celal hoca bu kadar bilimsel vasfı ile tabiatın bir parçası yerine tamamını topyekün tanrılaştırıyor modern insan oluyor. Bu hem insaflı değil hem de mantıklı değil. 🤷♂️
Muazzam olur hemde
cımbıza gerek yok zaman ayırıp izleyin bu bile yetersiz tamamı daha verimli
indir, mp3'e çevir..
RUclips premium candır
9:28 önündeki kurabiye hocanın radarında, hiç şansı yok mideye inecek..
Ahmet hoca çocuğa anlatır gibi anlattığı için saygılar👏👏
AKIL AĞLIYOR
Şayet dilde tat alma hissi olmasa yemek yemek dünyanın en iğrenç etkinliği olurdu ve insanlar açlıktan ölürdü. Ya da cinsellikte haz olmasaydı cinsellik işkence olur kimse o eyleme yanaşmaz ve insanlık çoğalmazdı. Anlamlı bir hedefe ulaşmak için öncesinde bedene küçük ödüller veriliyor. Göz, kaş ve kirpik ile beyin kafa tası ile korunduğu gibi insanlık nesli de cinsellik ve beslenme ve diğer başka sistemler ile korunuyor. Deve dişi gibi bilim insanları bu anlamlı ilişkileri planlayıcı bir akıl ve irade ile izah etmek yerine akıldan fikirden ve bilinçten yoksun tabiatla açıklıyorlar. Bu şuna benziyor: siz ormanda taştan ve sapı ağaçtan yapılmış bir balta buluyorsunuz. Hocaya gösteriyorsunuz, hoca diyor ki uzun zaman için de tabiat taşı oval hale getirmiş sonra ortasına bir delik açmış aynı şekilde sapını da tabiat bir şekilde taşa göre ayarlamış ve ikisini birleştirmiş balta yapmış. Baltanın aklı olsa o bile bu izaha gülerdi. Ne kadar gülünç. Oysa denilmesi gereken bir akıl bir irade belli bir amaca ve ihtiyaca göre o aleti yapmış. Zira siz Orman da taş da bulursunuz ağaç da bulursunuz ama kendiliğinden oluşmuş bir balta bulamazsınız. Konuya Hoca gibi önce deneysel bakalım: milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilmiş mi? Hayır. Duvarlarda resim çivi yazıları var hiç biri kendiliğinden değil o dönemdeki insan aklının ürünü. Şimdi de akılcı episteme ile bakalım: akıl der ki bir şey kendinde olmayanı veremez. Tabiat bir bütün olarak insanı ve insanın ihtiyaçlarını bilecek bir akla sahip olmadığı için onun bu anlamlı şeyleri yaratması imkansızdır. Bir torba unu tabiat gibi düşünün onun baklava olması için bir ustaya hem de akıl sahibi ve o sanatta Mahir olan bir ustaya ihtiyaç vardır. Bilimin amacı Allahı tanımlamak değildir. Bilimin görevi Allah’ın yarattığı tabiatı anlamak ve açıklamaktır. Bunu yapabilmek için tabi ki deneysel yöntemleri kullanmalıdır. Ancak deneyi kurgulamak, süreçleri takip etmek ve sonuçlarını izah edebilmek için de bir akla ihtiyaç vardır. Aklı olmayan tabiattan bu kadar anlamlı şeyleri beklemenin adı nasıl bilimsellik olabilir ki. Bir bilgisayarı düşünün bir işletim sistemine bağlı olarak çalışıyor. Cahil onun kendiliğinden işlediğini sanır oysa onun ardında bir işletim sistemi ve o sistemin ardında o sistemi belli bir amaca ve ihtiyaca göre yazan bir akıl vardır. Hocalar kusura bakmasınlar imanları izin vermediği için konuyu işetim sistemi aşamasında tutup onun ardındaki zekayı görmüyor Ya da göstermek istemiyorlar.
Aklın ışığı olmaksızın ☀️ güneş gözün önünü aydınlatamaz. Sadece Allah yok diyebilmek için yani kendi imanlarını koruyabilmek için aklı işlevsiz kılmaya ve tabiatı Tanrılaştırmaya çalışıyorlar. Bununla da kendilerince bilimsel davranmış oluyorlar. Farkında değiller bir yaratıcıyı inkar edip binlerce yaratıcı icat ediyorlar. Dağlar yaratıcı, sular yaratıcı, rüzgar yaratıcı, hormonlar yaratıcı, güneş yaratıcı. İlk insanlar da işte böyle inanıyordu. Kimi dağlara, kimi güneşe kimi hayvana tapıyordu, bunlar ise hepsine tapıyor. İlk insanlar tabiatın bir parçasını tanrılaştırdığı için ilkel insan oluyor Celal hoca bu kadar bilimsel vasfı ile tabiatın bir parçası yerine tamamını topyekün tanrılaştırıyor modern insan oluyor. Bu hem insaflı değil hem de mantıklı değil. 🤷♂️
Dinsize alkiş
@@basaksehirinunluhocasim.ha3310 çocuğa anlatır gibi anlatmış ama genede anlıyamamışınız. Sanırım size Müslümana anlatır gibi anlatmak lazım.
@@fallenknight2580 sesli güldüm ,😂😂😂😂
@@basaksehirinunluhocasim.ha3310
Dogruyu söylemek gerekirse Muhammedin Allahindan cok daha anlasilir bir şekilde konuşmuş.
Ne yazikki ortada olan gerçek şu ki Muhammedin Allahi kendini kesinlikle dogru düzgün ifade bile edemiyor.
Celal Şengör nasılda saygıyla dinliyor. Celal hocaya şapka çıkarıyorum.
Adamlar bilim adami. Siyaset konussalardi dinlemezdi. Ikisi de ayni anda konusurdu..;))
ilk defa celal hoca kesmeden araya girmeden bir konuğu dinliyor.
Ertan özyiğit de aynı çok biliyorlar cidden. Ama bileni de dinlemeli.
Biliyorsan konus feyz alsinlar
bilmiyorsan sus alim sansinlar..
ÜCÜNÜ TOOLASAN 1 MEVLANA ETMEZ !
Bu nasıl güzel bir bilgilendirici programdır Allah razı olsun sizlerden teşekkürler cidden.
iki ateistin anlatilarina allah razi olsun demek..iste buna ironi derim :))
@@aksaktimur404 Bu düşünce tarzıyla bakarsan senin çevrendeki hiçbir şeyi kullanmaman lazım. Ellerindeki çoğu teknoloji aletlerinin ne dizaynını ne de üretimini müslümanlar yapmadı. Kullandığın takvimi müslümanlar yapmadı. Bu yazıyı yazdığın alfabeyi de müslümanlar oluşturmadı. Bırak alfabeyi, konuştuğun dil ortaya çıkarken de kimse müslüman değildi. Konuşma o zaman Türkçe. Yazdığın rakamları da Müslümanlar bulmadı. Ben de elhamdülillah Müslümanım ama adam pagandı diye gidip Marcus Aurelius, Kıbrıslı Zeno, Plato vs. Okumayayım mı? Teknolojiden faydalanmayayım mı? O şahsın kendi problemidir o. Güzel, doğru bir şey üretiyorsa veya anlatıyorsa istifade edip teşekkür etmek lazım.
@@aksaktimur404 bilinmekligi murat ettim bu yüzden insanı yarattım der en büyük olan .. ve bu adamlarda inanmak yerine anlamaya çalışıyor, araştırıyor ve biz gibi insanlara yardımcı oluyorlar. İnsan populasyonun %90 realitenin farkında olmadan yaşamlarını sürerken, bu insanlar araştırıyor ve benim gibi kadim bilginin yolcularına yardımları oluyor .. yüzeysel ateizmi herkes gibi anlayabilirsin ama ben ondan gerçekliğin büyük gayretini görüyorum. Bu büyük bir iş, kutsal bir görev. Belki de aziz nesinin bu milletin büyük bir çoğunluğu salaktır itirafindan yola çıkarım dikkat çekmek için bunu söylüyor. Keza nüfusun da Müslüman yazan her türlü adiligi şerefsizliği yapıyorsa bırakta onun ateizm diğerlerinden daha kutsal olsun .. neyzen Tevfik hesabı dostum.. aynı kapta değerlendirmeyi bende kabul etmezdim keza bu kadar şey bilip toplumu uyarmak büyük görev.. etikete gerek yok .. onun ateizm ateizminin sözüm ona bir değeri yok anlattiklarii önemli benim için..
Fatih bey o tatlıları Celal hocanın önünden alın, hoca daha çok lazım bize
Fıstık degilmi. Yahu o yedikleri
Ahmet hoca ayrı, Celal hoca ayrı bilgili ve sempatik insanlar. İyi ki varsınız.
Yuxuların gerçekleşmesinin izahını RCA ediyorum CELAL BEY! Minnetdar olaram!
Ahmet Hoca'nın "Efendime söyleyelim" deyişini çok seviyorum vesselam. 😀😎
"Bilmem anlatabildim mi" de sıkça kullanıyor
Hocalara teşekkürler.
Anlatım süper.🙏🏻
Son zamanlardaki en kaliteli program, Reyting kaygısı taşımadan yapılan ve zevkle merakla izleten kutlarım Fatih Altay ve Celal hoca ,İlber hoca ve Ahmet hoca
Ahmet hoca yaşayan efsane muhteşem bilgiler🧿👍🙏🇹🇷
İncilin tanrısını değil de Tabiatı tanrılaştıran bir papaz gibi konuşuyor. İman insanın gözünü kapatır diyorlar ya işte bu söz bu iki bilim adamına çok yakışıyor. Resmî görüp ressamı inkar eden kadar saçmasınız
Boş dinsiz
Imansiz
Bizim okullarda felsefe böyle anlatilsaydi mükemmel olurdu.
26:48
Celâl Şengör'ün en sevmediğim özelliği. Her konuda böyle. Kendi görüşü dışında olan herkes, başkasından etkilenmiştir. Çünkü Celâl beyden farklı düşünüyorsa, Aristo bile öğretme akıllıdır. Aristoteles'in tüm fikirlerine saygı duydu. Ama Aristonun fikri kendi görüşüne uyumayınca, Aristoteles'in iradesini yok saydı.
'Platon'dan etkilendi' ne demek? Nerden biliyorsun? Çünkü bu düşünce sana uymuyor. Sadece bu.
Sadece seninle aynı fikirde değil. Aristo her konuda seninle aynı fikirde olmak zorunda değil.
Aynı şeyi Descartes için de yaparlar. Adam şüphecidir.
"Descartes şüpheciydi ama toplum tanrıya inanıyor ya o yüzden inandı" derler.
Peki çok sayın entelektüel:
Bir adam tanrıdan şüphe etmiyorsa, nasıl şüpheci olacak.
"Tanrıdan şüphe etmem ama elimdeki kalemden şüphe ederim" diye bir şey mi var?
Tekrar tekrar izlenmesi gereken program.
Hocam, ıstaka yerine laser pointer kullansanız.!
Lütfen bir de bu yorum ile olayı düşünün: "Platon’un dediği gibi belleğimizde aramamız gerektiğini söylemektedir. Bir anlamda Galileo’nun bilimi ve felsefesi, Platon’a bir dönüş, Platon’un Aristoteles karşısındaki zaferi olarak görülür. Galileo, Aristoteles’in her şeyi mantıkla çözme çabasını bilimsel çalışmaların önündeki en büyük engel olarak yorumlamıştır. Galileo bilimsel olana ancak matematik yoluyla ulaşalabileceğini söylemektedir. Aslında bu durum Aristoteles geleneğini sürdüren peripatetikçilerin söylediği; “Doğa olgularında her zaman matematik yoluyla ispatlama gereğine başvurulmamalıdır” söylemine karşı çıkıştır." (Galileo’nun İki Büyük Dünya Sistemi Hakkındaki Diyalogları ve Bilime Etkisi Rıdvan KÜÇÜKALİ/Mustafa KOÇ s.123)
Çok güzel yazmışsın. Ama anlamak için felsefeden ciddi anlamak ve her bir filiozofu yakınen bilmek lazim. 100 de 99 umuzda bu birikim yok. Bende 99 un icindeyim. Ama okumak hoştu.
Bunu bide şöyle düşün Aristo ve Platonun bildiği dünya o kadardı ve bu tanımları o dönemin şartlarına göre yaptılar. Bayrak yarışı gibi, bi düşünce diğer bir düşünceyi doğurur geliştirir veya yok eder.
Altaylı meslek hayatının kalanını bu işe adamalı. Eğer başarırsa geçmişini unutturur. Doğal kitlesinin zamanında ona ürettiği ve kendisinin de çok iyi bildiği o öfkeyi. Ara ara buralara gelip bu programları buldukça, ben de sakinleşiyorum mesela.
😍
geçmişinde ne var
Alo Fatih'i Altaylı sanıyorlar, Fatih Tezcan diye biliyorum ben ve de bahsettikleri Bu bence.
Unutturamaz basortu dusmani
@@basaksehirinunluhocasim.ha3310 başörtü değil türban. Türban savunan vatan hainidir
Bir Türk olarak benim içim dışım Aristoteles. Bu yüzden bizim milletle anlaşamıyorum. Türkçemi ancak böyle kitaplarla, sosyal medya paylaşımlarıyla geliştiriyorum. Mümkün değil bizim milletle anlaşamıyorum. O vıcık vıcık Arabesk tavırları, ağlaklıkları, durmadan şikayetlenmeleri, ama buna karşı hiçbir şey yapmamaları, bencillikleri. Muazzam bir bencillikleri var. O kadar ikiyüzlü ve münafıklar ki, misafirperverlikleri dahi ikiyüzlülükten geçilmez. Örgütlenemezler. Hep haklı çıkmaya çalışırlar, vaz geçersin, haklısın sensin doğrusun dersin, umutsuz vaka oldukları için dalga geçtiğini anlamazlar salak gibi de haklı olduklarına inanırlar. Demogoji yaparlar. Hiç anlaşamam. Platoncular insanlığa yüktür. Kendilerini taşıtmayı severler. Farkındaysanız Türkiye'nin ve Türk toplumunun AB'ye girme politikası tepeden tırnağa kendini Avrupa'ya taşıtma beklentisi üzerine kuruludur; Avrupa bizi alsın, sorunlarımızı onlar çözsün, biz nargilemizi çeke çeke karı kız s...lim. Avrupalı bunu bilir, bu yüzden köpek kadar değer vermez, her fırsatta aşağılarlar, ama gene anlamazlar. Lidercidirler, istilacıdırlar, sığdırlar. Bununla da övünecek kadar kuru kasık salaktırlar.
Biraz ağır olmakla birlikte sosyolojik olarak cok haklı tespitler var
@@daydream1468 baya ağir ama çok doğru
100 YIL sonra Biz Türkler,PLATON'un MAĞARASINDAN dışarıya çıkabildik mi ?
Merhaba,Ben Türkiye'nin önde gelen bir textil şirketinde ,makina mühendisiyim.Son 20 yıldır ihtisas alanım,Textil sanayinde ,gelişen ve değişen teknolojileri takip etmek, dünyada bu amaçla düzenlenen fuarlara gitmek ve değerlendirmek ,çalıştığım şirketi bilgilendirmek.
Bu benim ,ön bahçem,yani bilim ve teknoloji var.Arka bahçemde ,ilgi alanları olarak,Tarih ve Siyaset var.Sevdiğim yazarlar arasında,en başta Halil İnalcık, İlber Ortaylı,Halil Berktay,Mete Tunçay ve tarihi geniş kitlelere sevdiren ,gazeteci yazar Murat Bardakçı (herkes bilmez ama kendisi aynı zamanda önemli bir müzik araştırmacısıdır)var.Birde ,benim çok beğendiğim,bir batılı tarihçi gözüyle,Osmanlı İmparatorluğunu inceleyen Suraiya Faroghi var.Kendi öz tarihimizi ve kültürümüzü bilemezsek ,Geleceğimizi kuramayız.Bu sütunlarda yazmak istediğim yorum,videoda ileri sürülen,yapılan yorumların dışına çıkmadan bu çerçeveyi kendime temel tartışma alanı kabul ederek, " şiddet ve nefret " söylemi dışında kalarak,kişisel fikirlerimi açıklamak.Bu konuyla ilgili ,ben ayrıca Şerif Mardin ve Taner Timur gibi önemli Türk sosyolog ve tarihçilerden faydalanacağım. Çünkü bizim sosyo-kültürel sorunlarımız ,antik Yunan filozoflarına referanslar yaparak ,anlaşılamaz ve çözülemez.Amacım ,polemik yapmak değil ! Bu çocuksu ve faydasız bulduğum eğilimleri çoktan bıraktım...Amacım pozitif ve zihin açıcı,bize geniş düşünsel manevra alanı sağlayacak adımlar atmak.
Temel soru şu :Bu aynı zamanda ,video'nun başlığını içeriyor ;100 yıl sonra ,Biz Türklerin içinde hala Platon mu var ? Yani,mistik,kadere boyun eğen,rasyonel olmayan,bilime karşı gelen,neden- sonuç ilişkisini kavrayamayan,herşeyi Allah'a bırakan,kendi iradesini kullanamayan insan özelliklerine mi sahibiz ? Yoksa tam aksine akılcı,bilime önem veren,yaşamın her alanında kendi iradesini kullanan,sadece Bilime ve Gerçeklere biat eden modern formasyonlara sahip insanlara mı dönüştük ? Yukarıda kısaca tanımladığım,Platon'culuk benim kişisel yorumum değil ! Bu tanım ,videoda ki anlatımdan çıkarılan bir sonuçtur.
Tekrar ediyorum,amacım polemik değil ! Bunun kimseye faydası olmaz..!
100 yıl sonra hep beraber neleri başardık,neleri eksik ve yanlış yaptık ? Neleri düzeltebiliriz ? Temel tartışma konumuz bu...
Tabii ki ,önce , Platon'un 'Mağara Alegorisini " ne kadar doğru anlıyoruz ? Kaç katmanlı bir anlatım var ? Ayaklarından zincirle bağlanmış bu insanlar hangi ideolojik yapı içindeler,yıllardır bu mağarada nasıl vakit geçiriyorlar ? Görme,Hatırlama ve Tahmin etme duyguları güçlü olanlar kimler ,neyi temsil ediyor ? Mağara dışı ve içersi -klasik -yorum dışında neyi simgeliyor.
Bunla başlamak istiyorum.Ben bu yazıyı,bazı eski Marksist arkadaşlarımın ısrarı üzerine kaleme aldım . Ve HaberTürk'ün " Gücü Özgürlüğündé "sloganına güvendim.Batı 'da sosyal medyada " şiddet ve nefret " söylemi içermeyen her türlü siyasi,kültürel,felsefi ve tarihi yorumlar yayınlanır.Bazı eski Marxist arkadaşlarımın yorumları, ne yazık ki ,sansürleniyor ve yayından kaldırılıyor , demokrasimiz açısından üzüntü verici.Bu yazım benim için ,bir ' test " özelliğini taşıyor.Yayında kalırsa ,polemik yapmadan bu yorumun devamı olan esas kısım gelecek.Aksi olursa ,yani sansürlenirse ,yapacak bir şeyim yok.İlginiz için şimdiden teşekkür ederim...
Değerli yazınız hakkında şunu söyleyebilirim, değerli bir inanç için bilgiye sahip olmanın şart olmasıdır.
Bilgiye ulaşmak ve etkisinde kalarak değişmek için birey olarak baştan yanılmayı, hata yapmayı, kaybetmeyi, yalnız kalmayı göze alarak düşünmeye devam etmek gerekir.
Toplumumuzu oluşturan bireylerin artık tek başınada ben bir iradeyim ve benim sözlerimde bu diyebilme cesareti için bir başlangıç sancısı içinde olduğunu söyleyebilirim.
Önce küçülerek ardından büyüyebiliriz. Bazı eşikleri aşmanın pratik bir yolu yok. Kitlesel olarak sıkıştıran bu anlam engeli yeni bir yolun açılmasının habercisidir.
Geç kalmışlığımız doğrudur ancak sancının arkasınında doğum olacağıda aşikardır. Huzurlu bir çaba içinde var olduğunuz kişi olmaya devam etmemek için bir neden yok.🌟
Yani diyor ki her Türk ün içinden "Devlet" çıkar ama her Türk ün içinden "Bilim" çıkmaz.
Ahmet hocayı 35 yaşından sonra tanıdım, ya hiç tanıyamasaydım.
Ben 17yasimda tanidim ve kitaplarini da aldim okumaya basladim :)
@@mamiumut35 Ne mutlu size... Ben de almayı düşünüyorum...
aşağı yukarı seninle aynı durumdayım. Ama yapacak bişey yok bro. Bu güzelliğin, bu hazzın tadını çıkartmalıyız. Birde bu insanları genç olupta arayıp bulamayacak zihniyette olanlarda var. Biz orta yaşta bile olsak en azından bulduk ve dinliyoruz güzel insanı.
Dunyanizi Degistirdi
degilmi?
Ahmet Hoca'nın " Benim bilim tarihim Aydın Bey sayesinde gayet iyidir " dediği bölümdeki Aydın bey Cumhuriyetimizin yetiştirdiği en büyük dahilerden biri olan Ord.Prof.Dr.Aydın Saylı'dır.
Etek kaldirir
Harika birşey seyrettim, çok uzerine konuşmaya gerek yok teşekkür ederim.
çok tşkler böyle bir program için
plato okuduğunu anlıyor ve öyle inanıyordu! bizim inançlıların çoğu neye inandığını bilmiyor. kimsenin içinden plato çıkmaz.
AKIL AĞLIYOR
Şayet dilde tat alma hissi olmasa yemek yemek dünyanın en iğrenç etkinliği olurdu ve insanlar açlıktan ölürdü. Ya da cinsellikte haz olmasaydı cinsellik işkence olur kimse o eyleme yanaşmaz ve insanlık çoğalmazdı. Anlamlı bir hedefe ulaşmak için öncesinde bedene küçük ödüller veriliyor. Göz, kaş ve kirpik ile beyin kafa tası ile korunduğu gibi insanlık nesli de cinsellik ve beslenme ve diğer başka sistemler ile korunuyor. Deve dişi gibi bilim insanları bu anlamlı ilişkileri planlayıcı bir akıl ve irade ile izah etmek yerine akıldan fikirden ve bilinçten yoksun tabiatla açıklıyorlar. Bu şuna benziyor: siz ormanda taştan ve sapı ağaçtan yapılmış bir balta buluyorsunuz. Hocaya gösteriyorsunuz, hoca diyor ki uzun zaman için de tabiat taşı oval hale getirmiş sonra ortasına bir delik açmış aynı şekilde sapını da tabiat bir şekilde taşa göre ayarlamış ve ikisini birleştirmiş balta yapmış. Baltanın aklı olsa o bile bu izaha gülerdi. Ne kadar gülünç. Oysa denilmesi gereken bir akıl bir irade belli bir amaca ve ihtiyaca göre o aleti yapmış. Zira siz Orman da taş da bulursunuz ağaç da bulursunuz ama kendiliğinden oluşmuş bir balta bulamazsınız. Konuya Hoca gibi önce deneysel bakalım: milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilmiş mi? Hayır. Duvarlarda resim çivi yazıları var hiç biri kendiliğinden değil o dönemdeki insan aklının ürünü. Şimdi de akılcı episteme ile bakalım: akıl der ki bir şey kendinde olmayanı veremez. Tabiat bir bütün olarak insanı ve insanın ihtiyaçlarını bilecek bir akla sahip olmadığı için onun bu anlamlı şeyleri yaratması imkansızdır. Bir torba unu tabiat gibi düşünün onun baklava olması için bir ustaya hem de akıl sahibi ve o sanatta Mahir olan bir ustaya ihtiyaç vardır. Bilimin amacı Allahı tanımlamak değildir. Bilimin görevi Allah’ın yarattığı tabiatı anlamak ve açıklamaktır. Bunu yapabilmek için tabi ki deneysel yöntemleri kullanmalıdır. Ancak deneyi kurgulamak, süreçleri takip etmek ve sonuçlarını izah edebilmek için de bir akla ihtiyaç vardır. Aklı olmayan tabiattan bu kadar anlamlı şeyleri beklemenin adı nasıl bilimsellik olabilir ki. Bir bilgisayarı düşünün bir işletim sistemine bağlı olarak çalışıyor. Cahil onun kendiliğinden işlediğini sanır oysa onun ardında bir işletim sistemi ve o sistemin ardında o sistemi belli bir amaca ve ihtiyaca göre yazan bir akıl vardır. Hocalar kusura bakmasınlar imanları izin vermediği için konuyu işetim sistemi aşamasında tutup onun ardındaki zekayı görmüyor Ya da göstermek istemiyorlar.
Aklın ışığı olmaksızın ☀️ güneş gözün önünü aydınlatamaz. Sadece Allah yok diyebilmek için yani kendi imanlarını koruyabilmek için aklı işlevsiz kılmaya ve tabiatı Tanrılaştırmaya çalışıyorlar. Bununla da kendilerince bilimsel davranmış oluyorlar. Farkında değiller bir yaratıcıyı inkar edip binlerce yaratıcı icat ediyorlar. Dağlar yaratıcı, sular yaratıcı, rüzgar yaratıcı, hormonlar yaratıcı, güneş yaratıcı. İlk insanlar da işte böyle inanıyordu. Kimi dağlara, kimi güneşe kimi hayvana tapıyordu, bunlar ise hepsine tapıyor. İlk insanlar tabiatın bir parçasını tanrılaştırdığı için ilkel insan oluyor Celal hoca bu kadar bilimsel vasfı ile tabiatın bir parçası yerine tamamını topyekün tanrılaştırıyor modern insan oluyor. Bu hem insaflı değil hem de mantıklı değil. 🤷♂️
Mükemmel bir soruna değindiniz. Tebrikler👍
Güzel tespit 👍
İnanamıyorum; Türk televizyonlarında bu kadar sığ programlardan sonra bu derece kaliteli bir program olduğuna
Bu yeni bir şey değil. 15 senedir yapıyor bunu.
@@latoupe7891 yurt dışındayım pek tv izlemiyorum keşke RUclips üzerinden program yapsalar
Bildiğim tek şey bu insanların yaşayan son bilim adamları olduğu. Yeni nesilin Aristo kimmiş Proton platon neymiş kimmiş bunların felsefesi neymiş aralarında ne bağ yada fark varmış umursayıp üzerine kafa yoracağını hiç sanmıyorum.
@@ridvanisik4099 31
15:22 Hukuğun ölçüsü nedir, neye göredir o zaman? Bir yerden bir başlangıç noktası gerekiyor mutlaka...
Bir yerde Herseyi Merkez I insandir. Diyor.
Aristoteles: “Bir duyuyu kaybeden bir dünyayı kaybeder’’. Mexican tetra (Astyanax mexicanus) Blind cave fish compensate for their lack of sight by having a more sensitive lateral line system which detects vibrations or changes in pressure in the water. The lateral line is a specialized sensory organ found in fish.(Denver zoo).Bir duyuyu kaybeden gayet yepyeni bir dünya kazanabiliyor demek ki.
Zaten bu duyguların hiçbiri bizim yanılgıya maruz kalmaya prone duygular dışında varoluşu kanıtlanabilecek şeyler değil. Matrix de takılmadığınızı kanıtlamadıkça, Platoya karşı çıkmak absurd kalıyor.
Duyulara yüzde yüz güven descartes’ın evin demon’ını da yoksayıyor.
Bütün konuşulanlar bir yana; Prof. Dr. Ahmet Arslan'ın başlığa da yansıtılan sözü önyargı yüklü ve takıntılı bir zihinden çıkabilecek derecede dogmatik.Bu kadar.🧿
"Her" ve "hiçbir" çok iddialı sözcükler. Bir bilim insanı daha temkinli olmalı ve istatistiki düşünebilmeli.
Masanın üzerinde ki yeşil ve beyaz kitaplar hangi seriye ait bilen var mı?
Naturalis Historia, Plinius. Almanca olanı.
Daha önceki bir programda söylemişti.
@@ergenekonualkslayanliberal1077 Teşekkürler.
@@ergenekonualkslayanliberal1077 kitabı internette araştırdım. Video'da ki kitabı göremedim. Emin misiniz? Bu kule gibi dizilmiş olan kitapları merak ediyorum.
@@iamozansson Kardeş, Plinius Naturkunde yaz bulursun. 30 küsür ciltlik İslam Tarihi sanki zebellah gibi çıkar karşına.
@@iamozansson Almanca'sını araman gerekir. Bizim dilimize bunun kısaltılmışı tercüme edildi, tamamı var mı bilmiyorum ama şunu biliyorum ki geri kalmışlığımızı tartmaya kalksan kantar boyut değiştirir.
tesekkürler
Ahmet hocanın aristotalesin demokrasinin olmasının sartını herkesin anlayabilecegi vurguyla yapması cok guzeldi
Bilgi insanı özgürleştirir.
AKIL AĞLIYOR
Şayet dilde tat alma hissi olmasa yemek yemek dünyanın en iğrenç etkinliği olurdu ve insanlar açlıktan ölürdü. Ya da cinsellikte haz olmasaydı cinsellik işkence olur kimse o eyleme yanaşmaz ve insanlık çoğalmazdı. Anlamlı bir hedefe ulaşmak için öncesinde bedene küçük ödüller veriliyor. Göz, kaş ve kirpik ile beyin kafa tası ile korunduğu gibi insanlık nesli de cinsellik ve beslenme ve diğer başka sistemler ile korunuyor. Deve dişi gibi bilim insanları bu anlamlı ilişkileri planlayıcı bir akıl ve irade ile izah etmek yerine akıldan fikirden ve bilinçten yoksun tabiatla açıklıyorlar. Bu şuna benziyor: siz ormanda taştan ve sapı ağaçtan yapılmış bir balta buluyorsunuz. Hocaya gösteriyorsunuz, hoca diyor ki uzun zaman için de tabiat taşı oval hale getirmiş sonra ortasına bir delik açmış aynı şekilde sapını da tabiat bir şekilde taşa göre ayarlamış ve ikisini birleştirmiş balta yapmış. Baltanın aklı olsa o bile bu izaha gülerdi. Ne kadar gülünç. Oysa denilmesi gereken bir akıl bir irade belli bir amaca ve ihtiyaca göre o aleti yapmış. Zira siz Orman da taş da bulursunuz ağaç da bulursunuz ama kendiliğinden oluşmuş bir balta bulamazsınız. Konuya Hoca gibi önce deneysel bakalım: milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilmiş mi? Hayır. Duvarlarda resim çivi yazıları var hiç biri kendiliğinden değil o dönemdeki insan aklının ürünü. Şimdi de akılcı episteme ile bakalım: akıl der ki bir şey kendinde olmayanı veremez. Tabiat bir bütün olarak insanı ve insanın ihtiyaçlarını bilecek bir akla sahip olmadığı için onun bu anlamlı şeyleri yaratması imkansızdır. Bir torba unu tabiat gibi düşünün onun baklava olması için bir ustaya hem de akıl sahibi ve o sanatta Mahir olan bir ustaya ihtiyaç vardır. Bilimin amacı Allahı tanımlamak değildir. Bilimin görevi Allah’ın yarattığı tabiatı anlamak ve açıklamaktır. Bunu yapabilmek için tabi ki deneysel yöntemleri kullanmalıdır. Ancak deneyi kurgulamak, süreçleri takip etmek ve sonuçlarını izah edebilmek için de bir akla ihtiyaç vardır. Aklı olmayan tabiattan bu kadar anlamlı şeyleri beklemenin adı nasıl bilimsellik olabilir ki. Bir bilgisayarı düşünün bir işletim sistemine bağlı olarak çalışıyor. Cahil onun kendiliğinden işlediğini sanır oysa onun ardında bir işletim sistemi ve o sistemin ardında o sistemi belli bir amaca ve ihtiyaca göre yazan bir akıl vardır. Hocalar kusura bakmasınlar imanları izin vermediği için konuyu işetim sistemi aşamasında tutup onun ardındaki zekayı görmüyor Ya da göstermek istemiyorlar.
Aklın ışığı olmaksızın ☀️ güneş gözün önünü aydınlatamaz. Sadece Allah yok diyebilmek için yani kendi imanlarını koruyabilmek için aklı işlevsiz kılmaya ve tabiatı Tanrılaştırmaya çalışıyorlar. Bununla da kendilerince bilimsel davranmış oluyorlar. Farkında değiller bir yaratıcıyı inkar edip binlerce yaratıcı icat ediyorlar. Dağlar yaratıcı, sular yaratıcı, rüzgar yaratıcı, hormonlar yaratıcı, güneş yaratıcı. İlk insanlar da işte böyle inanıyordu. Kimi dağlara, kimi güneşe kimi hayvana tapıyordu, bunlar ise hepsine tapıyor. İlk insanlar tabiatın bir parçasını tanrılaştırdığı için ilkel insan oluyor Celal hoca bu kadar bilimsel vasfı ile tabiatın bir parçası yerine tamamını topyekün tanrılaştırıyor modern insan oluyor. Bu hem insaflı değil hem de mantıklı değil. 🤷♂️
ALLAH'A KUL OLMAK İNSANİ ÖZGÜRLESTİRİR ASlL !
Bilimsel olarak kanıtlanamayan ve her dine göre ismi,özellikleri ve tekliği,çokluğu değişen bir şeye inanmak bağnazlıktan başka bir şey olamaz.
@@ahmetyusufdonmez3229 GÖRÜRSÜN
@@MehmetVefa16 dediğin şey saçma dostum, eğer bilgin yoksa Allaha inanabilir misin? Sorgulamadan inanmakla inanmamanin farki ne?
hayranim tessekurler
Ahmet hoca ben şahsen ikna oldum bundan sonra bende Aristoteles,ciyim 😊
Takımmı bu tutuyorsun
@@siyahekrans niye sen tutmuyormuşum?yürü git işine….
@@7Queresma1903 oha ya bu tavrın platon'un ki gibiydi.
(SOKRAT VE PLATON'A ARISTO'DAN DAHA SAYGI DUYARIM)
@@siyahekrans Evet takım.
Merhaba Hocam, sığ değerlendirmeme dayanarak bir sorum olacak; Eflâtun'un her şeyin nihaî ereği haz almaktır demesindeki maksadı fizik kanunlarına göre düşük enerji seviyesine geçmek benzeri bir şekilde tevil edilebilir mi? Mesela atomlar için soygazlara benzeyerek haz alıyorlar demek gibi.
Bu soruyu hocaya mail olarak atarsan belki geri dönüş sağlayabilirsiniz hoca muhtemelen buradan dönüş yapmaz
@@emirhankosar1760 Mail atmak aklıma gelmemişti teşekkür ederim.
@@mustafakoseoglu7608 rica ederim. Geri dönüş sağlanırsa bildirirsen mutlu olurum
@@emirhankosar1760 Elbette, unutmazsam buradan yazarım.
@@mustafakoseoglu7608 teşekkürler
İnsan her şeyin ölçüsü olamaz; kendi hayatının ölçüsünü belirlemeye çalışır. Bu çalışma sonsuza dek sürer, koşulları ile sınırlı olarak.
Programın devamını bilen varsa yoruma yazmasını rica etcem.
Celal Şengör ile Ahmet Arslan, Bilim Tarihi
AKIL AĞLIYOR
Şayet dilde tat alma hissi olmasa yemek yemek dünyanın en iğrenç etkinliği olurdu ve insanlar açlıktan ölürdü. Ya da cinsellikte haz olmasaydı cinsellik işkence olur kimse o eyleme yanaşmaz ve insanlık çoğalmazdı. Anlamlı bir hedefe ulaşmak için öncesinde bedene küçük ödüller veriliyor. Göz, kaş ve kirpik ile beyin kafa tası ile korunduğu gibi insanlık nesli de cinsellik ve beslenme ve diğer başka sistemler ile korunuyor. Deve dişi gibi bilim insanları bu anlamlı ilişkileri planlayıcı bir akıl ve irade ile izah etmek yerine akıldan fikirden ve bilinçten yoksun tabiatla açıklıyorlar. Bu şuna benziyor: siz ormanda taştan ve sapı ağaçtan yapılmış bir balta buluyorsunuz. Hocaya gösteriyorsunuz, hoca diyor ki uzun zaman için de tabiat taşı oval hale getirmiş sonra ortasına bir delik açmış aynı şekilde sapını da tabiat bir şekilde taşa göre ayarlamış ve ikisini birleştirmiş balta yapmış. Baltanın aklı olsa o bile bu izaha gülerdi. Ne kadar gülünç. Oysa denilmesi gereken bir akıl bir irade belli bir amaca ve ihtiyaca göre o aleti yapmış. Zira siz Orman da taş da bulursunuz ağaç da bulursunuz ama kendiliğinden oluşmuş bir balta bulamazsınız. Konuya Hoca gibi önce deneysel bakalım: milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilmiş mi? Hayır. Duvarlarda resim çivi yazıları var hiç biri kendiliğinden değil o dönemdeki insan aklının ürünü. Şimdi de akılcı episteme ile bakalım: akıl der ki bir şey kendinde olmayanı veremez. Tabiat bir bütün olarak insanı ve insanın ihtiyaçlarını bilecek bir akla sahip olmadığı için onun bu anlamlı şeyleri yaratması imkansızdır. Bir torba unu tabiat gibi düşünün onun baklava olması için bir ustaya hem de akıl sahibi ve o sanatta Mahir olan bir ustaya ihtiyaç vardır. Bilimin amacı Allahı tanımlamak değildir. Bilimin görevi Allah’ın yarattığı tabiatı anlamak ve açıklamaktır. Bunu yapabilmek için tabi ki deneysel yöntemleri kullanmalıdır. Ancak deneyi kurgulamak, süreçleri takip etmek ve sonuçlarını izah edebilmek için de bir akla ihtiyaç vardır. Aklı olmayan tabiattan bu kadar anlamlı şeyleri beklemenin adı nasıl bilimsellik olabilir ki. Bir bilgisayarı düşünün bir işletim sistemine bağlı olarak çalışıyor. Cahil onun kendiliğinden işlediğini sanır oysa onun ardında bir işletim sistemi ve o sistemin ardında o sistemi belli bir amaca ve ihtiyaca göre yazan bir akıl vardır. Hocalar kusura bakmasınlar imanları izin vermediği için konuyu işetim sistemi aşamasında tutup onun ardındaki zekayı görmüyor Ya da göstermek istemiyorlar.
Aklın ışığı olmaksızın ☀️ güneş gözün önünü aydınlatamaz. Sadece Allah yok diyebilmek için yani kendi imanlarını koruyabilmek için aklı işlevsiz kılmaya ve tabiatı Tanrılaştırmaya çalışıyorlar. Bununla da kendilerince bilimsel davranmış oluyorlar. Farkında değiller bir yaratıcıyı inkar edip binlerce yaratıcı icat ediyorlar. Dağlar yaratıcı, sular yaratıcı, rüzgar yaratıcı, hormonlar yaratıcı, güneş yaratıcı. İlk insanlar da işte böyle inanıyordu. Kimi dağlara, kimi güneşe kimi hayvana tapıyordu, bunlar ise hepsine tapıyor. İlk insanlar tabiatın bir parçasını tanrılaştırdığı için ilkel insan oluyor Celal hoca bu kadar bilimsel vasfı ile tabiatın bir parçası yerine tamamını topyekün tanrılaştırıyor modern insan oluyor. Bu hem insaflı değil hem de mantıklı değil. 🤷♂️
@@Siyasetinsiyanetiolmaz Dünyada yaşayan ve dünyayı deneyimleyen bir insan olarak doğada bir balta bulsak deneyimlerimizden yola çıkarak bu baltanın bilinçli birisi tarafından yapıldığını varsayabiliriz fakat evrenin oluşmuş halindeki dünyada yaşayan bir insan olarak neyi deneyimledik ki evrenin de bilinçli birisi tarafından yaratıldığını varsayabilelim?
"Milyonlarca yıl geçmiş tabiatta kendiliğinden oluşmuş bir balta bulunabilir mi? Hayır." varsayımını sen de yapmışsın. Bunu deneyimlerinden yola çıkarak yapıyorsun. Doğada doğal bir süreç sonucu vadiler, göller, peri bacaları, travertenler, sarkıtlar, mağaralar gibi şeyler oluşabiliyor. Bunları her gördüğümüzde bir insan tarafından yapılmış olmalılar varsayımını yapmıyoruz fakat mağarada bir resim gördüğümüzde bunun bir insan tarafından yapılmış olmalı varsayımını yapıyoruz. Bu varsayımları deneyimlerimizden yola çıkarak yapıyoruz.
Bu tür argümanlar doğru bile olsa Allah'ı kanıtlayamazlar. Deist argümanlarıyla tanrının varlığı ispatlamaya çalışılabilinir. Tanrı varsa bile bu tanrının Allah olduğu ne malum?
İnsanlar kendi imanlarını koruyabilmek için doğayı tanrılaştırıyormuş. Bu dediğine kendin inanıyor musun? İnanıyorsan böyle bir şeyin olabileceğine aklın yatıyor mu cidden? Bilim insanları hem Allah'ın varlığını biliyor hem de onu inkar ediyor olabilirler mi?
@@YunusEmreAKIN1997 evrenin ilim, kudret sahibi bir irade tarafından yaratılışını inkar edenlerin önünde tek bir seçenek kalıyor o da doğanın yaratıcılığı. Doğanın yaratıcılığını kabullenmek de onların inancı. Bu böyle. Bir insanın kan grubunu öğrenmek için vücudundaki tüm kanları boşaltmaya gerek olmadığı gibi tabiatın temel yapısını bilince tümünü görmeye gerek yok. Tabiat, akıl, ilim ve irade sahibi bir güç değil. Tabiat kör, tabiat sağır ve tabiat akıl sahibi değil. Bu durumda bahse konu baltayı yaratamayan tabiat insanı ve onun anlamlı bileşenlerini hiç yaratamaz. Onu yaratan akıl sahibi bir güç ve kudret olmalı ve onun da bir amacı olmalı. Konu bir noktaya kadar aklı gerekli kılıyor bir noktadan sonra imanı gerekli kılıyor. İnanırsınız ya da inanmazsınız. İman salt bilimsel bir konu değil öyle olsa insanın inanma özgürlüğü olmazdı. 2x2=4 e inanmayan var mı? Olamaz. Üç Ya da beş deme özgürlüğün var mı? Yok. Şayet iman da böyle olsaydı o zaman inanmak bir mecburiyet olur kişinin seçme özgürlüğü olmazdı. Ancak her şeye rağmen Allah inancı akıl ile bulma imkanını vermiş ama kişinin inanma özgürlüğünü eşinden almamış. “Senin dini sana benim ki bana”
Onun adı var sevgili arkadaşlar Newton'ın klasik fiziği.
Newton, Eflatun'un dediğini yaptı hatta yapabilmek için bir de calculus'u icadetti.
Eğer Newton, Aristo'nun dediğini yapsaydı onun gibi dünya düzdürcü olur, demir parçası pamuk parçasından hızlı düşer derdi.
Ben burada nasil böyle konuştuklarını anlayamadım.
Aristonun bakış açısını ele al kendi bulduğu "bilimsel" bilgisini degil
@@mertoksa6642 öyle yapmıstım zaten; Aristo'nun dediğini yapsaydı .....
@@vatandas1542 knk ben senle ne tartıştığımizi anlamadım
@@mertoksa6642 Mertsche? gencoteles?
Aristo nun ürettiği bilgiler değil, felsefesi ve metotları değerlidir.
O günün birikimi ve şartlarında Ürettiği bilgiler yanlışlanmıştır.
Ama felsefe ve metotları hala en büyük taraftara sahiptir.
Platon sa ideal ler doğrultusunda, metodu - ideale terketmiş, metodu rafa kaldırıp, Doğmayla, bilimsel araştırmanın köküne kibrit suyu dökmeye çabasıdır.
Aristo için; Çağında birikim ve şartları sebebi ile Yanlışlanmış Bilgilerine odaklanıp, felsefesi es geçilirse..
İşte, sizdeki bu sonuç çıkar..
Hatta teolojinin, “yanlışa bak” ayaklarda.. / Aristo cu manüplasyonu.. / Platon cu güzellemesi..
Ömrünün son yıllarına denk gelen dönemlerde, İmam Gazali’nin de gaza getirilmişliğini fark ederek, bir hışımla, tümüne birden reddiyesi de..
İslam Dünyasındaki felsefenin, doğal sonucu olarak, bilimin köküne kibrit suyu olmuştur..
Bilimde Arayış merakın sonucudur?
Platoncu bakış, meraka… “Şüphen mi var ? yanıtı.” verdikçe..
Bilimi geliştirecek, Bilimsel diyalektik, oluşamaz..
Geçmiş olsun..
Hepsinin en büyük ağır acısı bu anlamda her anlamda daaaaaa aynı hesapta 😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢
13.05 -13.13 : ✔👍
Hayata yeni başlayanlar Aristo'culuğu seçer,
Hayatın tamamına yaklaşanlar Platon'culuğu seçer.
"Başlangıç -Sonuç" diyalektik doğası.
yani biri pozıtıf bılımı dıgerı de pozıtıf dini mi secer
@@Panzerkampfwagen116 👍
Aslında tam tersini söylüyor orada ama yine de sen bilirsin.
@@morgoth_the_dark_lord
Prof.Arslan'ın savının farkındayım !
@@gokturk7305 Değilsin gibi duruyor.
Bende şöyle söyleyeyim aristo kafası evrenin sırrını çözemez. (Matematik değil duyuları merkez aldığı için) Çünkü akıl ve duyular bizi yanıltıyor. Bu yanılgı öyle büyükki, sadece izafiyet teorisinde bile odaklanmayı mümkünsüz kılıyor. Kuantum fiziği ile izafiyeti birleştirecek ve sentezleştirerek yeniden kuracak teori ancak matematik ile mümkün olacaktır. Peki matematik algımızı bir kenara koyarak tamamen duyularımızdan arınmış bir matematiğe ulaşmak nasıl mümkün olabilir? Bence yapay zeka bu işin üstesinden gelecektir.
Bias in machine learning konusunu biraz araştırırsanız ne yazık ki fark etmeden yapay zekayı kendimizi yanılttığımız gibi yanıltabildiğimizi bilirsiniz. Ne yazık ki daha yolumuz var gibi duruyor önümüzde
Ahmet Hoca’nın dine karşı olan olumsuz tutumunun sebebi bence doğup büyüdüğü çevredir. Doğu ve Güneydoğu insanları okumak, yaşamak, çalışmak için Batı’ya gelince sekülerizm suratlarına öyle bir çarpıyor ki ondan sonra kendi mahallesinden nefret ediyorlar. Tutucu ve sert bir dini çevrenin sonucu genellikle böyle oluyor. Batı Anadolu insanı dini rahat olarak yaşadığı için böyle sapmalar çok olmuyor. Çünkü Türk insanının tanrıyla ilişkisi daha tutarlı ve sevgiye dayalı diye düşünüyorum. (Son zamanlardaki gençler deist-ateist oluyor söylentilerine naçizane izahım budur.)
Türklerinde, kürtlerden yobazlık konusunda geri kalır tarafları yok ;) Egeliler olmasa Türkler, kürtlerden de beter durumdadır. Bunu Doğu Anadolulu bir Türk olarak söylüyorum. Özellikle Karadenizliler aşırı yobaz insanlar.
8:53 Aklıma bir isim geliyor ama
1:29 da Prof.Dr Ahmet Arslan ın kafasının arkasında resmen Voldemord un yüzünü gördüm!Aynen Tom Marvoldo Riddle nın kafasının arkasındaki Voldemort gibi 😁😁😁😁😁😁
Programin tümü var mı?
Bunu buraya kadar yazacak kadar soracak kadar cahilsin sana lazım değil tamamı git ugur dündarı 1881 tl ye kitap satanları dinle ilerici ve çağdaşlıkda zirveye ulaş hadi…..
Celâl abi arada ekler tatlı yiyor😄👏
" Şüphesiz ki, Allâh katında canlıların en şerlisi,
İlâhi gerçekleri düşünmeyen ve anlamayan, anlamamakta ısrar eden o sağırlar ve dilsizlerdir ! "
" Eğer Allâh, onlarda bir hayır olduğunu bilseydi,
Elbette onlara duyururdu.
Fakat duyuracak bile olsa, onlar yine haktan yüz çevirir, dönüp giderler. "
KURÂN'I HAKÎM/ Enfâl Sûresi : 22 - 23. Âyetler
Onlar ( kâfirler ) ağızlarıyla ( dînî eğriymiş gibi gösterip çamur attıkları yalancı sözleriyle! ) Allâh'ın nûrunu ( islâmı ) söndürmek istiyor,
Oysa Allâh, nûrunu tamamlayacak, kâfirler hoşlanmasa da ( ve rahatsız olsa da ! ) "
SAF SÛRESİ : 8. Âyet
"Her kim O'na ibâdetten kaçar ve kibirlenirse,
Bilsinki, O, yarın hepsini huzurunda toplayacaktır."
NİSÂ SÛRESİ : 172. Âyet
" ... Şüphesiz ki Rabbin,
Herşeyi hakkıyla bilen,
Her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. "
KURÂN'I HAKÎM/ Yusuf Sûresi : 6. Âyet
Onlar ( kâfirler ) ağızlarıyla ( dînî eğriymiş gibi gösterip çamur attıkları yalancı sözleriyle! ) Allâh'ın nûrunu ( islâmı ) söndürmek istiyor,
Oysa Allâh, nûrunu tamamlayacak, kâfirler hoşlanmasa da ( ve rahatsız olsa da ! ) "
SAF SÛRESİ : 8. Âyet
"Her kim O'na ibâdetten kaçar ve kibirlenirse,
Bilsinki, O, yarın hepsini huzurunda toplayacaktır."
NİSÂ SÛRESİ : 172. Âyet
Celal. Seni Fatih'den başka programa davet eden oluyor mu?
Platonun felsefi açıdan idealizmi uçuk denilebilecek bir noktada olsa da politik düşüncelerinin son derece realist ve insanın gerçeklerine uygun olduğunu düşünüyorum.
Ya o bebeklerin alınması filan skandal
-Hoca; Şimdi aristotales hiç şüphesiz ki...
-Celal Şengör; diimi, söze girer
-Hoca şaşırır ve bön bön bakar
Ahmet Hoca yatarak mı konuşuyor 🤔
Aristo haklıdır ve Platon haksizdir demek de yanlıştır kanımca. İkisi de farklı ekol. İkisini faydalı olan kısımlarını almak lazım.
Sonuç yine haz’a ulaşmaktır. Araç ne olursa olsun.
Muhteşemsiniz
celal hocam afiyet olsun:)
Farabi'ye 2. Aristo deniyordu?
,, O, hanginizin daha güzel amel edeceğini çıkarmak için ölümü ve hayâtı yarattı. ,,
,, Dünya hayâtı sizi aldatmasın! ,,
,, Dünya hayâtı ahiretin yanında çok azdır
Keşke bilselerdi! ,,
KURÂN
Bütün hayâtının devâmı için gereken atomlarından gülümsemene,
Yürümenden, uyuyup güzel dinlenmene,
Tükürük bezlerinden binlerce şeffaf duygularının verilmesine ve dengeli oturman için eklemlerine kadar milyarlarca hayat döngüsünü sana vereni unutur, ve hayâtının merkezine koyup yaşaman için gönderdiği Kuranı hayatına sokmaz ve arkana atarsan ,
Seni kimse kurtaramaz o zaman ..!
Ne ailen kurtarabilir ne şımardığın ve Allâh'ın yolunda onu harcamadığın emanet malın ,
Ve ne de ,
Adil olan Allâh'ın önüne geçirdiğin önderin m. kamal ...!
Hâin ve Yunan hizmetçisi ve piyonu olan e. imamoglu da kurtaramaz ...!
ESAS HAYAT AHİRETTE DİR
BURDA TATTTIRDIKLARININ ESAS KAYNAĞI VE MENBAĞI ORASIDIR. .
KUR'ÂNI ve PEYGAMBERİ hayatına rehber edin ve istikàmet üzere yaşa ,
Allâh'a yaslan,
Yükünü alsın ve rahatla .
Âhiret nimetleri de seni bekler ..
Yoksa , geçmişin korkuları, geleceğin endişeleriyle ,
Mutsuz , huzursuz ve korkulu bir hayatla dünya da ,
Ve kaçılmaz son olan ölümden sonraki hayatta , sinirlere işleyen alevli bir cehenneme sokacaktır seni ve söz vermiştir Allah ..
ÇIKARSIZ,
BİR BEKLENTİ GÖZETMEDEN .
VE SADECE ALLAH'IN EMİRLERİNİ AKTARDIM SANA
ŞÂHİT OLARAK ALLÂH YETER ...
O'NA SIRTINI DÖNEREK KISA HAYÂTININ, MÜSLÜMANLARA ALDIĞIN TAVRININ
ÇOK YAKINDA HABERİNİ VERECEKTİR SANA.
Dinle bak ne söylüyor habersiz ve gâfil olduğun KURÂN ;
" Yarattığım o şahsı ( cezâlandırmak üzere ) tek başına bana bırak! "
" Kendisine geniş bir servet ve gözü önünde duran oğullar ( ve çocuklar ) verdiğim. "
" Önune nîmetleri serdikçe serdiğim, arkasından daha fazla vermemi bekleyen kişiyi ! "
" Hayır! Umduğu gibi olmayacak !
Çünkü o, âyetlerimize karşı inatla direnmektedir.
" Bende onu sarp bir yokuşa süreceğim."
" O, düşündü taşındı, ölçtü biçti."
" Kahrolası ne biçim ölçtü biçti. "
" Sonra kahrolası ne biçim ölçtü biçti. "
" Sonra baktı.
Sonra kaşlarını çattı, suratını astı. "
" En sonunda sırtını dönüp gitti ve kibrine yenildi. "
" Bu " dedi " Olsa olsa eskilerden kalma bir sihir ( ve geçmişlerin masalı ! ) "
Bu insan sözünden başka bir şey değildir."
" Ben onu sekara ( cehenneme ) sokacağım."
" Sen bilir misin sekar nedir ? "
" Et, sinir yakar bitirir, yine de yok olmaya rahat bırakmaz. "
" İnsanı kavurur.
Ora da ondokuz görevli vardır. "
KURÂN/ Müddessir Sûresi : 11 ... 30. Âyetler
09:09 Aristocuları şöyle alalım.
HOCA EFENDİ BU TÜRKÜN ICINDEN ÖYLE ŞEYLER CIKARKI SEN BILE INANAMAZSIN
Fatih Altaylı'dan arada ince dürtmeler çok güzel.
Bir kimsenin âhirete imânı yoksa ,
Bir kimsenin , ölümü ciddiye alan bir yaklaşımı yoksa ,
Ve ya şöyle söyleyelim ,
Bir kimse hayatı doğru okumuyorsa ,
'' Ölüm '' gerçeğini , hayatın gerçeğine taşımıyorsa ,
Sonrasını hiç gündem yapmıyorsa ,
Bu kişi , bütün tercihlerini , davranışlarını , Allah'ın Kuran'da ısrarla ve defalarca haber verdiği âyetlerini ve kaçınılmaz ölüme göre değil ,
Tamamen hevâsına ve arzularına , yani topun gelişine göre yaşayacaktır !
'' Dünya hayatı sizi aldatmasın ''
( KUR'AN/ Lokman Sûresi 33 )
Çünkü hayatın içerisinde , sonrasını gözardı eden , ki biz buna sekülerizm ve seküler anlayışı bakışı diyoruz ( Bir daha mı dünyaya geleceğiz , hayatını yaşa ! )
Gününü , ânı yaşamaya odaklı ,
Sonrasını , hayatın içerisine , denklemin içerisine almaya yanaşmayan tipler ...
Bunlar için şöyle diyor Rabbimiz ;
'' inne'ssêğete êtiyetun ( kıyamet , son saat çok yaklaştı )
ekêdu uhfîhê ( onu adeta yokmuşcasına gizliyorum )
litucze kullu nefsin bimê tesğe ( herkes neye Koşuşturduysa onun karşılığını alsın diye .
Felê yasuddanneke ğanhê men lâ yu'minu bihě vettebeğe hevêhu feterdê ( Ona inanmayan ve hevâ ve arzularına uyanlar , sakın seni ondan âlıkoymasın , kaybedersin ..! ''
KUR'AN / Kasas Sûresi : 30 -32
Kuranla ne alakası var insanların düşünmesi sizi neden rahatsız ediyor, sıkıntılı ve takıntılı olmayı bırakın biraz düşünün Kuran gibi içi kin, nefret ve dusmanliklarla dolu her tarafı çelişkili, anlam bozukluğundan geçilmeyen daha doğru dürüst cümle bile kuramayan psikopat ruhlu birinin yazdığı bir kitaba nasıl tanrı sözü diye inanıyorsunuz?
@@engin5845 Bilâkis düşünmemesi beni üzüyor.
Gâfil yaşaması.
Ölümü ve ötesini yokmuş gibi davranması .
Allahın âyet ve öğütlerinden ,aslanı görüp kaçan yaban eşşekleri davranmaları ve topu gelişine vurup ve sonuç olarak kendi kalelerine göl atmaları...
Asıl seni rahatsız eden ne ?
Ey eline kitap alma ve okumaktan aciz ve korkak!
Senin tavrın bana değil, Allâh'ın uyarılarına olsa gerek , ne dersin ?
,, Câhil osuruk böceğine benzer.
Önü ilimde kurcaladıkça osurur. ,,
Bir Atasözü
Allah da senin gibi bana neden inanmıyorlar diye sinirlenip hakaretler ediyor kuranda, hiç yakışıyor mu bir tanrıya?
Allah cok sinirli ve öfkeli, neden öfkesine hakik olamıyor hemde yarattığı kullara karşı, üstelik allahiniz ben dinleseydim herkes iman ederdi de diyor.
Bu kadar saçmalayan bir tanrı ..kuran kesinlikle Muhammedin uydurduğu bir kitaptır.
@@engin5845 Geçmiş zaman dilimlerinde inatçı, hakka karşı kör ve saldırgan senden öncekilerde böyle diyorlardı
ŞİMDİ ONLARDAN BİR SES, BİR HIŞIRTI DUYUYOR MUSUN?
,,En ziyâde kör,
Görmek istemeyendir! ,,
Ibni Sîna
,, Sen şimdi onlara Allah de,
Sonra da bırak onları daldıkları batakta oynaya dursunlar.
Bize gelecekleri gün neler işitecek neler görecekler.
Fakat bu zalimler bugün açık bir sapkınlık ve gaflet içindeler. ,,
En'am ve Âli İmran Sûresi Ayetleri
Yazdığın saçmalıkların insan uydurması olduğu belli bu yüzden inanmıyoruz.
Çok doğru!
Plato aynı zamanda communism. İle alakalı bir görüş ön sürüp materyellerin toplun sürdürülebilir olmasını sağlar ve bireyselleştirişmiş topluluğu eleştirir. Ama aynı adam nasıl olurda din kadar kişisel bir sistemi savunabilir? Bu sorulara yanıtı olan biri var ve cevaplayabilirse sevinirim.
Platon halka yığın der..
Halkın çoğu nefsinin esiri olmuş sürülerdir..
🕊️
Her izledigimde farkli bir sey ogreniyorum.
Yani Türkler sadece duygusal yönden bakar. Mantıksal ve bilimsel olarak kafası çalışmaz mı diyorsunuz?
Çoğulçu deyənə qədər prualist de , terminlərdə zəifdilər , respublika sözünü çox az anadolu türkləri bilir
Programı üniversiteye çevirmişler 😁🥰
Neden emoji
Bilim değerlidir ama herşey değildir. Bilimle doğayı tanırız. Ama onu anlamlandırmak bilimle yapılacak bir iş değildir.
Ruhban sinifinami ihtiyacimiz olacak?
Buda yeni bir rantier sinifin ortaya cikmasi demektir.
Nasil yani simdi pazarci dayilarin icinden Platon mu cikacak?
Bir sorum var. Plato deniliyor ki tüm buluşlarını matematik ve geometriye dayandırı ve duyguları yanıltıcı bulur aynı adam nasıl olurda din üzerinden yürütülecek bir sistemi savunur?
Dinin varlığını inkar etmeyen Aristo'dur.Platon aklı,bilimi, matematiği savunup duyguyla elde edilen bilgiyi reddeder.
Doğduğumdan beri benim karakterim Aristoteles ile yakıştırılır...
Prof. Dr. Ahmet Arslan:"-Bu cümlelerimi iyi anlayın." Müthiş ötesi bir cümle!.."Hoca"lığı öğrenciyi içi doldurulması gereken "Boş bir küp" olarak görmenin, bir yansıması,bir ifadesi..🎃
Ahmet.
Sen ne dedun Simdu?
Bos kafir
@@basaksehirinunluhocasim.ha3310
Ici pok pislik dolu muslumbaz olacagina ici bilim dolu bir insan olsun.
@@cemasti4524 Bu dinsizin içi bok dolu..bokumu yedim acıydı diyor..görsellerden yaz gör..bu buyuk keşif onu bir bilim insanı yapmış.
Ahmet
Denyo.
Bu cumlemi iyi anla.
Sen Hic hayatinda kimseye bir sey ogrettinmi? .
Bu hocalarin bol a kullandığı bir cumledir.
Senin o bos kafana cami lagim ini doldurmuslar
Hocalarım maalesef Aristo ve Platonu o kadar yuzeysel ezberlemissiniz ki, lütfen inceler misiniz 🤗
, Ahmet ...büyük sıkıntı var bence de ..🤙
@@soledad5110 Adamın hatası olamaz mı kardeşim?
@@serifgokce9718 Hatası var vs. demekle hatasını göstermiş olmuyorsun ki. Hatası yanlışı neyse söyle biz de öğrenelim. Yoksa boş yere ukalalık yapmış oluyorsunuz.
@@kadirakar8700 Selamlar, maalesef bizim bilim adamlarımızın çoğu yabancı kaynakları tercüme ettiklerinde elde ettikleri veriyi en doğru bilgi sanıyorlar. Yabancı kaynakları tercüme eder ve onlara şüphesiz inanırlar. Sıkıntı burada başlıyor. Aslolan halen mevcut olan orijinal fragmanlar, ideoljik yabancı kaynakları dogrulamiyor. Benim anlatmaya çalıştığım budur. Keşke emek harcayıp Grekçe orijinalleri okuyup anlayabilseler. Ben bu konuda yıllardır çalıştığım için, sadece komik buluyorum hocalarımı maalesef. Kur'an gibi klasik metinlerin tamamı ideolojik tahriflerle kitaplastirildigindan, konunun uzmanı olmadan konuşmak her zaman yanıltıcıdır. Zor konular gerçekten emek ister. Celal hocam bu konunun uzmanı değil biliyorsunuz. Okuduğu eserler muhtemelen yabancı kaynaklar olması gayet doğal. Ama Ahmet hoca böyle bir kolaycilikla konuşmaya hakkı yok bana göre. Yine de ikisini de severim. Selamlar
Cevapta veremez, cahilliğin bir numaralı kuralı bir bok biliyormuş gibi tavran ve konuyu değiş, açıklama yapma.
Videodan baya haz aldım😂
8:20 hocam anladık Türk milletine laf çakmak istiyosun da bir felsefeci olarak böyle toptancı cümleler etmek nasıl oluyor?
Cok buyuk bir hata. Programin etkisine kapilip soyledigi her cumlenin etkisi vurgusu daha buyuk olsun diye cok yanlis laflar etmis bence.
Cogu insanalar bilgisini cogaltmiyor, fakat servetini cogaltmak istiyor,
16:06 :)
bu formule gore ben elendim...
Ne kadar mantıksız insanlar yorumlarda toplanmış yav
Platon belki de resuldur.. Sinoplu diyojen de resul olabilir..
Ne Platon ne Aristotales.Esas bilgeliğe erişmiş kişi Kinikler ve özellikle Sinoplu Diyojen'dir.
İdris i unuttun, birde beni
Sana katiliyorum
7:39 türkiyede yememesinin sebebi
Elbet ki dinlerim ama son kararı ben veririm Tanrı herşeyi ölçüsü neden mi bak varlığa sen söyle ana ne eksik ki onu inşa etsin i nsan yok etmesin yeter
Böyle Zeki insanlar varken neden liyakatsız insanlar bizi yönetiyor bunu tartişmamız lazım