Trofe?(!) Nedir bu yabancı dil merakı? "Büyük" yazsanız namınız mı eksilir? Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak endişe içindeyim. Türkçemiz, ehil olmayan insanların sosyal medyadaki yanlışlarıyla zayıflatılıyor. Lütfen bir sözcüğü yazmadan ya da söylemeden Türkçe olup olmadığını düşünün öyle kullanın. Vatan sevgisi işte budur.
HAKAN BİLGE !!! Selamlar. İlk bakışta haklı gibi görünen fakat korkunç derecede bir yanılgı içinde olduğunun ispatı niteliğinde olan bu serzenişin hakkında bir çift lakırdı edeceğim. Zıpkın videosu izleyen ve bu minvalde yorum yapan bir ''Türk Dili'' hocası olmandan dolayı, doğrudan ''genç !'' biri olduğunu düşünüyorum. Şimdi ilkin şu ''trofe'' meselesini halledelim. Trofe kelimesi halihazırda Türkçe bir kelimedir. Dilimize bin yılda geçen bin türlü yabancı kelimeden biridir. Orjinali ''TROPHY'' yani kupa, ganimet, ödül demektir. Hani meşhur Camel Trophy Turnuvasındaki Trophy !! Hani müsabakalar, turnuvalar, şampiyonalarda ulaşılan üst nokta, hani ''GOAL'' mevzusu gibi ! Hal böyleyken, bizim dilimizde insanlar arasındaki müsabakalarda genelde yine ''CUP'' kelimesinin Türkçeleşmişi olan KUPA kelimesini kullanılır. Yani trophy kavram iken, cup o tuttukları vazo gibi şeyin adı oluyor. Yine aynı şekilde ''MEDALLION''dan gelme MADALYA veya MADALYON vs. daha nice kelimeler kullanılır. Bu TROFE lafı ise sıklıkla avcılık alanında kullanılan bir terim olarak oturmuştur. Yani TROFE, dağ keçisi (teke-geyik keçisi) veya yaban domuzu avı vs. gibi kara avı alanında bolca kullanılır. Şimdi gelelim ikinci ve daha önemli konuya. Peki ne münasebet TROFE kelimesi Türkçe oluyormuş efendim? TDK sözlüğünde de yok !! falan filan... Cevaben gülerim !!! Zira, Lisan uzmanı olarak başta senin ''dillerin, şivelerin,lehçelerin vs.'' su kadar akışkan, reçine kadar yapışkan, insandan daha canlı ve daha uzun ömürlü, adeta kendi başına yaşayan, türeyen, gelişen, körelen,doğan, ölen bir mevhum olduğunu ziyadesiyle idrak edebiliyor olmanın gerekliliği söz konusu. (Yani şu durumda asıl endişelenilmesi gereken birincil konu üniversitelerimizin hali sanırım. Zira Lisan uzmanı birinin konu hakkındaki görüşü bu denli sathi ve ''emekli amca dırdırı''ndan hallice olmamalıydı.) Gelelim üçüncü konuya. TROFE gibi daha nice kelimenin TDK sözlüğünde bulunmuyor olması, bunların Türkçe olmadığı anlamına asla gelmez. Çünkü zaten TDK sadece devletin aciz bir kurumudur. Ayak sürümesi tıpkı İngilizceyi koruduğunu zanneden OXFORD gibidir. Bu ve benzeri kurumların dünyadaki diller üzerinde hiç bir tahakkümlerinin olmadığı ayan beyan ortadadır. Bu bir ergenin, elinde bi parça kıytırık ip ile besili bir boğanın üzerine hamle edip ''bunu yakalayacağım, zapt edeceğim, hükmüm altına alacağım hüloooaaağğğnn!'' diye gerzekçe hareketler yapıp, kendini de komik duruma düşürmesinden öte değildir. (Not: Oxford'un, Sony'nin kurucusunun mabadından uydurduğu ''walkman'' kelimesini güya İngilizceye sokmamak adına nasıl kastırdığı gibi olayları bi zahmet kendiniz araştırın. Bizim TDK'nın nanelerini araştırmaya gerek yok, onlar meşhur zaten.) Şimdi gelelim dördüncü konuya. Bence bu en önemli ve hatta nihayet hemfikir olacağımızı düşündüğüm konu. Şimdi hocam eğri oturalım doğru konuşalım. Dünya dillerinin bu günkü genel şeması ortadadır. Büyük diller başta olmak üzere çoğunun kökenleri, dil aileleri, nerden gelip nereye gittikleri epey açık haldedir. Bunu biraz inceleyen herkes birbirleri arasındaki geçişleri, akrabalığı, bağlantıları, sesleri, tonları... ne varsa kabak gibi görür. Hele bir de o iş ile iştigal ediyorsa ''filolojidir, tarihtir, sosyolojidir, edebiyattır vs.'' artık iliklerine kadar görebilir. Bizim şu anda kullandığımız ''OĞUZ TÜRKÇESİ, OSMANLI TÜRKÇESİ, ANADOLU TÜRKÇESİ VEYA GÜNCEL ADIYLA TÜRKİYE TÜRKÇESİ'' denen şeyin ne olduğu gayet açık seçik ortada zaten. Köktürkçe üzerine inşa edilmiş binlerce Farsça, Arapça, Soğdça, Hintçe, Fransızca, İngilizce, Almanca, Latince, Yunanca ve saire kökenli kelimeler, bağlaçlar, ekler, deyimler, jargonlar gibi sayısız unsurdan müteşekkil koca bir dev. Yani sen TROFE Türkçe değil diye bi ayıklamaya başlarsan yandın. :) :) Haah şurada uzlaşabilir ama; mesela televizyon mis gibi Türkçeleşmiş ve uyum sağlamıştır. Kitleler de hiç yüksünmeden alışıp kullanıp Türkçeye montalamıştır. Benzer bir durum computerde de yaşanacakken Prof.Dr.Aydın Köksal imdada yetişip BİLGİSAYAR kelimesini Türkçeye derhal sokuşturup tek kelimeyle şahane bir iş yapmıştır. Yani ''tavuk sersemken....'' hesabı :) Çünkü karşında halk var. Yabancı bir kelime girdiği esnada yetiştin yetiştin, yoksa pelesenk olur ve iş biter. Asıl anlamdan kaymalar bile olsa halk affetmez. Alıp o kelimeyi falloşu çıksa bile kullanır !! TÜRKÇELEŞTİRİR !!! Salak TDK'ya falan da bok yemek düşer. Örnek: Tubeless lastiklere bütün illerde büyükten küçüğe herkes DUBLEKS der !! düşün bak anlam kaymasına bak ! İki kat, çift falan anlamında Türkçeye geçen Dubleks kelimesi nerelerden eş anlam kazanıp nerelerde nasıl kullanılıp Türkçeleşiyor. Sakın ha, dil kurallarına uymuyor da Türkçe sayılmaz falan gafletine düşmeyesin. En ayarsız, en köhne kemanlarla, klarnetlerle bile hem de nota mota dahi bilmeden çatır çatır müzik yapan çingenelere gidip ''sizin yaptığınız müzik değil, şu şu kurallara uymuyor !'' demekle aynı şey olur. Hatırla, bütün dünya 30 sene walkman dedi, Oxford daha ağlıyordu ''ama walkman ingiliççe değil, uydurmasyon kelime, ingilliççemiş bozülüyooğ'' :) :) en son pes edip kabul etti dictionary dahline kattı. Neyse, asıl konu dağılmasın. Teknik olarak ben de Türkçe sevdalısı bir insanım. Çok uzun yıllar evvel Prof.Dr.Oktay Sinanoğlu takip ederdim. Türkçenin önemi hakkında çok şeyin temelini kendisinden öğrenmiştim. Bununla beraber ben de bir Tarihçi olarak bu tür dil erozyonu, kültür emperyalizmi gibi konuların sebepleri ve sonuçlarıyla yakinen ilgileniyorum. Yani bu olayları tarihten bağımsız irdelemek cidden imkansız. Neticede ilim irfan sanat ve kültürde ilerlemiş toplumların dilleri de haliyle altta kalan toplumlara sirayet ediyor. Örneğin Arapça gibi muhteşem bir lisanın dünyada esamesi okunmazken, Oktay Sinanoğlu'nun tabiriyle tarzanca olan İngilizce dünyanın her deliğine girmiş durumda. Ha keza İspanyolca da yaygındır ama en azından o, İngilizceden açıkara daha üstün bir dildir. En nihayet günümüzde baskın bir kültür olmadığımızdan dolayı elbette bu tür erozyonlara maruz kalacağız. Biraz acı ama son derece tabii bir durum. Şu an için yapılabilecek en iyi şey, gereksiz yere, yani anlamı ve karşılığı Türkçemizde gayet güzel varken, bok yiyecekmiş gibi uydurup da ''totalde'' ''okey'' ''okeyleşelim'' ''çenc edelim'' ''set edelim'' zartturu zurtturu kelimeleri hunharca kullanan ibne kılıklılara müsamaha göstermemektir. Tabi bu da yel değirmenlerine savaş açmak oluyor ama en azından haklı bir dava oluyor. Yoksa durduk yere kimse bulaşık makinesine, dishwasher demez. İlim bilim teknik sanat üretmediğimiz sürece ne bizi, ne de lisanımızı kimse ciddiye almayacak hocam. Adam önümüze koyacak, biz de televizyon diyeceğiz, gayet de mis gibi Türkçeleştirip içimize sindireceğiz. Öyle Trofe demiyeh, böyyüh diyeh. Otubüz demiyah, oturgaçlı götürgeç diyekle falan olmaz o iş. Hem ayrıca bugün kullanılan Türkçenin %20si Türkçe ise sen ona dua et. Belki ben iyimser bile söyledim %20 ile. Şu anki dilimizden tüm girenleri bi ayıklasak, yemin ederim sohbet bile edemeyiz. Denemesi bedava; al eline bi A4 kağıt ve kalem. Aç güzel bi hint filmi. Duyduğun her Türkçe kelimeyi filmi durdur ve yaz. Film sonunda A4'ün dolduğunu göreceksin. Hintçe ile Farsçanın akraba olduğunu da bu vesile ile öğrenmiştim vaktiyle. Hülasa hocam, boş vaktim vardı oturdum yazdım. Söylediklerime katılmıyorsan sana tavsiyem daha çooook çok okuman. Zira yukarıda yazdıklarımın cidden çok az bi kısmı benim fikirlerimden çıktı. Ana konu senden benden çok daha üstün insanların fikir hazinelerinden süzülenlerin özeti. İş sırf benim yorumuma kalacak olsaydı burada tek nokta bile görmezdin. Çoktan ekrandaki yorumuna gülümseyip geçip gidip unutmuştum bile. :) Rica ederim ara ara sana gömdüm diye bana darılıp kırılma, dost acı söylermiş. Ben bir Türkçü, tarihçi ve Türk dili sevdalısı olarak, şu serzenişine konu olan alanda çok çok daha merhale almanı isterim. Madem ki sen de Dil ve milli kimliğin et ile tırnak olduğunu sezmişsin, öyle ise Allah idrakini arttırsın, ilmini arttırsın inşallah. Bazı yerleri kafa karıştırıcı geçmiş olabilirim, idare et lütfen. İmla hatası falan varsa affola. Hayatta başarılar, selamlar...
@@gaddarhoyrat Beyefendi; yirmi beş yıllık Türkoloji mezunuyum. Binlerce öğrenci yetiştirdim. Halk edebiyatı uzmanlık alanım. Evet Türkçüyüm, Türkçe sevdalısıyım. Birçok konuda haklısınız. Yazınızın tamamını okudum. İşim okumak zira. Ben -terim hoş değil- gömme niyetiyle yazmadım. Bizler bu ülkede etkisiz elemanız artık. Sosyal medya rolümüzü kaptı ne yazık ki! Ben, elimden geldiği kadar Türkçe sözcük kullanmaya çalışıyorum. Elbette Türkçeleşmiş sözcükler de dahil bu kümeye. Girişim sert görünebilir, haklısınız fakat aksi takdirde dikkat çekmiyor. Kalp kırmamaya çalışıyorum. İnançlarım gereği elbette. Bütün bunlara rağmen her Türkçe sevdalısı bu işte görevlidir. Zira bir ulısun dünü, bugünü ve de en önemlisi yarını dilidir. Dilini unutan uluslar yok olmaya mahkumdurlar. Saygılar...
@@BilgeHakan28 İnanırmısın hocam, cevabına çok sevindim. Birçok konuda hemfikir olduğumuza da ayrıca sevindim. Tabi benim üslubum fark ettiğiniz üzere daha sert daha katı. Sanırım yıllar yılı hem okumuş hem okumamış cahillerle muhatap olmaktan ötürü iyice sivri dilli oldum :) :) Malum, bu kadar çok şeyi idrak ettikten sonra, aslanların kediye boğdurulduğunu, denizlerin geçilip derelerde boğulunduğunu gördükçe insanın nevri dönüyor. An geliyor, halka küsüyosun, an geliyor sisteme...Bi an oluyor yine umutlu oluyorsun, Öteki an tamam diyorsun bu kıyamet arifesidir. :) :) Öylesine garip bi devr-i devrandayız işte. Bununla beraber, ben argoyu, küfrü, şiveleri, jargonları, lehçeleri, ve benzeri tüm öğeleri de çok kıymetli bulmaktayım. Bunların da halkın gündelik dili içerisinde muhakkak korunması taraftarıyım. Ve dahi bunların tamamını yemeğin baharatları gibi görmekteyim. Şimdi tabi bizler böyle şirin şeker felsefik münazaralar, münakaşalar, fikir teatileri yapıyoruz amma ortada da acı gerçekler var. Takibatıma göre 50'ler,60'lar eski dille yeni dilin muhteşem sentezlendiği bir dönem imiş. (bkz.dönemin tüm filmleri, gazeteleri, mecmuaları vb.) Hatta öyle şık bir dönemmiş ki; mesela ''eş'' anlamına gelen ''partner'' kelimesini, cumhuriyetin ilk yıllarında ''partöner'' şeklinde Türkçeye çakmaya çalıştıkları halde, bu ve benzeri bir çok gereksiz zorlama kelimeler bu sentez döneminde tabii olarak bertaraf olmuş. Kök henüz sağlam olduğu için lisan bunları iltihap gibi görüp atıvermiş. Fakat 70'lerde başlayan, çağın teknik gelişimlerine paralel modern kültür akımı karşısında nereye kadar dayanılabilir. Görülüyor ki, 80'lerin ilk yıllarına değin kör topal dayanmış. Örneğin; Osman Yağmurdereli 83-84 yıllarındaki TRT dizisinde, elektrik arkına yani kıvılcıma ''şerare'' diyor !! Bu sahne bir belgedir işte. Bu aradan 90'lara kadar çığ etkisiyle bozulma gözlemleniyor. 2000 sonrası ise tek kelimeyle tufan !! Şu an lisanımız konusunda dehşet verici bir haldeyiz. Fakat yine de umutluyum, ''herşey ileriye doğru evrilir'' fikrine inanıyorum. Bu karanlık dönemin ardından, yeni nesillerin tekrar birşeylerin kıymetini anlayacağını düşünüyorum. Kayıplarımızın, yitirdiklerimizin yeniden keşfedileceğini düşünüyorum. Tarihte böyle şeylerin örnekleri var. Türkler şundan çok çok daha beterlerini gördü geçmişte. Evelallah bu bedbaht dönemi de bir gün aşacaktır. İnşallah...
Merhaba, zıpkınla ve kıyıdan oltayla balık avlamak istiyorum, balık konusunda bilgim yok. Hangi sezon hangi boy balıkları avlayabilirim bu gibi bilgileri nasıl öğrenebilirim? teşekkürler..
Müjdat bey mera isteyen arkadaşlar var 🤣 gerçekten bende ilgi ve alaka ile dikkatle cevabınızı bekliyorum acaba net konum mu paylaşırsınız tarifmi edersiniz dikkat ile cevabınızı bekliyorum 🤣
Böyle bir balığı zıpkın ile vurmak gerçekten cesaret ister. Sürüklemesi, hatta ipin ele, kola, ayağa dolaşması çok büyük risk. Öncelikle tebrik ederim. Ancak; Sanırım balığın adını izleyenler anlamaz diye "akya" olarak yazdınız. Zirai sizin gibi avcının bu hatayı yapacağını sanmam. Çünkü bu balığın adı "Kuzu veya Sarıkuyruk" tur. Akya nın çenesi ve sırt yüzgeci daha sivridir. www.spearfishingturkey.com/forum/balik-cesitleri/akya-ciplak-lica salibahtiyar.tr.gg/DEN%26%23304%3BZ-BALIKLARI.htm Bu link ler kopyalanarak incelenebilir. Ha ben çok uzmanı değilim, hiç te yakalamadım her iki balıktan da. Ancak linki kopyaladım yazıyı merakımdan okumuştum.
bence burası adriyatik; geçenlerde ben turist olarak oradaydım. Balığın bol olduğunu ve deniz altını görünce; şnorkel alıp biraz bakınayım dedim. zıpkın ile dalmışlığım hiç yok ama denizi severim küçüklüğümden beri. küçük balıkları izleyim diye gezinirken 2. gün gittiğimiz Cavtat koyuydu sanırım denizde müthiş büyük kayalar ve güzellikler vardı. bir an Müjdat Usta nın vurduğuna çok benziyodu 2 balık çıktı karşıma; korkudan hemen kıyıya topukladım. İnanmamak serbest:) kıyıdan fazla açılmadım ama derinlik bir anda 10-15 metreye çıkıveriyor. Müjdat Usta ya selamlar; burası Adriyatik e çok benziyor abi ne dersin?
Biz balık peşindeyiz, balıklar Müjdat abinin peşinde 😄
Avlamayın şu balığı abicim Avlamayın balon balığı aslan balığı doldu Akdeniz yüzemiceğiz yakında
Pantolan baligina saldirmiyormus,rahat ol genc adam.
@@aslanonur23zihahahhohohohoh
bir sabah uykusuna doyamadım, bir de sizin av videolarınızı izlemeye... nefesinize sağlık hocam
Aferin akyaları vurun balon balığı çoğalsın.
Abi açıklama kısmında derinlik de yazsa güzel olur. Video süreleri biraz daha uzun uzun olabilir vuruştan balığı söndürene kadr mesela.Nefesine sağlık
Aynen katılıyorum ,derinlik ve mera bilgisi şart 😀
Mera yi soylerse o mera kurur :))
Denizler zıpkın aviyla kurur mu? Bunu bilinçli olarak mı söylüyorsun gerçekten ?
Bence tersine olmuştur balık seni görünce ahada müjdat demistir😂😂😂kaza siz avlar abi
Müjdat abi denizde yine ayı vurmuşsun h.o
Müjdat hocam Nefesine sağlık levrek avlarını Görmeyeli çok oldu
Harbiden bu işin kitabını yazıyorsunuz hocam
Tebrikler Müjdat bey nefesinize sağlık
Trofe?(!)
Nedir bu yabancı dil merakı?
"Büyük" yazsanız namınız mı eksilir?
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak endişe içindeyim. Türkçemiz, ehil olmayan insanların sosyal medyadaki yanlışlarıyla zayıflatılıyor. Lütfen bir sözcüğü yazmadan ya da söylemeden Türkçe olup olmadığını düşünün öyle kullanın. Vatan sevgisi işte budur.
HAKAN BİLGE !!! Selamlar. İlk bakışta haklı gibi görünen fakat korkunç derecede bir yanılgı içinde olduğunun ispatı niteliğinde olan bu serzenişin hakkında bir çift lakırdı edeceğim. Zıpkın videosu izleyen ve bu minvalde yorum yapan bir ''Türk Dili'' hocası olmandan dolayı, doğrudan ''genç !'' biri olduğunu düşünüyorum. Şimdi ilkin şu ''trofe'' meselesini halledelim. Trofe kelimesi halihazırda Türkçe bir kelimedir. Dilimize bin yılda geçen bin türlü yabancı kelimeden biridir. Orjinali ''TROPHY'' yani kupa, ganimet, ödül demektir. Hani meşhur Camel Trophy Turnuvasındaki Trophy !! Hani müsabakalar, turnuvalar, şampiyonalarda ulaşılan üst nokta, hani ''GOAL'' mevzusu gibi ! Hal böyleyken, bizim dilimizde insanlar arasındaki müsabakalarda genelde yine ''CUP'' kelimesinin Türkçeleşmişi olan KUPA kelimesini kullanılır. Yani trophy kavram iken, cup o tuttukları vazo gibi şeyin adı oluyor. Yine aynı şekilde ''MEDALLION''dan gelme MADALYA veya MADALYON vs. daha nice kelimeler kullanılır. Bu TROFE lafı ise sıklıkla avcılık alanında kullanılan bir terim olarak oturmuştur. Yani TROFE, dağ keçisi (teke-geyik keçisi) veya yaban domuzu avı vs. gibi kara avı alanında bolca kullanılır. Şimdi gelelim ikinci ve daha önemli konuya. Peki ne münasebet TROFE kelimesi Türkçe oluyormuş efendim? TDK sözlüğünde de yok !! falan filan... Cevaben gülerim !!! Zira, Lisan uzmanı olarak başta senin ''dillerin, şivelerin,lehçelerin vs.'' su kadar akışkan, reçine kadar yapışkan, insandan daha canlı ve daha uzun ömürlü, adeta kendi başına yaşayan, türeyen, gelişen, körelen,doğan, ölen bir mevhum olduğunu ziyadesiyle idrak edebiliyor olmanın gerekliliği söz konusu. (Yani şu durumda asıl endişelenilmesi gereken birincil konu üniversitelerimizin hali sanırım. Zira Lisan uzmanı birinin konu hakkındaki görüşü bu denli sathi ve ''emekli amca dırdırı''ndan hallice olmamalıydı.) Gelelim üçüncü konuya. TROFE gibi daha nice kelimenin TDK sözlüğünde bulunmuyor olması, bunların Türkçe olmadığı anlamına asla gelmez. Çünkü zaten TDK sadece devletin aciz bir kurumudur. Ayak sürümesi tıpkı İngilizceyi koruduğunu zanneden OXFORD gibidir. Bu ve benzeri kurumların dünyadaki diller üzerinde hiç bir tahakkümlerinin olmadığı ayan beyan ortadadır. Bu bir ergenin, elinde bi parça kıytırık ip ile besili bir boğanın üzerine hamle edip ''bunu yakalayacağım, zapt edeceğim, hükmüm altına alacağım hüloooaaağğğnn!'' diye gerzekçe hareketler yapıp, kendini de komik duruma düşürmesinden öte değildir. (Not: Oxford'un, Sony'nin kurucusunun mabadından uydurduğu ''walkman'' kelimesini güya İngilizceye sokmamak adına nasıl kastırdığı gibi olayları bi zahmet kendiniz araştırın. Bizim TDK'nın nanelerini araştırmaya gerek yok, onlar meşhur zaten.) Şimdi gelelim dördüncü konuya. Bence bu en önemli ve hatta nihayet hemfikir olacağımızı düşündüğüm konu. Şimdi hocam eğri oturalım doğru konuşalım. Dünya dillerinin bu günkü genel şeması ortadadır. Büyük diller başta olmak üzere çoğunun kökenleri, dil aileleri, nerden gelip nereye gittikleri epey açık haldedir. Bunu biraz inceleyen herkes birbirleri arasındaki geçişleri, akrabalığı, bağlantıları, sesleri, tonları... ne varsa kabak gibi görür. Hele bir de o iş ile iştigal ediyorsa ''filolojidir, tarihtir, sosyolojidir, edebiyattır vs.'' artık iliklerine kadar görebilir. Bizim şu anda kullandığımız ''OĞUZ TÜRKÇESİ, OSMANLI TÜRKÇESİ, ANADOLU TÜRKÇESİ VEYA GÜNCEL ADIYLA TÜRKİYE TÜRKÇESİ'' denen şeyin ne olduğu gayet açık seçik ortada zaten. Köktürkçe üzerine inşa edilmiş binlerce Farsça, Arapça, Soğdça, Hintçe, Fransızca, İngilizce, Almanca, Latince, Yunanca ve saire kökenli kelimeler, bağlaçlar, ekler, deyimler, jargonlar gibi sayısız unsurdan müteşekkil koca bir dev. Yani sen TROFE Türkçe değil diye bi ayıklamaya başlarsan yandın. :) :) Haah şurada uzlaşabilir ama; mesela televizyon mis gibi Türkçeleşmiş ve uyum sağlamıştır. Kitleler de hiç yüksünmeden alışıp kullanıp Türkçeye montalamıştır. Benzer bir durum computerde de yaşanacakken Prof.Dr.Aydın Köksal imdada yetişip BİLGİSAYAR kelimesini Türkçeye derhal sokuşturup tek kelimeyle şahane bir iş yapmıştır. Yani ''tavuk sersemken....'' hesabı :) Çünkü karşında halk var. Yabancı bir kelime girdiği esnada yetiştin yetiştin, yoksa pelesenk olur ve iş biter. Asıl anlamdan kaymalar bile olsa halk affetmez. Alıp o kelimeyi falloşu çıksa bile kullanır !! TÜRKÇELEŞTİRİR !!! Salak TDK'ya falan da bok yemek düşer. Örnek: Tubeless lastiklere bütün illerde büyükten küçüğe herkes DUBLEKS der !! düşün bak anlam kaymasına bak ! İki kat, çift falan anlamında Türkçeye geçen Dubleks kelimesi nerelerden eş anlam kazanıp nerelerde nasıl kullanılıp Türkçeleşiyor. Sakın ha, dil kurallarına uymuyor da Türkçe sayılmaz falan gafletine düşmeyesin. En ayarsız, en köhne kemanlarla, klarnetlerle bile hem de nota mota dahi bilmeden çatır çatır müzik yapan çingenelere gidip ''sizin yaptığınız müzik değil, şu şu kurallara uymuyor !'' demekle aynı şey olur. Hatırla, bütün dünya 30 sene walkman dedi, Oxford daha ağlıyordu ''ama walkman ingiliççe değil, uydurmasyon kelime, ingilliççemiş bozülüyooğ'' :) :) en son pes edip kabul etti dictionary dahline kattı. Neyse, asıl konu dağılmasın. Teknik olarak ben de Türkçe sevdalısı bir insanım. Çok uzun yıllar evvel Prof.Dr.Oktay Sinanoğlu takip ederdim. Türkçenin önemi hakkında çok şeyin temelini kendisinden öğrenmiştim. Bununla beraber ben de bir Tarihçi olarak bu tür dil erozyonu, kültür emperyalizmi gibi konuların sebepleri ve sonuçlarıyla yakinen ilgileniyorum. Yani bu olayları tarihten bağımsız irdelemek cidden imkansız. Neticede ilim irfan sanat ve kültürde ilerlemiş toplumların dilleri de haliyle altta kalan toplumlara sirayet ediyor. Örneğin Arapça gibi muhteşem bir lisanın dünyada esamesi okunmazken, Oktay Sinanoğlu'nun tabiriyle tarzanca olan İngilizce dünyanın her deliğine girmiş durumda. Ha keza İspanyolca da yaygındır ama en azından o, İngilizceden açıkara daha üstün bir dildir. En nihayet günümüzde baskın bir kültür olmadığımızdan dolayı elbette bu tür erozyonlara maruz kalacağız. Biraz acı ama son derece tabii bir durum. Şu an için yapılabilecek en iyi şey, gereksiz yere, yani anlamı ve karşılığı Türkçemizde gayet güzel varken, bok yiyecekmiş gibi uydurup da ''totalde'' ''okey'' ''okeyleşelim'' ''çenc edelim'' ''set edelim'' zartturu zurtturu kelimeleri hunharca kullanan ibne kılıklılara müsamaha göstermemektir. Tabi bu da yel değirmenlerine savaş açmak oluyor ama en azından haklı bir dava oluyor. Yoksa durduk yere kimse bulaşık makinesine, dishwasher demez. İlim bilim teknik sanat üretmediğimiz sürece ne bizi, ne de lisanımızı kimse ciddiye almayacak hocam. Adam önümüze koyacak, biz de televizyon diyeceğiz, gayet de mis gibi Türkçeleştirip içimize sindireceğiz. Öyle Trofe demiyeh, böyyüh diyeh. Otubüz demiyah, oturgaçlı götürgeç diyekle falan olmaz o iş. Hem ayrıca bugün kullanılan Türkçenin %20si Türkçe ise sen ona dua et. Belki ben iyimser bile söyledim %20 ile. Şu anki dilimizden tüm girenleri bi ayıklasak, yemin ederim sohbet bile edemeyiz. Denemesi bedava; al eline bi A4 kağıt ve kalem. Aç güzel bi hint filmi. Duyduğun her Türkçe kelimeyi filmi durdur ve yaz. Film sonunda A4'ün dolduğunu göreceksin. Hintçe ile Farsçanın akraba olduğunu da bu vesile ile öğrenmiştim vaktiyle. Hülasa hocam, boş vaktim vardı oturdum yazdım. Söylediklerime katılmıyorsan sana tavsiyem daha çooook çok okuman. Zira yukarıda yazdıklarımın cidden çok az bi kısmı benim fikirlerimden çıktı. Ana konu senden benden çok daha üstün insanların fikir hazinelerinden süzülenlerin özeti. İş sırf benim yorumuma kalacak olsaydı burada tek nokta bile görmezdin. Çoktan ekrandaki yorumuna gülümseyip geçip gidip unutmuştum bile. :) Rica ederim ara ara sana gömdüm diye bana darılıp kırılma, dost acı söylermiş. Ben bir Türkçü, tarihçi ve Türk dili sevdalısı olarak, şu serzenişine konu olan alanda çok çok daha merhale almanı isterim. Madem ki sen de Dil ve milli kimliğin et ile tırnak olduğunu sezmişsin, öyle ise Allah idrakini arttırsın, ilmini arttırsın inşallah. Bazı yerleri kafa karıştırıcı geçmiş olabilirim, idare et lütfen. İmla hatası falan varsa affola. Hayatta başarılar, selamlar...
@@gaddarhoyrat Beyefendi; yirmi beş yıllık Türkoloji mezunuyum. Binlerce öğrenci yetiştirdim. Halk edebiyatı uzmanlık alanım. Evet Türkçüyüm, Türkçe sevdalısıyım. Birçok konuda haklısınız. Yazınızın tamamını okudum. İşim okumak zira. Ben -terim hoş değil- gömme niyetiyle yazmadım. Bizler bu ülkede etkisiz elemanız artık. Sosyal medya rolümüzü kaptı ne yazık ki!
Ben, elimden geldiği kadar Türkçe sözcük kullanmaya çalışıyorum. Elbette Türkçeleşmiş sözcükler de dahil bu kümeye. Girişim sert görünebilir, haklısınız fakat aksi takdirde dikkat çekmiyor. Kalp kırmamaya çalışıyorum. İnançlarım gereği elbette.
Bütün bunlara rağmen her Türkçe sevdalısı bu işte görevlidir. Zira bir ulısun dünü, bugünü ve de en önemlisi yarını dilidir. Dilini unutan uluslar yok olmaya mahkumdurlar. Saygılar...
@@BilgeHakan28 İnanırmısın hocam, cevabına çok sevindim. Birçok konuda hemfikir olduğumuza da ayrıca sevindim. Tabi benim üslubum fark ettiğiniz üzere daha sert daha katı. Sanırım yıllar yılı hem okumuş hem okumamış cahillerle muhatap olmaktan ötürü iyice sivri dilli oldum :) :) Malum, bu kadar çok şeyi idrak ettikten sonra, aslanların kediye boğdurulduğunu, denizlerin geçilip derelerde boğulunduğunu gördükçe insanın nevri dönüyor. An geliyor, halka küsüyosun, an geliyor sisteme...Bi an oluyor yine umutlu oluyorsun, Öteki an tamam diyorsun bu kıyamet arifesidir. :) :) Öylesine garip bi devr-i devrandayız işte. Bununla beraber, ben argoyu, küfrü, şiveleri, jargonları, lehçeleri, ve benzeri tüm öğeleri de çok kıymetli bulmaktayım. Bunların da halkın gündelik dili içerisinde muhakkak korunması taraftarıyım. Ve dahi bunların tamamını yemeğin baharatları gibi görmekteyim. Şimdi tabi bizler böyle şirin şeker felsefik münazaralar, münakaşalar, fikir teatileri yapıyoruz amma ortada da acı gerçekler var. Takibatıma göre 50'ler,60'lar eski dille yeni dilin muhteşem sentezlendiği bir dönem imiş. (bkz.dönemin tüm filmleri, gazeteleri, mecmuaları vb.) Hatta öyle şık bir dönemmiş ki; mesela ''eş'' anlamına gelen ''partner'' kelimesini, cumhuriyetin ilk yıllarında ''partöner'' şeklinde Türkçeye çakmaya çalıştıkları halde, bu ve benzeri bir çok gereksiz zorlama kelimeler bu sentez döneminde tabii olarak bertaraf olmuş. Kök henüz sağlam olduğu için lisan bunları iltihap gibi görüp atıvermiş. Fakat 70'lerde başlayan, çağın teknik gelişimlerine paralel modern kültür akımı karşısında nereye kadar dayanılabilir. Görülüyor ki, 80'lerin ilk yıllarına değin kör topal dayanmış. Örneğin; Osman Yağmurdereli 83-84 yıllarındaki TRT dizisinde, elektrik arkına yani kıvılcıma ''şerare'' diyor !! Bu sahne bir belgedir işte. Bu aradan 90'lara kadar çığ etkisiyle bozulma gözlemleniyor. 2000 sonrası ise tek kelimeyle tufan !! Şu an lisanımız konusunda dehşet verici bir haldeyiz. Fakat yine de umutluyum, ''herşey ileriye doğru evrilir'' fikrine inanıyorum. Bu karanlık dönemin ardından, yeni nesillerin tekrar birşeylerin kıymetini anlayacağını düşünüyorum. Kayıplarımızın, yitirdiklerimizin yeniden keşfedileceğini düşünüyorum. Tarihte böyle şeylerin örnekleri var. Türkler şundan çok çok daha beterlerini gördü geçmişte. Evelallah bu bedbaht dönemi de bir gün aşacaktır. İnşallah...
@@gaddarhoyrat hayran oldum
@@tahasari8152 :) :) Eyvallah, selamlar.
Çok büyük başarı. Çağır ve öldür.👏🏻👏🏻👏🏻
Fantastic. Where do you spearfish?
Northeast aegean sea
Abi aynı balık bügün Çeşme Yıldız burnundan önüme bi anda cıktı ateş ettim beni bile sürükledi ama maalesef kacırdım.
Tecrübe bir başka 👍
Yasak falan yok bolgaz bol ışık.. Spora dewam
Daim olsun..yalniz balik akya (lichia)değil!sarı kuyruk( kuzu) balığı ..😉
helal müjdat abi hakkıyla yapıon bu işi
Bugün evde bayram havası var desene🎉😂
Merhaba, zıpkınla ve kıyıdan oltayla balık avlamak istiyorum, balık konusunda bilgim yok. Hangi sezon hangi boy balıkları avlayabilirim bu gibi bilgileri nasıl öğrenebilirim? teşekkürler..
Super
Balığı kaçıncı saniyede gördünüz ya da videoyu açmadan önce görmüş müydünüz
Nice!!!!👏👏👏👏
Abi Türkiye' nin en iyi zıpkıncısı sensin fakat bu işi ticaret için yapıyorsun ayıp. Kimse yok demesin adam her hafta 20 kilo akya mı yiyor?
@@whynot458 boş yapma hadi bakiyim
Balik ciftligine mi girdiler de gitunu yirtiyon embesil jardes
@@ertugrulgazi3046 yav olum güldürmeyin beni hadi AG :)
Mujdat hocam bi kalb at bana
Zıpkın markasi nedir abi
Balon balığını yiyen tek balık türü akya balığı
Nesli tükendiği günden beri her yer balon balığı
Amazing video bro !!🤘🤘🤘🤘
Number one
Wow! Sei troppo forte🔝💪🏻👍🏼
Müjdat bey mera isteyen arkadaşlar var 🤣 gerçekten bende ilgi ve alaka ile dikkatle cevabınızı bekliyorum acaba net konum mu paylaşırsınız tarifmi edersiniz dikkat ile cevabınızı bekliyorum 🤣
Böyle bir balığı zıpkın ile vurmak gerçekten cesaret ister. Sürüklemesi, hatta ipin ele, kola, ayağa dolaşması çok büyük risk.
Öncelikle tebrik ederim. Ancak; Sanırım balığın adını izleyenler anlamaz diye "akya" olarak yazdınız. Zirai sizin gibi avcının bu hatayı yapacağını sanmam. Çünkü bu balığın adı "Kuzu veya Sarıkuyruk" tur. Akya nın çenesi ve sırt yüzgeci daha sivridir.
www.spearfishingturkey.com/forum/balik-cesitleri/akya-ciplak-lica
salibahtiyar.tr.gg/DEN%26%23304%3BZ-BALIKLARI.htm
Bu link ler kopyalanarak incelenebilir. Ha ben çok uzmanı değilim, hiç te yakalamadım her iki balıktan da.
Ancak linki kopyaladım yazıyı merakımdan okumuştum.
teşekkürler emeğine sağlık
abi o balıklar nerenin denizinde
Bravo.iassa tou manga
Why does canakkale strait have so much fish in comparison to the aegean sea??
Complimenti alla grandeeeeeee
👏👏👏
Akya balıklarını lütfen avlamayın balon balıklarını yiyolar
Bravissimo, complimenti!!
abi öyle balıklar vurma canından önemli değil
zıpkın kaçlık
😍👌
Evet senden başka vuranda yok lüferler kuyılamazssa sana sorarım
Gungor Birol sie
Ben seni Çanakkale de görürüm merak etme
@@gungorbirol8076 naptin la gördünmü düdük
Gördüm korna 🤣🤣
mübarek kursk gibi bir şey ya
Dünyanın en lezzetli ve en pahalı balıklarından
Kayalar bana çok lezzetli gelmedi tadı ne iyi ne güzel
Superbe vidéo 👍💪
Unbelievable, great 👍👍👍👍👍
zıpkının tam markası ne abi
Apnea rebel
Hangi ilimizden (Akdeniz -Ege ?)
Çanakkale
💪👏👏👏👏👌
Abı sen onu vurmasan o senı vurcakto sankı
yapıştır :)
41 x Maşallah
A sim e muito bom
Bu adamın nerde daldığı bellik degil
Çanakkale bogazda
bence burası adriyatik; geçenlerde ben turist olarak oradaydım. Balığın bol olduğunu ve deniz altını görünce; şnorkel alıp biraz bakınayım dedim. zıpkın ile dalmışlığım hiç yok ama denizi severim küçüklüğümden beri. küçük balıkları izleyim diye gezinirken 2. gün gittiğimiz Cavtat koyuydu sanırım denizde müthiş büyük kayalar ve güzellikler vardı. bir an Müjdat Usta nın vurduğuna çok benziyodu 2 balık çıktı karşıma; korkudan hemen kıyıya topukladım. İnanmamak serbest:) kıyıdan fazla açılmadım ama derinlik bir anda 10-15 metreye çıkıveriyor. Müjdat Usta ya selamlar; burası Adriyatik e çok benziyor abi ne dersin?
Abı 50 kiloluk akyayı satsan ne kadar eder
İyi para eder :)
O ne olm senden büyük
Bune ya dana gibi
Balığın ismi zaten kuzu balığı kanka
Aka nerelerdesin