yeni mezun olduğum, işsiz gezdiğim günler. sabah 6'lara kadar dizi izliyor akabinde yatıyor, akşam dört gibi kalkıyorum. bir yandan da internetten istemeye istemeye iş bakıyor kendi kafama gore eleme yapıyorum. bir iş gözüme çarptı ve bölümüm ile ilgili olduğu için gidip başvurmak istiyorum. ilk anneme söylüyorum böyle böyle bir iş var diye ertesi gün beni saat üç gibi uyandır da gidip başvurayım diyorum. bak hele bak sen ogle üçte uyanıp iş görüşmesine gidecem. kadın çıldırdı tabi doğal olarak benden adam olmazmış. haklı öğle üçte kalkıp, dörtte iş görüşmesine mi gidilir... ertesi gün üç gibi uyandım, saç sakal birbirine karışmış vaziyette iş başvurusuna gittim. annem evden çıkarken mutfaktan bağırıyor lan bir sakalını kes bari, hizbullahlar gibi iş görüşmesine gidiyon diye... onu dinlemeden kapıyı vurup, çıkıyorum... adamların ofislerine gittim ve müdürün odasına daldım. kapıyı açmam ile iki tane takım elbiseli adam ayrı masalarda bana bakıyordu. biri müdür diğeri yardımcısıymış. adamlara bakıyorum baya oturaklı, olgun kişiler. kendimi tanıttım ve başladım okuduğum okulları anlatmaya. onlar soruyor ben cevaplıyorum müdür de ajandaya hakkımda notlar alıyor. o anda çat kapı çaldı ve hurra içeriye 6-7 kişi daldı. iyiki doğdun sesleri ile bağırış çağırış ortalık karıştı. lan noluyoz demeye kalmadan müdürün o gün doğum günü olduğunu anladım. pastalar, çerezler, çikolata, viskiler ile müdürün üstüne atladılar. ben ise tamamen olayın dışında kaldım, içimden şansımı sikeyim sesleri geliyor. sırayla adamın doğum gününü kutladılar ben garip gözler ile insanlara bakıyorum.sonra öğrendim ki bunlar müdürün eski çalışma arkadaşlarıymış, adamı unutmamışlar ve ofisine gelip bu şekilde bir kutlama hazırlamışlar. masalar kuruldu, çerezler açıldı, çikolatalar ortaya döküldü, viskiler bardaklara dolduruldu. bir elime bir tabak antep fıstığı , diğer elime viski bardağı tutuşturdular, ağzıma ülker antep fıstıklı çikolata verdiler. lan biraz evvel çok ciddi bir ortam vardı adama eğitim hayatımdan bahsediyordum birden ben bu hale nasıl geldim diye kendimi sorguluyorum. ortamda makara on numara, biraz evvelki ciddi görünümlü adam gitti yerine belden aşağı fıkra anlatan adam geldi. bir yandan da bana dönüp olum rahat ol bak burda herkes abi kardeş, yabancı yok diyerek rahat olmam konusunda beni uyarıyor. lan daha beni göreli yarım saat olmadı ne zaman bu kadar kaynaştık. ben ise yok ben rahatım diyor muhabbeti dinliyorum. şaka maka biraz zaman geçtikçe ortama iyice alışmaya başlıyorum. müdür, önündeki bilgisayardan youtube'a girip bülent ersoy şarkısı açıyor ve bütün herkes aynı anda söylemeye başlıyoruz. baktım ortam iyice meyhane havasına döndü ben de dayanamayıp söylemeye başlıyorum. sonrasında herkes susuyor ve şarkıyı sadece ben sölüyorum. millet efkarlı bir şekilde beni dinliyor.şarkıyı bitiriyorum, millet alkolün de etkisiyle ayağa kalkıp beni alkışlıyor. lan olum diyorum ben buraya iş görüşmesine gelmedim mi bu olanlar da neyin nesi? rahmetli kemal sunal'ın filmlerinden hallice bir olaya şahitlik ediyorum. biraz önce bey dediğim adama müdürüm aç şurdan ferdi'yi azcık ferdi dinleyelim ya diye istekte bulunuyorum, adam beni kırmıyor ferdi tayfur'un koparma gülleri şarkısını açıyor. ben yine başlıyorum söylemeye herkes beni dinliyor ahhh ulan ahh be diye feryatlar ile bağırmaya başlıyor. benim viski bitiyor, adamlar durmadan dolduruyor. müdür ikinci şişeyi marketten aldırmak için kapıcıya telefon açıyor. içimden ulan diyorum ben hafiften kaçayım hava karardı, ama ortama bakıyorum bırakmak istemiyorum. zaten biliyorum gitmek istesem de adamlar bırakmayacak ortamda şarkı söyleyip insanları efkarlandıran adam pozisyonundayım. o anda kendimi binlerce kişinin karşısında önünü ilikleyip uzun hava okuyan ıbrahim tatlıses gibi hissediyorum. zaman deli gibi akıyor, kapıcının getirdiği ikinci şişeyi açıyoruz. bir yandan da birbirimize sarılıp fotoğraflar çekiliyoruz. biraz evvel iş görüşmesi ortamında beni sorguya çeken adamla şimdilerin selfie'sini çekiyoruz. tabi saatler önce gördüğüm o müdürden eser yok, ceketini çıkarmış, kolları sıvamış, kravatını sıyırmış. ee bu kadar fotoğraf çektik şunları facebook'a atalım diyorlar ve teker teker beni listelerine ekliyorlar. attıkları her fotoğrafa etiketleniyorum ve bir anda facebook arkadaş listeme 6-7 kişi olarak dahil oluyorlar. ya ben bu ofise ne diye gelmiştim, iş görüşmesi içindi sanırım. ara ara da bu gerçeği aklımdan çıkarmıyorum. bir yandan annem arıyor ama ortamda o kadar gürültü var ki telefonu açıp konuşamıyorum. sekizinci araması sonucu telefona cevap veriyorum, ortamdaki bülent ersoy şarkılarından meyhanede olduğumu zannediyor ve '' olum sen adam olmucak mısın hani iş görüşmesine gidecektin bugün, saatlerdir içiyorsun değil mi'' diyerek fırça kayıyor, susturamıyorum. tabi doğal olarak anlayamıyor, bilmiyor, aklına bile gelmiyor iş görüşmesine gittiğim yerde müdürler ile içki masasında olduğumu. ikinci şişenin de bitmesi sonucu müdürün hadi çorbacıya gidelim daveti ile herkes ayaklanıyor ofisten çıkarak iki taksi ile çorbacının yolunu tutuyoruz. tabi taksinin camlar açık müdür kolunu dışarı çıkarmış ''bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin'' şarkısını söylüyoruz. çorbacıya gittiğimizde iki masayı birleştiriyor ve kelle paçalara gömülüyoruz. abi ben doymadım ya diyip müdürden ikinci tabağı sölemesini istiyorum. işgörüşmesine gittiğim anda benim için bir bey olan adama önce müdürüm sonrasında abi dediğimi farkediyorum ve kafamın da kıyak olması sonucu aldırış etmiyorum. çorbaları da içtikten sonraa müdüre hesabı kitliyor ve mekandan ayrılıyoruz. taksiler çağrılıyor ve güzel bir vedalaşmanın ardından evin yolunu tutuyoruz. sabah uyandığımda facebook'a giriyorum ve dünki yaşadıklarımı fotoğraflara bakarak hatırlamaya çalışıyorum. onlarca fotoğrafta etiketlendiğimi farkediyor ve kendi kendime tebessüm ederek lan bu adam ilk başta çok ciddi bir adamdı diyerek müdürün o fotoğraflardaki hallerine bakıyorum. sonrasında bu adamlar beni çoktan unutmuştur diyerek kafamı yastığa koyup yeniden uyuyorum. saatler sonraa bir telefon ile uykudan uyanıyorum ve telefonu açmam ile birlikte '' evraklarını hazırladın mı, adliyeden sicil kaydı ve sağlık raporunu yarına kadar bize ulaştır olum'' talimatı ile karşılaşıyorum. ee müdürüm ben işe alındın mı diyorum lan sen olmasan bize kim ferdi şarkıları söyleyecek diye bir cevap alıyorum. hemen evrakları temin edip, ertesi gün teslim ediyorum ve işe alınıyorum... nur içinde yat müdürüm, üzerimde hakkın çok, seni çok özlüyorum... 05.02.2014 :( debe editi: özelden gelen onlarca başsağlıgı dileklerine teşekkürler. bir insanin öldükten sonra bile güzel anılar ile hatirlanmasi harika bir olay. kendisi de sağlığında hep bundan bahsederdi. hakkinda kötu soz edeni duymadim, gormedim. harika bir adamdin guzel insan.
Kardeşim o kadar uğraşmışsın ellerine sağlık ama ben bunu okuyacak kadar enerjiye sahip değilim kısaca tembelin ama yinede ellerine sağlık sen pek üşengeç değişmişsin heralde neyse ellerinne sağlık yeniden.
Icerigin hazirlanmasinda verilen emegi ayri tutarak söylemeliyim ki, muazzam bir aniya dair yazilmis guzel bir entrynin cöp edildigi bir canlandirma olmus.
böyle bi görüşme yaşamadım ama benim de çok çok sevdiğim, sıcak kanlı, ekip ruhu yaşatan, eğlenmeyi de çalışmayı da sonuna kadar bilen bi müdürüm vardı. İlk iş tecrübem hem de. Sonra ne mi oldu? Adam hala var. Hayatta çok şükür. Ama emekli oldu, kıtalar arası deniz yolculukları yapıyor. kral bi kaptan oldu. Ben de başka bi şirkette onun insta fotolarına like yapıyorum. Güzel insanlar, iyi ki varsınız...
okuğum mükemmel kitabın filmini izleyince beğenmemiş gibi hissediyorum. başroldeki eleman alınmasın ama, başrolü çok farklı hayal etmiştim be abi. kurgu mükemmel, karakter seçimi berbat.
Birçok kötü yorum görünce çok şaşırdım. Öncelikle oyunculuklar ON numara olmuş. Araya sıkıştırdığınız küçük espriler sesli güldürdü çünkü beklemiyordum. Sonu ise gerçekten çok duygulandırdı. Açıkçası en sevdiğim bölümlerden biri bu oldu benim için.
sadece entry çok daha güzeldi. bu da güzel olmuş, keşke elemanın içi sesini de verseydiniz. nasılsa işe alınmayız diye sızmışız, sabah bir kalktım faceden şu kadar etkileşim, bu kadar arkadaşlık ekleme vs. gece şöyle olmuş böyle olmuş... bu kısım eksik onun dışında normal entry harici espiri de eklenmiş çok güzel olmuş. özellikle muhsin bey e yapılan atıf çok iyi olmuş. emeğinize sağlık.
Bu entryi direkt çhgb oyuncuları canlandırmalı .. En çok güldüğüm ve aynı zamanda hüzünlendiğim hikayenin maalesef içine edilmiş. Doğum günü sürprizi var ama aslında yokta ...
hep böyle olur zaten. kitap filmleri de beğenilmez. siz yorumları fazla takmayın müdürüm. insan okurken kafasında kendine en uygun şekilde kurguluyor. zihnin sonsuz yelpazesinden en güzel oyuncular en güzel mekanlar seçip boşlukları kendisine göre tamamlıyor. 2 satırlık yazı onun için 10 satırlık yazıya dönüşüyor, kafasında fazla büyütüyor. insan bu doğasında var. önemli olan doğasında olanı anlayıp özümsemek. çok fazla yüklenmeyin müdürüme. güzel bi canlandırma olmuş. tebrikler. hep gelişmeniz dileğiyle.
Şu entryleri abartmadan, bi şeyin de bokunu çıkarmadan çekmek ne kadar zor olabilir? Yok aralara bayat espriler sıkıştırmadan, samimiyetsiz oyunculuklar yapmadan duramayız diyorsanız kendi içeriğinizi üretip yayınlayın da şu entrileri mahvedip durmayın.
Arka planda entry okunmadığı için üzdü. Ayrıca eklemeler çıkarmalar da oldukça üzdü. Ben bu hikayeyi okuduğumda kafamda oluşan şey ile bunun alakası bile yok. Bu arada oyuncular iyi fakat yanlış roller verilmiş. Olmamış. Herşey yanlış. Üzdü.
Ellerinize sağlık çok beğendim. Sözlükteki entry tabii ki de başka bir tat veriyor. Ama emeğinize sağlık tekrar tekrar çok beğendim. Bu ekşi-nefret-timini lütfen kale almayın. Emre'yi çekin diye yapıyorlar, eğer çekecekseniz kesinlikle Eren Demirbaş ile çekin. Oyunculuğu çok tat veriyor adama izlerken.
@@varsakoglu içinde emre belezoğlu geçen bir başlık var. tam videosu çekilmesi gereken bir hikayesi var ama yıllardır çekmiyorlar. yazarın biri nöbetçi eczane ararken gece emre belezoğluna rastlıyor sonra ona yanlış tarif veriyor falan olaylar öyle gelişiyor.
entry' yi okuduğumda bu kadar kötü değildi diye hatırlıyorum. neden böyle oldu ki? olay akarken arka planda entry birebir seslendirilmeliydi kanısındayım. olmamış.
Sözlükteki entry'i okumamış olmadan geldim çünkü böyle bir entry olduğunu bilmeden. Anladığım kadarıyla beğenilmemiş ama entry'i okumadan gelmiş olanlar için gayet iyi bir kurgu olmuş. Bi miktar onedio şeysine benzemiş olsa bile yinede güldürdü beni
defalarca okuduğum, her seferinde yarıldığım şu entry ancak bu kadar boktan çekilebilirdi. ''emek var orada'' diye vik viklenmeyin kalbinizi kırarım. entry sahibi olsam dava açarım o kadar...
donukluk, soğukluk, kopukluk, irite edici eklemeler ve tavırlar bir videoda olabilecek tüm negatif unsurlar var. Zamanında keyifle okuduğum entryi, sinirlenerek kapattım. Emeğinize sağlık ama daha kötüsü olamazdı sanırım.
yeni mezun olduğum, işsiz gezdiğim günler. sabah 6'lara kadar dizi izliyor akabinde yatıyor, akşam dört gibi kalkıyorum. bir yandan da internetten istemeye istemeye iş bakıyor kendi kafama gore eleme yapıyorum. bir iş gözüme çarptı ve bölümüm ile ilgili olduğu için gidip başvurmak istiyorum. ilk anneme söylüyorum böyle böyle bir iş var diye ertesi gün beni saat üç gibi uyandır da gidip başvurayım diyorum. bak hele bak sen ogle üçte uyanıp iş görüşmesine gidecem. kadın çıldırdı tabi doğal olarak benden adam olmazmış. haklı öğle üçte kalkıp, dörtte iş görüşmesine mi gidilir...
ertesi gün üç gibi uyandım, saç sakal birbirine karışmış vaziyette iş başvurusuna gittim. annem evden çıkarken mutfaktan bağırıyor lan bir sakalını kes bari, hizbullahlar gibi iş görüşmesine gidiyon diye... onu dinlemeden kapıyı vurup, çıkıyorum...
adamların ofislerine gittim ve müdürün odasına daldım. kapıyı açmam ile iki tane takım elbiseli adam ayrı masalarda bana bakıyordu. biri müdür diğeri yardımcısıymış. adamlara bakıyorum baya oturaklı, olgun kişiler. kendimi tanıttım ve başladım okuduğum okulları anlatmaya. onlar soruyor ben cevaplıyorum müdür de ajandaya hakkımda notlar alıyor.
o anda çat kapı çaldı ve hurra içeriye 6-7 kişi daldı. iyiki doğdun sesleri ile bağırış çağırış ortalık karıştı. lan noluyoz demeye kalmadan müdürün o gün doğum günü olduğunu anladım. pastalar, çerezler, çikolata, viskiler ile müdürün üstüne atladılar. ben ise tamamen olayın dışında kaldım, içimden şansımı sikeyim sesleri geliyor. sırayla adamın doğum gününü kutladılar ben garip gözler ile insanlara bakıyorum.sonra öğrendim ki bunlar müdürün eski çalışma arkadaşlarıymış, adamı unutmamışlar ve ofisine gelip bu şekilde bir kutlama hazırlamışlar.
masalar kuruldu, çerezler açıldı, çikolatalar ortaya döküldü, viskiler bardaklara dolduruldu. bir elime bir tabak antep fıstığı , diğer elime viski bardağı tutuşturdular, ağzıma ülker antep fıstıklı çikolata verdiler. lan biraz evvel çok ciddi bir ortam vardı adama eğitim hayatımdan bahsediyordum birden ben bu hale nasıl geldim diye kendimi sorguluyorum.
ortamda makara on numara, biraz evvelki ciddi görünümlü adam gitti yerine belden aşağı fıkra anlatan adam geldi. bir yandan da bana dönüp olum rahat ol bak burda herkes abi kardeş, yabancı yok diyerek rahat olmam konusunda beni uyarıyor. lan daha beni göreli yarım saat olmadı ne zaman bu kadar kaynaştık. ben ise yok ben rahatım diyor muhabbeti dinliyorum. şaka maka biraz zaman geçtikçe ortama iyice alışmaya başlıyorum. müdür, önündeki bilgisayardan youtube'a girip bülent ersoy şarkısı açıyor ve bütün herkes aynı anda söylemeye başlıyoruz. baktım ortam iyice meyhane havasına döndü ben de dayanamayıp söylemeye başlıyorum. sonrasında herkes susuyor ve şarkıyı sadece ben sölüyorum. millet efkarlı bir şekilde beni dinliyor.şarkıyı bitiriyorum, millet alkolün de etkisiyle ayağa kalkıp beni alkışlıyor. lan olum diyorum ben buraya iş görüşmesine gelmedim mi bu olanlar da neyin nesi? rahmetli kemal sunal'ın filmlerinden hallice bir olaya şahitlik ediyorum.
biraz önce bey dediğim adama müdürüm aç şurdan ferdi'yi azcık ferdi dinleyelim ya diye istekte bulunuyorum, adam beni kırmıyor ferdi tayfur'un koparma gülleri şarkısını açıyor. ben yine başlıyorum söylemeye herkes beni dinliyor ahhh ulan ahh be diye feryatlar ile bağırmaya başlıyor. benim viski bitiyor, adamlar durmadan dolduruyor. müdür ikinci şişeyi marketten aldırmak için kapıcıya telefon açıyor. içimden ulan diyorum ben hafiften kaçayım hava karardı, ama ortama bakıyorum bırakmak istemiyorum. zaten biliyorum gitmek istesem de adamlar bırakmayacak ortamda şarkı söyleyip insanları efkarlandıran adam pozisyonundayım. o anda kendimi binlerce kişinin karşısında önünü ilikleyip uzun hava okuyan ıbrahim tatlıses gibi hissediyorum.
zaman deli gibi akıyor, kapıcının getirdiği ikinci şişeyi açıyoruz. bir yandan da birbirimize sarılıp fotoğraflar çekiliyoruz. biraz evvel iş görüşmesi ortamında beni sorguya çeken adamla şimdilerin selfie'sini çekiyoruz. tabi saatler önce gördüğüm o müdürden eser yok, ceketini çıkarmış, kolları sıvamış, kravatını sıyırmış.
ee bu kadar fotoğraf çektik şunları facebook'a atalım diyorlar ve teker teker beni listelerine ekliyorlar. attıkları her fotoğrafa etiketleniyorum ve bir anda facebook arkadaş listeme 6-7 kişi olarak dahil oluyorlar. ya ben bu ofise ne diye gelmiştim, iş görüşmesi içindi sanırım. ara ara da bu gerçeği aklımdan çıkarmıyorum.
bir yandan annem arıyor ama ortamda o kadar gürültü var ki telefonu açıp konuşamıyorum. sekizinci araması sonucu telefona cevap veriyorum, ortamdaki bülent ersoy şarkılarından meyhanede olduğumu zannediyor ve '' olum sen adam olmucak mısın hani iş görüşmesine gidecektin bugün, saatlerdir içiyorsun değil mi'' diyerek fırça kayıyor, susturamıyorum. tabi doğal olarak anlayamıyor, bilmiyor, aklına bile gelmiyor iş görüşmesine gittiğim yerde müdürler ile içki masasında olduğumu.
ikinci şişenin de bitmesi sonucu müdürün hadi çorbacıya gidelim daveti ile herkes ayaklanıyor ofisten çıkarak iki taksi ile çorbacının yolunu tutuyoruz. tabi taksinin camlar açık müdür kolunu dışarı çıkarmış ''bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin'' şarkısını söylüyoruz.
çorbacıya gittiğimizde iki masayı birleştiriyor ve kelle paçalara gömülüyoruz. abi ben doymadım ya diyip müdürden ikinci tabağı sölemesini istiyorum. işgörüşmesine gittiğim anda benim için bir bey olan adama önce müdürüm sonrasında abi dediğimi farkediyorum ve kafamın da kıyak olması sonucu aldırış etmiyorum.
çorbaları da içtikten sonraa müdüre hesabı kitliyor ve mekandan ayrılıyoruz. taksiler çağrılıyor ve güzel bir vedalaşmanın ardından evin yolunu tutuyoruz.
sabah uyandığımda facebook'a giriyorum ve dünki yaşadıklarımı fotoğraflara bakarak hatırlamaya çalışıyorum. onlarca fotoğrafta etiketlendiğimi farkediyor ve kendi kendime tebessüm ederek lan bu adam ilk başta çok ciddi bir adamdı diyerek müdürün o fotoğraflardaki hallerine bakıyorum. sonrasında bu adamlar beni çoktan unutmuştur diyerek kafamı yastığa koyup yeniden uyuyorum.
saatler sonraa bir telefon ile uykudan uyanıyorum ve telefonu açmam ile birlikte '' evraklarını hazırladın mı, adliyeden sicil kaydı ve sağlık raporunu yarına kadar bize ulaştır olum'' talimatı ile karşılaşıyorum. ee müdürüm ben işe alındın mı diyorum lan sen olmasan bize kim ferdi şarkıları söyleyecek diye bir cevap alıyorum.
hemen evrakları temin edip, ertesi gün teslim ediyorum ve işe alınıyorum...
nur içinde yat müdürüm, üzerimde hakkın çok, seni çok özlüyorum...
05.02.2014 :(
debe editi: özelden gelen onlarca başsağlıgı dileklerine teşekkürler. bir insanin öldükten sonra bile güzel anılar ile hatirlanmasi harika bir olay. kendisi de sağlığında hep bundan bahsederdi. hakkinda kötu soz edeni duymadim, gormedim. harika bir adamdin guzel insan.
Kardeşim o kadar uğraşmışsın ellerine sağlık ama ben bunu okuyacak kadar enerjiye sahip değilim kısaca tembelin ama yinede ellerine sağlık sen pek üşengeç değişmişsin heralde neyse ellerinne sağlık yeniden.
Okumak isterdim ama okuyamadım affet beni
Ne güzel olaylar bunlar. Hayatı güzelleştiren böyle güzel detaylar işte.
@@sedefblkc0 Özür dilerim kardeşim siliyorum yorumu
Je
polisten kacan emre belezoglunun eczanede saklanma entrysi de gelsin artık.
yürüyen merdivende kitap okuyan topal lan bi videoyu izleseydiniz once
7:43 “çekmeyin bunu emre belezoğlunu çekin”
@@emreannac6571 neden çekmedikleri açıklandı mı bu arada
Arkadaslar olay gercek degil emre belozoglu aciklamisti dergide. Kaynak bulursam atarim.
Ege Yaman Bildigim kadariyla hayir.
Neden ilk ekşın gibi sadece entryi okurken canlandırıp, arada oyunculara repliği okutmuyorsunuz ki ? İlk ekşının tadını hiç biri vermiyor.
@@zeynepkaradag938 Zevkler tartışılmaz ancak Ekşın 1 aralarında en iyisiydi bence.
@@AhmetKurt-dm2fr zaten eğer dikkat edersen ben bence yazmışım
Bence ekşın 1 kötüydü ya bence ekşın 3 güzel
@@zeynepkaradag938 evet
Bence eksin 3 ve eksin 7 çok güzeldi
Ya şu entrylere ekleme yapmayın. Boş boş espri kasmaya çalışmayın. Entry’nin orjinali zaten iyi
Aynen "kola var mı ?" ne aq. Aptal yerine koymuşlar entry sahibini.
Krdşm mokola va mı
@@mertcanag8214 bir zamanlar Anadolu'da filmine güzel bir gönderme, bence gayet hoş olmuş.
@@mehmetalicandobuc2901 dediğin filmi izlemedim ama şarkı söylenen sahneler Muhsin Bey'den alınmış, ben de onu farkettim
entry'nin orijinali linki var mi kardesim
Ben bu entryi okurken çok gülmüştüm, izlerken tebessüm bile ettirmedi.
Aynen bro yarıda kapattım
nereden okudun
@@aaben9498 www.google.com/amp/seyler.eksisozluk.com/amp/umutsuz-bir-anda-gerceklesen-tarihin-en-sansli-is-gorusmesi-hikayesi
@@Elif-jn3st çok saol
Hatta ufak çaplı cringe bile yarattı.
Abi dünyanın en iyi entrysinin içine sıçmışsınız. Orjinali on numaraydı zaten.
Icerigin hazirlanmasinda verilen emegi ayri tutarak söylemeliyim ki, muazzam bir aniya dair yazilmis guzel bir entrynin cöp edildigi bir canlandirma olmus.
Soguk soguk terledim cringe duygusundan
Önce videoyu izleyip sonra entariyi okuyarak bugün için dünyanın en şanssız adamı ünvanını hakettim
kırık kaburgasından kaçan emre belözoğlu'nun suriye'ye sığınma videosu gelsin artık bir zahmet.
böyle bi görüşme yaşamadım ama benim de çok çok sevdiğim, sıcak kanlı, ekip ruhu yaşatan, eğlenmeyi de çalışmayı da sonuna kadar bilen bi müdürüm vardı. İlk iş tecrübem hem de.
Sonra ne mi oldu? Adam hala var. Hayatta çok şükür. Ama emekli oldu, kıtalar arası deniz yolculukları yapıyor. kral bi kaptan oldu. Ben de başka bi şirkette onun insta fotolarına like yapıyorum. Güzel insanlar, iyi ki varsınız...
JJ, Chaby, Louis ve Michele'nin ne işi var orada :D
ahahah yorumu okuyunca farkettim
@@knightonlinecbs aynen ben de. çok şeker olmuşlar
Nerde
@@ayyenel6633 10:47
okuğum mükemmel kitabın filmini izleyince beğenmemiş gibi hissediyorum. başroldeki eleman alınmasın ama, başrolü çok farklı hayal etmiştim be abi. kurgu mükemmel, karakter seçimi berbat.
05:50 lan çalgıcılar Chaby Han ve tayfası... 😆😆
Böyle şeyleri nasıl fark ediyosunuz yav sjfjdk
Chaby iyi keman çalıyomuş.
Ohaaaa Chaby'yi fark etmiştim de diğerlerine hiç dikkat etmemiştim. Harbiden diğerleri de 3y1t ekibiymiş nasıl fark edemedim
tam bende bunu fark eden birini arıyordum önce chaby yi gördüm sonra jj sonra dedim o Louis mi lan diye gskwgsjwgns
efsaneler efsanesi entry'lerden ama canlandırma berbat olmuş. gram gülemedim, duyguyu alamadım.
Batuhan Yazıcı çok uzatmislar
@@gamzeg5742 Entry'nin kendisi de uzun zaten.
0:36 artık o tipleri işe alıyorlar 😢
Birçok kötü yorum görünce çok şaşırdım. Öncelikle oyunculuklar ON numara olmuş. Araya sıkıştırdığınız küçük espriler sesli güldürdü çünkü beklemiyordum. Sonu ise gerçekten çok duygulandırdı. Açıkçası en sevdiğim bölümlerden biri bu oldu benim için.
5:50 bu çocuğun darbuka çalabilip de amarikalı olması beni çok şüphelendiriyor SOXDBJXSJBS
Hep bu entry çekilsin istiyordum çekilmiş meğerse harika bir sürpriz oldu 🎉
Tebrik ediyorum. Bu olayın komik olmamasını sağlamak bambaşka bir başarı.
Şuraya Emre Belezoğlu entry'si gelsin yazayım da, 1000 like alayım. :/
Sondaki Muhsin Bey uyarlaması sahne çok iyi olmuş.
Bu arada bence emre belözoğlu'nu da çekmeyin, liberal demokrat parti'li hamit'i çekin.
Hiçbirini çekmesinler bundan sonra mümkünse, şu güzelim hikayeyi bile böyle bok edebildilerse.
Liberal demokrat partili hamitin kötü uyarlanmasına dayanamam. Riske gerek yok
ulan ne iyiydi o be
Şaban Yolcu kafayı sıyıracaktım niye kimse Muhsin Bey’i yazmamış diye. Allah razı olsun
2 yıldır sanayi sitesinde bir firmada çalışıyorum, sanayi ortamında bile katbe kat daha iyi espriler dönüyor. ben ne izledim ak ya 15 dk gitti ömürden
Entryi henüz okumadım ama yarıldım bunu seyrederken. Müthiş.
6:50 deki hatayla televizyonlarda çok dalga geçerdik burda yapılması üzdü
O telefon kabı ama siz bilirsiniz :D
Arda Güler :((
Kız sarhoş beyler
çekmeyin bunu emre belözoğlu'nu çekin detayı iyiymiş :D
Sonunda beklediğim entry
size adam gibi bi yönetmen lazım. entry nere, canlandırma nere.
en iyi pena videosuydu. bravo!
7:43 emrecilere cevap
Hayda
Şu entryleri düzgün canlandırın.
Ooofff yeni mezun olup boş gezmenin ağırlığı ama okulu bitirmenin hafifliği. Özendim ve de özledim….
oyunculuklar çok zayıf entry'i okuduğumda kafamda canlanan senaryo daha eğlenceliydi
sadece entry çok daha güzeldi. bu da güzel olmuş, keşke elemanın içi sesini de verseydiniz. nasılsa işe alınmayız diye sızmışız, sabah bir kalktım faceden şu kadar etkileşim, bu kadar arkadaşlık ekleme vs. gece şöyle olmuş böyle olmuş... bu kısım eksik onun dışında normal entry harici espiri de eklenmiş çok güzel olmuş. özellikle muhsin bey e yapılan atıf çok iyi olmuş. emeğinize sağlık.
Bu hikayeye daha iyisi olurdu bence ayrıca müdüre Allah rahmet eylesin uzdü
Abi bence canlandırmada on numara olmuş yav çok güldüm izlerken :)
Bu entryi direkt çhgb oyuncuları canlandırmalı ..
En çok güldüğüm ve aynı zamanda hüzünlendiğim hikayenin maalesef içine edilmiş. Doğum günü sürprizi var ama aslında yokta ...
bu entry okuduğumu hatırlıyorum, çok gülmüş, son cümlesinde de üzülmüştüm.
hep böyle olur zaten. kitap filmleri de beğenilmez. siz yorumları fazla takmayın müdürüm. insan okurken kafasında kendine en uygun şekilde kurguluyor. zihnin sonsuz yelpazesinden en güzel oyuncular en güzel mekanlar seçip boşlukları kendisine göre tamamlıyor. 2 satırlık yazı onun için 10 satırlık yazıya dönüşüyor, kafasında fazla büyütüyor. insan bu doğasında var. önemli olan doğasında olanı anlayıp özümsemek. çok fazla yüklenmeyin müdürüme. güzel bi canlandırma olmuş. tebrikler. hep gelişmeniz dileğiyle.
Muhsin Bey detayları hoş olmuş :)
İlk kez entry canlandırma videosunu beğendim. Aferin lan kanzuk!
sesimize ses.. allah herkese yeni yıl'da bir iş nasip etsin
super nice video, salam aleykum from russia!
I love you russıa (ı am from Turkey
Aleykum selam
yarısında kapattım. olmamış.
Konu güzel abonenizede baktım çok kaliteli videolar çekiyorsunuz daha doğrusu ekşınlar için söylüyorum devam devam
khontkarı nasıl ikna ettiniz bu videoda oynamaya :d
Espriyi kaçırdım galiba
@@brosinparis6731 burnundan bahsediyor
Büyük prodüksyon olmuş, Rowan Atkinson'u bile getirmişsiniz.
Veysi ve nazım reyis de işin içinde.
Entrynin ilk kismi şuanda yaşadığım hayatı özetliyor yarin birgün bir iş görüşmesine gidersem bu entry'yi aklımdan nasıl çıkaracağım bilmiyorum.
ingilizce devam edelim deyince ben gerildim burada. allah hiçbir "biliyorum deyip de bilmeyenin" başına vermesin.
entrye gulmedim buna guldum. cok guzel olmus.
05:45 uzun versiyonu yok mu bunun bundan iyisini görmedim çok iyi olmuş
Vay bee
Harikasınız ya RUclips ilkkez mutlu ayrılıyorum
Şu entryleri abartmadan, bi şeyin de bokunu çıkarmadan çekmek ne kadar zor olabilir? Yok aralara bayat espriler sıkıştırmadan, samimiyetsiz oyunculuklar yapmadan duramayız diyorsanız kendi içeriğinizi üretip yayınlayın da şu entrileri mahvedip durmayın.
Michele reis sağ olsun videodan keyif almasak da onun sayesinde videonun sonunda yüzümüz güldü
Arka planda entry okunmadığı için üzdü. Ayrıca eklemeler çıkarmalar da oldukça üzdü. Ben bu hikayeyi okuduğumda kafamda oluşan şey ile bunun alakası bile yok. Bu arada oyuncular iyi fakat yanlış roller verilmiş. Olmamış. Herşey yanlış. Üzdü.
Güzelim entry'yi berbat etmişsiniz olduğu gibi canlandırsaydınız keşke
Berbat olmuş yemin ederim berbat olmuş bildirimi görünce nasıl heyecanlanmıştım şu an ki hayal kırıklığımı anlatamam...
ya yemin ediyorum muhteşem video :D
Okuduğumda gülme krizine girmiştim. Olmamış.
Ulan o güzelim entrye nasıl kıydınız lan. Okurken karnıma ağrı giren entrynin videosunu sonuna kadar izleyemedim.
Emeği geçenlerin ...
Fıkrasına gülünmeyen adamın fıkrası değil mi o ya
6:01 Chaby'nin elindekini kısa tutup JJ'in uzun tutması aradaki farkı özetliyo
Videodan sonra entry nin orijinalini okuma ihtiyacı duydum. Gülmek için
Ellerinize sağlık çok beğendim. Sözlükteki entry tabii ki de başka bir tat veriyor. Ama emeğinize sağlık tekrar tekrar çok beğendim. Bu ekşi-nefret-timini lütfen kale almayın. Emre'yi çekin diye yapıyorlar, eğer çekecekseniz kesinlikle Eren Demirbaş ile çekin. Oyunculuğu çok tat veriyor adama izlerken.
Emre belezoğlu diyorum, anladınız siz.
@@varsakoglu içinde emre belezoğlu geçen bir başlık var. tam videosu çekilmesi gereken bir hikayesi var ama yıllardır çekmiyorlar. yazarın biri nöbetçi eczane ararken gece emre belezoğluna rastlıyor sonra ona yanlış tarif veriyor falan olaylar öyle gelişiyor.
entry' yi okuduğumda bu kadar kötü değildi diye hatırlıyorum. neden böyle oldu ki? olay akarken arka planda entry birebir seslendirilmeliydi kanısındayım. olmamış.
Sözlükteki entry'i okumamış olmadan geldim çünkü böyle bir entry olduğunu bilmeden. Anladığım kadarıyla beğenilmemiş ama entry'i okumadan gelmiş olanlar için gayet iyi bir kurgu olmuş. Bi miktar onedio şeysine benzemiş olsa bile yinede güldürdü beni
yazara ulaşıp reel fotolar sona eklense tam bir ayla olurdu, ağlardık. belli ki herkesin sevdiği kral bi müdürmüş, rip…
3Y1T Orkestrası farkı ile... Ne adamsınız 😅
Sonuna kadar herşey iyiydi ama artık şu koreli her yerden çıkmasın. Hayatımıza girdi trojen gibi. Her yerde o var.
Bu yaşanmış videolar neden devam etmiyor çok güzeldi
defalarca okuduğum, her seferinde yarıldığım şu entry ancak bu kadar boktan çekilebilirdi. ''emek var orada'' diye vik viklenmeyin kalbinizi kırarım. entry sahibi olsam dava açarım o kadar...
Entryi okurken kafamda kravatların kafaya bağlanması müdürle karşılıklı çifte telli falan gelmişti bu ne masada oturup içki içtiler.
Ulan böyle müdürlerin olduğu bir iş yerinde insan bedavaya da çalışır bize niye öylesi denk gelmiyor..
Abi vallahi çok iyi ya :D oyunculuk falan harika
Müdür öldü diye aglamam😭ve hikayeden niye bu kadar duygulandım amj😭
çok iyi lan kimin aklına geldiyse bu fikir akıllı bir insan evladıymış
Muhsin Bey - Remake
Mükemmel kafayla yapılmış kxkajxhshbbd
adam önce bi şey istemedi sonra kola var mı dedi sonra yediği önünde yemediği arkasında. bu kaçıncı level şans la.
Muhsin Bey izlenmiş tebrikler. emre belozoğlu çekin artık yemedik
2:43 İngilizceyi nasıl halletti acaba?
gülemedim tam çünkü finaline üzüldüm.allah rahmet eylesin.
İş görüşmesinde kola istemek hangi seviye kardeş??
(Bkz: yaran olayların yarmaması)
Muazzammmm
donukluk, soğukluk, kopukluk, irite edici eklemeler ve tavırlar bir videoda olabilecek tüm negatif unsurlar var. Zamanında keyifle okuduğum entryi, sinirlenerek kapattım. Emeğinize sağlık ama daha kötüsü olamazdı sanırım.
-Kola var mıı ?
-(kısa sessizlik ) Kola var.
ekşın 10 gelsin diyenler +1
Allah rahmet etsin müdüre, ne güzel insanlar varmış.
benim mi gözlerim bozuk yoksa masa blurlu mu
Bu gibi ekşisözlük hikayelerini nereden bulabilirim
ya mülakata gitmeden bi tıraş olaymışsın.
Okurken çok daha fazla eğlenmiştim
Aşırı güldüm çok iyiydi :D
"kola var mı?"
inceeeeee. nuri bilge ceylan.
lutfen entry uyarlamasi yapmayin zerre beceremiyorsunuz
masayı neden bulandırdınız zırtolar. burası tv mi?
çok güzel olmuş elinize sağlık .