Kendini aşabilme durumunu en iyi ele alan filmlerden bir tanesi şüphesiz "fight club". Harika anlatmaşsınız. Büyük bir sükse. Ağzınıza sağlık teşekkür ederim.
Evet araçtaki kaza sahnesinin ardından "narrator" da Tyler'ın yani sürücünün tarafından çıkar. Bunun gibi Tyler ve narrator'ın farklı kişiler olmadığının bir diğer kanıtı da narrator'ın sabit bir telefon kulübesinde iken telefon ahizesini eline aldığında arka tarafta kulübede o telefonun sadece gelen aramalara cevap verebileceğinin yazmasıdır. Yani teknik olarak diyalogun mümkün olmadığı bir telefon görüşmesi yapar narrator. Bir diğer eklenecek husus ise Bob karakterinin durumu ve narrator ile ilişkisi. Bob görünüm itibariyle feminen olup tam bir anne edasıyla seansta narrator'a sarılır ki narrator'ın Tyler'ı içinde barındırdığını düşünürsek erilliğin zirvesinde olan birine anne-vari bu karakter boşuna sarılmaz. Bu duruma yazarlar M. Ryan ve M. Lenos'un Film Çözümlemesine Giriş isimli kitabında s.240'ta yer verilmiştir: "Dövüş Kulübü (Fight Club, 1999) filminde olduğu gibi şiddet aksiyonu içindeki fiziksel temas, olgunlaşma sürecinde erkeğin anneden zorunlu kopuşu nedeniyle açılan boşluğu dolduran telafi edici (bir bakıma doğal) bedensel bir dolgu sağlar." Yine hortumla sulama sahnesinde arkadan geçen rahibin daha sonra dövüş kulübünün bir üyesi olarak görünmesi gibi daha önemsiz detaylar da var. Son olarak, Frankfurt Okulu ve Adorno ile kültürel tüketim meselesinde şunları ifade etmek lazım: Frankfurt Okulu'nun "eleştirel teori"si, kültür endüstrisi (cultural industry) kavramıyla kültürel eserlerin artık bir eğlence tarzı yaratarak insanları kitleler halinde eğlencelere yönlendirdiğini, tüketimin insan ihtiyaç ve gereksinimleri karşılamadan ziyade bir amaç haline geldiğini ifade eder. Kültür artık eleştirel eserler üretememekte, reklamcılık aracılığıyla bireyleri tüketime yönlendirmektedir. Bu konuda Adorno, özellikle bütün kültürel formları (edebiyat, sanat, müzik eserlerini) analiz etmeye çalışır. Burada amaç, geçmişteki büyük çalışmaların aksine modern kültürün artık günümüzün eleştirel bir analizini yapmadığını veya bir gelecek vizyonu sunmadığını göstermektir. Hatta bu eserler bireysel yetenek ve yaratıcılığı yansıtmaz, onlar piyasada satılmak, kitleleri eğlendirip kontrol altında tutmak amacıyla kitlesel olarak üretilirler. Artık kültür, modern insanın haz ve lüksü devam ettirmeye özendirilmesinde kullanılan bir araç haline gelmiştir. Horkheimer ve arkadaşları popüler kültürü, tamamıyla yönetilmekte olan bir toplumun mensuplarını etkisi altında istediği gibi sevk eden bir araç olarak görmektedir. Yine de tüm bunlarla birlikte videonuzda bahsettiğiniz kapitalist sistem eleştirisinin filmde mevcut olduğuna katılmakla beraber marksist anlamda bir yabancılaşmaya dair refere ederek verdiğiniz bilgiye naziçazane katılmıyorum. Film en sade tabirle derin. "Ya hayatımın filmi", "off o ne biçim filmdi be" gibi tabirlerden ziyade filmin katmanlarını anlamak için birtakım okumalar yapmak gerekiyor. Tabi bunun en temel direği kitabı doğrudan okuyup Palahniuk'u anlamaktan geçiyor. Ayrıca D. Fincher'ın da kattığı birçok detay var filmde. Narrator ve Marla'nın bir sahnesinde arkada Brad Pitt'in Seven Years in Tibet filminin reklamı görünür mesela. Tüm bunları videonuza bir eksiklik gördüğümden değil aksine videonuza katkı amaçlı yazdığımı bilmenizi isterim. Tekrardan aktardığınız bilgiler için teşekkür ederim. Daha önce tahmin etmediğim ve bilmediğim bilgiler edindim.
Filmler hakkında inceleme kanalı açarsanız ilk abonesi olmaktan mesut olurum. Çok açık anlatabilmeniz, küçük ayrıntılara dikkat edebilmeniz mükemmel. Gerçekten, içerik üreticisi olursanız yorumunuzla beni bilgilendirirseniz çok sevinirim :)
@@betukguler @Tufan Simsekcan Eğer bana diyorsanız, kanal açmak gibi bir düşüncem yok. Tufan Bey, bazen film okuyor bazen inceliyor. Arada katkı yapıyoruz. Çok teşekkürler.
Jack deyip durmuşsun da jack diye biri yok o Narrator "anlatıcı" kimse adının jack olduğundan bahsetmiyor kimse adını bilmiyor hiç bahsedilmedi adından
Kendini aşabilme durumunu en iyi ele alan filmlerden bir tanesi şüphesiz "fight club". Harika anlatmaşsınız. Büyük bir sükse. Ağzınıza sağlık teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim 🙏🏻
Duvarda tam 4 tane " i like myself" yazısı var çünkü Jake filmde 4 ayrı karaktere hayat veriyor: Jake, Tyler, Bob ve Marla.
Hatta bazı kaynaklarda Marla da Jake olarak geçiyor. Şizofreni katmanlaşıyor. Sağol
Bob 4. Karakter ölümü de Tyler ile aynı.
Bunların hiçbiri yok
Bence sen yoksun
@@TufanSimsekcan doğru.
5 -6 kere izlemisimdir her izlediğimde farklı şeyler farketmisimdir şimdi de çok daha farklı oldu 👍👍👍🙏🙏🙏
Eyvallah Mehmet 🙃🙏🏻
Sanat ne güzelsin! Dinlerken beynim yanıyor ama bundan zevk alıyorum.
Çok sağol Burcu ☺️🙏🏻🌿
Evet araçtaki kaza sahnesinin ardından "narrator" da Tyler'ın yani sürücünün tarafından çıkar. Bunun gibi Tyler ve narrator'ın farklı kişiler olmadığının bir diğer kanıtı da narrator'ın sabit bir telefon kulübesinde iken telefon ahizesini eline aldığında arka tarafta kulübede o telefonun sadece gelen aramalara cevap verebileceğinin yazmasıdır. Yani teknik olarak diyalogun mümkün olmadığı bir telefon görüşmesi yapar narrator. Bir diğer eklenecek husus ise Bob karakterinin durumu ve narrator ile ilişkisi. Bob görünüm itibariyle feminen olup tam bir anne edasıyla seansta narrator'a sarılır ki narrator'ın Tyler'ı içinde barındırdığını düşünürsek erilliğin zirvesinde olan birine anne-vari bu karakter boşuna sarılmaz. Bu duruma yazarlar M. Ryan ve M. Lenos'un Film Çözümlemesine Giriş isimli kitabında s.240'ta yer verilmiştir: "Dövüş Kulübü (Fight Club, 1999) filminde olduğu gibi şiddet aksiyonu içindeki fiziksel temas, olgunlaşma sürecinde erkeğin anneden zorunlu kopuşu nedeniyle açılan boşluğu dolduran telafi edici (bir bakıma doğal) bedensel bir dolgu sağlar." Yine hortumla sulama sahnesinde arkadan geçen rahibin daha sonra dövüş kulübünün bir üyesi olarak görünmesi gibi daha önemsiz detaylar da var. Son olarak, Frankfurt Okulu ve Adorno ile kültürel tüketim meselesinde şunları ifade etmek lazım: Frankfurt Okulu'nun "eleştirel teori"si, kültür endüstrisi (cultural industry) kavramıyla kültürel eserlerin artık bir eğlence tarzı yaratarak insanları kitleler halinde eğlencelere yönlendirdiğini, tüketimin insan ihtiyaç ve gereksinimleri karşılamadan ziyade bir amaç haline geldiğini ifade eder. Kültür artık eleştirel eserler üretememekte, reklamcılık aracılığıyla bireyleri tüketime yönlendirmektedir. Bu konuda Adorno, özellikle bütün kültürel formları (edebiyat, sanat, müzik eserlerini) analiz etmeye çalışır. Burada amaç, geçmişteki büyük çalışmaların aksine modern kültürün artık günümüzün eleştirel bir analizini yapmadığını veya bir gelecek vizyonu sunmadığını göstermektir. Hatta bu eserler bireysel yetenek ve yaratıcılığı yansıtmaz, onlar piyasada satılmak, kitleleri eğlendirip kontrol altında tutmak amacıyla kitlesel olarak üretilirler. Artık kültür, modern insanın haz ve lüksü devam ettirmeye özendirilmesinde kullanılan bir araç haline gelmiştir. Horkheimer ve arkadaşları popüler kültürü, tamamıyla yönetilmekte olan bir toplumun mensuplarını etkisi altında istediği gibi sevk eden bir araç olarak görmektedir. Yine de tüm bunlarla birlikte videonuzda bahsettiğiniz kapitalist sistem eleştirisinin filmde mevcut olduğuna katılmakla beraber marksist anlamda bir yabancılaşmaya dair refere ederek verdiğiniz bilgiye naziçazane katılmıyorum. Film en sade tabirle derin. "Ya hayatımın filmi", "off o ne biçim filmdi be" gibi tabirlerden ziyade filmin katmanlarını anlamak için birtakım okumalar yapmak gerekiyor. Tabi bunun en temel direği kitabı doğrudan okuyup Palahniuk'u anlamaktan geçiyor. Ayrıca D. Fincher'ın da kattığı birçok detay var filmde. Narrator ve Marla'nın bir sahnesinde arkada Brad Pitt'in Seven Years in Tibet filminin reklamı görünür mesela. Tüm bunları videonuza bir eksiklik gördüğümden değil aksine videonuza katkı amaçlı yazdığımı bilmenizi isterim. Tekrardan aktardığınız bilgiler için teşekkür ederim. Daha önce tahmin etmediğim ve bilmediğim bilgiler edindim.
Teşekkürler 🌿
Filmler hakkında inceleme kanalı açarsanız ilk abonesi olmaktan mesut olurum. Çok açık anlatabilmeniz, küçük ayrıntılara dikkat edebilmeniz mükemmel. Gerçekten, içerik üreticisi olursanız yorumunuzla beni bilgilendirirseniz çok sevinirim :)
@@betukguler @Tufan Simsekcan
Eğer bana diyorsanız, kanal açmak gibi bir düşüncem yok. Tufan Bey, bazen film okuyor bazen inceliyor. Arada katkı yapıyoruz. Çok teşekkürler.
Sağlam Bey ne zaman isterse onunla birlikte video çekmek de isterim :) Belki ileride düşünür 🙏🏻
@@TufanSimsekcan Hayat birgün izin verir umarım. Çok teşekkür ederim. Kolaylıklar dilerim.
sondaki veda efsane..
abi nasil mukkemmel kisileri bulmuslar rol icin hakkaten akil almiyor o kadar kisi icinden....
Tufan'cım galiba en iyi videon bu. Ses güzel, anlatım güzel, sözcükler tane tane. Eline yüreğine sağlık.
Çok sağolun hocam 🙏🏻
Yeni video geldiğinde en sevindiğim kanal
☺️🙏🏻🌿
Harika yorumlamışsınız emeğinize sağlık.
Çok teşekkürler ☺️✌🏻
Aslında Jack bi yandan tylor olmak isterken diğer bir karakter olan marla oluyor yani yavaş yavaş marla oluyor ve karakter marka karakterini seçiyor
Yorumlarınız için teşekkürler harika bir analiz olmuş..
Ben teşekkür ederim 🙏🏻
Kötü yorumlara aldanmayın,çok güzel bir video hazırlamışsınız teşekkürler
Teşekkürler 🙏🏻
Harika anlatim
Çok güzel olmuş eline sağlık
☺️✌🏻🌿
Bu filmi anlamak için en az 2 kere izlemeniz lazım
Helal olsun çok iyi bir yorumlama olmuş
Çok teşekkürler 🙏🏻
Like beğendim iyi olmuş video
Teşekkür
sesiniz Ali Düşenkalkar ile çok benziyor :) gözümde Lord Elrond, Vandetta, Ajan Smith canlandı :)
Benim için onurdur ☺️🙏🏻🌿
@@TufanSimsekcan muazzam bir sesiniz var :) başarılarınızın devamını dilerim .)
☺️🙏🏻
Harika olmus hocam seviyorum seni.
☺️✌🏻🌿
Yaaaa hocam harikasınız 😍🥰😘
😉✌🏻
Ayt de de hamlet ile ilgili soru vardı
nasıl bir soruydu ? ne sormuşlardı
Teşekkürler Hocam.
☺️🙏🏻🌿
Hocam tenet film çözümlemesi gelir mi yakında 😊
Gelir 😉✌🏻
@@TufanSimsekcan heyecanla bekliyoruz 🎉
tufan abi video çok kaliteliydi bu kadarı biraz fazla olmuş
Çok sağol ☺️🙏🏻🌿
süper
☺️✌🏻
A serious man filmini yorumlarsınız çok sevinirim
🙏🏻
Bu videoda bi yerde 25. kareye kendi fotografını koymalıydın :)
Belki de koymuşumdur 🤪
abi ben bu filmi neden anlayamıyorum
Bu filmi dünya üzerinde anlayan kimse yok herkes qötünden teori sallıyor
12.05 . DAKİKADA HATA VAR TUFAN BEY
Teşekkürler. Tekrara düşmüş. Düzeltiyorum hemen 🙏🏻
Jack deyip durmuşsun da jack diye biri yok o Narrator "anlatıcı" kimse adının jack olduğundan bahsetmiyor kimse adını bilmiyor hiç bahsedilmedi adından
Kitap
@@TufanSimsekcan ben filmi izledim kitabu alacağım da
Hep devrim lan bu ne
İlk iki kural neden ayni
İlkli filmdeki karaktere 2.izleyicilere yani insanlar filmden çıktığında fight cluptan bahsetmeyerwk filmin daha çok izlenmesini sağlamak için
@@ern5932 bu kural garip bir şekilde fight club tan daha çok bahsedilmesini sağladı gibi
Tyler durdan