Dostum içerik paylaşmak için daha yanlış bir vakit olamazdı cuma akşamı gece 12.00'de video atman Algoritma açısından yanlış bir karar Cumartesi sabah saat 10 veya pazar saat sabah 8 bu saatlerde paylaşırsan videoların daha fazla izleneceğini göreceksin
Peki siz ekleyin eksik yada yanlış olanları. Bence hemen başlayın. Çok seviniriz. Önce yanlışlardan başlayın lütfen. -ki bizde düzeltme yazalım. Şimdiden katkınız için teşekkürler.
Gazaliyi aklı,bilimi,mantığı geri plana atan biri gibi göstermişsin.imam Gazâlî mustasfa kitabına besmeleyle başladıktan sonra şunları yazmıştır."Allah,aklı sahip olunan şeylerin en üstünü,ilmi en karlı kazanç,en büyük övünç kaynağı,övgüyle ve saygıyla yad edilmesi sebebice uğrakların en hayırlısı kılmıştır."gazali ye göre sahip olunan şeylerin en üstünü akıldır.Aynı kitabında mantık bilmeyenin ilmine güven olmaz yazmıştır.Gazali ilk neden konusunda Farabi ve İbn-i sinayla aynı görüşte dir.“Her hâdisin yani sonradan olan her şeyin varlığını tercih eden bir yaratıcıya muhtaç olduğu aklen meydandır. Âlem ise sonradan var olmuştur. O halde âlemde varoluşunda bir sebebe muhtaçtır."
Siz bizim içeriğimize sanırım pek odaklanamadınız. 1- Biz zaten başlangıçta kendi yazısı ile buna vurgu yaptık. 2- Alem ve yaratılış konu dışı bu zaten tüm dinlerde anlatılan şeyler. 3- Gazaliye göre her şeyin en üstünü akıl değil ilahi bilgidir. Akıl bu bilgiyi ancak işler ve sonuçlarını yorumlar. Evet, Gazali "El-Mustasfa" adlı eserinde aklı yüceltmiş, hatta "Mantık bilmeyenin ilmine güven olmaz" diyerek mantığın önemini açıkça vurgulamıştır. Ancak bu, onun aklı sınırsız bir otorite olarak gördüğü anlamına gelmez. Gazali’ye göre akıl, vahyin rehberliğinde değer kazanır. Akıl, Allah’ın varlığını ve birliğini kavramada önemli bir araçtır; ancak vahiy olmadan tek başına hakikate ulaşılmaz. Bu nedenle aklı küçümsediği değil, sınırlarını bilerek konumlandırdığı anlaşılmalıdır. Yani akıl araçtır amaç değil! Akıl bir dogmadır, işlenemez ve üretilemez. Yalnızca ilahi üretme ile bir işlev kazanır. 4- İlk neden bir felsefi akıl yürütmedir ve bu çok geçerli bir teolojik argümandır. Bu ilahi olandan ayrılır. Çünkü vahye dayanmaz. Karşı çıkması da bu yüzdendir. Ve asla bu iki düşünürle aynı görüşte değildir! Onları bu yüzden nerde ise kafir ilan eder. ( Bu anlamda tanıdığınızı ve bildiğinizi iddia ettiğiniz Gaziliyi pek tanıdığınızı söyleyemeyiz. ) Gazali, filozofların şu üç temel görüşünü açıkça küfür olarak görmüştür: Alemin ezeliliği: Onlar, evrenin başlangıcı olmadığını, ezeli olduğunu savunurken, Gazali bu görüşü Allah’ın yaratma sıfatına aykırı bulmuştur. Allah’ın yalnızca genel şeyleri bilmesi: Allah’ın bireysel olayları değil, yalnızca genel ilkeleri bildiği fikri, Gazali’ye göre Allah’ın mutlak bilgisiyle çelişir. Bedensel dirilişi reddetmek: Gene bu dönemdeki felsefecilerin ahiret inancını yalnızca ruhsal bir dirilişe indirgeyen yaklaşımları, Gazali’ye göre İslam’ın temel esaslarına aykırıdır. Aklın tanımı ona göre budur!
Sebep, Neden ve Sonuç : Sebep ve sonuç, felsefi bir söylem olarak çok katmanlı ve karmaşıktır. Ancak bu anlayış, İslam’ın temel inançlarıyla çelişmektedir. İslami anlayışta, sebeplerin kendisi, Allah’ın kudreti ve iradesiyle sınırlıdır. Sebep, aslında bir vesiledir, bir araçtır; ancak gerçek güç ve etki, her şeyin yaratıcısı olan Allah’tadır. İslam’da kader ve kaza, her şeyin Allah’ın belirlediği bir düzene göre gerçekleştiği inancına dayanır. Bir şeyin "ol" denmesi sonrası, ona etki eden tek gerçek güç, ilahi kudrettir. İnsanlar ve evren, Allah’ın iradesiyle şekillenir. O yüzden bir olayın gerçekleşmesi, doğrudan Allah’ın takdiriyle meydana gelir; sebepler, bu ilahi iradenin işlediği kanallardır. Farabi ve İbn Sina'nın "ilk neden" anlayışları, bir tür zincirleme sebep-sonuç ilişkisini anlatırken, bu görüş İslam inancına ters düşer çünkü İslam’a göre her şeyin gerçek yaratıcısı ve kontrol edeni Allah’tır ve O'nun iradesi, her an yaratmaya devam eder. Dolayısıyla sebeplerin kendisi, sadece Allah’ın mutlak iradesine dayalı birer araçtır. Bu nokta, Gazali’nin eleştirilerinin de temelinde yatan en önemli farktır. Yaratılış bir sebep ile değil, onun emri ile olmuştur. Yani bir sebep var ise odur!
Ve son olarak evet tüm bunlar yüzünden o aklı ve mantığı geri plana iter. Akıl ve mantık Allah tarafından yollanmış metinler ve peygamberlerin önermeleri dahilinde olmalıdır. Bunlar dışındakiler zındıklık ve kafirliktir. Teşekkürler...
Esenlikler 🍀🍀🍀🍀🙏🙏
Dostum içerik paylaşmak için daha yanlış bir vakit olamazdı cuma akşamı gece 12.00'de video atman Algoritma açısından yanlış bir karar Cumartesi sabah saat 10 veya pazar saat sabah 8 bu saatlerde paylaşırsan videoların daha fazla izleneceğini göreceksin
Evet belki haklı olabilirsiniz. Biz bu tür ince "şey"leri düşünemiyoruz yada aklımıza gelmiyor nedense. :)) Çok teşekkürler ve günaydın...
@Degisik_Fikir günaydın anibus dostum
İstersen kanalınla ilgili olarak dışarıdan biri olarak tavsiyeler verebilirim. Tabii sen istersen
Gazali hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan videoyu yapmış.fazlaca yanlışlar var
Peki siz ekleyin eksik yada yanlış olanları. Bence hemen başlayın. Çok seviniriz. Önce yanlışlardan başlayın lütfen. -ki bizde düzeltme yazalım. Şimdiden katkınız için teşekkürler.
Gazaliyi aklı,bilimi,mantığı geri plana atan biri gibi göstermişsin.imam Gazâlî mustasfa kitabına besmeleyle başladıktan sonra şunları yazmıştır."Allah,aklı sahip olunan şeylerin en üstünü,ilmi en karlı kazanç,en büyük övünç kaynağı,övgüyle ve saygıyla yad edilmesi sebebice uğrakların en hayırlısı kılmıştır."gazali ye göre sahip olunan şeylerin en üstünü akıldır.Aynı kitabında mantık bilmeyenin ilmine güven olmaz yazmıştır.Gazali ilk neden konusunda Farabi ve İbn-i sinayla aynı görüşte dir.“Her hâdisin yani sonradan olan her şeyin varlığını tercih eden bir yaratıcıya muhtaç olduğu aklen meydandır. Âlem ise sonradan var olmuştur. O halde âlemde varoluşunda bir sebebe muhtaçtır."
Siz bizim içeriğimize sanırım pek odaklanamadınız.
1- Biz zaten başlangıçta kendi yazısı ile buna vurgu yaptık.
2- Alem ve yaratılış konu dışı bu zaten tüm dinlerde anlatılan şeyler.
3- Gazaliye göre her şeyin en üstünü akıl değil ilahi bilgidir. Akıl bu bilgiyi ancak işler ve sonuçlarını yorumlar.
Evet, Gazali "El-Mustasfa" adlı eserinde aklı yüceltmiş, hatta "Mantık bilmeyenin ilmine güven olmaz" diyerek mantığın önemini açıkça vurgulamıştır. Ancak bu, onun aklı sınırsız bir otorite olarak gördüğü anlamına gelmez. Gazali’ye göre akıl, vahyin rehberliğinde değer kazanır. Akıl, Allah’ın varlığını ve birliğini kavramada önemli bir araçtır; ancak vahiy olmadan tek başına hakikate ulaşılmaz. Bu nedenle aklı küçümsediği değil, sınırlarını bilerek konumlandırdığı anlaşılmalıdır. Yani akıl araçtır amaç değil! Akıl bir dogmadır, işlenemez ve üretilemez. Yalnızca ilahi üretme ile bir işlev kazanır.
4- İlk neden bir felsefi akıl yürütmedir ve bu çok geçerli bir teolojik argümandır. Bu ilahi olandan ayrılır. Çünkü vahye dayanmaz. Karşı çıkması da bu yüzdendir. Ve asla bu iki düşünürle aynı görüşte değildir! Onları bu yüzden nerde ise kafir ilan eder. ( Bu anlamda tanıdığınızı ve bildiğinizi iddia ettiğiniz Gaziliyi pek tanıdığınızı söyleyemeyiz. )
Gazali, filozofların şu üç temel görüşünü açıkça küfür olarak görmüştür:
Alemin ezeliliği: Onlar, evrenin başlangıcı olmadığını, ezeli olduğunu savunurken, Gazali bu görüşü Allah’ın yaratma sıfatına aykırı bulmuştur.
Allah’ın yalnızca genel şeyleri bilmesi: Allah’ın bireysel olayları değil, yalnızca genel ilkeleri bildiği fikri, Gazali’ye göre Allah’ın mutlak bilgisiyle çelişir.
Bedensel dirilişi reddetmek: Gene bu dönemdeki felsefecilerin ahiret inancını yalnızca ruhsal bir dirilişe indirgeyen yaklaşımları, Gazali’ye göre İslam’ın temel esaslarına aykırıdır.
Aklın tanımı ona göre budur!
Sebep, Neden ve Sonuç :
Sebep ve sonuç, felsefi bir söylem olarak çok katmanlı ve karmaşıktır. Ancak bu anlayış, İslam’ın temel inançlarıyla çelişmektedir. İslami anlayışta, sebeplerin kendisi, Allah’ın kudreti ve iradesiyle sınırlıdır. Sebep, aslında bir vesiledir, bir araçtır; ancak gerçek güç ve etki, her şeyin yaratıcısı olan Allah’tadır. İslam’da kader ve kaza, her şeyin Allah’ın belirlediği bir düzene göre gerçekleştiği inancına dayanır.
Bir şeyin "ol" denmesi sonrası, ona etki eden tek gerçek güç, ilahi kudrettir. İnsanlar ve evren, Allah’ın iradesiyle şekillenir. O yüzden bir olayın gerçekleşmesi, doğrudan Allah’ın takdiriyle meydana gelir; sebepler, bu ilahi iradenin işlediği kanallardır.
Farabi ve İbn Sina'nın "ilk neden" anlayışları, bir tür zincirleme sebep-sonuç ilişkisini anlatırken, bu görüş İslam inancına ters düşer çünkü İslam’a göre her şeyin gerçek yaratıcısı ve kontrol edeni Allah’tır ve O'nun iradesi, her an yaratmaya devam eder. Dolayısıyla sebeplerin kendisi, sadece Allah’ın mutlak iradesine dayalı birer araçtır. Bu nokta, Gazali’nin eleştirilerinin de temelinde yatan en önemli farktır.
Yaratılış bir sebep ile değil, onun emri ile olmuştur. Yani bir sebep var ise odur!
Ve son olarak evet tüm bunlar yüzünden o aklı ve mantığı geri plana iter. Akıl ve mantık Allah tarafından yollanmış metinler ve peygamberlerin önermeleri dahilinde olmalıdır. Bunlar dışındakiler zındıklık ve kafirliktir.
Teşekkürler...