Dersten Kısa Notlar: -“Yemin olsun incire ve zeytine; Sînâ dağına; Ve şu güvenli beldeye! Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. Ancak iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ödül vardır. Artık bu kanıtlardan sonra (ey insan!) sana dini inkâr ettiren şey nedir? Allah hüküm verenlerin en âdili değil midir?” -Yaratılışımızda potansiyel üstünlük var. Ancak fıtratımızdaki üstün meziyetler, her an kötüye gidebilir. Bu sermeye şayet iyi değerlendirilmezse kötü bir akibete yol açar. Sonraki gelen ayet bunu kuvvetlendiriyor; “iman edenler hariç” -İyi olan bu potansiyelimizi iyi sonuçlara dönüştürmek için yol nedir? Kişi ayette geçen “aşağıların aşağısına düşmekten nasıl kurtulabilirim?” Dediği ve düşündüğü anda Allah azze ve cellenin kelamı yetişiyor: “İman edenler hariç!” Kişinin Hz.İbrahim gibi Allah azze ve celleye dönmesi. Sadece iman etmek ile kişi ziyandan kurtulamayabilir; bu imana göre amel de gerçekleştirmeli. İnsanlara yanlış yapmaktan imtina etmesi, haramdan uzak durması, Cenâb-ı Hakk’ın emirlerini icra etmesi.. “Onlar için kesintisiz bir karşılık vardır.” Hal böyle olunca artık seni Allah azze ve cellenin dinini inkar etmeye ne sevk ediyor ki? Olması gereken de bu değil mi, diğer sokak zaten kapalı değil mi? Neden Cenâb-ı Hakk’ın çağrısını inkar etmeyi seçiyorsun? Hayatın tüm sokakları kapalı değil mi, hayat sana ne vaadediyor? Sonsuz mutluluğu mu beğenmedin? Ölümün önünü mü keseceksin ölümsüzleşecek misin? Hepimiz sonradan olma varlıklarız dolayısıyla ortadan kaybolacağımız bir günün arifesindeyiz. Doğum bizim için ne kadar gerçek ise hesap vermek üzere ölümle Allah azze ve cellenin huzuruna döneceğimiz gerçeği de o kadar gerçek. -Bu ayetler nazil olalı 14 asır oldu ve biz insanlar aynı gerçeği yaşıyoruz. Ayetteki soruya bir cevap veremiyoruz. Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR
Gafletten Allah'a sığınırım
Allah razı olsun sizlerden
Allah razı olsun
Rabbim sizden razı olsun ve sizi bahtiyar eylesin hocam
ALLAH RAZI OLSUN
Hocam Allah (cc) razı olsun.
SübhanAllah 🌻
maşallah
❤❤❤
🌹
0:27 Allah Azze ve Celle sirat-i mustakimden ayırmasın. Rabbim İmanımızı kâmil eylesin. Rabbim ilminizi artırsın ve daim kılsın hocam.. Amin ecmain 🤲
Tebrikler
Dersten Kısa Notlar:
-“Yemin olsun incire ve zeytine;
Sînâ dağına;
Ve şu güvenli beldeye!
Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. Ancak iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ödül vardır. Artık bu kanıtlardan sonra (ey insan!) sana dini inkâr ettiren şey nedir? Allah hüküm verenlerin en âdili değil midir?”
-Yaratılışımızda potansiyel üstünlük var. Ancak fıtratımızdaki üstün meziyetler, her an kötüye gidebilir. Bu sermeye şayet iyi değerlendirilmezse kötü bir akibete yol açar. Sonraki gelen ayet bunu kuvvetlendiriyor; “iman edenler hariç”
-İyi olan bu potansiyelimizi iyi sonuçlara dönüştürmek için yol nedir? Kişi ayette geçen “aşağıların aşağısına düşmekten nasıl kurtulabilirim?” Dediği ve düşündüğü anda Allah azze ve cellenin kelamı yetişiyor: “İman edenler hariç!”
Kişinin Hz.İbrahim gibi Allah azze ve celleye dönmesi.
Sadece iman etmek ile kişi ziyandan kurtulamayabilir; bu imana göre amel de gerçekleştirmeli. İnsanlara yanlış yapmaktan imtina etmesi, haramdan uzak durması, Cenâb-ı Hakk’ın emirlerini icra etmesi..
“Onlar için kesintisiz bir karşılık vardır.” Hal böyle olunca artık seni Allah azze ve cellenin dinini inkar etmeye ne sevk ediyor ki? Olması gereken de bu değil mi, diğer sokak zaten kapalı değil mi? Neden Cenâb-ı Hakk’ın çağrısını inkar etmeyi seçiyorsun? Hayatın tüm sokakları kapalı değil mi, hayat sana ne vaadediyor? Sonsuz mutluluğu mu beğenmedin? Ölümün önünü mü keseceksin ölümsüzleşecek misin?
Hepimiz sonradan olma varlıklarız dolayısıyla ortadan kaybolacağımız bir günün arifesindeyiz. Doğum bizim için ne kadar gerçek ise hesap vermek üzere ölümle Allah azze ve cellenin huzuruna döneceğimiz gerçeği de o kadar gerçek.
-Bu ayetler nazil olalı 14 asır oldu ve biz insanlar aynı gerçeği yaşıyoruz. Ayetteki soruya bir cevap veremiyoruz.
Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR