Üç Eşik: Doğum, Düğün, Ölüm | S01B02
HTML-код
- Опубликовано: 8 сен 2024
- 1. Sezon, 2. Bölüm
***
“ÜÇ EŞİK” Doğum, Düğün, Ölüm halleri bütün insanlık için aynı evrensel değeri taşıyan en temel üç eşiktir. Her topluluk kendi kültür kodlarıyla bu geçişleri düzenleyerek bireyi destekler, onu toplumun bir parçası kılar. "Üç Eşik" kısa belgesel dizisinin her bölümünde Türkiye’de modern yaşamın etkisiyle değişmeye ve yok olmaya başlamış olan doğum, düğün ve ölümle ilgili binlerce yıllık inanış, adet ve geleneklerden biri yer buluyor.
Asuman Atakul Fırtına’nın yapım ve yönetimini üstlendiği Üç Eşik, insanoğlunun üç temel ortak dönüm noktası olan “doğum, düğün ve ölüm” geleneklerinden yola çıkılarak Anadolu’nun zengin kültürel dokusunu bilimsel araştırmalarla ortaya koyan bir belgesel filmdir.
Toplam 23 bin 395 sayfa kaynak taraması yapılan çalışmada doğumla ilgili 221, düğünle ilgili 712, ölümle ilgili 214 köyde araştırma yapılmıştır. Türkiye dışında, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde de çekimler yapılmıştır.
***
Doğum, düğün, ölüm…
İnsanın ömrü boyunca geçtiği üç önemli eşik…
Bu eşikler, hayatın çarkıdır… Dönüp duran, yıpratan ve yenileyen, yaralayan ve çaresi kendinde olan bir çarkıfeleğin kanatlarıdır…
Bir çarkıfelektir hayat…
Doğumla gelen coşkuyu, ölüm denen son durakta acıya dönüştürür bu çark… Ancak öyle bir döngüdür ki, hangi eşik başlangıçtır, son eşik dediğimiz, hangi nihayetin başlangıcıdır, bilinmez…
Zordur, karmaşıktır, kaçınılmazdır bu eşikler… Kimi zaman coşkulu, heyecanlı, mutlu; kimi zaman da hüzünlü, kederli ve sıkıntılıdır.
Bu yüzden, tek başına geçilmez, geçilemez…
Doğum, düğün, ölüm…
Hayatın bu üç eşiği, toplumsal varlığımızın mayasıdır adeta… Kültürlerin sihirli gücüne dönüşür yaşandıkça ve yaşatıldıkça… Birey olarak acıları dayanılır kılan, paylaştıkça sevincimizi çoğaltan bir sırdır bu süreç…. Ve bu sırrın kapısı, ait olduğumuz kültürün özüne kilitlidir.
Gelenekler, adetler, töreler hangi eşiğin nasıl geçileceğini mutlaka öğretir bize… Zamanın çarkında yol alan bu ritüeller, kuşaktan kuşağa aktarılır…
Doğum, düğün, ölüm…
Bu ritüeller öylesine önemlidir ki bunları bilmek, anlamak, yaşamak ve aktarmak gerekir…
Bilmek; anlamak, yaşamak ve aktarmak için çıktık yola… Yıllar boyu yapılan araştırmalardan süzülen bilgilerle Anadolu’daki en özgün geleneklerin peşinden koştuk, dağlarda ovalarda, yaylalarda…
Doğuda, batıda, kuzeyde ve güneyde…
Köy meydanlarında, bereketli sofralarda tanıdık gelenekleri… Dilek ağacının başında içten dualar duyduk… Yeni doğanların beşiğinde görüntüledik mutluluğu…
Anadolu insanının binlerce yıl içinde nakış gibi işlediği geleneklerin, oluşturduğu zengin kültürün ne denli renkli, ne denli canlı ve anlamlı olduğunu gördük.
Anadolu’nun dört bir yanında hâlen yaşayan geleneklerdeki benzerliğin, birbirinden uzak, farklı topluluklar arasında ne denli güçlü bir bağ oluşturduğuna tanık olduk…
İstedik ki hep birlikte bilelim, anlayalım, yaşayalım ve aktaralım Anadolu’nun renklerini yarınlara…
Doğum, düğün, ölüm…
Doğmak, gelişmek, çoğalmak ve yerini başkasına bırakmak, yalnızca insan yaşamına özgü bir durum değil elbette… Yeryüzündeki bütün canlıların durmaksızın yaşadığı da aynı döngüdür. Elbette bu döngünün en özgün örneği doğadır…
***
Bizi diğer sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.
trtbelgesel
trtbelgesel
trtbelgesel
Anadolu zenginlik ya bayılıyorum her yeri ayrı bi türkü ❤
Kabri nur mekanı cennet olsun amcam
Alevilikte ölüm hakka yürümek olarak adlandırılır. Mersiyeler okunur beyitler okunur. İbadetin sınırlandırılması yoktur allah isminin ve Muhammed aliyi andığın her an ibadettir. Bence saygı duyulası bir yol düşüncesene müslümansın ama araplaşmamızsın mükemmel 👏🏻👏🏻
Arap olmak çokmu kötü birşey ki onlarda bir insan ne olmuş olabilir ki bu nefreti celbedecek bize bu dini tebliğ eden insan yani peygamberimiz sav de arap ırkın iyisi kötüsü olurmu her toplumda kötülerde var iyilerde
O kadar güzel anlatmışsınızki ve biz edebiyat öğrencileri sadece Alevi köylerinde tez yazabiliyoruz çünkü onlar kültürü ve dili hala orijinalliği ile yalıyorlar Arapça ve Araplaşma sıfır
Tunceliye bayiliyorum
Yaaa kime ne kime ne kim neye nasıl inanıyorsa inansın senin inancın sana benim inancım bana ister saz çalar ister tef çalar ister kuran okur ister ilahi şu zihniyetsizliğinizden bir vazgeçin artık bir sunni olarak bi bok bilmeden insanları aşağılayan sunnilerden nefret ediyorum. Sanane sanane ister domuz yer ister yemez sen namaz kılarsın o kılmaz senin kıldığın namaz sana onun çaldığı saz ona artık bırakın insanların inançlarını cinsiyetlerini sorgulamayı. Tek dediğiniz şey islam hak dini ama birinizede kuranı açsan okuyamazsınız okusanız da bir cümlesini açıklayamazsınız.lan islamın temeli hoşgörüdür islam herkesi herşeyi yaratandan ötürü sevmeyi öğütler Hz Muhammed’in veda hutbesinde der ki ne beyazın siyaha ne siyahın kızıla ne de kızılın beyaza üstünlüğü vardır. Allah katında herkes eşittir sana mı kaldı insanları yargılamak.
😢😢😢😢😢😢
Yaktıkları şey ne
Çerağ dır o ateş Hak Muhammed Ali adına yakılır
Alevi dedesi nedir? Hoca gibi mi ?
Aynen eski Türk yaşamında öğüt veren yol gösteren dedeler gibi Dede korkut bunun en güzel örneğidir Aleviler eski Türk inancını yaşatıyor araplaşmamış bir halktır
@@ILOVEYOU-hc9yd araplaşmak nasıl oluyor gerçekten merak ediyorum batılılaşmak gibi birşey mi
@@sedaeker3443 Kuranı arapça okununca makbul sanmak sakal bırakmayı din zannetmek kadınları kız çocuklarını dışlamak mal gibi görmek sünnet diyip her arap kütürünü benimsemek bu araplaşmak ülkemizdede birçok şehirde var bu
Mezar basında saz çalmakta ne
alevilerin inancı bu niye bu kadar tuhaf karşılıyorsunuz?
Elinde cüzle yasin okuyan amcayı görmüyon heral
Başak Özdemir seni ne ilgilenendirir