Jeon Jungkook İle Hayal Et•Stajyer Olarak Çalıştığın Hastanede Saldırıya Uğrarsın•oneshot

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 6 ноя 2024

Комментарии • 22

  • @L.O.N.E.L.Y.Q.U.E.E.N
    @L.O.N.E.L.Y.Q.U.E.E.N  Год назад +109

    Çok kırılmıştım fakat haklıydı. Buraya gelmemin üzerinden 3 ay geçmişti ve ben hiç bir şeyi doğru düzgün yapamamıştım. Belkide benden ve beceriksizliklerimden bıkmıştır…
    Üzerimdeki önlükleri çıkarıp günlük kıyafetlerimi giydiğimde hastanenin kapısına yürümeye başladım. Fakat danışmanın önündeki kargaşa adımlarımı yavaşlatmamı sağladı. Bir adam bağırıyor ve etraftaki eşyalara zarar veriyordu. Onu tutmaya çalışan güvenlik görevlilerinden sıyrılıp işine devam ediyordu. Derdi ne bu adamın.
    Ne yapacağımı bilemeyip telefonumu çıkardım ve aklıma ilk gelen kişiyi aradım.
    “Alo, istifa-“
    “İstifa falan etmedim. Hocam danışmanın orda bir adam kavga çıkardı görevliler tutmakta zorlanıyor. Ben kimi aramam gerektiğini bilemedim, sizi aradım. Lütfen gelin.”
    “Tamam, sakın oraya yaklaşma uzakta kal ve beni bekle.”
    Telefon kapandı. Telefonumu çantama koydum ve adamın yanına doğru adımladım. Belki adamı sakinleştirip hocamın gözüne girebilirdim. Yani planlarım bu yönde.
    Adama yaklaştım ve kenarda titreyerek duran kıza baktım.
    “Ne oldu ba adama?”
    “B-bilmiyorum. Geldi, karımı gösterin bana falan dedi sonra saldırdı. N-ne yapacağımı bilemedim.”
    “Tamam sakin ol. Sen uzaklaş şimdi.”
    Kız dahada uzaklaştı. Adama baktığımda duvardaki tablolardan birini alıp yere fırlattığını ve yerdeki camlardan birini alıp boğazına tuttuğunu gördüm. Bu manyak ne yapıyor?!
    “Sakin olun. Ve yavaşça elinizdekini yere bırakın.”
    Güvenlik görevlilerinin binbir çabalarını izlerken dahada yaklaştım. Adam çıldırmışçasına etrafına bakınırlen beni gördü ve bana yaklaştı.
    “Sakin olun, lütfen. Sakin olursanız sizi kar-“
    Sözümü kesen şey adamın beni kolumdan tutup önüne çekmesi ve boynumda hissettiğim keskin bir nesneydi.
    “Gebertirim! Karımı bana göstermezseniz gebertirim!” Sıktığı dişlerinin arasından dedikleriyle güvenlik görevlileri etrafta duran doktorlardan birine döndü ve sordu. “Nerde bu adamın karısı?” Doktor şok olmuşçasına bakarken cevap verdi. “Yok ki.” Ne. Nasıl yok. Boşuna mı ölümle burun burunayım şu anda.
    İnsanlar etrafımızda film izler gibi bizi seyrederken önümden gelen ses ile uzun süredir kapalı olan gözlerimi açtım.
    “Ne oluyor burada.” Göz göze geldiğimizde Bay Jeon, gözlerini büyüttü ve dahada hızlandı. Yakınımıza geldiğinde adınlarını durdurdu ve hemşirelerden birisine seslendi.
    “Biriniz Bayan Hazel’i çağırsın! Acil!” Bayan Hazel bu hastanenin en iyi psikologlarından birisiydi. Onu çağırmasının nedeni adamı sakinleştirip beni kurtarmaktı büyük bir ihtimalle.
    Çok geçmeden Bayan Hazel geldi ve bilgi edinmek amacıyla sorular sormaya başladı.
    “Adama eşini neden göstermiyorsunuz? Tek derdi eşini görmek.” Arkadan birisi cevap verdi. “Hocam onun bir eşi yok. Uzun bir süre önce trafik kazasında hayatını kaybetmiş.” Bu sözler üzerine boynumdaki camın boynuma dahada batması ile acı ile inledim.
    “Ölmedi benim eşim! Yalan söylüyorsunuz!” Adam dahada çıldırdı ve ağlamaya başladı. Boynumda hissettiğim sıvıyla boynumun kanamaya başladığını anladım. Çok acıyordu. Derin nefesler eşliğinde fısıldadım. “Y-yardım edin, lütfen” Bay Jeon’un gözleri gözlerimle buluştuğunda sakinleştirmek amacı ile konuştu.
    “Sakin ol Adel. Kurtaracağız seni. Hazel bir şeyler yap lütfen.” Bayan Hazel adama yavaş yavaş yaklaşmaya başladı.
    “Yaklaşma! Yaklaşma keserim!” Bayan Hazel geri adımlarken olabildiğince sakin bir ses tonu ile konuştu. “Tamam, yaklaşmıyorum. Sadece biraz sakinleşmeye çalışın lütfen, hem sizin hemde çevrenizdekilerin güvenliği için.”
    Adam hırıltılı sesler çıkararak bağırdı. “Karımı istiyorum. Onu getirin bana! Lütfen, sadece eşimi istiyorum, lütfen…” Sonlara doğru sesi kısılmıştı. “Tamam, sana eşini getireceğim. Ama önce o elindekini bırak ve sakinleş.” Bay Jeon’un endişeli sesi ile adamı sakinleştirme çabaları ilişiyordu kulağıma. Fakat adam cam parçasını boynuma dahada bastırarak geriye adımladı. Boynumun acısı ve yaşadığım korku ile sessizce gözyaşı dökmeye başladım.
    “Yalan söylüyorsunuz! Hepiniz yalancısınız! Sizde beni kandırıyorsunuz!” Bay Jeon başını olumsuz anlamda sallayarak konuştu. “Yalan söylemiyorum. Seni ona götüreceğim fakat lütfen, lütfen önce elindekini bırak, yalvarırım.” Bay Jeon beni adamın elinden kurtarmak için binbir konuşma yaparken Bayan Hazel’in elindeki iğne ile çaktırmadan arkaya doğru yürüdüğünü farkettim.
    “Hadi. Bırak onu şimdi. Lütfen.” Bay Jeon bize dahada yaklaştı, yaklaşmasıyla adam tekrar geri gitti. “Sana yaklaşmamanı söyled-“ adamın haykırışları önce fısıltıya döndü ve sendeledi. Dasa sonra ise elinde tuttuğu bıçağı bırakmadan yere devrildi. Yere düşmeden elindeki bıçak boğazımda daha da sürttüğünden acı ile bağırdım ve bende dizlerimin üzerine düştüm. Bay Jeon rahat bir nefes verdi ve hemen yanıma çöküp boynuma bakmaya başladı. Yaşlı gözlerimle gözlerine baktım ve kollarımı boynuna doladım. Eliyle sırtımı sıvazlarken hıçkırarak ağlamaya başladığımı farketmemiştim. “Tamam. Geçti. İyisin.” Hıçkırıklarımın arasından konuştum. “Ç-çok korktum.”

    • @L.O.N.E.L.Y.Q.U.E.E.N
      @L.O.N.E.L.Y.Q.U.E.E.N  Год назад +87

      “Geçti, tamam mı? Bitti. Hadi kalk boynuna pansuman yapalım.” Cebinden çıkardığı bir mendil ile boynumu fazla bastırmadan tutmaya başladı. Yavaşça ayağa kalktım ve beni yönlendirmesine izin verdim. Beni kendi odasına getirdi ve koltuğa oturmamı sağladı. Bir çekmece açıp içerisinden pansuman yapmak için bazı malzemeler çıkarttı ve yanıma gelip oturdu. İlk olarak bir mendil yardımı ile yaranın etrafındaki kanları temizledi. Sonra bir pamuğa tentürdiyot döktü ve nazik hareketlerle yaranın üzerinde gezdirdi. Her dokunuşuyla acıyla irkildim. “Ah!” Pamuğu geri çekip acısını almak istercesine üfledi boynumdaki kesiğe. Bu süre zarfında koluna tırnaklarımı geçirdiğimi bile farketmemiştim. Artık ne kadar sıktıysam tırnaklarımın izi çıkmıştı kolunda. “Özür dilerim, farketmemişim.” Dedim göz teması kurmadan. “Neden özür diliyorsun.” Gözlerimi kısarak kokunu işaret ettim. “Sorun yok, fark etmedim bile.” Pansumanı tamamladığında gitmek için ayaklandım. “Çok teşekkür ederim, iyi güzler size.” Kapı kolunu aşşağıya indirdiğimde arkamdan gelen ses ile duraksadım. “Küs müyüz?” Arkamı döndüm ve karşımdaki adamın gözlerine baktım. Küs değildim. Fakat gerçekten kırmıştı beni, gereksiz yere kırmıştı. Ben çalışıyordum. Kendimi geliştirmek için çabalıyordum, fakat yaptığım hiçbir şeyi görmüyordu. “Neden küs olalım ki?” Sorusuna soru ile cevap vermiştim.
      “Biraz ağır konuşmuş olabilirim. Seni kırdıysam üzgünüm fakat yalan söylemedim. Benim yanlış bir davranışım olduysa beni lütfen eleştir. Belki sorun sende değil bendedir. Konuşarak çözmeliyiz böyle sorunları. Gel otur, konuşalım.” Kafamı onaylarcasına salladım ve koltuğa oturdum.
      “Evet, sizi dinliyorum.”
      “Bu gün sana fazla yüklendim, belki haksız yere yüklendim bilmiyorum fakat senden özür dilerim. Bu gün çok dolmuştum. Üstüne sen de o kadar hatayı üst üste yapınca pimi çekilmiş bomba gibi sana patladım.”
      “Sizi anlıyorum. Fakat gerçekten çok kırıldım, bunu bilin. Nasıl anlatılır bilmiyorum. Ben… ben kendimi çok kötü hissettim. Buraya binbir emek ile, çalışarak geldim ve siz bana çalışmadığımı gelişmek için çaba göstermediğimi söylediniz. Gerçekten çok kırıldım. Sadece bunu bilin.”
      “Özür dilerim tekrardan. Gelelim şu saldırı konusuna. Sana oraya yaklaşmamanı söylediğimi hatırlıyorum.” Mahçup bir ifade ile yüzüne baktım ve doğruları söylemeye karar vererek konuşmaya başladım. “Biliyorum, yaklaşma dediniz fakat konuşmamızdan sonra belki adamı sakinleştirirsem gözünüze girebilirim. Çalıştığımı ve bu işi yapmayı gerçekten istediğimi gösterebilirim diye düşündüm. Bende sizden özür dilerim.” Samimi bir gülümsemeyle bana dahada yaklaştı. “Benim gözüme girmek için kendini tehlikeye atmana gerek yok. Hem sen zaten benim gözümde başarılı bir insansın, dediğin gibi her insan hata yapar bu gün sadece biraz tersimden kalkmıştım.”
      Son sözlerinden sonra yüzündeki gülümsemesi yavaş yavaş sözdü ve yaklaşık on saniye sonra tekrar konuşmaya başladı.
      “Çok korktum Adel. Sana bir şey olacak diye çok korktum.”
      “Benim kadar korkamazsınız.”
      “Korkarım. Senden daha çok korkarım. Senin için çok değerli bir insanın karşında ölüm ile burun buruna olması kadar korkutan hiçbir şey yok Adel.” Dedikleri üzerine başımı hızla ona çevirdim. Ne diyordu bu adam.
      “Siz-“
      “Hazır oturup konuşmuşken bunu da aradan çıkarmak istiyorum, lütfen araya girme.” Başımı salladım ve odağımı karşımdaki adama verdim.
      “Sana gerçekten değer veriyorum. Fakat sana verdiğim bu değer Stajyer-hoca veya arkadaş işe alakalı değerden çok uzakta bir değer, çok uzakta bir sevgi. Ben… ben seni gerçekten seviyorum. Aslında bu konuşmayı yapmayı çok istiyordum ama hep erteliyordum. Bu gün seni orada öyle görünce bunu sana söylemediğime çok pişman oldum. Bir daha bu günü ve yaşadığım pişmanlığın aynısını yaşamamak için konuşmak istedim. Bunları sana, senden bir cevap beklediğim için söylemedim. İçimde kalmasını istemediğim için söyledim. Belki şu an beni gözünde sadece bir hoca olarak görüyorsun ya da sende beni seviyorsun, bunu bilemem fakat kendini bana cevap vermek için zorlamanı istemiyorum. Özür dilerim heyecandan doğru düzgün konuşamadım.(bu aslında benim özürüm)
      “Siz. Siz ciddi misiniz?”
      “Hiç olmadığım kadar, dediğim gibi cevap vermek zorunda değilsin. Hatta unut bunları. Hiç demedim say, tamam mı?”
      “Bende size karşı boş değilim. Geldiğimden beri kendimi dizginlemeye çalışıyorum fakat sizde beni seviyorsanız, deneyebiliriz.” Dediklerim ile birlikte koskocaman bir gülümseme sundu bana. Bana dahada yaklaşıp sarıldı.
      “Beni mutlu ettiğin için çok teşekkürler, sana söz senin beni mutlu ettiğin kadar, hatta kat ve kat daha fazla mutlu edeceğim seni. Söz veriyorum.”
      S
      O
      N
      -ahanda bitti anam
      -sonunu yazamadım yine affedin beni.
      -Nedensizce bu hikayenin tutmasını çok çok çok istiyorum.
      -beğenip yorun yapmayı lütfen unutmayın
      Sizleri çok çok çok seviyorum birdahaki hikayelerde görüşmek üzere, hoşçakalın 🫶

    • @Ggjhp_elif
      @Ggjhp_elif 2 месяца назад

      Sana 6 abone daha veriyimmi

  • @vestalachowskiarwel
    @vestalachowskiarwel Год назад +3

    Mükemmel bir hikaye!!! Aklıma doktorlar geldi

  • @sugatube777
    @sugatube777 Год назад +7

    Muhteşem olmuş sevdim ben

  • @BTS_turkiye
    @BTS_turkiye 8 месяцев назад

    cok guzel

  • @nisaiste99
    @nisaiste99 Год назад

    Ayayayyayaya çokkkkk güzelllll

  • @K1ttysssayh3ll0
    @K1ttysssayh3ll0 Год назад

    Yardım yorumu

  • @K1ttysssayh3ll0
    @K1ttysssayh3ll0 Год назад

    Keşfet olll

  • @sudenazguzel980
    @sudenazguzel980 Год назад +1

    İlk nasıl tak diye burdayım saniyede yaaa

  • @Anniehopee
    @Anniehopee Год назад +1

    Şakamı çok iyiydi

    • @geekerellae
      @geekerellae Год назад

      Okyanusta geçen bts kurgusu yazıyorum. Dikkattini çekerse bir şans verir misin

    • @Anniehopee
      @Anniehopee Год назад +1

      @@geekerellae eğer boş zaman bulabilirsem bakmayı deneyeceğim fakat artık bu tarz hikayeler okumuyorum yine de bakmaya çalışacağım💗

  • @nuketmukemmel
    @nuketmukemmel 11 месяцев назад

    Part 2 lütfeeeeen

  • @K1ttysssayh3ll0
    @K1ttysssayh3ll0 Год назад

    Harika olmuş

  • @K1ttysssayh3ll0
    @K1ttysssayh3ll0 Год назад

    Ellerine sağlık

  • @K1ttysssayh3ll0
    @K1ttysssayh3ll0 Год назад

    Yardım yorumu