@@safpikoy705 sen şimdi ciddi ciddi ali küçük hocaya müşrik dedin doğrumu ali küçük hoca allah ona rahmet etsin mümin muvahhid bir alimdi videolarını izle ne demek istediğimi anlarsın
@@omersen9898 Ali Hoca hayatta iken kimleri şirk ile ittiham etmiş siz de onlara bir bakın.. Kim birine müşrik derse o değil ise müşrik vasfı ona döner..
Kimler dizlike basiyor.Basmayin dinleyin..kulakla değil kulakla dinleme lütfen kalple bi dinle bak görürsün huzur bulursun.Allah kendi yolundan ayırmasın inşAllah.Hocayide Allah ganı ganı rehmet eylesin
Mekani cennet olsun, Allah razi olsun cocukken tanimistim, 15 yil once derslerini dinlemeye baslamistim ne muhtesem bi anlatim ne muhtesem ve derin bi bakis acisi
....4.Tağut yaşamını Allah',a göre duzenlemeyendir.Tagutu hep dışımızda arayacağımıza birazda içimizde arasak ya... Allah mekanını cennet eylesin hocam
Tağut iblis , cin və insan şeytanlardır , insanları Allahın yolundan ayırıb öz nəfslərinə görə yönəltməyə çalışmaqdır, öz nəfsimiz belə tağut ola bilər.
Elmalılı Hamdi Yazır, Tevbe Suresi 31. Ayetin (tam metin) tefsirinden bir bölüm 😒👇 "Hulasa yasama hakkı Rabbimize ait olup, gayrısına bu hakkı vermek şirktir. Bu hak Allah’tan başkasına verildiğinde de bu hakkın verildiği kişilere kulluk (ibadet) yapılmış olur. Bu anlamda sözün özü, yasamada bulunacak mercilerin mutlaka Allah’ı ve O'nun hükümlerini dikkate almak, Allah’ın yasakladıklarını (kumar, içki, zina v.b) serbest kılmamak, serbest kıldığı şeyleri de yasaklamamak zorundadır. Aksi halde kendisi ilahlık ve rabblık iddiasıyla tağut, ona tabi olanlarda tağuta kul olmuş olur. Ve Allah’tan başkasına kullukta şirktir. Kişi böylesi bir durumda asla Müslüman adını alamaz."
Osmanlı'nın son Şeyhulİslam'ı Mustafa Sabri Efendi, Mevkif'ul-Akl adlı eserinde de şöyle anlatıyor 👇 [Şayet devlet İslam çizgisinden çıkarak, "Dinin emirlerine itaat etmek hükümetin işi değildir. Bu ancak toplumun işidir." derse, bu durum dini devletten ayırmaktır. Böyle bir durumda devlet irtidat etmiştir (dinden çıkmıştır). Şayet toplum böyle bir hükümetten razı olursa veya hükümet parlamentoda toplumun vekaletini alarak (yani oy kullanmak suretiyle) kanun yapacaksa, hükümet mürted olduğu (dinden çıktığı) gibi toplum da mürted (kafir) olur. Bu durumda hem o hükümetin, hem de o ümmetin üzerine şu ayet tatbik edilir: "Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir." (Mâide Suresi 44. Ayet) Laiklik ilkesini kabul eden bir siyasi rejim, İslam hükümlerine baş kaldırmış demektir. Dolayısıyla öncelikle bu hükümet irtidat etmiş (dinden çıkmış) sonra da bu idareye itaat edenler tek tek mürtedleşmişlerdir (dinden çıkmışlardır). Siyasi idarede görev alanlar tek tek mürted (kafir) olduğu gibi, bu hükümete itaat eden kitleler de irtidata (küfre) düşmüş olur.] (Mevkif'ul-Akıl, 4/280)
@@mayayafsldayanadamprofsahi4175 insanlar şeriata karşı oldukları için bu kadar ceza çekiyor allah Her gün binbir tane bela veriyor neden çünkü yeryüzünde allahın hükümleri yok allahın hükümleri bi kenara atılmış sonrada çıkıp halk şeriata karşı sizi halkmi yargılayacak diğer dünyada sizi halkmi yargılayacak şeriat elbet hakim olacak bunda şüphe yok
O zaman bu bizi yöneten kişiler ne oluyor ?Onlar diyorlar ki kişi laik olamaz devlet laik olurmuş Biz bu sistemi hep benimsedik Daha okul yılların da inkılapları tarih hocam öyle anlattırır ezberlerdim ki Devletcilik laiklik Halkçılık ve diğerleri Hala daha yıllar geçti o bilgiler hafızamda Ne zor imtihanlar Ne zor konular
Yani hocam Allahın (Celle Celaluhu) Ve Resulünün ( aleyhisselam) emir ve yasaklarının dışında bir iş yapan ve hükümlerinin aksine hüküm çıkartan her şey ve her kes tağut. Hayatımızı Kuran ve sünnete göre yaşarsak tağut olmayız biiznillah. Öyle mi?
Elmalılı Hamdi Yazır, Tevbe Suresi 31. Ayetin (tam metin) tefsirinden bir bölüm 😒👇 "Hulasa yasama hakkı Rabbimize ait olup, gayrısına bu hakkı vermek şirktir. Bu hak Allah’tan başkasına verildiğinde de bu hakkın verildiği kişilere kulluk (ibadet) yapılmış olur. Bu anlamda sözün özü, yasamada bulunacak mercilerin mutlaka Allah’ı ve O'nun hükümlerini dikkate almak, Allah’ın yasakladıklarını (kumar, içki, zina v.b) serbest kılmamak, serbest kıldığı şeyleri de yasaklamamak zorundadır. Aksi halde kendisi ilahlık ve rabblık iddiasıyla tağut, ona tabi olanlarda tağuta kul olmuş olur. Ve Allah’tan başkasına kullukta şirktir. Kişi böylesi bir durumda asla Müslüman adını alamaz."
Hayir din kardeşim meshepçilik ile tağut arasinda bir bağ yoktur çunkü meshepler Allh in kanunlarini hiçe saymazlar her meshep Allah in dediğini yapar fakat bir kaç farkliliklari var birbirlerinden bunlari zaten biliyorsundur zaten ama bu farkliliklar demek olmuyor ki Allah in kanunlarini hiçe sayiyorlar ve kendi kanunlarini oluşturuyorlar yani mezhep farkli olabilir fakat islam dini eynidir Rab aynidir
TÂĞUT NEDİR? VE ÂLİMLERİN TÂĞÛT TANIMI: “Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allâh’a mahsustur. Salât ve Selâm ise Allâh’ın Rasûl’leri ve onların Ashâb’larının üzerine olsun”. TÂĞUT NEDİR? Arap dilinde ta-ğâ yet-ğâ fiili (mastarı tağyen ve tuğyânen) haddi aşmak anlamına gelmektedir. Tağâ’l-mâu sözü, su coştu, taştı demek olup, Kur’an’da da, Nuh tufanı anlatılırken bu şekliyle kullanılmıştır.(Hâkka 69/11) et-Tâğıye, cebbar, inatçı ve kibirli kişiyi ifade eder. Arabça bir kelime olan “tâğut”: “T-ğ-y” kök harflerinden türemiş olup, tekil ve çoğul, dişil ve eril olarak kullanılan bir cins isimdir. Bu kelimede aslolan onun müzekker olmasıdır. Ancak hem müzekker/eril hem de müennes/dişil için kullanılır. Tâğut kelimesin masdarı olan “tuğyân”: “İsyan etmek, haddi aşmak, azgınlık ve sapkınlık” gibi anlamlara gelmektedir. [Bak: “T-ğ-y” Maddesi: İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab; Firûzâbâdî, el-Kâmûsu’l-Muhît; Zebidî, Tâsu’l-Arus; Ragıb, Mufredat;… İbn Cevzî, Zâdu’l-Mesir: 1/231-232; Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi’l-Kur’ân: 3/281.] Nitekim Şeyhu’l-İslâm İbn Teymiyye rahimehullâh, şöyle demiştir: “Tâğut, ‘fa’lût’ kalıbında olup, ‘tuğyân’dan türemiştir. Tuğyân ise: Haddi aşmaktır. Bu da zulüm ve haksızlıktır.” [İbn Teymiyye, Mecmûu’l-Fetâvâ: 28/200.] ÂLİMLERİN TÂĞÛT TANIMI: İmâm İbn Cevzî rahimehullâh, tâğut kavramının tanımına dair şöyle demiştir: “Tâğuttan neyin kastedildiği hakkında beş görüş vardır. Birincisi: O, şeytândır. Bunu Ömer bin Hattab, İbn Abbas, Mücâhid, Şâbi, Suddi ve diğerleri demişlerdir. İkincisi: O, kâhindir. Bunu Saîd bin Cubeyr ve Ebû’l-Âlîye demişlerdir. Üçüncüsü: O, sihirbazdır. Bunu Muhammed bin Şirin demiştir. Dördüncüsü: Putlardır. Bunu Yezidi ve Zeccac demişlerdir. Beşincisi: Ehl-i Kitâb’ın azgınlarıdır. Bunu da Zeccac demiştir.” [İbn Cevzî, Zâdu’l-Mesir: 1/231-232.] Tabiînin büyüklerinden İmâm Mücâhid rahimehullâh’tan rivayet edildiğine göre tâğut: “İnsânların idârecisi konumunda bulunan, halkın kendisine danışıp işlerinin hükme bağlanmasını istedikleri, insân sûretindeki şeytânlardır. Tâğut (Allâh’ın kanunları dışında) kendisine başvurulan insânların efendisidir.” [Suyutî, ed-Durru’l-Mensur: 2/22.] İlk müfessirlerden Mukâtil bin Süleymân rahimehullâh tâğutu: “Şeytân, putlar ve Yahûdî Ka’b bin Eşref” olarak üç farklı mânâda tefsîr etmiştir. [(Şeytân:) Bakara: 2/256; Nisâ: 4/76; Maide: 5/60 (Putlar:) Nahl: 16/36; Zumer: 39/17 (Ka’b bin Eşref:) Bakara: 2/257; Nisâ: 4/51. Mukâtil bin Süleymân, el-Eşbâh ve’n-Nezir fi’l-Kur’âni’l-Kerîm: 142-143.] İmâm Taberî rahimehullâh’a göre tâğut: “Allâh’a karşı isyânkâr olup, zorla, zorlamayla veya gönül rızâsıyla kendisine tapınılıp ma’bûd tutulan insân, şeytân, put, heykel ya da herhangi başka bir şeydir.” [Taberî, Câmiu’l-Beyân: 5/419.] İmâm Mâverdî rahimehullâh, bu tanımlara kötülüğü emreden nefsi de ilave etmiştir. [Mâverdî, en-Nukt ve’l-Uyûn: 1/327.] İmâm Beğavî rahimehullâh ise tâğutu şöyle tanımlamıştır: “Tâğut: İnsânın tuğyân etmesine sebeb olan her şeydir.” [Beğavî, Meâlimu’t-Tenzîl: 1/350.] Kadı Beydâvî rahimehullâh’a göre tâğut: “Tuğyânın zirvesine ulaşan, Allâh’a kulluğu engelleyen şeydir.” [Beydâvî, Envâru’t-Tenzîl: 1/155.] Ragıb el-İsfehânî rahimehullâh “Müfredat” da, Allâh’ın dışında tapınılan şeylerin tamamı, sapkın önderler, hayır yolundan çevirenler ve Ehl-i Kitâb’ın azgınlarının da tâğut olarak isimlendirildiğini belirtmiştir. [İsfehânî, Müfredat: 1/520-521.] Allâme Âlûsî rahimehullâh ise tefsîrinde tâğutla ilgili bütün bu görüşlere yer verdikten sonra şöyle demiştir: “En doğrusu bütün bu sayılanlara tâğut demektir.” [Âlûsî, Ruhu’l-Meâni: 2/14.] İmâm Mâlik rahimehullâh’a göre tâğut: “Allâh’tan başka (kendisine) ibâdet edilen her şeydir.” [Mukâtil bin Süleymân, el-Eşbâh ve’n-Nezir fi’l-Kur’âni’l-Kerîm: 142-143.] Leys, Ebû Ubeyd, Kisai, Vahîdî ve lügatçilerin cumhuru da bu görüştedir. [Nevevî, el-Minhâc fi Şerhi Sahîhi Müslim: 3/18.] İmâm İbn Kayyim rahimehullâh ise tâğut kavramı hakkında takdire şâyân bir tanım yaparak şöyle demiştir: “Tâğut: Kendisine ibâdet edilme, bağlanılma ve itaat edilme noktasında haddini aşan kul demektir. İnsânların tâğutu, Allâh ve Rasûlü’ nün kanunlarıyla hükmetmeyen, Allâh’tan başka kendisine muhâkeme olunan, ibâdet edilen ve Allâh’ın emrine dayanmaksızın, Allâh’a itaat etmeksizin kendisine tâbi olunanlardır. Bunları düşünür ve insânların durumlarına bakarsan, insânların çoğunun Allâh’a değil tâğutlara ibâdet ettiğini, Allâh ve Rasûlü’nün hükümlerine değil, tâğutların hükümlerine muhâkeme olduklarını, Allâh ve Rasûlü’ne değil, tâğuta itaat edip tâbi olduklarını görürsün.” [İbn Kayyim, İlâmu’l-Muvakkıîn: 1/40.] Seyyid Kutub rahimehullâh, şöyle demiştir: “Tâğut, ‘tuğyân’ kökünden türemiştir. Gerçeği çiğneyen Allâh’ın kulları için çizdiği sınırı aşan düşünce, sistem ve ideoloji anlamına gelir. Bu düşüncenin, sistemin ve ideolojinin, Allâh’a inanmaktan, O’nun koyduğu kanunlara uymak gibi herhangi bağlayıcı bir kuralı yoktur. İlkelerini Allâh’u Teâlâ’nın kânunlarından almayan her sistem, her kurum, her düşünce, her davranış kuralı, her gelenek tâğut kapsamına girer. Buna göre ancak kim tâğutun karşısına çıkar ve sistemindeki kâfirliklerin tümünü kökünden reddederek Allâh’a inanır ve yalnızca ona boyun eğerse kurtuluşa erer.” [Seyyid Kutub, Fî Zilâli’l-Kur’ân: 1/292.] Muhammed Bin AbdulVehhâb; Tâğûtlar çoktur. Ancak bunların önde gelenleri beş tanedir: 1 - İnsanları Allâh'tan başkalarına ibâdete çağıran Şeytan. Allâh (c.c) şöyle buyuruyor: "Ey Âdemoğlu! Ben size, şeytana ibâdet etmeyin, çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır, diye bildirmedim mi?" (Yâsîn: 36/60) 2 - Allâh'ın hükümlerini değiştiren zâlim idâreciler. Allâh (c.c) şöyle buyuruyor: "Sana indirilene ve senden öncekilere indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Reddetmeleri emrolunmuşken tâğûta muhâkeme olmak istiyorlar. Oysa ki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor." (Nisâ: 4/60) 3 - Allâh'ın indirdiklerinden başka hükümlerle hükmedenler. Allâh (c.c) şöyle buyuruyor: "Kim Allâh'ın indirdiğiyle hüküm vermezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridirler." (Mâide: 5/44) 4 - Allâh’ın dışında Gaybı bildiğini iddiâ eden kişi. Allâh (c.c) şöyle buyuruyor: " Gaybı bilen Allâh, gaybını kimseye açmaz. Ancak Rasul’lerinden râzı olduğu kimseler başka...Çünkü O, onun önüne ve arkasına izleyiciler (koruyucu melekler) dizer." (Cin: 72/26-27) "Gaybın anahtarları O'nun katındadır; O'ndan başka kimse O'nu bilemez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir. O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir tâneyi bile bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır." (En'am: 6/59) 5 - Allâh’ın dışında kendisine ibâdet edilen ve buna rızâ gösteren. Allâh (c.c) şöyle buyuruyor: "Onlar içinde kim, ben Allâh'tan başka bir ilâh'ım derse, işte onu cehennemle cezalandırırız. Zulmedenlerin cezâsını işte böyle veririz." (Enbiyâ: 21/29) Şurası çok iyi bilinmelidir ki, bir kimse tâğûtu reddetmediği müddetçe Allâh'a îmân etmiş sayılmaz. Çünkü yüce Allâh, bu hususta kitâbında şöyle buyurmaktadır: "Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu reddedip Allâh'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allâh işitendir, bilendir." (Bakara: 2/256) Yukarıda sunduğumuz âyetin baş kısmında şu ifadeler yer almaktadır: "Artık rüşd ile ğayy birbirinden ayrılmıştır." Rüşd: Muhammed (sav)'in dînidir. Ğayy: Ebû Cehil'in dinîdir. Urvetu'l-vuska (sağlam kulp): Allâh'tan başka ibâdete layık hiçbir ilâh olmadığına şehâdette bulunmaktır. "Lâ ilâhe illallâh" kelimesi hem reddi, hem de ispâtı içermektedir. Bu îtibarla: ("Lâ ilâhe" yani ilâh yoktur manasına gelen kısım) Allâh'tan başka ibâdet edilenleri reddetmek ve de (İllâllah yani Allâh hâriç mânâsına gelen kısmı ise) her türlü ibâdeti, ortağı bulunmayan, bir olan Allâh (c.c)'a yapmaktır. (Ed-Durar'us Seniyye 1/162-163)
Allah rahmet etsin cok acik venet biriy di tavizsiz zaten buslunan da boyle olur dini cici bici gostrren ler hesabini Allaha agir bisekil de odeyecek ler
Selam aleyküm öncelikle sevgi ve saygı çercevesinde sizileri sevdiğimi belirtmek isterim, sizlere *yanlış anlatılanı* âyetlerle sunmak istiyorum inshallah. Ve hocamız vefat etmiş diye okudum,Allah rahmet eylesin, Allah razi olsun Kuran-ı Kerim bir bütündür o yüzden delil üstüne delil getiren âyetlerle konuşacağız inshallah. Allah razı olsun. Dediğin NİSÂ - 60 ayettinde Allahu Teala buyuruyorki: _"Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandığını zanneden kimseleri görmedin mi? O'nu (şeytanı) inkâr etmekle emrolundukları halde tagutun önünde muhakeme olunmayı istiyorlar. Ve şeytan, onları uzak bir dalâletle saptırmak (dalâlete düşürmek) istiyor."_ Senin bu âyete yorumun şöyle olmuştur: Kuranın hükümleriyle (şeriatla) değil demokrasi hükmüyle yöneten kişiler Taguttur. Inshallah doğru anlamışımdır yoksa düzeltirsin. Bende diyorum ki Tagut insanların hidayetine mani olan bu sebeblen delâlette insanları bırakan kişidir. Dediğin ayette devlet-hüküm-yasa kelimeleri ile bir bağlantısı yok. Hatta bu âyette az çok Tagutun insanların delâletine vesile olduğunu söyliyor. Yoksa benmi yanlış anlıyorum? Devam bakalım. Firavunda bir Taguttu biliyoruz bunu. Bazıları yine Tagut Allahın hükümleriyle hükmetmediği icin Taguttur diyorlar. Ben böyle bir âyet bulamadım ama Tagut gerçekten ne yaptı? Neye sebeb oldu ki Tagut oldu? Kuran söyliyor: TÂHÂ - 79 _"Ve firavun, kavmini dalâlette bıraktı ve (kavmini) hidayetten men etti."_ Yine aynı sonuca vardık. Ve bir müjdeli âyet ile bu yazımı bitirmek istiyorum sevgili Kardeşim: NAHL - 36 _"Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). Allah'a kul olsunlar ve taguttan içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını, Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının üzerine dalâlet hak oldu. Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün)."_ Yine aynı sonuç. Tagut Hidayetten men eden ve böylelikle insanların delâlette kalmasına vesile olan biridir. O halde (siyaset yapmıyorum,örnek veriyorum) Erdoğan bir Tagut olamaz cünkü Hidayetimize mani olmuyor. Allah razi olsun sevgili okuyucular :)
@@haktanplat6642 Estağfirullah Tagut insanları hidayetten men eder dedim. Men etmek yasaklamak engel olmak demek Sevgili kardeşim :) inshallah yazimda öyle yazmamisimdir kontrol edecegim Allah razi olsun
Az çok demen sıkıntılı çünkü tağut tamamen insanın hidayetini engeller. İkincisi tağut çok geniş kavramdır bunu sadece siyadiler üzerinde düşünmemek gerekir. Üçüncüsü dikkat edersen nisa 60ta münafık kendisi gidiyor yahudi bir alimin yanına hüküm istiyor. Yani senin dediğin gibi bir zorlama yok aksine kendisi gidiyor. Zorla hidayetten saptırmıyor insanlar tağuta tabii oluyor tabi bazı noktalarda zor kullananlarda vardır o ayrı
@@haktanplat6642 Amma konuştun kardeşim bu nasıl bir anlatma şekli? Yorum yazarak zıp sana inanmamamı bekliyorsun, biraz sende ayet yaz :) Kuran i kerim zaten her kavramı kendisi açıklıyor, bende bildiğimi sizlerle sundum. Daha nekadar ilave edileceksiniz ?
Ali kücük hoca bugun vefaat etmistir
Allah rahmet etsin
Allah hiç bir müşrige rahmet etmez
@@safpikoy705 ali küçük hocaya müşrik diyorsan sen kendini sorgula bence
@@safpikoy705 sen şimdi ciddi ciddi ali küçük hocaya müşrik dedin doğrumu ali küçük hoca allah ona rahmet etsin mümin muvahhid bir alimdi videolarını izle ne demek istediğimi anlarsın
@@omersen9898 Ali Hoca hayatta iken kimleri şirk ile ittiham etmiş siz de onlara bir bakın.. Kim birine müşrik derse o değil ise müşrik vasfı ona döner..
@@safpikoy705 neden müşrikdir soylermisin
Allah u ekber ... dogru sozlu olandan daha sevimlii olan kimdir Allah dogru olani sever insallah Allah senden razi olsun ya seyh
Hakki savunan ve hakki söyleyen herkese Allah yardim ve merhemet etsin inşallah. Allah rahmet eylesin mekanın cennet olsun ...
Rahmetullahi aleyh hakiki bir islam alimiydi
Bülent yıldırım ❤
@@garipkul9405 kanalımda tağutun gerçek manası ve bayancukun ışide desteği ile alakalı linkler paylaşıldı
Bu kadar ANLAYIŞLI anlatılmazdı. Rabbim mekanınızı cennet, makamınızı âli eylesin canım hocam.
Kimler dizlike basiyor.Basmayin dinleyin..kulakla değil kulakla dinleme lütfen kalple bi dinle bak görürsün huzur bulursun.Allah kendi yolundan ayırmasın inşAllah.Hocayide Allah ganı ganı rehmet eylesin
Hocanın öldüğünü duyunca çok üzülmüştüm ama ben o öldükten sonra tanımışım çok büyük miras bıraktın Allah sende razı olsun inşallah c.c
Dua ederken in şaa Allah denmez
Mekani cennet olsun, Allah razi olsun cocukken tanimistim, 15 yil once derslerini dinlemeye baslamistim ne muhtesem bi anlatim ne muhtesem ve derin bi bakis acisi
....4.Tağut yaşamını Allah',a göre duzenlemeyendir.Tagutu hep dışımızda arayacağımıza birazda içimizde arasak ya...
Allah mekanını cennet eylesin hocam
Tağut icimizde yasantimizda dilimizde her yerimize işlediler zaten
Hiç bir kınayıcının kınamasından korkmadan HAK'kı haykıran bir Alim'di Allah azze ve celle günahlarını af mekanını firdevs eylesin Allahümme Âmin
Allah səndən razi olsun Mekanin CƏNNƏT olsun Hocam. Amin
Allah razı olsun hocam ancak bu kadar güzel anlaşılır anlatmaniz rabim rahmet eylesin
Mekanın Firdevs cenneti olsun mert ALLAHTAN BAŞKA HİÇ KİMSEDEN KORKMAYAN AAM GİBİ ADAM ALİ HOCAM İNŞALLAH PEYGAMBER KOMŞUSU OLURSUN ALLAHÜMME AMİN
Allah razı olsun hocam ne güzel bir müminsiniz mekanınız cennet olur İNŞALLAH
Amin
Ali küçük hoca vefat etti inne lilleh ve İnne ileyhi raciun
Allahım cennetine koysun.
ALLAH RAHMET EYLESİN MEKANI CENNET OLSUN İNŞALLAH Hocamızın AMİN
Rabbim RAHMETEYLESIN,yeri doldurulamaz.
Çok güzel anlatmış hocamız....Rabbim Rahmetine alsin ve mekanı cennet olsun amin...
Allah mekanını cennet eylesın
Allah azze ve celle rahmet eylesin
Allah c.c sənə rəhmət etsin
Okadar araştırdım güzel anlatan hoca Ali hocam çıktı Allah'ım rahmet etsin
Allah korusun tağuttan...şirkten...ya Rabbim
Güzel tanım Allah Ekber ☝️ ☝️☝️
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Amin
La ilahe illallah
Ahmad Artac lailahe illallah Muhammedin resululah 🌹
Allah sana rahmet etsin cennetine koysun şehitlerle ve peyganberlerle haşretsin inşallah
Allah'ın rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun.
Allah sizden razi olsun hakki söyluyor bazilari gibi değil
Mekanı cennet olsun , Rabbim razı olsun..
Tağut iblis , cin və insan şeytanlardır , insanları Allahın yolundan ayırıb öz nəfslərinə görə yönəltməyə çalışmaqdır, öz nəfsimiz belə tağut ola bilər.
Şuanki ,anayasa ,laiklik tağutur
Allah aze ve celle Rahmet etsin Allahume amin inşallah.
Elmalılı Hamdi Yazır, Tevbe Suresi 31. Ayetin (tam metin) tefsirinden bir bölüm 😒👇
"Hulasa yasama hakkı Rabbimize ait olup, gayrısına bu hakkı vermek şirktir. Bu hak Allah’tan başkasına verildiğinde de bu hakkın verildiği kişilere kulluk (ibadet) yapılmış olur. Bu anlamda sözün özü, yasamada bulunacak mercilerin mutlaka Allah’ı ve O'nun hükümlerini dikkate almak, Allah’ın yasakladıklarını (kumar, içki, zina v.b) serbest kılmamak, serbest kıldığı şeyleri de yasaklamamak zorundadır. Aksi halde kendisi ilahlık ve rabblık iddiasıyla tağut, ona tabi olanlarda tağuta kul olmuş olur. Ve Allah’tan başkasına kullukta şirktir. Kişi böylesi bir durumda asla Müslüman adını alamaz."
SubhanAllah.
Allah rahmet etsin
Maşallah, Allah rahmet etsin mekanı cennet olsun.
Allah rahmet etsin inşallah
Allah gani gani rahmet eylesin inşallah Amin
Ne kadar net anlatım şüpheye bile yer vermemiş
aynen yemin ederim böyle anlatan alim daha görmedim müthiş anlatıyor ali kûçük rabbim adn cennetine alsin insaalah..
Ma Sa Allah
Osmanlı'nın son Şeyhulİslam'ı Mustafa Sabri Efendi, Mevkif'ul-Akl adlı eserinde de şöyle anlatıyor 👇
[Şayet devlet İslam çizgisinden çıkarak,
"Dinin emirlerine itaat etmek hükümetin işi değildir. Bu ancak toplumun işidir." derse, bu durum dini devletten ayırmaktır.
Böyle bir durumda devlet irtidat etmiştir (dinden çıkmıştır). Şayet toplum böyle bir hükümetten razı olursa veya hükümet parlamentoda toplumun vekaletini alarak (yani oy kullanmak suretiyle) kanun yapacaksa, hükümet mürted olduğu (dinden çıktığı) gibi toplum da mürted (kafir) olur. Bu durumda hem o hükümetin, hem de o ümmetin üzerine şu ayet tatbik edilir:
"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir." (Mâide Suresi 44. Ayet)
Laiklik ilkesini kabul eden bir siyasi rejim, İslam hükümlerine baş kaldırmış demektir. Dolayısıyla öncelikle bu hükümet irtidat etmiş (dinden çıkmış) sonra da bu idareye itaat edenler tek tek mürtedleşmişlerdir (dinden çıkmışlardır). Siyasi idarede görev alanlar tek tek mürted (kafir) olduğu gibi, bu hükümete itaat eden kitleler de irtidata (küfre) düşmüş olur.] (Mevkif'ul-Akıl, 4/280)
Allah razı olsun
tagut'u açıklarken asıl şirk'i açıkladı.
Evet Tayip demokrasi diyor bizde şeriyat diyok demek Tayip tagut
sen tam bir malsın.
Nedeolsa Olmasa 👏👏👏👏👏👍
Cengizhan Yırtıcı niye bana anlatsana maide suresi 44 ayet kimki allahin hukumleriyle hukmetmetse kafirlerin ta kendisidir ? Anlat bakalim akilli
Tayyip şeriat sistemine geçiyoruz dese İlk sen karşı çıkarsın Halk şeriata karşı
@@mayayafsldayanadamprofsahi4175 insanlar şeriata karşı oldukları için bu kadar ceza çekiyor allah Her gün binbir tane bela veriyor neden çünkü yeryüzünde allahın hükümleri yok allahın hükümleri bi kenara atılmış sonrada çıkıp halk şeriata karşı sizi halkmi yargılayacak diğer dünyada sizi halkmi yargılayacak şeriat elbet hakim olacak bunda şüphe yok
Allahu Akbar
Herkesin sakal yapısı farklı sünnette aslolan çıkanı uzatmak
☝️
ALLAH .dan başka kural koyucu yoktur..
Ali küçük enam süresi
İslami yaymak için sesi kullanabilirmiyim
O zaman bu bizi yöneten kişiler ne oluyor ?Onlar diyorlar ki kişi laik olamaz devlet laik olurmuş Biz bu sistemi hep benimsedik Daha okul yılların da inkılapları tarih hocam öyle anlattırır ezberlerdim ki Devletcilik laiklik Halkçılık ve diğerleri Hala daha yıllar geçti o bilgiler hafızamda Ne zor imtihanlar Ne zor konular
O zaman çocuklarımızı okuldan alalım,çünki İslamda okul deye bir şey yok
Islamda okul var var da bu tabutların okulu çocuklara sirki küfrü öğretiyor
İslamda okul var! Allah oku diyor!!!
20 kişiye Rabbim hidayet versin inşallah.
Yani hocam Allahın (Celle Celaluhu) Ve Resulünün ( aleyhisselam) emir ve yasaklarının dışında bir iş yapan ve hükümlerinin aksine hüküm çıkartan her şey ve her kes tağut. Hayatımızı Kuran ve sünnete göre yaşarsak tağut olmayız biiznillah. Öyle mi?
Elmalılı Hamdi Yazır, Tevbe Suresi 31. Ayetin (tam metin) tefsirinden bir bölüm 😒👇
"Hulasa yasama hakkı Rabbimize ait olup, gayrısına bu hakkı vermek şirktir. Bu hak Allah’tan başkasına verildiğinde de bu hakkın verildiği kişilere kulluk (ibadet) yapılmış olur. Bu anlamda sözün özü, yasamada bulunacak mercilerin mutlaka Allah’ı ve O'nun hükümlerini dikkate almak, Allah’ın yasakladıklarını (kumar, içki, zina v.b) serbest kılmamak, serbest kıldığı şeyleri de yasaklamamak zorundadır. Aksi halde kendisi ilahlık ve rabblık iddiasıyla tağut, ona tabi olanlarda tağuta kul olmuş olur. Ve Allah’tan başkasına kullukta şirktir. Kişi böylesi bir durumda asla Müslüman adını alamaz."
Ben yanlışmı anladım yoksa askerin olması hapishanenin olması tağutmu?
o zaman bu hadise göre bu yaşanan olaya göre mezhepçilikte Taguta hizmettir
Hayir din kardeşim meshepçilik ile tağut arasinda bir bağ yoktur çunkü meshepler Allh in kanunlarini hiçe saymazlar her meshep Allah in dediğini yapar fakat bir kaç farkliliklari var birbirlerinden bunlari zaten biliyorsundur zaten ama bu farkliliklar demek olmuyor ki Allah in kanunlarini hiçe sayiyorlar ve kendi kanunlarini oluşturuyorlar yani mezhep farkli olabilir fakat islam dini eynidir Rab aynidir
Bu adamı tekfiriiler ve hariciiler neden seviyor anlatabilir misiniz?
Tekfirciler sevmez
Cennet Kuşları tekfirci dediğin kimler dir o size kalsın da tevhid ehli Ali hocayı sever
Subhanallah...bu neşid kime lazım
Zikri zayu ediyorsus
Tağutlara hayır py kullanmıyorum
TÂĞUT NEDİR? VE ÂLİMLERİN TÂĞÛT TANIMI:
“Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allâh’a mahsustur. Salât ve Selâm ise Allâh’ın Rasûl’leri ve onların Ashâb’larının üzerine olsun”.
TÂĞUT NEDİR?
Arap dilinde ta-ğâ yet-ğâ fiili (mastarı tağyen ve tuğyânen) haddi aşmak anlamına gelmektedir. Tağâ’l-mâu sözü, su coştu, taştı demek olup, Kur’an’da da, Nuh tufanı anlatılırken bu şekliyle kullanılmıştır.(Hâkka 69/11)
et-Tâğıye, cebbar, inatçı ve kibirli kişiyi ifade eder.
Arabça bir kelime olan “tâğut”: “T-ğ-y” kök harflerinden türemiş olup, tekil ve çoğul, dişil ve eril olarak kullanılan bir cins isimdir. Bu kelimede aslolan onun müzekker olmasıdır. Ancak hem müzekker/eril hem de müennes/dişil için kullanılır.
Tâğut kelimesin masdarı olan “tuğyân”: “İsyan etmek, haddi aşmak, azgınlık ve sapkınlık” gibi anlamlara gelmektedir. [Bak: “T-ğ-y” Maddesi: İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab; Firûzâbâdî, el-Kâmûsu’l-Muhît; Zebidî, Tâsu’l-Arus; Ragıb, Mufredat;… İbn Cevzî, Zâdu’l-Mesir: 1/231-232; Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi’l-Kur’ân: 3/281.]
Nitekim Şeyhu’l-İslâm İbn Teymiyye rahimehullâh, şöyle demiştir: “Tâğut, ‘fa’lût’ kalıbında olup, ‘tuğyân’dan türemiştir. Tuğyân ise: Haddi aşmaktır. Bu da zulüm ve haksızlıktır.” [İbn Teymiyye, Mecmûu’l-Fetâvâ: 28/200.]
ÂLİMLERİN TÂĞÛT TANIMI:
İmâm İbn Cevzî rahimehullâh, tâğut kavramının tanımına dair şöyle demiştir: “Tâğuttan neyin kastedildiği hakkında beş görüş vardır. Birincisi: O, şeytândır. Bunu Ömer bin Hattab, İbn Abbas, Mücâhid, Şâbi, Suddi ve diğerleri demişlerdir. İkincisi: O, kâhindir. Bunu Saîd bin Cubeyr ve Ebû’l-Âlîye demişlerdir. Üçüncüsü: O, sihirbazdır. Bunu Muhammed bin Şirin demiştir. Dördüncüsü: Putlardır. Bunu Yezidi ve Zeccac demişlerdir. Beşincisi: Ehl-i Kitâb’ın azgınlarıdır. Bunu da Zeccac demiştir.” [İbn Cevzî, Zâdu’l-Mesir: 1/231-232.]
Tabiînin büyüklerinden İmâm Mücâhid rahimehullâh’tan rivayet edildiğine göre tâğut: “İnsânların idârecisi konumunda bulunan, halkın kendisine danışıp işlerinin hükme bağlanmasını istedikleri, insân sûretindeki şeytânlardır. Tâğut (Allâh’ın kanunları dışında) kendisine başvurulan insânların efendisidir.” [Suyutî, ed-Durru’l-Mensur: 2/22.]
İlk müfessirlerden Mukâtil bin Süleymân rahimehullâh tâğutu: “Şeytân, putlar ve Yahûdî Ka’b bin Eşref” olarak üç farklı mânâda tefsîr etmiştir. [(Şeytân:) Bakara: 2/256; Nisâ: 4/76; Maide: 5/60 (Putlar:) Nahl: 16/36; Zumer: 39/17 (Ka’b bin Eşref:) Bakara: 2/257; Nisâ: 4/51. Mukâtil bin Süleymân, el-Eşbâh ve’n-Nezir fi’l-Kur’âni’l-Kerîm: 142-143.]
İmâm Taberî rahimehullâh’a göre tâğut: “Allâh’a karşı isyânkâr olup, zorla, zorlamayla veya gönül rızâsıyla kendisine tapınılıp ma’bûd tutulan insân, şeytân, put, heykel ya da herhangi başka bir şeydir.” [Taberî, Câmiu’l-Beyân: 5/419.]
İmâm Mâverdî rahimehullâh, bu tanımlara kötülüğü emreden nefsi de ilave etmiştir. [Mâverdî, en-Nukt ve’l-Uyûn: 1/327.]
İmâm Beğavî rahimehullâh ise tâğutu şöyle tanımlamıştır: “Tâğut: İnsânın tuğyân etmesine sebeb olan her şeydir.” [Beğavî, Meâlimu’t-Tenzîl: 1/350.]
Kadı Beydâvî rahimehullâh’a göre tâğut: “Tuğyânın zirvesine ulaşan, Allâh’a kulluğu engelleyen şeydir.” [Beydâvî, Envâru’t-Tenzîl: 1/155.]
Ragıb el-İsfehânî rahimehullâh “Müfredat” da, Allâh’ın dışında tapınılan şeylerin tamamı, sapkın önderler, hayır yolundan çevirenler ve Ehl-i Kitâb’ın azgınlarının da tâğut olarak isimlendirildiğini belirtmiştir. [İsfehânî, Müfredat: 1/520-521.]
Allâme Âlûsî rahimehullâh ise tefsîrinde tâğutla ilgili bütün bu görüşlere yer verdikten sonra şöyle demiştir: “En doğrusu bütün bu sayılanlara tâğut demektir.” [Âlûsî, Ruhu’l-Meâni: 2/14.]
İmâm Mâlik rahimehullâh’a göre tâğut: “Allâh’tan başka (kendisine) ibâdet edilen her şeydir.” [Mukâtil bin Süleymân, el-Eşbâh ve’n-Nezir fi’l-Kur’âni’l-Kerîm: 142-143.] Leys, Ebû Ubeyd, Kisai, Vahîdî ve lügatçilerin cumhuru da bu görüştedir. [Nevevî, el-Minhâc fi Şerhi Sahîhi Müslim: 3/18.]
İmâm İbn Kayyim rahimehullâh ise tâğut kavramı hakkında takdire şâyân bir tanım yaparak şöyle demiştir: “Tâğut: Kendisine ibâdet edilme, bağlanılma ve itaat edilme noktasında haddini aşan kul demektir. İnsânların tâğutu, Allâh ve Rasûlü’ nün kanunlarıyla hükmetmeyen, Allâh’tan başka kendisine muhâkeme olunan, ibâdet edilen ve Allâh’ın emrine dayanmaksızın, Allâh’a itaat etmeksizin kendisine tâbi olunanlardır. Bunları düşünür ve insânların durumlarına bakarsan, insânların çoğunun Allâh’a değil tâğutlara ibâdet ettiğini, Allâh ve Rasûlü’nün hükümlerine değil, tâğutların hükümlerine muhâkeme olduklarını, Allâh ve Rasûlü’ne değil, tâğuta itaat edip tâbi olduklarını görürsün.” [İbn Kayyim, İlâmu’l-Muvakkıîn: 1/40.]
Seyyid Kutub rahimehullâh, şöyle demiştir: “Tâğut, ‘tuğyân’ kökünden türemiştir. Gerçeği çiğneyen Allâh’ın kulları için çizdiği sınırı aşan düşünce, sistem ve ideoloji anlamına gelir. Bu düşüncenin, sistemin ve ideolojinin, Allâh’a inanmaktan, O’nun koyduğu kanunlara uymak gibi herhangi bağlayıcı bir kuralı yoktur. İlkelerini Allâh’u Teâlâ’nın kânunlarından almayan her sistem, her kurum, her düşünce, her davranış kuralı, her gelenek tâğut kapsamına girer. Buna göre ancak kim tâğutun karşısına çıkar ve sistemindeki kâfirliklerin tümünü kökünden reddederek Allâh’a inanır ve yalnızca ona boyun eğerse kurtuluşa erer.” [Seyyid Kutub, Fî Zilâli’l-Kur’ân: 1/292.]
Muhammed Bin AbdulVehhâb; Tâğûtlar çoktur. Ancak bunların önde gelenleri beş tanedir:
1 - İnsanları Allâh'tan başkalarına ibâdete çağıran Şeytan.
Allâh (c.c) şöyle buyuruyor: "Ey Âdemoğlu! Ben size, şeytana ibâdet etmeyin, çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır, diye bildirmedim mi?" (Yâsîn: 36/60)
2 - Allâh'ın hükümlerini değiştiren zâlim idâreciler.
Allâh (c.c) şöyle buyuruyor: "Sana indirilene ve senden öncekilere indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Reddetmeleri emrolunmuşken tâğûta muhâkeme olmak istiyorlar. Oysa ki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor." (Nisâ: 4/60)
3 - Allâh'ın indirdiklerinden başka hükümlerle hükmedenler.
Allâh (c.c) şöyle buyuruyor: "Kim Allâh'ın indirdiğiyle hüküm vermezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridirler." (Mâide: 5/44)
4 - Allâh’ın dışında Gaybı bildiğini iddiâ eden kişi.
Allâh (c.c) şöyle buyuruyor: " Gaybı bilen Allâh, gaybını kimseye açmaz. Ancak Rasul’lerinden râzı olduğu kimseler başka...Çünkü O, onun önüne ve arkasına izleyiciler (koruyucu melekler) dizer." (Cin: 72/26-27)
"Gaybın anahtarları O'nun katındadır; O'ndan başka kimse O'nu bilemez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir. O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir tâneyi bile bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır." (En'am: 6/59)
5 - Allâh’ın dışında kendisine ibâdet edilen ve buna rızâ gösteren.
Allâh (c.c) şöyle buyuruyor: "Onlar içinde kim, ben Allâh'tan başka bir ilâh'ım derse, işte onu cehennemle cezalandırırız. Zulmedenlerin cezâsını işte böyle veririz." (Enbiyâ: 21/29)
Şurası çok iyi bilinmelidir ki, bir kimse tâğûtu reddetmediği müddetçe Allâh'a îmân etmiş sayılmaz. Çünkü yüce Allâh, bu hususta kitâbında şöyle buyurmaktadır: "Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu reddedip Allâh'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allâh işitendir, bilendir." (Bakara: 2/256)
Yukarıda sunduğumuz âyetin baş kısmında şu ifadeler yer almaktadır:
"Artık rüşd ile ğayy birbirinden ayrılmıştır."
Rüşd: Muhammed (sav)'in dînidir.
Ğayy: Ebû Cehil'in dinîdir.
Urvetu'l-vuska (sağlam kulp): Allâh'tan başka ibâdete layık hiçbir ilâh olmadığına şehâdette bulunmaktır. "Lâ ilâhe illallâh" kelimesi hem reddi, hem de ispâtı içermektedir. Bu îtibarla:
("Lâ ilâhe" yani ilâh yoktur manasına gelen kısım) Allâh'tan başka ibâdet edilenleri reddetmek ve de (İllâllah yani Allâh hâriç mânâsına gelen kısmı ise) her türlü ibâdeti, ortağı bulunmayan, bir olan Allâh (c.c)'a yapmaktır.
(Ed-Durar'us Seniyye 1/162-163)
Cennet kuşlari... O zaman şu anki sistem tagut oluyormu, ve yonetenler ve yonetim kafir mi oluyor.
Allah'ın kanunları ile yönetilmeyen her sistem taguttur
her sey iyide sakalini neden boyle birakmis ? muhammed sav boyle sakal birakmadi
Neşidin adı ne acaba
ümit Ak En son attığım video istediğin neşid
Muhammed el muqit kardeşim bu adamın neşidlerini dinle buda onun ve hemen hemen çoğu videolarda bu adamın neşidleri var
Arkada çalan işid müziği
@@omerelfaruk04 ben bu müziği işidli birinin hesabından görmüştüm. Sorduğumda bizim neşidlerimiz güzel ama adını bilmiyorum demişti
O hangi ahmaktır vaaze neşid koymuş hidayete bele gelinmiyor engel sebep olmayın
Allah rahmet etsin cok acik venet biriy di tavizsiz zaten buslunan da boyle olur dini cici bici gostrren ler hesabini Allaha agir bisekil de odeyecek ler
Selam aleyküm öncelikle sevgi ve saygı çercevesinde sizileri sevdiğimi belirtmek isterim, sizlere *yanlış anlatılanı* âyetlerle sunmak istiyorum inshallah. Ve hocamız vefat etmiş diye okudum,Allah rahmet eylesin, Allah razi olsun
Kuran-ı Kerim bir bütündür o yüzden delil üstüne delil getiren âyetlerle konuşacağız inshallah.
Allah razı olsun.
Dediğin NİSÂ - 60 ayettinde Allahu Teala buyuruyorki:
_"Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandığını zanneden kimseleri görmedin mi? O'nu (şeytanı) inkâr etmekle emrolundukları halde tagutun önünde muhakeme olunmayı istiyorlar. Ve şeytan, onları uzak bir dalâletle saptırmak (dalâlete düşürmek) istiyor."_
Senin bu âyete yorumun şöyle olmuştur: Kuranın hükümleriyle (şeriatla) değil demokrasi hükmüyle yöneten kişiler Taguttur.
Inshallah doğru anlamışımdır yoksa düzeltirsin.
Bende diyorum ki Tagut insanların hidayetine mani olan bu sebeblen delâlette insanları bırakan kişidir.
Dediğin ayette devlet-hüküm-yasa kelimeleri ile bir bağlantısı yok.
Hatta bu âyette az çok Tagutun insanların delâletine vesile olduğunu söyliyor. Yoksa benmi yanlış anlıyorum? Devam bakalım.
Firavunda bir Taguttu biliyoruz bunu. Bazıları yine Tagut Allahın hükümleriyle hükmetmediği icin Taguttur diyorlar. Ben böyle bir âyet bulamadım ama Tagut gerçekten ne yaptı? Neye sebeb oldu ki Tagut oldu? Kuran söyliyor:
TÂHÂ - 79
_"Ve firavun, kavmini dalâlette bıraktı ve (kavmini) hidayetten men etti."_
Yine aynı sonuca vardık.
Ve bir müjdeli âyet ile bu yazımı bitirmek istiyorum sevgili Kardeşim:
NAHL - 36
_"Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). Allah'a kul olsunlar ve taguttan içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını, Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının üzerine dalâlet hak oldu. Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün)."_
Yine aynı sonuç. Tagut Hidayetten men eden ve böylelikle insanların delâlette kalmasına vesile olan biridir. O halde (siyaset yapmıyorum,örnek veriyorum) Erdoğan bir Tagut olamaz cünkü Hidayetimize mani olmuyor.
Allah razi olsun sevgili okuyucular :)
Sen baştan sona kadar yanlış anlamışsın. Hatta tağutun insanlara hidayete erdirdiğini söylemen ise senin nasıl yanlış yolda olfuğunu gösteriyor.
@@haktanplat6642 Estağfirullah Tagut insanları hidayetten men eder dedim. Men etmek yasaklamak engel olmak demek Sevgili kardeşim :) inshallah yazimda öyle yazmamisimdir kontrol edecegim Allah razi olsun
Az çok demen sıkıntılı çünkü tağut tamamen insanın hidayetini engeller. İkincisi tağut çok geniş kavramdır bunu sadece siyadiler üzerinde düşünmemek gerekir. Üçüncüsü dikkat edersen nisa 60ta münafık kendisi gidiyor yahudi bir alimin yanına hüküm istiyor. Yani senin dediğin gibi bir zorlama yok aksine kendisi gidiyor. Zorla hidayetten saptırmıyor insanlar tağuta tabii oluyor tabi bazı noktalarda zor kullananlarda vardır o ayrı
@@haktanplat6642 Amma konuştun kardeşim bu nasıl bir anlatma şekli? Yorum yazarak zıp sana inanmamamı bekliyorsun, biraz sende ayet yaz :) Kuran i kerim zaten her kavramı kendisi açıklıyor, bende bildiğimi sizlerle sundum. Daha nekadar ilave edileceksiniz ?
Allah rahmet etsin inşallah