Peygamber Efendimizin sünneti su veya süt gibi bir şey ikram edildiği zaman, hepsini içmez bir miktar bırakır, onu da sağ tarafında bulunana ikram ederlerdi.
Hocam bir arkadaşın vasıtasıyla sizi tanıdım. Arkadaş sizi izlemiyor nefsiyle zorlanıyormuş. Ama sizin tamamen mübtalanız olmuş durumdayım. Allah razı olsun hocam
Aklima surekli ateistlik deistlik duşunceleri geliyor islam yoluna tam odaklanamiyorum benim için bir dua edin şeytandan olabilir kuruntu yapmamaya çalisiyorumki ilerde sıkıntı olmasin
@@thebadguyrazorramon442 kardeşim günde 1 vakit namaza başla, ve istikrarlı şekilde devam et, ve her gün 100 selavat ve 100 ya ALLAH de, bak 1 ay sonra ALLAH sana daha bilmedikleri öğretir, ve kalbini iman ile doldurur inşallah
@@thebadguyrazorramon442 Fısıltı, söz, fiskos, kuruntu, işkil demek olan vesvese yaygın olarak; kötü bir işin yapılması, iyi bir işin terk edilmesi veya geciktirilmesi ya da eksik yapılması için şeytanın insanı kışkırtması, aklını çelmesi ve akla kötü düşünceleri getirmesi anlamında kullanılır. Kur’an’da vesveseci şeytanın şerrinden Allah’a sığınılması emredilmiş (Nâs, 114/1-6); hadis kaynaklarımızda, müminlere vesvese ile hareket etmemeleri tavsiye edilmiş, vesvesenin dinî-hukukî bir hüküm doğurmayacağı bildirilmiş ve vesvese ile hareket edenin, örneğin; “acaba eşimi boşadım mı boşamadım mı; eşimi boşamış olabilir miyim” diye kuruntu yapan birisinin talakının geçerli sayılmayacağı bilgisi yer almıştır (bk. Buhârî, Talâk, 11; Müslim, Îmân, 201-205, 211; Ebû Dâvûd, Salât, 158; Tirmizî, Tahâret, 43; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 255; VI, 106). Şeytanın insanı küfre sürükleme yollarından birisi de, onu şüphe ve tereddüde sürükleyebilecek sorulardır. Kalpten geçen bu sorular, hiç şüphesiz şeytanın vesvesesi ile meydana gelmektedir. Bu istifhamların, desise olarak en şiddetli olanını, bizzat Allah Resûlü {Sallallahu Teâlâ Aleyhi Vesellem} bize şöyle haber vermiştir: “Şeytan sizden birinize gelerek ‘filan ve filan şeyi kim yarattı?’ der. O kişi ‘Allah yarattı’ deyince peki, ‘Allah’ı kim yarattı?’ der. İş bu dereceye varınca o kimse hemen Allah’a sığınsın ve o düşünceden uzaklaşsın!” (Buhârî, Bedü’l-halk 11; Müslim, İman, 214) Bazı rivayetlerde “Allah’a iman ettim, desin!” (Müslim, İman, 212) ilavesi de vardır. Bu itibarla kuruntulu kişilerin, içlerinden bir sesin fısıldadığını söyledikleri küfür vb. ifadeleri, vesvese kapsamında olup sahiplerinin imanlarına ve dinlerine zarar vermez. Zira Allah Teala, kullarını güçleri ile orantılı olarak sorumlu tutmuştur. Yükümlülük güç oranındadır. “Hz. Peygambere {Sallallahu Teâlâ Aleyhi Vesellem} ashab-ı kiramdan bazıları gelerek şöyle demişlerdi: ‘Kimimizin aklından bir kısım vesveseler geçiyor, normalde bunu söylemenin günah olacağı kanaatindeyiz.’ Hz. Peygamber {Sallallahu Teâlâ Aleyhi Vesellem} ‘Gerçekten böyle bir korku duyuyor musunuz?’ diye sormuş, oradakiler de ‘Evet!’ deyince, ‘İşte bu (korku) imandandır (akla gelen vesvese de zarar vermez).” (Müslim, İman, 209) buyurmuştur. Konu ile ilgili başka bir hadis-i şerif de şöyledir: “Allah Teâlâ, içlerinden geçen fena şeylerle amel etmedikçe veya onu konuşmadıkça, o şey yüzünden ümmetimi hesaba çekmeyecektir.” (Buhârî, Talak, 11; el-Eymân ve’n-nüzûr: 15) Kısaca, içinde bulunulan durumdan kurtulmak için bu tür vesveselere itibar edilmemelidir. Zira vesvese, üzerinde durdukça yoğunlaşır.
@@thebadguyrazorramon442 esselamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu kardeşim. Aynen bir vakit namaza başlarsanız Bir de aklınıza kötü vesveseler getirmezseniz Bir de bunun üzerine Rabbimize zikr edersiniz Bu kuruntulardan da uzak durabilirsiniz
Şehit kimdir ve nasıl Şehit olunur: “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” (Bakara, 154) “Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah’ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır.” (Âl-i İmrân, 157) “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” (Bakara, 154) “Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah’ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır.” (Âl-i İmrân, 157) “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah’ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. Onlar, Allah’tan gelen nimet ve keremin; Allah’ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler. “ (Âl-i İmrân, 169-171) “Kim Allâh’a ve Rasûl’e itâat ederse, işte onlar, Allâh’ın kendilerine nîmet verdiği peygamberler, sıddîklar, şehitler ve sâlihlerle beraberdir. Onlar ne güzel arkadaştırlar.” (Nisâ, 69) “O halde, dünya hayatını ahiret karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz.”(Nisâ, 74) “Allah, mü’minlerden mallarını ve canlarını, onlara (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Onlar, Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. (Bu), Allah üzerine hak bir vaattir…” (Tevbe, 111) “Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen yahut ölenleri hiç şüphesiz Allah güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah, evet O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Hac, 58) “…Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz.” (Muhammed, 4) ŞEHİTLİKLE İLGİLİ HADİSLER Peygamber Efendimiz S.a.v buyurdular: “Şehîtler beştir: 1- Tâundan (vebadan) ölen, 2- Karın (yani iç) hastalığından ölen, 3- Suda boğulan, 4- Yıkıntı altında kalıp ölen, 5- Bir de Allah yolunda şehît olandır.” (Buhârî, Ezân, 32) Uhud şehitleri zikredildiğinde Varlık Nûru Efendimiz, o mübârek şehitlerin fazîletini beyan sadedinde: “Vallâhi ashâbımla birlikte Ben de şehit olup Uhud Dağı’nın dibinde gecelemeyi ne kadar isterdim!” buyurmuştur. (Ahmed, III, 375) Ebû Katâde -r.a.vrivâyet edildiğine göre, bir gün Resulullah s.a.v. ashâb arasında ayağa kalktı ve: “Allâh’a îman etmek ve Allah yolunda cihat, amellerin en fazîletlisidir.” diye hatırlattı. Bunun üzerine bir adam kalkıp: “-Ya Rasûlallah! Şayet Allah yolunda öldürülürsem, bu benim günahlarıma keffâret olur mu?” diye sordu. Rasûlullâh s.a.v. ona: “-Evet, şayet sen sabrederek, ecrini sadece Allah’tan bekleyerek, cepheden kaçmaksızın düşmana karşı koyup Allah yolunda öldürülürsen, günahlarına keffâret olur. Ancak borçların bunun dışındadır. Bunu bana Cibril söyledi.” buyurdu. (Müslim, İmâre, 117; Tirmizî, Cihâd, 33/1712) Diğer bir rivâyette de: “Şehitin, kul hakkı dışındaki bütün günahlarını Allah affeder.” buyrulmuştur. (Müslim, İmâre, 119) Haksız olarak, zulümle hapsedilip ölenler. (İ. Süyuti) Allah rızası için müezzinlik ederken ölenler. (İ. Ahmed) Namazda iken ölenler. (Abdurrezzak) Yine Allah Resûlullah S.a.v bir gün ashâbına şöyle buyurdu: “Bu gece rüyamda iki adam gördüm. Yanıma gelip beni bir ağaca çıkardılar, sonra da bir eve götürdüler. O ev, şimdiye kadar benzerini görmediğim güzellik ve kıymette idi. Sonra o iki kişi bana: -Bu eşsiz ev, şehitlerin sarayıdır, dedi.” (Buhârî, Cihâd, 4; Cenâiz, 93) Peygamber Efendimiz S.a.v buyurdular: “Sizden biriniz, karınca ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölümden ancak o kadar acı duyar.” (Tirmizî, Fedâilü’l-cihâd, 26/1668; Nesâî, Cihâd, 35; İbn-i Mâce, Cihâd, 16) Allah Rasûlü S.a.v buyurdular: “Ümmetime ağır gelmeyecek olsaydı, hiçbir seriyyeden geri kalmaz, hepsine katılırdım. Allah yolunda şehit olmak, sonra diriltilip tekrar şehit olmak yine diriltilip tekrar şehit olmak isterdim.” (Buhârî, Îman, 26; Müslim, İmâre, 103, 107) Resulullah s.a.v. buyurdular: “Allah Teâlâ’dan bütün kalbiyle şehitlik dileyen bir kimse, yatağında ölse bile, Allah ona şehitlik mertebesini ihsân eder.” (Müslim, İmâre, 157; Nesâî, Cihâd, 36) Peygamber Efendimiz S.a.v buyurdular: “Şehitliği gönülden arzu eden bir kimse, şehit olmasa bile sevâbına nâil olur.” (Müslim, İmâre, 156) Resulullah s.a.v. buyurmuş : “Şehit olmayı Yüce Allah’tan samimi olarak dileyen kimseyi, Allah, rahat yatağında vefat etse bile, şehitlerin derecesine eriştirir.” (Müslim, İmâre, 156, 157; Ebû Davud, İstigfâr, 26; Neseî, Cihâd, 36; ibn Mâce, Cihâd, 15). Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan Ebü'l-A‘ver Saîd İbni Zeyd İbni Amr İbni Nüfeyl radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Malı uğrunda öldürülen şehittir; kanı uğrunda öldürülen şehittir; dini uğrunda öldürülen şehittir; ailesi uğrunda öldürülen şehittir." (Ebû Dâvûd, Sünnet 29; Tirmizî, Diyât 21) Resulullah s.a.v. buyurmuş: Şehid, ehl-i beytinden (aile ve akrabasından) 70 kişiye şefaat eder, şefaati kabul edilir." (Ebu Davud, Tirmizi). "Kıyamet gününde 3 sınıf şefaat edecek: Peygamberler, sonra alimler, sonra şehidler..." (Tac) Kimler Şehit Olur ? Dünya itibariyle şehit sayılmayan, yani, yıkanıp kefenlenmiş olarak gömülen, fakat ahirette şehid muamelesi gören kimselere şehid-i uhrevi denir. Şehid-i kamil olmanın şartlarından birini kaybeden kimseler, bu kısma girerler. Bundan başka şu kimseler de ahiret şehidi sayılır: * Suda boğulanlar. * Ateşte yananlar. * Enkaz altında kalanlar. * Veba gibi bulaşıcı bir hastalıktan ölenler. * Sıtma gibi ateşli hastalıktan ölenler. * İlim yolunda ölenler. * Ciğer hastalıklarından ölenler. * Doğum sırasında veya lohusa iken ölen kadınlar. * Baş ağrısından ölenler. * Karın ağrısından ölenler. * Ailesinin nafakasını helalinden kazanmak için çalışırken iş kazasından ölenler. * Cuma gecesi ölenler. * Gurbet ilde vefat edenler. * Akrep, yılan sokması gibi sebeblerle vefat edenler... Resulullah s.a.v.buyurmuş : Şehit, ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, kıyametin dehşeti, hesap, mizan, sırat onu rahatsız etmez, doğruca Cennete gider) buyurulmaktadır. (Beyheki) Şehitlik çeşitleri hakkında hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (5 vakit namaz kılana, her gün için bin şehit sevabı verilir.) [Tergib-i Hadimi] (İlim öğrenirken ölen şehittir.) [Hatib] (Allahü teâlâdan, ihlasla şehitlik isteyen, yatağında ölse de şehit olur.) [Müslim] (Aşık olup, aşkını gizleyip ve iffetini koruyup ölen şehit olur.) [Hakim] (Abdestli yatıp da ölen şehittir.) [Deylemi] (Suda boğulan, yangında ölen, garip, kimsesiz olarak ölen, zehirli hayvan sokarak ölen, iç hastalıklarından ölen, duvar ve enkaz altında kalarak ölen, kocasını kıskandığını gizleyen kadın, kendinin, din kardeşinin ve komşunun malını savunurken öldürülen, emr-i maruf ve nehy-i münker yaparken öldürülen kimse şehittir.) [İbni Asakir] (Hamile iken, doğumda veya lohusa iken ölen kadın şehittir.) [Taberani] Müslümanları, düşmanlarına üstün kılan en mühim esaslardan biri "Ölürsem şehidim, kalırsam gazi!.." inancıdır. Bu durum, ayette "iki güzelden biri" şeklinde ifade edilmiştir. (Tevbe, 9/52) Yani, mü'min için savaşta iki güzel neticeden biri vardır: Ya galip gelecek, ya şehit olacaktır. (İbnu Kesir, IV/102; Nesefi, II/130) Halid b. Velid'in İran komutanına söylediği şu sözler, şehitlik kavramının Müslümanlara neler kazandırdığını gösteren güzel bir misaldir: "Sizin, hayat ve şarabı sevdiğiniz kadar, ölümü seven bir orduyla size geldim." (Abdürabbih, s. 387) (Cuma günü veya gecesi ölen, şehit olur, kabir azabından kurtulur.) [Ebu Nuaym] (Her gece, Yasin okumaya devam eden kimse, şehit olarak ölür.) [Taberani] (Ümmetimin arasında fitne, fesat yayıldığı zaman, sünnetime sarılana yüz şehit sevabı vardır.) [Hakim] “Şahsınıza fenalık eden bir düşmanı affediniz. Lakin vatanınıza, milletinize fenalık eden bir kimseyi asla affetmeyiniz.” (Hz. Ali) “Şehitlik, mümin için hayattır, münafık için ölüm ve çürüme!” (Mevlana) “Vatan için ölmekse kaderim, böyle kaderin ellerinden öperim.” (Mehmet Akif Ersoy) Daima Dualarımızda, Rabbimiz den Şehitlik makamını isteyelim! Lütfen dualarınızı eksik etmeyin.
«Dostu aramak için koşturur dururum. Ömrün sonuna geldim, ben hâlâ uyurum. Diyelim ki kavuşacağım dostuma, iyi de şu geçen ömrü bir daha nasıl bulurum?» ֍ 𝐻𝑎𝑧𝑟𝑒𝑡𝑖 𝑴𝒆𝒗𝒍𝒂̂𝒏𝒂̂ ֎
Peygamberimizin her namazdan sonra dua ederken okunmasını tavsiye ettiği dua: Allahümme eınnî ala zikrike ve şükrike ve husni ibadetike. Allah’ım! Seni anmak, sana şükretmek, sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et. Ebu Dâvûd (Salât 361)
Allah'ın selâmı, hidayeti mağfireti, rahmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun Benim de Denizli görme engelliler okulunda okuduğum bir arkadaşımız vardı o benden 2 sınıf büyük gerçi ama hala birbirimizi de arkadaşız birbirimizin imanını kurtarmaya çalışıyoruz Ben ablamın imanını kurtarmaya çalışıyorum. İkimiz de abla kardeş gibiyiz Yüceler yücesi Rabbim ablam gibi ablamın imanını kurtarmayı bana nasip eylesin amin
Kur’an-ı Kerim de, Hicr suresi 22. ayette şöyle buyrulmuştur; “Rüzgârları aşılayıcılar olarak gönderdik” Bu ayet bize rüzgârların aşılayıcı bir özelliğe sahip olduğunu açıkça göstermektedir. Şimdi, Kur’an’ın bu haberinin doğruluğunu anlamak için ancak bu asırda keşfedilebilen bilimsel gerçeklere bakalım; a- Rüzgârlar bitkilerin üremesinde, bitki tozlarını taşıyarak onları aşılamaktadır. b- Aynı zamanda rüzgârlar, yağmur yağabilmesi için yağmur bulutlarını da aşılamaktadır. Şöyle ki; denizlerin ve diğer suların üzerinde köpüklenme nedeniyle "Aerosol" adlı hava kabarcıkları oluşmaktadır. Bunlar rüzgârların karadan sürüklediği tozlarla karışarak Atmosfer'in üst katmanlarına doğru havalanır. Rüzgârların yükselttiği bu parçacıklar su buharı ile birleşir, su buharı bu parçacıkların etrafında yoğunlaşır. Bu parçacıklar olmazsa, yüzde yüz su buharı, bulutu oluşturamaz. Bulutların oluşması, rüzgârların bu şekilde havada serbest şekilde bulunan su buharını, taşıdıkları parçacıklarla aşılamaları ile olmaktadır. Şimdi size soruyoruz; Rüzgârların aşılayıcı özelliğe sahip olduğu gerçeği ne zaman keşfedilmiştir? 20. yüzyılda ancak keşfedilen bu gerçeğin 1400 sene evvel okuma yazma bilmeyen bir beşer tarafından keşfi mümkün müdür? Eğer Kur’an’ın Allah’ın kelamı olduğu kabul edilmezse, bu asırda ancak keşfedilebilen “rüzgârların aşılayıcı olduğu” gerçeğinin Kur’an da haber verilmesi ne ile izah edilebilir? O halde tüm bu tetkiklerden şu netice çıkar ki; Rüzgâra aşılama vazifesini kim vermişse, bu haberin geçtiği kitap ta onun kitabıdır. Demek Kur’an Allah’ın ezeli kelamıdır.
Gökten su indirdi ve onunla çeşit çeşit bitkilerden eşler çıkardık.” (Taha Suresi: 53) “Bütün meyvelerden ikişer eş yaratmıştır.”(Rad Suresi: 3) Bitkilerin eşler halinde yaratılması Kur’an'da özellikle vurgulanmaktadır. Ayetlerde geçen "zevc (çoğulu zevce)" kelimesi eski türkçemiz de eşleri belirtmek için kullanılmaktaydı, hanımlar beylerine "zevcim", beyler hanımlarına "zevcem" demekteydiler. Arapça'dan dilimize geçen bu kelime bitkilerin eşlerini belirmekte de kullanılan "zevc" kelimesidir. Bitkiler üzerine yapılan incelemelerde bitkilerde de erkekliğin ve dişiliğin olduğu, bu farklı organlar sayesinde bitkilerde üremenin gerçekleştiği anlaşıldı. Tohumlu ve çiçekli bitkilerde erkek ve dişi üreme hücreleri vardır. Bu hücreleri her ikisi de çiçeğin ortasında bulunan erkek organ ile dişi organ üretir. Dişi organın yumurtalık denen şişkince bölümünde küçük ve yuvarlak tohum taslakları, bunların içinde de dişi üreme hücreleri bulunur. Erkek üreme hücreleri ise erkek organın başçık bölümünün ürettiği çiçek tozlarının içinde saklıdır. Çok hafif olan çiçek tozları rüzgârla ya da çeşitli hayvanlar aracılığıyla çiçekten çiçeğe taşınırken, içlerinden bir bölümü dişi organın tepeciğine yapışıp kalır. Daha sonra bu çiçek tozu taneciği boyuncuktan aşağıya doğru inerek, yumurtalıklardaki tohum taslaklarına ince bir borudan uzanır. Erkek üreme hücresi de bu borudan geçer ve tohum taslağının içindeki dişi üreme hücresiyle birleşir. Erkek ve dişi üreme hücrelerinin birleşmesiyle tohum taslakları onlardan da tohumlar oluşur. Bu tohumlardan da yeni bitkiler gelişir. Peygamberimiz (S.a.v.) döneminde biyoloji gelişmiş bir bilim değildi. Bitkilerin üremesi, bu üremedeki dişi ve erkek unsurların rolü bilinmiyordu. Biyoloji ve botanik ilminin gelişmesiyle tohumlu ve çiçekli bitkilerde erkek ve dişi üreme hücrelerinin varlığı anlaşıldı Botanikçiler bitkilerde cinsiyet ayrımı olduğunu ancak 100 sene evvel keşfedebilmişlerdir. Peki, insanların botanik ve biyolojiden habersiz olduğu bir dönemde ümmi bir zat bitkilerde erkeklik ve dişiliğin olduğunu nerden bilebilirdi? Bu sorunun tek cevabı olabilir. Gökten suyu indirip, onunla bitkilerden eşler çıkaran Allah’ın bildirmesiyle.
ES SELAMUN ALEYKÜM ALLAH CELLE CELÂLÜHÛ CÜMLEMİZDEN RAZI OLSUN HOCAM. RAHMETİ, BEREKETİ, MAĞFİRETİ, HİDAYETİ ÜZERİMİZE OLSUN. RABBİM YÜCE İSİMLERİNİN FAZİLETLERİ İLE SİZ VE SİZLER GİBİ ALLAH CELLE CELÂLÜHÛ DOSTLARINA, DÜŞMANLARINA, ARADAKİ SERSEMLERE. KALPLERİNDE HAKKIYLA ALLAH CELLE CELÂLÜHÛ KORKUSU, SEVGİSİ OLANA, OLMAYANA. RABBİMİZİN SEVGİSİNİ NİYAZ EDEN, GADABINI ARTTIRAN TÜM KULLARINA YARDIM VE HİDAYET ETSİN AMİN. GEÇMİŞ VE GELECEKTE Kİ HER SOHBETİNİZDE HER AMİN İÇİN AMİN. HER İNŞAALLAH SÖZÜNÜZE GÖNÜLDEN İNŞAALLAH. RABBİMİZ ÜCRETİNİZİ HAKKIYLA NASİP ESTİN, ALLAH CELLE CELALÜHÛ RAZI OLSUN SİZDEN HOCAM AMİN.
Yaşayan birinde şefaat istenmez bütün şefaat Allaha aittir ahirette Allah dilediği kimselere dağıtacaktır. Şefaati torpil gibi anlamayın . Allah en doğrsunu bilir
Zamanımızda birkaç ayetin manasını bilen insanların, Kur’an-ı Kerimi Türkçe malinden okuyarak “müfessir” kesildiğini ve ayetlere kendi yorumları ile mana verdiğini görüyoruz. Bu çok… yanlış bir harekettir. Kur’an ayetlerinden mana çıkartmak yani tefsir ilmi herkesin yapacağı bir iş değildir. Tefsir âlimleri, bir insanın Kur’an’ı tefsir edebilmesi için o kişinin 15 ilim dalında ihtisas yapması gerektiğini vurgulamışlardır. İşte o 15 ilim dalı: 1- Lügat İlmi: Kur’an-ı Kerimdeki her kelimenin asıl manasını bilmeye yarayan ilimdir. Mücahid (Rahmetullahi Aleyh) diyor ki:“Allah’a ve kıyamet gününe iman eden kimsenin Arapça kelimelerin bütün manalarını iyice bilmeden Kur’an-ı Kerim hakkında ağzını açması caiz değildir.” Sadece bir kelimenin bir kaç manasını bilmek de yeterli değildir. Çünkü bir kelime birkaç manayı içine aldığı halde kişi bunlardan bir ikisini bilir. Halbuki orada gerçekten başka mana kastedilmiş olur. (Taha suresinde geçen “Allah arşı istiva etti” ayetinde istiva kelimesinin diğer ayetlerle çatışan “oturdu” manasını almak da böyle bir hatadır. Bu lügat ilmini iyi bilmemekten kaynaklanmaktadır. 2-Nahv (gramer ilmi): İrabın, yani harekelerin değişmesi ve başka şekle girmesiyle mana tamamen değişir. İrabı bilmek ise nahv ilmine bağlıdır. 3- Sarf İlmi: Bu ilmi bilmek gerekir. Çünkü kelimenin şekil ve binalarının değişmesi ile manaları tamamen değişir. İbni Faris (Rahmetullahi Aleyh) diyor ki: “Sarf ilmini kaybeden çok şeyi kaybetmiştir.” 4- İştikak (kelime türetme) İlmi: Bir kelime iki ayrı kökten meydana gelmiş ise onların manası da değişik olur. “Mesih” kelimesinin dokunmak manasına gelen “mesh” ve ölçek manasına gelen “mesahet” kökünden geldiği gibi. 5- Menai İlmi: Bu ilimle sözün manaya göre dizilişi bilinir. 6- Beyan İlmi: Bu ilimle sözün açık ve kapalı manaları, benzetme ve kinayeleri bilinir. 7- Bedi İlmi: Bu ilimle sözün ifade etme bakımından güzellikleri bilinir. Bu üç ilme “İlmi belagat” denir ki, Kur’an tefsir edenin bilmesi gereken önemli ilim dallarındandır. Zira Kur’an-ı Kerim başlı başına bir mucizedir. Belağatı ile onun benzeri getirmekten herkesi aciz bırakan hali bilinir. 8- Kıraat İlmi: Çeşitli okuyuşlar yüzünden farklı manalar anlaşılır. Böylece bir mananın diğeri üzerine tercihi bilinmiş olur. 9- Akaid İlmi: Kuran’ı Kerim’de bazı ayetler vardır ki, onların zahiri manalarını Allah’u Zülcelal için kullanmak doğru değildir. Bu bakımdan onlarda bir tevile ihtiyaç doğar. Mesela Fetih Suresi 10. Ayette geçen “Allah’ın eli” ifadesi gibi. 10- Usul-ü Fıkıh İlmi: Bununla bir delile dayanarak ve kaynağına inerek hüküm çıkarma yolları bilinir. 11- Sebe-i Nuzül: Ayetlerin iniş sebebini de iyi bilmek gerekir. İniş sebebini bilmekle mana daha açığa çıkar. Bazen mananın kendisini anlamak bile iniş sebebine bağlı olur. 12- Nasih ve Mensuh İlmi: kur’an’da lafzı ve manası sonradan başka bir ayet ile kaldırılan ayetler bulunmaktadır. Bu ilim bilinmezse o ayetleri anlamak imkansızdır. 13- Fıkıh İlmi: Bir şeyin teferruatı tam olarak kavranırsa onun bütünü tanınmış olur. 14- Hadis İlmi: Kur’an-ı Kerimde tafsilatı zikredilmeyen ayetleri tefsir eden hadisleri de bilmek gerekir. 15- Vehbi İlim: Bunların hepsinden sonra “Vehbi İlim” gerekir ki, Cenab-ı hakk’ın özel ihsanıdır. Onun hususi kullarına lutfeder. Kur’an-ı Kerime mana vermeye kalkışan adama sorarlar: “Sen bunlardan hangisini biliyorsun” diye. Cevap veremez, tutulur. Çünkü ihtisas alanı başkadır. O fitneciliğin, bidatçiliğin tezini yapmıştır.Dolayısıyla hiç alakası olmadığı, bu ilimlerin onda birini bile bilmediği halde Kur’an’ı tefsir etmeye kalkışan insanların sapıtması normaldir. Çünkü tutunacağı dal, dayanacağı birşey yoktur.
Annene kılmıyorsa şunu söyle İnsan öldürmenin günahından daha çok günahtır namazsızlık, Namazı 1 bile vakit kasten terk etmek ondanda büyük bir günah bu bilgiyi annene söyle kardeşim
Selam Alekum Hocam. Yardim lutfen Quran da Cuma suresi derki ey iman edenler cuma namazi size farzdir. Lakin Hadith derki evet farz lakin bayan, cocuk, hasta, yasli lar icin deyildir. Arkadaslar derki Quran derki ey iman edenler size cuma farz dir diyorlar ve hanimlarini cuma gitmelerine zorliyorlar. Aciklama yaparmisin lutfen!
@@kamyonhastas1281 🤣🥰 sormamin sebebi sadece ayete bakip da namaz bayanLara da farz deyenleri nasil susturacagim. Tamam hadith var diyorlar ama hadith gerecek olmayabilir diyorlar.
Acaba bulutların ağırlığı konusunda herhangi bir bilgiye sahip misiniz? Belki de çoğumuz onları pamuk gibi çok hafif zannediyoruz. Hâlbuki son yıllarda yapılan araştırmalar neticesinde bulutların ağırlığı konusunda çok şaşırtıcı rakamlar elde edimiştir. Örneğin, kümülonimbüs türü fırtına bulutunda, 300.000 ton ağırlığa ulaşan miktarda su toplanmaktadır. Evet, Gökyüzünde 300.000 tonluk bir kütlenin direksiz düşürülmeden durdurulması gerçektende akılları hayrete düşüren bir durumdur. Belki de ilk defa işittiğiniz bu bilginin bundan 1400 sene önce Kur’an’ da nasıl haber verildiğini dinleyelim “Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız.”(Araf Suresi: 57) “O, size şimşeği korku ve umut olarak gösteren, (yağmur yüklü) ağırlaşmış bulutları (inşa edip) ortaya çıkarandır.” (Rad Suresi: 12) Elbette Kur’an’ın indirildiği dönemde insanların bulutların ağırlıkları ile ilgili bu bilgiye sahip olmaları mümkün değildir. Kur’an ayetlerinde dikkat çekilen ve yakın geçmişte keşfedilen bu bilgi, Kur’an’ın Allah’ın sözü olduğunun delillerinden biridir.
Ya ne sacma bir yorum...cennetteki adam arkadasini cehennemden cikaracakmis..yuh ya...ayette cennetteki nerede ise benide yoldan cikarakacktin yaziyor..siz nasil bir yalancisiniz.allaha bile iftira atiyirsunuz....
@Recep Tuluktimur selam cehenneme giren cikamaz..bu arada ben mustafa islamoglu yada mehmet okuyan taraftari degilim..sunni de degilim..ama kesinlikle giren cikamaz.. ama arkadasina bu dunyada cehenneme girmemesi icin caba sarfedersin..
@Recep Tuluktimur normalede senin severek takip ettigin hocana agir sozler soyluyirum buna ragmen sen bana ters cevap vermiyorsun.. bu senin ahlakli olusunu gosteriri..takip ettigine gore hocayi..iki ayet soyliyeyim..bunu bana aciklayabilirmissiniz..birincisi biz devamli elci gondermekteyiz...ikincisi..ey adem ogullari icinizden ayetlerimi okuyan elciler geldiginde kim kendini duzeltir ve korursa ona korku yoktur....cok ayet var ama ben iki tane sectim ayette adem ogullari dedigine gore kiyamete kadarda gelecegine gore adem ogullari...bu gelecek elciler kim..yada sana gore elci gelecekmi....bu arada kurana gore kesin geliyirda..
"Sizden birinin,bir lokması düştüğünde onu alsın,temizleyip yesin,şeytana bırakmasın."
[Müslim,Eşribe, 136]
(En üstün ibadet sıkıntıya sabretmektir.) [Tirmizi]
Allah bütün sıkıntılarımızı gidersin🤲 Âmin
Kendisini ilgilendirmeyen şeyleri (mâlâyâniyi) terk etmesi, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir.
(Tirmizî,Zühd, 11.)
֍ 𝐻𝑎𝑧𝑟𝑒𝑡𝑖 𝑴𝒖𝒉𝒂𝒎𝒎𝒆𝒅 ֎ ⟨ﷺ⟩
𝟏 ➮ Adaletliydi
𝟐 ➮ Güvenilirdi
𝟑 ➮ Affediciydi
𝟒 ➮ Cesaretliydi
𝟓 ➮ Mütevazıydı
𝟔 ➮ Hoşgörülüydü
𝟕 ➮ Yardımseverdi
𝟖 ➮ Merhametliydi
𝟗 ➮ İsrafı sevmezdi
𝟏𝟎 ➮ Güzel ahlaklıydı
𝟏𝟏 ➮ Doğru sözlüydü
𝟏𝟐 ➮ Kusurları örterdi
𝟏𝟑 ➮ Yalanı sevmezdi
AleyhisSelam
Mevla Teala bizede öyle bir Allah dostu nasip etsin🤲 Âmin
❝Kıyâmette insana sorulacak ilk dört sualden biri şudur: «Vücudunu nerede yıprattın?»❞
֍ Tirmizî, Kıyâmet, 1 ֎
Peygamber Efendimizin sünneti su veya süt gibi bir şey ikram edildiği zaman, hepsini içmez bir miktar bırakır, onu da sağ tarafında bulunana ikram ederlerdi.
İnşallah yardım etmek istediğimiz arkadaşlar bize yüz çevirmez AMİNNN
『Allah ⟨ﷻ⟩ birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma.』
֍ Risale-i Nur ֎
Allahu Teala senden razı olsun hocam amin 🤲
ALLAH CELLE CELALÜHÜ razı olsun hocam
(Abdestten artan suyu içmek sıkıntıyı giderir.) [Deylemi]
Hocam bir arkadaşın vasıtasıyla sizi tanıdım. Arkadaş sizi izlemiyor nefsiyle zorlanıyormuş. Ama sizin tamamen mübtalanız olmuş durumdayım. Allah razı olsun hocam
(“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm” okumak, 99 derde devadır. Bunların en hafifi sıkıntıdan kurtulmaktır.) [Ebu Nuaym]
Aklima surekli ateistlik deistlik duşunceleri geliyor islam yoluna tam odaklanamiyorum benim için bir dua edin şeytandan olabilir kuruntu yapmamaya çalisiyorumki ilerde sıkıntı olmasin
@@thebadguyrazorramon442 kardeşim günde 1 vakit namaza başla, ve istikrarlı şekilde devam et, ve her gün 100 selavat ve 100 ya ALLAH de, bak 1 ay sonra ALLAH sana daha bilmedikleri öğretir, ve kalbini iman ile doldurur inşallah
@@thebadguyrazorramon442
Fısıltı, söz, fiskos, kuruntu, işkil demek olan vesvese yaygın olarak; kötü bir işin yapılması, iyi bir işin terk edilmesi veya geciktirilmesi ya da eksik yapılması için şeytanın insanı kışkırtması, aklını çelmesi ve akla kötü düşünceleri getirmesi anlamında kullanılır.
Kur’an’da vesveseci şeytanın şerrinden Allah’a sığınılması emredilmiş (Nâs, 114/1-6); hadis kaynaklarımızda, müminlere vesvese ile hareket etmemeleri tavsiye edilmiş, vesvesenin dinî-hukukî bir hüküm doğurmayacağı bildirilmiş ve vesvese ile hareket edenin, örneğin; “acaba eşimi boşadım mı boşamadım mı; eşimi boşamış olabilir miyim” diye kuruntu yapan birisinin talakının geçerli sayılmayacağı bilgisi yer almıştır (bk. Buhârî, Talâk, 11; Müslim, Îmân, 201-205, 211; Ebû Dâvûd, Salât, 158; Tirmizî, Tahâret, 43; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 255; VI, 106).
Şeytanın insanı küfre sürükleme yollarından birisi de, onu şüphe ve tereddüde sürükleyebilecek sorulardır. Kalpten geçen bu sorular, hiç şüphesiz şeytanın vesvesesi ile meydana gelmektedir. Bu istifhamların, desise olarak en şiddetli olanını, bizzat Allah Resûlü {Sallallahu Teâlâ Aleyhi Vesellem} bize şöyle haber vermiştir: “Şeytan sizden birinize gelerek ‘filan ve filan şeyi kim yarattı?’ der. O kişi ‘Allah yarattı’ deyince peki, ‘Allah’ı kim yarattı?’ der. İş bu dereceye varınca o kimse hemen Allah’a sığınsın ve o düşünceden uzaklaşsın!” (Buhârî, Bedü’l-halk 11; Müslim, İman, 214) Bazı rivayetlerde “Allah’a iman ettim, desin!” (Müslim, İman, 212) ilavesi de vardır.
Bu itibarla kuruntulu kişilerin, içlerinden bir sesin fısıldadığını söyledikleri küfür vb. ifadeleri, vesvese kapsamında olup sahiplerinin imanlarına ve dinlerine zarar vermez. Zira Allah Teala, kullarını güçleri ile orantılı olarak sorumlu tutmuştur. Yükümlülük güç oranındadır. “Hz. Peygambere {Sallallahu Teâlâ Aleyhi Vesellem} ashab-ı kiramdan bazıları gelerek şöyle demişlerdi: ‘Kimimizin aklından bir kısım vesveseler geçiyor, normalde bunu söylemenin günah olacağı kanaatindeyiz.’ Hz. Peygamber {Sallallahu Teâlâ Aleyhi Vesellem} ‘Gerçekten böyle bir korku duyuyor musunuz?’ diye sormuş, oradakiler de ‘Evet!’ deyince, ‘İşte bu (korku) imandandır (akla gelen vesvese de zarar vermez).” (Müslim, İman, 209) buyurmuştur. Konu ile ilgili başka bir hadis-i şerif de şöyledir: “Allah Teâlâ, içlerinden geçen fena şeylerle amel etmedikçe veya onu konuşmadıkça, o şey yüzünden ümmetimi hesaba çekmeyecektir.” (Buhârî, Talak, 11; el-Eymân ve’n-nüzûr: 15)
Kısaca, içinde bulunulan durumdan kurtulmak için bu tür vesveselere itibar edilmemelidir. Zira vesvese, üzerinde durdukça yoğunlaşır.
@@thebadguyrazorramon442 esselamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu kardeşim. Aynen bir vakit namaza başlarsanız Bir de aklınıza kötü vesveseler getirmezseniz Bir de bunun üzerine Rabbimize zikr edersiniz Bu kuruntulardan da uzak durabilirsiniz
Şehit kimdir ve nasıl Şehit olunur:
“Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” (Bakara, 154)
“Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah’ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır.” (Âl-i İmrân, 157)
“Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” (Bakara, 154)
“Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah’ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır.” (Âl-i İmrân, 157)
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah’ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. Onlar, Allah’tan gelen nimet ve keremin; Allah’ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler. “ (Âl-i İmrân, 169-171)
“Kim Allâh’a ve Rasûl’e itâat ederse, işte onlar, Allâh’ın kendilerine nîmet verdiği peygamberler, sıddîklar, şehitler ve sâlihlerle beraberdir. Onlar ne güzel arkadaştırlar.” (Nisâ, 69)
“O halde, dünya hayatını ahiret karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz.”(Nisâ, 74)
“Allah, mü’minlerden mallarını ve canlarını, onlara (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Onlar, Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. (Bu), Allah üzerine hak bir vaattir…” (Tevbe, 111)
“Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen yahut ölenleri hiç şüphesiz Allah güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah, evet O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Hac, 58)
“…Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz.” (Muhammed, 4)
ŞEHİTLİKLE İLGİLİ HADİSLER
Peygamber Efendimiz S.a.v buyurdular:
“Şehîtler beştir:
1- Tâundan (vebadan) ölen,
2- Karın (yani iç) hastalığından ölen,
3- Suda boğulan,
4- Yıkıntı altında kalıp ölen,
5- Bir de Allah yolunda şehît olandır.” (Buhârî, Ezân, 32)
Uhud şehitleri zikredildiğinde Varlık Nûru Efendimiz, o mübârek şehitlerin fazîletini beyan sadedinde:
“Vallâhi ashâbımla birlikte Ben de şehit olup Uhud Dağı’nın dibinde gecelemeyi ne kadar isterdim!” buyurmuştur. (Ahmed, III, 375)
Ebû Katâde -r.a.vrivâyet edildiğine göre, bir gün Resulullah s.a.v. ashâb arasında ayağa kalktı ve:
“Allâh’a îman etmek ve Allah yolunda cihat, amellerin en fazîletlisidir.” diye hatırlattı. Bunun üzerine bir adam kalkıp:
“-Ya Rasûlallah! Şayet Allah yolunda öldürülürsem, bu benim günahlarıma keffâret olur mu?” diye sordu.
Rasûlullâh s.a.v. ona:
“-Evet, şayet sen sabrederek, ecrini sadece Allah’tan bekleyerek, cepheden kaçmaksızın düşmana karşı koyup Allah yolunda öldürülürsen, günahlarına keffâret olur. Ancak borçların bunun dışındadır. Bunu bana Cibril söyledi.” buyurdu. (Müslim, İmâre, 117; Tirmizî, Cihâd, 33/1712)
Diğer bir rivâyette de:
“Şehitin, kul hakkı dışındaki bütün günahlarını Allah affeder.” buyrulmuştur. (Müslim, İmâre, 119)
Haksız olarak, zulümle hapsedilip ölenler. (İ. Süyuti)
Allah rızası için müezzinlik ederken ölenler. (İ. Ahmed)
Namazda iken ölenler. (Abdurrezzak)
Yine Allah Resûlullah S.a.v bir gün ashâbına şöyle buyurdu:
“Bu gece rüyamda iki adam gördüm. Yanıma gelip beni bir ağaca çıkardılar, sonra da bir eve götürdüler. O ev, şimdiye kadar benzerini görmediğim güzellik ve kıymette idi. Sonra o iki kişi bana:
-Bu eşsiz ev, şehitlerin sarayıdır, dedi.” (Buhârî, Cihâd, 4; Cenâiz, 93)
Peygamber Efendimiz S.a.v buyurdular:
“Sizden biriniz, karınca ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölümden ancak o kadar acı duyar.” (Tirmizî, Fedâilü’l-cihâd, 26/1668; Nesâî, Cihâd, 35; İbn-i Mâce, Cihâd, 16)
Allah Rasûlü S.a.v buyurdular:
“Ümmetime ağır gelmeyecek olsaydı, hiçbir seriyyeden geri kalmaz, hepsine katılırdım. Allah yolunda şehit olmak, sonra diriltilip tekrar şehit olmak yine diriltilip tekrar şehit olmak isterdim.” (Buhârî, Îman, 26; Müslim, İmâre, 103, 107)
Resulullah s.a.v. buyurdular:
“Allah Teâlâ’dan bütün kalbiyle şehitlik dileyen bir kimse, yatağında ölse bile, Allah ona şehitlik mertebesini ihsân eder.” (Müslim, İmâre, 157; Nesâî, Cihâd, 36)
Peygamber Efendimiz S.a.v buyurdular:
“Şehitliği gönülden arzu eden bir kimse, şehit olmasa bile sevâbına nâil olur.” (Müslim, İmâre, 156)
Resulullah s.a.v. buyurmuş :
“Şehit olmayı Yüce Allah’tan samimi olarak dileyen kimseyi, Allah, rahat yatağında vefat etse bile, şehitlerin derecesine eriştirir.” (Müslim, İmâre, 156, 157; Ebû Davud, İstigfâr, 26; Neseî, Cihâd, 36; ibn Mâce, Cihâd, 15).
Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan Ebü'l-A‘ver Saîd İbni Zeyd İbni Amr İbni Nüfeyl radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Malı uğrunda öldürülen şehittir; kanı uğrunda öldürülen şehittir; dini uğrunda öldürülen şehittir; ailesi uğrunda öldürülen şehittir." (Ebû Dâvûd, Sünnet 29; Tirmizî, Diyât 21)
Resulullah s.a.v. buyurmuş:
Şehid, ehl-i beytinden (aile ve akrabasından) 70 kişiye şefaat eder, şefaati kabul edilir." (Ebu Davud, Tirmizi).
"Kıyamet gününde 3 sınıf şefaat edecek: Peygamberler, sonra alimler, sonra şehidler..." (Tac)
Kimler Şehit Olur ?
Dünya itibariyle şehit sayılmayan, yani, yıkanıp kefenlenmiş olarak gömülen, fakat ahirette şehid muamelesi gören kimselere şehid-i uhrevi denir. Şehid-i kamil olmanın şartlarından birini kaybeden kimseler, bu kısma girerler.
Bundan başka şu kimseler de ahiret şehidi sayılır:
* Suda boğulanlar.
* Ateşte yananlar.
* Enkaz altında kalanlar.
* Veba gibi bulaşıcı bir hastalıktan ölenler.
* Sıtma gibi ateşli hastalıktan ölenler.
* İlim yolunda ölenler.
* Ciğer hastalıklarından ölenler.
* Doğum sırasında veya lohusa iken ölen kadınlar.
* Baş ağrısından ölenler.
* Karın ağrısından ölenler.
* Ailesinin nafakasını helalinden kazanmak için çalışırken iş kazasından ölenler.
* Cuma gecesi ölenler.
* Gurbet ilde vefat edenler.
* Akrep, yılan sokması gibi sebeblerle vefat edenler...
Resulullah s.a.v.buyurmuş :
Şehit, ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, kıyametin dehşeti, hesap, mizan, sırat onu rahatsız etmez, doğruca Cennete gider) buyurulmaktadır. (Beyheki)
Şehitlik çeşitleri hakkında hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(5 vakit namaz kılana, her gün için bin şehit sevabı verilir.) [Tergib-i Hadimi]
(İlim öğrenirken ölen şehittir.) [Hatib]
(Allahü teâlâdan, ihlasla şehitlik isteyen, yatağında ölse de şehit olur.) [Müslim]
(Aşık olup, aşkını gizleyip ve iffetini koruyup ölen şehit olur.) [Hakim]
(Abdestli yatıp da ölen şehittir.) [Deylemi]
(Suda boğulan, yangında ölen, garip, kimsesiz olarak ölen, zehirli hayvan sokarak ölen, iç hastalıklarından ölen, duvar ve enkaz altında kalarak ölen, kocasını kıskandığını gizleyen kadın, kendinin, din kardeşinin ve komşunun malını savunurken öldürülen, emr-i maruf ve nehy-i münker yaparken öldürülen kimse şehittir.) [İbni Asakir]
(Hamile iken, doğumda veya lohusa iken ölen kadın şehittir.) [Taberani]
Müslümanları, düşmanlarına üstün kılan en mühim esaslardan biri "Ölürsem şehidim, kalırsam gazi!.." inancıdır. Bu durum, ayette "iki güzelden biri" şeklinde ifade edilmiştir. (Tevbe, 9/52) Yani, mü'min için savaşta iki güzel neticeden biri vardır: Ya galip gelecek, ya şehit olacaktır. (İbnu Kesir, IV/102; Nesefi, II/130)
Halid b. Velid'in İran komutanına söylediği şu sözler, şehitlik kavramının Müslümanlara neler kazandırdığını gösteren güzel bir misaldir:
"Sizin, hayat ve şarabı sevdiğiniz kadar, ölümü seven bir orduyla size geldim." (Abdürabbih, s. 387)
(Cuma günü veya gecesi ölen, şehit olur, kabir azabından kurtulur.) [Ebu Nuaym]
(Her gece, Yasin okumaya devam eden kimse, şehit olarak ölür.) [Taberani]
(Ümmetimin arasında fitne, fesat yayıldığı zaman, sünnetime sarılana yüz şehit sevabı vardır.) [Hakim]
“Şahsınıza fenalık eden bir düşmanı affediniz. Lakin vatanınıza, milletinize fenalık eden bir kimseyi asla affetmeyiniz.” (Hz. Ali)
“Şehitlik, mümin için hayattır, münafık için ölüm ve çürüme!” (Mevlana)
“Vatan için ölmekse kaderim, böyle kaderin ellerinden öperim.” (Mehmet Akif Ersoy)
Daima Dualarımızda, Rabbimiz den Şehitlik makamını isteyelim!
Lütfen dualarınızı eksik etmeyin.
Daha Fazla Kardeşimize Ulaşmak İçin Paylaşmayı Unutmayın Kardeşlerim, Allah'a Emanet Olun.👋😊
(Kalbler, ancak Allah'ı zikretmekle itminana [sükûna, rahata] kavuşur.) [Rad 28]
«Dostu aramak için koşturur dururum.
Ömrün sonuna geldim, ben hâlâ uyurum.
Diyelim ki kavuşacağım dostuma, iyi de
şu geçen ömrü bir daha nasıl bulurum?»
֍ 𝐻𝑎𝑧𝑟𝑒𝑡𝑖 𝑴𝒆𝒗𝒍𝒂̂𝒏𝒂̂ ֎
Yılın yarısını sizle geçirdim.ustelik yks ye çalışıyordum .Allah cc sizden razı olsun
Peygamberimizin her namazdan sonra dua ederken okunmasını tavsiye ettiği dua:
Allahümme eınnî ala zikrike ve şükrike ve husni ibadetike.
Allah’ım! Seni anmak, sana şükretmek, sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et.
Ebu Dâvûd (Salât 361)
Allah'ın selâmı, hidayeti mağfireti, rahmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun Benim de Denizli görme engelliler okulunda okuduğum bir arkadaşımız vardı o benden 2 sınıf büyük gerçi ama hala birbirimizi de arkadaşız birbirimizin imanını kurtarmaya çalışıyoruz Ben ablamın imanını kurtarmaya çalışıyorum. İkimiz de abla kardeş gibiyiz Yüceler yücesi Rabbim ablam gibi ablamın imanını kurtarmayı bana nasip eylesin amin
Aleykumselam
Sen Allah a hakkıyla kul olduktan sonra ondan bundan torpil isteme Allah Adil dir
AHİRET İÇİN EN GÜVENDİĞİM ARKADAŞLARIMDAN BİRİ SİZSİNİZ HOCAM DAHA YÜZYÜZE GELEMESEKDE.
Abi saol bize bugünde bukadar şey öyretdin Allah razı olsun
BENİ SENDEN BAŞKASINA MUHTAÇ ETME ALLAH IM DİYECEK 571 KARDEŞİMİZİ ARIYORUZ🌷🌷🌷
Selamün aleyküm Allah'ın rahmeti bereketi üzerine olsun 🌹🌹🌹
Aleykumselam
@@kamyonhastas1281 ve aleykume selam din kardeşim var ol
Hocam seni çok seviyorum Rabbim senden razı olsun Rabbim sana hidayet versin.Rabbim sana 8-10 tane hayırlı kız evladı versin
Allah razı olsun
Ne iyi o zaman allahi razi etmeyi birakalim arkadas edinelim ve onlari razi etmiye basliyalim!!!
Allah razı olsun can hocam
Allah razı olsun hocam iyi ki varsıniz🌼🌼🌼🤲
Allah onlara hidayet versin onlar akılsız surulere benzen rabbim bizi ehli sünnet yolundan ayırmasın
🕋🕌
Kur’an-ı Kerim de, Hicr suresi 22. ayette şöyle buyrulmuştur; “Rüzgârları aşılayıcılar olarak gönderdik”
Bu ayet bize rüzgârların aşılayıcı bir özelliğe sahip olduğunu açıkça göstermektedir.
Şimdi, Kur’an’ın bu haberinin doğruluğunu anlamak için ancak bu asırda keşfedilebilen bilimsel gerçeklere bakalım;
a- Rüzgârlar bitkilerin üremesinde, bitki tozlarını taşıyarak onları aşılamaktadır.
b- Aynı zamanda rüzgârlar, yağmur yağabilmesi için yağmur bulutlarını da aşılamaktadır. Şöyle ki; denizlerin ve diğer suların üzerinde köpüklenme nedeniyle "Aerosol" adlı hava kabarcıkları oluşmaktadır. Bunlar rüzgârların karadan sürüklediği tozlarla karışarak Atmosfer'in üst katmanlarına doğru havalanır. Rüzgârların yükselttiği bu parçacıklar su buharı ile birleşir, su buharı bu parçacıkların etrafında yoğunlaşır. Bu parçacıklar olmazsa, yüzde yüz su buharı, bulutu oluşturamaz. Bulutların oluşması, rüzgârların bu şekilde havada serbest şekilde bulunan su buharını, taşıdıkları parçacıklarla aşılamaları ile olmaktadır.
Şimdi size soruyoruz;
Rüzgârların aşılayıcı özelliğe sahip olduğu gerçeği ne zaman keşfedilmiştir?
20. yüzyılda ancak keşfedilen bu gerçeğin 1400 sene evvel okuma yazma bilmeyen bir beşer tarafından keşfi mümkün müdür?
Eğer Kur’an’ın Allah’ın kelamı olduğu kabul edilmezse, bu asırda ancak keşfedilebilen “rüzgârların aşılayıcı olduğu” gerçeğinin Kur’an da haber verilmesi ne ile izah edilebilir?
O halde tüm bu tetkiklerden şu netice çıkar ki; Rüzgâra aşılama vazifesini kim vermişse, bu haberin geçtiği kitap ta onun kitabıdır. Demek Kur’an Allah’ın ezeli kelamıdır.
müslüman bir arkadaşım sonradan ateist oldu. çok üzülüyorum. kafasında tamamen oturduğunu düşünüyor her şeyin. inşaAllah rabbim hidayet verir.
Benim hiç yok hocam sırf menfaat baska bisi yok ☹️
ALLAH bizleri bagislasin kardesim
@@KLOWZY80 Amin ecmâin🤲
,,,🌹
Hocam bende sizi seviyorum Allah razı olsun
YA HANNAN
Ya MENNAN
YA SEMİ
Gökten su indirdi ve onunla çeşit çeşit bitkilerden eşler çıkardık.” (Taha Suresi: 53)
“Bütün meyvelerden ikişer eş yaratmıştır.”(Rad Suresi: 3)
Bitkilerin eşler halinde yaratılması Kur’an'da özellikle vurgulanmaktadır. Ayetlerde geçen "zevc (çoğulu zevce)" kelimesi eski türkçemiz de eşleri belirtmek için kullanılmaktaydı, hanımlar beylerine "zevcim", beyler hanımlarına "zevcem" demekteydiler. Arapça'dan dilimize geçen bu kelime bitkilerin eşlerini belirmekte de kullanılan "zevc" kelimesidir.
Bitkiler üzerine yapılan incelemelerde bitkilerde de erkekliğin ve dişiliğin olduğu, bu farklı organlar sayesinde bitkilerde üremenin gerçekleştiği anlaşıldı. Tohumlu ve çiçekli bitkilerde erkek ve dişi üreme hücreleri vardır. Bu hücreleri her ikisi de çiçeğin ortasında bulunan erkek organ ile dişi organ üretir. Dişi organın yumurtalık denen şişkince bölümünde küçük ve yuvarlak tohum taslakları, bunların içinde de dişi üreme hücreleri bulunur. Erkek üreme hücreleri ise erkek organın başçık bölümünün ürettiği çiçek tozlarının içinde saklıdır. Çok hafif olan çiçek tozları rüzgârla ya da çeşitli hayvanlar aracılığıyla çiçekten çiçeğe taşınırken, içlerinden bir bölümü dişi organın tepeciğine yapışıp kalır. Daha sonra bu çiçek tozu taneciği boyuncuktan aşağıya doğru inerek, yumurtalıklardaki tohum taslaklarına ince bir borudan uzanır. Erkek üreme hücresi de bu borudan geçer ve tohum taslağının içindeki dişi üreme hücresiyle birleşir. Erkek ve dişi üreme hücrelerinin birleşmesiyle tohum taslakları onlardan da tohumlar oluşur. Bu tohumlardan da yeni bitkiler gelişir.
Peygamberimiz (S.a.v.) döneminde biyoloji gelişmiş bir bilim değildi. Bitkilerin üremesi, bu üremedeki dişi ve erkek unsurların rolü bilinmiyordu. Biyoloji ve botanik ilminin gelişmesiyle tohumlu ve çiçekli bitkilerde erkek ve dişi üreme hücrelerinin varlığı anlaşıldı Botanikçiler bitkilerde cinsiyet ayrımı olduğunu ancak 100 sene evvel keşfedebilmişlerdir.
Peki, insanların botanik ve biyolojiden habersiz olduğu bir dönemde ümmi bir zat bitkilerde erkeklik ve dişiliğin olduğunu nerden bilebilirdi?
Bu sorunun tek cevabı olabilir. Gökten suyu indirip, onunla bitkilerden eşler çıkaran Allah’ın bildirmesiyle.
ES SELAMUN ALEYKÜM ALLAH CELLE CELÂLÜHÛ CÜMLEMİZDEN RAZI OLSUN HOCAM.
RAHMETİ, BEREKETİ, MAĞFİRETİ, HİDAYETİ ÜZERİMİZE OLSUN.
RABBİM YÜCE İSİMLERİNİN FAZİLETLERİ İLE SİZ VE SİZLER GİBİ ALLAH CELLE CELÂLÜHÛ DOSTLARINA, DÜŞMANLARINA, ARADAKİ SERSEMLERE.
KALPLERİNDE HAKKIYLA ALLAH CELLE CELÂLÜHÛ KORKUSU, SEVGİSİ OLANA, OLMAYANA.
RABBİMİZİN SEVGİSİNİ NİYAZ EDEN, GADABINI ARTTIRAN TÜM KULLARINA YARDIM VE HİDAYET ETSİN AMİN.
GEÇMİŞ VE GELECEKTE Kİ HER SOHBETİNİZDE HER AMİN İÇİN AMİN. HER İNŞAALLAH SÖZÜNÜZE GÖNÜLDEN İNŞAALLAH.
RABBİMİZ ÜCRETİNİZİ HAKKIYLA NASİP ESTİN, ALLAH CELLE CELALÜHÛ RAZI OLSUN SİZDEN HOCAM AMİN.
Aleykumselam
Hocam siz cennete gider iseniz banada şefaatçi olur musunuz lütfen pleaseeeee 🤲🏻😇☺
@Mert Aksoy tm
Yaşayan birinde şefaat istenmez bütün şefaat Allaha aittir ahirette Allah dilediği kimselere dağıtacaktır. Şefaati torpil gibi anlamayın . Allah en doğrsunu bilir
@@gladtidingstotheghurabaa hm
kerem hocam "peygamberlerin şefaati haktır" diyorsunuz İsa'nın şefaatine nail olmak için kabri başında dua eder misiniz?
Selam aleyküm Hocam
hacam aşı olup olmamakla alakalı bir sohbetiniz varmı acaba
Sadece Allah ve rasulü şefaat edebilir boş yapmayın
Zamanımızda birkaç ayetin manasını bilen insanların, Kur’an-ı Kerimi Türkçe malinden okuyarak “müfessir” kesildiğini ve ayetlere kendi yorumları ile mana verdiğini görüyoruz. Bu çok… yanlış bir harekettir. Kur’an ayetlerinden mana çıkartmak yani tefsir ilmi herkesin yapacağı bir iş değildir. Tefsir âlimleri, bir insanın Kur’an’ı tefsir edebilmesi için o kişinin 15 ilim dalında ihtisas yapması gerektiğini vurgulamışlardır. İşte o 15 ilim dalı:
1- Lügat İlmi: Kur’an-ı Kerimdeki her kelimenin asıl manasını bilmeye yarayan ilimdir. Mücahid (Rahmetullahi Aleyh) diyor ki:“Allah’a ve kıyamet gününe iman eden kimsenin Arapça kelimelerin bütün manalarını iyice bilmeden Kur’an-ı Kerim hakkında ağzını açması caiz değildir.” Sadece bir kelimenin bir kaç manasını bilmek de yeterli değildir. Çünkü bir kelime birkaç manayı içine aldığı halde kişi bunlardan bir ikisini bilir. Halbuki orada gerçekten başka mana kastedilmiş olur. (Taha suresinde geçen “Allah arşı istiva etti” ayetinde istiva kelimesinin diğer ayetlerle çatışan “oturdu” manasını almak da böyle bir hatadır. Bu lügat ilmini iyi bilmemekten kaynaklanmaktadır.
2-Nahv (gramer ilmi): İrabın, yani harekelerin değişmesi ve başka şekle girmesiyle mana tamamen değişir. İrabı bilmek ise nahv ilmine bağlıdır.
3- Sarf İlmi: Bu ilmi bilmek gerekir. Çünkü kelimenin şekil ve binalarının değişmesi ile manaları tamamen değişir. İbni Faris (Rahmetullahi Aleyh) diyor ki: “Sarf ilmini kaybeden çok şeyi kaybetmiştir.”
4- İştikak (kelime türetme) İlmi: Bir kelime iki ayrı kökten meydana gelmiş ise onların manası da değişik olur. “Mesih” kelimesinin dokunmak manasına gelen “mesh” ve ölçek manasına gelen “mesahet” kökünden geldiği gibi.
5- Menai İlmi: Bu ilimle sözün manaya göre dizilişi bilinir.
6- Beyan İlmi: Bu ilimle sözün açık ve kapalı manaları, benzetme ve kinayeleri bilinir.
7- Bedi İlmi: Bu ilimle sözün ifade etme bakımından güzellikleri bilinir. Bu üç ilme “İlmi belagat” denir ki, Kur’an tefsir edenin bilmesi gereken önemli ilim dallarındandır. Zira Kur’an-ı Kerim başlı başına bir mucizedir. Belağatı ile onun benzeri getirmekten herkesi aciz bırakan hali bilinir.
8- Kıraat İlmi: Çeşitli okuyuşlar yüzünden farklı manalar anlaşılır. Böylece bir mananın diğeri üzerine tercihi bilinmiş olur.
9- Akaid İlmi: Kuran’ı Kerim’de bazı ayetler vardır ki, onların zahiri manalarını Allah’u Zülcelal için kullanmak doğru değildir. Bu bakımdan onlarda bir tevile ihtiyaç doğar. Mesela Fetih Suresi 10. Ayette geçen “Allah’ın eli” ifadesi gibi.
10- Usul-ü Fıkıh İlmi: Bununla bir delile dayanarak ve kaynağına inerek hüküm çıkarma yolları bilinir.
11- Sebe-i Nuzül: Ayetlerin iniş sebebini de iyi bilmek gerekir. İniş sebebini bilmekle mana daha açığa çıkar. Bazen mananın kendisini anlamak bile iniş sebebine bağlı olur.
12- Nasih ve Mensuh İlmi: kur’an’da lafzı ve manası sonradan başka bir ayet ile kaldırılan ayetler bulunmaktadır. Bu ilim bilinmezse o ayetleri anlamak imkansızdır.
13- Fıkıh İlmi: Bir şeyin teferruatı tam olarak kavranırsa onun bütünü tanınmış olur.
14- Hadis İlmi: Kur’an-ı Kerimde tafsilatı zikredilmeyen ayetleri tefsir eden hadisleri de bilmek gerekir.
15- Vehbi İlim: Bunların hepsinden sonra “Vehbi İlim” gerekir ki, Cenab-ı hakk’ın özel ihsanıdır. Onun hususi kullarına lutfeder.
Kur’an-ı Kerime mana vermeye kalkışan adama sorarlar: “Sen bunlardan hangisini biliyorsun” diye. Cevap veremez, tutulur. Çünkü ihtisas alanı başkadır. O fitneciliğin, bidatçiliğin tezini yapmıştır.Dolayısıyla hiç alakası olmadığı, bu ilimlerin onda birini bile bilmediği halde Kur’an’ı tefsir etmeye kalkışan insanların sapıtması normaldir. Çünkü tutunacağı dal, dayanacağı birşey yoktur.
Hocam eğer Cennet nasib olirsa bana,namaz kılmayan annemede şefaat edebilirmiyim
Annene kılmıyorsa şunu söyle İnsan öldürmenin günahından daha çok günahtır namazsızlık,
Namazı 1 bile vakit kasten terk etmek ondanda büyük bir günah bu bilgiyi annene söyle kardeşim
80 sene cehennem azabı 1 vakit Namazın terki!!
@@tokatl6066 biliyorum,80 ahiret yılı
Selamün aleyküm
aleykum selam kankam
Aleykumselam
Selam Alekum Hocam. Yardim lutfen
Quran da Cuma suresi derki ey iman edenler cuma namazi size farzdir. Lakin Hadith derki evet farz lakin bayan, cocuk, hasta, yasli lar icin deyildir.
Arkadaslar derki Quran derki ey iman edenler size cuma farz dir diyorlar ve hanimlarini cuma gitmelerine zorliyorlar.
Aciklama yaparmisin lutfen!
Kadinlar cumaya gitmez
@@kamyonhastas1281 hayir gitmek isteyen gidebilir. Lakin Farz deyil
@@Dosxxinfinity
Cuma namazı, akıllı, ergenlik çağına erişmiş, sağlıklı, hür ve mukim (misafir olmayan) erkeklere farzdır. Kadınlar, hürriyeti kısıtlı olanlar, yolcular ve cemaate gelemeyecek kadar mazereti olanlar cuma namazı kılmakla yükümlü değildirler.
E biliyormussun zaten niye soruonki 🤣
@@kamyonhastas1281 🤣🥰 sormamin sebebi sadece ayete bakip da namaz bayanLara da farz deyenleri nasil susturacagim. Tamam hadith var diyorlar ama hadith gerecek olmayabilir diyorlar.
w
Acaba bulutların ağırlığı konusunda herhangi bir bilgiye sahip misiniz?
Belki de çoğumuz onları pamuk gibi çok hafif zannediyoruz. Hâlbuki son yıllarda yapılan araştırmalar neticesinde bulutların ağırlığı konusunda çok şaşırtıcı rakamlar elde edimiştir.
Örneğin, kümülonimbüs türü fırtına bulutunda, 300.000 ton ağırlığa ulaşan miktarda su toplanmaktadır.
Evet, Gökyüzünde 300.000 tonluk bir kütlenin direksiz düşürülmeden durdurulması gerçektende akılları hayrete düşüren bir durumdur. Belki de ilk defa işittiğiniz bu bilginin bundan 1400 sene önce Kur’an’ da nasıl haber verildiğini dinleyelim
“Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız.”(Araf Suresi: 57)
“O, size şimşeği korku ve umut olarak gösteren, (yağmur yüklü) ağırlaşmış bulutları (inşa edip) ortaya çıkarandır.” (Rad Suresi: 12)
Elbette Kur’an’ın indirildiği dönemde insanların bulutların ağırlıkları ile ilgili bu bilgiye sahip olmaları mümkün değildir.
Kur’an ayetlerinde dikkat çekilen ve yakın geçmişte keşfedilen bu bilgi, Kur’an’ın Allah’ın sözü olduğunun delillerinden biridir.
++
q
Ya ne sacma bir yorum...cennetteki adam arkadasini cehennemden cikaracakmis..yuh ya...ayette cennetteki nerede ise benide yoldan cikarakacktin yaziyor..siz nasil bir yalancisiniz.allaha bile iftira atiyirsunuz....
@Recep Tuluktimur selam cehenneme giren cikamaz..bu arada ben mustafa islamoglu yada mehmet okuyan taraftari degilim..sunni de degilim..ama kesinlikle giren cikamaz.. ama arkadasina bu dunyada cehenneme girmemesi icin caba sarfedersin..
Normal sartlarda kesinlikle bu hocayi takip etmemeniz gerekir..allahin ayetlerini carpitiyot..ve mutis bir iftiraci..bunu istadiginiz an kanitlarim..
@Recep Tuluktimur normalede senin severek takip ettigin hocana agir sozler soyluyirum buna ragmen sen bana ters cevap vermiyorsun.. bu senin ahlakli olusunu gosteriri..takip ettigine gore hocayi..iki ayet soyliyeyim..bunu bana aciklayabilirmissiniz..birincisi biz devamli elci gondermekteyiz...ikincisi..ey adem ogullari icinizden ayetlerimi okuyan elciler geldiginde kim kendini duzeltir ve korursa ona korku yoktur....cok ayet var ama ben iki tane sectim ayette adem ogullari dedigine gore kiyamete kadarda gelecegine gore adem ogullari...bu gelecek elciler kim..yada sana gore elci gelecekmi....bu arada kurana gore kesin geliyirda..
@Recep Tuluktimur ben peygamber gelecek demedimki. Peygamberlik bitti..elciler kiyamete kadar gelecek kuran acikca yaziyor...
@Mert Aksoy ya bu hadisenin aynisini kabir azabi icinde okumustun..dogru veya yanliş asla kanitlayamassin.bu konu senin imanini nasil artirabikirki..