Selamun aleyküm hocam öncelikle konuları özet ve veciz anlattığınız için çok teşekkür ediyorum kendi adıma lakin islam felsefecisi olduğunuz için ibn sinayı meslektaşınıxı iyi savundunuz ama malesef adamlar o konularda sizin tevil ettiğiniz gibi söylemiyorlar tamda tahtaya yazdığınız gibi gerçekten hakikaten öyle söylüyorlar ibn sina olsaydı sizi görseydi size belki kızardı neden böyle bir şey yapıyorsunuz diye birde imam gazzâli gibi büyük islam âlimi ve düşünürü onların fikirlerini gerçek olarak saptırmadan söylemiştir çünkü o çok takva birisidir birine iftira atmaktan çok korkar okadar islam okumuş iftiranın ne kadar Allah katında insanı mahf edecek bir şey olduğunu herkesten daha iyi bilir onun için bu kişileri böyle ithamlarda bulunmadan önce onların böyle bir şey deyip demediğini tam araştırıp ondan sonra böyle şeyler onlar için yazmıştır tam tesbit etmeden onları böyle şeylerle itham etmezdi çünkü o birine kafir demenin eğer karşı taraf dediği gibi değilse Allah katında halinin çok kötü olcsğını hesabını vermiyeceğini herkesten daha iyi bilen birisi olduğu için onun bu tarz ithamlarımda haklılık payı baya yüksek olduğuna inanıyorum sayın hocam öyle beleşe itham atacak biri değildir gazzâli
Selamün aleyküm hocam imkan delilini eleştirinlerin, öncüllerin doğru olmadığı gerekçesiyle aslinda cevherin var olup olmamadaki seçimi kendisinin yapabilme ihtimalinine öne sürmeleri tam olarak neye müstenittir?
ruclips.net/video/px_QlvuHLF0/видео.htmlsi=Lq6bb8-JIIt4Xm-- Kesin bilgi türlerinin neler olduğu konusunu anlamayan kişiler o delillerin manasını kavrayamazlar. Eklediğim video biraz bilgi veriyor
Hocam Felsefe ve Kelam Düsünce Tarihi anlatımlarınızdan cok istifade ediyorum. Videolariniz icin kalpten cok teşekkür ederim. Islam Filosoflari ve Imam Gazzali gibi büyük düsünürlerin fikirlerini bizler düsünüyorken galiba su hataya siklikla düsüyoruz: Insan Kelam inin (yani linguistiginin) zamansalligi sorunu... Yani gerek Filozoflar, gerekse de Imam Gazzali bir cümlede "... yapti.", "... düsündü.", "... (dedi) (ve) oldu." gibi ifadeleri Tanri acisindan söylediklerinde bunun zamansal bir öncelik ve sonralik olmadigini zaten cok iyi bilen insanlardi cünkü Tanri zaten "AN"i yaratan (veya filozoflar icin "kendinden tasiran (südur eden)" ) bir Tanri oldugu icin, bizim anladigimiz manada zamansal bir öncelik veya sonralik durumu Tanri icin söz konusu olamaz. Tanri'ya ait fiiller her iki kesime göre de zaten zamansal filler degiller yani zaman üstüler. Bence bu ayrimi yapamasalardi zaten Islam Filozofu veya Kelamcisi olamazlardi bile... Acizane kanatim su ki: Gazzali diger Filosoflarin "Varligin ezelili" anlayisini elestirirken, dogrudan Filozoflarin "Varliga ezelilik vermesi" ve bu nedenle "Varligin Tanrisal bir mahiyet kazanmasi" durumunu onlara atfedip onlari elestirmiyor. Gazzali'nin burada elestirdigi husus: Filozoflarin Tanri'ya atfettikleri "(kendini) Düsünme" ve bundan varligin cikisinin Tanrisal bir "Irade" sonucu olmayip bunun zorunlu görülmesi durumu ve bunun mantiksal zorunlu sonuclari. Söyle acabilirim: Yani filosoflarin, aslinda Insan'a ait bir fiil olan ve isin özünde "Zamansal" bir fiil olan "düsünme" eylemini Tanri'ya da atfederek Tanri'dan "zorunlu" olarak varligin vucuda gelmesi durumunu, yani varligin kademe kademe Tanri'nin kendini düsünmesi, sonra bu düsünce silsilelerinden sirasiyla alt akillarin (veya feleklerin) südur etmesi, (yani Tanri'nin kendi iradesi olmaksizin varligin zorunlu olmasi durumunu) ifade eden anlayislari... Malum Kur'an'i Kerim'de belki en acik ifade edilen hususlarin basinda Allah'in (cc) "irade" etmesi ve "yaratmasi" gelir. Gazzali'ye göre Filozoflar'in "Varlik Tanri'dan zorunlu olarak Südur etmistir." düsüncesi, Tanri icin bir acziyet manasi tasir. Yani "Tanri istemeseydi de "Varlik"in (Mülk ve meleküt gibi tüm alemler) varligi zorunlu idi" gibi zorunlu bir anlam doguyor. Gazzali buradan cikan diger tüm anlamalara karsi: - Varliga bir yandan "Mümkin Varlik" derken diger yandan bu mümkin olan varligin var olmasi durumunu "zorunlu" görmeleri... - Tanri'nin Varligi var etmesinin O'nun iradesi disi oldugu düsüncesi veya Tanri'ni iradesinin ol(a)mayacagi düsüncesi... gibi Her ne kadar Islam Filosoflari Varliga "Mümkin Varlik" demis olsalar da, dolayli olarak bunu sadece Varliktaki Tikeller icin söylemis oluyorlar aslinda... Fakat, diger taraftan, Allah'tan baska "Varlik"in bizzat kendisinin "var olma" durumu icin "zorunluktu", "südurdu", "tasma" idi vs demeleri, netice itibariyle "Varligin var olma durumu"nu ezelilestirmis oluyor. (Allah'in ilminde olma durumunu degil yalnizca yani!) Sonucta, "Varlik" ve "Tanri" birbirinin zorunlu mütemmimi, bir Vahid'in (sanki) "zahir" ve "batin" yüzleri gibi bir anlam verme yoluna girmek zorunda kaliyorlar. Baska bir ifade ile sizin " "p" ise, "q", denktir; "q" degilse, "p" de degildir." mantigi ile ifade edecek olursam: Filozoflar a göre "Varlik" olmasa (idi) bir Tanri olamaz(di). (buradaki "-di" eki bizim gibi fanilikler icinde idrak anlayisi gelisen insanlarin linguistiginin zamansalliktan cikamama probleminden kaynaklaniyor. Yoksa, Tanri icin bir sey in "olup" "olmama" durumu bizim ki gibi zamansal degildir. Bu nedenle parantez e aldim. Parantezsiz okunursa daha iyi anlasilir.) Bu durumda aslinda, Filozoflar in söyledikleri düsüncelerinin mantiksal esdegeri "Varlik ezelidir." cümlesindeki anlama mecburen bürünüyor. Acizane kanatim o ki Imam Gazzali bu maddede bunu elestiriyor ve bu düsünce sahiplerine; dikkat edin, 'Küfür icindeler' demiyor, "Küfre düsmüsler." diyor. Yani Gazzali diyor ki bu "düsünce"; (kendileri bu sonucu iradeleri ile isteyerek kastetmis olmasalar bile) bu sekilde düsünenleri, kendisinin mantiksal mecburi bir sonucu olarak "Küfre düsürür." diyor. Gazzali gibi bir insan bence de cok iyi bilir ki: "Kimin Küfre girip ciktigini, Allah'tan baska kimse bilemez." Belki fikre olan elestirisini, "Küfre düsmekle" noktalamasi, onun ümmeti ince nüanslari ile bile olsa da bir "sapma" dan korumak olabilir. Belki bunu yapmasa idi, Islamiyet su an bir "Panteist" veya "Panenteist" bir dine dönüsmüs olacakti. Kaldi ki, kitaplarinda bir cok yerde Filozoflar icin bir cok övgüler de söz konusu. Mesela Aristo düsüncesini kendinden önce hic kimsenin bir Ibn-i Sina gibi derinlestiremedigini övgüyle anlatir "El Minkuz-i Min-ed Dalal" de... Diger 2. ve 3. madde icin de ayni durum söz konusu. Uzatmamak icin onlara girmiyorum. Imam Gazzali okumaya devam edecegim. Bunlar benim Imam Gazzali okumalarimdan anladigim sahsi cikarimlarim. Yanlis da olabilir tabiyki. Ama durum anlayip görebildigim kadari ile bu sekilde su an benim icin.
Cavab yazdığınız için teşekkürler hocam . Sinanın bu fikrini sizinle müzakire etmek isderim , Sina bu fikirini desdeklemek için şöye der , 1. İnananların büyük çoğunluğunu avamlar oluşdurur , bu ayetlerde onların anlayacağı şekildedir , oysa kuranda mecazlar vardır 2. İnsan hayatında madesel olan bedenin hazlarından arınmaya çalışır . Peki o halde Allah neden insanı maddesel yaratsın ? 3. Sonsuz olan ruh sonlu olan maddede nasıl barınacak nasıl yerleşecek . Yani şimdiye kadar gelmiş ve gelecek olan ruhuların sayı sonsuzdur , dünya ise sonludur maddesel olarak nasıl barınacak ? 4 -cü ( bu benim fikrim ) insanın maddesel olan bedenle yapa bilecekleri 1 seviye ruhla yapa bilecekleri 10 seviye olsun insan öldüyü zaman 10 seviyesine yükselir yeniden dirileceyimiz zaman Allah bizi nasıl geri 1 seviyesine indirecek ? ( Eyer deyecek olursanız yeni madde ile bu zaman ben olmam Sina bunu 3-de dediyimde de der ) Siz ne düşünüyorsunuz hacam bu hakda şimdiden teşekürler .
Ruhun ölümlü bir bedene girmesi Yetkinleşmesi içindir. Bu geçici bedende yetkinleşen ruh kalıcı ve ebedi olan bedenine intikal eder. Allah teala iblise, iki elimle Yarattığıma neden secde etmedin dedi. Bu ayet insanın iki yönünün olduğunu gösterir. Biri ruh, Diğeri bedendir. Ahirette de böyle olacaktır
9 месяцев назад
Ezel kavramı, mânâsı ALLÂH CC mahsûs değil midir? Mümkün ve İmkan açısından baksa bile Ezel kavramı ve manasını aleme veyahut vesaire mümkün olana imkan dahilinde bile olsa verilebilir mi ? Söylenebilir mi?
Mümkün varlıkların Ezelde de imkan olarak var olduklarını söylemekte bir sakınca yoktur. Mesela Allah'ın kelamı ezelidir. Dolayısıyla kur'an-ı Kerim'de zikredilen cennet cehennem Adem şeytan ve benzeri ne varsa daha bunlar yaratılmadan Allah'ın celle celalühü ilminde mevcutlardı.. diğer bazı videolarımızda da açıklayıcı bilgiler bulabilirsiniz.
9 месяцев назад+1
@@prof.dr.sinanylmaz4546 teşekkür ederim. Cevâb ve alâkanızdan dolayı🌹
🌷🌸
Sayın Hocam, bence hepimiz yanılıyor gibiyiz.
Selamun aleyküm hocam öncelikle konuları özet ve veciz anlattığınız için çok teşekkür ediyorum kendi adıma lakin islam felsefecisi olduğunuz için ibn sinayı meslektaşınıxı iyi savundunuz ama malesef adamlar o konularda sizin tevil ettiğiniz gibi söylemiyorlar tamda tahtaya yazdığınız gibi gerçekten hakikaten öyle söylüyorlar ibn sina olsaydı sizi görseydi size belki kızardı neden böyle bir şey yapıyorsunuz diye birde imam gazzâli gibi büyük islam âlimi ve düşünürü onların fikirlerini gerçek olarak saptırmadan söylemiştir çünkü o çok takva birisidir birine iftira atmaktan çok korkar okadar islam okumuş iftiranın ne kadar Allah katında insanı mahf edecek bir şey olduğunu herkesten daha iyi bilir onun için bu kişileri böyle ithamlarda bulunmadan önce onların böyle bir şey deyip demediğini tam araştırıp ondan sonra böyle şeyler onlar için yazmıştır tam tesbit etmeden onları böyle şeylerle itham etmezdi çünkü o birine kafir demenin eğer karşı taraf dediği gibi değilse Allah katında halinin çok kötü olcsğını hesabını vermiyeceğini herkesten daha iyi bilen birisi olduğu için onun bu tarz ithamlarımda haklılık payı baya yüksek olduğuna inanıyorum sayın hocam öyle beleşe itham atacak biri değildir gazzâli
Selamün aleyküm hocam imkan delilini eleştirinlerin, öncüllerin doğru olmadığı gerekçesiyle aslinda cevherin var olup olmamadaki seçimi kendisinin yapabilme ihtimalinine öne sürmeleri tam olarak neye müstenittir?
ruclips.net/video/px_QlvuHLF0/видео.htmlsi=Lq6bb8-JIIt4Xm--
Kesin bilgi türlerinin neler olduğu konusunu anlamayan kişiler o delillerin manasını kavrayamazlar. Eklediğim video biraz bilgi veriyor
@prof.dr.sinanylmaz4546 teşekkürler hocam
Hocam Felsefe ve Kelam Düsünce Tarihi anlatımlarınızdan cok istifade ediyorum. Videolariniz icin kalpten cok teşekkür ederim.
Islam Filosoflari ve Imam Gazzali gibi büyük düsünürlerin fikirlerini bizler düsünüyorken galiba su hataya siklikla düsüyoruz: Insan Kelam inin (yani linguistiginin) zamansalligi sorunu...
Yani gerek Filozoflar, gerekse de Imam Gazzali bir cümlede "... yapti.", "... düsündü.", "... (dedi) (ve) oldu." gibi ifadeleri Tanri acisindan söylediklerinde bunun zamansal bir öncelik ve sonralik olmadigini zaten cok iyi bilen insanlardi cünkü Tanri zaten "AN"i yaratan (veya filozoflar icin "kendinden tasiran (südur eden)" ) bir Tanri oldugu icin, bizim anladigimiz manada zamansal bir öncelik veya sonralik durumu Tanri icin söz konusu olamaz. Tanri'ya ait fiiller her iki kesime göre de zaten zamansal filler degiller yani zaman üstüler. Bence bu ayrimi yapamasalardi zaten Islam Filozofu veya Kelamcisi olamazlardi bile...
Acizane kanatim su ki:
Gazzali diger Filosoflarin "Varligin ezelili" anlayisini elestirirken, dogrudan Filozoflarin "Varliga ezelilik vermesi" ve bu nedenle "Varligin Tanrisal bir mahiyet kazanmasi" durumunu onlara atfedip onlari elestirmiyor.
Gazzali'nin burada elestirdigi husus: Filozoflarin Tanri'ya atfettikleri "(kendini) Düsünme" ve bundan varligin cikisinin Tanrisal bir "Irade" sonucu olmayip bunun zorunlu görülmesi durumu ve bunun mantiksal zorunlu sonuclari.
Söyle acabilirim:
Yani filosoflarin, aslinda Insan'a ait bir fiil olan ve isin özünde "Zamansal" bir fiil olan "düsünme" eylemini Tanri'ya da atfederek Tanri'dan "zorunlu" olarak varligin vucuda gelmesi durumunu, yani varligin kademe kademe Tanri'nin kendini düsünmesi, sonra bu düsünce silsilelerinden sirasiyla alt akillarin (veya feleklerin) südur etmesi, (yani Tanri'nin kendi iradesi olmaksizin varligin zorunlu olmasi durumunu) ifade eden anlayislari...
Malum Kur'an'i Kerim'de belki en acik ifade edilen hususlarin basinda Allah'in (cc) "irade" etmesi ve "yaratmasi" gelir. Gazzali'ye göre Filozoflar'in "Varlik Tanri'dan zorunlu olarak Südur etmistir." düsüncesi, Tanri icin bir acziyet manasi tasir. Yani "Tanri istemeseydi de "Varlik"in (Mülk ve meleküt gibi tüm alemler) varligi zorunlu idi" gibi zorunlu bir anlam doguyor.
Gazzali buradan cikan diger tüm anlamalara karsi:
- Varliga bir yandan "Mümkin Varlik" derken diger yandan bu mümkin olan varligin var olmasi durumunu "zorunlu" görmeleri...
- Tanri'nin Varligi var etmesinin O'nun iradesi disi oldugu düsüncesi veya Tanri'ni iradesinin ol(a)mayacagi düsüncesi... gibi
Her ne kadar Islam Filosoflari Varliga "Mümkin Varlik" demis olsalar da, dolayli olarak bunu sadece Varliktaki Tikeller icin söylemis oluyorlar aslinda...
Fakat, diger taraftan, Allah'tan baska "Varlik"in bizzat kendisinin "var olma" durumu icin "zorunluktu", "südurdu", "tasma" idi vs demeleri, netice itibariyle "Varligin var olma durumu"nu ezelilestirmis oluyor. (Allah'in ilminde olma durumunu degil yalnizca yani!)
Sonucta, "Varlik" ve "Tanri" birbirinin zorunlu mütemmimi, bir Vahid'in (sanki) "zahir" ve "batin" yüzleri gibi bir anlam verme yoluna girmek zorunda kaliyorlar.
Baska bir ifade ile sizin " "p" ise, "q", denktir; "q" degilse, "p" de degildir." mantigi ile ifade edecek olursam:
Filozoflar a göre "Varlik" olmasa (idi) bir Tanri olamaz(di). (buradaki "-di" eki bizim gibi fanilikler icinde idrak anlayisi gelisen insanlarin linguistiginin zamansalliktan cikamama probleminden kaynaklaniyor. Yoksa, Tanri icin bir sey in "olup" "olmama" durumu bizim ki gibi zamansal degildir. Bu nedenle parantez e aldim. Parantezsiz okunursa daha iyi anlasilir.)
Bu durumda aslinda, Filozoflar in söyledikleri düsüncelerinin mantiksal esdegeri "Varlik ezelidir." cümlesindeki anlama mecburen bürünüyor.
Acizane kanatim o ki Imam Gazzali bu maddede bunu elestiriyor ve bu düsünce sahiplerine; dikkat edin, 'Küfür icindeler' demiyor, "Küfre düsmüsler." diyor.
Yani Gazzali diyor ki bu "düsünce"; (kendileri bu sonucu iradeleri ile isteyerek kastetmis olmasalar bile) bu sekilde düsünenleri, kendisinin mantiksal mecburi bir sonucu olarak "Küfre düsürür." diyor.
Gazzali gibi bir insan bence de cok iyi bilir ki: "Kimin Küfre girip ciktigini, Allah'tan baska kimse bilemez." Belki fikre olan elestirisini, "Küfre düsmekle" noktalamasi, onun ümmeti ince nüanslari ile bile olsa da bir "sapma" dan korumak olabilir. Belki bunu yapmasa idi, Islamiyet su an bir "Panteist" veya "Panenteist" bir dine dönüsmüs olacakti.
Kaldi ki, kitaplarinda bir cok yerde Filozoflar icin bir cok övgüler de söz konusu. Mesela Aristo düsüncesini kendinden önce hic kimsenin bir Ibn-i Sina gibi derinlestiremedigini övgüyle anlatir "El Minkuz-i Min-ed Dalal" de...
Diger 2. ve 3. madde icin de ayni durum söz konusu. Uzatmamak icin onlara girmiyorum.
Imam Gazzali okumaya devam edecegim. Bunlar benim Imam Gazzali okumalarimdan anladigim sahsi cikarimlarim. Yanlis da olabilir tabiyki.
Ama durum anlayip görebildigim kadari ile bu sekilde su an benim icin.
Hocam, Allah sizden razı olsun inşaallah.
Allah razı olsun Hocam.
Hocam teşekkür ederizz, acaba bu konuyla ilgili soru cevap gelir mi 🙈☺️
El-Adbaviyye eserinde söyler yeniden dirilişin ruhani olacağını .
Yanlış söylemiş!
Cavab yazdığınız için teşekkürler hocam . Sinanın bu fikrini sizinle müzakire etmek isderim , Sina bu fikirini desdeklemek için şöye der ,
1. İnananların büyük çoğunluğunu avamlar oluşdurur , bu ayetlerde onların anlayacağı şekildedir , oysa kuranda mecazlar vardır
2. İnsan hayatında madesel olan bedenin hazlarından arınmaya çalışır . Peki o halde Allah neden insanı maddesel yaratsın ?
3. Sonsuz olan ruh sonlu olan maddede nasıl barınacak nasıl yerleşecek . Yani şimdiye kadar gelmiş ve gelecek olan ruhuların sayı sonsuzdur , dünya ise sonludur maddesel olarak nasıl barınacak ?
4 -cü ( bu benim fikrim ) insanın maddesel olan bedenle yapa bilecekleri 1 seviye ruhla yapa bilecekleri 10 seviye olsun insan öldüyü zaman 10 seviyesine yükselir yeniden dirileceyimiz zaman Allah bizi nasıl geri 1 seviyesine indirecek ? ( Eyer deyecek olursanız yeni madde ile bu zaman ben olmam Sina bunu 3-de dediyimde de der )
Siz ne düşünüyorsunuz hacam bu hakda şimdiden teşekürler .
Ruhun ölümlü bir bedene girmesi Yetkinleşmesi içindir. Bu geçici bedende yetkinleşen ruh kalıcı ve ebedi olan bedenine intikal eder. Allah teala iblise, iki elimle Yarattığıma neden secde etmedin dedi. Bu ayet insanın iki yönünün olduğunu gösterir. Biri ruh, Diğeri bedendir. Ahirette de böyle olacaktır
Ezel kavramı, mânâsı ALLÂH CC mahsûs değil midir? Mümkün ve İmkan açısından baksa bile Ezel kavramı ve manasını aleme veyahut vesaire mümkün olana imkan dahilinde bile olsa verilebilir mi ? Söylenebilir mi?
Mümkün varlıkların Ezelde de imkan olarak var olduklarını söylemekte bir sakınca yoktur. Mesela Allah'ın kelamı ezelidir. Dolayısıyla kur'an-ı Kerim'de zikredilen cennet cehennem Adem şeytan ve benzeri ne varsa daha bunlar yaratılmadan Allah'ın celle celalühü ilminde mevcutlardı.. diğer bazı videolarımızda da açıklayıcı bilgiler bulabilirsiniz.
@@prof.dr.sinanylmaz4546 teşekkür ederim. Cevâb ve alâkanızdan dolayı🌹
Gazali felsefeyi üçe ayırmıyormuydu
Allah razı olsun Hocam.