Mert'in sinema ve film yorumlarına katılıyorum. Hangi kalitede bir ortamda izlersen izle evindeki konsantrasyonu sağlayamıyorsun. Evde bile tek izlemeyi tercih ederim. Bu filmi sinemada izlemenin tek sebebi ses, çözünürlük vs değil ratio farkı olabilir. Imax ekranlarda yönetmenin çektiği daha fazla alana hakim oluyorsunuz. Bunu kaybetmemek iyi olabilir ama yine de evimi tercih edebilirim. Filmin kalitesi ise izleyicinin istekleri ile çok ilişkili bir konu. Sinematografik açıdan benim bilgim dahilinde çok etkili çok kaliteli bir yapım. Nerdeyse her oyuncu, her rol çok kaliteli oynuyor. Sinematografi açıdan bana göre pürüzsüz bir güzelliği var. Fakat benim için sinematografik kalitesi aslında birincil etken değil. Zaten hikayesine dair bir şeyler bildiğimiz bir adamın, çok güzel oyunculuklarla çok iyi tekniklerle donatılmış kör göze parmak hikayesi. Bu filmin gerçek bir özeleştiri ve drama filmi de olsaydı belki benim için daha değerli olabilirdi. Filime girmeden önce nasıl hissediyorsam, çıktığımda da aynısını hissetim. interstellar, inception, prestige, memento ve dark night da bile hikaye her zaman bizi derinden sarstı, dilemalara soktu, bilinç altında karakterin çıkmazını ya da endişesini bize çok net düşündürttü. Bu filmlerin çoğunda son sahnede dönüp ya ben olsaydım, ye böyle olsaydı, ben nasıl hissederdim, ben bunu yapmazdım dediğim ya da tamamı ile adını veremediğim bir irkilmeyi hissettiğim anlar oldu. Özetle benim için bir film %80 oranında bana ne anlatıldığı ile ilgilidir. Genellikle de bu anlatılanın bana bir tokat atmasını severim. Oppenheimer'da koltuğa nasıl oturduysam öyle kalktım. Belkide de bu bir otobiyografi değilde tamamı ile kurgusal bir hikaye olsaydı. Bu yapılan olayın kötülüğü ve ellerindeki kanı hisseden bir bilim insanının dramı çok daha çarpıcı bir şekilde şimdiki ve gelecek nesillere aktırılabilirdi. Bir daha izlemem. Yaşandı ve bitti saygılıca. Gerçek bir sinema cahilinin, bu filim hakkında öznel yorumları bu :) Emeğinize sağlık, program güzel gidiyor.
nolan'ın eşi emma thomas sadece yapımcı koltuğunda. hiç yazarlık yapmamış. inception'ı da jonathan nolanla yazmamış. chris nolan tek başına yazmış*
Год назад
Interstaller ile karıştırmışım. Doğrudur, aslında orada demek istediğim kardeşiyle birlikte yazmadığıydı yeni filmleri. Teşekkürler düzeltme için. Sevgiler, Mert.
İnsanlar yüzünden bende sinemaya gitmekten nefret ediyorum. Mısır yüzünden salon leş gibi yağ kokar haşır huşur yerler yanında höpürdeterek kola içenler... Sese duyarlı kişiler için eziyete dönüşüyor film izlemek
Год назад
Hocam 2. Dünya savaşı bilgilerin baya eksik gibi, hele Alman ordusunun yokluğu komple yanlış. en.wikipedia.org/wiki/German_Army tekrar bir değerlendirin bence.
Год назад+1
Aslında Seyfeddin orada daha önceki ordusuna göre neredeyse hiç yok gibi demek istemişti. Sevgiler, Mert.
Mert'in sinema ve film yorumlarına katılıyorum. Hangi kalitede bir ortamda izlersen izle evindeki konsantrasyonu sağlayamıyorsun. Evde bile tek izlemeyi tercih ederim. Bu filmi sinemada izlemenin tek sebebi ses, çözünürlük vs değil ratio farkı olabilir. Imax ekranlarda yönetmenin çektiği daha fazla alana hakim oluyorsunuz. Bunu kaybetmemek iyi olabilir ama yine de evimi tercih edebilirim.
Filmin kalitesi ise izleyicinin istekleri ile çok ilişkili bir konu. Sinematografik açıdan benim bilgim dahilinde çok etkili çok kaliteli bir yapım. Nerdeyse her oyuncu, her rol çok kaliteli oynuyor. Sinematografi açıdan bana göre pürüzsüz bir güzelliği var. Fakat benim için sinematografik kalitesi aslında birincil etken değil. Zaten hikayesine dair bir şeyler bildiğimiz bir adamın, çok güzel oyunculuklarla çok iyi tekniklerle donatılmış kör göze parmak hikayesi. Bu filmin gerçek bir özeleştiri ve drama filmi de olsaydı belki benim için daha değerli olabilirdi.
Filime girmeden önce nasıl hissediyorsam, çıktığımda da aynısını hissetim. interstellar, inception, prestige, memento ve dark night da bile hikaye her zaman bizi derinden sarstı, dilemalara soktu, bilinç altında karakterin çıkmazını ya da endişesini bize çok net düşündürttü. Bu filmlerin çoğunda son sahnede dönüp ya ben olsaydım, ye böyle olsaydı, ben nasıl hissederdim, ben bunu yapmazdım dediğim ya da tamamı ile adını veremediğim bir irkilmeyi hissettiğim anlar oldu.
Özetle benim için bir film %80 oranında bana ne anlatıldığı ile ilgilidir. Genellikle de bu anlatılanın bana bir tokat atmasını severim. Oppenheimer'da koltuğa nasıl oturduysam öyle kalktım. Belkide de bu bir otobiyografi değilde tamamı ile kurgusal bir hikaye olsaydı. Bu yapılan olayın kötülüğü ve ellerindeki kanı hisseden bir bilim insanının dramı çok daha çarpıcı bir şekilde şimdiki ve gelecek nesillere aktırılabilirdi. Bir daha izlemem. Yaşandı ve bitti saygılıca. Gerçek bir sinema cahilinin, bu filim hakkında öznel yorumları bu :)
Emeğinize sağlık, program güzel gidiyor.
nolan'ın eşi emma thomas sadece yapımcı koltuğunda. hiç yazarlık yapmamış. inception'ı da jonathan nolanla yazmamış. chris nolan tek başına yazmış*
Interstaller ile karıştırmışım. Doğrudur, aslında orada demek istediğim kardeşiyle birlikte yazmadığıydı yeni filmleri. Teşekkürler düzeltme için. Sevgiler, Mert.
İnsanlar yüzünden bende sinemaya gitmekten nefret ediyorum. Mısır yüzünden salon leş gibi yağ kokar haşır huşur yerler yanında höpürdeterek kola içenler... Sese duyarlı kişiler için eziyete dönüşüyor film izlemek
Hocam 2. Dünya savaşı bilgilerin baya eksik gibi, hele Alman ordusunun yokluğu komple yanlış. en.wikipedia.org/wiki/German_Army tekrar bir değerlendirin bence.
Aslında Seyfeddin orada daha önceki ordusuna göre neredeyse hiç yok gibi demek istemişti. Sevgiler, Mert.