Bende tekrar izlerken farkettim bu bölümde csnin tadı kaçmış gibi geldi. Ct olayı hızlı tutup geçmeye çalışırken cs asıl sevilenin arkasından yaptıkları geyik olduğunun farkında.
Annemin kuzenlerinden birinin 6. Eşinin Nikahına gitmiştik. Nikah memuru imzalar atıldıktan sonra " Şimdi de Gelinle Damat'a 'Mutlu Bir Yuva Kurmak ve Uzun Evliliğin Sırları' adlı kitabı takdim ediyorum" dediğinde herkes ağzını Nikah davetiyesi ile kapatarak ıkına ıkına gülmüş, Kitaba uzanan Damat da nikah memuruna "Hee Hee dercesine omzuna vurup sıvazlama hareketi yapmıştı... Sonra da Damadın, eşinden sadece 5 yaş küçük olan En büyük kızı düğünde sahneye çıkıp oryantal dans gösterisi yapmıştı.. Nası bi aileyiz ulan biz der der hatırlarım...
Size düğün kasetini izlerken farkettiğim bir olayı anlatacağım.Düğün gayet sıradan bir şekilde ilerliyordu.Gelin ve damat dans etmek için kalkmışlardı.O anı fırsat bilen bi kız çocuğu gelin ve damadin masasina oturmus ve masadaki baklavalari yemeye baslamisti.İsin en abuk kisimlarindan biri de dugunu videoya alan kameraman o birkac dakikalik süre icinde dugunu cekmeyi birakmis ve kizin kameraya gostere gostere şevkle baklava yiyisini cekiyodu.Kiz bu surede ayni anda kameraya evil gulusler atiyordu.Tobey maguire nin o inanilmaz kotu adam dansindan sonra izledigim en şeytanı kötü adam videosuydu.
bu düğün değil bir kına gecesi faciasıdır. normalde böyle yerlere gitmeyi pek sevmem ama o gün halamın zoruyla hiç tanımadığım birinin evde olan kına gecesine götürüldük. aslında o günün saçma geçeceği daha taksideyken belliydi. 3 süslü püslü kadın ellerinde bir bavul (kına gecesinde lazım olacak şeylermiş) ve yarım yamalak bir adres ve taksicinin iğrenç bakışları ile yaklaşık 40-45 dakika evi bulmaya çalıştık. neyse zor bela bulduk ve eve girdik. hayatımda hiç pavyona gitmedim ama burdan daha az şatafatlı olduğu kesindir. ben sanıyorum ki yaşlı teyzelerin olduğu geleneksel kına gecesi olacak ama hiç de oyle degildi. kucucuk salonun ortasinda ayak parmaklarindan sac tellerine kadar her yeriyle titreyip dans eden kadınlardan tutun da erkek dansozlere kadar her turden insan vardi. mini etekli kızlarla makyajlı teyzeler deli gibi zıplıyor ve dans ediyordu. olayın şokuyla geri çıkmak istedim ama nedense içimden gelen bir ses gecenin devamını merak ediyordu. tam ortama alistim derken bir anda muzik durdu isiklar kapandi ve bi 5 dakika kapkaranlik bi sekilde oturduk her sey normalmis gibi devam ediyordu insanlar hala sohbet edebiliyordu ama bana tuhaf geliyordu. derken kapi ve isik acildi. iceri 3 tane erkek kiyafetleri giyen orta yasli ve kilolu teyzeler girdi. ortada dikilenlerin ustlerine kosmaya basladilar. yuzlerine biyik ve sakal cizmislerdi ama en dikkat ceken seyse baska bir yerdi. pantalonlarinin icine oklava sokmuslardi yarisi tisortlerinin onunden cikiyordu. nasil tarif edecegimi bile bilemiyorum oklava erkek organi olarak gorunsun istemisler sanirim... birden dans eden kizlari kucaklayip arkadan yapistilar. annemle goz goze gelip hic bir tepki veremedik. ama dans eden kizlar icin bu gayet normaldi ve herkes gulmeye eglenmeye devam ediyordu. bizse bu sacma olaya oturup alkis tutuyorduk. bu hayatimda yasadigim hala anlam veremedigim bir olaydi. aradan 2 yil gecmesine ragmen oraya niye gittigimi ve boyle seylere sahit olduguma inanamiyorum.
Gördüğüm rezil düğünlerden ziyade kendi rezil düğünümden bahsedeceğim. Önce gelin arabanızın lastiğini kestiler, nikaha geç kaldık. Sonra abinin biri, (bilmiyorum neden) önce 200 TL çıkartıp gözüme baka baka 'ay yanlış oldu' deyip 20 TL taktı, ablanın birisi sıraya girip para takar gibi boş iğneyi takıp fake yapıp geçti gitti. (elimde kanıt var) Sonra eşimin annesini hastaneye kaldırdılar, dansa çıkmak için onu bekledik. Çok zor CT bol şans!
Bir düğünde kameramanlık yapıyodum. Bulunduğumuz ortam çok nezih bir yerdi ve gelin odası da bir ağaç evin üzerine konumlandırılmıştı. Gelinle damat anons edildi. Doğal olarak ben de gelin odasının altından (ağaç evden aşağı inen merdivenlerin sonu oluyor) çekime başladım. Kapı açıldı 'normal de edep kurallarında merdivenlerden aşağı çift inecekse önce erkek iner ve kadın da erkeğin omuzuna elini koyar. Fakat bu sefer işin için de gelinliğin kuyruğu olduğu için ve birisinin de bunu tutması gerektiği için önce gelin çıktı. He bu arada düğün de biraz muhafazakar bir düğün. Neyse gelinin çıkmasıyla bileğini burkulması bir oldu. Gelin doğal olarak poposunun üzerinde merdivenlerden aşağı sekmeye başladı ve etek kısmı olduğu gibi kafasını geçti 'ters döndü' DAMAT GELİNİ YAKALAMAYA ÇALIŞIYO GELİN DURU SUDA SEKEN İNCE VE KAVİSLİ Bİ TAŞ GİBİ MERDİVENLERDEN AŞAĞI İNİYO Bİ YANDAN POPİŞ MOPİŞ HEPSİ PİYASADA. Eteği kafasına katlanmış turuncu bi donla bana doğru sekerek gelen gelinin poposunu çekiyorum ve kimse bana dur demiyo. Dünyanın en komik trajedisini o akşam ben yaşamış olabilirim. Eğer gülmenin bir sınırı varsa o gün o sınırı sanırım ben koydum.
Birkaç sene önce annemin kuzeninin oğlunun düğünü vardı. Ben düğünleri sevmediğim için gitmek istemedim ama "Akrabamız oğlum o ayıp olur hem yemekli" dedi ben de "Tamam geleyim dedim". Annem bana takım elbise falan giydirdi, ailecek gittik düğüne. Ortam müthişti, masalar meze doluydu, mekânın tam ortasında havuzu falan vardı. Herkes takım elbiseliydi, Damat da frak giymişti (niye giydiyse artık). İşte mezeler, yemek derken ben sıkıldım. Kitap okumak için Yakınlardaki banklara gittim, yine canım sıkılınca geri dönüp tekrar meze yemeye ve kız arkadaşımla mesajlaşmaya başladım. Sonra bir gürültü koptu. Damat bir adam yumruk yumruğa kavga ediyordu, ben ayağa kalktım biraz yakınlaştım. Damat adamı tutup havuza attı sonra kendisi de düştü. Adam yüzerek çıktı ve koşarak benim üstüme koşmaya başladı, ben ani şokla çekilemedim ve adam bana çarptı ve yere düştüm. Daha ne olduğunu anlayamadan parmaklarımda müthiş bir acı hissettim: Damat parmaklarıma basmıştı. Benden büyük bir bağırtı çıkınca herkes başıma toplandı, ben acıdan ağlamaya başladım, hemen doktora gittik, parmaklarımı alçıya aldılar. Ne kadar doğrudur bilmem ama bir takım dedikodulara göre o adam gelinin ağabeyiymiş, Damadı da "malımızda gözü var" diye sevmiyormuş ve düğüne engel olmaya gelmiş. Düğün mahvolunca ve aileler arasında ihtilaf çıkınca evlenmekten vazgeçmişler.
Konu tam lisenin arka sıralarında dönen testosteron kokan muhabbetlere doğru evrilirken her defasında toplumsal mesajıyla birlikte insani bir noktaya getiren Ömercan
Ben kuzenimin düğününde boş altın kutularını alıyordum. Düğün bittikten sonra bunlar altınları saymışlar bir eksik. Düğün kasetini izlemişler ve benim hep masanın etrafında dolandığımı görmüşler. Geldiler bana "Sen çaldın" dediler. Bende daha 8 yaşındayım. Korktum. Acaba yanlışlıkla ben aldım mı acaba diye kutulara baktım hepsi boş. Sonra benim geri zekalı kuzenimin yanlış saydığı ortaya çıktı. O olaydan beri aramız aynı değil.
4 yıl önce teyzemin düğünü vardı Tunceli deydi. Düğün salonuna giderken ağaçlı bir yoldan gidiyorduk. Hani düğün arabasının önünü keserler ya o sırada manyak beyaz atletli bir amca bizim konvoyun korna seslerini duymuş ve biz gelirken yola ince uzun bir ağaç attı. Ağaç yolun % 70 75 ini kaplıyordu. Gelin arabasını süren adam para kaptırmamak için durmadı ve yolun kalan kısmından sürüp geçti. Diğer arabalar da geçti. Düğün bittikten sonra aynı yoldan giderken adam bu sefer yola plastik sandalye ler dizip bize pusu kurmuştu bu sefer para verdiler adam yolu açtı.
Bizim önümüzde bira kırmışlardı babam para verdikten sonra adamlara çamur sıçratıp sürüp gitmişti adamlara arkadan baktığımda çamur ve toz içindeydiler sonra söylediler bana verdikleri para sahteymiş amk
Bir keresinde annem ve babamın zoruyla uzak çok uzak bir akrabamızın düğününe gitmiştik. Ben gelin ve damadın ismini bile anonsla öğrenmiştim. O kadar uzak. Gelin ve dağmat gelirken yanlardan havai fişek tarzı şeyler fışkırıyordu. Gelinin elbisesi çok abartılı olduğundan havai fişeklere takılıp yanmaya başlamıştı. Bunun ardından halaya ve oynamaya hazır takım elbiseli mendilli 3-4 dayı gelinin eteğinde tepinmeye başlamıştı. Ben de fırsattan istifade bunun videosunu çekmiş her gün evde bu videoyu izliyordum. Annem 1 hafta sonra telefonumda şifre olmadığından videoyu silmişti. O günden beri telefonumda şifre var.
İki tane anım var. İlkinde kimin düğünüydü hatırlamıyorum. Nikah sırasında memur geline "...kabul ediyormusunuz?" dedikten sonra herkes evet denmesini beklerken ikiz kardeşimle ben (5-6 yaşlarındayız) "HAYIR DE! HAYIR DE! HAYIR DEEE!!!" diye bağırmıştık. Bir an sessizlik olmuştu, herkes bize bakmıştı. Gelin sessizliği "Evet" ile bozunca insanlar bizi unutup tekrar oraya döndüler. Sıra damata gelmişti, ona da sordular. Biz de biraz önce yaptığımız şeyden dolayı cesaretlenip aynısını tekrar yaptık. Bu sefer daha yüksek sesle "HAYIR DEEE! HAYIR DEEEEE!!!". Bazı insanlar kahkaha falan attı ama kimse konuşmadı. Damat da "Evet" deyince insanlar bizi yeniden unuttu ama nikahtan sonra annem çok kızmıştı. İkinci anımda ise babamın bir tanıdığının düğünündeydik. Annem gelmemişti. Babam bize genel olarak fazla kızmadığından biz rahattık. Henüz nikah vs. başlamamıştı. Kardeşimle beraber mikrofonun olduğu yere çıktık. Mikrofon açıktı. Bir de o zamanlar CT gibi tuvaletli şeylere çok meraklıyız. (Burada da 3-4 yaşlarındaydık) Mikrofonu aldık ve bağırmaya başladık "KAKA POPO PİPİ! KAKA POPO PİPİ!!!" Devamında neler yaşandığını hatırlamıyorum ama pek de iyi şeyler olmadığı kesin.
Yıl 94 filan tam hatırlamıyorum 3, 4 yaşlarındayım. Benim için uzak bir akrabanın düğünündeydik. Köy düğününde bulunanlar bilir, gecenin bir saatinden sonra o köy evlerinin duvarlarında asılı bütün eski tüfekler sahneye çıkar. Ee tabi bizim akrabaların evindeki tüfek de çıktı sahneye. Bildiğin ağır çatışma sesleri altında o yaşın piskolojisiyle bir yandan korku bir yandan da merakla izliyorum babamın bacağının dibinde. Babam bir ara reloded yaptı çifteyi. Dipciği yere dayayarak namlidan tutup ateş etmeye ara verdiği sırada çift tetikle bacağının dibinde baş başa kaldım. Heralde o an "Bu ne lan acaba oynayınca bişi olur mu diyip dokundum. Sanırım korkudan o bölüm yok bende, kendime geldiğim zaman jandarma karakolundaydık. Sonra tekrar bir flash forward oldu. Bu seferde hastanedeydik. Neler oldu o tetikle oynadıktan sonra, hatırladıklarım bunlar. Neyse ki sabah evde uyanmıştım. Bana anlattıklarına göre tüfekten çıkan fişek camdan içeri girip zurnacıyı kulağından vurmuşum. Allahtan daha kötü bişi olamamış sadece düğün mahvolmuş, kavga çıkmış, bizimkileri sabaha kadar sorgulamışlar. Neyse ki can kaybı olmamış. Sonradan da duydum zurnacı açtığım kulak deliğine küpe takmış sevindim kötü sonla bitmemiş =)
4.sınıftaydım, düğündeydim ve sıkılmış pasta bekliyordum.Herkes dans ediyordu.Sonra birden birisi çıkıp ortaya dolarlar saçmaya başladı. Şaşırmıştım. Yaklaşık 5 saniyelik şaşkınlıktan ve gözlemden sonra ne yapmam gerektiğini biliyordum. Sahneye atladım ve dolarları toplamaya başladım.Ben toplarken bir yandan da para yağmaya devam ediyordu .Yerime oturduğumda o kadar mutluydum ki. Zengin olmuştum. Ben yerimde mutlu mutlu otururken yanıma benim yaşlarımda bir çocuk geldi. Elinde dolarlar vardı. Bir elini bana uzatıp "şey, benim onları toplamam gerekiyor, geri verir misin" dedi. Ben o anki zengin aklımla herkesi paramdan yararlanmaya çalışan çakallar olarak görüyordum ve çocuk beni kandırıp dolarlarımla yeni bir kalemlik almaya çalışacak sandım (cidden kelimesi kelimesine böyle düşündüğümü hatırlıyorum). Her neyse, çocuğa inanmadım ve koşmaya başladım. O da benim arkamdan koştu. Yaklaşık 3 dakika boyunca tüm salonu birbirine katarak koştuk, büyükler bağırıyor ve bizi tutmaya çalışıyordu ama durmuyorduk, ikimiz de salaklaşmıştık ve resmen neden koştuğumuzu hatırlamıyorduk, oyun oynuyorduk sadece. Ben kadınlar tuvaletine girdim, çocuk beni takip etti. Ben bir tane kabine girip kapıyı kitleyince diğer kabinden benimkine tırmanmaya çalıştı ve başardı. Sonra dolarlarımı aldı, ben ondan nefret ederken kapıyı açmaya çalıştı ama beceremedi. "KİTLİ KALDIK!!!" diye bağırıp kapıyı yumruklamaya başladı, ben de yardım çığlıkları attım. Toplam 5 saniye falan sürdü bu dehşet çünkü zaten tüm büyükler ağzımıza sıçmak için geliyordu.Sonuç: düğün bölündü, bize masaları geze geze özür dilettiler, o masalardaki insanlar da ağzımıza sıçtı ve dolarlarımı aldılar. O gün bu gündür düğünlerde para saçan insanlardan nefret ediyorum.
Yanlız o değilde ben bombaya geliyorum. Bizim bir aile dostumuz düğün organizatörü ve ben de kimi zaman yardımcısı olarak belli başlı işlere gidiyorum, bir keresinde dini bir düğün vardı ve düğün kişilerin kendi mahallesindeydi saçma bi ortamdı,dandikti yani ve Hüsamettin abi (adı hüsamettin değil ama burda adını söylemek istemiyorum) beni aradı ve kendisinin başka bi düğüne gitmesi gerektiğini benimde gelip düğünün müziklerini cart curt ayarlamak için sahne arkasında durmamı istedi (daha önceden çok çalıştım yanında ama ilk defa tek olcağım içinde biraz stres olmuştum) neyse işte gittim ben herşey güzel teyzeler sürekli bana yemek tatlı falan getiriyorlar bende anlamsız ve bayıcı müzikler çalıyorum. Düğünede bizim organizasyondan 2 semazen gelicek 10 dk dönüp gidicekler. Bekliyoruz abi 15 dk oldu yok yarım saat oldu yok 1 saat oldu yok düğün sahipleri çıldırdı artık sürekli bana sorup duruyolar bende hüsamettin abiyi arayıp duruyorum haliyle her aradığımdada 5 dkya orda olacaklarmış diyor. Düğün sahipleri tam iptal edelim derken bizim semazenler geldi sonunda. Bende gittim dedim abicim hüsamettin abi söyledi bana bir flash vereceksiniz bende siz sahnedeyken müzikleri çalıcam, bu dedi bende flash yok sizde değil mi müzikler. E internette vardı orda bende dedim tamam o zaman siz isimleri verin ben youtube dan açarım müzikleri zaten 3 şarkı falan sadece. Bunlar giyindiler çıktılar başlıcak 1. şarkı tamam 2. şarkı tamam ulan 3. ye geldik mesneviden ders aldım şarkı, ben alttan alttan gülüyorum o zamanlar bunun capsleri gırla dönüyo çünkü sayfalarda orda burda. Yazdım youtube a mesneviden ders aldım 5 dk lık olanları falan açmiyim dedim çünkü ilk iki şarkı çok uzundu 6 dk falan bunlarda 15 dk max duruyolar sahnede, e bende 3 dk lık olanı bulunca yapıştırdım. ULAN NERDEN BİLİYİM BEN ŞEREFSİZLER İLAHİYE REMİX YAPACAK. İlk 15 saniye iyi hoş bunlar zaten her şarkıda ilk 10 saniyesinde selamlaşıp öyle başlıyorlar karşılıklı, tam dönmeye başladılar ilahinin sağ elimi kaldırdım kısmı oldu sana sağ elimi ka- ka- ka-kakakakağuuuuuppp cıstak cıstak çok hızlı gelişti yani.(bulursam edite eklerim linki, kalkmış sanırım ama benzerleri hala var) Semazenler şok, misafirler şok. Anında kapadım tabi açtım mikrofonu dedim ehüğehüğeü şey ıı bir hata oldu gusura bakmayın hemen düzeltyrm ehuğe gibi saçma sapan bişeyler geveleyip bidaha riske atmamak için ilk açtığım ilahinin bu sefer sözsüz olanını açtım, öyle bi şekilde atlattık yani, ben baya mahçup oldum tabi adamlara karşı ama napim aq müzikleriyle gelselermiş. Neyse onlarda işleri bitince gittiler, sonra bi yarım saat sonrada düğün bitti bende hüsamettin abinin gelmesini bekledim beni bırakması için, Bu geldi bi sinirli bi sinirli korktum bende benim olayı öğrendi de ona sinirlendi sandım, ama meğersem işin aslı şuymuş, bizim semazenler organizasyondan ayrı o geç kaldıkları süre içinde 2 düğüne daha gitmişler bide flashı orda unutmuşlar öyle gelmişler, lan dedim adamlara semazen dedik, mübarek dedik, dolandırıcı çıqtı amq. Çünkü normalde bi organizasyona bağlıysan başka biryer seni istediğinde organizasyonla iletişime geçersin ki organizasyon ordan pay kazansın. Neys bak yine sinirlendim. Bu da böyle bi anımdır, daha çok var bunun gibi düğün anısı amma ve lakin buraya bu sığdı, öpüyorum sizi tospiklerim
4 sene önce sınava hazırlanırken her hafta salı günleri heyecanla sen ne diyonun yeni bölümünü beklerdim. Bu yaz mezun oldum zaman gerçekten çok hızlı geçiyor ve ben sen ne diyon zamanlarını çok özledim.
Abim macar bir kızla evli olduğu için macaristanda mütevazi bir düğün yapmıştık. Yemekte at eti ikram etmişlerdi. En korkuncu ise atın pişmiş kellesini gelin ve damat masasına koymuşlardı. Abimin yüzündeki şoku anlatamam. Benim için acayip bir deneyim olmuştu.
Benim en keyif aldığım düğün teyzemin düğünüydü. benim memleketim Kars olduğu için geniş bir sülaleye sahibim (sadece anane tarafı 200 kişinin üstünde) bu yüzden düğünler çok olur ve bizimde kuzenlerimle kurduğumuz bir gurubumuz var bu gurup düğün başlamadan önce en kuytu masada toplanır annelerden alınan harçlık hesaplanır,civardaki dükkanların analizi yapılır,plan programdan sonra haylazlık başlar her zaman ve kimin düğünüyse o kuzen yönetici olur. Düğün teyzemin olduğu için ben yönetici olmuştum plan basitti düğün salonu bir plazanın içindeydi tam üstü de ateri salonuydu paranın yarısı ile orada langırt oynadık keyif yaptık sonra iki sokak aşağıdaki diasa ya gidip 1 liralık litrelik kalitesiz gazozlardan on tane aldık birde mentos vardı tabi 10 kuzen 10 şişe vardı mentosları koyduk hırkaları çektik şişlerein kapağını deldik ve gazoz savaşı yaptık sanki paintball gibiydi çok neşeliydi sonra 6 aylık kuru pasta servisi var diye salona geri döndük servisin başladığı yere en yakın masaya konuşlandık pastaları hızlıca yedik sonra dağılıp birbirine yakın olan başka masalara gittik tekrar yedik sonra gazozlar yüzünden yapış yapış olmuş hırkaları çıkarttık farklı kılığa bölünüp başka yerlere geçtik tekrar yedik en son analarımızın yanına gittik elbette bize bir tabak ayırmışlardı onuda yedik çocuk değil miyiz yeriz tabi ki. Sonra ateri salonuna geri çıktık damat tarafı oradaydı ve bize hava hokeyinde meydan okumuşlardı bu artık namus meselesiydi kuzenlerimden birini yendiler sonra ben geçtim ve nasıl olduysa 10-11 yendim gururluydum kuzenlerim destek veriyor bende birşey yaptım sanıyordum sonra aşağıya paramız bittiği için geri döndük gene para dilenmek için annelerimizi ziyarete gidelim dedik o sırada salonda kavga çıkmış bizim akrabalardan biri ile dama kavga ediyordu (bizim akraba çok içmiş sonrada damadın üzerine kola döküp akrabalarına küfür etmiş) eee haliyle kavga büyüdü düğün ama devam etti bizim akraba ayılıncada özür diledi barıştılar ama çok komikti adam zaten ayakta duramıyor bide yumruk atmaya çalışıyordu neyse bunlardan en güzeli bu düğünü sevme sebebim o çocukluk anısı masumiyeti ve en ufak şeyden bile ölesiye keyif almaktı keşke hala öyle olabilse.
12. Sınıfın son ayları, YGS geçmiş LYS'den umutlar kesilmiş bir halde lisenin son yılı olmasından dolayı mezuniyet planları yapıyoruz. Mezuniyet için Caddebostan'da elit bir mekan seçilmiş, ee biz de nasıl bir takım alsak kafalarındayız. Arkadaşlarla güzel bir firmadan şöyle hatrı sayılır bir para ödeyip güzel bir takım aldık. Hepimiz jilet. Ama ben durmadan diyorum ki "ulan ben buna bu kadar para verdim ama sadece mezuniyet de giyersem bu bana çok koyar, düğünlere falan gitmekte hiç adetim değildir. Umarım giyilecek ortamlar olur. Yoksa verdiğim para içime oturur" yani bildiğin efkardayım. Mezuniyet gecesi kapatılan mekanda doyasıya eğlendikten sonra "after party" için taksi ile kadıköye geçtik. Rıhtım'dan yukarı, ara sokaklardan çıkıyoruz hep birlikte. Tam mekan seçtik derken hafif yakınlardan müzik ve kalabalık sesleri geliyor. Biz o an bi barda parti falan var biz de katılırız falan sandık ama gittiğimizde orada elit bir düğün olduğunu gördük. Arkadaşlarla bi 20 sn falan sessiz bakışmadan sonra gülerek ve üstü başı düzelterek daldık içeri. Fırsat bu fırsat kaçar mı? Tabi biz jilet, her gören birkez daha bakıyor. İçeride güzel elit bir düğün gerçekleşiyor, henüz klasik düğün müziklerine geçilmemiş olmasını gelin ve damatın henüz çıkmamış olmasına bağlayıp kendimize güzel bi masa seçip oyun havalarına geçilmesini beklemek için oturduk. Bizim kafalar hafif çakır ve oyun havaları bi başlasa anında orayı yıkmaya kalkıcaz yani o moddayız. Ben bi sigara içeyim diyip ayaklandım ve çıkışa doğru yürümeye başladım. Tam çıkıcam arkadan biri ismimle bana seslendi. "Oğuzhan, Oğuzhann". Düğün kargaşasından dolayı ses zor duyuluyordu, ben bizimkiler bana sesleniyor herhalde diye döndüm arkamı. Ben dönünce seslenen eleman döndüğümü gördü, bana doğru yeltendi ve "Ablan seni bekliyor kaç dk'dır nerdesin hadi gel" dedi ve tuttu kolumdan beni arkaya doğru götürmeye başladı. Bende masun masum gidiyorum. Gelin ve damatın içeride olduğu bir odaya girdik ama içeride bir kargaşa var sormayın. Herkes bişeyin ucundan tutmuş birbirine seslenip duruyor. Bana da hemen gelinliğin kuyruğunu tutturdular ve anında dışarı doğru yürümeye başladık. Ben gelinin arkasından, yanımda bi kız damatın arkasından, içeri doğru bir koridor oluşturulmuş onun ortasından piste doğru ilerliyoruz ve ben hala olayın şokundayım. Piste gidildi, orada kısa bir merasim yapıldı ve çiftler dans etti. Bizi hemen düğünün gerçekleşeceği masanın yanlarına aldılar. Ben kıza bakıyorum kız bana. O sırada bizim arkadaşlarda dışarıda benim yanıma çıkmışlar ve beni bulamayınca içeri giriyorlar. İçeri bir girdiler göz göze geldik ve bunlarda kahkaha tufanı, bende hala ne olduğunu anlayamama falan derken olayın doğrusunu yarım saat sonra falan gelin bana bakıp tanımayınca anlıyoruz ki o bana seslenen eleman gelinin kardeşini sima olarak tanımıyor ve gelinin kardeşinin adı Oğuzhan. Adam seslendiği zaman ben dönünce ve üstümde takım elbise olduğu için adam normal olarak beni gelinin kardeşi sanıyor. Bu da böyle bir anımdır...
Ortaokulun başlarındaydım.Çok uzaktan akrabanın düğünü vardı ve annemin ayıp olur,hem yaşıtın kızlar da var demesiyle bende gittim.Evet böyle bir anne benimkisi.Ben bir türk olarak türk düğünlerini sevmem bana hep köylü işi gelir.Halaylar,çalınan şarkılar beni hep irite eder ama halaya da yaptığımız hareketleri çok komik bulduğum için katılırımda,eğlenirimde.Her neyse,o sıralar çok popüler olan dilek balonlarından getirdiler düğünün arka tarafına doğru ve bende hemen görüp gittim merakımdan.Adamlardan bir tanesi dur yakayım zaman gelincede bırak dedi bende tamam dedim.Zaman geldi ve balonları bıraktılar.Herkes alkışlıyor gökyüzüne bakıyor falan benim şerefsiz balon uçmadı.Bizim seviyemizde asılı kaldı balon.Balonu inceledim ve balonda küçük bir delik tespit ettim.Delik yükselmesini sağlamıyor ama bizim seviyemizde asılı kaldırıyor.Bütün düğün benim balona kitlendi ve bende o sıralar dikkat çekmeye çalışan bir salak olduğum için balonu ittire ittire düğün pistine götürdüm.Küçük çocuklar yanlarından koşturmaya başladı ve keşke bununla kalsaydı.Bakın birazdan ve bu zamana kadar yazdıklarımın hepsi maalesef gerçek.Orgdaki abi herkesi balon etrafında halaya davet ediyorum dedi ve balonun etkisiyle düğündeki en büyük halay çemberi oluştu.İnsanlar etrafında tepiniyor ve ortalarındaki balonun etrafta anlamsızca süzülmesine şehvetle bakıp çığlık atıyorlardı.Bazıları gelip bilerek mi deldin lan kerata diyordu.Sanki bu terli ritüellere bir yenisini eklemiş gibi hissettim.Halayın ortasındaki balonun da etrafında çömelmiş bir şekilde birbirlerinin omuzlarına kollarını koymuş umarsızca 100cm önerindeki parlayan cisme bakarak dönen amcaların dairesini görünce tanrım ben ne yarattım böyle dedim.Bu vahşete sadece seyirci kalmakla yetinirken çoğu zaman olduğu gibi bazı şeylerin neden olmaması gerektiğini anlatacak bir ders geliyordu.Balon rüzgarın esmesiyle hareketlenmişti ve adamlar daireyi bozmak zorunda kaldı.Tam herkes izlerken balon büyük yuvarlak masalara doğru ilerliyordu ve yanında başka bir trajediyi de birlikte getiriyordu.Düğünden sonra kuzenlerimin dediğine göre ne kadar albay subay içmeyi seven artist amca varsa toplandığı bir masaymış o meğerse.Bizim rıfat abi kolunu çarparak masaya rom şişesinin çoğunu dökmüş ve şerefsiz balon garsonlar yeni örtü getiremeden masanın tam üstünden geçiyordu.Evet masa çok büyük olmasa da alev almıştı ve herkes bana bakıyordu.Masanın üzerindeki örtüyü yere fırlatıp üstüne vurmaya başladı birden tüm masadakiler.Orgcu adam sitcomlarda kötü espriden sonra basılan ince notayı basarak orkestrayı durdurmuş bütün düğün yine ama başka bir aleve bakıyordu.Ben hemen çaktırmadan düğünün çıkışına gittim ve orada bitmesini bekledim.Annemin dediğine göre kimse bana kızmamış tabi ve yıllardır o olayı anıp güleriz ama sen sen ol CT sakın düğününe dilek balonu alma.
10 yıl önceydi. Teyzem evleniyordu ve sıra pasta kesmeye gelmişti ki bende pastayı çok severim ama düğünlerde pastayı küçücük verdikleri için hep ayar olurdum Neyse pastayı tam ortaya getirdiklerinde " bu sefer yiyeceğim o pastayı abi " dedim ve ellerimi açarak pastaya koşturdum. Amacım bir avuç almaktı ama ayağım kayınca duramadım ve pastaya direkt olarak dalış yaptım. O anki pişmanlığı ve şaşkınlığı unutamam. Sonuç olarak kimse pasta yiyemedi ve bende büyük bir ders almış oldum. Siz siz olun pastaya saldırmak yerine yakın akrabaları manipüle ederek onların dilimlerini yiyin.
Tam olarak bir düğün anısı değil ama olsun , siz Geekyapar ekibine bir meramımı bildirmek isterim "NİYE BİZDE DE DÜĞÜN BİTİMİ GELİN VE DAMAT ÖPÜŞMÜYOR ?" Çocukluğumdan beri yüzlerce düğüne bu beklentiyle gittim ama kendimi uzak ve sevmediğim akrabağlarla çekirdek çitlerken buldum.
Liseli olduğum yıllarda yaz tatillerinde fotoğrafçıda çalışıyordum. Haftada en az 2 kez düğün çekimine giderdik ve anlaşmalı olduğumuz 3 ayrı salon vardı Bianca,Amade ve La'more her neyse konuya gireyim. Bir gün düğün çekimi yapmaya gittiğimiz salon da evlenecek çift gelmeden hazırlıklarımızı yapmış çekim için pozisyonlarımızı almıştık. Davetliler yavaş yavaş yerlerini alıyordu bende makinemin renk ayarını yapıyordum sonra ışıklar söndü ve "Bittersweet - Symphony" eşliğinde çiftimiz salona giriş yaptı onlar yürürken garsonlardan biri elindeki konfetiyi yangın alarmına yakın biryerde patlattığı için alarm devreye girdi ve bir anda ışıklar kırmızıya dönüp tavandan sular akmaya başladı herkes birbirine bağırıyor biz kamera'lari sudan korumaya çalisiyoruz, sofralarında yemek olan davetliler birbirini itip çıkışa dogru ilermeye çalışıyordu, o an bir teyze "Hüseyiiin ayool boğuluyom yardim et! İmdaaat!" diye bağırıyordu ben ise kaos'un ortasında kahkaha atarak herkesi zevkle izliyordum.Aradan 2 hafta geçti konfetiyi patlatan garson kovuldu ve tekrar düğün yapıldı.Hayat eskiden olduğu gibi sıradan hale döndü.
Bi gün sabah 7 civarında denizin daha sakin ve ıssız olacağını düşünüp denize gitmiştim.Sahildeki düğün salonunun bahçesinde 11-12 kişi kadar halay çekmeye başlamışlardı.Ben de 9 gibi çıkıp evime gittim.Gün boyu düğün aklıma bile gelmedi.Akşam 10 sularında sahil yoluna kurulan korsan kitapçıya giderken düğün salonunun yanından geçtim.Hala halay çekiyorlardı sabahki 12 kişilik çekirdek kadrodan 3 kişi kalmıştı onlar da halayın en ucundaydı.Uçlardaki 2 kişi hala tempoya ayak uydurmaya çalışırken ortalarındaki adam yığılmak üzereydi ve bembeyaz olmuştu ama hala gözlerindeki halay aşkını görebiliyordum.Canını bile vermeye razı gibi gözüküyordu.Adam son nefesini verirken kitapçıdan 5 liraya kitabımı alıp ordan hızlıca uzaklaştım.
Geçen sene motor ile kaza yapmıştım. Ben sol şerit de bekleyip karşıya geçecektim.Lavuğun biri en sağ şeritden yeşilin aniden yanmasıyla birlikte önümden geçiyordu.Ben görmedim haliyle motoruma çarptı gavat.Masrafları hesaplarken 400tl civarı tutmuştu. Ben de para ne gezer Üniversiteye dolmuşla gidiyordum bişi yemeden eve dönüyordum.O gün de benzin parasını arkadaştan araklamıştım. Neyse olaydan sonra aileden öğrendim ki teyzemin düğünü 1 hafta sonra pazar günüydü. Şeytanlar etrafıma gelmeye başlamıştı, düğün takıları gözlerimin önünde geliyordu. Düğünleri de pek sevmeyen birisiyim "Düğüne ben de gelicem" lafını duyan şaşırıyordu. Düğün zamanı geldi,oynandı falan takı merasimi başladı.Sürale içi de ben böyle hani kayu gibi melek olarak görüyorlardı.Takı merasimi bitti annem teyzemde ki takıları, paraları alıp bana vermişti "şunlara sahip çık vedalaşıcaz insanlarla" dedi ben de "tabi ki annecim" dedim içimden kötü adam piç gülüşü atıyordum. Herkesin dikkati ayrı yerdeyken 2-3 altın attım cebe. Kafamı kaldırmamla birlikte dayım bana bakıyordu. Boku yedik diyorum içinden sövüyorum kendime ama duysanız nasıl sövüyorum. Yanıma geldi cebimden altınları alıp yerine taktı. O kadar terliyorum ki bildiğin terimle gusül almıştım. Dayım etrafa bakındı, cebinden 3 tane 200tl çıkarıp önüme koydu. "sakın" dedi gitti. Hayatım da ki en vahşet,drama, aksiyon, gerilim, korku her ne kadar bok varsa o an yaşamıştım. Düğünlere de bir daha gitmedim.Düğün de yapmıcam. İmam nikahı boşuna mı var lan.
konuyu yanlış anladığımı düşünmeyin ama bizim okulun mezuniyeti düğün gibiydi sanırım tek düğün diyebileceğim anı bu hayatımda.mezuniyette artık yapacak bir şey bulamayıp sahnede dans ederken birkaç şey söylemek istediğimi söyleyip hocadan mikrofonu almıştım. o sırada benden lise boyunca nefret eden bir kız o iğrenç gülüşüyle ve konuşmasıyla bana sataşmaya çalışarak şimdi takı töreni mi yapıcaaaaaaaaaz diye bağırmıştı, aklı sıra ban laf atmaya calışıyordu. bende zaten bir daha hayatım boyunca görmeyecek olmanın verdiği rahatlıkla tüm lise nefretimi o an çıkararak kıza ufak bi el hareketiyle birlikte evet sana takıcaz demiştim herkesin içinde. o an herkes deli gibi kahkaha atmaya başladı aramızdaki husumeti bilen hocalarımız bile kahkaha atmıştı mikrofonu elimden alan hoca da gülüyordu. sahneden indikten sonra bütün arkadaş çevrem ve sadece aynı lisede olduğumuzu bildiği insanlardan bile çok iyiydi helal olsun tebriklerini kabul etmiştim hatta bir kız arkadaşım bunu yaptığım için alnımdan öpmüştü beni. sanırım o an bütün okulun sesi olmuştum 4 yıllık lise hayatımın en zevkle anlattığım anılarından biridir bu
En yakın kuzenim Arda'nın düğünüydü 2 yıl kadar önce. Tüm hazırlıkları birlikte yapmıştık ve sabaha kadar göbek atacağımıza söz vermiştik birbirimize (çok severim böyle şeyleri). Düğüm günü geldi, en güzel smokinimi giydim ve kır düğünü için yola çıktım. Olay yerine geldim, arabamdan indim ve inerken daha 2 gün önce aldığım çok değerli telefonumu düşürdüm. Telaştan hızlıca eğileyim derken ''Caaart'' diye bir ses duymuştum popomdan gelen. Hayır gaz çıkartmamıştım, lanet pantolonum yırtılmıştı ve işin daha kötüsü o gün beyaz üzerinde pembe domuzcuklar olan bi iç çamaşırı giyiyordum. Yanımda hiçbir yedek kıyafet yoktu. Ceketimi çıkarıp belime bağladım, düğün alanına doğru yola koyuldum. Millet tuhaf tuhaf bakıyordu. Bense pek aldırmıyor süsü veriyordum (pahalı bir smokin takım elbisenin ceketini beline bağlayan birini göreseniz siz de bakardınız emin olun). Neyse düğün başladı ve son derece mainstream devam etti. İş göbek atma bölümüne gelince hemen belimden ceketi çıkarıp bi sandalyeye oturup kamufle olmaya çalıştım. Ama Arda beni buldu. ''Olum gel hadi sabaha kadar eğlenicez'' dedi. Pek iyi hissetmediğimi söyledim, mırın kırın ettim ancak dinletemedim. En son kolumdan çektiği gibi (2 metre boylu 110 kilo arkadaş) beni düğün alanının ortasına götürdü. Tabii ki domuzcuklu iç çamaşırım pantolonumun içinden adeta dikkatinizi bana verin diye bağırıyordu. Küçük küçük gülüşmeler başladı, ama Arda sarhoş olduğu için fark etmedi ve elimi tutup sahneden ayrılmama izin vermedi. Damat halayı oynuyorduk ve her eğildiğimde yırtığın genişlediğini ve döndüğümüz her santimde başkalarının da domuzcukları farkettiğini hissediyordum. Çok utanmıştım. 3-4 saat sonra Arda çok sarhoş olup beni bırakınca arabama döndüm ve o gece düğünde olan akrabalar her görüştüğümüzde tşk geçmeye devam ediyorlar. FeelsBadMan
Berna 20 yaşında mı lan oha ben valla 15 falan sanıyordum ve içimden hep bu kız kötü etkileniyo geekyapar ortamından diye düşünüyordum. Artık gözümde daha masumsunuz.
Abi ben çocukken bir akrabamızın düğününde havaya savrulan paraları biz çocuklar garsonlarla canla başla savaşarak kapmaya çalışıyorduk. Ben de benim yaşlarımda, benim cüssemde bir kuzenimle takılıyordum. Biz de para toplamaya çalışıyoruz ama diğer kuzenlerime ve garsonlara nazaran cüssemiz biraz daha küçük olduğu için doğru düzgün para toplayamıyorduk. Neyse bizim para kapmayı başaran kuzenlerimiz hemen tuvaletlere gidip para sayıyorlardı. Ben ve benim kuzen de onları takip ederdik ama kimse kimseye zırnık koklatmazdı. Bir garsonda bizi takip etmişti ve bizi gördü. Bize cazip bir teklifle geldi. Teklif şuydu: Elimizdeki azıcık parayı garsona verecek ve para toplayan kuzenlerin hangi tuvaletlerde olduğunu söyleyecektik malum garson tuvaletleri rastgele açarsa içinden sıradan düğün davetlilerinden biri de çıkabilirdi. Garson '' Çocuklar çıkışta gelin paraları kırışırız.'' dedi, Biz de hepsini gösterdik, garson kapıları açtı, bizim mallar da kapıları kilitlememişlerdi. Şerefsiz garson paraları aldı, kimse de bizim ihanetimizi anlamadı. Düğün bittiğinde garsonların olduğu yere gittik. O şerefsiz orada olmadığından mı yoksa tüm garsonların aynı saç kesimi yüzünden birbirlerinin klonu olduğundan mı bilmem ama şerefsizi göremedik. Ben de ürkekçe '' Abi burada saçlı bir adam vardı.'' diye soruyorum. Malım çünkü ben. Bir garson piç gibi sırıtarak ''Tüm adamlar saçlı hahahaha'',dedi. Biz de oradan ayrıldık ve hiç bu konudan bahsetmeden ayrıldık düğünden. Böylece garsonlar kazandı. Not: O günden beri tüm düğün salonu sahipleri benim gözümde Emperor, düğün garsonları da stormtrooperdır.
Bİr zamanlar babam müzisyendi.Yani şu düğünlerde müziği yapan kişi.Ben de o zamanlar yaklaşık 11 yaşlarında falanım.Babamın çalıştığı yere ben de gider,hem ona yardım eder hem de kendimce eğlenirdim.Bu yerde hem havuz kenarında hem de düğün salonunda düğünler olurdu.İki düğün de aynı anda olurken ben de istediğim birine gider tanımadığım insanlarla oynardım.Kimse beni tanımasa da tanıyormuş gibi yaparlardı,bazen gelini karşıma alır oynardım. Hatta insanlar beni ortalarına alır alkışlamaya başlardı.Çünkü her gün oynadığım için artık bu işte uzman olmuştum, herkesten iyi oynuyordum zaten.Hatta bir keresinde bir dayı gelip ben oynarken bana para atmaya başlamıştı. Daha sonra takı merasimi başladığı zaman öbür düğüne geçerdim.Orada da biraz halay çektikten sonra yorulursam gider pasta yer, kola içerdim.Zaten bütün garsonları tanıyordum.Düğünler bittiğinde gizlice toplu fotoğraflara girerdim.İnsanlar fotoğraflara bakarken kimsenin tanımadığı,ortalıkta dans eden gizemli çocuğu hep merak edeceklerdi...
Herhalde bir akrabanın düğünü falandı çok lüks bir düğündü baya küçüktüm kuzenim de vardı. Düğünlerde etrafta saçma sapan gezip oyun oynayan çocuklar var ya biz de o şekil etrafta geziyoruz. Biraz zaman geçti kuzenim bana hazırlan az sonra para atacaklar dedi. Aradan biraz zaman geçti ve düğünün üst katından paraları saçmaya başladılar. Bütün çocuklar etraftaki paralara saldırıyorlardı ben küçük olduğumdan 1 tane zor yakalayabilmiştim diğer çocuklar baya para yakalamışlardı ama ona rağmen mutluydum. Aniden bir adam hızlıca yanımıza geldi ve elimde tuttuğum parayı kaptı ve elinde para olan diğer çocukların da paralarını aldı ve işin en garip olan kısmı bu adam paraları saçan adamdı. Ben olayın şokun daydım ama kuzenim hızlı davranıp paraları cebine atmıştı. Ben üzgündüm, kuzenim üzgün olduğumu görünce bana yakaladığı paralardan bir tanesini verdi ve şöyle dedi bu parayı cebine koy dışarı çıkarma alırlar dedi. Ben de eve gidene kadar parayı cebimden çıkarmadım, eve gidene kadar da parayı hep ora damı diye kontrol ettim. Eve gelince o parayı kumbarama attım o paraya hiç dokunmadım hala kumbaranın içinde ama kumbara kayboldu. Buradan o paraları saçıp sonra da toplayan o herife sesleniyorum ulan insafsız herif küçük çocukların mutlulukları ile oynamaya tanınmıyorsun.
4. sınıfa gidiyorum işte 10 yaşında falanım. Öğretmenimizin düğünü vardı. Takı töreni başladı. " Gelinin dayısından bir çeyrek" diye bağırır ya adam. (O adama ne dendiğini bilmiyorum.) Ben babama dönüp "Baba, neden herkesin ne takdığını söylüyorlar? Kimisi takamaz, kimi çok takar. Neden insanları ayrıştırıyorlar, ayıp değil mi?" demiştim. O da bana "Haklısın" diyebilmişti sadece. Diyeceğim o ki; KAHROLSUN BU DÜZEN!
Ben şuan 16 yaşındayım . En son bir akrabamın düğününe 6 yaşımda falanken gitmiştim . Bir daha da gitmedim taaa ki geçen ay gittiğim o korkunç "düğün" denilen leş yere gitme kararı verene kadar . Eee zaten yeni elbise falan da almıştım hadi bakalım bu sefer gideyim de ayıp olmasın diye geçirmiştim içimden . Biraz da ailemin zoru var tabi . Sonuçta ( aadece adını duyduğum ) kuzenlerimden biri evleniyordu . Saatler öncesinden hazırlanmaya başladım kıyafetler makyajlar falan . Ve bir hevesle düğüne gittik. Ama beklediğimden daha kötüydü . Sırayla tanımadığım kuzenlerim ve iğrenç samimiyetsiz , aramızda ki tek bağ kan bağı olan insanlar masayı çevreliyorlardı . Anneme ve babama kızınız bu mu? Deyip ilginç ilginç bakıyorlardı . Bana da gelip bir hevesle " beni tanıdın mı ? " diye soruyorlardı . Ben bu sorular karşınında terliyordum . Akrabamız olduğunu tamin ediyorsum ama isimlerini ve neyimiz olduklarını bilmiyordum . Tüm kuzenlerimle o gün tanıştım . Bir sürü fotoğraf çektirdik . En son yanıma Hilmi amca geldi tabi ben o zaman kim olduğunu tanımıyorum . Yanıma geldi ve "beni tanıyor musun ?" Dedi bende hayır dedim . Adam o kadar kırıldı ki nerdeyse ağlayacaktı . Koskoca adam içimden kahkahalar atıyordum . O gün tüm akrabalarımla tanışmıtım bu da böyle bir anımdır . Bir daha da 10 yıl sonra giderim heralde .
komşumuzun düğününe gitmiştik abi. Baya elit bi düğün yapmaya çalışmışlar falan ama aileler anadolu insanıydı sonuçta. Düğünün ilerleyen safhalarında adettendir diye kasap havası vs. eşliğinde halay çekildi. Ne yazık ki hızını alamayan damat tarafı kasap havası bitip yerini sakin bi müziğe bıraktığında hala halaya devam ediyodu. O an damadın kayınbaba ve kayınanasıyla bakışması hüzün ve çağresizlik bakışı olarak aklıma kazındı.
Babamın bir akrabasının düğününe gittik. Ben o zamanlar 12 yaşında falanım. Annem, babam, ben ve hiç tanımadığımız bir çift aynı masada oturuyoruz.Masamız da dans pistine çok yakın, en öndeki masalardan yani. Ana yemek olarak soslu tavuk geldi. Size tavuğu nasıl anlatsam bilemiyorum. Gelen şey aslında sadece bir but ama neredeyse küçük bir piliç büyüklüğünde. Ben çatal bıçakla o tavuğu yemekle cebelleşiyorum. Kemiği yüzünden çok zorlanıyorum falan. Çatala küçük küçük et parçaları geliyor, sinirleniyorum. Artık sinirden midir yoksa elim mi kaydı bilmiyorum. O yemek için cebelleştiğim tavuk, tabaktan kaydığı gibi benden 5-6 adım öteye uçuverdi. Şok içinde bir tavuğa bakıyorum bir de etrafıma bakıyorum birileri gördü mü diye. Utançtan yerin dibine geçmek üzereyim. Kimseye çaktırmadan ayağımla uzanıp tavuğu masanın altına iteledim. Annem tabağımın boş olduğunu görüp "Aaa ne çabuk yedin." demişti. Bütün gece açlıktan midem kazınmıştı.
Arkadaşımla bir düğüne gitmiştik. Her düğünde olduğu gibi romantik müzikler falan çaldı, yemek seremonisi başladı. Biz iki sap, yalnız başımıza oturup, yemek yerken muhabbet ediyoruz tabi. Dans pisti bomboş kalmıştı ve hiç müzik çalmıyordu. Ben de öylesine ''Memo, senin bale skillerin çok iyi. Çık bir bale yap, millet görsün!'' dedim. Adam tek kelime etmeden kalktı, pistin tam ortasına geldi, ağzı ile ''dırırırım dıdım dıdım'' diye kendine melodi yapıyordu. Ve bale yapmaya başladı. Çok şaşırmıştım. Tam bir kuğu gibiydi. Çılgınca zıplıyor, kendi etrafında dönüyor ve ne olduğuna dair hiçbir fikrim olmayan hareketler yapıyordu. Alkışlar arasında yanıma geldi, oturdu ve hiçbir şey olmamış gibi, yine tek kelime etmeden, yemeğini yemeye koyuldu. Çok garip bir olaydı, hala anlamlandıramıyorum.
Düğün tarihi belli olur. Düğünün salon düğünü olacağı belli olur. Buna göre gidip 450 liralık zürafa boynu kadar uzun toplu bir ayakkabı alınır. Paçoz gelinin son anda 'uffff burası çok basık, ben dışarı mekan istiyorum' demesiyle salon düğünü kır düğününe dönüşür. Davetlilerin haberi olmaz. Zürafa ayakkabı giyilir ve düğüne gidilir. Ani bir yağmur bastırır. Zürafalar toprağın dibini boylar ve 150 CM OLAN SEN ÇAMURA KARIŞIP GÖZLERDEN KAYBOLURSUN. #antitopukluayakkabi
Ben 7 8 yaşlarındayım bir köy düğününde uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımla deliler gibi oradan oraya koşturuyorum. Etrafımda silahlar patlıyor ortada dev gibi bir ateş yakılmış etrafımız alabildiğine orman. Köy değil kabile düğünü anlayacağınız. Şehirde büyümüş bir çocuk olarak böyle saykodelik bir mekanda bulunmak beni acayip cezbetmişti. Neyse bu koşturmacalar beni çok yordu ve su içmeye köyden abilerimin olduğu bir masaya gittim onlar da bana bir dolu bardak su verdiler. Yani ben başta öyle sandım. O bardaktaki sıvıyı birden kana kana diktim bardağın çoğunu içtikten sonra bir şeylerin ters gittiğini fark ettim. Suyun tadı bir garipti ve bizim abiler yarıla yarıla gülüyordu. Onlar için komik olan şey ise 7 yaşında bir çocuğa sek rakı içirmekti. Ben biraz daha koşturmaya devam ettim fakat midemde birşeyler ters gidiyordu. Başım dönüyor düz çizgi üzerinde yürüyemiyordum. Bir köşeye geçip biraz nefeslenmeye çalıştım ağzımdaki iğrenç tat bir türlü gitmiyordu. Sonra ateşin etrafına köçekler çıktı bizim arkadaşlar da onların yanına gidip oynamaya başladı. Her ne kadar kötü durumda olsam da ortamın gazı benim için devam ediyordu. Onlara katılıp köçeklerle yalpalaya yalpalaya oynamaya başladım. Midem sonunda pes etmişti ama, diz çöküp püskürte püskürte aslan sütü kustum. Babam beni kaldırmaya geldiğinde şerefsizler hala gülüyordu. Şimdi onların çocukları var. Yakın zamanda da bir köy düğünü...
Bir gün bir düğünde (havuzlu bir yer) damadın erkek kardeşlerinden biri suya atladı ve geri kalan ziyaretçiler (damadın arkadaşları vs.) de domino edasıyla suya atladılar.ardından damadı donkey kong edasıyla havaya kaldırıp suya attılar . Çok geçmeden de ıslak ıslak gömlekleri vicutlarına yapışmış şekilde halay çekmeye devam ettiler.ben de tek kuru erkek olarak köşede kolamı yudumladım
Birkez ufakken 5-6 yaşındayken düğüne gitmiştim. Zengin akrabalarımın düğünüydü kocaman yerdi girişte palyaçolar vardı tüm çocuklar onlarla gitti. Hayatımda ilk kez palyaço görmüşüm abi korkup annemin arkasına saklandım. Sonra gittim baktım palyaçonun olduğu yer camlıydı içeride oyun falan oynuyolardı çok kıskandım be abi. Düğün salonunda 3-4 saat boyunca tek çocuk olarak palyaço korkum yüzünden oturdum
Ben küçükken herkesten PlayStation isterdim sünnet düğünüm oldu ve yavaş yavaş hediyeler verilmeye başladı amcam dedi ki 'Ömer sana büyük bir sürprizim var' ben de çocuk aklıyla PlayStation ve bir sürü oyun olacağını düşünmüştüm fakat aradan bir beş dakika kadar sonra 2 dansöz ortaya çıkıverdi ve amcam kulağıma eğilip 'Ömer al işte hediyelerin bunlar' demişti ben küçük çaplı bir şok yaşamıştım ve şuan benim önümde dans eden 2 dansözü izlemek yerine PSP oynadığım için çok pişmanım. Ayrıca zamanında Akasya Durağını izlerken bir düğün olmuştu o düğünde gelen altınları ağızlarına alır bükülürse 'bu altın sahteeee' diye bağırırlardı ben de bu diziye özenip gelen her altını ağzıma alıp bükmeye çalıştım genelde bükülmediler fakat bir tanesi büküldü ben altına baktım altın bana baktı bir süre o sırada bütün herkes bana bakıyor tabii sonra ben yavaşça kafamı kaldırıp BU ALTIN SAHTEEEE diye bağırmaya başladım çocuk aklı işte ama yine de o büktüğüm altın gözümün önünden hiç gitmiyor keşke bükmeyip küçükken sevdiğim kıza verseymişim de tavlasaymışım.
Bir catering şirketinde ordan oraya çeşitli organizasyonlarda çalıştığım bir yazdı. İşe sabah 9 da gider akşam düğün başlayana kadar kamyon boşaltma sandalye taşıma gibi işler yapardık. Sadece garsonluk yetmezmiş gibi bu ağır işlere de maruz kalırdık. Bir gün bu şekilde çalıştım, 3 te düğünden çıktım ve 2 saat uyuyup kahvaltı işine gittim. O da öğlen 2 gibi bitti ve şef beni "taşımaya karışmazsın gidince istirahat edersin" diyerek diğer düğüne gitmem için kandırdı. Ama istirahat ne kelime iş her zamankinden daha ağır. Neyse servis başladı ama yorgunluktan ölüyorum ellerim tutmuyor. Düğün de karadeniz düğünü her yerde büyük burunlu müteahhitler var. Bi masada orta yaşlı kel bir adam ve genç bir sevgilisi var. Şarap istediler. Götürdüm, tepsiden masaya koyarken şarap elimden kaydı ve tam kadının göğüs çatalından döküldü. Ben de ne olduğunu idrak edemediğim için kadının göğüslerine ağzımdan salyalar akarak bakıyorum kadın da bu arada feryat figan. 10 saniyelik boşluk oldu ve ben kadının göğüslerinden gözlerimi aldığımda yanındaki adamla göz göze geldik. Adam kalktı inanılmaz bir hızla konuşarak küfretmeye başladı. Ben de korkudan ve yorgunluktan oracıkta bayılmışım. Uyandığımda damadın babası kafamın dibinde sigara içiyor ve gümbür gümbür müzik çalan düğünde çıt yoktu. Bir anda kalkıp ara sıcakları dağıtmam lazım diyip koşmaya başladım. Herkes arkamdan bakakaldı. Tabi istanbul sıcağı yorgunluk açlık korku gibi faktörler yetmezmiş gibi bir anda kalkıp koştuğum için arka tarafta dizili olan kasaların üzerine bayılmışım. Daha sonra düğündeki bir abi beni evime bıraktı paramı da vermediler
Arkadaşlar ile rastgele bir düğüne gidip çılgınca dans etmeye karar verdik. takım elbiselerimizi giyip düğüne gittik. Düğün çok kalabalıktı hunharca dans ederken farkettim ki O'nun düğünüymüş be abi ;( (pasta da düzel değildi)
Aha tam benlik konu Şimdi bu olay 2 yıl once ben lisedeyken gercekleşti.Babamların arkadaşının dügünü vardi acik alandaydi ama yani bi salon gibiydi icerde salon da vardı neyse o zamanlar da sigaraya yeni baslamistim ve acayip sigaraya sıkışmıştım o ara acik alan ya herkes iciyor ama ben icemiyorum tabi ailem var.Ben de dunyanin en iyi karariyla tuvalette icmeye karar verdim ama beynim tuvalette duman sensörü oldugunu duşunmeye yetmedi ve sensor caldi ben panik yaptim tabii disari ciktim sigarayi sondurup insanlar ciglik atiyordu yeminle bi teyze fenalasti sonra bunu hastaneye goturduler tabii yangin da gormeyince insanlar rahatladi sonra teyzenin ölmedigi haberi geldi ve devam ettik halaya SIGARA PISMANLIKTIRR
Şu baştaki skeçlerin birleştirildiği bir video lazım ya, çok net :D
7 лет назад+27
Geçen ay dayılarımdan birinin düğününde tuvalete gittim,tuvalette diğer dayılarım güle güle sıçıyorlardı ama kötü olan bu değil,sarhoş oldukları için aynı tuvalete sıçıyorlardı ve kapı açıktı.
En sevdiğim kuzenimin düğünündeydim. Düğünde saçma sapan olaylar oldu ve ben bunları listelemek istiyorum. 1- Öncelikle bizim 10 senelik planımıza göre altın kesesini tutacak olan kız evlat bendim. Ama o sene hiç sevmediğim kuzenim acı bir kayıp yaşadığı ve devamlı duygu sömürüsü yaptığı için altın kesesini ona tutturdular. Bu bana çok koymuştu çünkü sürekli kuzenimin düğününde hep yanında olacağmı düşünmüştüm. Ama hiçbir zaman öyle olmuyormuş. Bu düğünün ilk ve en acıklı kısmıydı sonrası değişiyor. 2- Düğünde sürekli kuzenimin önceden tanıştığım ama hiç hatırlamadığım arkadaşları geliyor ve "Ezgicim ne kadar büyümüşsün, seni en son gördüğümde ilkokuldaydın" gibi şeyler söylüyor. Ben de kibarca çıkaramadığımı söylüyordum onlar da kendilerini en ince detayına kadar tanıtıyorlardı. Böylece tanıyamasam bile tanımış oluyordum. (Bu arada gelen 13 kişiden sadece 2'sini hatırladım kalanları da sahte bir zeka pırıltısıyla "HEEE..." diyerek geçiştirdim.) 3- Bizi zorla piste sokuyorlar ve oynamaya zorluyorlar, hele o 13 kişi burnumdan getirdi, göze batmadan adam gibi oynamaya çalışıyorum ve birden bire damat halayı çalmaya başladı. Parmak parmağa verdik ve ben, "Ben bu işte profesyonelim, havada karada çekerim" havasında kafasına kravat bağlamış 27-28 yaşlarında biriyle halay çekmeye çalışıyorum. Hayatımda hiç bu kadar kötü halay çektiğimi hatırlamıyorum. Adam o kadar kötü halay çekiyor ki kendi ayağıma basıp oracıkta geberiyordum. Adam her "eller havaya" kısmından sonra serçe parmağımı tutturamadığı için önce bileğimden, sonra elimden, tekrar "eller havaya" kısmı geldiğinde anca serçe parmağıma ulaşabiliyordu. O kadar yakın temastan sonra öğrendim ki o kuzenimin en sevdiğim arkadaşının nişanlısıymış. Kendimden utanarak ailemin oturduğu masaya ilerledim. 4- Nefret ettiğim kuzenimle o günden beri konuşmadık ve bu bana neş'e veriyor... Bu arada videolarınızı o halay çekemeyen adamın gülmeye ve aynı zamanda sandalyede durmaya çalışan versiyonu gibi hissediyorum. Gülmek için çok coşkuluyum fakat bedenim üsluba ayak uydurup sandalyede durmak istemiyor.
Amcamın düğünündeydim 7-8 yaşlarındaydım. Herkes halay çekiyordu kimse beni yanına almıyordu annemle babam da halayda değildiler. Sonra amcam benim acınası, etrafa çaresiz koşturan ve serçe parmağımı diğer insanların serçe parmağına tutturmaya çalışan halimi görünce beni halay çekmek için yengem ve kendi arasına aldı. Herkese "Kodumun salakları bana halay çektirmiyordunuz şimdi ben damat ve gelinin yanındayım ağlayın küçük insancıklar." bakışı atıyorum( neye benziyor hatırlamıyorum). Artık da halay malay çekmiyorum (neden ben de bilmiyorum herhalde kurtlarımı kendimin ve arkadaşlarımin düğününde dökeceğim)
yaşım 9 sünnet düğünüm olucak. Herkes eğleniyor filan herneyse bir sessizlik çöktü salona bi anda değişik bir şarkı çalmaya başladı ve ışıklar kapandı. insanlar anlamaya çalışıyor noluyor filan. bi kapıdan kısa süre sonra bir teyze topluluğu gelmeye balşadı ortalarındaki ise annemdi elindeki tepsiyi yukarıya kaldırdı ve şarkı söylerek bana doğru geliyorlar (2 ay öncede saw gibimsi bir film izlemişim) tepsiyi gören millet kına yakılacak çocuğa filan diyor ben baya gerildim .gerilmemin sebebi ise kına yakılmasının ne demek olduğunu bilmiyorum ben sanıyorum ki gelicekler benim kafamdan aşağı kızgın yağ gibi bişi dökücekler ve bu sırada annem ve teyzeler gittikçe yaklaşıyor ve yanımdaki insan sayısı artıyor. ben gittikçe paranoyaklaşıyorum ve aklıma bir fikir geldi sünnet kıyafetimin yanında verilen tokmakla sevmediğim enişteme vurdum ve canileeer diye bağararak kına olan tepsiye vurarak yere düşürdüm ve düğün salonundan herkesın şaşkın bakışları içerisinde hızlıca çıktım. yarım saat boyunca beni aradılar ben ise kıraathanede oturmuş bir dayıyla konuşuyordum neyse beni buldular annemin giysisinde hala kına vardı ve salona geri döndük düğünde ben kına olmadan devam etti
Sünnet düğünümü anlatacağım Sabah kahvaltı yapıp doktora gittik kardeşim de ben de kestirdikten 2-3 gün sonra düğün oldu bize kına yaparken ben nedenini anlamadığım bir şekilde ağladım sonra annem beni anneannemin yanına oturtup gitti dans etmeye gitti 10-11 dk sonra eve geldik annem ve babam paralarımızı aldı sonra babam hadi bakalım herkes kendi yatağına dedi ve yattık sabah anneme sordum paralar nerde dedim bana baktı ve dediki paraları düğün için harcadık. Bu da benim bir düğün anım. Yaş:10
Her düğünde arkada kalan masaları düzelten boşları toplayan birkaç elaman vardır. O elemanlardan biri olmadan önce onları asla fark etmezsiniz. İşte ben o elemanlardan biriydim. Her düğün günü sabah gelir ortamı hazırlar, bütün teknik sistemi kontrol eder, çiçekleri sulardım. Neyse... Bir gün yine düğün olacak diye çağırdılar. Gittim ve rutin işlerimi yapmaya başladım. Öğleye doğru misafirler gelmeye başladı. Yaklaşık yarım saat sonra gelin ve damatta geldi. Gelinin yüzü örtülüydü o yüzden kim olduğunu görememiştim. Fotoğraflar çekileceği zaman yüzünü açtılar ve o zaman tanıdım. Bu yıllar önce aynı fakülteden mezun olduğum ve bir türlü açılamadığım bir kızdı. Böyle elim ayağım birbirine girdi. Ama yine de çalışmaya devam ettim. Bir süre sonra şefimiz beni çağırdı. 4 katlı düğün pastasını taşımam için yardım istiyordu. Ben ve birkaç garson pastayı kaldırdır ve ziyaretçilerin arasından geçirerek Gelin ve damadın masasına doğru götürmeye başladık. Küçük çocuklar etrafımızda koşuşuyordu. Bir tanesi pastanın altından geçti. Çarpacak diye çok korkmuştum. Neyse sağ salim pastayı ulaştırdık. Kız beni görünce tanıdı. Çok utanmıştım. Hava öylesine ısınmıştı ki eriyebilirdim. Kulaklarım hiçbir şey duymuyordu. Sonra kızın yüzü korkuyla çarpıldı. Arkamı döndüğümde bir ejderha gördüm. Meğersem utançtan değil ejderha alevinden dolayı sıcak hissediyormuşum. Hemen pastayı kesmek için getirdiğimiz uzun palamsı bıçağı kaptım ve ejderhayı öldürdüm. Kıza tekrar baktığımda bana aşık olduğunu anladım. Sonra annemin sesini duydum. "Oğlum kalk, yerine yat." diyordu. Uyanınca hemen dışarı çıktım ve kızın evine gittim. Gerisi malum. Bizim düğün gayet sıradandı. :D
Hem anne, hem baba tarafım Yunanistan göçmeni. İki sene önce yaz aylarında, Yunanistan'daki bir akrabamızın kızının düğün davetiyesini aldık. Kızın babası babamın akrabası olmasının yanında yakın arkadaşı ve sıksık Türkiye'ye gelir, buluşur konuşuruz. Neyse işte o yüzden gitmemek ayıp olurdu. Ben, annem, halam ve eniştem gitmeye karar verdik. Yunanistan dediysem de, Edirne'ye birkaç saatlik uzaklığı olan bir yer. Annem ve ben İstanbul'dan Edirne'ye, halamların yanına gittik. Daha sonra eniştemlerin arabayla Yunanistan sınır kapısına. Oraya arabayı park edip, yürüyerek Yunan tarafına geçtik. Düğün sahibi, az önce bahsettiğim adam bizi oradan alıp köye götürdü. Günlerimiz köyü ve akrabayı gezmekle geçiyordu ki, düğün günü geldi çattı. Düğün sahibi düğün yerine erken gidecekti, biz arabayı sınır kapısında bırakmıştık ve düğünün yapılacağı yer çok uzaktı. Zar zor arabasında hepimizi alacak yer olan birini bulabildik. 50-60 yaşlarında, sıska bir adamdı bizi götürecek olan adam. Köyden çıkıp gayet normal bir hızla gidiyorduk ki, bir anda dağa çıkmaya başladık. Adam hızlanmıştı, virajlara girerken hiç yavaşlamıyordu ve hepimiz korkmaya başlamıştık. Halamla arabanın camından dağın altına bakıp, parçalarımızı birilerinin bulup bulamayacağını tartışırken, düğün yerine geldik. Yerlere geçildi, göbek atıldı, yemek yendi, içkiler içildi. Ve o an, hepimizin aklına o soru geldi. Ayıkken bile böyle araba süren bir adamın arabası,kim bilir 5-6 duble sek Yunan rakısı içmiş haliyle sürdüğünde nasıl olacaktı. Eniştem az içmişti, ama böyle çok virajlı bir yola girmek için kendine güvenmiyordu. Neyseki başka akrabaları bulmuştuk. Hepimiz sığmıyorduk arabalarına ama annem ve ben birine, halam ve eniştemse başka bir arabaya geçti. Eve sağlam ve tek parça şekilde dönebilmiştik sonunda. Türkiye'ye dönebilmek için bizi birinin tekrar sınır kapısına bırakması gerekiyordu tabi ki. Düğün sahibi, bizi oradan alıp köye götüren adam işi olduğunu -yani zengin ve geline çok altın taktığını düşündüğümüz birine yalakalık yapması gerektiğini- söylemişti. Tüm köyde bizi götürebilecek birisi var mı diye arıyorduk. Sonunda, küçücük bir arabaya sığıştık. O arabanın da sınırdan geçebilmesi için izni yoktu. Tam sınır kapısından da yürüyerek geçirmiyorlardı. Başka bir taksi bulup geçmemiz gerekmişti. O gün bugündür düğün sahibiyle görüşmüyoruz. Olan altınımıza oldu, hüzünlüyüz, mutsuzuz ve ne zaman bu aile aklımıza gelse birkaç dakikalık sessizlik içerisinde altınlarımızı düşünüyoruz. Onları gelinin boynundaki kırmızı kurdelaya geçirmeden önce ne kadar parlak olduklarını...
Geçen yıl 15 temmuz'da ülkede birtakım olaylar olurken ben düğünde halay çekiyordum be. Olayları ta yurtdışından kuzenim arayıp söyledi de öyle öğrendik. Nasıl bir kurt dökme sevdasıysa cidden dünyadan haberimiz yokmuş. Top patlasa duymaz dedikleri bu :)
Amcam ın düğünündeydik bende düğünlerden nefret ederim bu arada o zamanlar 13-14 yaşında filanım . Böyle klasik düğün işte arkada halay kafa şişiren şarkılar ışıklı ayakkabıları ile koşturan çocuklar bende çizgi roman okuyorum tabi o seste bişey anlamıyom ama olsun. Bu arada en az bi 5 kere filan yanına gelip bu ne anlat bakıyım diyen 60 yaşında amcalar beni bıktırmışken bide "çizgi roman okuyo, ezik inek" diyen sokakta jilet ile gezen serseri yaşıtım tayfada beni dahada bıktırmışken düğün ün son dakikalarında yanıma gelen tanımadığım ölü ve korkunç teyze yanıma gelip "sıra sende kızım "dedi o sırada etraftakı örümcek adamlı 5 yaşında çocuktan damat amcama kadar etrafımızdaki bi 30 kişi filan anırarak gülmeye başladı okadar utanmıştımki haftalarca akrabalırımla görüşemedim sonra öğrendimki o amk teyzesi körmüş gözlüğünü kaybetmiş 1 sene sonra filan tamamen öldü Mezarı bize yakında bende ölümünden bi kaç ay sonra yeni arkadaşlarımla mezarına gidip işemiştim bizi yakalamışlardı ama ben kaçmıştım diğerleri fena azar işitmiş filan tabi bu olayı o arkadaşlarım dışında kimse bilmiyor bilmesinlerde neyse o teyzenin(adını bilmiyorum)Allah belasını versin gençliğindede kaşarmış evet bağlantılarım var.
Abi sene 2009-2010 Azerbaycanın bi köyünde düğündeyim. Tabi o zamanlar kendimi 9 milyonluk Azerbaycanda tek hiss ediyorum sebebi de Maynard Keenan meşhur Tool anlıyacağınız. Neyse düğünde bi havam olsun bi farklılık olsun diye Pot şarkısını çaldırdım. Dayılarım, amcalarım çok beğenmiş olacak ki kurbanda bile girmedikleri deveye girer gibi bana girdiler. Neyse hepinizi seviyorum CT müthiş naif CSyse müthiş GO. Tamam. Tamam. Ömercanınsa mimikler müthiş (ve Ömercan mimik yapar hafiften gülümseyip ellerini iki yana açarak) Hayırlı Quinnler.
! 18:20 de ki an sanki ömercanla hanım ablamızın kamera onları çekmediği zaman kaçamak yaptığı, onları çekincede adeta basılmış edasıyla üst baş düzeltilmesi durumu gibi durmuyor mu ? (just mizah) (be relax aybike)
Üç sene önceki yaz tatiliydi.İstanbul da akrabamizin düğünü vardi.Bizde bir gün önceden "hazırlıklara yardım ederiz" düşüncesiyle yola çıktık.Neyse eve gittik.Düğünü olan abinin bi tane de 20li 25li yaşlarda erkek kardesi vardı.O da bizden büyüktü ve ona da abi diyorduk.Herkes gayet normaldi, taa ki düğüne kadar.Tabi saat yaklastikca ortam geriliyordu telaştan.Neyse salona gittik.Organizasyon başladı.Konusmalar pasta kesmeler ıvır zıvır.Sonra iş taki takmaya geldi.Düğünü olan abinin kardeşi çeyrek altınını ceketin ic cebine koymuş ancak bir türlü bulamıyordu.Sanırım sinir hastalığı da vardı oturdu kafasını yumruklamaya başladı.Bi yandan "herşeyi mahvettim" filan diyordu.Ortam sessizlesti ve herkes ona doğru bakıyordu.Damat olan abisi geldi "Olm dert etme" filan diyor.Olayı kendi icinde büyütmüş olacak ki kaçtı düğünden.Neyse kimse bozuntuya vermedi, düğüne devam edildi.Babamda teselli etmek adına bi telefon etmişti. Bu geldi salona.Kafa bi milyon.Gözü mor...Kavga da etmiş nasıl olduysa.Benim anlamadığım şey de ne ara o kadar sarhoş olmuştu? Tam da düğünün kızıştığı zamanda gelmişti.Ayakkabıları kenara fırlattı.Başladı deli gibi oynamaya.Ne yaptığından en ufak bir fikri bile yoktu.Teyzelere filan sarkıyordu.Neyse düğün bitti.Millet evine gitti.Bizimde eve gitme vaktimiz gelmisti.Ancak malum kisinin kafa kıyaktı.Ben ve kardeşim de onun yanindayiz ve dediği seyleri anlamaya çalışıyoruz.Neyse taksi çevirdik.Taksici de Bursalı çıktı.Sohbet ede ede gelmiştik.Derken evdeydik.Bayanlar hemen kendi islerine koyuldular.Bizde salona cöktük.Abi ile konusuyoruz.Asıl mevzu başladı. Bize doğru "Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?" dedi.Biz tabi gülüyoruz falan."Kimsin?" dedik."Ben Türkiyenin gelmis gecmis en iyi DJ'iyim" dedi.Ne alakaysa...Biz anlam veremedik ama gülüyorduk haline.Sonra devam etti; "Cok ciddiyim, bu ülkede 3 tane büyük DJ vardır.1.si benim diger ikiside benim öğrencim" dedi.Biz gülmekten kırılıyorduk.Bizde "Sen DJ Yusuf Çiçek' i tanıyor musun" dedik." (Erdek Ocaklardan tanidigimiz bi DJ abimiz).Tanımam mı tanınam mı en iyi öğrencim, sorun ona tanır beni filan dedi.Ondan sonra yine bu konu hakkında bi yarim saat anlatti.Neyse annesi odaya geldi."Bu aksam yaptiklarin hakkında ne diyeceksin" dedi.Ondan sonra baya bi tartışma yaşanmıştı zaten ve annesi oglunun ceketini karistirirken altını da buldu.Bari onu kurtarmıştık.Neyse sabah olmuş.Bense korkunç bir osuruk sesi ile uyanmistim.Etrafima baktığımda ev sahibi yaşlı teyzenin yaptığını anlamış ve o durumun travması ile tekrar kafamı yastığa koyup düşünmeye baslamistim.Ondan sonrada bi gülme gelmisti.Sesimi duymasın diye kıs kıs gülüyordum.Kahvaltıdayken de abiye ertesi gece ki sohbetimizi anlattigimizda, "Olm cidden onları ben mi söylemişim" demisti.Zaten hayatımda çok düğüne gitmisligim yoktur.Pekte sevmem gitmeyi.Kırk yılın başı gittik, onda da olan oldu...
Abi ben sünnet düğünumde annemler neredeyse bir saray tutmuşlardı tenis kortlarından şu topu sahalarına kadar işte gece oldu ben arkadaşlarımla dışarı çıktım (çünkü içerde annem ve bir sürü kişi dans ediyo çok sıkıcı) bir de ne görelim dışardaki bütün oyun alanlarına kepenk vurulmuş bizde ordaki bi kentinden şu ve çubuk krater tahsil ederek 4 saat oturduk çünkü sünnet düğünüm 5 saat sürdü ve 1 saatlik koşuşturma bize yatıp de artmıştı sonra annem bu durumu anlayınca benden Özür diledi ve yazlık yaptığımız sünnet düğününde ata binip bütün şehri gezdim ve çok mutlu olmuştum ( arkadaşlarımla at binmek çok eğlenceli boş tarlada)
Geçen hafta kuzenimin düğünü vardı. Damat Denizlili Denizli kültüründe düğün sonrası damatın hayatını sikme saati yapıyorlar. Arkadaşları daha düğün biteli 15 dakika olmadan damadı havuza ittiler. Sonra çoraplarını çıkartıp yağlı pis bir kazanın içinde oynattılar. Sonra tüm kıyafetlerini kurutacağız diye çıkartıp kaçtılar. Damat don atlet gelinle arabaya bindi ve kahve içmek için damat evine geldi. Biter mi bitmez.. Çocuğa mum da kahve pişirttiler yaklaşık 30 dakikasını aldı. O kadar acıdım ki araba önüne geçip "eheee damat para ver" muhabbeti bile yapamadım. Yazık lan
Bi gün ailecek ablamla Eniştemin düğün CD'sini izliyorduk. Video'nun bir kısımda Eniştem oynamaya çalışıyordu ki hiç de beceremiyodu, kollarını açıp parmaklarını çırpıyordu aynı zamanda ayaklarından birini havaya sallıyordu. Bu esnada kamera Enişteme doğru giderek yakınlaşıyordu, yakınlaştıkça Eniştemin alnında ter ter boncuklar parlıyordu. Hassiktir çok komik ve anlamsız bi andı. Hahahahahhahhah
Berna nın dediği arabesk benim yorumum du yuhihehey bug unı buldum yuhhihey abimi kapak ettim yuhhihey fanınım Ömercan seninde can seninde can ama seni sevmiyorum Berna belki biraz seviyorum yorumu okursan sevinirim can veya Berna ya göster
Bundan 2 hafta önce ablamın düğünü vardı. Düğün hazırlıkları falan her şey tamam bir tek masalara nikah şekeri dağıtmak kaldı. E tabi ben de kardeş olunca görev bana ve damadın kuzeni Koray'a verildi. (buradan Koray'a selamlar) Velhasıl biz başladık nikah şekerlerini dağıtmaya. Güzel güzel gidiyoruz ilk erkek tarafına dağıtmaya başladık. Gayet organize gidiyoruz. Ben bu masayı alayım sen şunu al, bu sırayı bitirelim ilk, her masaya 5 tane koyarız artanını tekrar dağıtırız falan. E tabi her masaya gidince aptal bir selamlama "Eheh, hoşgeldiniz ehueh" vb. Güneş tam tepeden vuruyor benim üstümde ceket var. O an ki heyecandan mıdır nedir bilmiyorum akıl edemedim ceketi çıkarmayı pişiyorum. Erkek tarafı da beni az gördüklerinden tanımıyorlar herkese kendimi tanıtıyorum vesaire. Bir masanın önünden geçiyorum. "GÖZLÜKLÜ bir bakar mısın? Su alabilir miyiz?" dedi biri. Ben de döndüm anlamadığım için gayet kibar bir şekilde "Alabilirsiniz" dedim. 1 dakikalık bir bakışma sonucu "Hee pardon pardon ben garson değilim Gelinin kız kardeşiyim" dedim. Anında utandım "Pardon ne kız kardeşi sıcaktan beynim eridi" falan diyorum. "Olur öyle aslanım dert etme kusura da bakma" diyorlar. Ben yine utanç ve verilen görevi hızlı bir biçimde bitirebilmek için "Eheueh neyse ben işimi bitireyim" dedim ve oradan uzaklaştım. Not: Aynı şekilde bizim taraf (Kız Tarafı) Koray'ıda garson sanmış. Velhasıl biz bitirdik bütün şekerleri ama ben en sonlarda artık nasıl bezdiysem masaya fırlatıyorum şekerleri. Neyse şekerler bitti hava karardı. Düğün başlayacak. Geçtim aile masasına bizimkiler ve dünür tarafı birlikte oturuyoruz. Hemen yan masamızda çok saygı duyduğum yanına gitsem de iki çift laf etsem dediğim bilgi anlamında dolu dolu bir Teyzem oturuyor. Ben masadayım sohbet muhabbet Gelin Damat geldi danslar edildi vs. Yemek faslı başlıyor ben başladım yemek yemeye. Ayağımı da çok sallarım rahatsızlık vermiyim bütün masaya diye sandalyenin arasına sıkıştırdım.Benim sandalye bir çıt etti. Ben noluyor falan oldum. Sonra bir daha "ÇIT". Ben hemen dirseklerimle masadan destek aldım düşmeyeyim diye. Sonra bacağım kırılmak üzere olan sandalyede sıkışmaya başladı canım yanıyor. Yanımda damadın kız kardeşi var "Eren iyi misin?" falan diyor. Kız kalbimde sıkıntı var sandı (Kalp ritim bozukluğum var) Ben de "Yok yok iyiyim sandalye gidiyor" diyorum. Bir de üstüne o sıkıştırdığım bacağımda dizim sakat olduğundan canım oldukça acıyor. Ayarsız olduğum için fazla bir güç kullandım ayağa kalktım ama. Sıkışan bacağımı öyle bir savurdum ki azıcık kırılacak olan sandalye ortadan ikiye ayrıldı, dağıldı sandalye. E tabi milleti önce bir şaşkınlık ardından gelen bir gülme aldı. Ben iyice kızardım. Bahsettiğim Teyzemin masasına bakamıyorum bile. Kadın içinden kimbilir neler dedi "Yuh ayı napıyorsun vb." Neyse düğün bitti ben en azından iki rezillikle günü kapattım diyorum. Düğün sonrası eğlence yapılıyor gençler arasında. (Bir nevi after party) Ben de oradayım tabii biralar içiliyor falan. Sonra bir bira almak için bar kısmına gittim. İçerde kimse yok. Bekliyorum biri gelsinde ben de sipariş vereyim diye. İçeri bir abi girdi. Damadın kuzenlerinden biri ya da yakın arkadaşı emin değilim ama tanıştık o abi ile daha öncesinde. "Aslanım sen mi bakıyorsun buraya," dedi. Ben de döndüm arkamı kibarca "Yok abi" falan dedim. "Aaa Eren çok özür dilerim tanıyamadım" falan diyor. Normaldir alkolün etkisiyle tanımamıştır falan ama ben dayanamadım. "Abi bari sen yapma sabahtan beri garson sanılıyorum" diye isyan ettim. "Abi döndü bana yumruk at çeneme istiyorum," dedi. Ben şok oldum "Abi olur mu öyle şey saçmalama" diyorum. Abi de gülüyor "Hadi tam buraya" diyor çenesini gösteriyor. Kafamda birden şimşekler çaktı. Bundan yıllar önce izlediğim ve çok beğendiğim Fight Club geldi aklıma. Acaba diyorum kafama geçen güneş ve ceketi çıkarmadığım için bunaltan sıcaklıktan artık halüsinasyon falan mı görüyorum diyorum. Yoksa ben anlatıcı o da tyler mı falan? Arkadan gelen barmenin ne istiyorsunuz demesiyle kendime geldim. Ve bira mı alıp yerime geri döndüm. Öz ablamın düğününde on yirmi kere garson sanılmak. Erkek kardeş olmama rağmen kendimi kız kardeş diye tanıtmak. Ve ortadan ikiye bölüp rezil olduğum sandalye. Her şeye rağmen ablamı ve kocasını o kadar mutlu görmek çok güzeldi. Ama keşke o abi hakikaten tyler olsaydı da ütopik bir yaşantım olsaydı. Biraz uzun oldu ama kusura bakmayın :D
dayımın düğününden sonra gençler ve gelin damatın arkdaşları düğünden sonra içerken bir büyük rakıyı içtik millet daha bira içiyordu millet daha 3cü birayı i.erken rakılar bitti gitik birde vodka aldırdık ben ve kuzen sabaha kadar bahçede koşturmuşuz o kafayla sonra ben bir masanın üzerinde kuzende yandaki sandalyeleri birleştirmeye çalışıp becerememiş yamuk yumuk yatarken kalktım sonra gidip duş aldık falan ama o izmirdeki bahçeli villa lavabo falan gibi birşeydi heralde adamlar bize bakıp bakıp güldüler sonra öğrendikki ben ve kuzen sarhoş olup saray şaklabanı gibi yok birbirimze vurmalar sırtlara binip koşturmalar falan hala akrabalar arasında muhbbetin birden durduğu awkward silence olunca bunlar bir içmiş bir içmiş denir zaten herkes güler falan ulan 5 yıl oldu mk unutun artık LAAAAAAAN
Hayatımda 1 kere düğüne gittim.O da 7 yaşımdayken gittiğim,kuzenimin düğünü idi.Ben o zamanlar çok içine kapanık biriydim.düğüne ilk (tek) gidişim olduğundan karşılaşacağım şeyi tam olarak bilmiyordum ama yine de pasta gelince tek lokmada bitince hayal kırıklığına uğradım ve suratımı ekşitip 40 dk oturdum.Ardından kuzenim (damat olan değil) yanıma gelip kalkmamı istedi tabi ki kalkmadım.Ardından hunharca dans ederek para saçan amcam alkolün etkisinden olacak ki bir yerden sonra cüzdanda bişey kalmayana kadar her şeyi (evet kartlar ve bozuk paralar dahil) etrafa saçtı. Paralar saçılırken kuzenim gidip bir tomar para topladı.Ben de kıskançlıkla elindeki dolarlara bakakaldım.tek lokma pastayla kapattığım gecede eve dönüp yemek yedikten sonra kuzenimden aldığım haber beni şaşırtmıştı.Paraları bozdurmaya gittiğinde sahte oldukları ortaya çıkmış ve küçük bi mevzu yaşamışlardı. gittiğim tek düğün olunca düğün değince aklımda oluşan resim şuydu: DÜĞÜN -sahte para -çakal kuzen -küçük pasta -çılgın danslar -alkol bütün kötülüklerin anasıdır
3-4 yıl sonra bunları tekrardan izlemek çok garip. Cs'li Geekyapar günlerini özlüyorum :(
Bende tekrar izlerken farkettim bu bölümde csnin tadı kaçmış gibi geldi. Ct olayı hızlı tutup geçmeye çalışırken cs asıl sevilenin arkasından yaptıkları geyik olduğunun farkında.
CS neden ayrıldı bu ekipten? Küslük, kırgınlık durumu var mı?
@@zenonofsporada valla bizlere söylenene göre uzak bir yere yaşındığı için ayrıldı.
@@arslanalperen4442 Anladım, teşekkür ederim.
@sahil birer birer masadan eksiliyor canlar
Annemin kuzenlerinden birinin 6. Eşinin Nikahına gitmiştik. Nikah memuru imzalar atıldıktan sonra " Şimdi de Gelinle Damat'a 'Mutlu Bir Yuva Kurmak ve Uzun Evliliğin Sırları' adlı kitabı takdim ediyorum" dediğinde herkes ağzını Nikah davetiyesi ile kapatarak ıkına ıkına gülmüş, Kitaba uzanan Damat da nikah memuruna "Hee Hee dercesine omzuna vurup sıvazlama hareketi yapmıştı... Sonra da Damadın, eşinden sadece 5 yaş küçük olan En büyük kızı düğünde sahneye çıkıp oryantal dans gösterisi yapmıştı.. Nası bi aileyiz ulan biz der der hatırlarım...
vay be abi seni buralarda görmek beni mutlu etti
Ooo Çağlar bey
YOREDIK
Tırak, yerine tırnak yazsaydın kafama takıldı.
Atıcam. Umarım haftasonuna geliyor 2 tane atıcam yakın zamanda hem de :))
Çağlar Avcıl Oooo Çağlar reyiz videolara gel yaw
Benim hiç trambolinim olmadı
-Ömercan GÜLDAL-
Size düğün kasetini izlerken farkettiğim bir olayı anlatacağım.Düğün gayet sıradan bir şekilde ilerliyordu.Gelin ve damat dans etmek için kalkmışlardı.O anı fırsat bilen bi kız çocuğu gelin ve damadin masasina oturmus ve masadaki baklavalari yemeye baslamisti.İsin en abuk kisimlarindan biri de dugunu videoya alan kameraman o birkac dakikalik süre icinde dugunu cekmeyi birakmis ve kizin kameraya gostere gostere şevkle baklava yiyisini cekiyodu.Kiz bu surede ayni anda kameraya evil gulusler atiyordu.Tobey maguire nin o inanilmaz kotu adam dansindan sonra izledigim en şeytanı kötü adam videosuydu.
pudy pudy ehudvaksvwosgs
bu düğün değil bir kına gecesi faciasıdır. normalde böyle yerlere gitmeyi pek sevmem ama o gün halamın zoruyla hiç tanımadığım birinin evde olan kına gecesine götürüldük. aslında o günün saçma geçeceği daha taksideyken belliydi. 3 süslü püslü kadın ellerinde bir bavul (kına gecesinde lazım olacak şeylermiş) ve yarım yamalak bir adres ve taksicinin iğrenç bakışları ile yaklaşık 40-45 dakika evi bulmaya çalıştık. neyse zor bela bulduk ve eve girdik. hayatımda hiç pavyona gitmedim ama burdan daha az şatafatlı olduğu kesindir. ben sanıyorum ki yaşlı teyzelerin olduğu geleneksel kına gecesi olacak ama hiç de oyle degildi. kucucuk salonun ortasinda ayak parmaklarindan sac tellerine kadar her yeriyle titreyip dans eden kadınlardan tutun da erkek dansozlere kadar her turden insan vardi. mini etekli kızlarla makyajlı teyzeler deli gibi zıplıyor ve dans ediyordu. olayın şokuyla geri çıkmak istedim ama nedense içimden gelen bir ses gecenin devamını merak ediyordu. tam ortama alistim derken bir anda muzik durdu isiklar kapandi ve bi 5 dakika kapkaranlik bi sekilde oturduk her sey normalmis gibi devam ediyordu insanlar hala sohbet edebiliyordu ama bana tuhaf geliyordu. derken kapi ve isik acildi. iceri 3 tane erkek kiyafetleri giyen orta yasli ve kilolu teyzeler girdi. ortada dikilenlerin ustlerine kosmaya basladilar. yuzlerine biyik ve sakal cizmislerdi ama en dikkat ceken seyse baska bir yerdi. pantalonlarinin icine oklava sokmuslardi yarisi tisortlerinin onunden cikiyordu. nasil tarif edecegimi bile bilemiyorum oklava erkek organi olarak gorunsun istemisler sanirim... birden dans eden kizlari kucaklayip arkadan yapistilar. annemle goz goze gelip hic bir tepki veremedik. ama dans eden kizlar icin bu gayet normaldi ve herkes gulmeye eglenmeye devam ediyordu. bizse bu sacma olaya oturup alkis tutuyorduk. bu hayatimda yasadigim hala anlam veremedigim bir olaydi. aradan 2 yil gecmesine ragmen oraya niye gittigimi ve boyle seylere sahit olduguma inanamiyorum.
zencefilli çörek buna benzer başıma bir olay geldi ama üşenmiştim anlatmaya görünce şaşırdim bu kına gecesi ne zamandı??
2015 yazındaydı :(((
zencefilli çörek suusiwkwsbbzbz
Ya bişey sorucam pavyona gitmediğinizden emin misin
bu konu baslıgı daha uygun geldi ahhahsdhhd
Belki istediğiniz gibi komik, çılgın, acayip değil ama, onun düğünü be abi...
Wow, Hellian reis, senin zamanında burda mı takılıyordun? Neden hiç karşılaşmamışız?
ırmakla burada karşılaşacağım hiç aklıma gelmezdi yav nabıyon
Abooo nerde karşılaştım
Lan hellian napiyon
Ulan hellian reisss
14:41 de verilen numara amerikadaki bir varis ve damar tedavi merkezi çıktı
Gördüğüm rezil düğünlerden ziyade kendi rezil düğünümden bahsedeceğim. Önce gelin arabanızın lastiğini kestiler, nikaha geç kaldık. Sonra abinin biri, (bilmiyorum neden) önce 200 TL çıkartıp gözüme baka baka 'ay yanlış oldu' deyip 20 TL taktı, ablanın birisi sıraya girip para takar gibi boş iğneyi takıp fake yapıp geçti gitti. (elimde kanıt var) Sonra eşimin annesini hastaneye kaldırdılar, dansa çıkmak için onu bekledik. Çok zor CT bol şans!
üzdün
Berna'ya hiç gülmemeleri aşırı komik değil mi ya ? SDLFKGJDFŞGLSJDFGLKJDFŞHLJD
Bir düğünde kameramanlık yapıyodum. Bulunduğumuz ortam çok nezih bir yerdi ve gelin odası da bir ağaç evin üzerine konumlandırılmıştı. Gelinle damat anons edildi. Doğal olarak ben de gelin odasının altından (ağaç evden aşağı inen merdivenlerin sonu oluyor) çekime başladım. Kapı açıldı 'normal de edep kurallarında merdivenlerden aşağı çift inecekse önce erkek iner ve kadın da erkeğin omuzuna elini koyar. Fakat bu sefer işin için de gelinliğin kuyruğu olduğu için ve birisinin de bunu tutması gerektiği için önce gelin çıktı. He bu arada düğün de biraz muhafazakar bir düğün. Neyse gelinin çıkmasıyla bileğini burkulması bir oldu. Gelin doğal olarak poposunun üzerinde merdivenlerden aşağı sekmeye başladı ve etek kısmı olduğu gibi kafasını geçti 'ters döndü' DAMAT GELİNİ YAKALAMAYA ÇALIŞIYO GELİN DURU SUDA SEKEN İNCE VE KAVİSLİ Bİ TAŞ GİBİ MERDİVENLERDEN AŞAĞI İNİYO Bİ YANDAN POPİŞ MOPİŞ HEPSİ PİYASADA. Eteği kafasına katlanmış turuncu bi donla bana doğru sekerek gelen gelinin poposunu çekiyorum ve kimse bana dur demiyo. Dünyanın en komik trajedisini o akşam ben yaşamış olabilirim. Eğer gülmenin bir sınırı varsa o gün o sınırı sanırım ben koydum.
Programda çıkmasa bile bi okuyun yorum morum yazın anımı paylaştım burda sizinle beeeeee.
Fatih Güler Vah Vah üzüldüm geline(link var mı?)
:D Seni küçük ospirci. Bu arada yorum atıp yalnız olmadığımı gösterdiğin için teşekkür ederim. :)
kahkaha attım resmen :D alırlar bence videoya
:D O anı hayal ettim de gülmekten kaç kere ölüp dirildin merak ediyorum
Birkaç sene önce annemin kuzeninin oğlunun düğünü vardı. Ben düğünleri sevmediğim için gitmek istemedim ama "Akrabamız oğlum o ayıp olur hem yemekli" dedi ben de "Tamam geleyim dedim". Annem bana takım elbise falan giydirdi, ailecek gittik düğüne. Ortam müthişti, masalar meze doluydu, mekânın tam ortasında havuzu falan vardı. Herkes takım elbiseliydi, Damat da frak giymişti (niye giydiyse artık). İşte mezeler, yemek derken ben sıkıldım. Kitap okumak için Yakınlardaki banklara gittim, yine canım sıkılınca geri dönüp tekrar meze yemeye ve kız arkadaşımla mesajlaşmaya başladım. Sonra bir gürültü koptu. Damat bir adam yumruk yumruğa kavga ediyordu, ben ayağa kalktım biraz yakınlaştım. Damat adamı tutup havuza attı sonra kendisi de düştü. Adam yüzerek çıktı ve koşarak benim üstüme koşmaya başladı, ben ani şokla çekilemedim ve adam bana çarptı ve yere düştüm. Daha ne olduğunu anlayamadan parmaklarımda müthiş bir acı hissettim: Damat parmaklarıma basmıştı. Benden büyük bir bağırtı çıkınca herkes başıma toplandı, ben acıdan ağlamaya başladım, hemen doktora gittik, parmaklarımı alçıya aldılar. Ne kadar doğrudur bilmem ama bir takım dedikodulara göre o adam gelinin ağabeyiymiş, Damadı da "malımızda gözü var" diye sevmiyormuş ve düğüne engel olmaya gelmiş. Düğün mahvolunca ve aileler arasında ihtilaf çıkınca evlenmekten vazgeçmişler.
Konu tam lisenin arka sıralarında dönen testosteron kokan muhabbetlere doğru evrilirken her defasında toplumsal mesajıyla birlikte insani bir noktaya getiren Ömercan
14.11
CS: "That's what you like!"
what*
içsesim acıktımmı teşekkür ederim ve klavyenin düzeltmesini kapatmaya gidiyorum
Ne demek kardeşim bir şey değil
twitch'çiler çıldırdı.
TWİTCH izleyicileri haykırıyor youtube izleyicileri bune amk diyor
Ben kuzenimin düğününde boş altın kutularını alıyordum. Düğün bittikten sonra bunlar altınları saymışlar bir eksik. Düğün kasetini izlemişler ve benim hep masanın etrafında dolandığımı görmüşler. Geldiler bana "Sen çaldın" dediler. Bende daha 8 yaşındayım. Korktum. Acaba yanlışlıkla ben aldım mı acaba diye kutulara baktım hepsi boş. Sonra benim geri zekalı kuzenimin yanlış saydığı ortaya çıktı. O olaydan beri aramız aynı değil.
4 yıl önce teyzemin düğünü vardı Tunceli deydi. Düğün salonuna giderken ağaçlı bir yoldan gidiyorduk. Hani düğün arabasının önünü keserler ya o sırada manyak beyaz atletli bir amca bizim konvoyun korna seslerini duymuş ve biz gelirken yola ince uzun bir ağaç attı. Ağaç yolun % 70 75 ini kaplıyordu. Gelin arabasını süren adam para kaptırmamak için durmadı ve yolun kalan kısmından sürüp geçti. Diğer arabalar da geçti. Düğün bittikten sonra aynı yoldan giderken adam bu sefer yola plastik sandalye ler dizip bize pusu kurmuştu bu sefer para verdiler adam yolu açtı.
oha ağaç atmak nedir
Barış Yucel adam elinde ağaçla gelip yola atınca altıma sıçtım.
Bizim önümüzde bira kırmışlardı babam para verdikten sonra adamlara çamur sıçratıp sürüp gitmişti adamlara arkadan baktığımda çamur ve toz içindeydiler sonra söylediler bana verdikleri para sahteymiş amk
Bir keresinde annem ve babamın zoruyla uzak çok uzak bir akrabamızın düğününe gitmiştik. Ben gelin ve damadın ismini bile anonsla öğrenmiştim. O kadar uzak. Gelin ve dağmat gelirken yanlardan havai fişek tarzı şeyler fışkırıyordu. Gelinin elbisesi çok abartılı olduğundan havai fişeklere takılıp yanmaya başlamıştı. Bunun ardından halaya ve oynamaya hazır takım elbiseli mendilli 3-4 dayı gelinin eteğinde tepinmeye başlamıştı. Ben de fırsattan istifade bunun videosunu çekmiş her gün evde bu videoyu izliyordum. Annem 1 hafta sonra telefonumda şifre olmadığından videoyu silmişti. O günden beri telefonumda şifre var.
Sünnetime gelmedi be abi...
Şükürllex HOYDEE :D
Jerry bir iş bul artık .
İki tane anım var. İlkinde kimin düğünüydü hatırlamıyorum. Nikah sırasında memur geline "...kabul ediyormusunuz?" dedikten sonra herkes evet denmesini beklerken ikiz kardeşimle ben (5-6 yaşlarındayız) "HAYIR DE! HAYIR DE! HAYIR DEEE!!!" diye bağırmıştık. Bir an sessizlik olmuştu, herkes bize bakmıştı. Gelin sessizliği "Evet" ile bozunca insanlar bizi unutup tekrar oraya döndüler. Sıra damata gelmişti, ona da sordular. Biz de biraz önce yaptığımız şeyden dolayı cesaretlenip aynısını tekrar yaptık. Bu sefer daha yüksek sesle "HAYIR DEEE! HAYIR DEEEEE!!!". Bazı insanlar kahkaha falan attı ama kimse konuşmadı. Damat da "Evet" deyince insanlar bizi yeniden unuttu ama nikahtan sonra annem çok kızmıştı. İkinci anımda ise babamın bir tanıdığının düğünündeydik. Annem gelmemişti. Babam bize genel olarak fazla kızmadığından biz rahattık. Henüz nikah vs. başlamamıştı. Kardeşimle beraber mikrofonun olduğu yere çıktık. Mikrofon açıktı. Bir de o zamanlar CT gibi tuvaletli şeylere çok meraklıyız. (Burada da 3-4 yaşlarındaydık) Mikrofonu aldık ve bağırmaya başladık "KAKA POPO PİPİ! KAKA POPO PİPİ!!!" Devamında neler yaşandığını hatırlamıyorum ama pek de iyi şeyler olmadığı kesin.
Yıl 94 filan tam hatırlamıyorum 3, 4 yaşlarındayım. Benim için uzak bir akrabanın düğünündeydik. Köy düğününde bulunanlar bilir, gecenin bir saatinden sonra o köy evlerinin duvarlarında asılı bütün eski tüfekler sahneye çıkar. Ee tabi bizim akrabaların evindeki tüfek de çıktı sahneye. Bildiğin ağır çatışma sesleri altında o yaşın piskolojisiyle bir yandan korku bir yandan da merakla izliyorum babamın bacağının dibinde. Babam bir ara reloded yaptı çifteyi. Dipciği yere dayayarak namlidan tutup ateş etmeye ara verdiği sırada çift tetikle bacağının dibinde baş başa kaldım. Heralde o an "Bu ne lan acaba oynayınca bişi olur mu diyip dokundum. Sanırım korkudan o bölüm yok bende, kendime geldiğim zaman jandarma karakolundaydık. Sonra tekrar bir flash forward oldu. Bu seferde hastanedeydik. Neler oldu o tetikle oynadıktan sonra, hatırladıklarım bunlar. Neyse ki sabah evde uyanmıştım. Bana anlattıklarına göre tüfekten çıkan fişek camdan içeri girip zurnacıyı kulağından vurmuşum. Allahtan daha kötü bişi olamamış sadece düğün mahvolmuş, kavga çıkmış, bizimkileri sabaha kadar sorgulamışlar. Neyse ki can kaybı olmamış. Sonradan da duydum zurnacı açtığım kulak deliğine küpe takmış sevindim kötü sonla bitmemiş =)
Bu ne abi gittikçe kısalıyo yakında 15 dk yaparsınız ...!1!1!!11!.11!!1! ibibik ibibik
O evlendiğinden beri bütün düğünler komikli be abi
Bu nasıl bi arabesk yaw
burnumdan fıı fıı fııı sesi çıkararak güldüm
Osman Arslan k
4.sınıftaydım, düğündeydim ve sıkılmış pasta bekliyordum.Herkes dans ediyordu.Sonra birden birisi çıkıp ortaya dolarlar saçmaya başladı. Şaşırmıştım. Yaklaşık 5 saniyelik şaşkınlıktan ve gözlemden sonra ne yapmam gerektiğini biliyordum. Sahneye atladım ve dolarları toplamaya başladım.Ben toplarken bir yandan da para yağmaya devam ediyordu .Yerime oturduğumda o kadar mutluydum ki. Zengin olmuştum. Ben yerimde mutlu mutlu otururken yanıma benim yaşlarımda bir çocuk geldi. Elinde dolarlar vardı. Bir elini bana uzatıp "şey, benim onları toplamam gerekiyor, geri verir misin" dedi. Ben o anki zengin aklımla herkesi paramdan yararlanmaya çalışan çakallar olarak görüyordum ve çocuk beni kandırıp dolarlarımla yeni bir kalemlik almaya çalışacak sandım (cidden kelimesi kelimesine böyle düşündüğümü hatırlıyorum). Her neyse, çocuğa inanmadım ve koşmaya başladım. O da benim arkamdan koştu. Yaklaşık 3 dakika boyunca tüm salonu birbirine katarak koştuk, büyükler bağırıyor ve bizi tutmaya çalışıyordu ama durmuyorduk, ikimiz de salaklaşmıştık ve resmen neden koştuğumuzu hatırlamıyorduk, oyun oynuyorduk sadece. Ben kadınlar tuvaletine girdim, çocuk beni takip etti. Ben bir tane kabine girip kapıyı kitleyince diğer kabinden benimkine tırmanmaya çalıştı ve başardı. Sonra dolarlarımı aldı, ben ondan nefret ederken kapıyı açmaya çalıştı ama beceremedi. "KİTLİ KALDIK!!!" diye bağırıp kapıyı yumruklamaya başladı, ben de yardım çığlıkları attım. Toplam 5 saniye falan sürdü bu dehşet çünkü zaten tüm büyükler ağzımıza sıçmak için geliyordu.Sonuç: düğün bölündü, bize masaları geze geze özür dilettiler, o masalardaki insanlar da ağzımıza sıçtı ve dolarlarımı aldılar. O gün bu gündür düğünlerde para saçan insanlardan nefret ediyorum.
Yanlız o değilde ben bombaya geliyorum. Bizim bir aile dostumuz düğün organizatörü ve ben de kimi zaman yardımcısı olarak belli başlı işlere gidiyorum, bir keresinde dini bir düğün vardı ve düğün kişilerin kendi mahallesindeydi saçma bi ortamdı,dandikti yani ve Hüsamettin abi (adı hüsamettin değil ama burda adını söylemek istemiyorum) beni aradı ve kendisinin başka bi düğüne gitmesi gerektiğini benimde gelip düğünün müziklerini cart curt ayarlamak için sahne arkasında durmamı istedi (daha önceden çok çalıştım yanında ama ilk defa tek olcağım içinde biraz stres olmuştum) neyse işte gittim ben herşey güzel teyzeler sürekli bana yemek tatlı falan getiriyorlar bende anlamsız ve bayıcı müzikler çalıyorum. Düğünede bizim organizasyondan 2 semazen gelicek 10 dk dönüp gidicekler. Bekliyoruz abi 15 dk oldu yok yarım saat oldu yok 1 saat oldu yok düğün sahipleri çıldırdı artık sürekli bana sorup duruyolar bende hüsamettin abiyi arayıp duruyorum haliyle her aradığımdada 5 dkya orda olacaklarmış diyor. Düğün sahipleri tam iptal edelim derken bizim semazenler geldi sonunda. Bende gittim dedim abicim hüsamettin abi söyledi bana bir flash vereceksiniz bende siz sahnedeyken müzikleri çalıcam, bu dedi bende flash yok sizde değil mi müzikler. E internette vardı orda bende dedim tamam o zaman siz isimleri verin ben youtube dan açarım müzikleri zaten 3 şarkı falan sadece. Bunlar giyindiler çıktılar başlıcak 1. şarkı tamam 2. şarkı tamam ulan 3. ye geldik mesneviden ders aldım şarkı, ben alttan alttan gülüyorum o zamanlar bunun capsleri gırla dönüyo çünkü sayfalarda orda burda. Yazdım youtube a mesneviden ders aldım 5 dk lık olanları falan açmiyim dedim çünkü ilk iki şarkı çok uzundu 6 dk falan bunlarda 15 dk max duruyolar sahnede, e bende 3 dk lık olanı bulunca yapıştırdım. ULAN NERDEN BİLİYİM BEN ŞEREFSİZLER İLAHİYE REMİX YAPACAK. İlk 15 saniye iyi hoş bunlar zaten her şarkıda ilk 10 saniyesinde selamlaşıp öyle başlıyorlar karşılıklı, tam dönmeye başladılar ilahinin sağ elimi kaldırdım kısmı oldu sana sağ elimi ka- ka- ka-kakakakağuuuuuppp cıstak cıstak çok hızlı gelişti yani.(bulursam edite eklerim linki, kalkmış sanırım ama benzerleri hala var) Semazenler şok, misafirler şok. Anında kapadım tabi açtım mikrofonu dedim ehüğehüğeü şey ıı bir hata oldu gusura bakmayın hemen düzeltyrm ehuğe gibi saçma sapan bişeyler geveleyip bidaha riske atmamak için ilk açtığım ilahinin bu sefer sözsüz olanını açtım, öyle bi şekilde atlattık yani, ben baya mahçup oldum tabi adamlara karşı ama napim aq müzikleriyle gelselermiş. Neyse onlarda işleri bitince gittiler, sonra bi yarım saat sonrada düğün bitti bende hüsamettin abinin gelmesini bekledim beni bırakması için, Bu geldi bi sinirli bi sinirli korktum bende benim olayı öğrendi de ona sinirlendi sandım, ama meğersem işin aslı şuymuş, bizim semazenler organizasyondan ayrı o geç kaldıkları süre içinde 2 düğüne daha gitmişler bide flashı orda unutmuşlar öyle gelmişler, lan dedim adamlara semazen dedik, mübarek dedik, dolandırıcı çıqtı amq. Çünkü normalde bi organizasyona bağlıysan başka biryer seni istediğinde organizasyonla iletişime geçersin ki organizasyon ordan pay kazansın. Neys bak yine sinirlendim. Bu da böyle bi anımdır, daha çok var bunun gibi düğün anısı amma ve lakin buraya bu sığdı, öpüyorum sizi tospiklerim
4 sene önce sınava hazırlanırken her hafta salı günleri heyecanla sen ne diyonun yeni bölümünü beklerdim. Bu yaz mezun oldum zaman gerçekten çok hızlı geçiyor ve ben sen ne diyon zamanlarını çok özledim.
Abim macar bir kızla evli olduğu için macaristanda mütevazi bir düğün yapmıştık. Yemekte at eti ikram etmişlerdi. En korkuncu ise atın pişmiş kellesini gelin ve damat masasına koymuşlardı. Abimin yüzündeki şoku anlatamam. Benim için acayip bir deneyim olmuştu.
Benim en keyif aldığım düğün teyzemin düğünüydü. benim memleketim Kars olduğu için geniş bir sülaleye sahibim (sadece anane tarafı 200 kişinin üstünde) bu yüzden düğünler çok olur ve bizimde kuzenlerimle kurduğumuz bir gurubumuz var bu gurup düğün başlamadan önce en kuytu masada toplanır annelerden alınan harçlık hesaplanır,civardaki dükkanların analizi yapılır,plan programdan sonra haylazlık başlar her zaman ve kimin düğünüyse o kuzen yönetici olur.
Düğün teyzemin olduğu için ben yönetici olmuştum plan basitti düğün salonu bir plazanın içindeydi tam üstü de ateri salonuydu paranın yarısı ile orada langırt oynadık keyif yaptık sonra iki sokak aşağıdaki diasa ya gidip 1 liralık litrelik kalitesiz gazozlardan on tane aldık birde mentos vardı tabi 10 kuzen 10 şişe vardı mentosları koyduk hırkaları çektik şişlerein kapağını deldik ve gazoz savaşı yaptık sanki paintball gibiydi çok neşeliydi sonra 6 aylık kuru pasta servisi var diye salona geri döndük servisin başladığı yere en yakın masaya konuşlandık pastaları hızlıca yedik sonra dağılıp birbirine yakın olan başka masalara gittik tekrar yedik sonra gazozlar yüzünden yapış yapış olmuş hırkaları çıkarttık farklı kılığa bölünüp başka yerlere geçtik tekrar yedik en son analarımızın yanına gittik elbette bize bir tabak ayırmışlardı onuda yedik çocuk değil miyiz yeriz tabi ki.
Sonra ateri salonuna geri çıktık damat tarafı oradaydı ve bize hava hokeyinde meydan okumuşlardı bu artık namus meselesiydi kuzenlerimden birini yendiler sonra ben geçtim ve nasıl olduysa 10-11 yendim gururluydum kuzenlerim destek veriyor bende birşey yaptım sanıyordum sonra aşağıya paramız bittiği için geri döndük gene para dilenmek için annelerimizi ziyarete gidelim dedik o sırada salonda kavga çıkmış bizim akrabalardan biri ile dama kavga ediyordu (bizim akraba çok içmiş sonrada damadın üzerine kola döküp akrabalarına küfür etmiş) eee haliyle kavga büyüdü düğün ama devam etti bizim akraba ayılıncada özür diledi barıştılar ama çok komikti adam zaten ayakta duramıyor bide yumruk atmaya çalışıyordu neyse bunlardan en güzeli bu düğünü sevme sebebim o çocukluk anısı masumiyeti ve en ufak şeyden bile ölesiye keyif almaktı keşke hala öyle olabilse.
12. Sınıfın son ayları, YGS geçmiş LYS'den umutlar kesilmiş bir halde lisenin son yılı olmasından dolayı mezuniyet planları yapıyoruz. Mezuniyet için Caddebostan'da elit bir mekan seçilmiş, ee biz de nasıl bir takım alsak kafalarındayız. Arkadaşlarla güzel bir firmadan şöyle hatrı sayılır bir para ödeyip güzel bir takım aldık. Hepimiz jilet. Ama ben durmadan diyorum ki "ulan ben buna bu kadar para verdim ama sadece mezuniyet de giyersem bu bana çok koyar, düğünlere falan gitmekte hiç adetim değildir. Umarım giyilecek ortamlar olur. Yoksa verdiğim para içime oturur" yani bildiğin efkardayım. Mezuniyet gecesi kapatılan mekanda doyasıya eğlendikten sonra "after party" için taksi ile kadıköye geçtik. Rıhtım'dan yukarı, ara sokaklardan çıkıyoruz hep birlikte. Tam mekan seçtik derken hafif yakınlardan müzik ve kalabalık sesleri geliyor. Biz o an bi barda parti falan var biz de katılırız falan sandık ama gittiğimizde orada elit bir düğün olduğunu gördük. Arkadaşlarla bi 20 sn falan sessiz bakışmadan sonra gülerek ve üstü başı düzelterek daldık içeri. Fırsat bu fırsat kaçar mı? Tabi biz jilet, her gören birkez daha bakıyor. İçeride güzel elit bir düğün gerçekleşiyor, henüz klasik düğün müziklerine geçilmemiş olmasını gelin ve damatın henüz çıkmamış olmasına bağlayıp kendimize güzel bi masa seçip oyun havalarına geçilmesini beklemek için oturduk. Bizim kafalar hafif çakır ve oyun havaları bi başlasa anında orayı yıkmaya kalkıcaz yani o moddayız. Ben bi sigara içeyim diyip ayaklandım ve çıkışa doğru yürümeye başladım. Tam çıkıcam arkadan biri ismimle bana seslendi. "Oğuzhan, Oğuzhann". Düğün kargaşasından dolayı ses zor duyuluyordu, ben bizimkiler bana sesleniyor herhalde diye döndüm arkamı. Ben dönünce seslenen eleman döndüğümü gördü, bana doğru yeltendi ve "Ablan seni bekliyor kaç dk'dır nerdesin hadi gel" dedi ve tuttu kolumdan beni arkaya doğru götürmeye başladı. Bende masun masum gidiyorum. Gelin ve damatın içeride olduğu bir odaya girdik ama içeride bir kargaşa var sormayın. Herkes bişeyin ucundan tutmuş birbirine seslenip duruyor. Bana da hemen gelinliğin kuyruğunu tutturdular ve anında dışarı doğru yürümeye başladık. Ben gelinin arkasından, yanımda bi kız damatın arkasından, içeri doğru bir koridor oluşturulmuş onun ortasından piste doğru ilerliyoruz ve ben hala olayın şokundayım. Piste gidildi, orada kısa bir merasim yapıldı ve çiftler dans etti. Bizi hemen düğünün gerçekleşeceği masanın yanlarına aldılar. Ben kıza bakıyorum kız bana. O sırada bizim arkadaşlarda dışarıda benim yanıma çıkmışlar ve beni bulamayınca içeri giriyorlar. İçeri bir girdiler göz göze geldik ve bunlarda kahkaha tufanı, bende hala ne olduğunu anlayamama falan derken olayın doğrusunu yarım saat sonra falan gelin bana bakıp tanımayınca anlıyoruz ki o bana seslenen eleman gelinin kardeşini sima olarak tanımıyor ve gelinin kardeşinin adı Oğuzhan. Adam seslendiği zaman ben dönünce ve üstümde takım elbise olduğu için adam normal olarak beni gelinin kardeşi sanıyor. Bu da böyle bir anımdır...
Ortaokulun başlarındaydım.Çok uzaktan akrabanın düğünü vardı ve annemin ayıp olur,hem yaşıtın kızlar da var demesiyle bende gittim.Evet böyle bir anne benimkisi.Ben bir türk olarak türk düğünlerini sevmem bana hep köylü işi gelir.Halaylar,çalınan şarkılar beni hep irite eder ama halaya da yaptığımız hareketleri çok komik bulduğum için katılırımda,eğlenirimde.Her neyse,o sıralar çok popüler olan dilek balonlarından getirdiler düğünün arka tarafına doğru ve bende hemen görüp gittim merakımdan.Adamlardan bir tanesi dur yakayım zaman gelincede bırak dedi bende tamam dedim.Zaman geldi ve balonları bıraktılar.Herkes alkışlıyor gökyüzüne bakıyor falan benim şerefsiz balon uçmadı.Bizim seviyemizde asılı kaldı balon.Balonu inceledim ve balonda küçük bir delik tespit ettim.Delik yükselmesini sağlamıyor ama bizim seviyemizde asılı kaldırıyor.Bütün düğün benim balona kitlendi ve bende o sıralar dikkat çekmeye çalışan bir salak olduğum için balonu ittire ittire düğün pistine götürdüm.Küçük çocuklar yanlarından koşturmaya başladı ve keşke bununla kalsaydı.Bakın birazdan ve bu zamana kadar yazdıklarımın hepsi maalesef gerçek.Orgdaki abi herkesi balon etrafında halaya davet ediyorum dedi ve balonun etkisiyle düğündeki en büyük halay çemberi oluştu.İnsanlar etrafında tepiniyor ve ortalarındaki balonun etrafta anlamsızca süzülmesine şehvetle bakıp çığlık atıyorlardı.Bazıları gelip bilerek mi deldin lan kerata diyordu.Sanki bu terli ritüellere bir yenisini eklemiş gibi hissettim.Halayın ortasındaki balonun da etrafında çömelmiş bir şekilde birbirlerinin omuzlarına kollarını koymuş umarsızca 100cm önerindeki parlayan cisme bakarak dönen amcaların dairesini görünce tanrım ben ne yarattım böyle dedim.Bu vahşete sadece seyirci kalmakla yetinirken çoğu zaman olduğu gibi bazı şeylerin neden olmaması gerektiğini anlatacak bir ders geliyordu.Balon rüzgarın esmesiyle hareketlenmişti ve adamlar daireyi bozmak zorunda kaldı.Tam herkes izlerken balon büyük yuvarlak masalara doğru ilerliyordu ve yanında başka bir trajediyi de birlikte getiriyordu.Düğünden sonra kuzenlerimin dediğine göre ne kadar albay subay içmeyi seven artist amca varsa toplandığı bir masaymış o meğerse.Bizim rıfat abi kolunu çarparak masaya rom şişesinin çoğunu dökmüş ve şerefsiz balon garsonlar yeni örtü getiremeden masanın tam üstünden geçiyordu.Evet masa çok büyük olmasa da alev almıştı ve herkes bana bakıyordu.Masanın üzerindeki örtüyü yere fırlatıp üstüne vurmaya başladı birden tüm masadakiler.Orgcu adam sitcomlarda kötü espriden sonra basılan ince notayı basarak orkestrayı durdurmuş bütün düğün yine ama başka bir aleve bakıyordu.Ben hemen çaktırmadan düğünün çıkışına gittim ve orada bitmesini bekledim.Annemin dediğine göre kimse bana kızmamış tabi ve yıllardır o olayı anıp güleriz ama sen sen ol CT sakın düğününe dilek balonu alma.
2:15 Ömercan'ın öpücük atması
cs nin 11:11 de kulağından kir çıkartması sonra ona bakması ve dizine silip hiçbir şey olmamış gibi gülmeye devam etmesi :////
10 yıl önceydi. Teyzem evleniyordu ve sıra pasta kesmeye gelmişti ki bende pastayı çok severim ama düğünlerde pastayı küçücük verdikleri için hep ayar olurdum Neyse pastayı tam ortaya getirdiklerinde " bu sefer yiyeceğim o pastayı abi " dedim ve ellerimi açarak pastaya koşturdum. Amacım bir avuç almaktı ama ayağım kayınca duramadım ve pastaya direkt olarak dalış yaptım.
O anki pişmanlığı ve şaşkınlığı unutamam.
Sonuç olarak kimse pasta yiyemedi ve bende büyük bir ders almış oldum. Siz siz olun pastaya saldırmak yerine yakın akrabaları manipüle ederek onların dilimlerini yiyin.
Kırıcı
Enişten uzun kızıl saçlı axl diye biri mi, videonu çekip november rain diye bir şarkıya klip yapmış olabilirler hakkını ara
Tam olarak bir düğün anısı değil ama olsun , siz Geekyapar ekibine bir meramımı bildirmek isterim "NİYE BİZDE DE DÜĞÜN BİTİMİ GELİN VE DAMAT ÖPÜŞMÜYOR ?" Çocukluğumdan beri yüzlerce düğüne bu beklentiyle gittim ama kendimi uzak ve sevmediğim akrabağlarla çekirdek çitlerken buldum.
Berna olunca bir başka oluyor. Genelde konuşmuyor ama gülmeleri güzel oluyor. Bir daha ki Sen Ne Diyon'un konusu "İtiraflar" olsun!
winter is coming kiz sadece otursa orda video yine farkli bi tarza burunuyor
Liseli olduğum yıllarda yaz tatillerinde fotoğrafçıda çalışıyordum.
Haftada en az 2 kez düğün çekimine giderdik ve anlaşmalı olduğumuz 3 ayrı salon vardı Bianca,Amade ve La'more her neyse konuya gireyim. Bir gün düğün çekimi yapmaya gittiğimiz salon da evlenecek çift gelmeden hazırlıklarımızı yapmış çekim için pozisyonlarımızı almıştık. Davetliler yavaş yavaş yerlerini alıyordu bende makinemin renk ayarını yapıyordum sonra ışıklar söndü ve "Bittersweet - Symphony" eşliğinde çiftimiz salona giriş yaptı onlar yürürken garsonlardan biri elindeki konfetiyi yangın alarmına yakın biryerde patlattığı için alarm devreye girdi ve bir anda ışıklar kırmızıya dönüp tavandan sular akmaya başladı herkes birbirine bağırıyor biz kamera'lari sudan korumaya çalisiyoruz, sofralarında yemek olan davetliler birbirini itip çıkışa dogru ilermeye çalışıyordu, o an bir teyze "Hüseyiiin ayool boğuluyom yardim et! İmdaaat!" diye bağırıyordu ben ise kaos'un ortasında kahkaha atarak herkesi zevkle izliyordum.Aradan 2 hafta geçti konfetiyi patlatan garson kovuldu ve tekrar düğün yapıldı.Hayat eskiden olduğu gibi sıradan hale döndü.
Muhteşem bi bölümdü teşekkürler
Bıyık GameClub olum daha yeni atıldı yavaş:D
Bi gün sabah 7 civarında denizin daha sakin ve ıssız olacağını düşünüp denize gitmiştim.Sahildeki düğün salonunun bahçesinde 11-12 kişi kadar halay çekmeye başlamışlardı.Ben de 9 gibi çıkıp evime gittim.Gün boyu düğün aklıma bile gelmedi.Akşam 10 sularında sahil yoluna kurulan korsan kitapçıya giderken düğün salonunun yanından geçtim.Hala halay çekiyorlardı sabahki 12 kişilik çekirdek kadrodan 3 kişi kalmıştı onlar da halayın en ucundaydı.Uçlardaki 2 kişi hala tempoya ayak uydurmaya çalışırken ortalarındaki adam yığılmak üzereydi ve bembeyaz olmuştu ama hala gözlerindeki halay aşkını görebiliyordum.Canını bile vermeye razı gibi gözüküyordu.Adam son nefesini verirken kitapçıdan 5 liraya kitabımı alıp ordan hızlıca uzaklaştım.
Geçen sene motor ile kaza yapmıştım. Ben sol şerit de bekleyip karşıya geçecektim.Lavuğun biri en sağ şeritden yeşilin aniden yanmasıyla birlikte önümden geçiyordu.Ben görmedim haliyle motoruma çarptı gavat.Masrafları hesaplarken 400tl civarı tutmuştu. Ben de para ne gezer Üniversiteye dolmuşla gidiyordum bişi yemeden eve dönüyordum.O gün de benzin parasını arkadaştan araklamıştım. Neyse olaydan sonra aileden öğrendim ki teyzemin düğünü 1 hafta sonra pazar günüydü. Şeytanlar etrafıma gelmeye başlamıştı, düğün takıları gözlerimin önünde geliyordu. Düğünleri de pek sevmeyen birisiyim "Düğüne ben de gelicem" lafını duyan şaşırıyordu. Düğün zamanı geldi,oynandı falan takı merasimi başladı.Sürale içi de ben böyle hani kayu gibi melek olarak görüyorlardı.Takı merasimi bitti annem teyzemde ki takıları, paraları alıp bana vermişti "şunlara sahip çık vedalaşıcaz insanlarla" dedi ben de "tabi ki annecim" dedim içimden kötü adam piç gülüşü atıyordum. Herkesin dikkati ayrı yerdeyken 2-3 altın attım cebe. Kafamı kaldırmamla birlikte dayım bana bakıyordu. Boku yedik diyorum içinden sövüyorum kendime ama duysanız nasıl sövüyorum. Yanıma geldi cebimden altınları alıp yerine taktı. O kadar terliyorum ki bildiğin terimle gusül almıştım. Dayım etrafa bakındı, cebinden 3 tane 200tl çıkarıp önüme koydu. "sakın" dedi gitti. Hayatım da ki en vahşet,drama, aksiyon, gerilim, korku her ne kadar bok varsa o an yaşamıştım. Düğünlere de bir daha gitmedim.Düğün de yapmıcam. İmam nikahı boşuna mı var lan.
konuyu yanlış anladığımı düşünmeyin ama bizim okulun mezuniyeti düğün gibiydi sanırım tek düğün diyebileceğim anı bu hayatımda.mezuniyette artık yapacak bir şey bulamayıp sahnede dans ederken birkaç şey söylemek istediğimi söyleyip hocadan mikrofonu almıştım. o sırada benden lise boyunca nefret eden bir kız o iğrenç gülüşüyle ve konuşmasıyla bana sataşmaya çalışarak şimdi takı töreni mi yapıcaaaaaaaaaz diye bağırmıştı, aklı sıra ban laf atmaya calışıyordu. bende zaten bir daha hayatım boyunca görmeyecek olmanın verdiği rahatlıkla tüm lise nefretimi o an çıkararak kıza ufak bi el hareketiyle birlikte evet sana takıcaz demiştim herkesin içinde. o an herkes deli gibi kahkaha atmaya başladı aramızdaki husumeti bilen hocalarımız bile kahkaha atmıştı mikrofonu elimden alan hoca da gülüyordu. sahneden indikten sonra bütün arkadaş çevrem ve sadece aynı lisede olduğumuzu bildiği insanlardan bile çok iyiydi helal olsun tebriklerini kabul etmiştim hatta bir kız arkadaşım bunu yaptığım için alnımdan öpmüştü beni. sanırım o an bütün okulun sesi olmuştum 4 yıllık lise hayatımın en zevkle anlattığım anılarından biridir bu
Düğüne gidebildik mi be abi...
Her videoda olmazsa olmaz
28:11 Ömercan Güldal yalnız değilsin. Ne demekmiş kısaltması çirkin. Durma haykır "ÖG"ler vardır.
En yakın kuzenim Arda'nın düğünüydü 2 yıl kadar önce. Tüm hazırlıkları birlikte yapmıştık ve sabaha kadar göbek atacağımıza söz vermiştik birbirimize (çok severim böyle şeyleri). Düğüm günü geldi, en güzel smokinimi giydim ve kır düğünü için yola çıktım. Olay yerine geldim, arabamdan indim ve inerken daha 2 gün önce aldığım çok değerli telefonumu düşürdüm. Telaştan hızlıca eğileyim derken ''Caaart'' diye bir ses duymuştum popomdan gelen. Hayır gaz çıkartmamıştım, lanet pantolonum yırtılmıştı ve işin daha kötüsü o gün beyaz üzerinde pembe domuzcuklar olan bi iç çamaşırı giyiyordum. Yanımda hiçbir yedek kıyafet yoktu. Ceketimi çıkarıp belime bağladım, düğün alanına doğru yola koyuldum. Millet tuhaf tuhaf bakıyordu. Bense pek aldırmıyor süsü veriyordum (pahalı bir smokin takım elbisenin ceketini beline bağlayan birini göreseniz siz de bakardınız emin olun). Neyse düğün başladı ve son derece mainstream devam etti. İş göbek atma bölümüne gelince hemen belimden ceketi çıkarıp bi sandalyeye oturup kamufle olmaya çalıştım. Ama Arda beni buldu. ''Olum gel hadi sabaha kadar eğlenicez'' dedi. Pek iyi hissetmediğimi söyledim, mırın kırın ettim ancak dinletemedim. En son kolumdan çektiği gibi (2 metre boylu 110 kilo arkadaş) beni düğün alanının ortasına götürdü. Tabii ki domuzcuklu iç çamaşırım pantolonumun içinden adeta dikkatinizi bana verin diye bağırıyordu. Küçük küçük gülüşmeler başladı, ama Arda sarhoş olduğu için fark etmedi ve elimi tutup sahneden ayrılmama izin vermedi. Damat halayı oynuyorduk ve her eğildiğimde yırtığın genişlediğini ve döndüğümüz her santimde başkalarının da domuzcukları farkettiğini hissediyordum. Çok utanmıştım. 3-4 saat sonra Arda çok sarhoş olup beni bırakınca arabama döndüm ve o gece düğünde olan akrabalar her görüştüğümüzde tşk geçmeye devam ediyorlar. FeelsBadMan
Berna 20 yaşında mı lan oha ben valla 15 falan sanıyordum ve içimden hep bu kız kötü etkileniyo geekyapar ortamından diye düşünüyordum. Artık gözümde daha masumsunuz.
Demek trend videolarda 35 numara
Ablamın düğününde langırt oynamıştım. Nişanında da yandaki kafede çay içmiştim. Ne kadar davar bir insanmışım !
Abi ben çocukken bir akrabamızın düğününde havaya savrulan paraları biz çocuklar garsonlarla canla başla savaşarak kapmaya çalışıyorduk. Ben de benim yaşlarımda, benim cüssemde bir kuzenimle takılıyordum. Biz de para toplamaya çalışıyoruz ama diğer kuzenlerime ve garsonlara nazaran cüssemiz biraz daha küçük olduğu için doğru düzgün para toplayamıyorduk.
Neyse bizim para kapmayı başaran kuzenlerimiz hemen tuvaletlere gidip para sayıyorlardı. Ben ve benim kuzen de onları takip ederdik ama kimse kimseye zırnık koklatmazdı. Bir garsonda bizi takip etmişti ve bizi gördü. Bize cazip bir teklifle geldi. Teklif şuydu: Elimizdeki azıcık parayı garsona verecek ve para toplayan kuzenlerin hangi tuvaletlerde olduğunu söyleyecektik malum garson tuvaletleri rastgele açarsa içinden sıradan düğün davetlilerinden biri de çıkabilirdi. Garson '' Çocuklar çıkışta gelin paraları kırışırız.'' dedi, Biz de hepsini gösterdik, garson kapıları açtı, bizim mallar da kapıları kilitlememişlerdi. Şerefsiz garson paraları aldı, kimse de bizim ihanetimizi anlamadı.
Düğün bittiğinde garsonların olduğu yere gittik. O şerefsiz orada olmadığından mı yoksa tüm garsonların aynı saç kesimi yüzünden birbirlerinin klonu olduğundan mı bilmem ama şerefsizi göremedik. Ben de ürkekçe '' Abi burada saçlı bir adam vardı.'' diye soruyorum. Malım çünkü ben. Bir garson piç gibi sırıtarak ''Tüm adamlar saçlı hahahaha'',dedi. Biz de oradan ayrıldık ve hiç bu konudan bahsetmeden ayrıldık düğünden. Böylece garsonlar kazandı.
Not: O günden beri tüm düğün salonu sahipleri benim gözümde Emperor, düğün garsonları da stormtrooperdır.
Bİr zamanlar babam müzisyendi.Yani şu düğünlerde müziği yapan kişi.Ben de o zamanlar yaklaşık 11 yaşlarında falanım.Babamın çalıştığı yere ben de gider,hem ona yardım eder hem de kendimce eğlenirdim.Bu yerde hem havuz kenarında hem de düğün salonunda düğünler olurdu.İki düğün de aynı anda olurken ben de istediğim birine gider tanımadığım insanlarla oynardım.Kimse beni tanımasa da tanıyormuş gibi yaparlardı,bazen gelini karşıma alır oynardım. Hatta insanlar beni ortalarına alır alkışlamaya başlardı.Çünkü her gün oynadığım için artık bu işte uzman olmuştum, herkesten iyi oynuyordum zaten.Hatta bir keresinde bir dayı gelip ben oynarken bana para atmaya başlamıştı. Daha sonra takı merasimi başladığı zaman öbür düğüne geçerdim.Orada da biraz halay çektikten sonra yorulursam gider pasta yer, kola içerdim.Zaten bütün garsonları tanıyordum.Düğünler bittiğinde gizlice toplu fotoğraflara girerdim.İnsanlar fotoğraflara bakarken kimsenin tanımadığı,ortalıkta dans eden gizemli çocuğu hep merak edeceklerdi...
Herhalde bir akrabanın düğünü falandı çok lüks bir düğündü baya küçüktüm kuzenim de vardı. Düğünlerde etrafta saçma sapan gezip oyun oynayan çocuklar var ya biz de o şekil etrafta geziyoruz. Biraz zaman geçti kuzenim bana hazırlan az sonra para atacaklar dedi. Aradan biraz zaman geçti ve düğünün üst katından paraları saçmaya başladılar. Bütün çocuklar etraftaki paralara saldırıyorlardı ben küçük olduğumdan 1 tane zor yakalayabilmiştim diğer çocuklar baya para yakalamışlardı ama ona rağmen mutluydum. Aniden bir adam hızlıca yanımıza geldi ve elimde tuttuğum parayı kaptı ve elinde para olan diğer çocukların da paralarını aldı ve işin en garip olan kısmı bu adam paraları saçan adamdı. Ben olayın şokun daydım ama kuzenim hızlı davranıp paraları cebine atmıştı. Ben üzgündüm, kuzenim üzgün olduğumu görünce bana yakaladığı paralardan bir tanesini verdi ve şöyle dedi bu parayı cebine koy dışarı çıkarma alırlar dedi. Ben de eve gidene kadar parayı cebimden çıkarmadım, eve gidene kadar da parayı hep ora damı diye kontrol ettim. Eve gelince o parayı kumbarama attım o paraya hiç dokunmadım hala kumbaranın içinde ama kumbara kayboldu. Buradan o paraları saçıp sonra da toplayan o herife sesleniyorum ulan insafsız herif küçük çocukların mutlulukları ile oynamaya tanınmıyorsun.
4. sınıfa gidiyorum işte 10 yaşında falanım. Öğretmenimizin düğünü vardı. Takı töreni başladı. " Gelinin dayısından bir çeyrek" diye bağırır ya adam. (O adama ne dendiğini bilmiyorum.) Ben babama dönüp "Baba, neden herkesin ne takdığını söylüyorlar? Kimisi takamaz, kimi çok takar. Neden insanları ayrıştırıyorlar, ayıp değil mi?" demiştim. O da bana "Haklısın" diyebilmişti sadece.
Diyeceğim o ki; KAHROLSUN BU DÜZEN!
Ben şuan 16 yaşındayım . En son bir akrabamın düğününe 6 yaşımda falanken gitmiştim . Bir daha da gitmedim taaa ki geçen ay gittiğim o korkunç "düğün" denilen leş yere gitme kararı verene kadar . Eee zaten yeni elbise falan da almıştım hadi bakalım bu sefer gideyim de ayıp olmasın diye geçirmiştim içimden . Biraz da ailemin zoru var tabi . Sonuçta ( aadece adını duyduğum ) kuzenlerimden biri evleniyordu . Saatler öncesinden hazırlanmaya başladım kıyafetler makyajlar falan . Ve bir hevesle düğüne gittik. Ama beklediğimden daha kötüydü . Sırayla tanımadığım kuzenlerim ve iğrenç samimiyetsiz , aramızda ki tek bağ kan bağı olan insanlar masayı çevreliyorlardı . Anneme ve babama kızınız bu mu? Deyip ilginç ilginç bakıyorlardı . Bana da gelip bir hevesle " beni tanıdın mı ? " diye soruyorlardı . Ben bu sorular karşınında terliyordum . Akrabamız olduğunu tamin ediyorsum ama isimlerini ve neyimiz olduklarını bilmiyordum . Tüm kuzenlerimle o gün tanıştım . Bir sürü fotoğraf çektirdik . En son yanıma Hilmi amca geldi tabi ben o zaman kim olduğunu tanımıyorum . Yanıma geldi ve "beni tanıyor musun ?" Dedi bende hayır dedim . Adam o kadar kırıldı ki nerdeyse ağlayacaktı . Koskoca adam içimden kahkahalar atıyordum . O gün tüm akrabalarımla tanışmıtım bu da böyle bir anımdır . Bir daha da 10 yıl sonra giderim heralde .
komşumuzun düğününe gitmiştik abi. Baya elit bi düğün yapmaya çalışmışlar falan ama aileler anadolu insanıydı sonuçta. Düğünün ilerleyen safhalarında adettendir diye kasap havası vs. eşliğinde halay çekildi. Ne yazık ki hızını alamayan damat tarafı kasap havası bitip yerini sakin bi müziğe bıraktığında hala halaya devam ediyodu. O an damadın kayınbaba ve kayınanasıyla bakışması hüzün ve çağresizlik bakışı olarak aklıma kazındı.
Babamın bir akrabasının düğününe gittik. Ben o zamanlar 12 yaşında falanım. Annem, babam, ben ve hiç tanımadığımız bir çift aynı masada oturuyoruz.Masamız da dans pistine çok yakın, en öndeki masalardan yani. Ana yemek olarak soslu tavuk geldi. Size tavuğu nasıl anlatsam bilemiyorum. Gelen şey aslında sadece bir but ama neredeyse küçük bir piliç büyüklüğünde. Ben çatal bıçakla o tavuğu yemekle cebelleşiyorum. Kemiği yüzünden çok zorlanıyorum falan. Çatala küçük küçük et parçaları geliyor, sinirleniyorum. Artık sinirden midir yoksa elim mi kaydı bilmiyorum. O yemek için cebelleştiğim tavuk, tabaktan kaydığı gibi benden 5-6 adım öteye uçuverdi. Şok içinde bir tavuğa bakıyorum bir de etrafıma bakıyorum birileri gördü mü diye. Utançtan yerin dibine geçmek üzereyim. Kimseye çaktırmadan ayağımla uzanıp tavuğu masanın altına iteledim.
Annem tabağımın boş olduğunu görüp "Aaa ne çabuk yedin." demişti. Bütün gece açlıktan midem kazınmıştı.
Arkadaşımla bir düğüne gitmiştik. Her düğünde olduğu gibi romantik müzikler falan çaldı, yemek seremonisi başladı. Biz iki sap, yalnız başımıza oturup, yemek yerken muhabbet ediyoruz tabi. Dans pisti bomboş kalmıştı ve hiç müzik çalmıyordu. Ben de öylesine ''Memo, senin bale skillerin çok iyi. Çık bir bale yap, millet görsün!'' dedim. Adam tek kelime etmeden kalktı, pistin tam ortasına geldi, ağzı ile ''dırırırım dıdım dıdım'' diye kendine melodi yapıyordu. Ve bale yapmaya başladı. Çok şaşırmıştım. Tam bir kuğu gibiydi. Çılgınca zıplıyor, kendi etrafında dönüyor ve ne olduğuna dair hiçbir fikrim olmayan hareketler yapıyordu. Alkışlar arasında yanıma geldi, oturdu ve hiçbir şey olmamış gibi, yine tek kelime etmeden, yemeğini yemeye koyuldu. Çok garip bir olaydı, hala anlamlandıramıyorum.
Ömercan artık çikolatayla ellerini yıkasınn !!!!!!
Düğün tarihi belli olur. Düğünün salon düğünü olacağı belli olur. Buna göre gidip 450 liralık zürafa boynu kadar uzun toplu bir ayakkabı alınır. Paçoz gelinin son anda 'uffff burası çok basık, ben dışarı mekan istiyorum' demesiyle salon düğünü kır düğününe dönüşür. Davetlilerin haberi olmaz. Zürafa ayakkabı giyilir ve düğüne gidilir. Ani bir yağmur bastırır. Zürafalar toprağın dibini boylar ve 150 CM OLAN SEN ÇAMURA KARIŞIP GÖZLERDEN KAYBOLURSUN. #antitopukluayakkabi
kardesim 5 yasindayken bir yakinimizin dugununde oynayanlarin halay cekenlerin gotune saplak atiyordu 😂😂😂
biz bunu dugun kasetini izlerken farkettik
Ben 7 8 yaşlarındayım bir köy düğününde uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımla deliler gibi oradan oraya koşturuyorum. Etrafımda silahlar patlıyor ortada dev gibi bir ateş yakılmış etrafımız alabildiğine orman. Köy değil kabile düğünü anlayacağınız. Şehirde büyümüş bir çocuk olarak böyle saykodelik bir mekanda bulunmak beni acayip cezbetmişti. Neyse bu koşturmacalar beni çok yordu ve su içmeye köyden abilerimin olduğu bir masaya gittim onlar da bana bir dolu bardak su verdiler. Yani ben başta öyle sandım. O bardaktaki sıvıyı birden kana kana diktim bardağın çoğunu içtikten sonra bir şeylerin ters gittiğini fark ettim. Suyun tadı bir garipti ve bizim abiler yarıla yarıla gülüyordu. Onlar için komik olan şey ise 7 yaşında bir çocuğa sek rakı içirmekti. Ben biraz daha koşturmaya devam ettim fakat midemde birşeyler ters gidiyordu. Başım dönüyor düz çizgi üzerinde yürüyemiyordum.
Bir köşeye geçip biraz nefeslenmeye çalıştım ağzımdaki iğrenç tat bir türlü gitmiyordu. Sonra ateşin etrafına köçekler çıktı bizim arkadaşlar da onların yanına gidip oynamaya başladı. Her ne kadar kötü durumda olsam da ortamın gazı benim için devam ediyordu. Onlara katılıp köçeklerle yalpalaya yalpalaya oynamaya başladım. Midem sonunda pes etmişti ama, diz çöküp püskürte püskürte aslan sütü kustum. Babam beni kaldırmaya geldiğinde şerefsizler hala gülüyordu.
Şimdi onların çocukları var. Yakın zamanda da bir köy düğünü...
Bir gün bir düğünde (havuzlu bir yer) damadın erkek kardeşlerinden biri suya atladı ve geri kalan ziyaretçiler (damadın arkadaşları vs.) de domino edasıyla suya atladılar.ardından damadı donkey kong edasıyla havaya kaldırıp suya attılar . Çok geçmeden de ıslak ıslak gömlekleri vicutlarına yapışmış şekilde halay çekmeye devam ettiler.ben de tek kuru erkek olarak köşede kolamı yudumladım
Birkez ufakken 5-6 yaşındayken düğüne gitmiştim. Zengin akrabalarımın düğünüydü kocaman yerdi girişte palyaçolar vardı tüm çocuklar onlarla gitti. Hayatımda ilk kez palyaço görmüşüm abi korkup annemin arkasına saklandım. Sonra gittim baktım palyaçonun olduğu yer camlıydı içeride oyun falan oynuyolardı çok kıskandım be abi. Düğün salonunda 3-4 saat boyunca tek çocuk olarak palyaço korkum yüzünden oturdum
Ben küçükken herkesten PlayStation isterdim sünnet düğünüm oldu ve yavaş yavaş hediyeler verilmeye başladı amcam dedi ki 'Ömer sana büyük bir sürprizim var' ben de çocuk aklıyla PlayStation ve bir sürü oyun olacağını düşünmüştüm fakat aradan bir beş dakika kadar sonra 2 dansöz ortaya çıkıverdi ve amcam kulağıma eğilip 'Ömer al işte hediyelerin bunlar' demişti ben küçük çaplı bir şok yaşamıştım ve şuan benim önümde dans eden 2 dansözü izlemek yerine PSP oynadığım için çok pişmanım. Ayrıca zamanında Akasya Durağını izlerken bir düğün olmuştu o düğünde gelen altınları ağızlarına alır bükülürse 'bu altın sahteeee' diye bağırırlardı ben de bu diziye özenip gelen her altını ağzıma alıp bükmeye çalıştım genelde bükülmediler fakat bir tanesi büküldü ben altına baktım altın bana baktı bir süre o sırada bütün herkes bana bakıyor tabii sonra ben yavaşça kafamı kaldırıp BU ALTIN SAHTEEEE diye bağırmaya başladım çocuk aklı işte ama yine de o büktüğüm altın gözümün önünden hiç gitmiyor keşke bükmeyip küçükken sevdiğim kıza verseymişim de tavlasaymışım.
Bir catering şirketinde ordan oraya çeşitli organizasyonlarda çalıştığım bir yazdı. İşe sabah 9 da gider akşam düğün başlayana kadar kamyon boşaltma sandalye taşıma gibi işler yapardık. Sadece garsonluk yetmezmiş gibi bu ağır işlere de maruz kalırdık. Bir gün bu şekilde çalıştım, 3 te düğünden çıktım ve 2 saat uyuyup kahvaltı işine gittim. O da öğlen 2 gibi bitti ve şef beni "taşımaya karışmazsın gidince istirahat edersin" diyerek diğer düğüne gitmem için kandırdı. Ama istirahat ne kelime iş her zamankinden daha ağır. Neyse servis başladı ama yorgunluktan ölüyorum ellerim tutmuyor.
Düğün de karadeniz düğünü her yerde büyük burunlu müteahhitler var. Bi masada orta yaşlı kel bir adam ve genç bir sevgilisi var. Şarap istediler. Götürdüm, tepsiden masaya koyarken şarap elimden kaydı ve tam kadının göğüs çatalından döküldü. Ben de ne olduğunu idrak edemediğim için kadının göğüslerine ağzımdan salyalar akarak bakıyorum kadın da bu arada feryat figan. 10 saniyelik boşluk oldu ve ben kadının göğüslerinden gözlerimi aldığımda yanındaki adamla göz göze geldik. Adam kalktı inanılmaz bir hızla konuşarak küfretmeye başladı. Ben de korkudan ve yorgunluktan oracıkta bayılmışım. Uyandığımda damadın babası kafamın dibinde sigara içiyor ve gümbür gümbür müzik çalan düğünde çıt yoktu. Bir anda kalkıp ara sıcakları dağıtmam lazım diyip koşmaya başladım. Herkes arkamdan bakakaldı. Tabi istanbul sıcağı yorgunluk açlık korku gibi faktörler yetmezmiş gibi bir anda kalkıp koştuğum için arka tarafta dizili olan kasaların üzerine bayılmışım. Daha sonra düğündeki bir abi beni evime bıraktı paramı da vermediler
Arkadaşlar ile rastgele bir düğüne gidip çılgınca dans etmeye karar verdik. takım elbiselerimizi giyip düğüne gittik. Düğün çok kalabalıktı hunharca dans ederken farkettim ki O'nun düğünüymüş be abi ;( (pasta da düzel değildi)
Bu haftanın troll arabesk yorumu bu olsun
Video boyunca ömercanın frikiği dikkatimi dağıttı abv
Aha tam benlik konu Şimdi bu olay 2 yıl once ben lisedeyken gercekleşti.Babamların arkadaşının dügünü vardi acik alandaydi ama yani bi salon gibiydi icerde salon da vardı neyse o zamanlar da sigaraya yeni baslamistim ve acayip sigaraya sıkışmıştım o ara acik alan ya herkes iciyor ama ben icemiyorum tabi ailem var.Ben de dunyanin en iyi karariyla tuvalette icmeye karar verdim ama beynim tuvalette duman sensörü oldugunu duşunmeye yetmedi ve sensor caldi ben panik yaptim tabii disari ciktim sigarayi sondurup insanlar ciglik atiyordu yeminle bi teyze fenalasti sonra bunu hastaneye goturduler tabii yangin da gormeyince insanlar rahatladi sonra teyzenin ölmedigi haberi geldi ve devam ettik halaya SIGARA PISMANLIKTIRR
Şu baştaki skeçlerin birleştirildiği bir video lazım ya, çok net :D
Geçen ay dayılarımdan birinin düğününde tuvalete gittim,tuvalette diğer dayılarım güle güle sıçıyorlardı ama kötü olan bu değil,sarhoş oldukları için aynı tuvalete sıçıyorlardı ve kapı açıktı.
Bora Bey geçmiş olsun
Nasıl sığıyorlardı?
En sevdiğim kuzenimin düğünündeydim. Düğünde saçma sapan olaylar oldu ve ben bunları listelemek istiyorum.
1- Öncelikle bizim 10 senelik planımıza göre altın kesesini tutacak olan kız evlat bendim. Ama o sene hiç sevmediğim kuzenim acı bir kayıp yaşadığı ve devamlı duygu sömürüsü yaptığı için altın kesesini ona tutturdular. Bu bana çok koymuştu çünkü sürekli kuzenimin düğününde hep yanında olacağmı düşünmüştüm. Ama hiçbir zaman öyle olmuyormuş. Bu düğünün ilk ve en acıklı kısmıydı sonrası değişiyor.
2- Düğünde sürekli kuzenimin önceden tanıştığım ama hiç hatırlamadığım arkadaşları geliyor ve "Ezgicim ne kadar büyümüşsün, seni en son gördüğümde ilkokuldaydın" gibi şeyler söylüyor. Ben de kibarca çıkaramadığımı söylüyordum onlar da kendilerini en ince detayına kadar tanıtıyorlardı. Böylece tanıyamasam bile tanımış oluyordum. (Bu arada gelen 13 kişiden sadece 2'sini hatırladım kalanları da sahte bir zeka pırıltısıyla "HEEE..." diyerek geçiştirdim.)
3- Bizi zorla piste sokuyorlar ve oynamaya zorluyorlar, hele o 13 kişi burnumdan getirdi, göze batmadan adam gibi oynamaya çalışıyorum ve birden bire damat halayı çalmaya başladı. Parmak parmağa verdik ve ben, "Ben bu işte profesyonelim, havada karada çekerim" havasında kafasına kravat bağlamış 27-28 yaşlarında biriyle halay çekmeye çalışıyorum. Hayatımda hiç bu kadar kötü halay çektiğimi hatırlamıyorum. Adam o kadar kötü halay çekiyor ki kendi ayağıma basıp oracıkta geberiyordum. Adam her "eller havaya" kısmından sonra serçe parmağımı tutturamadığı için önce bileğimden, sonra elimden, tekrar "eller havaya" kısmı geldiğinde anca serçe parmağıma ulaşabiliyordu. O kadar yakın temastan sonra öğrendim ki o kuzenimin en sevdiğim arkadaşının nişanlısıymış. Kendimden utanarak ailemin oturduğu masaya ilerledim.
4- Nefret ettiğim kuzenimle o günden beri konuşmadık ve bu bana neş'e veriyor...
Bu arada videolarınızı o halay çekemeyen adamın gülmeye ve aynı zamanda sandalyede durmaya çalışan versiyonu gibi hissediyorum. Gülmek için çok coşkuluyum fakat bedenim üsluba ayak uydurup sandalyede durmak istemiyor.
Amcamın düğünündeydim 7-8 yaşlarındaydım. Herkes halay çekiyordu kimse beni yanına almıyordu annemle babam da halayda değildiler. Sonra amcam benim acınası, etrafa çaresiz koşturan ve serçe parmağımı diğer insanların serçe parmağına tutturmaya çalışan halimi görünce beni halay çekmek için yengem ve kendi arasına aldı. Herkese "Kodumun salakları bana halay çektirmiyordunuz şimdi ben damat ve gelinin yanındayım ağlayın küçük insancıklar." bakışı atıyorum( neye benziyor hatırlamıyorum). Artık da halay malay çekmiyorum (neden ben de bilmiyorum herhalde kurtlarımı kendimin ve arkadaşlarımin düğününde dökeceğim)
Yalnız Tranbolin den ne geek yapacandan sonra 10 dk konuşmak :D
yaşım 9 sünnet düğünüm olucak. Herkes eğleniyor filan herneyse bir sessizlik çöktü salona bi anda değişik bir şarkı çalmaya başladı ve ışıklar kapandı. insanlar anlamaya çalışıyor noluyor filan. bi kapıdan kısa süre sonra bir teyze topluluğu gelmeye balşadı ortalarındaki ise annemdi elindeki tepsiyi yukarıya kaldırdı ve şarkı söylerek bana doğru geliyorlar (2 ay öncede saw gibimsi bir film izlemişim) tepsiyi gören millet kına yakılacak çocuğa filan diyor ben baya gerildim .gerilmemin sebebi ise kına yakılmasının ne demek olduğunu bilmiyorum ben sanıyorum ki gelicekler benim kafamdan aşağı kızgın yağ gibi bişi dökücekler ve bu sırada annem ve teyzeler gittikçe yaklaşıyor ve yanımdaki insan sayısı artıyor. ben gittikçe paranoyaklaşıyorum ve aklıma bir fikir geldi sünnet kıyafetimin yanında verilen tokmakla sevmediğim enişteme vurdum ve canileeer diye bağararak kına olan tepsiye vurarak yere düşürdüm ve düğün salonundan herkesın şaşkın bakışları içerisinde hızlıca çıktım. yarım saat boyunca beni aradılar ben ise kıraathanede oturmuş bir dayıyla konuşuyordum neyse beni buldular annemin giysisinde hala kına vardı ve salona geri döndük düğünde ben kına olmadan devam etti
İdris usta onrumuzdur !!! Şaka bi yana her mutsuz olduğum da bi video açıp izliyorum efsane bi kafası var adamın
Sen ne diyonlar uzasın artık
Arda Kaan Bereket uzun kalın mı olsun
Dark Ninja ...
Kısa ince mi
Dark Ninja yeter bence :D
Anladım Hojam :d
18.21 :ııı: kaza falan mı oldu bişey olmasada bişeyler oldu gibi bişey oldu
Sünnet düğünümü anlatacağım
Sabah kahvaltı yapıp doktora gittik kardeşim de ben de kestirdikten 2-3 gün sonra düğün oldu bize kına yaparken ben nedenini anlamadığım bir şekilde ağladım sonra annem beni anneannemin yanına oturtup gitti dans etmeye gitti 10-11 dk sonra eve geldik annem ve babam paralarımızı aldı sonra babam hadi bakalım herkes kendi yatağına dedi ve yattık sabah anneme sordum paralar nerde dedim bana baktı ve dediki paraları düğün için harcadık. Bu da benim bir düğün anım. Yaş:10
Ve biliyorum çok saçma
o yalan abi bana da aynısını demişlerdi şuan gerçeğin farkına vardım
Benim bir düğun anım var... düğün anımın olmaması. Dı dıp tıss :D
Hoparlör yanı... ( That's what you like! )
Bu arada Ömcör ne zaman çikolatayla ellerini yıkayacak? 109k olmuşuz.
32:54 Crawling ile sana olan sevgimi daha da arttırdığın için teşekkürler CS
İBİBİK İBİBİK
Her düğünde arkada kalan masaları düzelten boşları toplayan birkaç elaman vardır. O elemanlardan biri olmadan önce onları asla fark etmezsiniz. İşte ben o elemanlardan biriydim. Her düğün günü sabah gelir ortamı hazırlar, bütün teknik sistemi kontrol eder, çiçekleri sulardım. Neyse...
Bir gün yine düğün olacak diye çağırdılar. Gittim ve rutin işlerimi yapmaya başladım. Öğleye doğru misafirler gelmeye başladı. Yaklaşık yarım saat sonra gelin ve damatta geldi. Gelinin yüzü örtülüydü o yüzden kim olduğunu görememiştim. Fotoğraflar çekileceği zaman yüzünü açtılar ve o zaman tanıdım. Bu yıllar önce aynı fakülteden mezun olduğum ve bir türlü açılamadığım bir kızdı. Böyle elim ayağım birbirine girdi. Ama yine de çalışmaya devam ettim. Bir süre sonra şefimiz beni çağırdı. 4 katlı düğün pastasını taşımam için yardım istiyordu. Ben ve birkaç garson pastayı kaldırdır ve ziyaretçilerin arasından geçirerek Gelin ve damadın masasına doğru götürmeye başladık. Küçük çocuklar etrafımızda koşuşuyordu. Bir tanesi pastanın altından geçti. Çarpacak diye çok korkmuştum. Neyse sağ salim pastayı ulaştırdık.
Kız beni görünce tanıdı. Çok utanmıştım. Hava öylesine ısınmıştı ki eriyebilirdim. Kulaklarım hiçbir şey duymuyordu. Sonra kızın yüzü korkuyla çarpıldı. Arkamı döndüğümde bir ejderha gördüm. Meğersem utançtan değil ejderha alevinden dolayı sıcak hissediyormuşum. Hemen pastayı kesmek için getirdiğimiz uzun palamsı bıçağı kaptım ve ejderhayı öldürdüm. Kıza tekrar baktığımda bana aşık olduğunu anladım.
Sonra annemin sesini duydum. "Oğlum kalk, yerine yat." diyordu. Uyanınca hemen dışarı çıktım ve kızın evine gittim. Gerisi malum. Bizim düğün gayet sıradandı. :D
CT'nin düğününü basıp "Sen Ne Diyon Nerede?" diye bağırdım. (Gelecekten yazıyorum.)
Hem anne, hem baba tarafım Yunanistan göçmeni. İki sene önce yaz aylarında, Yunanistan'daki bir akrabamızın kızının düğün davetiyesini aldık. Kızın babası babamın akrabası olmasının yanında yakın arkadaşı ve sıksık Türkiye'ye gelir, buluşur konuşuruz. Neyse işte o yüzden gitmemek ayıp olurdu. Ben, annem, halam ve eniştem gitmeye karar verdik. Yunanistan dediysem de, Edirne'ye birkaç saatlik uzaklığı olan bir yer. Annem ve ben İstanbul'dan Edirne'ye, halamların yanına gittik. Daha sonra eniştemlerin arabayla Yunanistan sınır kapısına. Oraya arabayı park edip, yürüyerek Yunan tarafına geçtik. Düğün sahibi, az önce bahsettiğim adam bizi oradan alıp köye götürdü.
Günlerimiz köyü ve akrabayı gezmekle geçiyordu ki, düğün günü geldi çattı. Düğün sahibi düğün yerine erken gidecekti, biz arabayı sınır kapısında bırakmıştık ve düğünün yapılacağı yer çok uzaktı. Zar zor arabasında hepimizi alacak yer olan birini bulabildik. 50-60 yaşlarında, sıska bir adamdı bizi götürecek olan adam. Köyden çıkıp gayet normal bir hızla gidiyorduk ki, bir anda dağa çıkmaya başladık. Adam hızlanmıştı, virajlara girerken hiç yavaşlamıyordu ve hepimiz korkmaya başlamıştık. Halamla arabanın camından dağın altına bakıp, parçalarımızı birilerinin bulup bulamayacağını tartışırken, düğün yerine geldik.
Yerlere geçildi, göbek atıldı, yemek yendi, içkiler içildi. Ve o an, hepimizin aklına o soru geldi. Ayıkken bile böyle araba süren bir adamın arabası,kim bilir 5-6 duble sek Yunan rakısı içmiş haliyle sürdüğünde nasıl olacaktı. Eniştem az içmişti, ama böyle çok virajlı bir yola girmek için kendine güvenmiyordu.
Neyseki başka akrabaları bulmuştuk. Hepimiz sığmıyorduk arabalarına ama annem ve ben birine, halam ve eniştemse başka bir arabaya geçti. Eve sağlam ve tek parça şekilde dönebilmiştik sonunda.
Türkiye'ye dönebilmek için bizi birinin tekrar sınır kapısına bırakması gerekiyordu tabi ki. Düğün sahibi, bizi oradan alıp köye götüren adam işi olduğunu -yani zengin ve geline çok altın taktığını düşündüğümüz birine yalakalık yapması gerektiğini- söylemişti. Tüm köyde bizi götürebilecek birisi var mı diye arıyorduk. Sonunda, küçücük bir arabaya sığıştık. O arabanın da sınırdan geçebilmesi için izni yoktu. Tam sınır kapısından da yürüyerek geçirmiyorlardı. Başka bir taksi bulup geçmemiz gerekmişti.
O gün bugündür düğün sahibiyle görüşmüyoruz. Olan altınımıza oldu, hüzünlüyüz, mutsuzuz ve ne zaman bu aile aklımıza gelse birkaç dakikalık sessizlik içerisinde altınlarımızı düşünüyoruz. Onları gelinin boynundaki kırmızı kurdelaya geçirmeden önce ne kadar parlak olduklarını...
LAANNNNN OHAAAAA NASIL BİLDİNİZ 2020'DE TAHARET MUSLUĞU YÜKSELİŞE GEÇECEK DİYE.
Geçen yıl 15 temmuz'da ülkede birtakım olaylar olurken ben düğünde halay çekiyordum be. Olayları ta yurtdışından kuzenim arayıp söyledi de öyle öğrendik. Nasıl bir kurt dökme sevdasıysa cidden dünyadan haberimiz yokmuş. Top patlasa duymaz dedikleri bu :)
Amcam ın düğünündeydik bende düğünlerden nefret ederim bu arada o zamanlar 13-14 yaşında filanım .
Böyle klasik düğün işte arkada halay kafa şişiren şarkılar ışıklı ayakkabıları ile koşturan çocuklar bende çizgi roman okuyorum tabi o seste bişey anlamıyom ama olsun.
Bu arada en az bi 5 kere filan yanına gelip bu ne anlat bakıyım diyen 60 yaşında amcalar beni bıktırmışken bide "çizgi roman okuyo, ezik inek" diyen sokakta jilet ile gezen serseri yaşıtım tayfada beni dahada bıktırmışken düğün ün son dakikalarında yanıma gelen tanımadığım ölü ve korkunç teyze yanıma gelip "sıra sende kızım "dedi o sırada etraftakı örümcek adamlı 5 yaşında çocuktan damat amcama kadar etrafımızdaki bi 30 kişi filan anırarak gülmeye başladı okadar utanmıştımki haftalarca akrabalırımla görüşemedim sonra öğrendimki o amk teyzesi körmüş gözlüğünü kaybetmiş 1 sene sonra filan tamamen öldü
Mezarı bize yakında bende ölümünden bi kaç ay sonra yeni arkadaşlarımla mezarına gidip işemiştim bizi yakalamışlardı ama ben kaçmıştım diğerleri fena azar işitmiş filan tabi bu olayı o arkadaşlarım dışında kimse bilmiyor bilmesinlerde neyse o teyzenin(adını bilmiyorum)Allah belasını versin gençliğindede kaşarmış evet bağlantılarım var.
mezara işemek nedir dikkat et dadanmasınlar
Barış Yucel 13-14 yaşında oldu yıllardır bişey olmadı bundan sonrada olmaz herhalde
+the Man Of steel teyze yapmiş yapcağını zaten
Abi sene 2009-2010 Azerbaycanın bi köyünde düğündeyim. Tabi o zamanlar kendimi 9 milyonluk Azerbaycanda tek hiss ediyorum sebebi de Maynard Keenan meşhur Tool anlıyacağınız. Neyse düğünde bi havam olsun bi farklılık olsun diye Pot şarkısını çaldırdım. Dayılarım, amcalarım çok beğenmiş olacak ki kurbanda bile girmedikleri deveye girer gibi bana girdiler. Neyse hepinizi seviyorum CT müthiş naif CSyse müthiş GO.
Tamam. Tamam.
Ömercanınsa mimikler müthiş (ve Ömercan mimik yapar hafiften gülümseyip ellerini iki yana açarak)
Hayırlı Quinnler.
! 18:20 de ki an sanki ömercanla hanım ablamızın kamera onları çekmediği zaman kaçamak yaptığı, onları çekincede adeta basılmış edasıyla üst baş düzeltilmesi durumu gibi durmuyor mu ?
(just mizah)
(be relax aybike)
Tesadüf yani ne kasmışsın biraderim mizah yapacağım diye
Ct nin söylediği saçmasapan kelimesi zaten tesadüfdür, ben kesin öyledir demedim dostum sadece gözüme ilginç geldi.
Sevdiğim kızın düğününde çok eğlenmiştim ya damat beyle de iyi kanka olduk orda
3 saat gecikmeyi kinamak icin beğen !
Üç sene önceki yaz tatiliydi.İstanbul da akrabamizin düğünü vardi.Bizde bir gün önceden "hazırlıklara yardım ederiz" düşüncesiyle yola çıktık.Neyse eve gittik.Düğünü olan abinin bi tane de 20li 25li yaşlarda erkek kardesi vardı.O da bizden büyüktü ve ona da abi diyorduk.Herkes gayet normaldi, taa ki düğüne kadar.Tabi saat yaklastikca ortam geriliyordu telaştan.Neyse salona gittik.Organizasyon başladı.Konusmalar pasta kesmeler ıvır zıvır.Sonra iş taki takmaya geldi.Düğünü olan abinin kardeşi çeyrek altınını ceketin ic cebine koymuş ancak bir türlü bulamıyordu.Sanırım sinir hastalığı da vardı oturdu kafasını yumruklamaya başladı.Bi yandan "herşeyi mahvettim" filan diyordu.Ortam sessizlesti ve herkes ona doğru bakıyordu.Damat olan abisi geldi "Olm dert etme" filan diyor.Olayı kendi icinde büyütmüş olacak ki kaçtı düğünden.Neyse kimse bozuntuya vermedi, düğüne devam edildi.Babamda teselli etmek adına bi telefon etmişti.
Bu geldi salona.Kafa bi milyon.Gözü mor...Kavga da etmiş nasıl olduysa.Benim anlamadığım şey de ne ara o kadar sarhoş olmuştu? Tam da düğünün kızıştığı zamanda gelmişti.Ayakkabıları kenara fırlattı.Başladı deli gibi oynamaya.Ne yaptığından en ufak bir fikri bile yoktu.Teyzelere filan sarkıyordu.Neyse düğün bitti.Millet evine gitti.Bizimde eve gitme vaktimiz gelmisti.Ancak malum kisinin kafa kıyaktı.Ben ve kardeşim de onun yanindayiz ve dediği seyleri anlamaya çalışıyoruz.Neyse taksi çevirdik.Taksici de Bursalı çıktı.Sohbet ede ede gelmiştik.Derken evdeydik.Bayanlar hemen kendi islerine koyuldular.Bizde salona cöktük.Abi ile konusuyoruz.Asıl mevzu başladı.
Bize doğru "Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?" dedi.Biz tabi gülüyoruz falan."Kimsin?" dedik."Ben Türkiyenin gelmis gecmis en iyi DJ'iyim" dedi.Ne alakaysa...Biz anlam veremedik ama gülüyorduk haline.Sonra devam etti; "Cok ciddiyim, bu ülkede 3 tane büyük DJ vardır.1.si benim diger ikiside benim öğrencim" dedi.Biz gülmekten kırılıyorduk.Bizde "Sen DJ Yusuf Çiçek' i tanıyor musun" dedik." (Erdek Ocaklardan tanidigimiz bi DJ abimiz).Tanımam mı tanınam mı en iyi öğrencim, sorun ona tanır beni filan dedi.Ondan sonra yine bu konu hakkında bi yarim saat anlatti.Neyse annesi odaya geldi."Bu aksam yaptiklarin hakkında ne diyeceksin" dedi.Ondan sonra baya bi tartışma yaşanmıştı zaten ve annesi oglunun ceketini karistirirken altını da buldu.Bari onu kurtarmıştık.Neyse sabah olmuş.Bense korkunç bir osuruk sesi ile uyanmistim.Etrafima baktığımda ev sahibi yaşlı teyzenin yaptığını anlamış ve o durumun travması ile tekrar kafamı yastığa koyup düşünmeye baslamistim.Ondan sonrada bi gülme gelmisti.Sesimi duymasın diye kıs kıs gülüyordum.Kahvaltıdayken de abiye ertesi gece ki sohbetimizi anlattigimizda, "Olm cidden onları ben mi söylemişim" demisti.Zaten hayatımda çok düğüne gitmisligim yoktur.Pekte sevmem gitmeyi.Kırk yılın başı gittik, onda da olan oldu...
Sonunda uzun sen ne diyon
Madem yeri geldi CT'nin şortunun indiği hikayeyi anlatsanıza abi??
Abi ben sünnet düğünumde annemler neredeyse bir saray tutmuşlardı tenis kortlarından şu topu sahalarına kadar işte gece oldu ben arkadaşlarımla dışarı çıktım (çünkü içerde annem ve bir sürü kişi dans ediyo çok sıkıcı) bir de ne görelim dışardaki bütün oyun alanlarına kepenk vurulmuş bizde ordaki bi kentinden şu ve çubuk krater tahsil ederek 4 saat oturduk çünkü sünnet düğünüm 5 saat sürdü ve 1 saatlik koşuşturma bize yatıp de artmıştı sonra annem bu durumu anlayınca benden Özür diledi ve yazlık yaptığımız sünnet düğününde ata binip bütün şehri gezdim ve çok mutlu olmuştum ( arkadaşlarımla at binmek çok eğlenceli boş tarlada)
Gelecek sen ne diyonu harika youtuberların vazgeçilmezi olan bir teknik ile, eşlerinizle çekin gmvkvjgkgjgkvjv
Geçen hafta kuzenimin düğünü vardı. Damat Denizlili
Denizli kültüründe düğün sonrası damatın hayatını sikme saati yapıyorlar. Arkadaşları daha düğün biteli 15 dakika olmadan damadı havuza ittiler. Sonra çoraplarını çıkartıp yağlı pis bir kazanın içinde oynattılar. Sonra tüm kıyafetlerini kurutacağız diye çıkartıp kaçtılar. Damat don atlet gelinle arabaya bindi ve kahve içmek için damat evine geldi. Biter mi bitmez..
Çocuğa mum da kahve pişirttiler yaklaşık 30 dakikasını aldı. O kadar acıdım ki araba önüne geçip "eheee damat para ver" muhabbeti bile yapamadım. Yazık lan
Hayatımda ilk kez bir başkası benim yerimde olmak istiyor, duygulandım.
Berna çok tatlı ya
Sorma yaa benim celebrity crushım o
fıııı
O da çok tatlıydı be abi...
Cidden sanırım bernaya crush olmaya başladım ben de
Berna fan club falan mı kursak
Bi gün ailecek ablamla Eniştemin düğün CD'sini izliyorduk. Video'nun bir kısımda Eniştem oynamaya çalışıyordu ki hiç de beceremiyodu, kollarını açıp parmaklarını çırpıyordu aynı zamanda ayaklarından birini havaya sallıyordu. Bu esnada kamera Enişteme doğru giderek yakınlaşıyordu, yakınlaştıkça Eniştemin alnında ter ter boncuklar parlıyordu.
Hassiktir çok komik
ve anlamsız bi andı.
Hahahahahhahhah
Berna nın dediği arabesk benim yorumum du yuhihehey bug unı buldum yuhhihey abimi kapak ettim yuhhihey fanınım Ömercan seninde can seninde can ama seni sevmiyorum Berna belki biraz seviyorum yorumu okursan sevinirim can veya Berna ya göster
berna beğenmiş yuhihhihyey can abi mi gösterdi berna geekyapar yanıtla huuuuooooo
Bundan 2 hafta önce ablamın düğünü vardı. Düğün hazırlıkları falan her şey tamam bir tek masalara nikah şekeri dağıtmak kaldı. E tabi ben de kardeş olunca görev bana ve damadın kuzeni Koray'a verildi. (buradan Koray'a selamlar) Velhasıl biz başladık nikah şekerlerini dağıtmaya. Güzel güzel gidiyoruz ilk erkek tarafına dağıtmaya başladık. Gayet organize gidiyoruz. Ben bu masayı alayım sen şunu al, bu sırayı bitirelim ilk, her masaya 5 tane koyarız artanını tekrar dağıtırız falan. E tabi her masaya gidince aptal bir selamlama "Eheh, hoşgeldiniz ehueh" vb. Güneş tam tepeden vuruyor benim üstümde ceket var. O an ki heyecandan mıdır nedir bilmiyorum akıl edemedim ceketi çıkarmayı pişiyorum. Erkek tarafı da beni az gördüklerinden tanımıyorlar herkese kendimi tanıtıyorum vesaire. Bir masanın önünden geçiyorum. "GÖZLÜKLÜ bir bakar mısın? Su alabilir miyiz?" dedi biri. Ben de döndüm anlamadığım için gayet kibar bir şekilde "Alabilirsiniz" dedim. 1 dakikalık bir bakışma sonucu "Hee pardon pardon ben garson değilim Gelinin kız kardeşiyim" dedim. Anında utandım "Pardon ne kız kardeşi sıcaktan beynim eridi" falan diyorum. "Olur öyle aslanım dert etme kusura da bakma" diyorlar. Ben yine utanç ve verilen görevi hızlı bir biçimde bitirebilmek için "Eheueh neyse ben işimi bitireyim" dedim ve oradan uzaklaştım. Not: Aynı şekilde bizim taraf (Kız Tarafı) Koray'ıda garson sanmış. Velhasıl biz bitirdik bütün şekerleri ama ben en sonlarda artık nasıl bezdiysem masaya fırlatıyorum şekerleri.
Neyse şekerler bitti hava karardı. Düğün başlayacak. Geçtim aile masasına bizimkiler ve dünür tarafı birlikte oturuyoruz. Hemen yan masamızda çok saygı duyduğum yanına gitsem de iki çift laf etsem dediğim bilgi anlamında dolu dolu bir Teyzem oturuyor. Ben masadayım sohbet muhabbet Gelin Damat geldi danslar edildi vs. Yemek faslı başlıyor ben başladım yemek yemeye. Ayağımı da çok sallarım rahatsızlık vermiyim bütün masaya diye sandalyenin arasına sıkıştırdım.Benim sandalye bir çıt etti. Ben noluyor falan oldum. Sonra bir daha "ÇIT". Ben hemen dirseklerimle masadan destek aldım düşmeyeyim diye. Sonra bacağım kırılmak üzere olan sandalyede sıkışmaya başladı canım yanıyor. Yanımda damadın kız kardeşi var "Eren iyi misin?" falan diyor. Kız kalbimde sıkıntı var sandı (Kalp ritim bozukluğum var) Ben de "Yok yok iyiyim sandalye gidiyor" diyorum. Bir de üstüne o sıkıştırdığım bacağımda dizim sakat olduğundan canım oldukça acıyor. Ayarsız olduğum için fazla bir güç kullandım ayağa kalktım ama. Sıkışan bacağımı öyle bir savurdum ki azıcık kırılacak olan sandalye ortadan ikiye ayrıldı, dağıldı sandalye. E tabi milleti önce bir şaşkınlık ardından gelen bir gülme aldı. Ben iyice kızardım. Bahsettiğim Teyzemin masasına bakamıyorum bile. Kadın içinden kimbilir neler dedi "Yuh ayı napıyorsun vb."
Neyse düğün bitti ben en azından iki rezillikle günü kapattım diyorum. Düğün sonrası eğlence yapılıyor gençler arasında. (Bir nevi after party) Ben de oradayım tabii biralar içiliyor falan. Sonra bir bira almak için bar kısmına gittim. İçerde kimse yok. Bekliyorum biri gelsinde ben de sipariş vereyim diye. İçeri bir abi girdi. Damadın kuzenlerinden biri ya da yakın arkadaşı emin değilim ama tanıştık o abi ile daha öncesinde. "Aslanım sen mi bakıyorsun buraya," dedi. Ben de döndüm arkamı kibarca "Yok abi" falan dedim. "Aaa Eren çok özür dilerim tanıyamadım" falan diyor. Normaldir alkolün etkisiyle tanımamıştır falan ama ben dayanamadım. "Abi bari sen yapma sabahtan beri garson sanılıyorum" diye isyan ettim. "Abi döndü bana yumruk at çeneme istiyorum," dedi. Ben şok oldum "Abi olur mu öyle şey saçmalama" diyorum. Abi de gülüyor "Hadi tam buraya" diyor çenesini gösteriyor. Kafamda birden şimşekler çaktı. Bundan yıllar önce izlediğim ve çok beğendiğim Fight Club geldi aklıma. Acaba diyorum kafama geçen güneş ve ceketi çıkarmadığım için bunaltan sıcaklıktan artık halüsinasyon falan mı görüyorum diyorum. Yoksa ben anlatıcı o da tyler mı falan? Arkadan gelen barmenin ne istiyorsunuz demesiyle kendime geldim. Ve bira mı alıp yerime geri döndüm.
Öz ablamın düğününde on yirmi kere garson sanılmak. Erkek kardeş olmama rağmen kendimi kız kardeş diye tanıtmak. Ve ortadan ikiye bölüp rezil olduğum sandalye. Her şeye rağmen ablamı ve kocasını o kadar mutlu görmek çok güzeldi. Ama keşke o abi hakikaten tyler olsaydı da ütopik bir yaşantım olsaydı. Biraz uzun oldu ama kusura bakmayın :D
dayımın düğününden sonra gençler ve gelin damatın arkdaşları düğünden sonra içerken bir büyük rakıyı içtik millet daha bira içiyordu millet daha 3cü birayı i.erken rakılar bitti gitik birde vodka aldırdık ben ve kuzen sabaha kadar bahçede koşturmuşuz o kafayla sonra ben bir masanın üzerinde kuzende yandaki sandalyeleri birleştirmeye çalışıp becerememiş yamuk yumuk yatarken kalktım sonra gidip duş aldık falan ama o izmirdeki bahçeli villa lavabo falan gibi birşeydi heralde adamlar bize bakıp bakıp güldüler sonra öğrendikki ben ve kuzen sarhoş olup saray şaklabanı gibi yok birbirimze vurmalar sırtlara binip koşturmalar falan hala akrabalar arasında muhbbetin birden durduğu awkward silence olunca bunlar bir içmiş bir içmiş denir zaten herkes güler falan ulan 5 yıl oldu mk unutun artık LAAAAAAAN
hüseyin aydın yorumuda içip mi yazdın abi okuyamadım resmen
beynim yamuldu zaten stajdan çık eve gel git işleri hallet ha alkolluyum orası ayrı
Hayatımda 1 kere düğüne gittim.O da 7 yaşımdayken gittiğim,kuzenimin düğünü idi.Ben o zamanlar çok içine kapanık biriydim.düğüne ilk (tek) gidişim olduğundan karşılaşacağım şeyi tam olarak bilmiyordum ama yine de pasta gelince tek lokmada bitince hayal kırıklığına uğradım ve suratımı ekşitip 40 dk oturdum.Ardından kuzenim (damat olan değil) yanıma gelip kalkmamı istedi tabi ki kalkmadım.Ardından hunharca dans ederek para saçan amcam alkolün etkisinden olacak ki bir yerden sonra cüzdanda bişey kalmayana kadar her şeyi (evet kartlar ve bozuk paralar dahil) etrafa saçtı. Paralar saçılırken kuzenim gidip bir tomar para topladı.Ben de kıskançlıkla elindeki dolarlara bakakaldım.tek lokma pastayla kapattığım gecede eve dönüp yemek yedikten sonra kuzenimden aldığım haber beni şaşırtmıştı.Paraları bozdurmaya gittiğinde sahte oldukları ortaya çıkmış ve küçük bi mevzu yaşamışlardı.
gittiğim tek düğün olunca düğün değince aklımda oluşan resim şuydu:
DÜĞÜN
-sahte para
-çakal kuzen
-küçük pasta
-çılgın danslar
-alkol bütün kötülüklerin anasıdır