BİLECİK'TE UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ "ÇİÇEK ÇIKARTMA" ADETİ

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 27 июл 2024
  • Osmaneli (Lefke) Türküleri kitabında yer verilen unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek olan "Çiçek Çıkartma" Adeti Osmaneli’nin Çiftlik köyündeki hıdırellez kutlamalarında yeniden yaşatıldı.
    Elveda Gülsoy ve Tuncay Erik tarafından Hıdırellez katılanlara yıllar sonra yeniden yaşatılan adet özellikle kadınlar tarafından ilgiyle izlendi.
    Elveda Gülsoy, etrafına toplanan kalabalığa elindeki içi kır çiçeği dolu çömlekten çektiği çiçekler eşliğinde maniler söyleyerek çiçek çıkartma adetini yeniden yaşattı.
    Hasan Taşcı ve Müzik Öğretmeni Harun Atapay tarafından kaleme alınan, Editörlüğünü BŞEÜ Doç.Dr. Selma Göktürk Çetinkaya tarafından yapılan Osmaneli (Lefke) Türküleri kitabında bu gelenek şöyle anlatılmıştı:
    “Köyün tüm genç kızları, Hıdırellezden bir önceki akşam önceden kararlaştırdığımız bir arkadaşımızın evinde toplanırdık. Hep birlikte mâniler ve beyitler söyler, eğlentiler yapardık. Darbuka çalmasını bilen, sesi güzel bir arkadaşımızın eşliğinde elimizde ufak bir çömlek ile tüm köyün hanelerini kapı kapı dolaşırdık. Herkes duasını eder, ihtiyaçlarına göre dileklerini tutar, gündüzden topladıkları bahar çiçeklerini çömleğin içine atardı. Çömleğin içi, çeşit çeşit mis gibi kokan bahar çiçekleri ile dolu olurdu. Köyün tüm hanelerini dolaşır, çömleğin ağzını kırmızı bir kreple örter, türküler ve maniler söyleyerek önceden kararlaştırdığımız bahçedeki bir gül ağacının dibine gelir, çömleği gömerdik.
    Hıdırellez sabahı kırmızı şalvarlarını giyen, kırmızı tülbentlerini takan köyün tüm genç kızları hep beraber bir evde toplanırdık. Darbuka,türkü ve mâniler eşliğinde düzenli bir sıra halinde gül dibine gömdüğümüz çömleği almaya giderdik. En önde bulunan iki arkadaşımız çömleği kırılmasın diye sıkıca kavrar, yine türküler ve maniler söyleyerek ‘Çiçek Çıkarma Adeti’ için köyün harman yerine doğru yola çıkardık. Tüm köylü merak içinde harman yerinde toplanırdı. Kızıla bürünmüş harman yeri sanki gelincik tarlasına dönerdi. Meraklı bakışlar altında içi çiçek dolu çömleği şu maniyi söyleyerek açardık:
    Ne açarsınız? Kısmet açarız.
    Ne açarsınız? Kısmet açarız.
    Kime açarsınız? Elveda’ya açarız.
    Kime açarsınız? Elveda’ya açarız.
    İsmi okunan genç kız küpün içine elini daldırır, küpün içindeki çiçeklerden birini rastgele çeker, ardından da manisini okurdu. İsmi okunan genç kızlar sıra ile aynı işlemi yapardı. Hıdırellez zamanı salıncaklarda sallanır, çeşitli oyunlar oynar, yemekler yapıp yer, akşama kadar doyasıya eğlenirdik.”
  • РазвлеченияРазвлечения

Комментарии •