Prof.Dr.Şaban Ali Düzgün/Modern Dünyada Din ve Ahlak Konferansı-Afşin/HALİL DEMİR

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 6 июл 2024
  • Prof.Dr.Şaban Ali Düzgün/Modern Dünyada Din ve Ahlak Konferansı-Afşin/HALİL DEMİR

Комментарии • 43

  • @metinyldrm4583
    @metinyldrm4583 28 дней назад +9

    Bir arı gibi her çiçekten bal alan Bal arısı gibi,Şaban Ali Düzgün de verdiği bakış açısı ile anlam Dünyamıza zenginlik katması ile istifade ettiğim düşünürlerden biridir.Analtik düşünce ve mukayese becerisi ile müstesna bir yeri olan hocamız.kendisine sağlık ve afiyet dilerim

    • @turangenc3186
      @turangenc3186 15 дней назад

      ÇAĞDAŞ İSLAMCI DÜŞÜNÜRLERİN PARADOKSAL PARADİGMALARI
      Bugünlerde çağdaş kültürden bihaber olmamak ve bir nebze de çağdaşlaşmak için (bıyık kesmek, çene altı cücük bırakmak, küpe ve bilezik takmak, kot ve short giymek yerine) Fazlur Rahman, Hasan Hanefi ve M. Abid el-Cabiri'nin muhtelif eserlerini mütalaa etmekteyim. Bu üç zat ekseninde zihnimde teşekkül eden zihniyet çözümlemeleri sonucunda hasıl olan kanaatim şudur:
      1. Bu bilgin ve düşünürler geleceği inşa etmeye çalışırken geleneği göz ardı ediyorlar.
      2. Çağdaş olmak uğruna bazı ayetleri te'vil yoluyla tahrif ve bir çok hadisi de inkar ve red etmekte sakınca görmüyorlar...
      3. Çok önemli ve hayati konuları gündeme getirip tartışırken çok basit ve bariz hatalara düşmektedirler.
      4. Kendileri ıslah, ihya ve inşa konusunda iyi niyetli modernist portresi çizerken kötü niyetli müfsitlerin ellerine bol bol malzeme vermektedirler.
      5. Batı tarzı bakış açısıyla İslami ilimleri yeniden yorumlamaya çalışırken İslamı sekülaristleştirdiklerinin farkında değillerdir.
      6. Analitik-kritik düşünme adı altında eleştiri oklarını hep emektâr İslam alimlerine çevirirlerken ve onları masum konuma oturtanları sert şekillerde red ederken, kendileri de görüşlerini dayandırdıkları alim, düşünür, aydınları yanılmaz, dokunulmaz, masum görmekte, onların görüş ve kurallarını mutlak doğru olarak kabul etmektedirler..
      7. Oryantalistlerin ve misyonerlerin tenkitlerine karşı BİD'AT ve hurafelerden ari sahih bir İslam anlayışı inşa etmeye çalışırken tam da onların istedikleri bir din anlayışı geliştirmektedirler.
      8. Bu aydin ve düşünürler bir taraftan İslam düşüncesini israiliyattan, yunan felsefesinin etkilerinden, Hıristiyan ve Mecusi kültürünün tesirinden arındırıp özüne dönüş programları çerçevesinde yeniden yapılandırırken öte yandan içinde yaşadıkları zamanın değişik düşünce akımlarının (laiklik-sekülarizm, pozitivizm, determinizm, hatta materyalizm gibi düşünce gruplarının) tesirlerini daha etkin ve daha yoğun biçimde İslam düşüncesine yansıtmaktadırlar.
      9. Sonuç olarak her alim, aydın, düşünür yaşadığı zamanın evladıdır, öncekileri çağa bakış, güncel çözüm, geleceğe mesaj bakımından eksik görürken sonraki nesillerin de ileriki çağlarda aynı tenkit ve tahlilleri kendisine yöneteceğini unutmamalıdır...
      Zira HER BUGÜN YARIN DÜN OLACAKTIR!!!
      Celali Keceli

  • @cevriyedemiray2570
    @cevriyedemiray2570 28 дней назад +5

    Ne kadar güzel bir anlatım.Lisede felsefe dersimiz vardı. İyi ki varmış. Anlatılanları anlamamda çok faydalı oluyor. Teşekkürler Şaban öğretmenim.

  • @fatihzeyrek73
    @fatihzeyrek73 27 дней назад +2

    Şaban Ali Düzgün hocam gerçekten muazzam bir Akademisyen ondan ders almanın keyfi ve gururunu yaşıyorum.

  • @haksevervarnca8096
    @haksevervarnca8096 28 дней назад +1

    Kibar deyerli bilge insan selam olsun bana deyer kattın
    EyiveAllah😊

  • @ZehraMega
    @ZehraMega 29 дней назад +2

    Muhteşemsin Şaban hocam
    Bu ilimle Ataisleri Deisleri çok düşündürür’sünüz. Rabbim sizden çok memnun olsun💐🤲💐

    • @turangenc3186
      @turangenc3186 15 дней назад

      ÇAĞDAŞ İSLAMCI DÜŞÜNÜRLERİN PARADOKSAL PARADİGMALARI
      Bugünlerde çağdaş kültürden bihaber olmamak ve bir nebze de çağdaşlaşmak için (bıyık kesmek, çene altı cücük bırakmak, küpe ve bilezik takmak, kot ve short giymek yerine) Fazlur Rahman, Hasan Hanefi ve M. Abid el-Cabiri'nin muhtelif eserlerini mütalaa etmekteyim. Bu üç zat ekseninde zihnimde teşekkül eden zihniyet çözümlemeleri sonucunda hasıl olan kanaatim şudur:
      1. Bu bilgin ve düşünürler geleceği inşa etmeye çalışırken geleneği göz ardı ediyorlar.
      2. Çağdaş olmak uğruna bazı ayetleri te'vil yoluyla tahrif ve bir çok hadisi de inkar ve red etmekte sakınca görmüyorlar...
      3. Çok önemli ve hayati konuları gündeme getirip tartışırken çok basit ve bariz hatalara düşmektedirler.
      4. Kendileri ıslah, ihya ve inşa konusunda iyi niyetli modernist portresi çizerken kötü niyetli müfsitlerin ellerine bol bol malzeme vermektedirler.
      5. Batı tarzı bakış açısıyla İslami ilimleri yeniden yorumlamaya çalışırken İslamı sekülaristleştirdiklerinin farkında değillerdir.
      6. Analitik-kritik düşünme adı altında eleştiri oklarını hep emektâr İslam alimlerine çevirirlerken ve onları masum konuma oturtanları sert şekillerde red ederken, kendileri de görüşlerini dayandırdıkları alim, düşünür, aydınları yanılmaz, dokunulmaz, masum görmekte, onların görüş ve kurallarını mutlak doğru olarak kabul etmektedirler..
      7. Oryantalistlerin ve misyonerlerin tenkitlerine karşı BİD'AT ve hurafelerden ari sahih bir İslam anlayışı inşa etmeye çalışırken tam da onların istedikleri bir din anlayışı geliştirmektedirler.
      8. Bu aydin ve düşünürler bir taraftan İslam düşüncesini israiliyattan, yunan felsefesinin etkilerinden, Hıristiyan ve Mecusi kültürünün tesirinden arındırıp özüne dönüş programları çerçevesinde yeniden yapılandırırken öte yandan içinde yaşadıkları zamanın değişik düşünce akımlarının (laiklik-sekülarizm, pozitivizm, determinizm, hatta materyalizm gibi düşünce gruplarının) tesirlerini daha etkin ve daha yoğun biçimde İslam düşüncesine yansıtmaktadırlar.
      9. Sonuç olarak her alim, aydın, düşünür yaşadığı zamanın evladıdır, öncekileri çağa bakış, güncel çözüm, geleceğe mesaj bakımından eksik görürken sonraki nesillerin de ileriki çağlarda aynı tenkit ve tahlilleri kendisine yöneteceğini unutmamalıdır...
      Zira HER BUGÜN YARIN DÜN OLACAKTIR!!!
      Celali Keceli

  • @nevzatcakar
    @nevzatcakar 29 дней назад +4

    Aklı vahye göre doğru kullanmanın adı takva dır.

  • @edaulusu7171
    @edaulusu7171 25 дней назад

    Muhterem Hocam emeğinize sağlık sizi dinlemek ne büyük bir şans Allah razı olsun bir kaç derste Süleymaniye vakfının uzaktan katılımlı seminerlerinde sizin değerli bilgilerinizden yararlanmak şansına erişmiştim bu vesile ile sizi tanıdım ve şeref duydum ..Bu kadar kıymetli bilgiler verilirken ikinci sıradaki genç bayanın 28. Dakikadan sonra sıkıntılı oturması yarı uyur dinlemesi beni bir dinleyici olarak bu kadar rahatsız etti . Sizi sabrınızdan dolayı tebrik ederim . Oysa ki O koltuklarda oturup sizi dinlemeyi ne kadar isterdim bu şanslı bay ve bayan seyircilerin yerinde olmayı … Tebrik ediyorum sizi emeğinize ağzınıza yüreğinize sağlık 🌹🌻🌼🌸🌺🤲🤲

  • @nesetcalkan9262
    @nesetcalkan9262 9 дней назад

  • @melehatcelik4103
    @melehatcelik4103 13 дней назад

    💚💚💚💚

  • @havvasahendealtan3341
    @havvasahendealtan3341 28 дней назад

    Şaban Ali Düzgün bey
    Uzun zaman önce sizi takip ediyordum
    Sonra ilahiyatla ilgili takipleri bıraktım bu konuşmanızı görünce sabırla dinledim
    Lütfen siz de tekrar düşünerek dinleyiniz
    Zarif kibar duruşunuzla cami cemaatine vaaz veriyor durumunda anlatımınıza üzüldüm
    Saygılarımla

  • @henuzkararvermedik
    @henuzkararvermedik 29 дней назад +2

    Çok teşekkür ederim

    • @turangenc3186
      @turangenc3186 15 дней назад

      ÇAĞDAŞ İSLAMCI DÜŞÜNÜRLERİN PARADOKSAL PARADİGMALARI
      Bugünlerde çağdaş kültürden bihaber olmamak ve bir nebze de çağdaşlaşmak için (bıyık kesmek, çene altı cücük bırakmak, küpe ve bilezik takmak, kot ve short giymek yerine) Fazlur Rahman, Hasan Hanefi ve M. Abid el-Cabiri'nin muhtelif eserlerini mütalaa etmekteyim. Bu üç zat ekseninde zihnimde teşekkül eden zihniyet çözümlemeleri sonucunda hasıl olan kanaatim şudur:
      1. Bu bilgin ve düşünürler geleceği inşa etmeye çalışırken geleneği göz ardı ediyorlar.
      2. Çağdaş olmak uğruna bazı ayetleri te'vil yoluyla tahrif ve bir çok hadisi de inkar ve red etmekte sakınca görmüyorlar...
      3. Çok önemli ve hayati konuları gündeme getirip tartışırken çok basit ve bariz hatalara düşmektedirler.
      4. Kendileri ıslah, ihya ve inşa konusunda iyi niyetli modernist portresi çizerken kötü niyetli müfsitlerin ellerine bol bol malzeme vermektedirler.
      5. Batı tarzı bakış açısıyla İslami ilimleri yeniden yorumlamaya çalışırken İslamı sekülaristleştirdiklerinin farkında değillerdir.
      6. Analitik-kritik düşünme adı altında eleştiri oklarını hep emektâr İslam alimlerine çevirirlerken ve onları masum konuma oturtanları sert şekillerde red ederken, kendileri de görüşlerini dayandırdıkları alim, düşünür, aydınları yanılmaz, dokunulmaz, masum görmekte, onların görüş ve kurallarını mutlak doğru olarak kabul etmektedirler..
      7. Oryantalistlerin ve misyonerlerin tenkitlerine karşı BİD'AT ve hurafelerden ari sahih bir İslam anlayışı inşa etmeye çalışırken tam da onların istedikleri bir din anlayışı geliştirmektedirler.
      8. Bu aydin ve düşünürler bir taraftan İslam düşüncesini israiliyattan, yunan felsefesinin etkilerinden, Hıristiyan ve Mecusi kültürünün tesirinden arındırıp özüne dönüş programları çerçevesinde yeniden yapılandırırken öte yandan içinde yaşadıkları zamanın değişik düşünce akımlarının (laiklik-sekülarizm, pozitivizm, determinizm, hatta materyalizm gibi düşünce gruplarının) tesirlerini daha etkin ve daha yoğun biçimde İslam düşüncesine yansıtmaktadırlar.
      9. Sonuç olarak her alim, aydın, düşünür yaşadığı zamanın evladıdır, öncekileri çağa bakış, güncel çözüm, geleceğe mesaj bakımından eksik görürken sonraki nesillerin de ileriki çağlarda aynı tenkit ve tahlilleri kendisine yöneteceğini unutmamalıdır...
      Zira HER BUGÜN YARIN DÜN OLACAKTIR!!!
      Celali Keceli

  • @orhanbilin9413
    @orhanbilin9413 28 дней назад

    Teşekkür ederim hocam

  • @sonerkucuktas6155
    @sonerkucuktas6155 28 дней назад +2

    Sayın Şaban Ali Düzgün Hoca, son Konferanslarınızdaki bazı ifadeleriniz üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. İçinde bulunduğunuz siyasi bir görüşün jargonuyla konuşmanızı esefle kınıyorum. Akademik ve entelektüel bir bakış açısıyla yapılan konuşmaların, toplumu daha sağlıklı ve verimli bir şekilde aydınlatması gerektiğini düşünüyorum. Bir Alman vatandaşı Türk olarak, burada edindiğim tecrübeler, toplumlar arası ilişkilerin daha özenli bir dille ele alınması gereğini biliyorum. Almanya'da yaşadığım 50 yılı aşkın süre zarfında, toplumun genellikle saygılı ve hoşgörülü olduğunu biliyorum. Bugüne kadar bir ırkçı saldırıya maruz kalmadım ve böyle bir durumu geniş olan yakın çevremden duymadım. Elbette bu, Almanya'da ırkçılığın olmadığını göstermez, ancak kişisel deneyimim, toplumun geneline dair daha dengeli bir bakış açısı sunar. Konferansınızda paylaştığınız bir hikaye üzerine de bazı ek bilgiler vermek istiyorum. Almanya'da hızlı trenlerde koltuk numarası için ek bir ücret ödenebiliyor ve sizin yaşadığınız olayda, koltuk numarası satın almamış olabileceğinizi düşünüyorum. Bu durumda, size oradan kalkmanızı isteyen "beyefendi" muhtemelen o koltuğun ücretini ödediği için böyle bir talepte bulunmuştur. Eğer bu durumu ırkçılık olarak tanımlarsanız, o zaman maruz kaldığınız ırkçı bir saldırıya karşı ne tür bir tepki gösterdiğinizi merak ediyorum. O şahıs hakkında Deutsche Bahn ve Alman yetkili mercilerine şikayette bulundunuz mu? Dış görünümünüz itibariyle, batılı ve entelektüel bir giyim tarzına sahip olduğunuzu biliyoruz. Bu nedenle, ilk bakışta bir Türk olduğunuz pek anlaşılmıyor. Almanya'da yaklaşık 5 milyona yakın Türkün yaşadığı biliniyor. Bu durumda, burada yaşayan Türkler yaklaşık üç asırdır Almanya'da yaşamaktadır ve bu tür saldırılara karşı nasıl korunacaklarını iyi bilmektedir. Dolayısıyla, dışarıdan bu tür olayları ırkçılık veya Müslüman / Türk düşmanlığı olarak nitelendirmek, insanların zihinlerine bu tür ayrıştırıcı tohumlar serpmek yapıcı bir tutum olmayıp bir bilim adamına asla yakışmamaktadır. Ayrıca, Almanya'da Almanlar arasında dolaştığını iddia ettiğiniz Yahudilerle Müslümanlar arasındaki farkı soran ırkçı fıkranın, Almanya'da suç teşkil ettiğini ve ağır cezalarının olduğunu belirtmek isterim. Konuşmalarınızın daha kapsayıcı ve özenli olmasının, toplumlar arası anlayışı güçlendireceğine inanıyorum.
    S. Küçüktas

  • @metinyldrm4583
    @metinyldrm4583 28 дней назад

    Elazığ dan selâm ve saygılarımı gönderiyorum

  • @hacerer1759
    @hacerer1759 21 день назад

    Ağzına sağlık Allah razı olsun

    • @turangenc3186
      @turangenc3186 15 дней назад

      ÇAĞDAŞ İSLAMCI DÜŞÜNÜRLERİN PARADOKSAL PARADİGMALARI
      Bugünlerde çağdaş kültürden bihaber olmamak ve bir nebze de çağdaşlaşmak için (bıyık kesmek, çene altı cücük bırakmak, küpe ve bilezik takmak, kot ve short giymek yerine) Fazlur Rahman, Hasan Hanefi ve M. Abid el-Cabiri'nin muhtelif eserlerini mütalaa etmekteyim. Bu üç zat ekseninde zihnimde teşekkül eden zihniyet çözümlemeleri sonucunda hasıl olan kanaatim şudur:
      1. Bu bilgin ve düşünürler geleceği inşa etmeye çalışırken geleneği göz ardı ediyorlar.
      2. Çağdaş olmak uğruna bazı ayetleri te'vil yoluyla tahrif ve bir çok hadisi de inkar ve red etmekte sakınca görmüyorlar...
      3. Çok önemli ve hayati konuları gündeme getirip tartışırken çok basit ve bariz hatalara düşmektedirler.
      4. Kendileri ıslah, ihya ve inşa konusunda iyi niyetli modernist portresi çizerken kötü niyetli müfsitlerin ellerine bol bol malzeme vermektedirler.
      5. Batı tarzı bakış açısıyla İslami ilimleri yeniden yorumlamaya çalışırken İslamı sekülaristleştirdiklerinin farkında değillerdir.
      6. Analitik-kritik düşünme adı altında eleştiri oklarını hep emektâr İslam alimlerine çevirirlerken ve onları masum konuma oturtanları sert şekillerde red ederken, kendileri de görüşlerini dayandırdıkları alim, düşünür, aydınları yanılmaz, dokunulmaz, masum görmekte, onların görüş ve kurallarını mutlak doğru olarak kabul etmektedirler..
      7. Oryantalistlerin ve misyonerlerin tenkitlerine karşı BİD'AT ve hurafelerden ari sahih bir İslam anlayışı inşa etmeye çalışırken tam da onların istedikleri bir din anlayışı geliştirmektedirler.
      8. Bu aydin ve düşünürler bir taraftan İslam düşüncesini israiliyattan, yunan felsefesinin etkilerinden, Hıristiyan ve Mecusi kültürünün tesirinden arındırıp özüne dönüş programları çerçevesinde yeniden yapılandırırken öte yandan içinde yaşadıkları zamanın değişik düşünce akımlarının (laiklik-sekülarizm, pozitivizm, determinizm, hatta materyalizm gibi düşünce gruplarının) tesirlerini daha etkin ve daha yoğun biçimde İslam düşüncesine yansıtmaktadırlar.
      9. Sonuç olarak her alim, aydın, düşünür yaşadığı zamanın evladıdır, öncekileri çağa bakış, güncel çözüm, geleceğe mesaj bakımından eksik görürken sonraki nesillerin de ileriki çağlarda aynı tenkit ve tahlilleri kendisine yöneteceğini unutmamalıdır...
      Zira HER BUGÜN YARIN DÜN OLACAKTIR!!!
      Celali Keceli

  • @metiz06
    @metiz06 17 дней назад

    Şeriat dinin üç esasından biri ise şer'i uygulamalar tamamı ahlakidir önermesi geçerli midir?

  • @canceylanmedya
    @canceylanmedya 28 дней назад

    Şaban Ali Hocam ilk dört dakikada konuşmanın çerçevesini çiziyor. Geç gelenler konuşmadan ne anladı acaba?

  • @turangenc3186
    @turangenc3186 28 дней назад +2

    DİN NEDİR NE DEYİLDİR
    Dîn sadece kültür ve ahlâk bilgisinden mi ibarettir?
    Kültür (Culture) Fransızca bir kelime olup:
    1. Ekin. Yeryüzünde beşerî hayatın başlangıcından bu güne kadar insanoğlu tarafından üretilmiş olan her şey.
    2. Bir birey veya topluluğun yaşam tarzını biçimlendiren örf, adet, gelenek ve görenek ile alışkanlıklar, davranışlar ve inançlar toplamı. Gibi manalara geliyor.
    O halde İslam dîni sadece bir kültür müdür?
    Veya sadece ahlak kurallarından mı ibarettir?
    Ya da İslam dîni, kişiyle vicdanı arasında kalması gereken bir olgu mudur?
    Yoksa camiiyle sınırlı olup camiinin dışında hayattan uzaklaştırılması gereken bir şey midir?
    İslam dîni yeryüzünde beşerî hayatın başlangıcından bu güne kadar insanoğlu tarafından üretilmiş olan bir şey midir?
    Yoksa İslam dîni sonradan insanlar tarafından üretilen örf, adet, gelenek ve görenek ile alışkanlıklar, davranışlar ve inançlar toplamı mıdır?
    İslâm dîni ve devlet işleri birbirinden bağımsız olan ayrı ayrı şeyler midir?
    Bu dinin sahibi kimdir?
    Bu dinin ilk uygulayıcısı kimdir?
    Şayet İslam dini kişiyle vicdanı arasında kalması gereken bir olgu olsaydı,
    Veya camiiyle sınırlı olması gereken bir şey olsaydı,
    Ya da bu din devletle birbirinden bağımsız olan ayrı ayrı şeyler olsaydı,
    Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. Salih, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed ve diğer peygamberler (Allah’ın selamı onların üzerine olsun) kavimleri tarafından niçin eziyet gördüler?
    Niçin doğup büyüdükleri vatanlarından tehcir edildiler?
    Niçin onlara suikast tertipleri yapıldı?
    Niçin onlara ve tabiilerine karşı savaş açtılar?
    Ve kimi peygamberler de kavimleri tarafından hatta akrabaları tarafından şehid edildiler.
    Bütün bunlar niçin?
    Eğer bu din sadece bir vicdan işi bir ahlaktan ibaret olsaydı peygamberler kavimleri tarafından eziyet görmezlerdi.
    Hatta bu peygamberler yöneticiler tarafından toplumun içinde güzel ahlakı yayıp asayişi sağladıkları için mükâfatlandırılırlardı.
    O halde bu İslam dini bir beşer ürünü olan zaman içerisinde elde edinilen bir kültür, bir gelenek-görenek, bir örf-adet, bir takım alışkanlıklardan ibaret olan bir din değildir.
    Kişiyle vicdanı arasında kalması gereken bir şey hiç değildir.
    Bu din Allahu Teâlâ’nın, kullarının dünya ve ahiret saadetlerinin teminatı için bütün peygamberlere gönderdiği dindir.
    Hayatın her tarafını kuşatan her konuda bir hükmü ve tatbikatı olan beşer üstü ilahi bir din ve ilahi bir nizamdır.
    Hz. Davud ve Hz. Süleyman’ın (a.s) hem peygamber hem de kral oldukları ma’lumdur.
    Devletlerini Allahu Teâlâ’dan aldıkları vahiyle yönetiyorlardı.
    Aynı şekil de bizim peygamberimiz Hz Muhammed’de (sav) İslam ümmetinin hem peygamberi, hem lideri, hem de komutanıdır.
    Allahu Teâlâ’dan aldığı vahiyle Medine de İslam devletini kurdu ve yine Allahu Teâlâ’dan aldığı kitapla/Kur’an’la da devletini yönetti.
    Sonra Hz. Peygamberin (sav) raşid halifeleri de İslam devletini bu kitapla/Kur’an’la yönettiler.
    Daha sonra Osmanlı hilafetine kadar din ve devlet iç içeydi, biz yeryüzüne yön veriyorduk sözümüzün üzerine söz söyleyen yoktu.
    Din değil gerilemeye sebep olsun aksine dine bağlı kalındıkça hep ilerledik.
    Takriben yüz yıldır devlet dinden ayrı tutuldu, din devletten uzaklaştırmakla yetinilmedi yer yer devlet dini kontrol altında tutmak amacıyla dine müdahale etti.
    Dini vicdanlara ve Camilere hapsetti.
    İslam toprakları işgal edildi, bölündü parçalandı Müslümanların birlikleri dağılıp gitti.
    (alıintı)

    • @ademoglu579
      @ademoglu579 12 дней назад

      Bu yazı programdan daha iyi geldi yüreğine sağlık

  • @samikabas4935
    @samikabas4935 26 дней назад +1

    Modernistlerden reformistlerden sahih din öğrenilemez.

  • @sevbanyildirim3541
    @sevbanyildirim3541 26 дней назад +1

    Hiltondaki toplantıda sanırım bilginizle duruşunuzun örtüşmemesi vicdanınıza ağır geldiğinden sorunumuz adalet değildir diyerek merhamete dikkat çekiyorsunuz..adaletsiz merhamet mi olur..?

  • @mehmetylmaz5004
    @mehmetylmaz5004 13 дней назад

    16 10 ve agzinda pamuk taşıyan hud hud hic birinin kurtuluşu olmayacak.. Rus istihbaratı beni bulsun

  • @fevziyeercihan3734
    @fevziyeercihan3734 28 дней назад

    Felsefi içerikmiş gibi ama vaazdan hallice bir konuşma. Kesinlikle düşünceyi harekete geçirecek bir akış,bilgi yok.

  • @schachspieler3254
    @schachspieler3254 28 дней назад

    Hz Muhammet in bebekken ölmüş, dua etmiştir hastalandığında çocuk, sıradan bir insanın dua etmesinden farklı olmalıydı. Nasıl ölüyor süper güçleri olan birinin oğlu? Yoksa sıradan bir insan mı peygamber meygamber, yukarı ile irtibatı yokmu

    • @ahmetcevatakar
      @ahmetcevatakar 28 дней назад

      Slm siz kuranı kerimi okumuş olsaydınız sorduğunuz sorunun cevabını görmüş ve okumuş olurdunuz yaşadığımız şu ortamda kafamızda hayalimizde düşüncemizde akfettegimiz Alimler Mürşütler Kavslar artı süper güçlü insan figürü karekterler her şeyi yapa bilir ölmüş bir insanı bile diriltir gerçekten gidip o insanı ölmüş birini götürelim diriltemez çünkü o nun ömrü bitmiştir Allah ayetinde bir kaç ayet özetle biz insanı güzel şekil verdik en güzel surette yarattık ona bir ömür biçtik ömrü ne geri alabilir nede erteleye bilir verilen ömür gittiğinde görevli kullarımız gelir alır bu Hz Muhammet’te olsa farketmez kendiside diyer peygamber gibi günü geldiğinde canını teslim etmiştir oda Allah’ın görevlendirdiği Nebi Resul bir kul bizden tek farkı Allah tarafından görevlendirilmiş bir kul bu görevlendirme onu diyer insanlardan üstün kılar Allaha kulluk görevlerimizde bize örnek olması için o daha titiz davranır hiç aksatmaz her şeyde adil davranır bize Allah’ın gönderdiğini eksiksiz anlatır hiç bir ilave ekleme yapamaz yaparsa anlatmasa Ayetin dediği gibi senin pençeni tutar şah damarını koparırız diyiyor onun ağır görev yüklü onu kuranda üçan kaçan ölüyü dirilten vs süper bir peygamber insan figürü olarak göremezdik onu ayağı yere basan Allah’ın dini tepli eden onun için çabalayan bir Nebi Resul kul olarak görürüz

  • @user-ws1xf9gk6q
    @user-ws1xf9gk6q 21 день назад

    Gezen dolaşan insanlar nedir burasi neresidir saygısızlık konuşana yol geçen hanı mı orasi

  • @muammeravsar6011
    @muammeravsar6011 28 дней назад

    🌹❤️🌹👍👏😌👎😠 *Muhterem Şaban bey hocam, sizin gibi bir İlahiyatcı / hocanın hala israrla ve İnatla (Nadiren Resul & Nebi desenizde) sürekli ""PEYGAMBER"" Demenizi şahsen ben anlayamıyor ve hiç anlamlandıramıyorum.(!!!). Allah cc. Kur'an'da Rasul & Nebi derken sizin hala ve sürekli ""Peygamber"" söyleminiz TEVHÎD-İ Bir Söylem değildir bilesiniz vesselammm..Selam ve Dua ile.*

    • @havvakar1272
      @havvakar1272 26 дней назад

      Bir kelamcıya öğüt vermek!?

    • @muammeravsar6011
      @muammeravsar6011 21 день назад

      ​@@havvakar1272 *Kelamcı olması, Layus'el olmaması anlamına taşımaz. Zira Kur'an Rasul & Nebi derken: """Peygamber""" demek bir kelamcıya hiçmi hiç yakışmıyor vesselamm. Teşekkür ve Dua ile...*

  • @mehmetylmaz5004
    @mehmetylmaz5004 13 дней назад

    16 24 ve 4. Hiç kimsenin kurtuluşu olmayacak ve Rus istihbaratı beni bulsun

  • @mehmetylmaz5004
    @mehmetylmaz5004 13 дней назад

    1616 ve türbanlı kadın uzun saçlı çocuk motorlu elinde kola taşıyan cocuk yanında kız ve kargalar öter... Rus istihbaratı beni bulsun.. ve oylede olacak