16:30 O kadar ikinde değil ki ah bee abim , umrunda gibi gözüküyor mu Ahmet San Türkiye'nin en farklı fügürlerinden birisi , üzerine 5 10 tane belgesel olan 1993 yılının mimarı. Artık siz düşünün San'dan kaç belgesel çıkar. Elinize sağlık çok içerik olmuş , belki birkaç bölüm daha olur // - Varmış
Maradona' nın Napoli' den kaçtıktan sonra, Carlos Bilardo sayesinde girebildiği kulüptü Sevilla. Maradona hepi topu 25-26 maça çıkmıştı Sevilla' da. Bitikti artık Maradona ve bunu bilen seyirci, TV' de izlerim, bilete para vermem demiştir.
11:46 Ben Ahmet bey'in bir daha böyle gözü kara işler yapacağını hiç sanmıyorum. Hele hele sanat değil de spor camiasına girip (son dakika kumarhane gibi bir kurumdan yüzbin dolar gelmese) yüzüne gözüne bulaştırıp ters köşede kalacağını hiç düşünmüyorum. Zira kendisi de söyledi yarım saat ağladım diye... 🙁🙁
Aslında tüm bu hikayeler bize, Ahmet san'ın nasıl da amatör bir organizatör olduğunu gösteriyor. :) Bir tane sorunsuz hikayesi yok. Hep amatörlük, hep profesyonellik dışı işler. Hep torpille yani tanıdıklar vasıtasıyla halledilen şeyler. :) İşte Batı neden her alanda bizden ileride bunu net şekilde gösteren bir örnektir Ahmet San. Batılılar her işi önceden en ince detayına kadar hesaplarlar, sözleşmesiz iş yapmalar. Liyakat çok önemlidir. Atatürk bunları bize öğretmeye çalıştı ama o öldükten sonra tekrar eski Osmanlıcı liyakatsiz kafaya geri döndürdüler ülkeyi. O yüzden bu kadar geri kaldık zaten her alanda. İşte son ördeği de Yusuf Dikeç olayıdır. Yusuf Dikeç Olimpiyatlara katılmasın diye önüne engeller koymuşlar. Bir şekilde katılmış son olimpiyatlara. Ve diğer yarışmacılar gibi aksesuar takmadan katıldı. Ve ikinci oldu. Dünyada internette bunu bir şaka haline getirdi. Gereksizce övgüler düzüldü ironik övgülerdi bunlar ilk başta. Yani Yusuf Dikeç tıpkı Nusret gibi bir maskot haline geldi. Ancak biz bunu bile anlayamadık. Tüm dünya bir Türk'ü övüyor diye gururlandık. İkinci olmyı umursamadık. Çünkü biz millet olarak gerçek başarıları değil, övülmeyi, konuşulmayı severiz. Nasrettin Hoca'nın fıkrasındaki gibi "Ye krüküm ye"ci bir milletiz yani. Hep başarabilme ihtimalimiz ile övünürüz. Asla birinci olamayız. Nadiren birinci oluruz nadiren başarırız ama onun da devamını getiremeyiz. Bir sistem haline getirip gelecek nesillere aktaramayız. Bir anı olarak kalırız ancak. Halen o anıları konuşuruz, Galatasaray'ın UEFA şampiyonluğu ya da Futbol Milli Takımının Dünya Kupası Üçüncülüğü gibi. Bireyseli şahsi ve bir daha tekrarlanmayan eh işte başarılardır bunlar hep. Kurumsallaşmayı ve gelecek nesillere aktarmayı, başarıyı devamlı hale getirmeyi hiç beceremeyiz. Bunun sebebi de BİN YILLIK Orta Doğululaştırılmış, Arap Emperyalizmine yenik düşmüş Selçuklu ve Osmanlı alışkanlıklarının mirasıdır. Yani liyakatsizlik, torpil, kayırmacılık, yetenekli ve başarılı kişilerin engellenmesi, cezalandırılması, küstürülmesi gibi alışkanlıklar hep Osmanlıdan miras kalmıştır bize. Mesela yine son Olimpiyatlarda voleybol milli takımında bunu gördük. Önce Avrupa sonra Dünya birincisi olmuş voleybol milli takımı bu başarıyı devam ettiremedi ve asıl önemli olan Olimpiyatlarda birinci olamadı.
Ahmet San çok harika işler çıkaran birisi. Kendisini eskiden beri takdir ediyorum. Ülkeye gelmeyecek çoğu şeyi sayesinde gördük.
Yaa harika bir adam şu Ahmet San ,hem çılgın hem çok eğlenceli bayılıyorum dinlemeye.. Teşekkürler sapien🎉
Biz teşekkür ederiz 🌸
RUclips’da uzun zamandır izlediğim en keyifli seri 🙏
Teşekkür ederiz, beğenmene çok sevindik @ArdaPazr 🙋🏻♂️
Cok cok keyifli sohbet
Helal olsun Ahmet abiye . Para kaybetmiş ama itibarını zedelenmemiş .
Çok gzl programlar yapıyorsunuz keyifle sizi izliyoruz efendim .
Çok teşekkür ederiz 🌸 Güzel yorumlarınız bizi teşvik ediyor 🙏🏻
Yine mükemmel bir sohbet 😊
🌸
Muthis renkli bir insan bravo
16:30 O kadar ikinde değil ki ah bee abim , umrunda gibi gözüküyor mu
Ahmet San Türkiye'nin en farklı fügürlerinden birisi , üzerine 5 10 tane belgesel olan 1993 yılının mimarı. Artık siz düşünün San'dan kaç belgesel çıkar.
Elinize sağlık çok içerik olmuş , belki birkaç bölüm daha olur // - Varmış
Tabii ki! Yeni ve keyifli bölümler yolda... 😋 Kimler var kimler...
Edeceğizzz
abiiiiii bayılıyoruz abiiiiiiii, muhteşem ufuk açıyorsun MUHTEŞEM
Abi keşke daha önce tanısaydım seni çok seviyorum ❤❤❤❤
❤❤❤❤❤
❤
Maradona' nın Napoli' den kaçtıktan sonra, Carlos Bilardo sayesinde girebildiği kulüptü Sevilla. Maradona hepi topu 25-26 maça çıkmıştı Sevilla' da. Bitikti artık Maradona ve bunu bilen seyirci, TV' de izlerim, bilete para vermem demiştir.
Ahmet San ın kitabını okumayan varsa acayiip tavsiye ediyorum sanki film gibi .. elimden bırakamadım inanılmaz
Hakikaten Grande sin Ahmet abi!
11:46 Ben Ahmet bey'in bir daha böyle gözü kara işler yapacağını hiç sanmıyorum. Hele hele sanat değil de spor camiasına girip (son dakika kumarhane gibi bir kurumdan yüzbin dolar gelmese) yüzüne gözüne bulaştırıp ters köşede kalacağını hiç düşünmüyorum. Zira kendisi de söyledi yarım saat ağladım diye... 🙁🙁
Şu atlatma mıdır nedir, adını bilmiyorum, ara boşlukların kapatılması doğallığı öldürüyor.
👏👏👏
🎉
Aslında tüm bu hikayeler bize, Ahmet san'ın nasıl da amatör bir organizatör olduğunu gösteriyor. :) Bir tane sorunsuz hikayesi yok. Hep amatörlük, hep profesyonellik dışı işler. Hep torpille yani tanıdıklar vasıtasıyla halledilen şeyler. :) İşte Batı neden her alanda bizden ileride bunu net şekilde gösteren bir örnektir Ahmet San. Batılılar her işi önceden en ince detayına kadar hesaplarlar, sözleşmesiz iş yapmalar. Liyakat çok önemlidir. Atatürk bunları bize öğretmeye çalıştı ama o öldükten sonra tekrar eski Osmanlıcı liyakatsiz kafaya geri döndürdüler ülkeyi. O yüzden bu kadar geri kaldık zaten her alanda.
İşte son ördeği de Yusuf Dikeç olayıdır. Yusuf Dikeç Olimpiyatlara katılmasın diye önüne engeller koymuşlar. Bir şekilde katılmış son olimpiyatlara. Ve diğer yarışmacılar gibi aksesuar takmadan katıldı. Ve ikinci oldu.
Dünyada internette bunu bir şaka haline getirdi. Gereksizce övgüler düzüldü ironik övgülerdi bunlar ilk başta. Yani Yusuf Dikeç tıpkı Nusret gibi bir maskot haline geldi.
Ancak biz bunu bile anlayamadık.
Tüm dünya bir Türk'ü övüyor diye gururlandık.
İkinci olmyı umursamadık.
Çünkü biz millet olarak gerçek başarıları değil, övülmeyi, konuşulmayı severiz. Nasrettin Hoca'nın fıkrasındaki gibi "Ye krüküm ye"ci bir milletiz yani.
Hep başarabilme ihtimalimiz ile övünürüz.
Asla birinci olamayız. Nadiren birinci oluruz nadiren başarırız ama onun da devamını getiremeyiz.
Bir sistem haline getirip gelecek nesillere aktaramayız.
Bir anı olarak kalırız ancak.
Halen o anıları konuşuruz, Galatasaray'ın UEFA şampiyonluğu ya da Futbol Milli Takımının Dünya Kupası Üçüncülüğü gibi.
Bireyseli şahsi ve bir daha tekrarlanmayan eh işte başarılardır bunlar hep.
Kurumsallaşmayı ve gelecek nesillere aktarmayı, başarıyı devamlı hale getirmeyi hiç beceremeyiz.
Bunun sebebi de BİN YILLIK Orta Doğululaştırılmış, Arap Emperyalizmine yenik düşmüş Selçuklu ve Osmanlı alışkanlıklarının mirasıdır.
Yani liyakatsizlik, torpil, kayırmacılık, yetenekli ve başarılı kişilerin engellenmesi, cezalandırılması, küstürülmesi gibi alışkanlıklar hep Osmanlıdan miras kalmıştır bize.
Mesela yine son Olimpiyatlarda voleybol milli takımında bunu gördük.
Önce Avrupa sonra Dünya birincisi olmuş voleybol milli takımı bu başarıyı devam ettiremedi ve asıl önemli olan Olimpiyatlarda birinci olamadı.
Türk Telekom o devirde de tuttuğunu öpüyormuş.
⭐️🤍🤚
Sinan canan niyr gelmiyo
yalvardı nolursun dedi evde zeytin yok çocuklar aç dedi
Beyefendinin Türkçesi süperdi(!)...?
.