Hocam güzel bir giriş oldu. Kesinlikle böyle kısa kısa serileri gelmeli. Meselenin işlemenizi ıstediğin bir yönünü özelden atacağım. Bir başka ve önemli soru şu hocam: Bilmeyenler ve Kuran'ın kâfir tanımı içine girmeyeler meselesi tamam. Lakin her şeyin başı tevhid diyoruz. Öyle nesiller geçmiş ve hâlâ da var ki (aztek, inka, mayalar, geçmişte ve bugün hindistan mesela) Allahtan başka her şeye yapmışlar. Çok sapkın inanışları ve yüzlerce farklı tanrı inançları olmuş. Her şeye tapmışlar yani. Lütfen bu konuyu da işleyiniz. Selamlar
Hocam Allah üçün üçüncüsüdür diyenler kafir oldular ayeti de var sadece vahiyle muhatap olanlar icin kafir kelimesini kullanmiyor ki. Bu tanima gore ornek veriyorum orta çagdaki bir koylu Hristiyan ne olacak?
@haruncoban1495 hocam şöyle olabilir deriz. Yani İncil metinlerinin kendisinden dahi teslisi çıkarmak zor lakin avam halk önüne geleni hazır olarak kabul edip alır. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Dolayısıyla zaten teslis aklen muhaldi deyip, akıllarını kullansalardı gibi bir cevap verilebilir. Ne kadar tatmin eder muhatabımızı bilinmez.
Maide 10’a ek olarak: Nisa 150-151: “Allah’ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyenler, "Bir kısmına inanırız ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu, işte gerçek kafirler bunlardır ve biz kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.” İstisna olarak: Bakara, 62: “Şüphesiz, iman edenler; yahudilerden, hıristiyanlardan ve Sâbiîler’den de Allah’a ve âhiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler.” Öncelikle ayette sözü edilen yahudi ve hristiyanlar’ın kimler olduğu üzerinde durmak gerekmekte. Bu sûrenin 39. âyetinden ve Kur’an’daki benzer bir ayetten anlaşıldığı üzere (Maide 69) sözkonusu yahudi ve hristiyanlar’ın Kur’an’ı inkar eden gruplar olmadıkları açıktır. Dolayısıyla bu insanların, Hz. Peygamber döneminde yaşamış ve İslam’a dâvet edilmemiş, bundan dolayı da Kur’an’dan habersiz yaşamış insanlar olduğunu düşünmemiz gerekmekte. Bu kategorideki insanlardan Allah’a ve âhirete inanıp salih ameller işlemiş olanlar ve şirk koşmamış olanlar ahirette cennetle ödüllendirilecekler...
Hristiyan bir adam otomatik olarak şirk koşmuyor mu zaten. Bu mevzuda kafam karışıyor. Evet islamdan haberi yok ama şirk de koşuyor yerel inançtan ötürü. Böyle bakarsak islamdan önceki müşrikler ne olacak islam inmemiş henüz.
BÖYLECE SEN, bâtıl olan her şeyden uzaklaşarak yüzünü kararlı bir şekilde [hak olan] dine çevir ve Allah’ın insan bünyesine nakşettiği fıtrata uygun davran: [ki,] Allah’ın yarattığında bir bozulma ve çürümeye meydan verilmesin: bu, sahih [bir] din[in gayesi]dir; ama çoğu insanlar onu bilmezler. Rum/30 Muhammed Esed meali
Teşekkürler Hocam
Çok güzel anlatmış hoca sağolsun
Hocam güzel bir giriş oldu. Kesinlikle böyle kısa kısa serileri gelmeli. Meselenin işlemenizi ıstediğin bir yönünü özelden atacağım. Bir başka ve önemli soru şu hocam: Bilmeyenler ve Kuran'ın kâfir tanımı içine girmeyeler meselesi tamam. Lakin her şeyin başı tevhid diyoruz. Öyle nesiller geçmiş ve hâlâ da var ki (aztek, inka, mayalar, geçmişte ve bugün hindistan mesela) Allahtan başka her şeye yapmışlar. Çok sapkın inanışları ve yüzlerce farklı tanrı inançları olmuş. Her şeye tapmışlar yani. Lütfen bu konuyu da işleyiniz. Selamlar
Hocam bu konuyu işleyecek misiniz acaba. Giriş yaptık kaldı. Birçok vesveseye neden oluyor bu soru ve devamında gelenler
Konu detayla ele alınabilir.
Afrika kavimlerinin (kabilelerinin) durumu gibi.
Fıtrat açılımı bakışı çok güzel di.
Ağzınıza sağlık.
Allah razı olsun abi
Dinler tarihi, konusunda kitap önerileri.
videosu dinler tarihine bakış (batıda dinler tarihi algısı konu edilebilir misiniz?
İlerleyen videolar da.
Hocam Allah üçün üçüncüsüdür diyenler kafir oldular ayeti de var sadece vahiyle muhatap olanlar icin kafir kelimesini kullanmiyor ki. Bu tanima gore ornek veriyorum orta çagdaki bir koylu Hristiyan ne olacak?
Üçün üçüncüsüdür diyenler de doğru mesajin kendilerine ulaştığı kimseler kapsamında kalması mümkün olabilir mi acaba?
@haruncoban1495 hocam şöyle olabilir deriz. Yani İncil metinlerinin kendisinden dahi teslisi çıkarmak zor lakin avam halk önüne geleni hazır olarak kabul edip alır. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Dolayısıyla zaten teslis aklen muhaldi deyip, akıllarını kullansalardı gibi bir cevap verilebilir. Ne kadar tatmin eder muhatabımızı bilinmez.
Maide 10’a ek olarak:
Nisa 150-151: “Allah’ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyenler, "Bir kısmına inanırız ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu, işte gerçek kafirler bunlardır ve biz kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.”
İstisna olarak:
Bakara, 62: “Şüphesiz, iman edenler; yahudilerden, hıristiyanlardan ve Sâbiîler’den de Allah’a ve âhiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler.”
Öncelikle ayette sözü edilen yahudi ve hristiyanlar’ın kimler olduğu üzerinde durmak gerekmekte. Bu sûrenin 39. âyetinden ve Kur’an’daki benzer bir ayetten anlaşıldığı üzere (Maide 69) sözkonusu yahudi ve hristiyanlar’ın Kur’an’ı inkar eden gruplar olmadıkları açıktır. Dolayısıyla bu insanların, Hz. Peygamber döneminde yaşamış ve İslam’a dâvet edilmemiş, bundan dolayı da Kur’an’dan habersiz yaşamış insanlar olduğunu düşünmemiz gerekmekte. Bu kategorideki insanlardan Allah’a ve âhirete inanıp salih ameller işlemiş olanlar ve şirk koşmamış olanlar ahirette cennetle ödüllendirilecekler...
Hristiyan bir adam otomatik olarak şirk koşmuyor mu zaten. Bu mevzuda kafam karışıyor. Evet islamdan haberi yok ama şirk de koşuyor yerel inançtan ötürü. Böyle bakarsak islamdan önceki müşrikler ne olacak islam inmemiş henüz.
İman edip Salih amel işleyenler cennetliktir
BÖYLECE SEN, bâtıl olan her şeyden uzaklaşarak yüzünü kararlı bir şekilde [hak olan] dine çevir ve Allah’ın insan bünyesine nakşettiği fıtrata uygun davran: [ki,] Allah’ın yarattığında bir bozulma ve çürümeye meydan verilmesin: bu, sahih [bir] din[in gayesi]dir; ama çoğu insanlar onu bilmezler.
Rum/30 Muhammed Esed meali