Atatürk'ün Tabutu 15 Sene Sonra Neden Açıldı? Onu Son Gören Kişi Anlattı...

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 16 окт 2024
  • 9 Kasım 1953 Pazar gecesi…
    Saat gece 11 sualarında Prof. Kamile Şevki Mutlu’nun telefonu çaldı. Arayan Ankara Valisi’ydi. Ertesi gün
    Atatürk’ün lahitinin açılacağını, bunun için kendisinin görevlendirildiğini söyledi.
    Vali’ye ne diyeceğini düşünürken gözleri doldu. 10 Kasım 1938’de kalbinde açılan derin üzüntüyü hissetti
    yeniden…
    Atatürk öldükten sonra naaşı TBMM'de hazırlanan katafalkta bir gün kalmıştı. Buradan alınan naaş, 21
    Kasım 1938'de çeşitli kimyasallarla desteklenerek sargılanmış, önce bir tabuta ve sonra da bir lahitin
    içine konmuştu. Etnoğrafya Müzesi'ne kaldırılmıştı.
    Başbakan Celal Bayar, Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak’a “tahnit” işlemlerinin yapılması emrini vermişti.
    Anıtkabir inşaatından dolayı naaşın uzun süre bekleyebileceği düşünülerek ciddi bir tahnit işlemi
    yapılmıştı.
    Tahnit işlemine başlamadan önce İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Ord. Prof. M.
    Şerafettin Yaltkaya’nın nezaretinde İslam geleneklerine uygun bir şekilde yıkandı ve kefenlendi.
    Şimdi ise bu lahitin ve tabutun açılması, cansız bedenin başka bir tabuta nakledilmesi gerekiyordu. Tüm
    bunlar Kamile Hanım’ın kalbinde derin bir sızı hissetmesine neden oldu.
    Aradan tam 15 yıl geçmişti…
    Cenaze nihayet inşaatı tamamlanan anıt mezara transfer edilecekti. Atatürk’ün artık ne hâlde olduğu
    bilinmeyen cansız bedeni ile yüz yüze gelecekti.
    Kendisi bugüne kadar yüzlerce cenaze üzerinde çalışma yapmıştı; ama lahitte yatanın Atatürk olması fikrî
    onu tecrübesiz bir hekim gibi endişelendirmişti.
    Üstelik bir kadının bunu yapmasının kimilerinde yaratacağı tepkilerden de korkuyordu. Zaten 40 derece
    ateşle yatıyordu. Görevi reddetmek en iyisiydi…
    Prof. Mutlu, ateşin de vermiş olduğu rehavetle önce Vali Aygün’e bunu yapamayacağını söyledi.
    Hastalığını gerekçe gösterdi ve bu görevi başka bir meslektaşının yapmasını rica etti. Ancak Vali Aygün
    ısrarcıydı: “Ben sizi sarar sarmalar götürürüm, bu tarihi bir görev” diyordu.
    Her şey o andan sonra başlamıştı...

Комментарии • 4,1 тыс.