Neslihan Acar’la Ufuk Turu: Sınıfı örgütlemek

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 3 окт 2024
  • İşçi sınıfı hareketi son yıllarda gözle görülür bir canlanma içinde. Bu henüz 1970’lerin sonu, 1987’deki Bahar eylemleri ya da 2017’deki Metal Fırtına gibi bir dalga halini almış değil. Fakat her an buna dönüşme potansiyeli yüksek.
    Bu süreçte gerçekleşen bazı direnişler hem sergilenen kararlılık yönüyle hem de sermaye ve burjuva devlet karşısında elde ettikleri kazanım yönüyle kamuoyunda büyük sempati topladı, emekçi kesimler için bir moral ve cesaret kaynağı oldular.
    Soma madencilerinin inatçı kavgasını, inşaat işçilerinin gerçekleştirdikleri onlarca direnişi, Migros işçilerinin, motokuryelerin, Antep ve Adana’daki saya işçilerinin grevlerini buna örnek verebiliriz.
    Bazıları sendika ağalarının ihaneti yüzünden satışla sonuçlansa da Ankara, İstanbul, İzmir belediyelerindeki işçilerin grevleri, Urfa’da Uğur ve Özak Tekstil ile Hakan Plastik grevleri, Mersin Çimsataş, Çorum maden, Düzce Standart Profil direnişleri gibi örneklerse sınıf içindeki kaynamanın yaygınlığını göstermesi yönüyle dikkat çekiciydi.
    Emek-sermaye çelişkisinin keskinleşmesine paralel olarak kavganın kızışması bir taraftan da yeni bir öncü kuşağı öne çıkarıyor. İflas etmiş geleneksel sendikal anlayış ve sendika ağalığına taban tabana zıt yeni sendikalar ve işçi önderleriyle tanışıyoruz.
    Yazarımız H. Selim Açan, podcast dizimizin bu programında militan sınıf sendikacılığı çizgisinde yürümekte ısrarlı bu yeni tip sendikal örgütlenme ve işçi önderliğinin temsilcilerinden biri olarak kamuoyunun özellikle Migros direnişiyle tanıdığı DGD Sen (Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası) başkanı Neslihan Acar’la konuştu.
    Ona şu soruları sorduğu sohbeti, Alınteri’nin RUclips ve Spotify hesaplarından dinleyebilirsiniz:
    Türkiye’deki işçi hareketi ve sendikal hareketin bugünkü görünümünü ana çizgileriyle resmetmeni istesem nasıl bir tablo çizersin?
    Son yıllardaki işçi eylemlerinde kadınların öne çıktığını görüyoruz. Bu arada bizzat sen kadınların öncüleşmesinin cisimleşmiş bir örneğisin. Hem yılların işçisi hem de öncü bir kadın olarak sınıfın kadın sorununda eğitilmesi, erkek egemen kültürün geriletilmesi konusunda neler yapılmalı?
    Sınıf hareketinin hâlâ aşamadığı eşiklerden biri de sendikal ve siyasal önderlik boşluğu. Bu boşluk sence nasıl giderilir? Militan bir sınıf sendikacılığı çizgisinin güç kazanması için nasıl bir hat izlenmeli?

Комментарии •