Sual: Doğru olan, sadece Ehl-i sünnet vel cemaat fırkası mıdır? CEVAP Evet, sadece Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasıdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Ümmetim, 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan 72’si, Cehenneme gidecek, yalnız bir fırka kurtulacaktır. Cehennemden kurtulacak olan tek fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir.) [Tirmizi, İbni Mace] Ehl-i sünnet vel cemaat, sünnet ve cemaat ehli demektir. Eshab-ı kiram, Peygamber efendimizin cemaatidir. Sünnet de, Peygamber efendimizin yolu demektir. Demek ki, (Ben, sadece Kur’ana ve sünnete yapışırım) demek yetmiyor. Eshab-ı kiramı sevmek ve onların yolunda olmak da şarttır. Peygamber efendimiz, (Sadece benim yolumdan gidenler cennetliktir) demedi. (Benim ve Eshabımın yolunda gidenler) buyurdu. Bu çok önemli bir inceliktir. Eshab-ı kiramın tamamını sevmek, sadece Ehl-i sünnet fırkasına nasip olmuştur. Şu halde, doğru yolda olmanın ölçüsü, Resulullahın ve Eshabının yolunda olmaktır. Her grup, ben Ehl-i sünnetim diyebilir. Bunu öğrenmenin, yolu da vardır. Allahü teâlâ, İslamiyet’i doğru olarak öğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine söz verdi. Allah sözünden dönmez. İki âyet-i kerime meali: (Doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran yollara kavuştururuz.) [Ankebut 69] (Allah, kendisine yöneleni doğru yola iletir.) [Şûra 13] O halde, Allahü teâlânın sözüne güvenmeli, (Biz kesin doğru yoldayız) desek de, yine, (Ya Rabbi, kimler doğru yolda ise, senin rızan kimlerle ise, bana onları sevmeyi, onlarla beraber olmayı nasip eyle) diye dua etmelidir. Eğer doğru yolda isek, duanın bir zararı olmaz. Yanlış yolda isek, ihlasla yaptığımız dua sebebiyle doğruya kavuşmuş oluruz. Herkes böyle dua etmelidir. Hâşâ Allahü teâlâ, beni yanlış yola sokar sanmamalıdır.
Ankara da konferans vereceğinizden haberim olmadı hocam.Halbuki uzun zamandır özlemle bekliyordum (daha önceki yıllarda iki kez katılmıştım).Kaçırmış olduğuma çok üzüldüm😔
Bazı kendini bilmezler: Söyler misin, sabah namazının farzının iki rekât olduğu Kur'ân-ı Kerîm'in neresinde var? Öğlen, ikindi ve yatsı namazlarının farzının dört, akşam namazının farzının üç rekât olduğu hangi âyette var? Namaz vakitlerinin ne zaman girdiği Kur'ân-ı Kerîm'in neresinde geçiyor? Öğle ve ikindi namazlarında Kur'ân'ın açıktan okunmayıp sessizce okunacağı hangi âyette belirtiliyor? Malımızın kırkta birini zekât olarak vereceğimiz, Kur'ân-ı Kerîm'de açıklanmış mı? Kıymetli kardeşlerim! Bunların hiçbiri Kur'ân-ı Kerîm'de geçmiyor. Biz bütün bunları, diğer görevlerimizi ve onları nasıl yapacağımızı Peygamber Efendimizin hadis ve sünnetinden öğreniyoruz. Hadîs-i şerîfler olmasaydı, dinimizi nasıl yaşayacağımızı bilemezdik. Allah Teâlâ, Peygamber Efendimize Kur'ân-ı Kerîm'i göndermekle kalmamıştır. Ayrıca ona, kullarına bazı işleri emretme, bazı işleri yasaklama yetkisi de vermiştir. Sahâbe ve tâbiîn büyüklerimiz, Peygamber Efendimizin sünnetine aykırı buldukları bir davranışı yasaklar ve onu yaptırmazlardı. Şayet bir kimse bilgiçlik taslayıp da: " İyi ama bu Kur'ân da var mı? " diye sorduğunda : " Evet var" derler ve ona şu âyet-i kerîmeyi okurlardı: "Peygamber size ne verdiyse onu alın. Neyi yasakladıysa ondan kaçının!" (Haşr 59/7) Sevgili kardeşlerim! Kur'ân-ı Kerîmde, bir konuda anlaşmazlığa düştüğümüzde, Allah'a ve Resûlüne başvurmamız emrediliyor. Şimdi şöyle sorulabilir: "İyi ama Allah'a nasıl başvurucağız? bugün hayatta olmayan Peygamber aleyhisselâma nasıl başvurucağız?" Ünlü tâbiîn âlimleri, Allah'a ve Resûlüne başvurmayı emreden âyet-i kerîmeyi şöyle açıklardı: Allah'a başvurmak demek, Kur'ân-ı Kerîm'e başvurmak demektir. Peygambere başvurmak ise onun hadisine, sünnetine başvurmak demektir. Hadislere Önem Vermeyenlere İhtar! Peygamber Efendimiz bizi pek çok konuda uyardı. İleride hadîs-i şerîfleri, önemsemeyen bazılarının da çıkacağını haber verdi: Öyle bir zaman gelecek ki, karnı tok, sırtı pek, keyfine düşkün bazı adamlar rahat koltuklarına kurulacaklar. Kendilerini pek beğendikleri için, her şeyi bilen adam edâsıyla etraflarında bulunanlara şöyle diyecekler: "Siz sadece şu Kur'ân'a sarılın! Onda helal olarak bulduğunuz şeyleri helal kabul edin! Kur'ân da haram olarak bulduğunuz şeyleri de haram bilin!" Şefkatli Efendimiz, bu kendini bilmez hadis karşıtlarının tuzağına düşmeyelim diye bizi şöyle uyarmıştır: " Sakın ha sizden birini: 'Biz Kur'ân dan başka bir şey bilmeyiz. Allah'ın Kitabı'nda ne bulursak ona uyarız' derken bulmayayım!" (Ebu Dâvûd, Sünnet 5, Tirmizî, İlim 10) Elbette biz, hiçbir zaman hadis düşmanları gibi düşünmeyiz ve Rabbimizin şu uyarısını hiçbir zaman unutmayız: " Peygamberin emrine aykırı hareket edenler, başlarına bir bela gelmesinden veya elem verici bir azaba uğramaktan sakınsınlar." (Nûr 24/63.)
@@mtrecordofficial mubarek, bunca teknolojinin içinde yüzerken mi ? 10 yıl önceki videolardaki ses kalitesine yetişememek tembellik yada ihmalkarlıktan başka bir şey değil.
@@yineLeyla burada teknoloji ile alakalı bir durum yok kamera ve yayın sistemi kurulmamış bari telefonu koyalım da insanlar mahrum olmasın diyen bizi düşünen bir hayırlı kulun sayesinde iliyoruz
@@mtrecordofficial tamam işte ihmalkarlık, madem onca emekle bir söyleşi organize ediliyor, o zaman bunu hesaba katmaları gerekiyordu. Zorlaştırmayın kolaylaştırın ayetini anımsayalım, insan dinlerken yoruyor o uğultu, kaldıkı burda Allahın kelamı sözkonusu, insan pür dikkat dinleyip notlar almak gerekiyor....neyse umarım başkaları faydalanır. Sizde yorumumu bir saldırı olarak algılamayınız, yapıcı bir eleştiriydi...Selamlar.
Yanlış yerde değilim maalesef sizler yanlış yerdesiniz imanınız tehlikede kurana ve sünnete uygun bir platform değil. Allah ümmeti Muhammedi dalalete götürecek durumlardan korusun.
@@sueda9897 Risalei nur Kuran'ın bir üstüdür demediğiniz kalmış geriye bunca yıldır yaş oldu 50 iyi kötü biliyoruz amacın bilerek bilmeyerek ne olduğunu, lütfen sizde gözünüzü açın ki öldüğünüzde açılmasın. Orada vah tüh yok çünkü.
Bazı kendini bilmezler: Söyler misin, sabah namazının farzının iki rekât olduğu Kur'ân-ı Kerîm'in neresinde var? Öğlen, ikindi ve yatsı namazlarının farzının dört, akşam namazının farzının üç rekât olduğu hangi âyette var? Namaz vakitlerinin ne zaman girdiği Kur'ân-ı Kerîm'in neresinde geçiyor? Öğle ve ikindi namazlarında Kur'ân'ın açıktan okunmayıp sessizce okunacağı hangi âyette belirtiliyor? Malımızın kırkta birini zekât olarak vereceğimiz, Kur'ân-ı Kerîm'de açıklanmış mı? Kıymetli kardeşlerim! Bunların hiçbiri Kur'ân-ı Kerîm'de geçmiyor. Biz bütün bunları, diğer görevlerimizi ve onları nasıl yapacağımızı Peygamber Efendimizin hadis ve sünnetinden öğreniyoruz. Hadîs-i şerîfler olmasaydı, dinimizi nasıl yaşayacağımızı bilemezdik. Allah Teâlâ, Peygamber Efendimize Kur'ân-ı Kerîm'i göndermekle kalmamıştır. Ayrıca ona, kullarına bazı işleri emretme, bazı işleri yasaklama yetkisi de vermiştir. Sahâbe ve tâbiîn büyüklerimiz, Peygamber Efendimizin sünnetine aykırı buldukları bir davranışı yasaklar ve onu yaptırmazlardı. Şayet bir kimse bilgiçlik taslayıp da: " İyi ama bu Kur'ân da var mı? " diye sorduğunda : " Evet var" derler ve ona şu âyet-i kerîmeyi okurlardı: "Peygamber size ne verdiyse onu alın. Neyi yasakladıysa ondan kaçının!" (Haşr 59/7) Sevgili kardeşlerim! Kur'ân-ı Kerîmde, bir konuda anlaşmazlığa düştüğümüzde, Allah'a ve Resûlüne başvurmamız emrediliyor. Şimdi şöyle sorulabilir: "İyi ama Allah'a nasıl başvurucağız? bugün hayatta olmayan Peygamber aleyhisselâma nasıl başvurucağız?" Ünlü tâbiîn âlimleri, Allah'a ve Resûlüne başvurmayı emreden âyet-i kerîmeyi şöyle açıklardı: Allah'a başvurmak demek, Kur'ân-ı Kerîm'e başvurmak demektir. Peygambere başvurmak ise onun hadisine, sünnetine başvurmak demektir. Hadislere Önem Vermeyenlere İhtar! Peygamber Efendimiz bizi pek çok konuda uyardı. İleride hadîs-i şerîfleri, önemsemeyen bazılarının da çıkacağını haber verdi: Öyle bir zaman gelecek ki, karnı tok, sırtı pek, keyfine düşkün bazı adamlar rahat koltuklarına kurulacaklar. Kendilerini pek beğendikleri için, her şeyi bilen adam edâsıyla etraflarında bulunanlara şöyle diyecekler: "Siz sadece şu Kur'ân'a sarılın! Onda helal olarak bulduğunuz şeyleri helal kabul edin! Kur'ân da haram olarak bulduğunuz şeyleri de haram bilin!" Şefkatli Efendimiz, bu kendini bilmez hadis karşıtlarının tuzağına düşmeyelim diye bizi şöyle uyarmıştır: " Sakın ha sizden birini: 'Biz Kur'ân dan başka bir şey bilmeyiz. Allah'ın Kitabı'nda ne bulursak ona uyarız' derken bulmayayım!" (Ebu Dâvûd, Sünnet 5, Tirmizî, İlim 10) Elbette biz, hiçbir zaman hadis düşmanları gibi düşünmeyiz ve Rabbimizin şu uyarısını hiçbir zaman unutmayız: " Peygamberin emrine aykırı hareket edenler, başlarına bir bela gelmesinden veya elem verici bir azaba uğramaktan sakınsınlar." (Nûr 24/63.)
yaradana gurrban oliimm gerçek bir Kur'an talebesi öğretim üyesi gerçek bir mümin iyiki varsınız Mehmet Okuyan üstadım
Sual: Doğru olan, sadece Ehl-i sünnet vel cemaat fırkası mıdır?
CEVAP
Evet, sadece Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasıdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ümmetim, 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan 72’si, Cehenneme gidecek, yalnız bir fırka kurtulacaktır. Cehennemden kurtulacak olan tek fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir.) [Tirmizi, İbni Mace]
Ehl-i sünnet vel cemaat, sünnet ve cemaat ehli demektir. Eshab-ı kiram, Peygamber efendimizin cemaatidir. Sünnet de, Peygamber efendimizin yolu demektir.
Demek ki, (Ben, sadece Kur’ana ve sünnete yapışırım) demek yetmiyor. Eshab-ı kiramı sevmek ve onların yolunda olmak da şarttır. Peygamber efendimiz, (Sadece benim yolumdan gidenler cennetliktir) demedi. (Benim ve Eshabımın yolunda gidenler) buyurdu. Bu çok önemli bir inceliktir. Eshab-ı kiramın tamamını sevmek, sadece Ehl-i sünnet fırkasına nasip olmuştur. Şu halde, doğru yolda olmanın ölçüsü, Resulullahın ve Eshabının yolunda olmaktır. Her grup, ben Ehl-i sünnetim diyebilir. Bunu öğrenmenin, yolu da vardır. Allahü teâlâ, İslamiyet’i doğru olarak öğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine söz verdi. Allah sözünden dönmez. İki âyet-i kerime meali:
(Doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran yollara kavuştururuz.) [Ankebut 69]
(Allah, kendisine yöneleni doğru yola iletir.) [Şûra 13]
O halde, Allahü teâlânın sözüne güvenmeli, (Biz kesin doğru yoldayız) desek de, yine, (Ya Rabbi, kimler doğru yolda ise, senin rızan kimlerle ise, bana onları sevmeyi, onlarla beraber olmayı nasip eyle) diye dua etmelidir. Eğer doğru yolda isek, duanın bir zararı olmaz. Yanlış yolda isek, ihlasla yaptığımız dua sebebiyle doğruya kavuşmuş oluruz. Herkes böyle dua etmelidir. Hâşâ Allahü teâlâ, beni yanlış yola sokar sanmamalıdır.
Şükürler olsun kavuşturana değerli hocam..Allah sizden razı olsun inşallah
Allah size uzun ömürler versin Hocam ❤
SAYENİZDE ÖĞRENİP AYDINLANIYORUZ ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN
Hocam sizden Yüce Allah Razı olsun 🙏
Allah razı olsun
Allah razı olsun hocam
Allah’ın rahmeti bereketi merhameti üzerinize olsun inşAllah
Teşekkürler hocam sağlıklı günler dilerim
Şükür kavusturana🤲🌹
Yüreğinize ağzınıza sağlık hocam
Emeğinize yüreğinize sağlık Allah sizden razı olsun Hocam
Teşekkür ederim hocam😊
Allah razi olsun
Hocamı çok seviyorum
Ankara da konferans vereceğinizden haberim olmadı hocam.Halbuki uzun zamandır özlemle bekliyordum (daha önceki yıllarda iki kez katılmıştım).Kaçırmış olduğuma çok üzüldüm😔
Allah razi olsun hacamiz.ah’a davet eden,* iyi iş(ler) yapan ve “Ben müslümanlardanım!” diyenden daha güzel sözlü kim olabilir ki! 1:02
Ay ses hiç iydegil kim ilgileniyor lütfen yapin bu mübarek alimi dinleyelim
Hocam Rabbim bizede anlama feraseti nasip etsin yalnız ses düzeni kötü RUclips dan takip ediyoruz çok zor anlaşılıyor bir çare bulunursa seviniriz
Hocam katıldığınız konferanslarıda videolastirsaniz mahrum kalmasak
👍👍👍
❤
Bazı kendini bilmezler:
Söyler misin, sabah namazının farzının iki rekât olduğu Kur'ân-ı Kerîm'in neresinde var?
Öğlen, ikindi ve yatsı namazlarının farzının dört, akşam namazının farzının üç rekât olduğu hangi âyette var?
Namaz vakitlerinin ne zaman girdiği Kur'ân-ı Kerîm'in neresinde geçiyor?
Öğle ve ikindi namazlarında Kur'ân'ın açıktan okunmayıp sessizce okunacağı hangi âyette belirtiliyor?
Malımızın kırkta birini zekât olarak vereceğimiz, Kur'ân-ı Kerîm'de açıklanmış mı?
Kıymetli kardeşlerim! Bunların hiçbiri Kur'ân-ı Kerîm'de geçmiyor. Biz bütün bunları, diğer görevlerimizi ve onları nasıl yapacağımızı Peygamber Efendimizin hadis ve sünnetinden öğreniyoruz.
Hadîs-i şerîfler olmasaydı, dinimizi nasıl yaşayacağımızı bilemezdik.
Allah Teâlâ, Peygamber Efendimize Kur'ân-ı Kerîm'i göndermekle kalmamıştır. Ayrıca ona, kullarına bazı işleri emretme, bazı işleri yasaklama yetkisi de vermiştir.
Sahâbe ve tâbiîn büyüklerimiz, Peygamber Efendimizin sünnetine aykırı buldukları bir davranışı yasaklar ve onu yaptırmazlardı.
Şayet bir kimse bilgiçlik taslayıp da:
" İyi ama bu Kur'ân da var mı? " diye sorduğunda :
" Evet var" derler ve ona şu âyet-i kerîmeyi okurlardı:
"Peygamber size ne verdiyse onu alın. Neyi yasakladıysa ondan kaçının!" (Haşr 59/7)
Sevgili kardeşlerim!
Kur'ân-ı Kerîmde, bir konuda anlaşmazlığa düştüğümüzde, Allah'a ve Resûlüne başvurmamız emrediliyor.
Şimdi şöyle sorulabilir:
"İyi ama Allah'a nasıl başvurucağız? bugün hayatta olmayan Peygamber aleyhisselâma nasıl başvurucağız?"
Ünlü tâbiîn âlimleri, Allah'a ve Resûlüne başvurmayı emreden âyet-i kerîmeyi şöyle açıklardı:
Allah'a başvurmak demek, Kur'ân-ı Kerîm'e başvurmak demektir. Peygambere başvurmak ise onun hadisine, sünnetine başvurmak demektir.
Hadislere Önem Vermeyenlere İhtar!
Peygamber Efendimiz bizi pek çok konuda uyardı. İleride hadîs-i şerîfleri, önemsemeyen bazılarının da çıkacağını haber verdi:
Öyle bir zaman gelecek ki, karnı tok, sırtı pek, keyfine düşkün bazı adamlar rahat koltuklarına kurulacaklar. Kendilerini pek beğendikleri için, her şeyi bilen adam edâsıyla etraflarında bulunanlara şöyle diyecekler:
"Siz sadece şu Kur'ân'a sarılın! Onda helal olarak bulduğunuz şeyleri helal kabul edin! Kur'ân da haram olarak bulduğunuz şeyleri de haram bilin!"
Şefkatli Efendimiz, bu kendini bilmez hadis karşıtlarının tuzağına düşmeyelim diye bizi şöyle uyarmıştır:
" Sakın ha sizden birini: 'Biz Kur'ân dan başka bir şey bilmeyiz. Allah'ın Kitabı'nda ne bulursak ona uyarız' derken bulmayayım!" (Ebu Dâvûd, Sünnet 5, Tirmizî, İlim 10)
Elbette biz, hiçbir zaman hadis düşmanları gibi düşünmeyiz ve Rabbimizin şu uyarısını hiçbir zaman unutmayız:
" Peygamberin emrine aykırı hareket edenler, başlarına bir bela gelmesinden veya elem verici bir azaba uğramaktan sakınsınlar." (Nûr 24/63.)
Ses çok kötü şunu düzeltin artık bazı kelimeleri anlayamıyorum
Selam
Yüreğinize sağlık. Yolunuz açık olsun Hocam.İstanbul da ne zaman anlatımınız olacak?
Ses çok kötü, felaket uğultu var, konuşmacının sesini bastırıyor, keşke bunun önemini dikkate alsaydınız ☹☹
Bunu buldugumuza şükretmek gerek
@@mtrecordofficial mubarek, bunca teknolojinin içinde yüzerken mi ? 10 yıl önceki videolardaki ses kalitesine yetişememek tembellik yada ihmalkarlıktan başka bir şey değil.
@@yineLeyla burada teknoloji ile alakalı bir durum yok kamera ve yayın sistemi kurulmamış bari telefonu koyalım da insanlar mahrum olmasın diyen bizi düşünen bir hayırlı kulun sayesinde iliyoruz
@@mtrecordofficial tamam işte ihmalkarlık, madem onca emekle bir söyleşi organize ediliyor, o zaman bunu hesaba katmaları gerekiyordu. Zorlaştırmayın kolaylaştırın ayetini anımsayalım, insan dinlerken yoruyor o uğultu, kaldıkı burda Allahın kelamı sözkonusu, insan pür dikkat dinleyip notlar almak gerekiyor....neyse umarım başkaları faydalanır. Sizde yorumumu bir saldırı olarak algılamayınız, yapıcı bir eleştiriydi...Selamlar.
@@yineLeyla yo estağfurullah farkındayım
Ses az çözünürlük çok kötü
Selamün aleyküm.hocam ses seviyesini biraz daha yükseltebilirmisiniz
Sayın hocam ağzınıza sağlık bilgileriniz için
Ay biraz yaslanmış keske bende oguruptan olsaydim sizin oğrenciniz olmak büyük bir şeref
Allah ehli bidanın şerrinden ümmeti Muhammedi korusun
Ses çok az
Ay biraz yaslanmış
Xışıltı var
Ses iyi değil dinleyemedim 😢
Risaleinur lar hakiki kuran tefsiri kuranı anlamak isteyen başvurabilir
Yanlış yerdesin o zaman.
Yanlış yerde değilim maalesef sizler yanlış yerdesiniz imanınız tehlikede kurana ve sünnete uygun bir platform değil. Allah ümmeti Muhammedi dalalete götürecek durumlardan korusun.
@@sueda9897 Risalei nur Kuran'ın bir üstüdür demediğiniz kalmış geriye bunca yıldır yaş oldu 50 iyi kötü biliyoruz amacın bilerek bilmeyerek ne olduğunu, lütfen sizde gözünüzü açın ki öldüğünüzde açılmasın. Orada vah tüh yok çünkü.
@@sueda9897.Risale-i Nur ,,,anlamı nı açıklarmısın.çok fazla bir bilgim yokda..kelime olarak yani
Allah razı olsun hocam.
Bazı kendini bilmezler:
Söyler misin, sabah namazının farzının iki rekât olduğu Kur'ân-ı Kerîm'in neresinde var?
Öğlen, ikindi ve yatsı namazlarının farzının dört, akşam namazının farzının üç rekât olduğu hangi âyette var?
Namaz vakitlerinin ne zaman girdiği Kur'ân-ı Kerîm'in neresinde geçiyor?
Öğle ve ikindi namazlarında Kur'ân'ın açıktan okunmayıp sessizce okunacağı hangi âyette belirtiliyor?
Malımızın kırkta birini zekât olarak vereceğimiz, Kur'ân-ı Kerîm'de açıklanmış mı?
Kıymetli kardeşlerim! Bunların hiçbiri Kur'ân-ı Kerîm'de geçmiyor. Biz bütün bunları, diğer görevlerimizi ve onları nasıl yapacağımızı Peygamber Efendimizin hadis ve sünnetinden öğreniyoruz.
Hadîs-i şerîfler olmasaydı, dinimizi nasıl yaşayacağımızı bilemezdik.
Allah Teâlâ, Peygamber Efendimize Kur'ân-ı Kerîm'i göndermekle kalmamıştır. Ayrıca ona, kullarına bazı işleri emretme, bazı işleri yasaklama yetkisi de vermiştir.
Sahâbe ve tâbiîn büyüklerimiz, Peygamber Efendimizin sünnetine aykırı buldukları bir davranışı yasaklar ve onu yaptırmazlardı.
Şayet bir kimse bilgiçlik taslayıp da:
" İyi ama bu Kur'ân da var mı? " diye sorduğunda :
" Evet var" derler ve ona şu âyet-i kerîmeyi okurlardı:
"Peygamber size ne verdiyse onu alın. Neyi yasakladıysa ondan kaçının!" (Haşr 59/7)
Sevgili kardeşlerim!
Kur'ân-ı Kerîmde, bir konuda anlaşmazlığa düştüğümüzde, Allah'a ve Resûlüne başvurmamız emrediliyor.
Şimdi şöyle sorulabilir:
"İyi ama Allah'a nasıl başvurucağız? bugün hayatta olmayan Peygamber aleyhisselâma nasıl başvurucağız?"
Ünlü tâbiîn âlimleri, Allah'a ve Resûlüne başvurmayı emreden âyet-i kerîmeyi şöyle açıklardı:
Allah'a başvurmak demek, Kur'ân-ı Kerîm'e başvurmak demektir. Peygambere başvurmak ise onun hadisine, sünnetine başvurmak demektir.
Hadislere Önem Vermeyenlere İhtar!
Peygamber Efendimiz bizi pek çok konuda uyardı. İleride hadîs-i şerîfleri, önemsemeyen bazılarının da çıkacağını haber verdi:
Öyle bir zaman gelecek ki, karnı tok, sırtı pek, keyfine düşkün bazı adamlar rahat koltuklarına kurulacaklar. Kendilerini pek beğendikleri için, her şeyi bilen adam edâsıyla etraflarında bulunanlara şöyle diyecekler:
"Siz sadece şu Kur'ân'a sarılın! Onda helal olarak bulduğunuz şeyleri helal kabul edin! Kur'ân da haram olarak bulduğunuz şeyleri de haram bilin!"
Şefkatli Efendimiz, bu kendini bilmez hadis karşıtlarının tuzağına düşmeyelim diye bizi şöyle uyarmıştır:
" Sakın ha sizden birini: 'Biz Kur'ân dan başka bir şey bilmeyiz. Allah'ın Kitabı'nda ne bulursak ona uyarız' derken bulmayayım!" (Ebu Dâvûd, Sünnet 5, Tirmizî, İlim 10)
Elbette biz, hiçbir zaman hadis düşmanları gibi düşünmeyiz ve Rabbimizin şu uyarısını hiçbir zaman unutmayız:
" Peygamberin emrine aykırı hareket edenler, başlarına bir bela gelmesinden veya elem verici bir azaba uğramaktan sakınsınlar." (Nûr 24/63.)
❤