Arnavutluk un bugünkü hali çok kötüymüş. Çocuklar gelip hani benim çikilotam, hani benim pisküvitim; televizyondaki çocuklar oynuyorlar, eğleniyorlar, karşılıklı pisküvitlerini yiyiyorlar. Hani benim pisküvitim diye Diamond'a soruyorlar. Ama nerdeeee?
Salam her kese, yayina indi baxa bilirem. Sualina cavab, bizde Novruz bayrami var adete uyqun kecirilse cox gozel maraqli ve rengagergdir. Bu arada kitabini sifaris verdim, Litvaya tez geler umid edirem. Antik cagda ahiretin evrimi mene cix maraqlidir. ❤️🇦🇿💞🇹🇷❤️
Ey Değerli Kardeşlerim, Yeryüzünde insan kadar kendini kandıran bir varlık yoktur. Çoğu bilmiyor ki Allah her şeyi bir yasayla yaratmıştır. Herkes Allah’a inanır; bu yasalar asla değişmez. İnsan özgür bir varlıktır, her şey kendi iradesine bağlıdır. Ancak inkâr edenler için Yusuf Suresi 103. ayetinde şöyle buyrulmuştur: “Sen ne kadar çok istesen de insanların çoğu iman edecek değildir.” Allah’a ortak koşanlar, yani hadis, rivayet, mezhep, tarikat ve diyanet kabul edenler için Yusuf Suresi 106. ayetinde şu ifadeler yer alır: “Onların çoğu, ancak Allah’a ortak koşarak iman ederler.” Kararını sen vereceksin, özgür insan. Ya cennet ya da cehennem. Evrensel dinin sahibi Allah’tır. Demek ki yalnızca Allah’a kulluk etmektir asıl olan budur. İnsanların inandığı birçok hoca, ilahiyat profesörü ve din adamı, yazdıkları kitapların ve Kur’an-ı Kerim tercümelerinin hatalı olduğunu bildikleri halde bu yanlışlardan geri dönmüyorlar. Neden mi? Çünkü insanın içindeki kibir ve gurur, doğruyu söylemekten daha ağır basıyor. Kendi müritlerini kaybetmemek, şöhret ve gelirlerini korumak uğruna, maalesef halen gerçeği saklamaya ve yalanları sürdürmeye devam ediyorlar. Kitaplarının doğrularla çelişeceğini bilseler bile, onları çöpe atma korkusuyla tutunuyorlar; kendilerine inanan insanlara nasıl hesap vereceklerini düşünmüyorlar. İnsanlardan korkuyor olabilirler, şöhretin ve gelirin cazibesine kapılmış olabilirler. Ancak en önemli soruyu atlıyorlar: Allah’a nasıl hesap verecekler? Bu soruyu kendilerine sormadan, Allah’a iftira atmaya devam eden herkes, Kur’an’ın şu ayetlerine bakıp yeniden düşünmelidir: • En’am Suresi, 21. Ayet • En’am Suresi, 93. Ayet • A’raf Suresi, 37. Ayet • Yunus Suresi, 17. Ayet • Hud Suresi, 18. Ayet • Kehf Suresi, 15. Ayet • Ankebut Suresi, 68. Ayet Vallahi ve billahi, İslam dini evrensel ve sadedir. Yeryüzündeki her insan için aynı kural ve yasalar geçerlidir, çünkü hepimiz Allah’ın kullarıyız. Allah, herkes için farklı bir din yaratmamıştır; O’nun insanlığa ilk insandan kıyamete kadar gönderdiği tek mesaj evrenseldir: Bu mesaj, İslam’dır. Sizden tek bir ricam var: Yalnızca Allah’a sığınmanız, yalnızca O’na yönelip O’na kulluk etmenizdir. İyi bir insan olun. Kim olursanız olun, ister kadın ister erkek, yaptığınız iş ne olursa olsun, dürüst, ahlaklı, namuslu, şerefli ve yardımsever olun. Her zaman iyi düşünün, insanlara yardım edin, iyilik yapın. İşte İslam’ın özü budur; Allah bizden bunu istiyor. O zaman gerçekten kulluk etmiş ve ibadet etmiş oluruz. Hatta hayatımızdaki her şey, uykumuz dahi bir ibadet olur. Uydurulmuş Din Adamları: Kur’an-ı Kerim’in Arapça hariç, diğer tüm dillerdeki tercümeleri sıkça hatalı çevrilmiş ve bu durum kavramların bozulmasına yol açmıştır. Farklı mezhepler, cemaatler ve tarikatlar, Diyanet aracılığıyla ayetleri asıl anlamlarından saptırmışlardır. Evrensel İslam’ın Sadelik İlkesi Evrensel olan İslam dininde, abdest temizlik ile alakalıdır, cünüplük ise zihinsel bir temizliktir. Namaz yok, namaz kılınır hadis ve rivayet; ama Kur’an’da “salat” vardır. Kurban kesmek yok, oruç yok. Oruç nasıl bozulur diye hadis rivayet var; Kur’an’da ise “siyam” ve “savm” vardır. Kur’an’da Hac, hüccetleşmek iken, hac Kabe’nin etrafında 7 defa dönmekle ifade ediliyor. Şu soruyu sorun kendinize: Hz. Muhammed (a.s.), Allah’tan aldığı vahyi mi tebliğ ediyordu, yoksa Kabe etrafında dönmekle mi meşguldü? Gerçek elçilik bu mu? Uydurulmuş dinlerde, herkes 500 sayfalık ya da cilt cilt kitaplar çıkartmış; herkes kendi tarafına insan çekmek için bu kadar kitap üretmiş. Böyle bir din yok. Hayatınız boyunca duyduğunuz geleneksel bilgileri bir kenara bırakın ve yalnızca Allah’ın mesajına sarılın. Cesur olun; bu yolda asıl kazancı elde edeceksiniz. Müslüman demek, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmak demektir. Sadece O’na kulluk etmektir. Hadisleri ve rivayetleri kabul etmemek, asla hayatın içine koymamaktır. Mezhepsiz olmak, tarikat, cemaat ve diyanetten; uydurulmuş dinlerden uzak durmaktır. İşte gerçek Müslümanlık budur. Allah’ın ilk insandan kıyamete kadar tüm insanlığa gönderdiği mesaj evrenseldir; bu mesaj, İslam’dır. Allah’ın Evrensel ve Basit Mesajı Allah’ın dininde sadelik vardır; uydurulmuş dinler ise karmaşıktır. Günümüzde uydurulmuş inanç sistemlerinde namaz, oruç, abdest, kurban ve hac gibi ritüeller sayfalarca anlatılmakta, kitaplara konu edilmektedir. Bu gelenekler, insanların kendine göre anlam yüklediği ritüellerle doludur. Oysa gerçek İslam, Allah’a ve Resulü’ne iftira atılmayacak kadar sadedir. İhlasın Gerçek Anlamı İhlas, dini yalnızca Allah’a has kılmaktır; çünkü dinin sahibi yalnızca Allah’tır. Gerçek Müslümanlık ve Akıl Müslümanlık yalnızca Kur’an’a dayanmalıdır. Hadis ve rivayetlerin yanıltıcı olabileceğini unutmayın. Gerçek bir Müslüman, aklını özgürce kullanır, sorgular, araştırır ama kalbinde Allah’ın varlığına sarsılmaz bir iman taşır. İyi bir insan olmak; adaletli, vicdanlı, merhametli, yardımsever, ahlaklı ve dürüst bir yaşam sürmektir. Bu değerlere sahip olan herkes, hangi ülkede doğmuş olursa olsun, Allah’a teslim olmuş demektir. İşte Müslümanlık budur; Allah’ın rızasını kazandıran ve cennete götüren yol budur.
28:37 "adaş" dediğine göre Trakya bölgesinde yaşayan bir Arnavut'tur büyük ihtimalle. Trakya'da "adaş" genelde "hemşo", "toprağım" ya da en olmadı "kanka" niyetine kullanılıyor.
Adaş Türkçe bir sözcüktür Türkiye'nin her yerinde söylenir. Adaş = Ad = isim Adaş = isimdaş Kısacası aynı adı taşıyanlar birbirine adaş derler ama bu zamanla kanka ve moruk anlamında da kullanıyor.
Evet yaş ilerledikçe damak tadı degişiyor. Yani benim de degişti. Sevmediğim bazı seyleri seviyorum veya tam tersi. Bedenimin "bunu ye" dedigi de oluyor. Baya baya eskiden istemedigim seyleri inanılmaz canım çekiyor arada :)
Diamond ablam balkan turuna çıkmıştı. Arnavutlukta tur rehberi buralarda gezerseniz onu görme ihtimaliniz var demiş. Arnavutluğa gelen Türkler ilk seni soruyo heralde :D
Cadilar Bayraminin tum dunyada hayirsizliklara vesile olmasini yuce Baphomet den niyaz eder,korkunc bir sene dilerim .Kaygilar ve herkese tuhaf sezgilerle 🧛🦇🎃
sow in yamalı romalılar gelmeden önce bu bir kutlama değildi kelt irlandalılar için. Bir kutlama değildi, kuzey torpahlarında hasat işlerinin durduğu herkesin evine kapandığı soğuk hakim olurdu ruhlar eski evlerine geldiğine inanırlardı, kamufile olmak için korkunç giyinir evde dolaşırlardı Sonra Entrikacı romalılar geldi, onlarda paganken onlarda böyle hasat işlerinin bittiği zamanı birdahaki hasatın verimli olması için kutlama yaparlar tanrılarına adak verirlerdi. Sonra Kudüs torpahlarında JEasus geldi tüm romaya hakim etti hırıstiyanlığı Hıristiyanlık tüm kuzey keltlere dayatıldığı zaman dinlerin ilkel insanlarda eski inanışları hedef aldırıldığı için o kutlamayı 1 kasımdaki kutlamayı engellemek için Azizler gününü Saints day 'i Mayıstan 1 kasıma aldılar. Kuzey keltleri bu durum üzerine Holly eve kutsallar arifesi olarak 30 -31 ekimi aldılar ve zamanla Hallowen oluverdi. Daha sonra Irlandalı keltler, ango saksonluk ingiltere torpahlarında son bulup normanlarla birleşince o torpahların asıl sahipleri keltler ikinci sınıf vatandaş oldular bunlar için isikoçlar ve irlandalilar. yüzyıllar içinde 20. yüzyılın başlarında irlandalı pek çok insan amerika birleşik devletlerine göc ettiler, pekçoğu fırsatları ve çalışkanlıklarıya değerlendirerek, yüksek mevkilere ulaştılar. Ve ikinci dünya savaşından sonra dünya üzerinde heryere polislik yapacok diye nere bulsalar üsler oluşturdular, irlandalılar kendi bu halloween ve diğer bayramlarını dünyaya yaydılar. Cin halk cumhuriyetinde dahi 2020 ye kadar kutlanıyordu. (Cehalet üzerinde yaşayan Radikal islamcı kişilere duyurulur. halloween, cadılar bayramı bizim dilimize neden böyle çevrilmiş bilmiyorum, hiristiyan bayramı değildir. kuzey keltlerin pagan inancından doğan bir gelenektir. m ö 1000 ve daha öncelerden gelmekte. )
Amerikada yasiyorum cok iyi anliyorum bayramda seker mimlenmesini😂 cocuklar ev ev bilir hangi ev dandik verir hangisi guzel hangisi vermez kufuru yer😂😂
Daimond merhaba, sana birşey sormak istiyorum. Elif lâm mim ne demek, bu konu hakkında bir bilgin var mı. Fatih Altaylı'nın programında bir prof. Olan Gönül hanım bu konudan bahsetti. Ama ne demek olduğunu söyleyemem dedi. Kafama takıldı
@@elysionumReduced Eye Strain: Finding the right size can minimize fatigue and discomfort during long reading sessions. Adaptability: Readers can easily adjust font sizes based on the lighting conditions or the medium they are using (e.g., a small screen versus a larger tablet). Increased Engagement: A readable format encourages more frequent reading, fostering a better overall reading habit. Overall, the flexibility in font size enhances the Kindle's user-friendliness and accessibility for a diverse range of readers.
Kisaca kitaptaki yazilari Kindle sayesinde gozunuze gore veya okuma seciminize gore ayarlayabiliyorsunuz.Bence guzel bir fikir ve ben Amazon kindle kullanmayi tavsiye ediyorum.
@@ZXXZ312 Yani bir çeşit uygulama yanlış anlamadıysam. Eğer öyleyse kitaplar o tarz uygulamalarda yok.Sadece fiziksel olarak sahip olabilirsiniz maalesef
**Sizden ricam, bu yazıyı sonuna kadar okumanız.** **Melekler ve Şeytan: Kimdir? Sizden ricam, bu yazıyı sonuna kadar okumanız. Biliyorum, yazı uzun ama her bir detayı özenle ele aldım. Ey diyanet mensupları, ilahiyatçı profesörler, tarikatçılar, hacı ve hocalar, 2024 yılına geldik ama hâlâ melekler ve şeytanın kim olduğunu net bir şekilde açıklayabilmiş değilsiniz. **Melekler ve Şeytan: Kimdir? Cin Ne Demektir?** Melek de şeytan da insanın kendisidir! Meleklik, insanın içindeki masumiyet ve takvayı temsil eder. Bu, bizim pozitif yönümüzdür. Adaletli, merhametli, ahlaklı, dürüst ve vicdanlı olan tarafımızdır. Şeytan ise, bizim herkesten gizlediğimiz “karanlık yüzümüz”, bilinçaltımız ve hayvani yanımızdır. Nefsimizin kötülüğü emreden tarafıdır. Bu yüzden, şeytanınızı iyi tanıyın. Eğer Allah şeytanı insanın başına musallat etseydi, onu yenmemiz imkânsız olurdu. Suçlu olan şeytan olurdu, çünkü kötülüklere bizi o sürüklemiş olurdu. Bu durumda herkes cennete giderdi. Peki, o zaman cennet ve cehennem neden var? Baki olan yalnızca Allah’tır. “Her nefis ölümü tadacaktır” diyen Allah” şeytanın kıyamete kadar ölümsüz olması mümkün değildir. Bu Allah’ın yasasına aykırıdır, Şeytan da insanın da kendisidir. ALLAH'IN MELEKLERİ: Güneşten aya, yıldızlardan gezegenlere, samanyoludan galaksilere, hücrelerden kürelere, kasırgadan rüzgarlara, bitkilerden ağaçlara, kardan yağmura, hayvanlardan, atomdan proteinlere, müminlerden Resüllere kadar göklerle yer arasında bulunan bütün doğal kuvvetler yüce Allah'ın melekleridir. Yani Kur'an'da var olan "ceelnâ-kıldık" "amtarnâ- yağdırdık" "enzelnâ- indirdik" "halaknâ-yarattık" gibi çoğul fiille geçen kavramlardan, meleklerin yani yüce Allah'ın doğal kuvvetlerinin kullanıldığını gösteriyor. Dolayısıyla Fâtır suresi iki ve üçüncü âyet birinci âyetin açıklaması mahiyetindedir. Yani dikkatli bir şekilde baktığımızda yüce Allah'ın yarattığı bütün nimetler ve doğal kuvvetlerin, melek adıyla ortaya konduğunu açık olarak görüyoruz. Göklerin yaratılmasından hemen sonra melekler (doğal kuvvetler) oluşuyor. (Fatır-1) FATIR SURESİNDE GEÇEN BAZI MELEKLERİN ADLARI: "Gökler ve yer, rüzgar ve bulutlar, toprak ve nutfe, tatlı ve tuzlu denizler, denizlerde olan balıklar, gölge ve hararet, gece ve gündüz, güneş 🌞 ve 🌙 ay, gökten inen su ve meyveler, dağlar ve yollar, büyük ve küçük baş hayvanlar, gökleri ve yeri yörüngelerinde tutan güç, kuvvet ve kudret. Fatır suresi 14.âyet de putlarla ilgili değil, meleklerle ilgilidir. Allah’ın dosdoğru yolunun üzerine oturan İblis aslında nefsimizin doyumsuz yanıdır. Sağımızdan, solumuzdan, önümüzden, arkamızdan yaklaşan şeytan (Âraf-16-17) nefsimizin ayartıcı güçleridir. Şehvetimiz, kibrimiz, cimriliğimiz, gururumuz, hırsımız, öfkemizdir. Taşlanacak şeytan da budur. Sözün kısası kötülüğün kaynağı dışımızda olan bir ayartıcı-şeytan ya da dâhili kötü bir ruh değil; insanın nefsidir; bizatihi kendisidir. Şeytan günahlarımızı üzerine yüklediğimiz, sonra da kapı dışarı ettiğimiz, hiçbir şeyden haberi olmayan zavallı günah keçimizdir. Şeytan aslında şeytana pabucunu ters giydiren din adamının böylece kendini temize çıkardığı şeytanî aklıdır. O, aynadaki sevimsiz yanımızdır. Cibril, melek değil vahiydir. Aslında Cibril Kur’an’ı indirmemiştir; Kur’an’ı indiren Allah’tır. Allah, vahyini indirmek için kimseye ihtiyaç duymaz. Kur’an’da “Mikail” ismi geçmez. “Mikéle” kelimesi aslında resul, yani elçi anlamına gelir. Ölüm meleği ise Azrail değil, Allah’ın yasasıdır. Melek, göklerde ve yerde yüce Allah'ın güç ve iradesini temsil eden yasalar ve doğal kanunlar anlamına gelmektedir. Halbuki atomlardan protonlara rüzgarlardan uykuya kadar her şey melektir. Meleklere iman demek, bütün bunların Allah'ın ilim ve iradesiyle olduğunun bilincine varmak damektir. Aslında rivayetlerde yani geleneksel zihinlerde var olan algı gibi, Allah ve Melekleri arasında hiçbir zaman "karşılıklı bir konuşma ve dialog" meydana gelmemiştir. Yüce Allah'a böyle bir şeyin izafe edilmesi doğru değildir. Yüce Allah bu gibi şeylerden uzaktır, münezzehtir. Yüce Allah yarattığı her şeyi bir kanun ve kaideye bağlamış, insanların bunu rahat algılamaları için ilim olarak onların akıl seviyelarine indirgiyerek bunlara "melek" ve "melekler" adını vermiştir. Dolayısıyla Adem, İblis ve Melekler kıssasından almaları gereken ibret ve dersleri bu tarz bir söyleşi ile simgesel anlatarak insanların akıllarına çok geniş bir manevra alanı sunmuştur. Yani yeryüzünde kurduğu ilahi yasalara göre rüzgar, güneş enerjisi, yağmur gibi tüm yönetim güçlerinin (meleklerin) artık halife olarak atayacağı insan türünün akıl ve iradesinin emrine gireceğini, ona secde edeceklerini bu anlatım tarzı ile son vahiy olan Kur'anda bizlere haber vermiştir. Yani Âdem, Melekler, İblis ve Şeytan olayının sergilendiği sahne olmuş bitmiş bir oyun değildir. Kiyamet gününe kadar varlığını devam ettirecek gerçek bir akıl, yetenek, imtihan ve icad sahnesidir. Önemli olan bu hayat sahnesinde kim neyi temsil ediyor? Anlatılmak istenen nedir? Melekler, yüce Allah'ın göklerde ve yerde var ettiği güçler anlamına geliyor. Zaten melek, kök itibariyle "güç" demektir. Mülk, güç ve hükümdarlık demektir. Melik, kral ve hükümdar anlamına gelmektedir. Mélik, sahip ve sözü geçen, kudret sahibi demektir. İblis, kibir, küfür, şirk, haset, ve ırkçılığı temsil ediyor. Sahnede var olan şecere ise, şirk, hurafe, insanları vahiy'den uzaklaştıran karmaşık, çerpeşik, sanal, uydurma, zan ve algı gibi şeyleri temsil ediyor. Ağaca yaklaşmayın sözü, vahyi temsil ediyor. Şeytan, insanını nefsinde var olan "hırs, kibir, cimrilik, şehvet, kızgınlık, yalan, ırkçılık" gibi olumsuz duyguları temsil ediyor. Melekler, "sabır, cömertlik, güzel ahlak, merhamet, dürüstlük" gibi erdemli duyguları temsil ediyor. Temsilde geçen secde ise, ''tereddütsüz kabul etmek, boyun eğerek teslim olmak, itaat etmek'' anlamına gelmektedir. Karşısındaki hakim gücün emir ve hükümranlığını yani otoritesini kesin olarak kabul etmektir. İblis Nedir? Evet, doğru, İblis fiziksel anlamda bir insan değil. Ancak burada anlatmaya çalıştığım şey, İblis’in Kur’an’da sembolik bir anlam taşıdığıdır. İblis, insanın iradesine boyun eğmeyen, insanın içindeki “olumsuz güdüler” veya kötülüğe yönlendiren güçlerin bir simgesidir. Yani İblis, insanın dışındaki bağımsız bir varlıktan çok, insanın iç dünyasında kötülüğü temsil eden bir tarafı, nefsin karanlık yönüdür. Mesela: ''cennet ve cehenneme girecek olanların durumlarını'' anlatan âyetlerde de yine ''temsili bir sahne ve konuşmalarla'' aynı simgesel anlatım tarzını, yani ''teatral'' bir anlatımı görmekteyiz. Cin Ne Demektir? HİCR- 27 Âyette geçen "cann" kelimesine birçok mealde cin anlamı verilmiştir. Halbuki "canne" kelimesi, insanın hayatı için gerekli olan enerjiyi dile getirmektedir. Kur'an'a göre âyetin vermek istediği anlam şudur: İnsan iki temel maddeden yaratılmıştır. 1-) Toprak 2-) Ateş Esas önemli olan enerji olduğu için insanı ilk oluşturan madde eteşleyici anlamında enerji olmuştur. Enerji olmadan hiçbir canlı hayatta kalamaz. Kur'an bu enerjiye "cann" demektedir. Âyette geçen "iliklere işleyen ateşi de daha önce yarattık" anlamı bizi hayatta tutan, aynı zamanda yakıcı ve yıkıcı olan enerjidir. Ayrıca boyun eğmeyen (secde etmeyen) iblisin sıfatlarındandır. Buna benlik, kibir, gurur, enaniyet, bencillik, hem kendine, hem çevreye hemde başkasına zarar veren dizginleyemediğimiz kötü arzularımızdır. Toprak, insanın hayır, erdem, sabır, iyilik ve güzellik tarafını simgelerken, cann ise, kütülük, yıkıcılık, bozgunculuk, acelecilik ve kötü ahlakı simgeler. "Cann, cinnet, cennet, mecnun, cenin, cin" gibi kelimeler, saklı, örtülü, görünmeyen ve yabancı anlamına gelmektedir. Bu âyet geleneksel çevirilerde cinlerin yaratılış maddesi olarak algılandığından dolayı son vahyin tarihinde din adamları içerisinde Cinlerin ayrı bir varlık oldukları din adamlarının hafızasına işlenmiştir. Binlerce senedir insanları bu duygular içerisinde hem korkutmuşlar hem de ticari bir sektör haline getirmişlerdir. Bu ayeti destekleyen Kehf süresi 50. ayetinde meleklerin secde ettiğini iblisin (kötü arzularımızın) secde etmediğini bahsetmektedir. Burada melekler bizim pozitif enerji yapıcı ve olumlu yönlerimiz, iblis ise, yakıcı yıkıcı ve kötü arzularımızı temsil temsil etmektedir. Rahman süresi 14. ayette " Biz insanı pişirilmiş çamurdan yarattık" denmektedir. Bu ayetten toprak melek tarafımızdır. Verimli, besleyen v.b. tarafımızdır, pişirilmişten kasıt ise, toprak ve ateş karışımından yaratıldığımızı anlıyoruz.
Size kısmen katılıyorum kur an ın açıklamasını öğrendikten sonra kafam iyice karıştı bence kutsal kitap çarptırılmış insanlar çıkarlarına göre ( erkekler) değiştirmiş !!!!!!!
@ Teşekkür ediyorum kardeşim, Ey Değerli Kardeşlerim, Yeryüzünde insan kadar kendini kandıran bir varlık yoktur. Çoğu bilmiyor ki Allah her şeyi bir yasayla yaratmıştır. Herkes Allah’a inanır; bu yasalar asla değişmez. İnsan özgür bir varlıktır, her şey kendi iradesine bağlıdır. Ancak inkâr edenler için Yusuf Suresi 103. ayetinde şöyle buyrulmuştur: “Sen ne kadar çok istesen de insanların çoğu iman edecek değildir.” Allah’a ortak koşanlar, yani hadis, rivayet, mezhep, tarikat ve diyanet kabul edenler için Yusuf Suresi 106. ayetinde şu ifadeler yer alır: “Onların çoğu, ancak Allah’a ortak koşarak iman ederler.” Kararını sen vereceksin, özgür insan. Ya cennet ya da cehennem. Evrensel dinin sahibi Allah’tır. Demek ki yalnızca Allah’a kulluk etmektir asıl olan budur. İnsanların inandığı birçok hoca, ilahiyat profesörü ve din adamı, yazdıkları kitapların ve Kur’an-ı Kerim tercümelerinin hatalı olduğunu bildikleri halde bu yanlışlardan geri dönmüyorlar. Neden mi? Çünkü insanın içindeki kibir ve gurur, doğruyu söylemekten daha ağır basıyor. Kendi müritlerini kaybetmemek, şöhret ve gelirlerini korumak uğruna, maalesef halen gerçeği saklamaya ve yalanları sürdürmeye devam ediyorlar. Kitaplarının doğrularla çelişeceğini bilseler bile, onları çöpe atma korkusuyla tutunuyorlar; kendilerine inanan insanlara nasıl hesap vereceklerini düşünmüyorlar. İnsanlardan korkuyor olabilirler, şöhretin ve gelirin cazibesine kapılmış olabilirler. Ancak en önemli soruyu atlıyorlar: Allah’a nasıl hesap verecekler? Bu soruyu kendilerine sormadan, Allah’a iftira atmaya devam eden herkes, Kur’an’ın şu ayetlerine bakıp yeniden düşünmelidir: • En’am Suresi, 21. Ayet • En’am Suresi, 93. Ayet • A’raf Suresi, 37. Ayet • Yunus Suresi, 17. Ayet • Hud Suresi, 18. Ayet • Kehf Suresi, 15. Ayet • Ankebut Suresi, 68. Ayet Vallahi ve billahi, İslam dini evrensel ve sadedir. Yeryüzündeki her insan için aynı kural ve yasalar geçerlidir, çünkü hepimiz Allah’ın kullarıyız. Allah, herkes için farklı bir din yaratmamıştır; O’nun insanlığa ilk insandan kıyamete kadar gönderdiği tek mesaj evrenseldir: Bu mesaj, İslam’dır. Sizden tek bir ricam var: Yalnızca Allah’a sığınmanız, yalnızca O’na yönelip O’na kulluk etmenizdir. İyi bir insan olun. Kim olursanız olun, ister kadın ister erkek, yaptığınız iş ne olursa olsun, dürüst, ahlaklı, namuslu, şerefli ve yardımsever olun. Her zaman iyi düşünün, insanlara yardım edin, iyilik yapın. İşte İslam’ın özü budur; Allah bizden bunu istiyor. O zaman gerçekten kulluk etmiş ve ibadet etmiş oluruz. Hatta hayatımızdaki her şey, uykumuz dahi bir ibadet olur. Uydurulmuş Din Adamları: Kur’an-ı Kerim’in Arapça hariç, diğer tüm dillerdeki tercümeleri sıkça hatalı çevrilmiş ve bu durum kavramların bozulmasına yol açmıştır. Farklı mezhepler, cemaatler ve tarikatlar, Diyanet aracılığıyla ayetleri asıl anlamlarından saptırmışlardır. Evrensel İslam’ın Sadelik İlkesi Evrensel olan İslam dininde, abdest temizlik ile alakalıdır, cünüplük ise zihinsel bir temizliktir. Namaz yok, namaz kılınır hadis ve rivayet; ama Kur’an’da “salat” vardır. Kurban kesmek yok, oruç yok. Oruç nasıl bozulur diye hadis rivayet var; Kur’an’da ise “siyam” ve “savm” vardır. Kur’an’da Hac, hüccetleşmek iken, hac Kabe’nin etrafında 7 defa dönmekle ifade ediliyor. Şu soruyu sorun kendinize: Hz. Muhammed (a.s.), Allah’tan aldığı vahyi mi tebliğ ediyordu, yoksa Kabe etrafında dönmekle mi meşguldü? Gerçek elçilik bu mu? Uydurulmuş dinlerde, herkes 500 sayfalık ya da cilt cilt kitaplar çıkartmış; herkes kendi tarafına insan çekmek için bu kadar kitap üretmiş. Böyle bir din yok. Hayatınız boyunca duyduğunuz geleneksel bilgileri bir kenara bırakın ve yalnızca Allah’ın mesajına sarılın. Cesur olun; bu yolda asıl kazancı elde edeceksiniz. Müslüman demek, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmak demektir. Sadece O’na kulluk etmektir. Hadisleri ve rivayetleri kabul etmemek, asla hayatın içine koymamaktır. Mezhepsiz olmak, tarikat, cemaat ve diyanetten; uydurulmuş dinlerden uzak durmaktır. İşte gerçek Müslümanlık budur. Allah’ın ilk insandan kıyamete kadar tüm insanlığa gönderdiği mesaj evrenseldir; bu mesaj, İslam’dır. Allah’ın Evrensel ve Basit Mesajı Allah’ın dininde sadelik vardır; uydurulmuş dinler ise karmaşıktır. Günümüzde uydurulmuş inanç sistemlerinde namaz, oruç, abdest, kurban ve hac gibi ritüeller sayfalarca anlatılmakta, kitaplara konu edilmektedir. Bu gelenekler, insanların kendine göre anlam yüklediği ritüellerle doludur. Oysa gerçek İslam, Allah’a ve Resulü’ne iftira atılmayacak kadar sadedir. İhlasın Gerçek Anlamı İhlas, dini yalnızca Allah’a has kılmaktır; çünkü dinin sahibi yalnızca Allah’tır. Gerçek Müslümanlık ve Akıl Müslümanlık yalnızca Kur’an’a dayanmalıdır. Hadis ve rivayetlerin yanıltıcı olabileceğini unutmayın. Gerçek bir Müslüman, aklını özgürce kullanır, sorgular, araştırır ama kalbinde Allah’ın varlığına sarsılmaz bir iman taşır. İyi bir insan olmak; adaletli, vicdanlı, merhametli, yardımsever, ahlaklı ve dürüst bir yaşam sürmektir. Bu değerlere sahip olan herkes, hangi ülkede doğmuş olursa olsun, Allah’a teslim olmuş demektir. İşte Müslümanlık budur; Allah’ın rızasını kazandıran ve cennete götüren yol budur.
@ **Sizden ricam, bu yazıyı sonuna kadar okumanız.** Biliyorum, yazım uzun ama detaylı bir şekilde yazdım.” Allah’ın ilk insandan kıyamete kadar tüm insanlığa gönderdiği mesaj, evrensel ve değişmezdir; bu mesaj İslam’dır. Tüm Elçilerin ilettiği hakikat özünde aynıdır, çünkü Allah her şeyi belirli bir yasa ve düzenle yaratmıştır. İlk insandan kıyamete kadar her insan için bu ilahi yasalar geçerlidir ve değişmez. Bu, Allah’ın ezeli kaderidir. Peki, kaderimiz bizim irademiz midir? Eğer Allah insanın kaderini baştan kesin olarak belirlemiş olsaydı, insan için bir sınav ve sorumluluk da ortadan kalkardı. Bu durumda cennet ve cehennemin bir anlamı kalmaz, insanın iradesi anlamsızlaşırdı. Bu yüzden yüce Allah, insanı nereli olduğuna, hangi dili konuştuğuna veya hangi ırktan geldiğine göre değil; nasıl bir insan olduğuna göre değerlendirir. Önemli olan, Allah’a samimiyetle kulluk etmektir. İyi bir insan olmak; adil, vicdanlı, merhametli, yardımsever, ahlaklı ve dürüst olmaktır; salih amellerle erdemi yaşatmaktır. Bu erdemlere sahip olan herkes, nerede doğarsa doğsun, Allah’ın katında değerlidir ve İslam’ın esasını yaşadığı için hem Müslüman olur hem de cennete girme umuduna sahip olur. **Rum Suresi 30. ayet ** “Sen yüzünü, Allah’ı birleyici olarak dine, Allah’ın insanları yaratışına uygun olan fıtrata çevir. Allah’ın yaratışında hiçbir değişiklik yoktur. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” O zaman şu soruyu size sormak lazım? Diyanete, ilahiyatçı profesörlere, tarikatçılara ve TV kanallarında çıkan yalnız kovboy ilahiyatçı profesörlere , kendisini hacı hoca zannedenlere. Siz bu ülkelerde doğsaydınız , hangi dine mensup olurdunuz? Hindistan, Çinde, Rusyada, Avrupada veya başka ülkelerde doğan çocukların ne günahı var, bu onların kendi seçimleri değil, yani kendilerine Müslüman ismi veren ülkelerde doğan insanlar şanslı , Müslüman oluyor, öbür ülkelerden doğan şansız, kafir oluyor ? Bu mu din? Yok böyle bir din , yüce Allah'ın katında. Bu Allah'ın yasasına aykırıdır. Müslüman demek, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmak demektir. Sadece O’na kulluk etmektir. Hadisleri ve rivayetleri kabul etmemek, asla hayatın içine koymamak. Mezhepsiz olmak, tarikat, cemaat ve diyanetten; uydurulmuş dinlerden uzak durmaktır. İşte gerçek Müslümanlık budur. Allah’ın ilk insandan kıyamete kadar tüm insanlığa gönderdiği mesaj evrenseldir; bu mesaj, İslam’dır. Yusuf Suresi 101. ayette! “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Dünyada ve ahirette benim velim sensin! Canımı Müslüman olarak al ve beni salihlere kat.” Demekki! Müslüman demek, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmak demektir. İhlas! Demek? dini, sadece Allah’a has kılmaktır çünkü dinin sahibi Allah’tır. Allah hiçbir kimseye müdahale etmez. Çünkü insanoğlu özgür bir varlıktır. Her şey bizim elimizde; ya bu dünyayı cennete ya da cehenneme çeviririz. Faturayı Allah’a değil, faturayı kendimize kesmeliyiz. Kur’an-ı Kerim’de peygamber kelimesi hiçbir yerde geçmez! Resul demek, vahiy demektir. Resul, Allah’ın elçisi Muhammed (as) hayatta iken vahyi temsil ediyordu. Ancak Nebi (as) vefat ettikten sonra, Allah’ın son elçisi, vahyi getiren Kur’an-ı Kerim’dir. Artık bize Hakem olan odur. Kur’an evrenseldir; her zaman ve mekânda geçerlidir. Melek de şeytan da insanın kendisidir! Meleklik, insanın içinde bulunan masumiyet ve takva tarafını temsil eder. O, bizim pozitif yönümüzdür. Adaletli, merhametli, ahlaklı , dürüst, vicdanlı olan insani yönümüzdür, Şeytan, bizim herkesten sakladığımız "karanlık yüzümüz", şuur altımız, hayvani yönümüzdür. Nefsimizin kötülüğü emreden tarafıdır. Bu nedenle, şeytanınızı iyi tanıyın. Eğer Allah şeytanı insanın başına musallat etseydi, onu yenmemiz imkânsız olurdu. Suçlu olan şeytan olurdu, çünkü kötülüklere bizi o sürüklemiş olurdu. Bu durumda herkes cennete giderdi. Peki, o zaman cennet ve cehennem neden var? Baki olan yalnızca Allah’tır. “Her nefis ölümü tadacaktır” diyen Allah” şeytanın kıyamete kadar ölümsüz olması mümkün değildir. Bu Allah’ın yasasına aykırıdır, Şeytan da insanın da kendisidir.
Yeni Kitabımı Şu Linkten Satın Alabilirsiniz: www.kitapstore.com/mobil/urun/686289/kitap/mitra-yayinlari/diamond-tema/antikcag-da-ahiret-in-evrimi/
eyv kardeşim. senin de cadılar bayramın mübarek olsun.
Cadılar Eid Mubaraq
Arnavutluk un bugünkü hali çok kötüymüş. Çocuklar gelip hani benim çikilotam, hani benim pisküvitim; televizyondaki çocuklar oynuyorlar, eğleniyorlar, karşılıklı pisküvitlerini yiyiyorlar. Hani benim pisküvitim diye Diamond'a soruyorlar. Ama nerdeeee?
Diamondullah HocaEfendi Hazretleri bayramın mübarek olsun🎃
Salam her kese, yayina indi baxa bilirem. Sualina cavab, bizde Novruz bayrami var adete uyqun kecirilse cox gozel maraqli ve rengagergdir.
Bu arada kitabini sifaris verdim, Litvaya tez geler umid edirem. Antik cagda ahiretin evrimi mene cix maraqlidir. ❤️🇦🇿💞🇹🇷❤️
Cadilar bayaraminiz mubarek olsun🍭🍭🍭🍬🍬🍬🍬🍬
Cadılar bayramin mübarek olsun
Hele kurban nasıl yakışmış o gömlek öyle 🧿❤
Di mi rabbim nazarlardan saklasın
Ey Değerli Kardeşlerim,
Yeryüzünde insan kadar kendini kandıran bir varlık yoktur. Çoğu bilmiyor ki Allah her şeyi bir yasayla yaratmıştır. Herkes Allah’a inanır; bu yasalar asla değişmez. İnsan özgür bir varlıktır, her şey kendi iradesine bağlıdır. Ancak inkâr edenler için Yusuf Suresi 103. ayetinde şöyle buyrulmuştur: “Sen ne kadar çok istesen de insanların çoğu iman edecek değildir.”
Allah’a ortak koşanlar, yani hadis, rivayet, mezhep, tarikat ve diyanet kabul edenler için Yusuf Suresi 106. ayetinde şu ifadeler yer alır: “Onların çoğu, ancak Allah’a ortak koşarak iman ederler.”
Kararını sen vereceksin, özgür insan.
Ya cennet ya da cehennem.
Evrensel dinin sahibi Allah’tır.
Demek ki yalnızca Allah’a kulluk etmektir asıl olan budur.
İnsanların inandığı birçok hoca, ilahiyat profesörü ve din adamı, yazdıkları kitapların ve Kur’an-ı Kerim tercümelerinin hatalı olduğunu bildikleri halde bu yanlışlardan geri dönmüyorlar. Neden mi? Çünkü insanın içindeki kibir ve gurur, doğruyu söylemekten daha ağır basıyor. Kendi müritlerini kaybetmemek, şöhret ve gelirlerini korumak uğruna, maalesef halen gerçeği saklamaya ve yalanları sürdürmeye devam ediyorlar. Kitaplarının doğrularla çelişeceğini bilseler bile, onları çöpe atma korkusuyla tutunuyorlar; kendilerine inanan insanlara nasıl hesap vereceklerini düşünmüyorlar.
İnsanlardan korkuyor olabilirler, şöhretin ve gelirin cazibesine kapılmış olabilirler. Ancak en önemli soruyu atlıyorlar: Allah’a nasıl hesap verecekler? Bu soruyu kendilerine sormadan, Allah’a iftira atmaya devam eden herkes, Kur’an’ın şu ayetlerine bakıp yeniden düşünmelidir:
• En’am Suresi, 21. Ayet
• En’am Suresi, 93. Ayet
• A’raf Suresi, 37. Ayet
• Yunus Suresi, 17. Ayet
• Hud Suresi, 18. Ayet
• Kehf Suresi, 15. Ayet
• Ankebut Suresi, 68. Ayet
Vallahi ve billahi, İslam dini evrensel ve sadedir. Yeryüzündeki her insan için aynı kural ve yasalar geçerlidir, çünkü hepimiz Allah’ın kullarıyız. Allah, herkes için farklı bir din yaratmamıştır; O’nun insanlığa ilk insandan kıyamete kadar gönderdiği tek mesaj evrenseldir: Bu mesaj, İslam’dır.
Sizden tek bir ricam var: Yalnızca Allah’a sığınmanız, yalnızca O’na yönelip O’na kulluk etmenizdir. İyi bir insan olun. Kim olursanız olun, ister kadın ister erkek, yaptığınız iş ne olursa olsun, dürüst, ahlaklı, namuslu, şerefli ve yardımsever olun. Her zaman iyi düşünün, insanlara yardım edin, iyilik yapın. İşte İslam’ın özü budur; Allah bizden bunu istiyor. O zaman gerçekten kulluk etmiş ve ibadet etmiş oluruz. Hatta hayatımızdaki her şey, uykumuz dahi bir ibadet olur.
Uydurulmuş Din Adamları:
Kur’an-ı Kerim’in Arapça hariç, diğer tüm dillerdeki tercümeleri sıkça hatalı çevrilmiş ve bu durum kavramların bozulmasına yol açmıştır. Farklı mezhepler, cemaatler ve tarikatlar, Diyanet aracılığıyla ayetleri asıl anlamlarından saptırmışlardır.
Evrensel İslam’ın Sadelik İlkesi
Evrensel olan İslam dininde, abdest temizlik ile alakalıdır, cünüplük ise zihinsel bir temizliktir. Namaz yok, namaz kılınır hadis ve rivayet; ama Kur’an’da “salat” vardır. Kurban kesmek yok, oruç yok. Oruç nasıl bozulur diye hadis rivayet var; Kur’an’da ise “siyam” ve “savm” vardır. Kur’an’da Hac, hüccetleşmek iken, hac Kabe’nin etrafında 7 defa dönmekle ifade ediliyor. Şu soruyu sorun kendinize: Hz. Muhammed (a.s.), Allah’tan aldığı vahyi mi tebliğ ediyordu, yoksa Kabe etrafında dönmekle mi meşguldü? Gerçek elçilik bu mu? Uydurulmuş dinlerde, herkes 500 sayfalık ya da cilt cilt kitaplar çıkartmış; herkes kendi tarafına insan çekmek için bu kadar kitap üretmiş. Böyle bir din yok. Hayatınız boyunca duyduğunuz geleneksel bilgileri bir kenara bırakın ve yalnızca Allah’ın mesajına sarılın. Cesur olun; bu yolda asıl kazancı elde edeceksiniz.
Müslüman demek, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmak demektir. Sadece O’na kulluk etmektir. Hadisleri ve rivayetleri kabul etmemek, asla hayatın içine koymamaktır. Mezhepsiz olmak, tarikat, cemaat ve diyanetten; uydurulmuş dinlerden uzak durmaktır. İşte gerçek Müslümanlık budur. Allah’ın ilk insandan kıyamete kadar tüm insanlığa gönderdiği mesaj evrenseldir; bu mesaj, İslam’dır.
Allah’ın Evrensel ve Basit Mesajı
Allah’ın dininde sadelik vardır; uydurulmuş dinler ise karmaşıktır. Günümüzde uydurulmuş inanç sistemlerinde namaz, oruç, abdest, kurban ve hac gibi ritüeller sayfalarca anlatılmakta, kitaplara konu edilmektedir. Bu gelenekler, insanların kendine göre anlam yüklediği ritüellerle doludur. Oysa gerçek İslam, Allah’a ve Resulü’ne iftira atılmayacak kadar sadedir.
İhlasın Gerçek Anlamı
İhlas, dini yalnızca Allah’a has kılmaktır; çünkü dinin sahibi yalnızca Allah’tır.
Gerçek Müslümanlık ve Akıl
Müslümanlık yalnızca Kur’an’a dayanmalıdır. Hadis ve rivayetlerin yanıltıcı olabileceğini unutmayın. Gerçek bir Müslüman, aklını özgürce kullanır, sorgular, araştırır ama kalbinde Allah’ın varlığına sarsılmaz bir iman taşır.
İyi bir insan olmak; adaletli, vicdanlı, merhametli, yardımsever, ahlaklı ve dürüst bir yaşam sürmektir. Bu değerlere sahip olan herkes, hangi ülkede doğmuş olursa olsun, Allah’a teslim olmuş demektir. İşte Müslümanlık budur; Allah’ın rızasını kazandıran ve cennete götüren yol budur.
Çikilettanın üstü beyazlaşması normaldir. Buzdolabına koyunca olur . Eritince tekrar parlak hale gelir fyi.
yayın tekrarını izlemek bile zevkli :D
Geçmiş cadılar bayramın möbarek olsun.😍😅 Farklı bir Ahenk katmak istedim.👍
Kurban olayim seni veren Allaha ❤ne guzel sesin var devam ❤
sevgiyle kal daim ol canımız Diamond
Ay ay bu canlının aurası ne böyle. Harikaaa✨💜
Yaş 14 galiba
@Rustcohleisliterallyme derdin ne
Vallahi ben seni tanıdım ❤❤❤gülüyoruz ağlanacak halimize 😢😢😢
İnanmıyorum, her şeyi hazirlamissiniz, çocukları unutmuşsunuz 🤦♀️🤣
Cadılar-ı şerifiniz kutlu olsun
Yuppie…🎉diamond bayramımı kutladı ❤😂
Bir insana gülmek bu kadar mı yakışır ya😊🥰cadımsı gülüş.😊😊🧡🤍
28:37 "adaş" dediğine göre Trakya bölgesinde yaşayan bir Arnavut'tur büyük ihtimalle. Trakya'da "adaş" genelde "hemşo", "toprağım" ya da en olmadı "kanka" niyetine kullanılıyor.
Adaş Türkçe bir sözcüktür Türkiye'nin her yerinde söylenir.
Adaş = Ad = isim
Adaş = isimdaş
Kısacası aynı adı taşıyanlar birbirine adaş derler ama bu zamanla kanka ve moruk anlamında da kullanıyor.
Evet yaş ilerledikçe damak tadı degişiyor. Yani benim de degişti. Sevmediğim bazı seyleri seviyorum veya tam tersi. Bedenimin "bunu ye" dedigi de oluyor. Baya baya eskiden istemedigim seyleri inanılmaz canım çekiyor arada :)
the man from earth güzel filmdir agnostizmi canlandırıyor biraz adamın iddia ettiği şeyi ne yanlışlayabiliyorsun ne de doğrulayabiliyorsun
Hahahaha açılışta vir bir an öyle görünce gülme krizine girdim arada şoke ediyorsun bizi😂
Turk kulturunde var guzel bayramlar arap seylerini birakirsak hatirlariz
Cidden ya tüm ar*p şeylerini benimsemeye çalışıyoruz
Nihayet video geldi
Mevlana bile Diamond Tema izliyor.
@@JanberkPodc.Akdhskdhskdjsjhdja
Diamond ablam balkan turuna çıkmıştı. Arnavutlukta tur rehberi buralarda gezerseniz onu görme ihtimaliniz var demiş. Arnavutluğa gelen Türkler ilk seni soruyo heralde :D
Selam diamant❤gulmek sana yakisiyor ❤sen oldugun gibi kal ❤
Cadilar Bayraminin tum dunyada hayirsizliklara vesile olmasini yuce Baphomet den niyaz eder,korkunc bir sene dilerim .Kaygilar ve herkese tuhaf sezgilerle 🧛🦇🎃
Benim de dio acip uyumuslugum var bari kaliteli birsey dinleyeyim diye😂❤
Okudumm ve cok guzeldi herkes okusa keske yazdiklarini
Cadılar bayramı seferberliği evde minik kriz mföföflfkf 18:04
16:28 stüdyoda gerginlik. Kılıçdaroğluna cevap hakkı doğdu
Türkiye de olmanı isterdim ama bu şartlarda değil tabi Arnavutluk ta olman daha iyi.
sow in yamalı romalılar gelmeden önce bu bir kutlama değildi kelt irlandalılar için.
Bir kutlama değildi, kuzey torpahlarında hasat işlerinin durduğu herkesin evine kapandığı soğuk hakim olurdu
ruhlar eski evlerine geldiğine inanırlardı, kamufile olmak için korkunç giyinir evde dolaşırlardı
Sonra Entrikacı romalılar geldi, onlarda paganken onlarda böyle hasat işlerinin bittiği zamanı birdahaki hasatın verimli olması için
kutlama yaparlar tanrılarına adak verirlerdi.
Sonra Kudüs torpahlarında JEasus geldi tüm romaya hakim etti hırıstiyanlığı
Hıristiyanlık tüm kuzey keltlere dayatıldığı zaman dinlerin ilkel insanlarda eski inanışları hedef aldırıldığı için o kutlamayı 1 kasımdaki kutlamayı engellemek için Azizler gününü Saints day 'i Mayıstan 1 kasıma aldılar. Kuzey keltleri bu durum üzerine Holly eve kutsallar arifesi olarak 30 -31 ekimi aldılar ve zamanla Hallowen oluverdi. Daha sonra Irlandalı keltler, ango saksonluk ingiltere torpahlarında son bulup normanlarla birleşince o torpahların asıl sahipleri keltler ikinci sınıf vatandaş oldular bunlar için isikoçlar ve irlandalilar. yüzyıllar içinde 20. yüzyılın başlarında irlandalı pek çok insan amerika birleşik devletlerine göc ettiler, pekçoğu fırsatları ve çalışkanlıklarıya değerlendirerek, yüksek mevkilere ulaştılar. Ve ikinci dünya savaşından sonra dünya üzerinde heryere polislik yapacok diye nere bulsalar üsler oluşturdular, irlandalılar kendi bu halloween ve diğer bayramlarını dünyaya yaydılar. Cin halk cumhuriyetinde dahi 2020 ye kadar kutlanıyordu. (Cehalet üzerinde yaşayan Radikal islamcı kişilere duyurulur. halloween, cadılar bayramı bizim dilimize neden böyle çevrilmiş bilmiyorum, hiristiyan bayramı değildir. kuzey keltlerin pagan inancından doğan bir gelenektir. m ö 1000 ve daha öncelerden gelmekte. )
14:22 bir de şakalarım komik değil diyorsunuzdkskskddff
En sevdiğim bayram Halloween
Cemii cümle cemeâtin cadilar bayrami mubrek e serif olsun 😂😂
Abi bizde valla iyiki, Hallowen yok 2 3 tane çocuk kapı çalıp şeker istese, adamlar bu bızım bayramımız degıl, deyıp cocukları dover valla.
Bir gün kimse cadılar bayramını kutlamayacak diye çok korkuyorum
Maske takmak sana göre bir şey değil o başka kimselere yakışır 😊
Happy Halloween 🎉🤘🏻😎
💫😁
Siper❤❤❤
Hayırlı bayramlar
Amerikada yasiyorum cok iyi anliyorum bayramda seker mimlenmesini😂 cocuklar ev ev bilir hangi ev dandik verir hangisi guzel hangisi vermez kufuru yer😂😂
Amerikada Halloween ve Noel ne kadar coşkulu kutlanıyor
Helal sana diamond tema.
💐❤
emeğine sağlık
Diamond merhaba , bir ricam olacak , girişte kullandığın müzik harika ama shazam bulamadı , rica etsem yazar mısın ? tşk.
diamond temaya özel yapılmış o müzik yanlış hatırlamıyorsam
+
@@dianaspencer-vv8ir spotifye gelse keske
Witches are scary. Vampires are a fright. Beware of both this Halloween night. Happy Halloween Y'all ! 🎉😊
Bende uyurken seni dinliyorum masal gibi
Yahu dio ne güldürdün vallahi 😂😂
Cok iyi giriş ahah😂
😂👍❤️
eyw
senin pcye fan control uygulaması lazım, bi anda fanlar coşuyor aralıklarla
💫🍬🍫😊
Bu nasıl video başlığı reis eüsüüprüqdqüldüqkd
Intro bitene kadar yemeyi bitirdim.
Kedi geri gelsin!!😊
🎃🙏✨
Bro be, CAD dedigin Kanada Dolari. Valla aliniyorum ya 😂
Kolay gelsin yiğidim aslanım ❤
Iyi yaptin kal oldugun yerde
عید الجادیلار موبارک
@@00098yas Kurban Bayramı yerine ağaç bayramı olsa, herkes bir ağaç dikse, bu dünyada cenneti yaşasak, can almak yerine can versek nasıl olur mesela?
Bu bize yetmez dinoo tötüne joppsokman lazımm
Seninde abi kurbanlık cadıyı ne kadara aldın
193 diamond point'e almıştır
Daimond merhaba, sana birşey sormak istiyorum. Elif lâm mim ne demek, bu konu hakkında bir bilgin var mı. Fatih Altaylı'nın programında bir prof. Olan Gönül hanım bu konudan bahsetti. Ama ne demek olduğunu söyleyemem dedi. Kafama takıldı
Yaaanaaaacaaaaaaaaaan haaaayıııııırrrrrr 😃😄😆😅🤣😂
Cadılar bayram haram ama hak hukuk adalet kul hakkı yeme haram bakma zina helal :)
Diamond niye kediyi zorbalıyon lan onu da Allah yarattı aslanım Allah'tan kork kzhskshsksj
Allah bilir
Azerbaycana gel Dio buranın yemeklerini beğenirsin bence
Diamond, kitablarinin -Amazon kindle'da olma ihtimali var mi?
Amazon Kindle nedir bilmiyorum ama kitaplar Amazon da var satın alabilirsiniz
@@elysionumReduced Eye Strain: Finding the right size can minimize fatigue and discomfort during long reading sessions.
Adaptability: Readers can easily adjust font sizes based on the lighting conditions or the medium they are using (e.g., a small screen versus a larger tablet).
Increased Engagement: A readable format encourages more frequent reading, fostering a better overall reading habit.
Overall, the flexibility in font size enhances the Kindle's user-friendliness and accessibility for a diverse range of readers.
Kisaca kitaptaki yazilari Kindle sayesinde gozunuze gore veya okuma seciminize gore ayarlayabiliyorsunuz.Bence guzel bir fikir ve ben Amazon kindle kullanmayi tavsiye ediyorum.
@@ZXXZ312 Yani bir çeşit uygulama yanlış anlamadıysam. Eğer öyleyse kitaplar o tarz uygulamalarda yok.Sadece fiziksel olarak sahip olabilirsiniz maalesef
abi niye saçları gümüşe boyayıp kahkül kesmiyosun
🤣aayyy süpersin cadı ne olmuş rte olmuş
Cadi lar bayraminiz kutlu olsun 🍬🍬🍬🍭🍭🍭🍭🍬🍬🍬
Bende double dragon oynardım
Arkandaki kargayı 2 saat boyunca oturmaya nasıl ikna ettin?
Headcrab boyunda ömcek var ve sen kargaya mı takıldın?
@@aymiraskk karga çok gerçekçi çünkü
Yangı oyun bu.
En baştaki kimdi 3dklik yerdeki
Deluuuui
1:31:57😂
😂
Cadilar bayrami deyil , olulerin bayrami okey
S.a abi. Knight online oynuyor musun 😂🎉
Hâlâ agnostik misin diamond
Yok koyu bir müslüman olmuş. Gökten ayet indiğinine inanıyormuş.😅
Yahudi Ajanımiydın Diye Soracaktın Bence😂
Korktum la bu ne 😬
**Sizden ricam, bu yazıyı sonuna kadar okumanız.**
**Melekler ve Şeytan: Kimdir?
Sizden ricam, bu yazıyı sonuna kadar okumanız.
Biliyorum, yazı uzun ama her bir detayı özenle ele aldım.
Ey diyanet mensupları, ilahiyatçı profesörler, tarikatçılar, hacı ve hocalar,
2024 yılına geldik ama hâlâ melekler ve şeytanın kim olduğunu net bir şekilde açıklayabilmiş değilsiniz.
**Melekler ve Şeytan: Kimdir?
Cin Ne Demektir?**
Melek de şeytan da insanın kendisidir!
Meleklik, insanın içindeki masumiyet ve takvayı temsil eder. Bu, bizim pozitif yönümüzdür. Adaletli, merhametli, ahlaklı, dürüst ve vicdanlı olan tarafımızdır.
Şeytan ise, bizim herkesten gizlediğimiz “karanlık yüzümüz”, bilinçaltımız ve hayvani yanımızdır. Nefsimizin kötülüğü emreden tarafıdır. Bu yüzden, şeytanınızı iyi tanıyın.
Eğer Allah şeytanı insanın başına musallat etseydi, onu yenmemiz imkânsız olurdu. Suçlu olan şeytan olurdu, çünkü kötülüklere bizi o sürüklemiş olurdu. Bu durumda herkes cennete giderdi. Peki, o zaman cennet ve cehennem neden var? Baki olan yalnızca Allah’tır. “Her nefis ölümü tadacaktır”
diyen Allah”
şeytanın kıyamete kadar ölümsüz olması mümkün değildir.
Bu Allah’ın yasasına aykırıdır,
Şeytan da insanın da kendisidir.
ALLAH'IN MELEKLERİ:
Güneşten aya, yıldızlardan gezegenlere, samanyoludan galaksilere, hücrelerden kürelere, kasırgadan rüzgarlara, bitkilerden ağaçlara, kardan yağmura, hayvanlardan, atomdan proteinlere, müminlerden Resüllere kadar göklerle yer arasında bulunan bütün doğal kuvvetler yüce Allah'ın melekleridir.
Yani Kur'an'da var olan "ceelnâ-kıldık" "amtarnâ- yağdırdık" "enzelnâ- indirdik" "halaknâ-yarattık" gibi çoğul fiille geçen kavramlardan, meleklerin yani yüce Allah'ın doğal kuvvetlerinin kullanıldığını gösteriyor.
Dolayısıyla Fâtır suresi iki ve üçüncü âyet birinci âyetin açıklaması mahiyetindedir.
Yani dikkatli bir şekilde baktığımızda yüce Allah'ın yarattığı bütün nimetler ve doğal kuvvetlerin, melek adıyla ortaya konduğunu açık olarak görüyoruz.
Göklerin yaratılmasından hemen sonra melekler (doğal kuvvetler) oluşuyor.
(Fatır-1)
FATIR SURESİNDE GEÇEN BAZI MELEKLERİN ADLARI:
"Gökler ve yer, rüzgar ve bulutlar, toprak ve nutfe, tatlı ve tuzlu denizler, denizlerde olan balıklar, gölge ve hararet, gece ve gündüz, güneş 🌞 ve 🌙 ay, gökten inen su ve meyveler, dağlar ve yollar, büyük ve küçük baş hayvanlar, gökleri ve yeri yörüngelerinde tutan güç, kuvvet ve kudret.
Fatır suresi 14.âyet de putlarla ilgili değil, meleklerle ilgilidir.
Allah’ın dosdoğru yolunun üzerine oturan İblis aslında nefsimizin doyumsuz yanıdır. Sağımızdan, solumuzdan, önümüzden, arkamızdan yaklaşan şeytan (Âraf-16-17) nefsimizin ayartıcı güçleridir. Şehvetimiz, kibrimiz, cimriliğimiz, gururumuz, hırsımız, öfkemizdir.
Taşlanacak şeytan da budur.
Sözün kısası kötülüğün kaynağı dışımızda olan bir ayartıcı-şeytan ya da dâhili kötü bir ruh değil; insanın nefsidir; bizatihi kendisidir.
Şeytan günahlarımızı üzerine yüklediğimiz, sonra da kapı dışarı ettiğimiz, hiçbir şeyden haberi olmayan zavallı günah keçimizdir. Şeytan aslında şeytana pabucunu ters giydiren din adamının böylece kendini temize çıkardığı şeytanî aklıdır. O, aynadaki sevimsiz yanımızdır.
Cibril, melek değil vahiydir.
Aslında Cibril Kur’an’ı indirmemiştir; Kur’an’ı indiren Allah’tır. Allah, vahyini indirmek için kimseye ihtiyaç duymaz.
Kur’an’da “Mikail” ismi geçmez. “Mikéle” kelimesi aslında resul, yani elçi anlamına gelir. Ölüm meleği ise Azrail değil, Allah’ın yasasıdır.
Melek, göklerde ve yerde yüce Allah'ın güç ve iradesini temsil eden yasalar ve doğal kanunlar anlamına gelmektedir.
Halbuki atomlardan protonlara rüzgarlardan uykuya kadar her şey melektir. Meleklere iman demek, bütün bunların Allah'ın ilim ve iradesiyle olduğunun bilincine varmak damektir.
Aslında rivayetlerde yani geleneksel zihinlerde var olan algı gibi, Allah ve Melekleri arasında hiçbir zaman "karşılıklı bir konuşma ve dialog" meydana gelmemiştir. Yüce Allah'a böyle bir şeyin izafe edilmesi doğru değildir. Yüce Allah bu gibi şeylerden uzaktır, münezzehtir.
Yüce Allah yarattığı her şeyi bir kanun ve kaideye bağlamış, insanların bunu rahat algılamaları için ilim olarak onların akıl seviyelarine indirgiyerek bunlara "melek" ve "melekler" adını vermiştir.
Dolayısıyla Adem, İblis ve Melekler kıssasından almaları gereken ibret ve dersleri bu tarz bir söyleşi ile simgesel anlatarak insanların akıllarına çok geniş bir manevra alanı sunmuştur. Yani yeryüzünde kurduğu ilahi yasalara göre rüzgar, güneş enerjisi, yağmur gibi tüm yönetim güçlerinin (meleklerin) artık halife olarak atayacağı insan türünün akıl ve iradesinin emrine gireceğini, ona secde edeceklerini bu anlatım tarzı ile son vahiy olan Kur'anda bizlere haber vermiştir.
Yani Âdem, Melekler, İblis ve Şeytan olayının sergilendiği sahne olmuş bitmiş bir oyun değildir. Kiyamet gününe kadar varlığını devam ettirecek gerçek bir akıl, yetenek, imtihan ve icad sahnesidir.
Önemli olan bu hayat sahnesinde kim neyi temsil ediyor?
Anlatılmak istenen nedir?
Melekler, yüce Allah'ın göklerde ve yerde var ettiği güçler anlamına geliyor. Zaten melek, kök itibariyle "güç" demektir.
Mülk, güç ve hükümdarlık demektir.
Melik, kral ve hükümdar anlamına gelmektedir.
Mélik, sahip ve sözü geçen, kudret sahibi demektir.
İblis, kibir, küfür, şirk, haset, ve ırkçılığı temsil ediyor.
Sahnede var olan şecere ise, şirk, hurafe, insanları vahiy'den uzaklaştıran karmaşık, çerpeşik, sanal, uydurma, zan ve algı gibi şeyleri temsil ediyor.
Ağaca yaklaşmayın sözü, vahyi temsil ediyor.
Şeytan, insanını nefsinde var olan "hırs, kibir, cimrilik, şehvet, kızgınlık, yalan, ırkçılık" gibi olumsuz duyguları temsil ediyor.
Melekler, "sabır, cömertlik, güzel ahlak, merhamet, dürüstlük" gibi erdemli duyguları temsil ediyor.
Temsilde geçen secde ise, ''tereddütsüz kabul etmek, boyun eğerek teslim olmak, itaat etmek'' anlamına gelmektedir.
Karşısındaki hakim gücün emir ve hükümranlığını yani otoritesini kesin olarak kabul etmektir.
İblis Nedir?
Evet, doğru, İblis fiziksel anlamda bir insan değil. Ancak burada anlatmaya çalıştığım şey, İblis’in Kur’an’da sembolik bir anlam taşıdığıdır. İblis, insanın iradesine boyun eğmeyen, insanın içindeki “olumsuz güdüler” veya kötülüğe yönlendiren güçlerin bir simgesidir. Yani İblis, insanın dışındaki bağımsız bir varlıktan çok, insanın iç dünyasında kötülüğü temsil eden bir tarafı, nefsin karanlık yönüdür.
Mesela: ''cennet ve cehenneme girecek olanların durumlarını'' anlatan âyetlerde de yine ''temsili bir sahne ve konuşmalarla'' aynı simgesel anlatım tarzını, yani ''teatral'' bir anlatımı görmekteyiz.
Cin Ne Demektir?
HİCR- 27
Âyette geçen "cann" kelimesine birçok mealde cin anlamı verilmiştir.
Halbuki "canne" kelimesi, insanın hayatı için gerekli olan enerjiyi dile getirmektedir.
Kur'an'a göre âyetin vermek istediği anlam şudur: İnsan iki temel maddeden yaratılmıştır.
1-) Toprak
2-) Ateş
Esas önemli olan enerji olduğu için insanı ilk oluşturan madde eteşleyici anlamında enerji olmuştur.
Enerji olmadan hiçbir canlı hayatta kalamaz.
Kur'an bu enerjiye "cann" demektedir. Âyette geçen "iliklere işleyen ateşi de daha önce yarattık" anlamı bizi hayatta tutan, aynı zamanda yakıcı ve yıkıcı olan enerjidir.
Ayrıca boyun eğmeyen (secde etmeyen) iblisin sıfatlarındandır.
Buna benlik, kibir, gurur, enaniyet, bencillik, hem kendine, hem çevreye hemde başkasına zarar veren dizginleyemediğimiz kötü arzularımızdır.
Toprak, insanın hayır, erdem, sabır, iyilik ve güzellik tarafını simgelerken, cann ise, kütülük, yıkıcılık, bozgunculuk, acelecilik ve kötü ahlakı simgeler.
"Cann, cinnet, cennet, mecnun, cenin, cin" gibi kelimeler, saklı, örtülü, görünmeyen ve yabancı anlamına gelmektedir.
Bu âyet geleneksel çevirilerde cinlerin yaratılış maddesi olarak algılandığından dolayı son vahyin tarihinde din adamları içerisinde Cinlerin ayrı bir varlık oldukları din adamlarının hafızasına işlenmiştir.
Binlerce senedir insanları bu duygular içerisinde hem korkutmuşlar hem de ticari bir sektör haline getirmişlerdir. Bu ayeti destekleyen Kehf süresi 50. ayetinde meleklerin secde ettiğini iblisin (kötü arzularımızın) secde etmediğini bahsetmektedir. Burada melekler bizim pozitif enerji yapıcı ve olumlu yönlerimiz, iblis ise, yakıcı yıkıcı ve kötü arzularımızı temsil temsil etmektedir.
Rahman süresi 14. ayette " Biz insanı pişirilmiş çamurdan yarattık" denmektedir. Bu ayetten toprak melek tarafımızdır. Verimli, besleyen v.b. tarafımızdır, pişirilmişten kasıt ise, toprak ve ateş karışımından yaratıldığımızı anlıyoruz.
Size kısmen katılıyorum kur an ın açıklamasını öğrendikten sonra kafam iyice karıştı bence kutsal kitap çarptırılmış insanlar çıkarlarına göre ( erkekler) değiştirmiş !!!!!!!
@
Teşekkür ediyorum kardeşim,
Ey Değerli Kardeşlerim,
Yeryüzünde insan kadar kendini kandıran bir varlık yoktur. Çoğu bilmiyor ki Allah her şeyi bir yasayla yaratmıştır. Herkes Allah’a inanır; bu yasalar asla değişmez. İnsan özgür bir varlıktır, her şey kendi iradesine bağlıdır. Ancak inkâr edenler için Yusuf Suresi 103. ayetinde şöyle buyrulmuştur: “Sen ne kadar çok istesen de insanların çoğu iman edecek değildir.”
Allah’a ortak koşanlar, yani hadis, rivayet, mezhep, tarikat ve diyanet kabul edenler için Yusuf Suresi 106. ayetinde şu ifadeler yer alır: “Onların çoğu, ancak Allah’a ortak koşarak iman ederler.”
Kararını sen vereceksin, özgür insan.
Ya cennet ya da cehennem.
Evrensel dinin sahibi Allah’tır.
Demek ki yalnızca Allah’a kulluk etmektir asıl olan budur.
İnsanların inandığı birçok hoca, ilahiyat profesörü ve din adamı, yazdıkları kitapların ve Kur’an-ı Kerim tercümelerinin hatalı olduğunu bildikleri halde bu yanlışlardan geri dönmüyorlar. Neden mi? Çünkü insanın içindeki kibir ve gurur, doğruyu söylemekten daha ağır basıyor. Kendi müritlerini kaybetmemek, şöhret ve gelirlerini korumak uğruna, maalesef halen gerçeği saklamaya ve yalanları sürdürmeye devam ediyorlar. Kitaplarının doğrularla çelişeceğini bilseler bile, onları çöpe atma korkusuyla tutunuyorlar; kendilerine inanan insanlara nasıl hesap vereceklerini düşünmüyorlar.
İnsanlardan korkuyor olabilirler, şöhretin ve gelirin cazibesine kapılmış olabilirler. Ancak en önemli soruyu atlıyorlar: Allah’a nasıl hesap verecekler? Bu soruyu kendilerine sormadan, Allah’a iftira atmaya devam eden herkes, Kur’an’ın şu ayetlerine bakıp yeniden düşünmelidir:
• En’am Suresi, 21. Ayet
• En’am Suresi, 93. Ayet
• A’raf Suresi, 37. Ayet
• Yunus Suresi, 17. Ayet
• Hud Suresi, 18. Ayet
• Kehf Suresi, 15. Ayet
• Ankebut Suresi, 68. Ayet
Vallahi ve billahi, İslam dini evrensel ve sadedir. Yeryüzündeki her insan için aynı kural ve yasalar geçerlidir, çünkü hepimiz Allah’ın kullarıyız. Allah, herkes için farklı bir din yaratmamıştır; O’nun insanlığa ilk insandan kıyamete kadar gönderdiği tek mesaj evrenseldir: Bu mesaj, İslam’dır.
Sizden tek bir ricam var: Yalnızca Allah’a sığınmanız, yalnızca O’na yönelip O’na kulluk etmenizdir. İyi bir insan olun. Kim olursanız olun, ister kadın ister erkek, yaptığınız iş ne olursa olsun, dürüst, ahlaklı, namuslu, şerefli ve yardımsever olun. Her zaman iyi düşünün, insanlara yardım edin, iyilik yapın. İşte İslam’ın özü budur; Allah bizden bunu istiyor. O zaman gerçekten kulluk etmiş ve ibadet etmiş oluruz. Hatta hayatımızdaki her şey, uykumuz dahi bir ibadet olur.
Uydurulmuş Din Adamları:
Kur’an-ı Kerim’in Arapça hariç, diğer tüm dillerdeki tercümeleri sıkça hatalı çevrilmiş ve bu durum kavramların bozulmasına yol açmıştır. Farklı mezhepler, cemaatler ve tarikatlar, Diyanet aracılığıyla ayetleri asıl anlamlarından saptırmışlardır.
Evrensel İslam’ın Sadelik İlkesi
Evrensel olan İslam dininde, abdest temizlik ile alakalıdır, cünüplük ise zihinsel bir temizliktir. Namaz yok, namaz kılınır hadis ve rivayet; ama Kur’an’da “salat” vardır. Kurban kesmek yok, oruç yok. Oruç nasıl bozulur diye hadis rivayet var; Kur’an’da ise “siyam” ve “savm” vardır. Kur’an’da Hac, hüccetleşmek iken, hac Kabe’nin etrafında 7 defa dönmekle ifade ediliyor. Şu soruyu sorun kendinize: Hz. Muhammed (a.s.), Allah’tan aldığı vahyi mi tebliğ ediyordu, yoksa Kabe etrafında dönmekle mi meşguldü? Gerçek elçilik bu mu? Uydurulmuş dinlerde, herkes 500 sayfalık ya da cilt cilt kitaplar çıkartmış; herkes kendi tarafına insan çekmek için bu kadar kitap üretmiş. Böyle bir din yok. Hayatınız boyunca duyduğunuz geleneksel bilgileri bir kenara bırakın ve yalnızca Allah’ın mesajına sarılın. Cesur olun; bu yolda asıl kazancı elde edeceksiniz.
Müslüman demek, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmak demektir. Sadece O’na kulluk etmektir. Hadisleri ve rivayetleri kabul etmemek, asla hayatın içine koymamaktır. Mezhepsiz olmak, tarikat, cemaat ve diyanetten; uydurulmuş dinlerden uzak durmaktır. İşte gerçek Müslümanlık budur. Allah’ın ilk insandan kıyamete kadar tüm insanlığa gönderdiği mesaj evrenseldir; bu mesaj, İslam’dır.
Allah’ın Evrensel ve Basit Mesajı
Allah’ın dininde sadelik vardır; uydurulmuş dinler ise karmaşıktır. Günümüzde uydurulmuş inanç sistemlerinde namaz, oruç, abdest, kurban ve hac gibi ritüeller sayfalarca anlatılmakta, kitaplara konu edilmektedir. Bu gelenekler, insanların kendine göre anlam yüklediği ritüellerle doludur. Oysa gerçek İslam, Allah’a ve Resulü’ne iftira atılmayacak kadar sadedir.
İhlasın Gerçek Anlamı
İhlas, dini yalnızca Allah’a has kılmaktır; çünkü dinin sahibi yalnızca Allah’tır.
Gerçek Müslümanlık ve Akıl
Müslümanlık yalnızca Kur’an’a dayanmalıdır. Hadis ve rivayetlerin yanıltıcı olabileceğini unutmayın. Gerçek bir Müslüman, aklını özgürce kullanır, sorgular, araştırır ama kalbinde Allah’ın varlığına sarsılmaz bir iman taşır.
İyi bir insan olmak; adaletli, vicdanlı, merhametli, yardımsever, ahlaklı ve dürüst bir yaşam sürmektir. Bu değerlere sahip olan herkes, hangi ülkede doğmuş olursa olsun, Allah’a teslim olmuş demektir. İşte Müslümanlık budur; Allah’ın rızasını kazandıran ve cennete götüren yol budur.
@
**Sizden ricam, bu yazıyı sonuna kadar okumanız.**
Biliyorum, yazım uzun ama detaylı bir şekilde yazdım.”
Allah’ın ilk insandan kıyamete kadar tüm insanlığa gönderdiği mesaj, evrensel ve değişmezdir; bu mesaj İslam’dır. Tüm Elçilerin ilettiği hakikat özünde aynıdır, çünkü Allah her şeyi belirli bir yasa ve düzenle yaratmıştır. İlk insandan kıyamete kadar her insan için bu ilahi yasalar geçerlidir ve değişmez. Bu, Allah’ın ezeli kaderidir.
Peki, kaderimiz bizim irademiz midir? Eğer Allah insanın kaderini baştan kesin olarak belirlemiş olsaydı, insan için bir sınav ve sorumluluk da ortadan kalkardı. Bu durumda cennet ve cehennemin bir anlamı kalmaz, insanın iradesi anlamsızlaşırdı.
Bu yüzden yüce Allah, insanı nereli olduğuna, hangi dili konuştuğuna veya hangi ırktan geldiğine göre değil; nasıl bir insan olduğuna göre değerlendirir. Önemli olan, Allah’a samimiyetle kulluk etmektir. İyi bir insan olmak; adil, vicdanlı, merhametli, yardımsever, ahlaklı ve dürüst olmaktır; salih amellerle erdemi yaşatmaktır. Bu erdemlere sahip olan herkes, nerede doğarsa doğsun, Allah’ın katında değerlidir ve İslam’ın esasını yaşadığı için hem Müslüman olur hem de cennete girme umuduna sahip olur.
**Rum Suresi 30. ayet **
“Sen yüzünü, Allah’ı birleyici olarak dine, Allah’ın insanları yaratışına uygun olan fıtrata çevir. Allah’ın yaratışında hiçbir değişiklik yoktur. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
O zaman şu soruyu size sormak lazım? Diyanete, ilahiyatçı profesörlere, tarikatçılara ve TV kanallarında çıkan yalnız kovboy ilahiyatçı profesörlere , kendisini hacı hoca zannedenlere.
Siz bu ülkelerde doğsaydınız , hangi dine mensup olurdunuz?
Hindistan, Çinde, Rusyada, Avrupada veya başka ülkelerde doğan çocukların ne günahı var, bu onların kendi seçimleri değil,
yani kendilerine Müslüman ismi veren ülkelerde doğan insanlar şanslı , Müslüman oluyor,
öbür ülkelerden doğan şansız, kafir oluyor ?
Bu mu din?
Yok böyle bir din , yüce Allah'ın katında.
Bu Allah'ın yasasına aykırıdır.
Müslüman demek, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmak demektir. Sadece O’na kulluk etmektir.
Hadisleri ve rivayetleri kabul etmemek, asla hayatın içine koymamak.
Mezhepsiz olmak, tarikat, cemaat ve diyanetten; uydurulmuş dinlerden uzak durmaktır. İşte gerçek Müslümanlık budur.
Allah’ın ilk insandan kıyamete kadar tüm insanlığa gönderdiği mesaj evrenseldir; bu mesaj, İslam’dır.
Yusuf Suresi 101. ayette!
“Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Dünyada ve ahirette benim velim sensin! Canımı Müslüman olarak al ve beni salihlere kat.”
Demekki!
Müslüman demek, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmak demektir.
İhlas! Demek? dini, sadece Allah’a has kılmaktır çünkü dinin sahibi Allah’tır.
Allah hiçbir kimseye müdahale etmez. Çünkü insanoğlu özgür bir varlıktır. Her şey bizim elimizde; ya bu dünyayı cennete ya da cehenneme çeviririz. Faturayı Allah’a değil, faturayı kendimize kesmeliyiz.
Kur’an-ı Kerim’de peygamber kelimesi hiçbir yerde geçmez!
Resul demek, vahiy demektir. Resul, Allah’ın elçisi Muhammed (as) hayatta iken vahyi temsil ediyordu. Ancak Nebi (as) vefat ettikten sonra, Allah’ın son elçisi, vahyi getiren Kur’an-ı Kerim’dir. Artık bize Hakem olan odur. Kur’an evrenseldir; her zaman ve mekânda geçerlidir.
Melek de şeytan da insanın kendisidir!
Meleklik, insanın içinde bulunan masumiyet ve takva tarafını temsil eder. O, bizim pozitif yönümüzdür.
Adaletli, merhametli, ahlaklı , dürüst, vicdanlı olan insani yönümüzdür,
Şeytan, bizim herkesten sakladığımız "karanlık yüzümüz", şuur altımız, hayvani yönümüzdür. Nefsimizin kötülüğü emreden tarafıdır. Bu nedenle, şeytanınızı iyi tanıyın.
Eğer Allah şeytanı insanın başına musallat etseydi, onu yenmemiz imkânsız olurdu. Suçlu olan şeytan olurdu, çünkü kötülüklere bizi o sürüklemiş olurdu. Bu durumda herkes cennete giderdi. Peki, o zaman cennet ve cehennem neden var? Baki olan yalnızca Allah’tır. “Her nefis ölümü tadacaktır”
diyen Allah”
şeytanın kıyamete kadar ölümsüz olması mümkün değildir.
Bu Allah’ın yasasına aykırıdır,
Şeytan da insanın da kendisidir.
Sen agnostik ....
💫😘🎃💀👻
cidden kalite down olmuş bu yayinda.