Genelde nefsimizle mücadele ederken çok yoruluyoruz . Benim bu sohbette dikkatimi çeken şey kalbimizi sevme meselesi . Daha önce kalbimi sevmem ve ona özen göstermem gerektiğini hiç düşünmemiştim . Bencenefsimizle mücadele ederken bizi zayıf düşüren en önemli etken kalbimizi ve ruhumuzu ihmal etmemiz,sevmememiz.. belki de nefsimizle yaptığımız kavga onları yoruyor ,belki bazen onlarda bu kavganın arasında kalıp hırpalanıyorlar.. bir hata yaptığım zaman kalbim ağrır , tövbe etsem de kendimi affedemem. O zamanlarda belki sadece nefsimi değil ,kalbimi ve ruhumu da suçlar, kendimden nefret ederim. Değersiz hissettiğimiz zaman aslında Allah'tan nasıl değer görmeyi beklediğimizi sorgulamalıyız bence .. yani Allah bize başarı veya güzellik vermişse mi değer vermiştir ..vermemişse bizi sevmiyor ,değer vermiyor mudur? Dünyada ki herkes bize değer vermeli mi? Yoksa sadece Allah'ın vermesi mi önemli olan ? Yoksa Bizim mi kendimize değer vermemiz lazım, değerli hissetmek için?
Eşimle iki gün önce bu konuyu konuşmuştuk ben de Emine abla böyle bir sohbet yapsa çok güzel olur yazsak mı diye düşünürken program olup karşımıza geldi çok güzel oldu 🥰❤️
Değerli Asuman ve Emine Ablacığım, sizleri çok seviyorum, yaptığınız programları seyretmeye ve istifade etmeye çalışıyorum. Böyle güzel bir hizmeti sunduğunuz için Allah sizlerden ebediyen razı olsun. Sizlerden ne kadar çok şey öğrendiğimi söylersem vaktim yazmakla geçer. Müsaadenizle ben sadece aklıma takılan, acaba dediğim hususları dile getirmek istiyorum. İnsan kendini sevmeli mi sorusunda aklıma şu husus geldi. Nasıl ki elma çekirdeğinden elma ağacı, armut çekirdeğinden armut ağacı çıkıyor ve bizlere de çeşit çeşit elma ve armut ikram ediyor, öyle de Allah her insana ayrı kabiliyetler, hususiyetler, birini diğerinden ayırt edecek özellikler lütfediyor. Bize de belki vazifemizin bir parçası olarak, Allah’ın genlerimizin, ruhumuzun içlerine ektiği o hazineleri bulup çıkarmak ve hakkını vermek düşüyor. Yani biz kendimizi ne kadar keşfetsek, ondaki hazzı alacak, sahip olduklarımıza Allah’ın bir lütfu olarak bakacak, yaptıklarımızı, ettiklerimizi kendimize vermeyecek, Allah’ın vermiş olduğu bu lütufların hakkını daha iyi nasıl verebilirdim düşüncesi ile daha da derinleşme ihtiyacı duyacağız. Bu sayede gururdan uzaklaşacak ve işin aslını bu özellikleri bize bahşeden Allah’a vereceğiz. Bir örnek olarak, Hocaefendi’nin ‘sesimin tonunu daha iyi ayarlayamaz mıydım’ sözü aklıma geliyor ve inceliğin ne kadar derin olabileceğini anlamaya çalışıyorum. Sanıyorum bu inceliği niteliklerimizin içine nakşedebilsek başarıdan başarıya koşacağız Allah’ın izniyle. Elma ağacından elma çıkıyor, binbir çeşit elma var, hepsi birbirinden güzel, hepsinin tadı ayrı. Biz insanlar da öyle değil miyiz, her birimizin apayrı özellikleri var, o halde elma ağacının vazifesi elma vermekse, benim vazifem de bana düşenin peşine düşmek değil mi, yani Allah’ın benden muradını araştırmak, bana hususi lütfettiği nimetleri anlamaya çalışmak ve üzerime düşeni yapmak olarak algılıyorum. İnsan kendine ve özellikle başkalarına bu cihetle bakarsa, kendindeki ve başkalarındaki güzellikleri görmeye başlayacak, kardeşinin özelliklerini de kendininki gibi sahiplenecek, kıskançlıklar, başkası ile kıyaslamalar azalacak, bereket ve huzur ortamı gelecektir diye düşünüyorum. Biz de kendimizi keşfettikçe, o özellikleri bize bahşeden Sahibimize şükürle yönelecek ve apayrı bir huzur yudumlayacağız. Sanırım insanın kendini sevmesi, aslında Rabbini sevmesi ve bundan kaynaklanan huzurda gizli. Sizden farklı olarak sohbetinizde bahsetmiş olduğunuz interview sürecinde sorulan firmamıza nasıl bir katkı yapmayı düşünüyorsunuz sorusu, bana en anlamlı sorulardan birisi olarak geliyor. Siz diğerlerinden farklısınız, diğerleri de sizden farklı, firmamız bu işi yapıyor, sizin sahip olduğunuz nitelikler ile bu işteki katkınız ne olacaktır sorusu, kendini keşfetme yolculuğuna çıktınız mı gibi geliyor bana. Yani siz bu işle uyumlu musunuz, bizim göremediğimiz başka bir bakış açısıyla bakabilir misiniz bu işe veya artılarınız ne olur, siz burada yeşerebilecek bir elma çekirdeği misiniz, buradaki toprak, su, hava sizin için uygun mu, sahip olduğunuz bilgi, beceri ve nitelikler ile burayı güzelleştirebilir misiniz sorusu. Esasen bu sorunun cevabını verebilmek pek kolay değil ama verebildiğiniz taktirde mesleki olarak paterninizi de bir ölçüde belirlemiş oluyorsunuz gibi geliyor bana. Yaşadığımız toplumda güzel olan özelliklerden biri olarak görüyorum bu soruyu benim bakış zaviyemden, kendini mesleki olarak keşfetmenin bir basamağı olarak betimliyorum. Yazdıklarım, siz değerli insanların sohbetlerinden gelen esintiler. Tekrardan Allah sizlerden ebediyen razı olsun. Hizmetinizi binbir çeşitlendirsin, geleceğin nesillerine, içinde bulunduğumuz topluma, toplumlara ışık olsun, ömrünüzü hayırlı hizmetler ile bereketlendirsin. Kul olduğumuzu hiç unutturmasın, aklımızdan, yüreğimizden hiç eksik etmesin. Lütfen bizden de dualarınızı eksik etmeyin, çocuklarımın içinde Hakk yolun yolcusu olmaları, o yoldan hiç ayrılmamaları için dua ederseniz, dualarınızda unutmazsanız, çok memnun olurum. Haklarınızı helal ediniz. Nevada’dan sohbet halkanıza sonradan da olsa katılmaya çalışan bir kardeşiniz.
Allah razı olsun hocam 🤲sevgili Asuman senden de🌸Rabbim sevsin bizi sevdirsin sevdiklerini inşallah güzel insanlar… Hocam günümüz de evlilik gençlerin evlenmeden uzak durmasına nasıl bakışınız var bazen anne olarak geç olunca güç ve zor olacağını düşünüyorum bu konuda da sohbet etsek neleri başlık alır önceliğimiz ne olmalı derdik sorayım dedim güzel Hocam 💕
Kendini sevmek ve kendini beğenmek çok farklı şeyler, bende kendimi hatalarımla iyiliklerimle seviyorum, iyiliklerimi çoğaltmaya kendime ve insanlara elimden gelen iyiliklerimi çoğaltmaya çalışıyorum 🍀🍀🍀🍀🇹🇷
Slm N. Fazıl, otuz yaşlarına geldiğinde Abdulhakim Arvasi hz. İle tanışır. Gider gelir, namaza başlar bırakır... Bir zaman sonra aklına bir soru takılır. Acaba kabul edildim mi? Ben buraya layık mıyım? Bu yolun hakkını verebilir miyim? Vb. Gibi düşünürken Abdulhakim Arvasi hz. daha N. Fazıl sormadan, Necib bir gemi düşün demiş. Gemide şu vardır, bu vardır. Bi de paspas vardır, insanlar ayakkabılarını silerler. Paspastır, kirlidir ama yine de gemidedir. Der. Yani sen kendini kirli, günahkar da görsen artık gemidesin, der. O zaman N. Fazıl biraz rahatlar ve dine dört elle sarılır...
Küllenen imanımızı korkaştırıyorsunuz...Sizler den Rabbim ebeden razı olsun inşallah
Her hafta ruhumuzun nefsimizin aklımızın kalbimizin tamir bakım onarımı gibi bizleri haftalık bakıma aldığınız için ne kadar teşekkür etsem azdır
X
Ne kadar dolusunuz... Emine hocam hayranlıkla dinliyorum sizi
Bu soruyu ben de hep sormak istemiştim. Teşekkürler...
Harika bakış açıları 😃😍♥️
🤗 Göz hizasını izlerken ben
Allah razi olsun coook guzel
RABBİM
EBEDEN RAZI OLSUN🤲🏻🤲🏻Muhterem Emine hocam
Sevgili Asuman kardeşim
A.dan Z ye emeği geçen tüüm ekipman kardeşlerimize sonsuz teşekkürlerimizi
Kalbi muhabbetlerimizi iletiyoruz
ADİLİ MUTLAK OLAN HAKKA☝🏻EMANET OLUN
🤲Allah razı olsun 🤲
Allah razi olsun. Tatmin edici, doyurucu bir açıklama. Muzakerelerimizde bu konuya rast gelmiştik. Maalesef bu denli bir açıklama getirememiştik.
Genelde nefsimizle mücadele ederken çok yoruluyoruz . Benim bu sohbette dikkatimi çeken şey kalbimizi sevme meselesi . Daha önce kalbimi sevmem ve ona özen göstermem gerektiğini hiç düşünmemiştim . Bencenefsimizle mücadele ederken bizi zayıf düşüren en önemli etken kalbimizi ve ruhumuzu ihmal etmemiz,sevmememiz.. belki de nefsimizle yaptığımız kavga onları yoruyor ,belki bazen onlarda bu kavganın arasında kalıp hırpalanıyorlar.. bir hata yaptığım zaman kalbim ağrır , tövbe etsem de kendimi affedemem. O zamanlarda belki sadece nefsimi değil ,kalbimi ve ruhumu da suçlar, kendimden nefret ederim. Değersiz hissettiğimiz zaman aslında Allah'tan nasıl değer görmeyi beklediğimizi sorgulamalıyız bence .. yani Allah bize başarı veya güzellik vermişse mi değer vermiştir ..vermemişse bizi sevmiyor ,değer vermiyor mudur? Dünyada ki herkes bize değer vermeli mi? Yoksa sadece Allah'ın vermesi mi önemli olan ? Yoksa Bizim mi kendimize değer vermemiz lazım, değerli hissetmek için?
Hakiki imanı yakalayamamaktan kaynaklanan yaralara tiryak hükmündeki sohbetlerinizle Rabbim in izni ile şifa bulalım inş ablacım 🙏
Thanks!
Eşimle iki gün önce bu konuyu konuşmuştuk ben de Emine abla böyle bir sohbet yapsa çok güzel olur yazsak mı diye düşünürken program olup karşımıza geldi çok güzel oldu 🥰❤️
Haftalık ruhumuzun Abı hayatı olan göz hizasının mimarları âsumân kızımıza ve Emine hocamıza şükranlarımı sunuyorum
Haftalık programınızı takip etmeye çalışıyorum. Rabbim istifade edebilmeyi nasip eylesin.
Değerli Asuman ve Emine Ablacığım, sizleri çok seviyorum, yaptığınız programları seyretmeye ve istifade etmeye çalışıyorum. Böyle güzel bir hizmeti sunduğunuz için Allah sizlerden ebediyen razı olsun. Sizlerden ne kadar çok şey öğrendiğimi söylersem vaktim yazmakla geçer. Müsaadenizle ben sadece aklıma takılan, acaba dediğim hususları dile getirmek istiyorum.
İnsan kendini sevmeli mi sorusunda aklıma şu husus geldi. Nasıl ki elma çekirdeğinden elma ağacı, armut çekirdeğinden armut ağacı çıkıyor ve bizlere de çeşit çeşit elma ve armut ikram ediyor, öyle de Allah her insana ayrı kabiliyetler, hususiyetler, birini diğerinden ayırt edecek özellikler lütfediyor. Bize de belki vazifemizin bir parçası olarak, Allah’ın genlerimizin, ruhumuzun içlerine ektiği o hazineleri bulup çıkarmak ve hakkını vermek düşüyor. Yani biz kendimizi ne kadar keşfetsek, ondaki hazzı alacak, sahip olduklarımıza Allah’ın bir lütfu olarak bakacak, yaptıklarımızı, ettiklerimizi kendimize vermeyecek, Allah’ın vermiş olduğu bu lütufların hakkını daha iyi nasıl verebilirdim düşüncesi ile daha da derinleşme ihtiyacı duyacağız. Bu sayede gururdan uzaklaşacak ve işin aslını bu özellikleri bize bahşeden Allah’a vereceğiz. Bir örnek olarak, Hocaefendi’nin ‘sesimin tonunu daha iyi ayarlayamaz mıydım’ sözü aklıma geliyor ve inceliğin ne kadar derin olabileceğini anlamaya çalışıyorum. Sanıyorum bu inceliği niteliklerimizin içine nakşedebilsek başarıdan başarıya koşacağız Allah’ın izniyle.
Elma ağacından elma çıkıyor, binbir çeşit elma var, hepsi birbirinden güzel, hepsinin tadı ayrı. Biz insanlar da öyle değil miyiz, her birimizin apayrı özellikleri var, o halde elma ağacının vazifesi elma vermekse, benim vazifem de bana düşenin peşine düşmek değil mi, yani Allah’ın benden muradını araştırmak, bana hususi lütfettiği nimetleri anlamaya çalışmak ve üzerime düşeni yapmak olarak algılıyorum. İnsan kendine ve özellikle başkalarına bu cihetle bakarsa, kendindeki ve başkalarındaki güzellikleri görmeye başlayacak, kardeşinin özelliklerini de kendininki gibi sahiplenecek, kıskançlıklar, başkası ile kıyaslamalar azalacak, bereket ve huzur ortamı gelecektir diye düşünüyorum. Biz de kendimizi keşfettikçe, o özellikleri bize bahşeden Sahibimize şükürle yönelecek ve apayrı bir huzur yudumlayacağız. Sanırım insanın kendini sevmesi, aslında Rabbini sevmesi ve bundan kaynaklanan huzurda gizli.
Sizden farklı olarak sohbetinizde bahsetmiş olduğunuz interview sürecinde sorulan firmamıza nasıl bir katkı yapmayı düşünüyorsunuz sorusu, bana en anlamlı sorulardan birisi olarak geliyor. Siz diğerlerinden farklısınız, diğerleri de sizden farklı, firmamız bu işi yapıyor, sizin sahip olduğunuz nitelikler ile bu işteki katkınız ne olacaktır sorusu, kendini keşfetme yolculuğuna çıktınız mı gibi geliyor bana. Yani siz bu işle uyumlu musunuz, bizim göremediğimiz başka bir bakış açısıyla bakabilir misiniz bu işe veya artılarınız ne olur, siz burada yeşerebilecek bir elma çekirdeği misiniz, buradaki toprak, su, hava sizin için uygun mu, sahip olduğunuz bilgi, beceri ve nitelikler ile burayı güzelleştirebilir misiniz sorusu. Esasen bu sorunun cevabını verebilmek pek kolay değil ama verebildiğiniz taktirde mesleki olarak paterninizi de bir ölçüde belirlemiş oluyorsunuz gibi geliyor bana. Yaşadığımız toplumda güzel olan özelliklerden biri olarak görüyorum bu soruyu benim bakış zaviyemden, kendini mesleki olarak keşfetmenin bir basamağı olarak betimliyorum.
Yazdıklarım, siz değerli insanların sohbetlerinden gelen esintiler. Tekrardan Allah sizlerden ebediyen razı olsun. Hizmetinizi binbir çeşitlendirsin, geleceğin nesillerine, içinde bulunduğumuz topluma, toplumlara ışık olsun, ömrünüzü hayırlı hizmetler ile bereketlendirsin. Kul olduğumuzu hiç unutturmasın, aklımızdan, yüreğimizden hiç eksik etmesin. Lütfen bizden de dualarınızı eksik etmeyin, çocuklarımın içinde Hakk yolun yolcusu olmaları, o yoldan hiç ayrılmamaları için dua ederseniz, dualarınızda unutmazsanız, çok memnun olurum. Haklarınızı helal ediniz. Nevada’dan sohbet halkanıza sonradan da olsa katılmaya çalışan bir kardeşiniz.
Çok güzel bir program Oldu Allah razı olsun 🤲🌹🤲
Emeğinize sağlık teşekkürler iyiki varsınız Allah razı olsun
Slm Yıkılan sarayımdan tek bir nakış kalmadı... Dışa mıhlandı gözler, içe bakış kalmadı...! N. Fazıl
Allah razı olsun
Gene önemli konu ve güzel yorumlarınız için teşekkürler
Allah Razi olsun🌸
Allah razı olsun🤲emeklerinize sağlık👍👍🙏🙏💐💐
RABBİM HEPİNİZDEN RAZI OLSUN AMİİİİN
🌹☘️🌷🌷☘️💟
Allah razı olsun ❤️🤲
Allah razı olsun ,önemli bir konu 🌼🌸🌟🍀☘
Allah razi Olsun ins
Allah razı olsun hocam 🤲sevgili Asuman senden de🌸Rabbim sevsin bizi sevdirsin sevdiklerini inşallah güzel insanlar…
Hocam günümüz de evlilik gençlerin evlenmeden uzak durmasına nasıl bakışınız var bazen anne olarak geç olunca güç ve zor olacağını düşünüyorum bu konuda da sohbet etsek neleri başlık alır önceliğimiz ne olmalı derdik sorayım dedim güzel Hocam 💕
Cooook guzel ve cook faydali bu muhabbetiniz icin Allah razi olsun ebeden 💝💝
Muhabbetle 💐🌾🥀
Denge
Sırat i müstakim
Ve ayrım yapma becerisi
Kendim(ruhum,nefsim)
Cok guzel sorulara cok guzel ve tatmin edici cevaplar buluyorum. Allah razi olsun.
Allaha Emanet olu
🌹🌹🌹
Kendini sevmek ve kendini beğenmek çok farklı şeyler, bende kendimi hatalarımla iyiliklerimle seviyorum, iyiliklerimi çoğaltmaya kendime ve insanlara elimden gelen iyiliklerimi çoğaltmaya çalışıyorum 🍀🍀🍀🍀🇹🇷
İnsan kendini nasıl tanıyabilir
Tnx
🥀🌾
❤❤
🌹☘️🌹☘️
🌹🌹🌹🌹🌹♥️♥️♥️🤲
Promosyon helal mi haram mı bu konuya değinebilirseniz rica etsem..
🌷
☀️☀️☀️☀️☀️🌹🌹🌹🌹🌹
Nefis nedir
Ben beni beğenmiyorum. Beni beğeneni de beğenmiyorum.
Slm N. Fazıl, otuz yaşlarına geldiğinde Abdulhakim Arvasi hz. İle tanışır. Gider gelir, namaza başlar bırakır... Bir zaman sonra aklına bir soru takılır. Acaba kabul edildim mi? Ben buraya layık mıyım? Bu yolun hakkını verebilir miyim? Vb. Gibi düşünürken Abdulhakim Arvasi hz. daha N. Fazıl sormadan, Necib bir gemi düşün demiş. Gemide şu vardır, bu vardır. Bi de paspas vardır, insanlar ayakkabılarını silerler. Paspastır, kirlidir ama yine de gemidedir. Der. Yani sen kendini kirli, günahkar da görsen artık gemidesin, der. O zaman N. Fazıl biraz rahatlar ve dine dört elle sarılır...
*****
🤲Allah razı olsun 🤲
🌹🌹🌹🌹
❤❤❤
🌹🌹🌹