Dağlar ve toprak şiir Gecenin sessizlik çökünce gözlerime inceden bir sızı akıp yüreğime...! Adına hasret mi desem adına yokluk mi desem adına özlem mi desem ...! Adına sensizlik mi desem adına gurbet mi sıva mi desem ...! Adına sevda mi aşk mi desem...! Bir bütün sen onu veriyor gecenin sesi...! Dağlar çığlık çığlık haykırıyor...! Attığım her adım başka bir isyan...! Bir başka çığlık oluyor dağların sesi...! Ağıt yakar nice sevdalı gençlerine...! Botan da çiçek olur Dağlar...! Cûdî de Rustem Hakkari de Revan olur Mehmed olur Baz olur Mordem olur Rüzgar olur...! Zagroslar da Rojîn e ağıt yakar dağlar ...! Gözleri kapalı İstanbul u dinleyenler varken ben bütün yüreğim açık seni dinliyorum dağlar...! Dêrik ta Xabat a yanıyorsun...! Garzan da Arjîn a ağlıyorsun...! Gözyaşlarınla yeni yeni Berfin ler filizlendiryorsun...! Erzurum da Mahîr ler uğurluyorsun...! İçtiğin kanla besleniyorsun dağlar...! Bağırına düşen her bir bedende yüceliyorsun gönlümde...! Daha da bir kutsal oluyorsun...! Kerboran da Armanc oluyorsun...! Erciş te şair yürekli bir Aram...! Hazro da şahin bakışlı bir Civan oluyorsun..! Dirbêsîyê de Canda savdalaniyorsun ovalardan kendine çekiyorsun...! Sevdalaniyorsun Bağırına alıyorsun...! Sevdalaniriyorsun doğruluklarine çıkartıyorsun...! Çinar da Rustem oldun yetmedi...! İki aylık Hebûn aldın bağrına...! Çermik da çekik gözlü çırpınan bir Hakkî oldun...! Ağlatin anneleri yürekleri yaktın düşleri yarım bıraktın...! Amed te durmaksızın yükseliyor yeni yeni bedenler alıyorsun bağrına...! Efsaneleştiriyorsun Amed i efsaneleri alarak efsane öyküleri bırakarak...! Ergeni de Rojhat yoldaş uğurladın...! Licê da Nûman komutan karşladin...! Serxwebûn i gönderdin Hanê ye...! Axîn in ağıtlarıyla Ağlatin ve haykırdın Amed i...! Şimdi çığlık çığlığa dağlar...! Her bir adımda bir başka ağıt yeni bir Axîn nasıl alabildin bağrına...! Toprağa sığmazdi ki o yiğit o güzel bedenler yerinde durmazlerdi ki...! Nasıl bir kalıba koydun bedenleri yoldaşlarımın...! Ya kinimi öfkemi nefretimi nasıl bir kalıba koymaya başaracaksın başarabilecek misin...! Zeytin gözlü güzel yüzlü sırma saçlı Roza yi Gevaş ta mi habs edeceksin toprağa habs edebileceğinie mi zannediyorsun...! O toprak isyankar yürekleri dizginleyebilir mi zannediyorsun...! Deli başlı Harûn Siverek de mi dizginleyeceksin...! Durdurabilecek misin öfkelerimizi...! Yolculuğumuz sende sonlanacak belki en son durağımız olacaksın toprak...! Ey zıtlıklari diyalektikleri eş zamanlı yaşatan hayat...! Nasıl ki tohum can verdiğinde sana minnettar kalıyorsa...! Bizden uzaklaştirdiğin her bir bedende öfke duyuyoruz sana...! Aslında öfkemiz sana değil yoldaşlarımızı zamansız bağrına gönderen düşmanıdır...! Özgürlüğü yakalayamadiğimiz zamandır zamanı yakalamayan hızı ulaşamayan kendimizedir...! Her daim bize annelik eden bizi kolayan bizi Bağırına basan toprak...! Son durağımız olacaksın dağlarda ki özgürlük yolculuğumuz...! Ama kolay ölmek de yakışmaz bize geleceksem koyanına büyük bir zihniyet ölümüyle gelmeliyim...! Sen beni sarıp sarmalinda özgürlüğü de sarıp sarmalayan yoldaşlarım olabilmeli...! İntikamlarin hırsı yüreğin öfkesi dendiği den buluşmaliyiz...! İşte o zaman ağıtlarla değil türkülerle sarmalisin...!
Dağlar ve toprak şiir
Gecenin sessizlik çökünce gözlerime inceden bir sızı akıp yüreğime...!
Adına hasret mi desem adına yokluk mi desem adına özlem mi desem ...!
Adına sensizlik mi desem adına gurbet mi sıva mi desem ...!
Adına sevda mi aşk mi desem...!
Bir bütün sen onu veriyor gecenin sesi...!
Dağlar çığlık çığlık haykırıyor...!
Attığım her adım başka bir isyan...!
Bir başka çığlık oluyor dağların sesi...!
Ağıt yakar nice sevdalı gençlerine...!
Botan da çiçek olur Dağlar...!
Cûdî de Rustem Hakkari de Revan olur Mehmed olur Baz olur Mordem olur Rüzgar olur...!
Zagroslar da Rojîn e ağıt yakar dağlar ...!
Gözleri kapalı İstanbul u dinleyenler varken ben bütün yüreğim açık seni dinliyorum dağlar...!
Dêrik ta Xabat a yanıyorsun...!
Garzan da Arjîn a ağlıyorsun...!
Gözyaşlarınla yeni yeni Berfin ler filizlendiryorsun...!
Erzurum da Mahîr ler uğurluyorsun...!
İçtiğin kanla besleniyorsun dağlar...!
Bağırına düşen her bir bedende yüceliyorsun gönlümde...!
Daha da bir kutsal oluyorsun...!
Kerboran da Armanc oluyorsun...!
Erciş te şair yürekli bir Aram...!
Hazro da şahin bakışlı bir Civan oluyorsun..!
Dirbêsîyê de Canda savdalaniyorsun ovalardan kendine çekiyorsun...!
Sevdalaniyorsun Bağırına alıyorsun...!
Sevdalaniriyorsun doğruluklarine çıkartıyorsun...!
Çinar da Rustem oldun yetmedi...!
İki aylık Hebûn aldın bağrına...!
Çermik da çekik gözlü çırpınan bir Hakkî oldun...!
Ağlatin anneleri yürekleri yaktın düşleri yarım bıraktın...!
Amed te durmaksızın yükseliyor yeni yeni bedenler alıyorsun bağrına...!
Efsaneleştiriyorsun Amed i efsaneleri alarak efsane öyküleri bırakarak...!
Ergeni de Rojhat yoldaş uğurladın...!
Licê da Nûman komutan karşladin...!
Serxwebûn i gönderdin Hanê ye...!
Axîn in ağıtlarıyla Ağlatin ve haykırdın Amed i...!
Şimdi çığlık çığlığa dağlar...!
Her bir adımda bir başka ağıt yeni bir Axîn nasıl alabildin bağrına...!
Toprağa sığmazdi ki o yiğit o güzel bedenler yerinde durmazlerdi ki...!
Nasıl bir kalıba koydun bedenleri yoldaşlarımın...!
Ya kinimi öfkemi nefretimi nasıl bir kalıba koymaya başaracaksın başarabilecek misin...!
Zeytin gözlü güzel yüzlü sırma saçlı Roza yi Gevaş ta mi habs edeceksin toprağa habs edebileceğinie mi zannediyorsun...!
O toprak isyankar yürekleri dizginleyebilir mi zannediyorsun...!
Deli başlı Harûn Siverek de mi dizginleyeceksin...!
Durdurabilecek misin öfkelerimizi...!
Yolculuğumuz sende sonlanacak belki en son durağımız olacaksın toprak...!
Ey zıtlıklari diyalektikleri eş zamanlı yaşatan hayat...!
Nasıl ki tohum can verdiğinde sana minnettar kalıyorsa...!
Bizden uzaklaştirdiğin her bir bedende öfke duyuyoruz sana...!
Aslında öfkemiz sana değil yoldaşlarımızı zamansız bağrına gönderen düşmanıdır...!
Özgürlüğü yakalayamadiğimiz zamandır zamanı yakalamayan hızı ulaşamayan kendimizedir...!
Her daim bize annelik eden bizi kolayan bizi Bağırına basan toprak...!
Son durağımız olacaksın dağlarda ki özgürlük yolculuğumuz...!
Ama kolay ölmek de yakışmaz bize geleceksem koyanına büyük bir zihniyet ölümüyle gelmeliyim...!
Sen beni sarıp sarmalinda özgürlüğü de sarıp sarmalayan yoldaşlarım olabilmeli...!
İntikamlarin hırsı yüreğin öfkesi dendiği den buluşmaliyiz...!
İşte o zaman ağıtlarla değil türkülerle sarmalisin...!
Spas keda tê sax be
@@Rubarjiyansipas xweş🙏🙏
😢😢😢😢✊✌️✊✌️✊✌️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️😭😭😭😭😭😭😭şehid namırın 🙏🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️