- Видео 236
- Просмотров 29 154
Voleybolun Unutulmazları Derneği
Добавлен 12 окт 2023
VUD Üyelerimizi Tanıyoruz Fahri Üye-018 HAKKI GÖK (13 Ekim 2024)
Voleybolun Unutulmazları Derneği 018 nolu fahri üyesi Sevgili Hakkı Gök alkışlarla takdimimizdir.
HAYDİ ÜYELERİMİZİ TANIYALIM
Üç sorumuz var:
*Kendinizi kısaca tanıtır mısınız…
*Voleybolun Unutulmazları Derneği hakkında düşünceleriniz…
*VUD’dan beklentileriniz, önerileriniz, katkılarınız…
Röportajlar için Sevgili Hilal Apaydın’a teşekkür ederiz.
#vud #voleybolununutulmazları #voleybolununutulmazlaridernegi #voleybolununutulmazlarıansiklopedisi #vubüyükbuluşma #vubiztakımı #vudüyelerimizitanıyalım #üyelerimizitanıyalım #kütüphaneleryeraçın #gurbetkuşları #kütüphaneimzaturu #vudçatkapı #voleybolluhayatlar #setlerveyıllar #nesildennesilevoleybol #volleyball #vudetkinlikleri #vudeskişehirde #voley...
HAYDİ ÜYELERİMİZİ TANIYALIM
Üç sorumuz var:
*Kendinizi kısaca tanıtır mısınız…
*Voleybolun Unutulmazları Derneği hakkında düşünceleriniz…
*VUD’dan beklentileriniz, önerileriniz, katkılarınız…
Röportajlar için Sevgili Hilal Apaydın’a teşekkür ederiz.
#vud #voleybolununutulmazları #voleybolununutulmazlaridernegi #voleybolununutulmazlarıansiklopedisi #vubüyükbuluşma #vubiztakımı #vudüyelerimizitanıyalım #üyelerimizitanıyalım #kütüphaneleryeraçın #gurbetkuşları #kütüphaneimzaturu #vudçatkapı #voleybolluhayatlar #setlerveyıllar #nesildennesilevoleybol #volleyball #vudetkinlikleri #vudeskişehirde #voley...
Просмотров: 62
Видео
VUD Üyelerimizi Tanıyoruz Üye-0023 ATIF TEZERTEN (13 Ekim 2024)
Просмотров 107 часов назад
Voleybolun Unutulmazları Derneği 0023 nolu üyesi Sevgili Atıf Tezerten alkışlarla takdimimizdir. HAYDİ ÜYELERİMİZİ TANIYALIM Üç sorumuz var: *Kendinizi kısaca tanıtır mısınız… *Voleybolun Unutulmazları Derneği hakkında düşünceleriniz… *VUD’dan beklentileriniz, önerileriniz, katkılarınız… Röportajlar için Sevgili Hilal Apaydın’a teşekkür ederiz. #vud #voleybolununutulmazları #voleybolununutulmaz...
VUD Üyelerimizi Tanıyoruz Üye-0030 GAMZE ADANIR (13 Ekim 2024)
Просмотров 887 часов назад
Voleybolun Unutulmazları Derneği 0030 nolu fahri üyesi Sevgili Gamze Adanır alkışlarla takdimimizdir. HAYDİ ÜYELERİMİZİ TANIYALIM Üç sorumuz var: *Kendinizi kısaca tanıtır mısınız… *Voleybolun Unutulmazları Derneği hakkında düşünceleriniz… *VUD’dan beklentileriniz, önerileriniz, katkılarınız… Röportajlar için Sevgili Hilal Apaydın’a teşekkür ederiz. #vud #voleybolununutulmazları #voleybolununut...
VUD Üyelerimizi Tanıyoruz Fahri Üye-005 İNCİ ÖZKAN (12 Ekim 2024)
Просмотров 1017 часов назад
Voleybolun Unutulmazları Derneği 005 nolu fahri üyesi Sevgili İnci Özkan alkışlarla takdimimizdir. HAYDİ ÜYELERİMİZİ TANIYALIM Üç sorumuz var: *Kendinizi kısaca tanıtır mısınız… *Voleybolun Unutulmazları Derneği hakkında düşünceleriniz… *VUD’dan beklentileriniz, önerileriniz, katkılarınız… Röportajlar için Sevgili Hilal Apaydın’a teşekkür ederiz. #vud #voleybolununutulmazları #voleybolununutulm...
VUD Üyelerimizi Tanıyoruz Üye-0164 FİLİZ DEMİREL HERGÜNER (12 Ekim 2024)
Просмотров 97 часов назад
Voleybolun Unutulmazları Derneği 0164 nolu üyesi Sevgili Filiz Demirel Hergüner alkışlarla takdimimizdir. HAYDİ ÜYELERİMİZİ TANIYALIM Üç sorumuz var: *Kendinizi kısaca tanıtır mısınız… *Voleybolun Unutulmazları Derneği hakkında düşünceleriniz… *VUD’dan beklentileriniz, önerileriniz, katkılarınız… Röportajlar için Sevgili Hilal Apaydın’a teşekkür ederiz. #vud #voleybolununutulmazları #voleybolun...
VUD Üyelerimizi Tanıyoruz Üye-0079 ERDAL TÜRKER (12 Ekim 2024)
Просмотров 227 часов назад
Voleybolun Unutulmazları Derneği 0079 nolu üyesi Sevgili Erdal Türker alkışlarla takdimimizdir. HAYDİ ÜYELERİMİZİ TANIYALIM Üç sorumuz var: *Kendinizi kısaca tanıtır mısınız… *Voleybolun Unutulmazları Derneği hakkında düşünceleriniz… *VUD’dan beklentileriniz, önerileriniz, katkılarınız… Röportajlar için Sevgili Hilal Apaydın’a teşekkür ederiz. #vud #voleybolununutulmazları #voleybolununutulmazl...
VUD Üyelerimizi Tanıyoruz Üye-0080 KAZIM TOKAT (11 Ekim 2024)
Просмотров 157 часов назад
Voleybolun Unutulmazları Derneği 0080 nolu üyesi Sevgili Kazım Tokat alkışlarla takdimimizdir. HAYDİ ÜYELERİMİZİ TANIYALIM Üç sorumuz var: *Kendinizi kısaca tanıtır mısınız… *Voleybolun Unutulmazları Derneği hakkında düşünceleriniz… *VUD’dan beklentileriniz, önerileriniz, katkılarınız… Röportajlar için Sevgili Hilal Apaydın’a teşekkür ederiz. #vud #voleybolununutulmazları #voleybolununutulmazla...
VUD Üyelerimizi Tanıyoruz Üye-0074 MUZAFFER ÖĞÜTVEREN (11 Ekim 2024)
Просмотров 57 часов назад
Voleybolun Unutulmazları Derneği 0074 nolu üyesi Sevgili Muzaffer Öğütveren alkışlarla takdimimizdir. HAYDİ ÜYELERİMİZİ TANIYALIM Üç sorumuz var: *Kendinizi kısaca tanıtır mısınız… *Voleybolun Unutulmazları Derneği hakkında düşünceleriniz… *VUD’dan beklentileriniz, önerileriniz, katkılarınız… Röportajlar için Sevgili Hilal Apaydın’a teşekkür ederiz. #vud #voleybolununutulmazları #voleybolununut...
VUD Üyelerimizi Tanıyoruz Üye-0035 ŞABAN BÜLENT MERİÇ (11 Ekim 2024)
Просмотров 437 часов назад
Voleybolun Unutulmazları Derneği 0035 nolu üyesi Sevgili Bülent Meriç alkışlarla takdimimizdir. HAYDİ ÜYELERİMİZİ TANIYALIM Üç sorumuz var: *Kendinizi kısaca tanıtır mısınız… *Voleybolun Unutulmazları Derneği hakkında düşünceleriniz… *VUD’dan beklentileriniz, önerileriniz, katkılarınız… Röportajlar için Sevgili Hilal Apaydın’a teşekkür ederiz. #vud #voleybolununutulmazları #voleybolununutulmazl...
VUD Üyelerimizi Tanıyoruz Üye-0102 HÜSEYİN DÜZCELER (29 Eylül 2024)
Просмотров 129 часов назад
Voleybolun Unutulmazları Derneği 0102 nolu üyesi Sevgili Hüseyin Düzceler alkışlarla takdimimizdir. HAYDİ ÜYELERİMİZİ TANIYALIM Üç sorumuz var: *Kendinizi kısaca tanıtır mısınız… *Voleybolun Unutulmazları Derneği hakkında düşünceleriniz… *VUD’dan beklentileriniz, önerileriniz, katkılarınız… #vud #voleybolununutulmazları #voleybolununutulmazlaridernegi #voleybolununutulmazlarıansiklopedisi #vubü...
Setler ve Yıllar Konuk: "ORAL YILMAZ" ( 08 Kasım 2024 )
Просмотров 3216 часов назад
Voleybolun Unutulmazları Derneğinin VUD Canli kanalında fahri üyemiz Sevgili Hilal Apaydın'ın (@mariapadaam Mari) sunup yönettiği "Setler ve Yıllar" programının bu haftaki konuğu Türk Voleyboluna hem oyuncu hem antrenör olarak çok uzun yıllar damga vurmuş bir kişi. Galatasaray Spor Kulübü’nün “Yenilmez Armada” olarak nitelendirilen şampiyon kadrosundan bir isim, çok değerli bir büyüğümüz. Sayın...
VUD GENÇLERLE BULUŞUYOR (12 Ekim 2024) Eskişehir
Просмотров 1116 часов назад
VOLEYBOLUN UNUTULMAZLARI DERNEĞİ GENÇLERLE BULUŞUYOR Yer: Sam Royal Otel (Modernity) Tepebaşı/Eskişehir Tarih: 13 Ekim 2024 Pazar Saat: 11:00-13:00 KONUŞMACILAR 0004-SEMİH SOYER VUD Kurucu Üyesi, Milli Voleybolcu, Yönetici 0022-TANJU ÖZENÇ Milli Voleybolcu, Eski Voleybol Vakfı Başkanı, İş İnsanı 0030-GAMZE ADANIR Milli Voleybolcu, İş İnsanı 0035-BÜLENT MERİÇ Milli Voleybol Antrenörü, Eski TVOLA...
Voleybolun Unutulmazları Derneği Eskişehir’de (13 Ekim 2024) VUD GENÇLERLE BULUŞUYOR
Просмотров 2219 часов назад
#vud #voleybolununutulmazlarıderneği #vudeskişehirde Eskişehir deplasmanındaki son gün de geldi işte... Ne demiştik geç olsun güç olmasın. İzleyicilerden gecikme için özür dileriz. “Biz” de enerji bitmez demiştik, dediğimiz gibi de oldu. Ne yalan söyleyeyim 13 Ekim Pazar beni biraz endişelendiriyordu katılım açısından. İl Temsilciliğine haber verdik, tüm takımların alt yapı antrenörlerine ulaşt...
Voleybolun Unutulmazları Derneği Eskişehir’de (12 Ekim 2024) PART-2
Просмотров 4314 дней назад
#vud #voleybolununutulmazlarıderneği #vudeskişehirde Siz şimdi bu grup Eskişehir’de hep ciddi işler mi yaptı dersiniz? 🙄🙄🙄 Yooooo bunca voleybolcu bunca yıl sonra deplasman havasında bir gezi yaparsa he he az sonra izleyecekleriniz elbette ki kaçınılmaz… Önce Eskişehir turu, gezelim görelim bilgilenelim. Ardından aç karnımızı doyuralım son olarak da geceyi vur patlasın çal oynasınla tamamlayalı...
GURBET KUŞLARI “AYCAN GÖKBERK KARA & HALDUN KARA (04 Ocak 2025)
Doğdunuz ve Büyüdüğünüz yer mi yoksa Doyduğunuz ve Ürediğiniz yer mi? Dünya kazan, Voleybol kepçe… Türk voleybolu dünyanın her yerinde… Çeşitli nedenlerle Türkiye dışında yaşamış/yaşayan voleyboldaşlarımızla 0017 nolu VUD üyemiz Sevgili Attila Şaylan'ın gerçekleştirdiği söyleşiler her ayın ilk Cumartesi günü Türkiye saatiyle 11.00'de Voleybolun Unutulmazları Derneği RUclips ( @voleybolununutulm...
Voleybolun Unutulmazları Derneği Eskişehir’de (12.10.2024) VUD HATIRA ORMANI-Odunpazarı Belediyesi
Просмотров 8814 дней назад
Voleybolun Unutulmazları Derneği Eskişehir’de (12.10.2024) VUD HATIRA ORMANI-Odunpazarı Belediyesi
GURBET KUŞLARI “SAFFET ERAYBAR” (İsveç) 07 Aralık 2024
GURBET KUŞLARI “SAFFET ERAYBAR” (İsveç) 07 Aralık 2024
GURBET KUŞLARI “YURDAGÜL IŞIKÇI YAĞLIOĞLU” (Almanya) 02 Kasım 2024
Просмотров 19621 день назад
GURBET KUŞLARI “YURDAGÜL IŞIKÇI YAĞLIOĞLU” (Almanya) 02 Kasım 2024
Voleybolun Unutulmazları Derneği Eskişehir’de (11 Ekim 2024) VUD-60 + Tazelenme Elele
Просмотров 2228 дней назад
Voleybolun Unutulmazları Derneği Eskişehir’de (11 Ekim 2024) VUD-60 Tazelenme Elele
Voleybolun Unutulmazları “VUD & ANADOLU TAZELENME ELELE” (11 Ekim 2024)
Просмотров 6828 дней назад
Voleybolun Unutulmazları “VUD & ANADOLU TAZELENME ELELE” (11 Ekim 2024)
Setler ve Yıllar Konuk: "TEKİN ATEŞNAL" ( 25 Ekim 2024 )
Просмотров 32528 дней назад
Setler ve Yıllar Konuk: "TEKİN ATEŞNAL" ( 25 Ekim 2024 )
Setler ve Yıllar Konuk: "ERKAN YASA" ( 10 Ekim 2024 )
Просмотров 4628 дней назад
Setler ve Yıllar Konuk: "ERKAN YASA" ( 10 Ekim 2024 )
Gülnur Özfer Görgün’le “ÇAT KAPI”da bu hafta: BÜLENT SELÇUK & ATİLLA SELÇUK
Просмотров 150Месяц назад
Gülnur Özfer Görgün’le “ÇAT KAPI”da bu hafta: BÜLENT SELÇUK & ATİLLA SELÇUK
Setler ve Yıllar Konuk: "TAMER KIRKLAR" ( 27 Eylül 2024 )
Просмотров 56Месяц назад
Setler ve Yıllar Konuk: "TAMER KIRKLAR" ( 27 Eylül 2024 )
Gülnur Özfer Görgün’le “ÇAT KAPI”da bu hafta: HÜSEYİN DÜZCELER & DUYGU DÜZCELER (06 EKİM 2024)
Просмотров 326Месяц назад
Gülnur Özfer Görgün’le “ÇAT KAPI”da bu hafta: HÜSEYİN DÜZCELER & DUYGU DÜZCELER (06 EKİM 2024)
GURBET KUŞLARI “NURULLAH ŞAMAN” (İngiltere) 05 Ekim 2024
Просмотров 135Месяц назад
GURBET KUŞLARI “NURULLAH ŞAMAN” (İngiltere) 05 Ekim 2024
Gülnur Özfer Görgün’le “ÇAT KAPI”da bu hafta: ATAMAN GÜNEYLİGİL & NİHAN YELDAN GÜNEYLİGİL
Просмотров 2892 месяца назад
Gülnur Özfer Görgün’le “ÇAT KAPI”da bu hafta: ATAMAN GÜNEYLİGİL & NİHAN YELDAN GÜNEYLİGİL
Setler ve Yıllar Konuk: "ABDULLAH SEZER" ( 13 Eylül 2024 )
Просмотров 782 месяца назад
Setler ve Yıllar Konuk: "ABDULLAH SEZER" ( 13 Eylül 2024 )
SAM bizim vizyonumuz Spor Araştırmaları Merkezi’nin kısaltması gibi👍
Eğlenirken iş görmek ne büyük bir şans şu hayatta👏👏👏
40 sene çalıştıktan sonra 15 yıl teknik kitap tercümesi 7 yıl Tazalenme Üniv … emeklilik de neymiş? Daha yeni yola çıkmış bir ağabeyimiz👏👏👏
Küpeler süper👍 maalesef yakında bir ekran olduğundan sürekli titreyen bir ışık geliyor. Ses ve görüntü kalitesi güzel ama sanırım tripod olmadığından kadrajı stabil tutamamış. Edebiyat tahsilinin kendini ifade etme becerisine katkısı bariz. Bize değer katacağı tartışmasız bir üye daha👏👏👏
70’e yakın ülkede görev yapmış olmak? Gurbet Kuşları için at sepete bir isim daha. Amatör telsizci ileride bir doğal afet durumunda en büyük ihtiyaç olan iletişime güzel bir çözüm olabilir👍
BM bir efsane👏👏👏 Liseyi üniversite yaşında bitirmiş. Eğer bir de üniversite okusaydı milenyumu bulurdu👍 Altınyuvt kadar cebine kiraz dolsun😊
Oralcım seni gördüğüm için çok sevindim Selam ve sevgiler ❤
👏🏻👏🏻👏🏻
Başta, Başkanımız Gülnur Özfer Görgün olmak üzere, katılanlara ve destek olanlara sonsuz teşekkürler. Her birini tebrik ediyorum.
Harika bir etkinlik olmuş,emeği geçenlere çok çok teşekkürler. Her yıl farklı şehirde vatani yeşillendireceğiz.🌲🌲🌲
Yurda cım 1981 deki İzmir genç milli takım hazırlık kamplarında tanıştığım gördüğüm en pozitif, en birleştirici, çok sevgi dolu, tüm sevdiklerine yetişen ve birleştiren harika bir insandır. Çok iyi bir eş, anne, dost ve öğretmendir. Benim de canciğer dostum, hayatımın şahidi ve canımdır. Ailesi ailem, Suha canım eniştem , Tigin ve Tilbe de çocuklarımdır❤️🥰. İyi ki varsın tatlım, daha nice birlikte yıllar geçirme dileğimle…❤️🌺🙏🧿
Yurdagül.ün bahsettiği takım o yılların efsane takımıydı. gerçekten file önüne dizildiklerinde karşı sahayı görmek zorlaşırdı. bazen kafa kafaya giden setlerde rahmetli Cengiz ağabey bahsettiği üçlü yü öne yerleştirir , ve set bloklarla biterdi. seyretmeye doyamadığım bir şeydi bu. Antrenörlük yaptığım zamanlarda da takıma uzun kız geldiği zaman bu kombinasyonu düşünür fırsat buldukça yapmaya çalışırdım.
Yurdammmm ♥️♥️♥️ Almanya deplasmanını orada yapacaklarımızı senin şahoş fikirlerini uzun uzun konuşup planlayacağız He heyyyttt 🤩🤩🤩 Fas’tan Almanya’ya uçan, bu şahane Gurbet Kuşlarını yapan VUD ailemizin en çalışkan en yerinde duramayan üyesi Attila Şaylan’cığım eline koluna yüreğine sağlık Ben bayılıyorum bu programa üstelik ben daha Çat Kapıyı da çekeceğim Yağlıoğlu Ailesiyle… Daha çok işimiz var daha çokkk 😀😀😀 Sarılırım hasretle kucaklarım ikinizi de ♥️
Aynı zaman diliminde aynı parkeleri ıslattığınız insanların hikayelerini 30-40 yıl sonra dinlemek insanda tuhaf hisler yaratıyor. Her şeyden önce, evet ben de voleybol oynadım gerçeğinin araya iş, evlilik, çocuklar ve bilumum alakasız şeyler girdikten sonra ayan beyan ortaya çıkmasının hazzı muazzam bir tatmin yaratıyor. Zira yaşamınızın çok büyük kısmında birlikte zaman geçirdiğiniz kişiler sizin parlak voleybol yıllarınıza şahitlik etmemiş olabiliyor. Gündelik telaşeler o sporcu rutinlerini, hissiyatını, tat ve kokularını silikleştiriyor. İyi ki VUD'un bu kayıtları paylaşılıyor da biz de aslında o günlerin hayal değil gerçek olduğunu hatırlıyoruz. Hüseyin'in pasörlüğünü gayet iyi hatırlıyorum. Hoş bir insan nasıl 43 yıl fiilen voleybolcu olarak farklı liglerde mücadele edebilir tahayyül bile edemiyorum. Bendeniz 10-12 yıl ancak sürdürebildim voleybol hayatımı. O yüzden Düzceler'i hatırlamayan nesil bulmak çok zor olsa gerek. Sanki Türk erkek voleybolu onun etrafına insaa edilmiş gibi bir hissiyat uyandırıyor insanda. Bu kadar yüksek hırs ve inat olmasa zaten bu kadar uzun süre sahalarda olamazdı. Ha bu arada sanmayın ki artık voleybolu bırakmış köşesinde oturuyor. Kanunlarla getirilen yaş sınırlamalarına inat veteran liglerinde hala cayır cayır pas dağıtmakta sevgili Hüseyin. Laf arasında, artık etti be! Dünya'nın (rahmet olsun) sana verdiği o kondomları parmaklarından çıkartabilirsin arkadaşım, smaçörlerin anaları hamile kalacaklarsa kalsınlar. Her şeyi de pasörlerden beklememek lazım değil mi? Bostancı iskelesi görüntüleri beni sabah namazını müteakiben soluğu aldığım ve kurşunsuz oltalarla balık avlamaya çalıştığımız çocukluk yıllarına götürdü. Küçükyalı tarafında plaj, Kadıköy yönünde yalılar ve pırıl pırıl bir deniz. Çatalçeşme'den kiralanan sandalllarla siya siya çakara gidiş ve oradan topladığımız midyeleri mendirekte yakılan ateş üzerinde vita tenekesinde pişirme maceraları. Altıntepe'den itibaren E5'e kadar semte adını veren bostanlar. Evin kapısında beliren kedi-köpek sayısı ev halkından fazlaydı. Hala aktif spor yapmanın verdiği güvenle dikine ince çizgili gömlek giyebilen Hüseyin ile sohbet başladı. (Ben giysem çift yarık deneyi olur, o gömleği) Çocuk yaşta kaybettiği marangoz babası Hamdi beyin ardından siyahla beyaz farkında bir hayatları olmuş. Zaten dedesi de at arabaları yapan bir marangozmuş. Evdeki güzel ahşap mobilyaların kaynağı böylece anlaşıldı. Bursa Papazçeşme doğumlu, Merinos Fabrikasının kurulduğu semt. Hani asrın liderimizin yirmi yılda satıp savdığı üzerine de 4 misli borç taktığı canım ülkemin milli serveti olan fabrikalardan. Babanın vefatı sonrası herkes geçim derdine düşmüş. Hüseyin de tez elden para kazanmak için meslek lisesinde muhasebe okumuş. Ya orta sonda karlar üzerinde oynarken keşfedilen voleybol yeteneği ıskalansaymış? Mako'dan emekli muhasebeci olurdum diyor bodoslamadan. Voleybolun bize kattıklarını, açtığı kapıları dikkate almadığımızda sanki herşey çok normal gibi gözüküyor değil mi? Ya voleybol olmasaydı sorusuyla filmi başa sardığımızda bile yeterince algılayabileceğimizi sanmıyorum. Sonuçta ortaokulda başladığı voleybol tüm bir hayatını kapsamış. Gerek oyuncu gerek antrenör gerekse veteran olarak kendini bildi bileli voleybol tutkusu hep içindeymiş. İnşallah daha uzun yıllar da sağlıkla böyle devam eder. Evin incisi Duygu kızımız da (benim kızımla yaşıt) herşeyden önce o pırıl pırıl gülüşüyle kalbimizi çeliyor. İçten, sıcak ve tüm cafcaflı iletişim protokollerini bir anda by pass eden bir ifadesi var. Üzerinde dantelli hoş bir bluz ve yaka mikrofonlarından birinin yeşil led ışığı altında parıldayan bir yıldız. Bu arada köpeklerden bir tanesi bayıra sırt üstü yatır beni, röportaj boyunca biteviye kaşı beni modunda. Türkiye'de Vakıfbank'taki karıyerine 4 sene ara verip Amerika'da burslu olarak okumaya gitmiş. Demek ki sporla eğitim bir arada olabiliyormuş. Zira oralarda bunlara siyam ikizi muamelesi yapıldığını anlattı Duygu. Mesela sporda ne kadar başarılı olursan ol, derslerin de iyi değilse bursun da kesiliyor, takım da seni atıyormuş. Orada 3 yıl konferans şampiyonu olmuşlar. Takım da Birleşmiş Milletler gibiymiş hani. Bunun nasıl bir zenginlik olduğunu hayat inşallah gösterecektir. Gerçi Duygu babası gibi hırslı olmadığını itiraf ediyor. Yakın zamanda planladığı Kalbim Ege'de Kaldı kaçışı sonrası belki de pat diye pas atmayı kesiverebilir. Ne olursa olsun voleybolun bu aileye kattıkları ayan beyan ortada. Evin hanımı Meltem ise pek çok gizli kahraman gibi işin mutfağında çalışmayı sürdürüyor. Biz tabii biliyoruz ki bu işler pasör baba ve pasör kızla olamazdı. Güzel aileye güzel bir gelecek diliyoruz.
Çok güzel bir söyleşi Hepinizi çok öpüuorum
Hepinize sevgiler
Bu seriyi zevkle izliyorum. Ellerinize sağlık😊
@@mtbagli2 Çok teşekkür ederiz ilginize Sevgi ve saygılar
Sevgili Nurullah Abi sizi bu kadar yakından tanımak ne güzel oldu. Katılımınız için çok teşekkürler. Fas-İngiltere-Türkiye hepimiz buluştuk. 😀👏👏👏😀 Attilacığım emeklerine, çabalarına sonsuz teşekkürler 🤩 Sıcak, samimi bir sohbet 🌟🌟🌟
Bu sefer çat diye çalacak bir kapının olmadığı mekandaydı Başkanne. İstanbul'un dışında daha çok karavanların ve kamp severlerin bildiği doğa içinde bir alanda Güneyligil ailesine konuk olduk. Fondaki rüzgar gülleri ve dekoratif yol tabelaları dışında çalılıklardan fırlayan tavuklar ve konukları rahat bırakmayan sinekler arasında doğal bir röportaj izledik. Ataman'ın babası SAT subayıymış. Paraşüt, tenis, bisiklet, kayak, açık deniz yüzme vb gibi sporların yanında voleybol da oynamış tabii. Çocuklukta yaramazlık yap; ama yakalanma prensibini uygulamış. Sayısalcı bir kafa yapısında ve oldukça detaycı bir kişilik. Dizi film ve Rock müzik ilgi alanları içinde. Karavanda yaşamak aslında sadeliktir. Altınyurt tedrisatından geçenlerden birisi Ataman. Ancak antrenörlüğe hızlı bir geçiş yamış ve hazmede hazmede basamakları tırmanarak sonuçta en üst seviyede baş antrenörlük seviyesine de ulaşmış. Biz kendisini uzun ve başarılı GS Kadın Voleybol Takımı koçluğundan hatırlıyoruz. Hatta bu sene için Yunanistan'ın Paok takımına transfer olduğunu duyduğumuzda gururlanmıştık. Heyhat, biz birbirimize benzeriz dediğimizde linç yediğimiz Yunan halkı da bir sosyal medya paylaşımında Atatürk'ün resmini kaldırması istediğinde Ataman da o benim Ata'mdır kimse onu gönlümden ve gözümün önünden kaldıramaz restini çekmiş. Maalesef şu anda da sözleşme fesih süreci devam ediyor. Genç yaşında pek çok üstün başarılar elde etmiş bu voleybol antrenörümüzün daha uzun yıllar bu spora hizmet edeceğine eminiz. Yolu ve bahtı açık olsun. Sırada eşi ve GS efsane liberosu Nihan vardı. Çocukken o kadar derin uyurmuş ki ölmüş olmasın diye sarsarlarmış kendisini. Oysa şimdi hiç o kadar da uykucu değil. Voleybola 8 yaşında başlamış. O yıllarda boyu akranlarına göre uzun sayıldığı için smaçör-pasör sekansı sonrası Libero sisteminin ilk kez ülkemize geldiği yılda karıyerini böyle sürdürmesini öneren antrenörünü dinlemiş. Çok da iyi etmiş. Zira bu kadar küçük yaşta başlayınca spora insanu temel hareketleri (fundementals) çok daha iyi oturuyor. Osman Kahraman ilk antrenör olarak hayatında ayrı bir yere sahip. Daha 10 yaşlarında şimdi Vakıfbank olarak devam eden Güneş Sigorta takımında oynamaya başlamış. Babasıyla evin yakınındaki bir internet kafede google amcaya "libero nedir?" yazarak başlayan bu karıyerinde voleybolu pek bilmese de her zaman ona destek olan babasının "kaleci gibi birşeye benziyor" demesi gerçekten çok isabetli bir tespit olmuş. Böylece fahri üyemiz Sunay Akın'ın da VUD ile bağlantısı tescillenmiş oldu. Çöpün çatılması başlığında ise bir Güneş sigortalı 3 volevbolcu kadının büyür rolü olmuş. bu ikiliyi birbirlerine çok yakıştırdıklları için gerekli lobi çalışmaları sonrası msn'den başlayan muhabbet kısa sürede nişanlanmaya evrilmiş. Karı-kocanın arkadaşlık da yapabilmesi ender bulunan nimetlerden. Ataman'ın kocaman kalbi ve karşılıksız merhamet ve iyilik yapma becerisi Nihan'ı en çok etkileyen husus olmuş. Erkek içinse evlilik tartışmasız hayatının en büyük piyango çekilidir. Neyse ki burada Ataman'a büyük ikramiye isabet etmiş. Sohbet boyunca kadraja girmeye çalışan çocuklardan Mehmet Ata sonunda muradına ererek röportaj sandalyesine oturuyor ve yaka mikrofonlarıyla gayet güzel bir söyleşi yapıyor. Haalang saç modeli ve favorisi üzerinde çift çizikli saçlarıyla gayet modayı takip edttiği belli. Kendisi 6 yaşına girmiş arkadaşları ise 8 ve 10 yaşlarındalar. Hepsi de çok tatlı, zehir gibi çocuklar. Tabiatın içinde ve açık havada büyümenin tadını bilmeyen Z kuşağı için çok değişik bir yaşam tarzı. Yine de ebeveynlerinden aldıkları en büyük tepki cep telefonları kullanımında olmaya devam ediyor. Hepsi futbol meraklısı. Bir tanesi yüzme de yapıyor. Henüz bu farklı hayat tarzının kişiliklerine neler katabileceğinden habersiz büyüyorlar. Umarız yıllar sonra bu röportajlarını seyrederken anıları da canlanır ve nereden nereye diyen biz ihtiyarları daha iyi anlarlar. Karavana atmadıkları bir hayat diliyoruz.
Altı kere altı numaralı asil üyemiz. Her eve bir avukat gerekir. Bizimki de hem 40•yılı aşkın tecrübesi hem de eş durumundan idare etmek yerine bizzat kolları sıvayarak voleybola hizmet vermiş bir başka Gülnur👏👏👏 4 kuşak Moda ikametgahı ise bambaşka bir mertebe 👍 Çok güzel şeyler yapacağız. Hem de yasalara saygılı şekilde 😎
Eylül'de gel şarkısıyla yaz başında yapılmış bir Çat Kapı izledik. İçeriği çok popüler konular üzerine olmasa da böyle 1-2 ayı geçen faz farkları biraz tadı kaçırıyor. Başkanne armutun iyisinden anladığını söylese de dişlemeye sapından başlanacağını bilmiyordu. Fondaki Karadeniz göl gibiydi. Herhalde bir yanlışlık oldu; zira sahilden 50-60m sonra başlatılan evlerin bahçe çitleri aslında bu durgun suyun altında nasıl bir canavarın soluduğunu bizlere hatırlatıyordu. Ben bahçe çitinden plaja bir çıkış kapısı göremedim. Ehh böyle voleybolcu bir ailenin bireylerinin de bu tel çiti sıçrama tahtası gibi kullandıklarını düşünebiliriz. Hamaklar ağzımızın sularını aktırdı. Ortancalar da nefisti. Çekimler aşure zamanı yapılmış. Gerçi plastik kaşıklar o rengarenk dipli bardakların yanında hafif kalsa da sonuçta bizim midemize bir şey girmedi. İbrahim Dağıstanlı, baştan sona bir tevazu içinde sanki çeyrek asırdır Karadeniz'in uzak doğu tarafında gerçekleştirdiği bu Plaj Turnuvaları sıradan bir olaymış gibi konuştu. Gençlik heyecanıyla kapıldığı av tutkusundan sonraları pişman olduğunu anlattı. Bence yiyeceğin kadar avlanmak utanılacak bir şey değil. Ama sosyal medyada popüler olmak için ayaklarının dibine 50 tane keklik dizip poz vermek ya da yemeyeceğin yaban domuzunun başına çizmeni dayayıp foto çektirmek av sayılmamalı. Aklımıza gelmişken hatırlatalım ki: fazla tevazuu gösterme, sonra inanırlar! Evinin bahçesinde tahtadan fileyle başlayan voleybol macerası kesintisiz bir ömürdür devam etmiş. Elini tahtaya vurmanın acısıyla ileriki voleybol hayatında fileye çok az temas eden bir oyuncu olmuş. Müteahhit babanın ileri görüşlülüğüyle 15 yaşında sigorta kaydı yaptırıldığından çok genç yaşta emekli olmuş. Yine de emekli hayatı yaşamamakta ısrarlı gözüküyor. Temmuz aylarındaki Hopa Plaj Turnuvası hazırlıklarına Şubat ayında başlayan bu çılgın Laz, detaylara gösterdiği dikkat ve SGS yıllarından kalma Kalite bilinciyle etrafındakilerin "ne seninle, ne sensiz" şarkısını mırıldandığı bir tatlı huysuz ihtiyara terfi etmiş. Voleybola kendisine hediye edilen bir kurallar kitabını yalayıp yutarak başlamış. 100km'den kısa Hopa-Rize yolunu ancak 3.5 saatte alan minibüslerle günübirlik voleybol antremanlarına/maçlarına gidermiş. Bir şekilde dönüş saatini kaçırdınsa geçmiş olsun, o geceyi Rize'de geçireceksin mecburen. Eniştemizin hakkı ödenmez. Gerek seyahatlerde gerekse aktivitelerde verdiği her türlü destek dışında Bülent'in kamera arkası çekimleri de ayrı keyif katıyor. Ancak lütfen boş zamanında ana kameranın yanında otursun, zira konuğun gözleri ona bakarken ekran başındaki bizlere yazık oluyor. Acemi birliğinde Tümen'in takımını voleybolda yendiklerinden komutan bunları tutmuş ve zar zor askerliğinin sonlarında kendisini Hasdal'a atabilmiş. Tabii o yıllarda İstanbul henüz Levent'ten öteye geçmediğinden Hasdal bir nevi sınır koruma kıtası gibiymiş. Emeklilik hakkını henüz 1998 yılında kazanınca Hopa'da bir volkanın külünü yeniden yakıp geçmeye karar vermiş. Güneşin kendini nadiren gösterdiği, biteviye yağmur yağan ve bazı aylarda rüzgardan 50kg altı insanların evden çıkamadığı Hopa'da taşıma kumla 25 yıldır plaj voleybolu organize edebilmek akıl karı bir iş değil elbette. Coğrafya kaderse insanın azmi vardır diyor. Kalite Güvencesinin ana ekseni olan bir kerede doğrusunu yap ve her seferinde üzerine bir tuğla koyarak Keizen'i takip et zihniyetinde birisi İbrahim baba. Onu tanıyanlar otorite ve güven hislerinin harmanı "baba" kelimesini seviyor. Hangi partiden olursa olsun Hopa Belediyesi her daim İbrahim Baba'nın yanında olmuş ve sözünü dinlemiş. Birileri liyakat mı dedi? Yok canım, liyakata layık olmak için laik olmak gerekiyor. Seneye FIVB Plaj Turnuvasını Hopa'da düzenleyecek. Şile'de kum hazır sadece 100 kamyon sefercik bir basit organizasyon gerekecek iki tane uluslararası normda saha yapmak için. Ainesi işse VUD'un biz de seneye İbrahim Baba'nın hizmetinde olmalıyız. Bunun nasıl bir uluslararası tanıtım katkısı olacağını hayal bile edemez bizim dar görüşlü politikacılarımız. Tüm dünyası voleybol olan İbrahim Dağıstanlı için Hopa'da dokunmadığı voleybol direği ve filesi yoktur deniliyor. O ise "2 direk 1 file" ne kadar zor olabilir ki canım diye tevazuuya devam ediyor. Bütün halk birlik olmazsa kavga haklı olmuyor derdi rahmetli Cem Karaca. Bir plaj turnuvasında federasyon hakemlerini çekince oyuncular düdükleri boyunlarına takıp o turnuvayı da başarıyla tamamlatmışlar. Zaten Hopa gibi ülkenin uzak ucunda küçücük bir belde de, çocukların oynayacağı kadar bile kum yokken 25 yıldır plaj voleybolu düzenleyen bir yörenin halkının kavgası şimdiye kadar çoktan bitmeliydi sanki. Röportajın ilerleyen bölümlerinde ekibi ağırlayan evin hanımefendisi Neşe hanım, Oğuz Çapkınoğlu, Savaş-Barış Eskigülek, oğlu Deniz ve gelini Duygu ile de tanışma fırsatımız oldu. Hepsi harika insanlar. Fakat beni en etkileyen anlar teyze kızı Neşe hanımın "ben İbrahim'in ablasıyım" diye kestirmesi; Oğuz'un "ne seninle ne sensiz" özeti, Barış'ın kendine güvenen ve derdini gayet iyi ifade eden tarzı, son olarak da Deniz'in tüm çektiklerine rağmen babalık bayrağını daha uzun yıllar teslim almamaya razı saygılı tavrı oldu. Gelin Duygu ise ailede o kadar seviliyor ki dışarıdan bakan sanki Deniz'in damat olduğunu bile düşünebilir. Voleybolda boyun ne kadar önemli olduğunu bilen İbrahim oğlunun annesine çekmesinden bir tek bu konuda şikayetçi. Ama hepimiz işlevin boydan önemli olduğunu da biliyoruz. Zaten Deniz de "ben Kenan'a aşıktım" diyerek fütursuzca voleybol sevgisini ifade ediyor. Rüzgarlı ortamlarda yaka mikrofonuna takılan tüylerden sipariş etmemiş herhalde Fas'taki cimri üye. O yüzden adımız geçince hemen "Director's cut" durumları hasıl oldu. Duygu aslında Deniz'den çok önce voleybola 5. sınıfta başlamış. Bir turnuvada da finale kadar yükselince İbrahim Baba'nın ilgisini çekmiş. Bu hikaye aslında o yörede futbola efsunlu erkeklerin dışında Kadın Voleybol takımlarımızın başarılarından etkilenen ne kadar çok kız çocuğu olduğunun da bir göstergesi. Bu tür röportajlar ilerleyen yıllarda ve dijital imkanların da gelişmesiyle aklımıza dahi gelmeyen nice nays analiz ve sentezlere vesile olacaktır. Emekleri geçenlere teşekkür ediyor Dağıstanlı ailesine de sağlıklı nice çeyrek asır kutlamaları diliyoruz.
Sevgili Atilla bey kardeşim. Harika bir yorum, her bir şeyi noktasına kadar takip edip tek tek açıklama getirmeniz de mükemmel. Porselen kaşıklar, plastik gibi görünüyor demek ki. Çıtlerin arasında ki kapı da çok fark edilmiyor. Ama o çitin ömrü çok uzun sürmez. Kışın azgın dalgalar onları yerle bir ediyor maalesef.
DijiVudçubaşı detay adammm. Her seferinde nice ayrıntı nice görmediğim, fark etmediğim şey. Sağol yav Attilacığım iyi ki varsın iyi ki ♥️💛♥️
İbrahim Dağıstanlı için ne söylesek az kalır. Voleybolumuzu güzelleştiren sizlere şükranlarımı sunuyorum.
Savaşçığım 👏👏👏
Bir Gurbet Kuşu daha👏👏👏 Bir umuttur VUD👍 Misaki milli sınırlarını aşınca ölçek değiştireceğiz inşallah👋
İlk
Suzan düşüncelerin harflere dökülmesinin ötesinde derneğimize ve voleybolumuza hizmetlerini sürdürmektedir. Aynen devam. Gelecek nesillere aktarabileceğimiz en değerli şey birliktelik hissiyatıdır👍
Reşit Albay yolu voleyboldan geçen her askerin bildiği saygın bir referanstır. Şükranlarımızla,
Tosuncuklarımızın durduğu masaya sıvı madde koymayalım pajalusta
Bu manzarada ders çalışırlır mı beya?
Yaka mikrofonu kullanınız bitte
Bu video serisini aç parantez Mehmet Bedestenlioğlu kapa parantez çarpanına almanız lazımmış. Gülnur ise zaten Plank sabitimizdir
Bu Arı okullarının İTÜ ile bağlantısı var mı?
Bedestenlioğlu cebine ikinci kalemi takmadan önceki çağlara ait bir dökümanter olmuş. İlk öğretim okulunun kadrosuna bakar mısınız? Böyle pınarlar insanın umuda olan sususzluğunu gideriyor 👏👏👏
Birinci olarak kaleye mum dikmenin sabahın köründe gıcır karın üzerinde ilk ayak izleri gibi bir keyfi oluyor. Bizim ansiklopediler gerekirse ağırlık olarak da iş görür voleybolcu gelişiminde😜
Kullanılmak ne güzel bir his. Gençler bol bol kullanabilsin bizleri çekinmeden, sakınmadan😎
AÇIKLAMANIN DEVAMI... Bırakın geri kalan keşfi onlar yapsın. Ahhh öğretmenlik günlerim, damarlarım fışkırdı. Ne tatlıdır o cüceler, o ilkokul yaş grubu... İşte arkadaşlar Ayşe Abla Okullarında şahane bir saat geçirdik, ansiklopedimizi memnuniyetle ve gururla imzaladım. Teşekkürler Ali abim Ayşe Abla Çocuk Yuvasının ilk öğrencilerinden (1946) biri olarak bu okula ansiklopedimizi bağışlamakla gerçekten nokta atış yapmışsınız. Onlara, bizim tosuncuklara gözleri gibi bakıyorlar hiç kuşkunuz olmasın. Muhteşem okul yöneticilerine tekrar tekrar teşekkürler, günümüzü daha da güzel kıldınız, anlam kattınız. Ve canım Mehmet hadi gidelim senin tüm uğraşınla ansiklopedimizin izini bulmayı başardığın Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesine doğru yol alalım. Sevgilerimle... Gülnur Özfer Görgün 21 Ağustos 2024
Deĝerli Yurdagül ! Tesadüfen tekrar size ratladım. Sen ve Eşin Suha ile birlikte beraber geçirdiĝimiz güzel günler aklıma geldi biranda. Kalbimde bir burukluk hissettirdi bana. Her ikinizede kalpten sevgi ve selâmları iletirim...❤
Çok güzel bir derleme olmuş. Hayat altmışında başlar grubuna da Tazelenme Üniversitesi en uygun mekan oldu herhalde. Güzel şeyler yapmaya devam edelim. Zira kötülük sürdürülemez.
Bu sefer, Kırmızılı Başkanne, Kara Murat ziyaretindeydi. Sunuş kısmını çan kulesinden gözetleyenler yüzünden arabanın içinden yaptı. Giriş kapısı gıcırdasa da şık bir ferforjeydi. Asansör yok; ama 3 kat çıkan sporcu olunca hemen konuşmayı sürdürebiliyor. Evin ahşap görünümlü PVC doğramaları şıktı. Antremana yetişecek torun Dünya ikinci sınıfa gidiyor ve smaçör olmak istiyor. Antrenörleri dedesi, annesi, dayısı...Koridorda kurulan lastik filede dedesiyle voleybol olnamış. Güzel bir öpücük sonrası bu umut veren yakışıklıyı uğurluyoruz. Kara Murat ile devam ediyoruz. İnsan aynı parkelere ter akıttığı kişilerin videolarına bakarken bir tuhaf oluyor. Fotograflarla bezenmiş eski ahşap valiz çok hoş bir düşünce. Analog dönemin yalın ayakla toprağa basan ve tüm gün dışarıda oynayan bir çocukmuş. Ev botanik bahçesi gibi maaşallah. Özellikle orkideler köşesi çok güzeldi. Ağabeyi daha ilk antremanda yaptırılan bir çalışmayı gururuna yediremeyip sporu bırakmış. Aslında antrenörlerin bu spora yeni başlayan çocuklarda en çok dikkat etmeleri gereken şey voleybol sevgisini aşılamak olmalıdır.Eşi Canan ile sınıf arkadaşlarıymış. Geçtiğimiz hafta bir yastıkta kırk yıllarını kutlamışlar. Murat'ın tasarımı olan kolyeyi pek göremedik; ama ne zarif bir düşünce. Henüz on günlük askerken kızı Derya'nın doğum haberini alır almaz soluğu üniformasıyla hastanede almış. Bu kadar uzun ve üst seviye takımlarda oynamasına rağmen onun da hiç şampiyonluğu olamamış. Emlak Bankasında uzun yıllar hizmet verdikten sonra kendi kulüplerini (Yedidağ Spor) kurmuşlar. Ailece sporcu olan bir aile için (ülkemizde pek de rağbet görmeyen) "herkes bildiği işi yapsın" yaklaşımı ne kadar da doğru bir karar olmuş. Gençlik hevesiyle avcılık yapmış; ama şimdi oldukça pişman. Canan ile devam ediyoruz. O da 12 sene voleybol oynamış. Ardından Beden eğitim öğretmenliğine devam etmiş. Yedidağ Kulübü Başkanlığını yürütüyor. Halkla ilişkiler konusunda ağırlıklı olarak görev yapıyor. Karı-koca sporcu olmanın getirdiği avantajı evlilikte kullanmışlar. Sohbet sırasında salon kapısında izleyen çocuklar sabırla sıralarını beklediler. Derya, voleybol oynasa da erken yaşlarda antrenörlüğe başlamış. erkek takımı dahil çalışmalarını sürdürüyor. O da -askerlikten yırtmak için?!- Aralık'85 doğumlu olsa da nüfusa Ocak olarak yazılmış. Tercih listesinde sonlarda yer alan Ziraat okumasına rağmen voleybol tohumlarını geliştirmeye hayatını adamış. Güzel gülüşünü annesinden almış. Beyaza kaçan saçlar modeli de çok hoş Muratcan sekiz yıl sonra gelen ikinci çocuk. Ana-babasının adlarından esinlenmiş. Bababsının kopyası. Ama o beyazlayan saçlar yerine doğrudan kökünden kesmiş. Defansı seven bir köşe smaçörü olarak liberoluktan yeniden smaçörlüğe dönmüş. Lisansı 12 yaşında Çankaya Bld başlamış. Halen hem oyuncu hem antrenör olarak devam ediyor. Eşi Mısra da voleybolcu. Üniversite sıralarında neredeyse bütün aktivitelere birlikte gittiklerinden doğal akışıyla beraberlikleri evliliğe evrilmiş. Hatta bizim dönemin çoğunda rastlanılan şekilde öyle romantik evlilik teklifleri bile olmamış. Röportaj kendini eğlendirmek için çaldığı saz ile sona erdi. Bahça duvarını aştık, sarmaşık güllere dolaştık...Mutlu olmakta ısrar ediniz
Gülnur Görgün teşekkürler 😊😊😊
🌸🙏🌸
Harikasınız canlar❤❤❤❤
🌸
Keşke dediğim nadir ıskalamalarımdan bir tanesi... Zenginlik banka hesabındaki rakkamdan daha çok böylesi paylaşılan anlardır. Ne güzel bir enerji ne güzel bir organizasyon. 👏👏👏 Daha nice keyifli anlara inşallah
Attilacığım biliyorum ki şansın olsaydı yanımızda olacaktın ve koşarak gelecektin… Ama biliyorum ki zaten sen hep “biz” imlesin, kalbin yanımızda. Daha fazlasını hep birlikte yapacağız kesinlikleeeeee 😀😀😀
❤
🌸🌸🌸
İsimleri Paşabahçe Pasajı hissiyatı veren bir abla kardeşle Temmuz.2024 Çat Kapı programını kapatıyoruz. Ankara'nın doğduğu bozkır coğrafyasına inat yeşillikler içinde bir sitede açılıyor kamera. Başkanne'ımız bu sefer yaza uygun pembe pantalon ve pembe kalın çizgili bir bluz kombiniyle karşımızda. Vizörün arkasını da çeken gopro 360 tarzı bir kamera kullanılmadığından eniştemizin kıyafetini göremiyoruz. Yediklerini de...Ama apartmanın "kapı önüne çöp atmayın" tarzı uyarılarla donatılmış girişinden anladığımız orada yaşayanların pek de uygar olmadıkları. Acaba kapı önüne çöp atacak tıynette birisi o yazıyı okuyup eyleminden vazgeçer mi? Mesela bu soruyu o sırada merdivenlerden inmekte olan beye mikrofonu uzatıp soruverseydi bizimkiler? En azından adamcağızda önde açık uçuk pembe bir hanım ve ardında Cevat Kelle ile üst kata tırmanan VUD'un ne olduğuna dair bir izlenim uyanabilirdi. Kapıda bizi bekleyen abla görünümlü kardeş Deniz derhal duvarında ve penceresinde Atatürk temalı görsellerin yer aldığı salona buyur ediyor. Salondaki kırmızı koltuk bu devirde bu ülkede evinin baş köşesine Atatürk'ü koyan kişilerin acilen terapi görmeleri gerekliliğine atıfta bulunmakta. İlerleyen sahnelerde bir de kırmız kaplı ipad ortaya çıkıyor ve kırmızı koltuğun kırmızı kolçağına kararsız denge durumunda konulup yanıbaşında kardeş görünümlü abla Filiz horon tepiyor. Kolejli fotolar salon kapı duvarına bu misafirlik için özel olarak bezenmiş. O esnada kovandaki arılar misali masayı sarmalamış magnet koleksiyonu dikkati çekiyor. Ali Emirsoy'unkilerle birleştirim VUD Müzesinde sergilenecek bir koleksiyon olabilir. Keza salonun köşesindeki tekerlekli sandalye evde bir büyüğün daha yaşadığının belirtisi. Kendisini göremesek de bu kıymetli öğretmenimizin ellerinden öpüyoruz. Filiz, Başkanne'a çok daha canlı renkler barındıran salamander desenli T-Shirt'uyla rölans diyor. Öğretmen anne ve Ziraat müh baba o yılların Türkiye'sinin vizyonu sayesinde görevlendirildikleri çocukları önce İngiltere sonra Amerika'ya taşıyorlar. Spor'un eğitimdeki rolünü o yıllarda o ülkelerde anlatmaya gerek kalmadan özümsüyor bu tatlı kız kardeşler. Uzun boyunun ezikliğiyle arka sıralarda kamburu çıkan bir kız iken teneffüste Oral Hoca gel bakalım basketbola diyor. Her gün er çalışkanlığındaki Filiz ise yok ben voleybolcu olacağım diye ısrar ediyor. Ne istediğini bilebilmek öyle muazzam bir lütuf ki anlatılmaz. Sonuçta bu iki kız kardeş ömür boyu şerefle taşıyacakları K amblemine vuruluyorlar. Filiz'in kısacık voleybol hayatında en büyük mutluluğu 1979 Akdeniz Olimpiyatlarında milletimizi temsil edebilmek olmuş. Okudukları yılları bilenler için pek de tahmini zor olmayan zorluklarda üniversiteye gitmişler. Yerden taş toplarken tanışmışlar. Enişte de belli ki eski tüfeklerden. Biraz da dominat sanki. Tanıştıktan bir hafta sonra antreman öncesi pastanede evlilik teklif ediyor. Durumu espriyle karşılayan Filiz'i de oradakilerin huzurunda epey bir haşlıyor. Elaleme rezil olacağız diye "peki peki" diyen Filiz üç yıl sonra 1979 yılında Fatih beyle dünya evine giriyor. Peşinden Selin (83) ve Onur (87) doğuyorlar. Bu arada da bizim uzunun voleybol hayatı epey kısa sürüyor. Öğretmen olarak çalışan Filiz'in haftada 30 saat üzeri derse girdiği ve sınıfların 70 öğrenciye ulaştığı bir ortamda çektiklerini anlatmak mümkün değil. Yine de o neslin iflah olmaz bir "müessir medeniyet seviyesine ulaşmak" gibisinden hayali var. Atatürk'ün çizdiği hayatta en hakiki mürşitin ilim hattı henüz dini suistimal eden politikacıların elinde hat sanatına evrilmemiş durumda. Kameralar pasör Deniz'e çevrildiğinde salonun yapma gelinciklerle süslü ve bunlara bakarken taş olan kuşun yer aldığı kırmızı bir sehpanın bulunduğu mekanı keşfediyoruz. Salonun her köşesi uzun süre incelenecek kadar detaylara sahip. Sanki evin hanımları her birisi kendi karakterlerine uygun objelerle ortamı bombardımana tutmuş. Ama hepsini bastıran objeler torunlara hitab eden balon ve oyuncaklar. Yerdeki bej tonundaki halı müthiş. Arkadaki kütüphanenin raflarında kitaplar var iyi mi? Koltukların baş kısımlarında lekeleri önlemek için konulan kumaşlar oldukça büyük. Pencerelerde sanki sadece tül var gibime geldi. Bu durumda ya salonun camları bir açıklığa bakıyor ya da geceleri lambaları yakmıyorlar. TV yanında yer alan subwofer insana 5.1 ses siteminin hoparlörlerini aratıyor. Fakat uzak kenarda eski bir müzik seti ve yanındaki çaydanlık dışında müzik çalacak bir başka obje göremiyoruz. Zaten az sonra horon teperken de müziği portatif bir radyo-teypten çalıyorlar. Akademisyen bir aile ve mutlaka VUD Akademi'de fikirlerini almalıyız. Bu arada çekimlerde sol alta yerleştirilen logomuzun çözünürlüğü düşük o sebeple kuruluş yılımızdaki 3 sanki 2020 gibi gözükebiliyor. (en azından gözleri iyi görmeyen benim gibi yaşlı, kel ve şişman üyelerimiz için) Eskişehir'den her Çarşamba Ankara'ya maça gidip gelen Deniz kendisine tepeden bakan smaçör kardeşine bir pasör bakışı atıyor ve anladın sen onu diyor. Evet, smaçörler pasörler olmadan olamıyorlar. Bu arak Kinder Sürpriz olarak beşlik sistemdeki bluzuyla ara sıra gözüken ve güzel hikaye anlatan Satürn'ümüz de salonun o köşesinde kolçağa sığışarak harika bir üçlü ve hatta dörtlü kare veriyorlar. Herşeye rağmen hayat güzel ve böylesi anları bulunca kaçırmamak lazım. Kapanışta Filiz'in seyrederken yorulduğumuz horonu vardı. Allahtan Başkanne dur artık dedi de bizler de rahatladık. Voleybolda akıttığı enerjiyi yönlendirecek yer ararken folklörle karşılaşmış. Tüm yörelerimiz oynamış, uluslararası yarışmalar dahil pek çok gösteriye de çıkmış. Hala da devam ediyor. Olay sadece ritmik el-ayak hareketleri değil. Binlerce yıllık bir medeniyet, gelenek ve şekillerle kendini ifade etmekten geçen kıyafetler, takılar var. Hayatı haremlik-selamlık yapmak isteyen örümcek kafalılara inat kadınla erkeğin el ele tutuşarak oynadığı nice oyunlar var. Sadece davul ve zurnayla bile gayet keyifli bir orkestra elde etme zenginliği var. Ayak veya hareket değişikliğinin aynı ritimde devam eden müziğe rağmen ekip başının sadece kendilerinin anlayacağı bir sinyalden sonra yapılabilmesi var. Hep birlikte olabilme hissiyatı var. Var oğlu var... Maalesef folklör günümüzde düğünlerde ya da festivallerde bir şov aktivitesine indirgenmiş durumda. Halbuki başını yanlı bağladı ya da sahneye yanlış yönden çıktı diye elenen folklör ekipleri vardı. Eğlence dünyasında ortaya topaç çevirir gibi mevlevi salan bir ucuzlukta daha ne bekleyebilirz ki? Filiz'den folklörün gerçek boyutunu/derinliğini dinlemek, öğrenmek isteriz. Kamera hataları kapsamında yakasındaki mikrofonu unutarak içeriye tel görüşmesine giden Filiz Allahtan falso bir şey söylemedi. Sadece yakındaki bir folklör aktivitesi hakkında konuştu o kadar. Güzel ve içten bir başka Çat Kapı idi. Hem güzel voleybolcularımıza hem de Başkanne und Enişte çiftine teşekkürlerimizi gönderiyoruz.
Ayyyy @attilasaylan7414 nerede kaldı yine benim göremediğim hangi detayları gördü diye merak ediyordum işte geldi 🥳 Bu montajı yaparken küçücük cep telefonumda atlıyorum detayları ne yazık ki… Tüm film bitip izlediğimde de konuşmalar kesme biçme yerlerinde genelde dikkatim… Yükledikten sonra hadi bir ayaklarımı uzatıp tekrar izleyeyim keyifle desem hep bi şekilde bölünüyor zira hep yapacak tamamlanacak bi şey çıkıyor. 😔 Kısaca Attilacığım yorumların benim için çok değerli 🙏♥️🙏 Devam et lütfen 🙏 Logoyu cepten kullandığım programda yaptığım için doğrudur çözünürlük hayli düşük aslında 1080 olarak kaydedemiyorum zira cebim patlayacak sonunda 720’lerdeydim bu ne yazık ki 480 yani genel olarak filmin çözünürlüğü düşük o nedenle çok net değil farkındaysan. Tek tesellim bilgisayarıma 720 olarak kaydettim 😅 durum budur. Ben hala benim gibi sıfır teknolojik bir kadının bunu nasıl becerebildiğine şaşırıp duruyorum iyi mi 🤣🤣🤣 Sevgilerimi uçurdum Fas’a ❤️💛😀
Ne güzel bir sohbet! Hepinizi kocaman öpüyorum çok tatlısınız 🧿🙏
@selingumrukc6641 çok sevgiler teşekkürler 🌸🌸🌸
Ankara denilince akla bozkır ve çorak topraklar gelirdi. İstanbul'lular taşı toprağı altın diye Karadeniz'in Marmara ile birleştiği Boğaz'ın mavisini yedi tepenin yeşiline meze yapıp yedi ve bitirdiler. "Boşkha İstanbol yokhtir" diyerek de yağ gibi üste çıktılar. Bu Çat Kapı'da Başkanne turuncu bluzu ve altı nokta gözlüğüyle bizleri yemyeşil bir sitede oturan Bedestenlioğlu ailesine konuk etti. Her zamanki gibi samimi ve içten bir kayıttı. Doksan dakika ayak topuna katlanamayan bendeniz bir saati aşkın videoyu soluksuz izledim. İçinde konuşulanlar sizlere kalsın, ben dikkatimi çeken detaylara değineceğim. Bir kere aile nefis. Özellikle on bir yaşındaki Poyraz adına inat imbat meltemi gibi mübarek. Eminim annesi 'gel bir de bana sor' diyordur; ama müthiş tatlı birşey. Bakışlardaki muziplik, üzerinde Air Jordan T-Shirt'ünden anladığımız basketbol sevgisi. Sanırım dişlerde de ortodontik bir müdahale var. Demek ki gönül işleri yakındır. Ya o uslu çocuk oturuşundan Gülnur Öğretmenin bir sorusuyla 'koptum ya, yıkılıyo resmen' moduna geçişi. Annem derslerimi aksatınca bir de oyunu uzatınca kızıyor dedi. Ama oyun sorulunca yakar top, saklambaç gibi dehşetengiz şeylerden bahsetti. Playstation'a geldi mi bunlar? Allah bağışlasın. İnşallah mürüvetini de görürsünüz. Evin çelik kapısını tribün tezahüratı şeklinde parolayla çalınca açıldı susam. Eşyalar salondan önce alınmış belli. Ehh evin direği antrenör olunca böyle askerlik gibi o şehir senin bu takım benim geziliyor işte. O zaman da evi dekore etmek yerine hazır olan imama uymaktan başka çare kalmıyor. Ben ahşap kısmı çok beğenmedim; ama yeşil kumaşlar iyi kapatmış. Keza fondaki şaraplık da hayattan zevk almayı bilen bir aile olduğunu belli ediyor. (dikkat şişeler büfenin çok kenarında, kararsız denge durumundalar) Salonun baş köşesinde çeşitli renklerde voleybol topları, sertifikalar, madalyalar ve voleybola ait görseller hemen dikkati çekiyor. Duvarda da kız voleybolcuların el izlerinden oluşan rengarenk harika bir tablo var. İzmalı formalar ileride VUD Müzesi için kesin aday objelerden. Bir de orada mahzun mahzun duran bir haydar dikkatimi çekti. Bu acaba nedir derken röportajda anladık ki 2008 Pekin Olimpiyatları için yola çıkan meşaleymiş. Mehmet Hoca da bu meşaleyi Şişli-Taksim hattında nakletme şerefine nail olmuş. Tabii Türk voleyboluna hizmet için harcanmış 42 yıllık emek sonrası sonuna kadar hakledilmiş bir şeref bu. Hocamız Robocop Gülüm'ün Başkanlığından beri TVF içinde görev almış. Çeşitli yaş kategorilerinde de çalıştırdığı takımlar görev süresi kadar (42) şampiyonluk kazanmış. 'Tercihim alt yapı zira meyveleriyle kısa sürede ne yapacağınızdan çok gencecik fidanı nasıl koruyup büyüteceğinizi ve ileride vereceği meyveleri şekillendirebileceğiniz çok daha uzun soluklu bir yolculuk bu' diyor. Nasıl bir sabır ve fedakarlık gerektirdiğini siz düşünün. Gün 24 saat olunca bu zamanın da aileden alınıp bu gençlere harcandığını farketmek pek zor olmasa gerek. Burada eş olarak Özlem baba özlemini çektirmeden oğlunu büyütme başarısını gösteriyor. Oyuncularının asla kopamadığı ve yıllar geçtikçe daha çok bağlandıkları bir hoca Mehmet Bedestenlioğlu. Bu işin sırrı insana değer vermek ve yeteneğe saygı göstermek olarak özetliyor. 'Agresif saygılı bir antrenörüm' esprisini de de anmadan geçemediğimiz Bülent Meriç'e ithaf ediyoruz. Tokat doğumlu Mehmet Bedestenlioğlu babasının DSİ görevindeki başarıları üzerine Demir bir El'in Tokat ilini kapatıp haritadan kendine yer beğen direktifiyle Samsun'a gidiyor. Şimdiki gençler bilemez; ama eskiden Türkiye daha ileriydi. Mesela DSİ, YSE, Karayolları gibi devlet dairelerinde çağın ilerisinde mühendisler çalışırdı. Bunlar ülkemizi ihya etmek için o günün bilim ve teknolojisinin sınırlamalarını aşan mühendislik çözümleri getirirlerdi. Biz mühendislik fakültesinden mezun olduğumuzda bu kişilerden birisinin emrinde çalışmak için binbir takla atardık. Derya gibi mühendislerdi. O güzel atlara binip gittiler. Meydan tarikat ve cemaate kaldı. İnnşallah daha fazla hasar almadan bu ülkenin insanları dinin kimsenin tekelinde olmayan kutsal bir şey olduğunu ve hayattaki en hakiki mürşitin de ilim olduğunu farkeder. Çağ atlarken ortaçağa doğru olmamasına dikkat eder. Enerjij bir çocuk olduğunu tahmine ne hacet. Mehmet hoca tıpkı Terim gibi babacan ve afacan bir tip. Ne yapsa yakışıyor. Bu nedenle aile bir an önce kendisini ilkokula yazdırmış. Ne tuhaftır ki çok daha uslu bir kız olan eşi Özlem de ağabeyiyle aynı okula gidebilmek için benzer şekilde beş yaşında okula kayıt olmuş. İlkokul öğretmeni de tıpkı o güzel zamanlardaki gibi unutulmaz bir şahsiyetti hayatımızda. İkinci bir ebeveyn gibilerdi. O yüzden üzerinden yarım asır geçse de Lütfiye hocamı dün gibi hatırlıyorum. Yaşıyorsa Allah sağlıklı ömürler, vefat ettiyse kabir huzuru versin. Mehmet hoca da ilkokuldaki Türkan Seslioğlu öğretmenini gayet net hatırlıyor. Ne tuhaftır ki bu kadar aktif bir çocuk olarak derslerinde de son derece başarılı bir öğrenciymiş. Voleybol ile beş yaşında Tokat Sanat Okulunun bahçesinde oynayanları seyrederek tanışıyor. Yine bana Dinozor diyeceksiniz biliyorum; ama o yıllarda (60'lar) Tokat'da voleybol son derece popüler bir spor. Ülkemize de pek çok değerli voleybolcu armağan etmiş bir kent. Hızla isimleri sayarken takım arkadaşım Cabir aklıma geldi. Onun dizlerini kırarak Japon servis atışı gözlerimin önünde canlandı. Futbol da oynamış; ama fiziksel temas sonrası kırılan burun ve küfürün bini bir para ortamdan bezip voleybole dönmüş. Heyhat Lise biterken filenin altından eğilmeden geçtiğinden çaresiz 'bari pasör ol sen' demişler?! Birden aklıma geldi, aslan pasörüm Saygun Bodrum'da triko dokumaya devam ediyor mu acep? Lise yıllarında cılız iken daha sonra toparlamış. Hem de şimdi ekoseli gömleğin saklayamadığı kadar. Masa tenisinde de çok başarılıyken. Kendisine raket vermeyen takım yüzünden bırakmış. Geçenlerde de bir forma ile voleybola tav olan bir arkadaşımızın röportajı vardı. Yani bizim nesli ikna etmek çok basit ve ucuz idi. Harp okulunu kazanmış, ardından Eczacılık dördüncü sınıfa kadar devam etmiş. Araya GTÜK girdi neden diploma alamadığını öğrenemedik. Durmamış bir de İktisat Fakültesini kazanmış. Yine ne tuhaf tesadüftür ki eşi Özlem de Marmara Üniv (devamsızlıktan) atılınca ki bu voleybolcuların genel sorunudur. Bana da İTÜ'de rahmetli Prof Özoklav kimbilir kaçıncı kez mazeret sınavına girince 'oğlum sen de bir karar ver mühendis mi olacaksın yoksa voleybolcu mu' diye çıkışmıştı. Neyse, Özlem de çöpün çatılmasında etken rol oynayan ikinci üniversite kaydıyla Beden Eğitimi mezunu olabilmiş. Çocuk ve eşinin mobilitesi nedeniyle sadece 5 yıl çalışabilmiş. Fakat Poyraz biraz daha büyüyünce yeniden görev almak istiyor. .../... Hehe, sonunda RUclips da "ulan bu kadar uzun yorum mu olur?" diye şarladı😜 ben de çaresiz suite du film yapacağım.
suite du film 'Bedestenlioğlu' Yine bağlantılı olarak eşi Özlem'in voleybole başlaması da Salihli'de ağabeyinin peşinden antremanları seyreden çırpı gibi bir kıza antrenörün 'karşıya 3 servis geçirebilirsen seni takıma alacağım' demesi çok ilgimi çekti. Ve o kızın azimle evin demir bahçe kapısı üzerinden servis atma çalışmasında ağabeyinden destek alması. Sadece voleybole başlama hikayelerinden bile bir başka Ansiklopedi Seti çıkar vallahi. Mehmet Hocanın ekoseli gömleğinde kamufle olan yaka mikrofonu Özlem'in zarif vücudunda penye t-shirt'te pot yaptı tabii. İnşallah zengin olduğumda VUD'a Rode marka unidirectional mikrofon alacağım. Salihli'nin kirazlarından dedesinin rahatsızlığı nedeniyle İstanbul'un karmaşasına taşınmak zorunda kalmış Özlem. Okul dosyasında voleybol oynadığı farkedilince Haznedar Kulübü tarafından takıma çağrılmış. Bir maç sırasında tribünde sırasını bekleyen GS antrenörü Doğan Aktekin bu kızdaki yeteneği farkedip transfer etmek istemiş. Ama kulübü bir sene bonservisini vermediğinden takımla antremanlara çıksa da maçlarda ancak 1988 gibi görev almaya başlamış. Benim gibi orta oyuncusu. Yani hammal! Kendi sahasından çıkan her topa 'at bana' diye sıçra, rakip sahadan gelen her topa ortaya kontrol sonra kenara koştur ve blok yap. Git gel 3m üç saniye. Top pasörün parmaklarına değmeden havada olacaksın. Ve o pasör belki on toptan birisini sana atacak. O top da ya alçak ya yüksek ya içeri ya geriye olacak. Ve sen o nadir fırsatı sayıya çeviremezsen fırça yiyeceksin. Gözün sürekli pasörün kıçında...Hangi kombinasyonu gösteriyor. Kafan karşı takımda. Kim arkadan hücum edebilir. Pasör ön oyuncusu mu...Ne bileyim işte...Diyeceksiniz ki amma ağladın kardeşim. Evet, ben top oynarken de lakabım Cüreklibatur idi zaten. Hele Serkan'ın asansör hücumunda belimin orta yerine diziyle inmesi sonrası oynadığım drama o sene yabancı film kategorisinde oscar'a aday gösterilmişti. Özlem mütevazi bir şekilde voleybolu sadece 1988-2005 arası oynadım dedi. On yedi yıl eder bu! Ve bunun büyük kısmını Galatasaray gibi bir kulüpte oynadı. Ardından Urfa'ya kadar uzanan bir voleybol serüveni yaşamış. Çöpün çatılması bölümünde anladığımız bu sayede kendisinden büyük eşiyle önce arkadaşlık sonra doğal olarak evrilen bir hayat birlikteliği olmuş. Mehmet hoca bu noktada araya giriyor: uzatmayın işte, sonuç elde edilmiş, maç kazanılmış mı? diyor. Özlem'in rahat yapısı hocanın titiz ve düzenli karakteriyle nefis bir zenginlik oluşturmuş. Ortada buluşuyoruz diyor bu harika çift. Zaten hayat da bu değil mi? Hele evlilikte haklı olmak diye bir durum sözkonusu olamaz. (özellikle erkekler için) Özlem ise laf arasında bir ipucu veriyor. Bazen 'hoop burası voleybol sahası değil' diyormuş! Ne yapalım Mehmet Hocamızın da 'modeli böyle' içinde kötülük yok. En azından oyuncusuna terlik fırlatmıyor. Babam şurada olaydı da yatalak olaydı... Araya sıkışan ve içimi cız ettiren bir başka harika cümle Mehmet Hoca'dan Bir erkeğin babası hayattayken asla tam bir erkek olamayacağını anlatan, o sert otoriter karakterlerin altında aslında sırtını yaslayabileceğin bir çınarı ne kadar da aradığını ifade eden şiirsel bir ifade. Umarım Allah hayattaki babaları uzun ve sağlıklı ömürler bahşeder. Ama olamazsa da 'neden benim babam' demeyin. Çünkü bizim ki de erken gitti. Onun yerine bir baba olarak siz de erken gitmemek için elinizden gelen gayreti gösterin. Nihayetinde kader evrenin kurallarıdır. Tabii ki sonuçta O'nun dediği olacaktır. Gel gör ki biz de düz çizgiye çanak tutmasak fena olmaz değil mi? Kapanış mutfağa da yakışan Mehmet Hocamızın sac kavurmasıyla yapıldı. Ağzımızın suları aktı. Ne zaman internetten indirebileceğiz bu yemekleri? Bülent bey için de birkaç satır etmesek olmaz. Kendisi 'eş durumundan' yeşil pasaportlu köle Cevat Kelle durumunda. Boğaz tokluğuna çalışıyor. Neyse ki ona sadece somun ekmek vermiyorlar. "Çat Kapı yaz tatili yapmasın" diyenler kaleye mum diksin. Emeklerinize sağlık, teşekkürler...
He he 😂 RUclips amca bu uzun yoruma dayanamamış ikinci yorum gelmiş Yavvv Attilacığım ben kendimi detaycı sanırdım meğerse senin eline su dökemezmişim 🤣 Sen sinema filmlerini de kimbilir nasıl detayla izliyorsundur. Böyle yazman özellikle benim için şahane oluyor zira hem soru sor hem kamerayı ayarla derken etraftaki nice şeyi kaçırıyorum. Bazen montajı yaparken yakalıyorum birçok şeyi… Bu program bugüne kadar yaptıklarımın en uzunuydu, sıkılmadan soluksuz izlemen ne güzel yav 😅. Ben bu ara Çat Kapı, Çantam Kapıda derken iyice tatil modunda kayboldum ama gördüğün gibi geç olsa da şahane yazılarını okuyorum. Zaman ayırıp üşenmeden yazdığın için çok mutluyum. Sevgiler kocamanından
Çok güzelsiniz. Salihli'den Bedestenlioğlu ailesine selamlar, sevgiler. 🧡❤
mehmet hocam kuzeyboru spor ve benim için değerli bir insandır... sevgiler selamlar..
Bu programı yapanlara ve Sayın Mehmet BEDESTENLİOĞLU ve ailesine sonsuz teşekkürler. Soluksuz izledim. İyiki varsınız Mehmet hocam. Sağlık ve mutluluklar diliyorum.
Hacettepe Eczacılıktan sevgiler selamlar değerli arkadaşım Mehhmet’e😊
2 kardeşime de mutluluklar diliyorum..