Видео

Defineciler Ztn bulduklarını müze ye veriyor. Tarihine göre değer biçilip %50sini defineci ye veriyor. Mesela bir eşya değeri 20 ise 10u defineciye gidiyor. Biraz araştırma yapsaydın keşke:)

Benim bildiğim Lidya nin son kralı ve kaybettiği savaş sonrasında yıkılış dönemine girerek pers imparatorluğunun hakimiyetine geçmiş diye okudum

sen kimsin bacim...usakta hazinesi bulunan prensesmi yoksa

@@vatandas3546 :)) harbi ha bu kim ki

Defineciler olmasa bu kadar şeyi imkanı yok arkeologlar bulamazdı😂

İnanki bı defineci dayı vardı ilkokul mezunu. Arkeolaklar bile akıl alıyorlardı adamdan hayatını bu işe adamış resmen.

Aynen ben de öyle biliyorum Karunun hikayesini. Ama burdaki kral Kroisos zaten bir kralın oğluymuş. Kroisos'a Karun demek yanlış olabilir bence

Karunun hazinesinin anahtarları kırk deve yükü kadardi

Demek ki neymis karunun sikini bulmus bile degillermis. Yani karun ile alalasi bile yok

Sizde bunun karunun hazinesi olduğuna inanıyorsunuz yani

Maaaaaaalesefff çooooook yanlışşşşşşş biliyorsunuzzzzz o bahsettiğiniz Kabildir karun ile uzaktan yada yakından ufacıkk bir alakası dahii yokturrr istersenizz bi araştırın yanıldığınızı anlayacaksınız. Yokk halenn ben hakikatten bahsediyorum diyee direteceksen de bizi aydınlatıcı bir kaynak göstermeni ricaa ediyorummm malumm bilmemek ayıplanacak birşey değilll öğrenmemek öğretmemekdir ayıp olan ;)

“Karun, Musa’nın kavmindendi. Fakat onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, gerçekten (hazinelerin) anahtarlarını güçlü bir topluluk zor taşırdı. O zaman kavmi ona şöyle demişti: Şımarma! Bil ki Allah, şımarıkları sevmez!” (Kasas, 76) Kalbi, dünya meyli ile dolan Karun, artık Musa (as)’ın nasihatlerinden sıkılıyor ve tavsiyelerine tahammül edemiyordu. Harun (as)’a Auroan kesme görevi (hibirlik) verilince, kalbine yerleşmiş bulunan kötü duygu, gün yüzüne çıktı. Haset ve kibrinden dolayı dayanamadı, öfkelendi ve Musa (as)’a gelerek: Musa! Kardeşin Harun’a “hibirlik” verdin. Benim ise böyle bir şeyim yok! Halbuki ben, Tevrat’ı gayet iyi okumaktayım. Ben Harun’dan daha üstünüm,” demiş. Musa (as) ona: “Harun’a bu vazife ve makamı ben değil, Cenâb-ı Hak verdi” dedi. “Bana bir alâmet göstermedikçe, bunu kabul etmem!” dedi. Musa (as), İsrailoğulları’nın önderlerini topladı ve: “Bastonlarınızı getirin! Hepsini belli bir yere koyalım. Kimin bastonu yeşerirse, hibirliğe o lâyıktır!” dedi. Bastonlar getirildi, ibadet ettikleri mabede bırakıldı. İçlerinden yalnız Harun (as)’ın asası yeşerdi. Bu açık mucize neticesinde Musa (as), Karun’a döndü: “Ey Karun! Bunu ben mi yaptım?” dedi. Karun şaşkındı. İşin hakikatini anladığı halde nefsine uyarak: “Bu, sihirbazlıktan başka bir şey değildir!” dedi. Sonra kızgın bir şekilde oradan ayrıldı.

“Kârun ise: ‘Bu (servet), bana ancak kendimdeki bilgi sâyesinde verildi.’ dedi. O, bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü ve taraftarı çok olan kimseleri helâk etmiştir! Günahkarlardan günahları sorulmaz. (Allah onların hepsini bilir.)” (Kasas, 78) Derken, Karun, ihtişamı içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzulayanlar: ‘Keşke Karun’a verilenin bir benzeri bizim de olsaydı, doğrusu o çok nasiplidir!’ dediler.” (Kasas, 79) “Kendisine ilim verilenler ise: ‘Yazıklar olsun size! İman edip salih amel işleyenler için Allah’ın mükafâtı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.’ dediler.” (Kasas, 80) Karun bir gün kavmini topladı ve Hazreti Musa’yı da oraya çağırdı. Sonra oradaki halkın duyacağı şekilde: “Ey Musa! Allah’ın şu emirlerini bize bildir. Hırsızlık yapanın, zina edenin cezası nedir? Bunları sen yaparsan senin durumun ne olur?” diye sordu. Hazreti Musa: “Hırsızlık yapanın eli kesilir, zina eden recm (taşlanarak öldürülür) edilir!” dedi. Karun tekrar: “Ya bunları sen yaparsan!” diye sordu. Musa (as) da ; “Aynı cezadır” diye cevapladı. Bunun üzerine daha önceden kötü bir plân hazırlamış olan Karun, kalabalığın arasından bir kadına seslendi: “Ey kadın, gel. Musa ile yaptığın çirkin fiili ve iffetsizliği anlat!” dedi. Bu korkunç iftira karşısında Musa (as), çok hiddetlendi, öfkelendi. Bu sırada kadın da yanlarına gelmişti. Bir şeyler söylemek istedi, fakat dili tutuldu, söyleyemedi. Hazreti Musa öfkeyle sordu: “Ey kadın! Denizi yarıp yol yapan ve Tevrat’ı indiren Allah’ın hakkı için doğruyu söyle: Ben seni tanıyor muyum? Benim seninle bir alâkam var mı?” Kadın büyük bir pişmanlık içinde: “Ya Musa! Karun bana bolca para verdi ve sana bu iftirayı atmam için beni kandırdı!” dedi. Sonra da büyük bir üzüntü ve pişmanlıkla tövbe etti. Bu olaydan sonra Musa (as) secdeye kapandı ve: “Yâ Rabbi! Onların cezasını ver!” diye dua etti. Bu bedduadan sonra yer yarıldı. Karun ve ona tâbî olanlar, hazineleriyle birlikte yerin dibine geçtiler.

Bu kadarı kafidir diye düşünüyorumm kardeşimmm hayırlı ramazanlar. .

​@@maaremerkaya1940 👍

Mülteci olarak gelmiş milattan önce

Karun değil o, Kabil'di. yanlış bilginiz var yahu !!,

Ne hakaret kardeş sen yolda para bulsan devlete desen para buldum 100 tl al sana 10 kuruş der yollar yurt dışına 500 tl ye satarsın akıl varsa yurt dışına satarsın zaten devletimiz devlet değil hırsız

Vay gardaşım vay yanında yaşadın parayı sen bastın herhal 😃

@@batus1000 sonuca bak kardaşım sonuçta öldüler bizde ölecez bizden sonrakilerde .

Merhaba videonun ikincisinde muze müdürü hanim zaten karun hazinesi olmadığını aynı döneme ait olduğu icin bu ismi aldığını söylüyor.Evet Karunun hazinesi değil

Sebep ? Doğal eczaneme Senin devletin o ara ne yapıyordu elin amerikalısı anadoluda cirit atarken hadi onlar fakir eğitim seviyeleri düşük diyelim köylüler için senin deniz güçlerin senin gümrük müdürlerin senin arkeolok ların senin turizm bakanlığın senin devletin ne yapıyordu suç kimde bir düşün bakalım

@@mesutsavur9334 hep devlet suçlu değil mi işinize gelmeyince vay devlet neredeydi.

@@yukseliskol hadi oradan boş konuşma bir ülkenin her varlığından devlet sorumludur 5.10 yıl sonra dava açıp geri aldığına göre ilgilenilirse devlet ülkesinin her köşesine sahip çıkabiliyormuş demekki ihmal ihmal ihmal

Devlet zamanında 40 milyon dolar harcamis tekrardan getirmek için. Şuan o hazineyi bulsan devlet ne verrlir hiç bişey ödül olarakta bide nezaret de yatarsın. Bizim ulkemizde işler böyle döner. Ondan sonra elinden alınan mallar bu işi yapan yüksek tanıdıkları olanlara geçer ülkede şuan bulunan malların hepsi müzeye gidiyomu saniyosunuz.