Видео

Merhaba, öncelikle bu durumu kanıtlamanız gerekecek. Elinizde tıbbi belgeniz olmalı. Umarım kalıcı bir hasar oluşmamıştır. İyi günler dileriz.

Kolumda bir ağrı vardı geçti sonra sırtıma vurdu iğne olmasın lütfen sabahtan beri ağlıyorum lütfen yardım edin yalvarıyorum

Öncelikle geri bildiriminiz ve değerli yorumlarınız için teşekkür ederiz. Dile getirdiğiniz sorun gerçekten çok önemli bir nokta. Sağlık sistemimizdeki mevcut çalışma koşullarının, özellikle acil servislerdeki yoğunluğun, hekimlerin aydınlatılmış onam alma süreçlerini zorlaştırdığı bir gerçektir. Ülkemizin sağlık sistemine özgü zorlukların ve çalışma koşullarının dikkate alınması gerektiği kaçınılmaz ancak yargının da mevcut düzenlemeler çerçevesinde karar vermesi gerektiğini göz ardı edemeyiz. Bu konuda çözümler geliştirilmesi gerektiği tartışmasızdır. İy günler dileriz.

Teşekkür ederiz.

Öncelikle yaşadığınız durum için gerçekten üzücü geçmiş olsun. Sağlık hukuku, tüm tarafların haklarını dengeli bir şekilde korumayı amaçlamaktadır; ancak, her vaka kendi özelinde değerlendirilmesi gerektiğinden ve dosyanıza detaylarını bilmediğimiz için yorum yapamıyoruz. Fakat Yargıtay son yıllarda malpraktis davalarında verdiği kararlarda enjeksiyon öncesi hastanın tıbbi uygulamanın riskler konusunda aydınlatılması ve onamının alınmasını, onam yok ise tazminata hükmedilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Yaşadığınız tecrübeyi paylaştığınız için teşekkür ederiz. Kararın ret gerekçesini de paylaşırsanız yorum yapma imkanımız olabilir. İyi günler dileriz.

Mesleki Sorumluluk Kurulu soruşturma izni vermiş oldu. Bu karar kesinleşti ise artık savcılık soruşturma başlatacak. Savcılık yapacağı incelemede suç şüphesi bulursa iddianame düzenleyecek ve ceza davası açılacak. Asliye Ceza Mahkemesinde doktor yargılanacak ve eğer kusurlu bulunursa o zaman ceza alacak. Yani Mesleki Sorumluluk Kurulu kararı ile doğrudan ceza verilmez ama süreç başlamış olur.

Zaten mahkememiz 2021 den beri devam ediyordu.savcilik diyebilirmi şimdi mahkeme yapılmayacak. Daha önce savcılık ceza alsın diye mahkeme açmıştı

Öncelikle, başınız sağ olsun. Yakınınızı kaybettiğiniz için üzgünüm. Bu tür durumlar son derece zor ve karmaşık olabilir. Size hukukî bir yol gösterici olabilmem açısından, sorunuza detaylı ve bilgilendirici bir şekilde cevap vermeye çalışacağım. 1. Tıbbi Malpraktis (Tıbbi Hata) Nedir? Tıbbi malpraktis, sağlık profesyonellerinin standart uygulamalara uymaması veya hatalı uygulamalar sonucu hastaya zarar vermesi durumudur. Türkiye’de tıbbi malpraktis davaları, hem cezai hem de hukuki boyutlarıyla ele alınabilir. 2. Sorumluluk ve İspat Yükü Tıbbi malpraktis davalarında, doktorun veya sağlık kuruluşunun kusurlu olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Bunun için genellikle uzman görüşleri, tıbbi raporlar ve ameliyat esnasındaki kayıtlar gibi deliller önemlidir. Özellikle sizin durumunuzda, aort yaralanmasının nasıl gerçekleştiği, fark edilmemesi ve sonrasında yaşanan sürecin detaylı olarak incelenmesi gerekecektir. 3. Tazminat ve Ceza Davaları Tıbbi malpraktis davalarında iki tür dava açılabilir: - Tazminat Davası: Hatalı tıbbi müdahale sonucu meydana gelen zararın tazmini için maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. - Ceza Davası: Doktor veya sağlık personelinin ihmali veya hatası nedeniyle ölüm veya yaralanma meydana gelmişse, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince ceza davası açılabilir. Sonuç olarak yakınınızı kaybetmenize sebep olan hatalı tıbbi müdahale nedeniyle doktorlar veya sağlık kuruluşu hakkında dava açabilirsiniz. Ancak bu sürecin hukuki ve tıbbi yönleri karmaşık olabilir. Bir avukatla çalışarak delil toplamak, uzman görüşü almak ve hukuki süreci başlatmak, dava sonucunda bir hak elde etmeniz açısından kritik öneme sahiptir. Bu tür durumlarda, deneyimli bir sağlık hukuku avukatıyla iletişime geçmenizi tavsiye ederim. Başınız tekrar sağ olsun.

@@Malpraktis Çok teşekkür ederim

Başınız sağolsun çok üzücü bir durum. Hasta kayıtları bir uzman tarafından incelenmeden hekim hatası konusunda net bir şey söylenemez . Aort yaralanması komplikasyon olarak değerlendirilebilir. Ancak burada önemli olan komplikasyonun zamanında fark edilip edilmediği ve zamanında müdahale yapılıp yapılmadığıdır. Bu noktada bir gecikme var ise malpraktis olarak değerlendirilir. Hasta kayıtlarını incelemek gerekir.

Hayır zamanaşımı sorununuz olmaz dava açmak için.

Merhaba, eğer bu soruyu bir sigortalı hekim olarak soruyorsanız, size şu şekilde yanıt verebiliriz: Tazminat talebinizi doğrudan sigorta acentenize ya da sigorta şirketinin hasar ihbarı için belirttiği çağrı merkezi aracılığıyla iletebilirsiniz. Ayrıca, talebinizi yazılı olarak iletmek isterseniz, sigorta şirketinin KEP adresine veya poliçede belirtilen e-posta adresine e-posta yoluyla, ya da iadeli taahhütlü mektup ile de gönderebilirsiniz. Ayrıca devam eden bir dava veya arabuluculuk süreci mevcut ise o süreçte mahkeme tarafında ihbar edilmesini de talep edebilirsiniz. Daha detaylı bilgiye ihtiyacınız olursa iletişim kurabilirsiniz.

Hangi sigorta şirketi olduğu fark etmez Berk bey önemli olan işlem günü ve tazminat talebi geldiği gün sigortalı olmanız. Talebi tazminat isteminin geldiği sigorta şirketine bildirmeniz gerekli. Farklı şirketlerde devam etmenizde de sorun yok.

Geçmiş olsun. Gossypiboma, cerrahi işlemler sırasında vücuda yanlışlıkla bırakılan yabancı cisim (genellikle gazlı bez gibi) nedeniyle ortaya çıkan bir durumu ifade eder. Doktorunuzun önerdiği MR çekimi son derece önemlidir. MR sonucu bu şüpheyi doğrularsa, unutulan cismin çıkarılması için muhtemelen bir cerrahi müdahale gerekecektir. Bu süreçte, yaşadığınız durumun nedenlerini ve olası hukuki yollara başvurup başvuramayacağınızı değerlendirmek uygun olacaktır. Sonuç olarak, ilgili operasyon sorasında vücudunuzda yabancı cisim kaldığını ispat etmeniz halinde hukuksal yollara başvurabilirsiniz.

Merhaba, iş yerinde ses ve görüntü kaydının KVKK çerçevesinde değerlendirilmesi önemli bir konudur. İşverenler, güvenlik gibi meşru amaçlarla işyerinde kamera sistemi kurabilirler. Ancak bu durum, çalışanların özel hayatının gizliliğine saygı gösterilmesini gerektirir. Özellikle ses kaydı yapılması, genellikle açık rıza veya özel bir meşruiyet gerektirir ve çok daha hassas bir konudur. Kişisel Verileri Koruma Kurulu'na göre, açık rıza olmadan yapılan ses kayıtları KVKK'ya aykırıdır. İşyerindeki sürekli durum raporu talebi ise, duruma bağlı olarak mobbing veya hak ihlali olarak değerlendirilebilir. Sonuç olarak, işverenlerin hem işyerinin güvenliğini sağlama hem de çalışanların özel hayatına saygı gösterme arasında bir denge kurması gerekmektedir.

Çalışma ortamında yaşadığınız bu durum gerçekten üzücü ve kaygı verici. İşverenlerin, çalışanlarının özel konuşmalarını kaydetmesi ve bunları daha sonra tehdit veya baskı aracı olarak kullanması, özel hayata ve kişisel verilerin korunmasına yönelik ciddi bir ihlal teşkil edebilir. İş yerinde ses ve görüntü kaydı yapılması, ancak belirli yasal sınırlar ve şartlar dahilinde mümkündür. Bu tür kayıtların, çalışanların bilgisi dışında ve rızası olmadan kullanılması ve özellikle tehdit amaçlı olarak kullanılması, yasalara aykırıdır. Türkiye'de kişisel verilerin korunması, Anayasa ile teminat altına alınmıştır ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve Türk Ceza Kanunu ile düzenlenmiştir. Ayrıca, işyerinde güvenlik kamerası kullanımı da belli kurallara bağlıdır ve işverenlerin bu kayıtları kötüye kullanmaları yasal değildir. Ancak, pratikte mağdurların haklarını aramasının farklı nedenlerle de olsa zorlaşabildiği de bilinmektedir. Eğer bu tür bir durumla karşı karşıya kaldıysanız, Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na (KVKK) şikayette bulunabilir ve iş hukuku alanında deneyimli bir avukattan hukuki destek alabilirsiniz. İyi günler dileriz.

Merhaba, Aydınlatılmış onam, hasta veya hasta yakınının, tıbbi bir işlemi veya tedaviyi kabul etmeden önce, işlemin doğası, potansiyel faydaları, riskleri, alternatif tedavi yöntemleri ve işlem yapılmamasının olası sonuçları hakkında tam ve açık bir şekilde bilgilendirilmesini ve bu bilgilendirme sonrasında işlemi kabul edip etmediğini belirtmesini gerektiren önemli bir belgedir. İspat kolaylığı bakımından genel olarak aydınlatılmış onamın yazılı olarak alınması tercih edilir. Bu, hem hastanın bilgilendirildiğini ve işlemi kabul ettiğini belgelemek hem de olası hukuki ihtilaflarda kanıt olarak kullanılmak açısından önemlidir. El yazısıyla veya matbu formun kullanılması arasındaki tercih, hastane veya sağlık kuruluşunun prosedürlerine ve tercihlerine bağlıdır. Ancak, en önemli faktör, onam formunun hastaya işlem hakkında gerekli tüm bilgileri sağlaması ve hastanın bu bilgileri anladığını ve işlemi kabul ettiğini açık bir şekilde ifade etmesidir. Her iki durumda da, önemli olan, hastanın işlem hakkında yeterli bilgiye sahip olması ve bu bilgilendirme sonucunda verdiği onayın açık ve bilinçli bir şekilde kaydedilmesidir. Ancak tıbbi terminoloji ve karmaşık tedavi süreçleri ve yazım güçlüğü göz önünde bulundurduğunda, el yazısı ile onamın çok tercih edilmediğini söylemek mümkündür.

Haklısınız, aslında her tıbbi müdahale öncesinde hekimin hastayı aydınlatma yükümlülüğü vardır. Bir ameliyat öncesinde de hastanın bilgilendirilmiş onamını almak için zorunludur. Bu süreçte, hastaya işlemin doğası, potansiyel riskler, beklenen faydalar ve alternatif tedavi yöntemleri hakkında açık ve anlaşılır bilgi verilmesi gerekir. Aydınlatma süreci genellikle sözlü olarak yapılır; ancak, hastanın ameliyata olan rızasının ve bu sürecin gerçekleştiğinin ispatı için bilgilendirilmiş onam belgesinin imzalatılması esastır.

Ameliyat öncesi onan hastanın el yazı ile yazılmalıdır acaba matbu onamlar geçerli deyilmi acaba

KVKK madde 5 ve 6’ya göre, kişisel verilerin işlenmesi için genellikle kişiden açık rıza alınması gerekmektedir. Ancak, işverenin kişisel verileri işleme konusunda açık rıza dışında yasal bir temele dayanma hakkı da vardır. Örneğin, iş sözleşmesinin ifası veya işverenin yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gibi durumlar, açık rıza olmadan da kişisel verilerin işlenmesine olanak tanır. Ancak İşverenin, açık rıza vermememiz dışında yasal bir temele dayanmadan(sadece açık rızaya dayanarak işten çıkarması) haklı neden ile işten çıkarma olarak kabul edilmez. Böyle bir durumda, yargı mercilerine başvurma hakkınız doğar. Güvenlik Kabini Kayıtları sonunuza gelince; güvenlik amacıyla ses ve görüntü kaydı yapılması, hem KVKK hem de çalışanların özel hayatının gizliliği açısından hassas bir konudur. KVKK uyarınca, güvenlik kameraları aracılığıyla elde edilen görüntüler kişisel veri olarak kabul edilir ve bu verilerin işlenmesi gerekli hukuki şartlara uygun olarak gerçekleştirilmelidir. İşverenler, güvenlik kamerası kullanımı konusunda çalışanları önceden bilgilendirmeli ve gerekli durumlarda açık rızalarını almalıdır. Ses kaydı yapılması ise, genellikle daha katı düzenlemelere tabidir ve işyerinde ses kaydı

İyi günler. 'Komplikasyon gelişmeyen hasta' ifadesi, biyopsi işlemi sonrasında herhangi bir olumsuz durum ya da beklenmedik yan etkinin ortaya çıkmadığını belirtir. Yani işlem sonrası sağlık durumunuzda herhangi bir problem gözlemlenmemiş. Daha fazla bilgi ve detay için, sonuçlarınızı takip eden doktorunuzla görüşmenizi öneririz. Sağlıklı günler dileriz."

Çok geçmiş olsun, tıbbi uygulama hatası olduğunu iddia ediyorsanız yasal yollara başvurabilirsiniz. Ancak önce tıbbi görüş almanız yol gösterici olacaktır.

İlginizi için teşekkür ederiz, görüşünüzü değerlendireceğiz.

Teşekkürler

Teşekkürler

Çocuğunuzun sağlık kayıtları konusunda endişelerinizi anlıyoruz. Öncelikle, çocuk psikiyatrisine yapılan ziyaretlerin, herhangi bir tanı veya tedavi uygulanmaması durumunda bile, e-Nabız sistemine kaydedilmesi standart bir uygulamadır. Bu kayıtların varlığı, genellikle kişinin memuriyeti gibi gelecekteki iş veya eğitim fırsatları üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olmamalıdır. Arşiv yönetmeliğine göre sağlık kayıtlarının belirli bir süre saklanması gerekmektedir ve bu süre genellikle 20 yıldır. Ancak, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında, veri sahiplerinin kişisel verilerinin işlenmesine dair bazı haklara sahip olduğunu hatırlatmak isteriz. Bu haklar arasında, belirli koşullar altında kişisel verilerin silinmesini talep etme hakkı da bulunmaktadır. Eğer kayıtların silinmesi için yasal bir zemin mevcutsa ve kayıtların saklanması için herhangi bir yasal yükümlülük bulunmuyorsa, bireysel başvuru yoluyla kayıtların silinmesini talep etmek mümkün olabilir.

Öncelikle yaşadığınız bu zorlu süreci anlıyor ve geçmiş olsun diyoruz. Tıbbi malpraktis davaları, hem hukuki hem de tıbbi açıdan oldukça karmaşık olabilir. Sizin durumunuzda, revizyon burun estetiği ve doktorunuzun yaklaşımı hakkında bazı önemli noktalar var. İlk olarak, tıbbi malpraktis iddiasında bulunabilmek için, doktorunuzun tıbbi standartlara uymadığını ve bu yüzden sizin zarar gördüğünüzü kanıtlamanız gerekmektedir. Doktorunuzun başlangıçta kaburga kıkırdağı kullanmayı planlaması, ancak daha sonra bu yöntemi kullanmamış olması önemli bir nokta olabilir. Eğer doktorunuzun bu değişikliği yaparken sizinle yeterince iletişim kurmadığı veya onayınızı almadığı kanıtlanabilirse, bu durum hukuki bir temel oluşturabilir. İkinci olarak, doktorunuzun eylemlerinin sizde meydana getirdiği sonuçları değerlendirmek önemlidir. Ameliyat sonrası yaşadığınız sorunlar ve bu sorunların sizin yaşam kalitenize etkisi, davanızın önemli bir parçası olacaktır. Bu tür bir dava açmak için, öncelikle bir avukatla görüşmenizi öneririz. Ayrıca, tıbbi kayıtlarınızı, ameliyat öncesi ve sonrası fotoğraflarınızı, ve doktorunuzla yaptığınız yazılı iletişimleri toplayarak bu bilgileri avukatınızla paylaşın. Avukatınız, bu bilgiler ışığında sizin için en iyi yolun ne olacağı konusunda size yol gösterecektir. Son olarak, herhangi bir hukuki işleme başlamadan önce, tıbbi bir değerlendirme için başka bir uzman doktora başvurmanız faydalı olabilir. Bu, sizin durumunuzun tıbbi açıdan nasıl ele alınması gerektiği hakkında daha net bir fikir verirken, aynı zamanda olası bir davanın tıbbi temellerini de sağlamlaştıracaktır. Unutmayın, bu süreçte hem hukuki hem de tıbbi destek almak önemlidir. Size ve sağlığınıza en iyi gelecek kararı vermek için gerekli tüm bilgilere sahip olmanızda yardımcı olacak profesyonellerle çalışmak en iyisi olacaktır.

@@Malpraktis grri dönüsünüz icin tedekkür ederim öncelikle. Ilk instagramdan iletisim kurdugumdada kaburga kikirdagindan bahsettim baska hocalarinda bana kikirdak kullanilmasini gerektigini bildirdim. Ameliyat günüde belki kaburga kikirdagi kullanmam dedi ben kullanilmasini istiyorum dedim. Gerek olmaz belki falan dedi. Ve ameliyat sonrasinda ameliyatli burnumun fotografini baska hocalara gonderdim hepsi bu burnun kaburga kikirdagi ihtiysci olur dedi. Bu yazilari doktora gonderdigimde instagram uzerinden istersen parani veririm yazdi. Belkide bu arastirmalarim cekinmesine neden oldu dava acacagimi falan dusundu. 6 aylik sure gecince tekrar iletisime gececegim. Hatta ben iyi niyetimden sorunlari anlatip gerekirse ameliyathane masrafini bile oderim yazdim. 6 sonunda yapabileceklerimize bakariz dedi. Ameliyat yapip ozellikle kaburga kikirdagi alip durumumu duzeltirse mutlu ayrilirim kabul etmezse instagramda soz verdigi gibi ameliyathane masrafini kesip parayi veririm dedi. Onun ustune ekleme yapip ameliyat olmayi dusunuyorum. Smeliyat masrafini kesmesi bile mantiksiz aslinda kaburga kikirdagi anladip oyle ameliyat yapmadigi icin baska bir hekime ameliyat oldugumda cok daha fazla para odeyecegim. Burun ameliyatlarinda duzeltmek icin her baska hekim kat kat para artisi demek avukat bey

Çok geçmiş olsun. Yaşadığınız bu durumun tıbbi uygulama hatası olduğuna dair kanıtlarınız (Epikriz raporu, diğer tıbbi belgeler ve uzman görüşü) varsa, haklarınızı aramak için gerekli adımları atabilir ve iddia da bulunabilirsiniz. Bu süreçte, durumunuzu değerlendirmek ve hukuki destek almak için avukatınızla görüşmenizi tavsiye ederiz.

Rica ederiz Ali bey, sizin hekim olarak sürece katkı ve uyumlu yaklaşımınız çok zor olan davalarda dahi başarı getiriyor.

Bu olumlu geri bildiriminiz için biz teşekkür ederiz. Hekim mesleki sorumluluk sigortası konusunda doğru bilgiye ulaşmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Videomuzun sizin için faydalı olmasından mutluluk duyduk. Merak ettiğiniz başka konular varsa her zaman destek olmaktan memnuniyet duyarız.

Bu nazik yorumunuz için teşekkür ederiz. Müvekkillerimizin yanında olmak ve onlara en iyi şekilde yardımcı olmak bizim için büyük bir önem taşımaktadır. Sizlere destek olabildiysek ne mutlu bize. Güveniniz için tekrar teşekkürler.

Geçmiş olsun öncelikle, Size bu enjeksiyonu uygulamadan önce muhtemel ilaç yan etkileri konusunda bir aydınlatılma yapılmış ve aydınlatılmış onam belgesi imzalatılmış olmalı. Eğer onam yok ise ve bu uygulama nedeniyle zarar oluştu ise bunun tazminini Sağlık Bakanlığından talep edebilirsiniz. Karşılanmaz ise idare mahkemesinde dava açmanız gerekecek.

@@Malpraktis yani. Avukat veya savcılık nasıl. Bir. Dilekçe. Sunmam gerekiyo igneden dolayı oluşan apse. Patladi şuan kalçadan devamlı. İntihap şeklinde kan. Akiyo

Merhaba, haciz işleminin durdurulabilmesi için kararda yer alan tazminat miktarını, işlemiş faiz ve yargılama giderleri ile birlikte icra dosyasına depo etmek veya o miktar kesin ve süresiz teminat mektubu sunmak gerekir. Bazı sigorta şirketleri sigortalı hekim içn teminat mektubu sunuyor, şirket uygulamasına bağlı bir durum. Ancak mutlaka irtibata geçip durumunuzu iletmelisiz.

15 Haziran 2022 ‘de yayınlanan” Sağlık Meslek Mensuplarının Tıbbî İşlem Ve Uygulamaları Nedeniyle Soruşturulmasına Ve İdarece Ödenen Tazminatın Rücu Edilmesine Dair Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in Davanın ihbarı ve rücu başlıklı 12 maddesinde yer alan “…. kasten görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullandığı kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile tespit edilmesi halinde ilgili sağlık meslek mensubundan tazminata konu olaydaki kusur oranı gözetilerek Kurul tarafından belirlenen miktarının ödenmesinin istenilmesidir.” Şeklindeki düzenlemede her ne kadar kasti suç gerekliliği tanımlanmış ise de, aynı yönetmeliği 13 maddesine göre; “ idarece ödenen meblağın sağlık meslek mensubundan rücuan tazmin edilip edilmeyeceği hususunda Mesleki Sorumluluk Kurul tarafından karar verilecektir.” Belirttiğiniz davada hekim eylemi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı olmadığını ifade etmişsiniz. Bu durumda detayı incelemeden bir yanıt vermek doğru olmayacaktır zira illiyet bağı olmaması nedeniyle Kurul rücu kararı da vermeyebilir. Kaldı ki; Kurul rücu kararı vermiş dahi olsa Asliye hukuk mahkemesinde görülecek olan davada hakim kusuru, rücu miktarını ve hakkaniyeti tekrar değerlendirecektir.

Teşekkür ederim cevabınız için,kesin olmayan illiyet ve 1/8 kusur oranı belirtildiği için istinaf mahkemesi tekrar atk.dan rapor alınması gerektiği yönünde yerel mahkeme kararını bozdu .İkisi farklı suç tanımlarına girdiği için.

Kurul mahkemenin teskeresine bir yanıt vermek durumunda. Yoğunluk nedeniyle uzun sürede dönüyor kuruldan raporlar. Bu durum da adaletin gecikmesine neden oluyor maalesef.