- Видео 22
- Просмотров 6 952
Burcu Kızmaz
Добавлен 1 май 2020
Merhaba, hoşgeldin!
Olmakta olduğum kişiden olmaya doğru gidişte düşüncelerimi ve deneyimlerimi paylaşmak için buradayım, keyifli seyirler ✨️🦋
Podcastlerim:
open.spotify.com/show/4W0o4qUGae1gmu0Emlm1Zc
İnstagram:
hayretbirseyburcu?igsh=MWRpZnEzYTU0b21zZw==
Olmakta olduğum kişiden olmaya doğru gidişte düşüncelerimi ve deneyimlerimi paylaşmak için buradayım, keyifli seyirler ✨️🦋
Podcastlerim:
open.spotify.com/show/4W0o4qUGae1gmu0Emlm1Zc
İnstagram:
hayretbirseyburcu?igsh=MWRpZnEzYTU0b21zZw==
Dedikodu yapmak masum mu kaldı? | Çocuk büyütmek kendi çocukluğunu büyütmektir.
Son günlerdeki gündemden rahatsızlık duymayan var mı?
Anne baba olunca anladığımız en önemli şeyler nelerdir?
#kisiselgelisim #farkındalık #psikoloji #motivasyon #aile #ebeveyn #anne #annebaba #insanlar #kötülük #iyilik #insanlar #kendinikeşfet #çocuk #çocukolmak #bilinçaltı #bebekölümleri #kadın #kadıncinayetleri #çocukyetiştirmek #gündem #gününvideosu #sevgi #yaşam #hayat
Anne baba olunca anladığımız en önemli şeyler nelerdir?
#kisiselgelisim #farkındalık #psikoloji #motivasyon #aile #ebeveyn #anne #annebaba #insanlar #kötülük #iyilik #insanlar #kendinikeşfet #çocuk #çocukolmak #bilinçaltı #bebekölümleri #kadın #kadıncinayetleri #çocukyetiştirmek #gündem #gününvideosu #sevgi #yaşam #hayat
Просмотров: 147
Видео
Kötülük neden var? | iyi/kötü insan olmayı kim belirliyor?
Просмотров 356Месяц назад
Kötülük neden var dedikten sonra gelen bir takım düşünceleri buraya bırakıyorum. #kisiselgelisim #farkındalık #psikoloji #felsefe #motivasyon #insan #benkimim #sevgi #kendinikeşfet #iyilik #kötülük #dünya #insanlar #sorumluluk #özgürirade #düşünce #bakışaçısı #özfarkındalık #podcasters #yaşam #irade #akıl #kendinitanı
İnsan neden yaşar | kendini anlamak isteyenler için
Просмотров 504Месяц назад
Kendine sormalık sorulardan gelen yorumlar beni bu videoyu çekmeye yöneltti. #farkındalık #motivation #motivasyon #benkimim #gününsözü #felsefe #podcasters #kendinesor #kendinikeşfet #düşünce #bakışaçısı #özfarkındalık #yaşam #insan #deneyim #psikoloji #değişim #kişiselgelisim
kendine sormalık sorular | yol gösterici
Просмотров 473Месяц назад
Kendini tanımaya giriş #motivasyon #psikoloji #felsefe #kisiselgelişim #podcasters #gününsözü #düşünce #kendinikeşfet #benkimim #yaşam
fırsat deyip geçmeyin! | fırsat olup olmadığını nasıl anlarız?
Просмотров 2602 месяца назад
Karar vermeden önceki safhadaysan, izlemelisin. #farkındalık #fırsat #podcasters #psikoloji #gününsözü #motivasyon #sezgi #gününvideosu #kisiselgelişim #değerlendirme
HAYATIN VE YAŞAMANIN ŞİFRESİ ÇOK BASİT
Просмотров 1002 месяца назад
İnsan olmaya çalıştığımız bir özümüz ve tamamlanacağımız da bir özümüz var ve bunlar bir gün kesişecekler diye umuyorum. İnsanın insan olma yolculuğuna çıkmasıdır hayat. Yaşama tutunmak için bir tutku bir sebep, burada geçen süreyi daha anlamlı kılmaya yardım edecektir. Ve şifre çok basittir. Bana birlikte düşünerek ve dinleyerek eşlik edenlere teşekkür ediyorum ve destekleriniz için teşekkür e...
Neden kötü şeylerde iyiyi görmeliyiz? | haftalık konuşma #farkındalık #motivasyon #düşünce
Просмотров 1262 месяца назад
merhabalar, 3. videomla sizleri gönülden kucaklıyorum, tüm iyi hisleri ihtiyacı olanlara gönderiyorum( en azından niyetim böyle) o zaman iyi seyirler, iyi düşünmeler ve iyi hislere bürünmeler dilerim. yorumlarda fikrinizi belirtmeyi unutmayın 👍🏻🪷
19 kg verdiren yaklaşım | şekersiz 23. Gün | sohbet/yargılamak #nosugar #farkındalık #kiloverme #if
Просмотров 602 месяца назад
19 kg verdiren yaklaşım | şekersiz 23. Gün | sohbet/yargılamak #nosugar #farkındalık #kiloverme #if
#Makyaj yaparken sohbet etmeyi deniyorum🪞| ben kimim, hayatın olgunlaştırması üzerine #podcasters
Просмотров 1192 месяца назад
#Makyaj yaparken sohbet etmeyi deniyorum🪞| ben kimim, hayatın olgunlaştırması üzerine #podcasters
Allah'tan korkusu olmayanın hiçbir şeyden korkusu yoktur.Canlıya değeri kanun ile kendi ile sınırlıdır. Allah'tan gerçekten korkan karıncanın bile değerli olduğunu hisseder. Bu garip bir histir sempati kurmak gibi.
@@GokhanYlmaz-td7wj Empati gibi olacaktı sanırım. Buna bağlamak da sorunlu geliyor bana bir yerde. Çünkü kimi insanın içinde inanç varsa kiminde olmayabilir. Fakat, bizleri bağlayan insan ve canlıların değerli olduğu görüşüyle oluşturulan insan hakları kapsamındaki kuralların uygulanabilir olması gerektiğini düşünüyorum. Bu şekilde Dünya'nın hangi ucuna gidersek gidelim, başımıza insan olarak kötü bir şey gelmeyeceğinden güvende olacağımızdan emin olabiliriz. Allah korkusu ve sevgisi de evet ahiret inancı sebebiyle bağlayıcıdır ama Müslüman ülkelerle sınırlıdır. Yani insan hakları daha dinleri de kapsayabilir ama daha kuşatıcı iken diğer dini inanç sistemleri daha yerel olabilir. Kümeler gibi düşünün bu dediğimi. İnsanın insan olduğunu unutmaması gerektiği günler diliyorum.. Hepimize.
Müslüman olmamak ile böyle cani ve ekstrem bir ideolojiyi aynı görmeniz çok üzücü. Bunu geçtim kadınlara haksızlığı daha çok yapanlar muhafazakar kesimden çıkıyor. Benim ateist, agnostik, müslüman olmakla alakası olmayan arkadaşlarımın hiçbiri müslüman olan tanıdıklarım kadar sevgisiz ve anlayışsız değildi.
@@sqgke evet, dikkatli okursanız aynı düşüncede olduğumu anlarsınız.
İyilik ödüllendirilmezse insanlar zamanla 'ben enayi miyim? neden bunları çekiyorum?' diyebilir😅. İnsanlar da diğer canlılar gibi sonuçta. Bir tür akıllı maymun. İyilik öğretilmiş de olsa içtende gelse desteklenmesi gerekir ki solmasın. Kötülüğü cezalandırdığımız gibi iyiliği de ödüllendirmeliyiz ki insanlar eğitilsin yönlendirilsin. İlla para vermesek övüp dillendirsek bile bir ödüldür. Bence böyle olmalı ister insan 7 isterse 70 yaşında olsun.
İnsan enayi olduğunu düşünüyorsa bence iyilikten değil; iyilik yaptığı insanlardan vazgeçebilir, iyi insan olmak ve insan kalmak bu tarafta yer alıyor gibi. İnsan olmakta olan bir varlık olduğu için evet, belki onurlandırmak işe yarar git gelleri olmasın da iyilikten şaşmasın diye. Fakat bunları değerlendirecek takip edecek mercii yok veya sadece İlahi düzlemde.
Katılmıyorum hayat seçimlerimize göre şekillenir seçtiğimiz yolda karşılaştığımız şeyler bizi dönüştürür.
Ağzınıza sağlık. Kendi görüşümü açıklayacak olursam. Ben özel bir amaç için burada olduğumuzu düşünmüyorum.Çevrenizde görmüş olduğunuz kediden tek farkımız bilişimizin doğal yollarla gelişmiş olması.Temel amacımız diğer canlılarda olduğu gibi hayatta kalmak.Bunun ötesine koyulan her şey bilişimizin gelişmiş olmasından ötürü. Natüralistim ve nominalistim.Anlamlar ve değerlerin bizim uydurmamız olduğunu ve kötü-iyinin sadece adlandırmadan ibaret olduğunu düşünüyorum. Kötülük probleminde temel sorun sadece kötülüğün kendisi değil.Aynı zamanda gereksiz doğal kötülüklerin de mevcut olması. Doğal afetler gibi insan iradesi dışında gerçekleşen kötülükler de vardır. Tanrı, doğa yasalarını yaratmak zorunda değildir; bu yasalar olmadan da sadece insan iradesine özgü ahlaki kötülükler üzerinden doğaüstü bir ortamda bizi imtihan edebilirdi. 5 yaşındaki bir çocuğun depremde ölmesi gereksiz bir acıdır. Doğal yollarla ortaya çıkan bir orman yangında ormanda yaşayan bir geyiğin yanması tanrısal imtihanın neresiyle bağdaşabilir? Gerçekten bunların yaşanmasına gerek var mıydı? sonuçları daha az yıkıcı olan kötülükler üzerinden de imtihan edilebilirdik. İnsan iradesine bağlı olarak imtihan meselesinde bile gereksiz kötülükler var. mesela bir çocuğun insan tarafından ateşle yakılması gibi ölçüsüz kötülükler bile maalesef günümüzde mevcut. Tanrı, ateşi bir amaç doğrultusunda yarattığında bu ateş olayını insanları etkilemeyecek şekilde yaratabilirdi. Aynı zamanda liberteryen olmayan özgür irade problemi var.Şunu hiç fark ettiniz mi? İnsanların büyük çoğunluğu bilim, felsefe gibi soyut konulara ilgili değildir ve bu alanlarda beceriksizce akıl yürütürler.Kişilik ve dünya görüşleri büyük ölçüde doğdukları kültürel bağlardan etkilenir.Kişilik özellikleri genelde sabit kalır.Bireyler, doğuştan gelen bilişsel önyargılar(Özellikle Cognitive dissonance ve Confirmation bias) ve sosyal hayvan olması(adaptasyon) nedeniyle doğduğu zamanın ve mekanın mevcut inançlarını koruma eğilimindedir; bu durum insanlarda değişim ve uyum sağlama çabalarını zorlaştırır ve hayat telaşı da işin içine girince daha da belirginleşir.Yine de kişi kendi isteğiyle üst insan olmayı seçemez mi? Seçemiyor. Özgür irade yani decoupling yeteneği hissiyattan, kişiden, görüşten,çevreden bağımsız bir şekilde düşünebilme yeteneğidir.Kişi bu yeteneğe ne kadar sahip olursa o kadar mantıklı ve bağımsız kararlar alabilir.Bu da insanlarda eşit derecede gerçekleşmiyor yani özgür irade herkeste farklı derecede çünkü kişilerin maruz kaldığı genetik ve çevresel koşullar farklıdır. Kiși kendi seçimlerini yapıyor gibi görünse de, aslında bu seçimi yapan kiși olmayı kendisi seçmiyor. Ortada geliştirilebilecek durumda olup gelişmemeyi seçmek değil de doğrudan direk gelişememe durumu var. Sadece az sayıda insan değişim gösterebilir.Değişim gösterebilenler decoupling yeteneği iyi olur veya radikal çevresel etkilere maruz kalır. Seçemediğiniz içsel ve dışsal faktörlerin etkileşimi sonucu decoupling yeteneği iyi olan ya da olmayan bir insan olursunuz. Decoupling yeteneği yüksek olan kişiler mesela sizin gibi soyut konulara ilgi duyar. düşük zeka,erkek olmak fakirlik gibi faktöre maruz kalan insanın suç işleme eğilimi ile zekası yüksek,kadın olan sosyoekonomik avantajlarda doğan kişinin suç eğilimi bildiğiniz üzere eşit değil. Düşüncelerin içimizde olduğunu düşünüyoruz. Kendiliğinden oluştuklarını zannediyoruz. Aslında düşüncede olan şey size nesilden nesile aktarılan deneyimlerin, düşüncelerin ve duyguların toplamıdır.Siz bunları şuan kendiniz düşünmüyorsunuz.Bunları düşünmeniz seçemediğiniz içsel ve dışsal faktörlere bağlı. Bizim aşina olduğumuz bilgiler bizim tarafımızdan doğrudan deneyimlenemez ve düşünülmez. Düşünceler tepki verici olarak ortaya çıkar. Düşünceler seçemediğiniz çevrenizdeki girdiler ile oluşur.Mesela şuan siz bu videoyu yapıyorsanız ve varoluş üzerine derinlemesine düşünüyorsanız bu kesinlikle seçemediğiniz doğduğunuz çağa,yıla,eğilimlerinize bağlı.1700 lü yıllarda doğmuş olsaydınız bunları düşünmeyecektiniz bile. Muhtemelen erken yaşlarda vefat eden ataerkil bir sistemde yaşamınızı sürdürüyor olurdunuz. Bunu da kavramak önemli.Elinizde olmayan pek çok faktör var.
@@antidoxalud okurken o kadar keyif aldım ki, sizin de düşüncelerinize ve parmaklarınıza sağlık diyorum. Böyle şeyleri konuşmak o kadar zor ki sosyal çevrede. Aşırı aşırı keyif aldım okurken. Genel olarak sizi anlıyor ve katılıyorum. Kafamın karışık olduğu yer, determinist bir ahlak yaklaşımı içinde olduğunuz yer oldu. Ben bu konuda yine de egzistansiyal ve otodeterminist yaklaşıyorum. Kaldı ki, bilincin etkilenip şekillenmesi dnalar, aile, sosyal çevre ve eğitimle olduğunu biliyoruz. Ben yine de yapılabilecek her zaman bir şey vardır diyorum. Bir insanın yaratılma öyküsünü veya neden yaratıldığı öyküsünü kutsal kitaplar ve peygamberler dışında birinci ağızdan duyasak bile, bize akıl ve ruh verilmeyebilirdi. Veya birinden biri. Bence, bu metafizik konuları konuşabilir ama tartışamayız veya bir yere varamayız ne yazık ki. Aslında şu yüzyılda hem çağa ayak uyduran hem de ilkel düzlemde veya orta çağ zihniyetinde yaşayan insanlarla bir arada yaşıyoruz. Her birimiz bir üst seviyeye " kendini gerçekleştirmeye" neden geçemiyor diye düşündüğümde ise her insanı derinden etkileyen yaşamın monotonluğundan alıkoyan ama aynı zamanda bu monotonlukta( yaşantının kendisi aslında) yaşamaya ve güçlüklere mücadele ederek gelişmeye maruz bırakıldığını düşünüyorum. Doğal afetler adı üstünde, bence dünyanın ( bir coğrafyacı bizi bilgilendirebilirse) canlı yapısının devam etmesi için gerçekleştirilmiş dinamikler bunlar. Veya insan korksun diye değil belki ama çıkarım yapsın diye de olabilir? Böylece önlem alabilir ve elindeki imkanı iyiye veya kötüye kullanabilir. Ateşi kötüye kullanmaya izin vermesi de özgür irade bu kapsamda yani bana göre. Şu bahsettiğiniz kavramı araştıracağım, soyut konularla ilgilenenler ile ilgili olanı, zira kendimi bildim bileli hem meraklı hem de düşünmeyi sever olduğum için belki de felsefe okumaktan aşırı haz aldım keşke bitmeseydi:) uyum sağlamak zor oluyor bazen, Toplumsal Cinsiyet rolleri gereği. Ve evet, doğduğumuz çağ ve coğrafyayı seçemediğimize inanıyoruz. Gerçekten böyle mi? Ben bilmiyorum, süpheliyim. Ya seçiyorsak? Misal ben babamı böyle biri seçtiğim için bu kadar insani yönümü arttırabildiysem yani beni tetiklediyse ve çevreme bu yönde şükretmeyi borç bilebilirim? İnsanı etkileyen olaylar ve kişiler iyi ki etkiliyor bu noktada. Ama ya hayıflanırsın, ya da elindekiyle ne yapacağına karar verirsin. Benim mantığıma yatan şey birinciden ikinciye geçişte oldu. Belki insan olmanın aşamalarıdır bunlar. En çok da ne isterim bilir misiniz? Hiç bir olay ve durumdan etkilenmeyecek konuma erişebilmeyi. İnsan olmayı deneyimlemeyi seviyorum.
@@hayretbirşeyburcu Teşekkür ederim :) Aslında benim özgür irade konusunda pozisyonum "özgür irade yoktur" değil . özgür irade ile determinizm bağdaşır mı tartışmasını gereksiz buluyorum çünkü sonuç olarak ortak fikrimiz liberteryen anlamda bir özgür irademizin olmaması.Bu sebeple insanları sorumluluk açısından değerlendirmenin buna engel teşkil ettiğini düşünüyorum çünkü bunların yanında bahsettiğim bilişsel önyargılar da doğal olarak beynimizde mevcut.Bu sebeple insanlarda değişimi az gözlemliyoruz.Dediğiniz gibi tabii ki de yapacak bir şeyler var ama bize verilen malzeme kadar yapabilme şansımız var.80 ıq fakir doğmuş bir insanla 120 ıq zengin bir ortamda doğan bir kişinin değişim yaratma olasılığı sizin de büyük ihtimalle kabul ettiğiniz üzere aynı olmuyor.Sana verilen malzeme kadar yaparsın desek daha doğru olur.Sistemin veya tanrının insanlara adil bir malzeme vermemesi de ilahi veya ruhsal imtihanla bağdaştıramıyorum. Böyle şeyleri konuşmamızın sosyal çevrede zor olmasının anlaşılabilir bir tarafı var. Felsefe de biz kişiyi kendisi yapan değerleri masaya yatıyoruz. İnsanlar bundan kuşku duymak istemiyor. Kişinin başta kabul ettiği özünden şüphe etmesi iradeyi,zihni zorluyor ve kişinin modunu-özgüvenini-moralini düşürüyor.Bu sebeple insanların çoğu doğduğu çağın birikimini doğru kabul eder ve sorgulamaz bile.Bu daha kolaydır.Hiçbir şey bilmemesine rağmen çok bilmiş gibi konuşurlar. Neye inanıyorsak onunla rahatça yaşamak varken neden daha fazla cevap arama zahmetine girelim? Elinizdeki en iyi argümanları ve kanıtları sunsanız bile, karşınızdaki kişinin fikrini büyük ihtimalle değiştiremeyeceksiniz. Hiç kimse bir yalana inanmak istemez. Gerçekler çoğu insan için önemli değil.Evrimsel başarıya hizmet eden şey sorgulayan bir filozof olmak değil çünkü önemli olan çevreye uyum sağlamak. Bu tartışmalar sadece zeki doğan, gerçekliğin doğasını merak eden,bilişsel uyumsuzluğu yaşamayan insanlara hitap eder. Çok az bir kesim. İnsanlara öyle bir beyin verilmiş ki bilişsel uyumsuzluk ile karşılaştığında rahatsızlık,huzursuzluk hissediyor.Bu çok garip değil mi? Sistemin mimarı neden böyle bir beyin vermiş bize.Yani bilişsel uyumsuzluk karşısında bizde bir tür mutluluk uyandırma ve değişime uyum sağlamayı kolaylaştıran bir irade vermek yerine tam tersi huzursuzluk,kaçınma,inançlara sıkı sıkı tutunma şeklinde bizi bir irademizin olması benim gözümde natüralizmi güçlendiriyor.Natüralizmden kastım her şeyin doğal süreçlerden meydana gelmesi ve özel doğaüstü bir amaca hizmet etmememiz.Bizim beynimiz çok ilkel gözüküyor. Beyin hakikate erişmek için evrimleşmiş bir aygıt olmadığı için hala gerçeklik üzerine uzlayaşamıyoruz ve sorularımız hala devam ediyor.Hatta evrenin nasıl oluştuğunu düşünmek,tanrıyı düşünmek bir noktadan sonra beynimiz yanmaya başlıyor.Aslında bu bir işaret. Yanmaya başlıyor çünkü beynimizin temel fonksiyonu gerçeğe ulaşmak değil. Doğal afetlerin insanların önlem alması için ve elindeki imkanı iyiye veya kötüye kullanması için tanrı tarafından bir amaç doğrultusunda bize verilebileceğini söylemişsiniz.Söz konusu tanrı olduğu zaman her türlü açıklama getirebilir ama şu var bizim tekamüle ermemiz için doğal olayların masum bir geyik yavrusunu ormanda yakmayacak şekilde tasarlanma ihtimali varken tanrının buna başvurması benim cevap bulamadığım bir mesele. Ateşi kötüye kullanmaya izin vermesi de özgür irade kapsamında demişsiniz.Tabii ki de meşhur bıçak örneği vardır.Bıçakla ekmek de kesebilirsin insan da.ama şöyle bir durum var.tekamüle ermemiz için kötü bir amaçla kullanıldığında vahşi araçlara dönüşebilen araçların olması baştan engellenebilir bir durum tanrı için. yani daha az yıkıcı etkisi olan araçlarla da biz insan iradesi test edilebilirdi diye düşünüyorum.Mesela yalan söylememek gibi.Ateş dediğimiz tepkime olmadan da bu mümkündür diye düşünüyorum. Sizin de benim gibi analiz etmeye meraklı,felsefeden hoşlanan bir insan olduğunuzu düşünüyorum.Bunu siz de ifade etmişsiniz.Hatta kendimi bildim bileli demişsiniz.Bende de sizin gibi oldu. İşte böyle bir karekterde olan kişiyi kendimizin seçtiğine inanmıyorum. Mesela benim babam sorgulama konusunda beni küçüklükten beri bir aşılamaya maruz bıraktı.aynı zamanda zeka seviyem diğer çocuklara göre daha yüksekti ve kendimin farkındaydım.Bunlar benim elimde değildi ama bundan bir 100 sene önce doğmuş olsaydım.farklı anne farklı baba.kıtlık,fakirlik,savaşlar vs. muhtemelen bunların hiçbirisi olmayacaktı. Hiç bir olay ve durumdan etkilenmeyecek konuma erişmek bence imkansız bir durum : )) Hepimize huzurlu bir yaşam diliyorum.Neye inanıyorsak inanalım içimiz huzur ve neşe ile doluysa gerisi çok da önemli değil
@@antidoxalud insan ne yaşarsa yaşasın bir yaşa geldiğinde bir uyanış yaşadığında (bilişsel anlamda diyelim) ya artık eskisi gibi olmaya devam edecek ya da yeni a anlamaya çalıştığı kişiyle veya olmakta olduğu kişiyle yüzleşecek. Ufuk açıcı yorumlarınız için tekrar teşekkür ediyorum. Evet son cümlelerden de uzatmamak adına, anlıyorum ki, insan mutlu olmak için huzurlu olmak için yaşar, ama şunu de söylemeliyim: Yanmadan pişemezsin. Bir yemek değiliz elbette. Ama tekamül yani evrim yani olgunlaşma buradan ilerliyor. Ne dersiniz umarım bir gün yaratıcının kendisine sorabilir miyiz aklımızın anlamakta zorlandığı soruları ? :) belki de öyle bir anlayacağız ki, hiç konuşmaha gerek duyulmayacak. Benim beynim yanmaktan öte düşündükçe açılıyor. Ama daha çok kopuyorum realiteden, bu da doğru. İyi günler diliyorum.
@@hayretbirşeyburcu 🙏inşallah sorarız :) İyi günler dilerim. sohbetiniz için sagolun
2:30 dünya yaratılmış mıdır? 3:00 sorumlu muyuz ağaçtan? 4:00 herkes şehirlerde yaşamak istiyor. yoksa ferah feza sığarız yüzölçüm hesabı. 5:00 yalın insan olarak demenize gerek yok. Herneyseniz öyle düşünebilirsiniz. 10:45 iyiliğin yayılacağı ilüzyonu çok kuvvetlidir. iyilik yapınca da ya yapılan kişi yada iyilik yaptığını görenden bir motivasyon gelir. sosyaliz unutmayın. 13:30 iyilik nedir ki? kötülük karşıtı olsun. kendi iyiliğin mi? ailenin iyiliği mi? mahallenin iyiliği mi? bu böyle gider. 14:40 irade konusuna itirazım yok ancak evrimsel atalarımız ortak tehlikeye karşı birbirini desteklerdi. sizin iyi dediğiniz şeyler kabile tipi yaşayan atalarımızdan bize miraslar. sandığınız kadar karmaşık değil.
Bizim dışımızda yaratılmış olan şeylere zarar vermemek konusunda, var oluşlarını sürdürebilmeleri açısından, bizimle bize rağmen yaşayan her canlı varlığa karşı sorumluyuz. Arkaik dönemlerde değiliz ki artık. Gelişim sürdükçe ve devam ettikçe aklımız ve değer yargılarımız da gelişiyor. İlk insanlar bunu düşünemezdi koşulları ve yaşları gereği zaten, özellikle de ateş öncesi zaten en fazla 35i görüp göçüp gidiyorlardı çiğ beslenme sebebiyle. Ama şimdi öyle değil? Hem düşünebilen hem de konuşup değer yaratabilenleriz biz insanlar. Sokağa atılan bir çöpten dahi rahatsız olmak gerek. Bir şeylerin farkında oldukça ve sayı arttıkça dünyamız veya aslında bizim coğrafyamız daha yaşanılır kılınabilir. Sorumluyuz. Her şeyden ve herkesten. Bir bütünüz bunu da enerjisel düşünün. Bedenlenmiş enerjileriz belki de hepimiz. Enerjiyi ruh olarak da düşünüyorum. Çok büyük bir parçanın küçük tezahürleriyiz. Teşekkür ederim bende bunları açığa çıkardı yazdıklarınız.
@@hayretbirşeyburcu İnsanların tarih boyunca hayatta kalmak ve zayıflıklarını telafi etmek için geliştirdiği dürtüler, günümüzde bencillik, empati eksikliği ve suça eğilim olarak kendini gösterebiliyor. Doğaya ve hayvanlara karşı duyulan yetersizlik hissi, insanı güç ve kontrol arayışına yönlendirirken, bu dürtüler modern toplumda bile çevremize ve birbirimize zarar vermemize yol açıyor. Ancak, bu ilkel dürtülerle hareket etmek sürdürülebilir bir yol değil. Doğayla ve çevremizle uyumlu yaşamak, bu dürtüleri kontrol etmeyi, zayıflıklarımızı kabul ederek daha bilinçli ve empatik bir tavır geliştirmeyi gerektirir. Kendimizi ve çevremizi korumak, yalnızca doğaya zarar vermemekle değil, aynı zamanda diğer insanlarla uyum içinde, adil ve duyarlı bir yaşam sürmekle mümkündür. Bu anlayışla hareket ederek daha dengeli ve barışçıl bir toplum yaratabiliriz.
@@tabucyedisamsun2425buna oldukça katılıyorum. Her birimizin nihai amacının da bu olduğuna inanıyorum. Dostum, önden niye yazmadın bunu aynı minvalde farklı kelimelerle konuşuyormuşuz.
Bunu açayım biraz, nihai amaç derken birbirimizle ilgili olan amacımız, Toplumsal amacımız, elbette bu bireysel olarak da amaçlarımız olmadığı anlamına gelmiyor. O daha farklı bir konu.
iyi yada kötü yoktur, sadece yorumlar vardır. büyük balığın küçük balığı yutması, kötü yada vahşi değil, doğaldır. doğal olan iyidir.
@@endoplazmikretikulum1378 hayvan doğasında öyledir, evet. İyi ve kötü sadece bir yorum olsaydı iyi- kötü diye nedir diye tanımlamalar olmazdı. İyi kötü yoktur değil de, bunların yorumlanması için olayların durumların olması lazım. Yani iyi kötü diye bir şey en başta kavram olarak ve evrensel ahlak yasalarına bakın vardır. Ama söylediğimiz şeyi temellendirir veya örneklersek daha iyi anlaşılırız. Şunu demek istiyorsanız: Örneğin; bir yere giderken arabam bozulmuştur bu geç kaldım diye kötü gördüğüm bir şeydir ama sonradan öğrenirim ki iyi ki bozulmuş çünkü filanca daha kötü durumdan kurtulmuşumdur. Burada evet kötü gibi görünen ama aslında iyi bir şeyler olmuş diye yorumlayabiliriz.
Rahatlatıcı bir ses tonu var.Biz zamanında böyle bir öğretmene denk gelemedik.Genelde sert homosapiemsi türe denk geldik :((=
Çok güzel zarif bir bayansınız.Karıncayı bile incitmeyecek bir yapıniz var.Hislerimde pek yanılmam.Gözlem ve tespitleriniz bir bayana göre gayet iyi.
@@GokhanYlmaz-td7wj bayım, ben bir felsefe öğretmeniyim, az kafa patlatıp dirsek çürütmedik, yaş aldıkça da yaşanılanlar olsun o kadar tespitler çıkarımlar normal bana göre
@@hayretbirşeyburcu deneyim tamam ama diploma öğretmenlik bir anlam ifade etmiyor eğer öyle olsaydı eğitim sistemi sosyal yapı berbat olmazdı.Kişisel gelişim ve farkındalık dersek bence daha doğru olur. Bu aralar felsefi kanallar çok arttı ve çoğuda ezbere konuşuyor.
@@GokhanYlmaz-td7wjeğitim sistemindeki açıkları tamamlamak keşke elimizde olsa maalesef bireysel çabaya kalmış durumda. Bu konuda katılabilirim size. Farkındalık başka bir boyut bence. Gözündeki perdelerin kalkması gibi sanki bir önceki gibi görememek bir şeyleri zihninin açılması gibi. Kişisel gelişim de bu yüzden bireysel bir yolculuk kanımca. Bir de "siz" denmesi üslup olarak her zaman tercihimdir. Baymayanım sonuçta ve salt insanım.
Sende kimsin şeker şey.Aramıza yeni mi katıldın bakalım.
Afedersiniz, siz kimsiniz?
Şekilciliğe ihtiyacımız yok:) ❤
Kaş kaleminizi merak ettim normal kurşun kalemMi varsa markası nereden bulabilirim sevgiler ❤️
@@eminebozkurt2306 kırtasiyeden 3b kurşun kalem deyince verirler 😉🙌🏻
Sevgili@@hayretbirşeyburcu teşekkür ederim ❤️
Çok tatlısınız. Size boşa denk gelmedim bence. 🙏
paralel evrenlerde bir sürü farklı çeşit kendimizin olduğunu düşünmek garip bir his
Öyle, ve sanırım kararlarımız değişmedikçe farklı şeyler yaşamıyoruz orada da burada da. Her şey olması gerektiği gibi oluyor a varıyor gibi gibi
paralel evrene gitmeme gerek yok.Kişilik bölünmesi yaşar san bir sürü farklı seni görürsün. Split filmini izleme ni tavsiye ederim.
hayatta ne yapmak lazım sorusuna hiçbir zaman cevap bulamadım. daha çocukluktan ne yapıcağını bilen insanlara hep imrendim. ve bu yüzden ağır depresyonlar geçirdim. bunun sonucunda kendime olan inancımı güvenimi kaybettim. yalnız kaldım ve 25 yaşında sevmediğim işlerde çalışan bir insanım. keşke hiç doğmamış olsaydım demediğim bir gün bile yok. cesaretim olsa bir de annem olmasa intihar ederdim. sırf bu çaresizliği bir başkası yaşamasın diye bu dünyaya çocuk da getirmiycem. çok sevdiğim bir sevgilim olsa bile, ki imkansız gibi birş ey bu da, bana ileride çocuk yapalım dese hemen o an ayrılrıım. bir çocuk dünyaya getirmek, bir insanı öldürmekle hemen hemen aynı benim için. hayatta hemen her şeye her fikre şüpheyle yaklaşan biri olarak bu düşüncemde çok netim. hayatta ne yapmak lazım bilmiyorum, hayatta olmamak bu sorudan beni kurtarırdı onu biliyorum.
@@starsmydestination4971 intihar, hayatta ne yapmak lazım sorusuna cevap verseydi, dünyada insan yaşamı olmazdı. Yani, mesela Albert Camus buna saçma absürt der, intihar bu saçma insan yaşamını sonlandırmayacağı için onaylamaz da. Bir bakış açısı olsun diye yazdıklarını okuyunca belirtmek istedim. Seni anlıyorum da, intiharı senden daha gençken düşündüm defalarca. Şimdi o zamana dönüp bakınca beni o zamanki kendimden kurtaran yine kendim olmuşum. Ama kendime inanmaya kendimle barışmaya başlayınca olmuş bunlar. Bir de düşüncelerimin efendisi olmayı öğrenince. Düşüncelerin ve sözlerin ısrarla düşünülen şeylerin gerçekleşme gibi bir durumları var. Hayatta başka insanlarla birlikte yaşıyoruz. Kendimizi ve kendimizden sonra başka insanları da sevmeyi başlayınca, anlayışla, yargısız bir şekilde o zaman değişiyor bir şeyler. Hayatta ne yapmak lazım.. sevmeyi öğrenmek lazım. İşe kendinin en sevdiğin yönlerini bulmak, en sevmediğin yönlerini bulmak ve bunlar için ne yapabileceğine karar vererek kendine bir adım atmış olursun bunun için gerekli şeyler bir kağıt bir kalem ve kendiyle randevuya çıkmış bir birey. Kısa tutmaya çalıştım, umarım yardımcı olmuşumdur. Ayrıca 25 yaş bence bir şeylerin değişiminde önemli bir eşik.
@@hayretbirşeyburcu yani intihar etmeye cesaretim yok, en çaresiz en ölmeyi dilediğim zamanlarda bile kendimi intihar ederken hayal ettiğimde anında ürküyorum. ama bi yandan yaşamdan kaçışın olmadığı gerçeğini görmüş olunca hepten kötü oluyorum. ama yine de bu seçimin benim elimde olması ironik şekilde umut veriyor. bir gün çekip gidebilme şansım var. maalesef ben değişim diye bir şey hiç yaşamadım. dışardan belki değişmiş görünebilirim ama içim hep aynı. 18 yaşımdan beri içimde hep bir boşluk, eksiklik yalnızlık mevcut. hep özgüvensizdim, yetersizdim ve hala devam ediyor. dolayısıyla değişen bir şey yok. hele son 2 yıldır gerçekten hayatım kapkara gidiyor. artık bir amaca ulaşmak için efor çaba gücüm de yok. maalesef durum böyle. aileden de bir şey görmedik. zaten istemeye istemeye evlenmişler. düğün fotoğrafları bile mutsuz, yüzleri it gibi bakıyor. böyle bi evlilikten mutu sağlıklı bir çocuk çıkar mı? hep kavga dövüşle büyüyen çocuktan. o yüzden hep ilişki yaşamaktan da korktum, hayatta her şey de olduğu gibi. babam gibi olmaktan. ama erkek denen mahluk babasının uzantısından başka şey değil. dolayısıyla kendimi de hiç sevmiyorum maalesef. hiç olmamam doğmamış olmam gerektiği düşüncesine çok bağlıyım. benden önce bir çocuk daha yapmışlar ama bakamayız diye aldırmışlar, o kadar ama o kadar çok isterdim ki o aldırdıkları çocuk ben olsaydım diye. bazen saçma gelebiliyor ama dönüp hayatıma bakınca maalesef böyle düşünüyorum. gerçekten ne ölüm ne yaşam asıl mesutluk hiç doğmamış olmak. dünyaya getirmiyeceğim çocuklarım ne kadar şanslılar bir bilseler.. kusura bakmayın içimi döktüm ama bunlar benim gerçekten çok bağlı olduğum samimi hislerim.
@@starsmydestination4971 senin yaşamın ne zaman değişir biliyor musun? (Bir baba meselesi olduğunu anlamıştım) sen babanın uzantısı gibi bir adam olmak istemiyorsan bu konuda netsen gerekeni yapmak sana düşer. Şey gibi, hani denir ya ben baba sevgisi görmedim ama çocuğuma o yüzden iyi bir baba olabildiğim. İçindeki boşluk benliğinin zarar görmesi yüzünden. Ama asıl sorum 2 yıl önce ne oldu? İki yıldır dediğine göre bir şey olmuş onu çözümlemelisin. Ve aile travmalarından sıyrılmanın yolunu bilinçaltına işleyen o kendinle ilgili kodları sağlıklı halleriyle değiştirmen lazım çünkü onlar sana ait değil. Sevgilerimle
@@hayretbirşeyburcu baba meselesi değil de aile meselesi. çünkü annem de hır gür şikayet, sızıklanma, iki lafımdan biri gençliğim mafoldu sizin yüzünüzden diyen bi kadın. berbat bi evlilikleri olmasına rağmen devam etmeleri ve çocuk yapmaları ömrümün sonuna kadar onlara öfkeli olmamı sağlıyor. beni çocukken özgüvenli yetiştirseler, elime bi müzik aleti, bi resim fırçası gibi şeyler tutuştursalardı, belki bi meşgalem olacaktı bi amacım olacaktı. başarılı insanlar hep böyle çocukluktan aileden görüyor. bi gün babası eve bişey getiriyor vs. benim babam ömründe eve daha yeni bir şey almamıştır. para harcamaktan ödü kopar. para para der, iş der çalışmak der. konuştuğu başka konu yoktur. o kadar çalışmış daha bi tane ev alamamış. bilinçaltı mı kod mod mu pek anlamıyorum ama çocuk yapmama kararım bu yüzden. evlilik de zor gibi görünüyor zaten b u devirde.,çok öfkeli bi insanım, mutlu bi evlilik olmaz, mazzallah kötü sonuçlanır diye de korkuyorum. 2 yıl önce de bir şey olmadı aslında , askerden geldim, işe girdim, artık yaşım 25 ve hayatta birçok şeyi kaçırdım. birçok deneyimden mahrumum. dolu dolu bi aşk yaşayamadım, amacım olmadığı için abuk subuk bi ünide okudum, iş konusu zaten bütün depresyonun asıl sebebi, aile evinden kurtulamıyorum ekonomik sıkıntıdan, sosyal olarak zaten hep beceriksizdim vs. kendine güvenen bi insan olmayı çok isterdim. yani bilmiyorum hayat işini gerçekten hiç anlayamadım, insanlar nasıl bu kadar bağlılar, hayatlarını nasıl böyle çekip çeviriyor, yön veriyor katiyen idrak edemedim. en ufak şeyleri bile beceremez hale geldim. yani umut yok maalesef. buraya da böyle zırlar gibi yazdım, hep karamsar ama maalesef bütün hayatım böyle geçti geçiyor. psikiyatra da gittim ama pek fayda etmedi. sizi de daraltmamışımdır inşallah. teşekkürler cevpalrınız için benden de sevgiler
@@starsmydestination4971 bu videoma denk gelmek sana bir mesaj olamaz mıydı, belli ki bir şeyleri değiştirmen lazım artık. Dikkatli bakarsan savrulmazsın, hayata bağlanmak için bir amaca bağlanmak gerekiyor. Mutlu olmak genel bir amaçtır örneğin. Biraz daha derinlemesine incele bu konuları bilmediklerini tamamla, zihnine hükmet, bir şeyler değişmesini istiyorsan artık harekete geçmelisin, gerekirse kulaklarını tıkamalısın.
ben "bir şey" olmak istemiyorum, kendimi yeterince tanıdığımı düşünüyorum. dünyayı daha fazla tanımaya çalışan birisiyim sadece. insanları da öyle. insanlığı da öyle. aslında kendini tanımak zor, sürekli değişiyoruz. kendini tanımak zorken insanları tanımak da zor onlarda değişiyor. en son haliyle kafamızda yer ediyorlar işte...
@@Brolar_Birligi "bir şey"den fazlasıyız. İnsan hem en aciz hem en güçlü tek varlıktır. Bakış açımız ve seçimlerimiz, onların sonuçları yeni olasılıklar vs. Matrix içindeyiz desek fazla olmaz herhalde. Ama kendini tanımak zor buna katılıyorum. Kendini anlamak, kendine anlayışla yaklaşmak zor. Başkalarını anlamak amaç olmamalı bence, herkes kendi hayatının anlamını bulmak için yaşıyor. Kendinle olanları anlayıp çözünce, çevren de tekrar optimize ediliyor sanki. Ve bu da bitmeyen bir döngü. "Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir."
@@Brolar_Birligi sürekli değişim gerçek lakin o değişimlerin de binbir türü var. Siz kendinizi tanıdığınızdan emin olduğunuzu düşünürseniz, değişimleriniz sizin ruhunuza ters değişimler de olabilir. Mesela ben biliyorum ki herkes "bir şey" olmak ister. Sağlıklı bir insanın bu kural dışına çıkması imkansız. Ben böyle diyorum, bunu seviyorum, bunu sevmiyorum ama neden? Diye kendinizi düzenli bir şekilde dürüstçe sorguya tutmanız gerekiyor. İçinizden konuşurken utanılacak bir şey yok. Her şeyi söylebilir, her şeye karşı çıkabilir, her şeyi sevebilirsiniz.
Tüm hikayelerde, kahraman yola çıkar, kendini bulmak için. Değişimden ibaretiz. Dediğin gibi bu tür soruları sormayı bıraktığımızda, bence içimiz çürümeye başlıyor. Bize bahşedilen her duygu, yeri geldiğinde yücedir. Üzüntü, pişmanlık, kıskançlık... Hepsi daha iyi bir yerin habercisidir, doğru ve dürüst bir şekilde dinlersek kendimizi. En büyük tuzaklardan biri, ben kimim diye sorup, zaten istediğin cevapları dinlemek kendinden. Çünkü bu tür derin sorular yüzeysel bir şekilde de sorulabilir, cevabı hızlı bulmak istiyorsan. Bunun için etrafımdaki insanlara ve kendime önerdiğim yöntem, gerçekten savunmadığın, sahip olmadığın düşünceleri hayatın pahasına savunmaya çalışmak. Birinin saçmalığında değer bulmaya çalışmak. "Bunu kötülüğü bana nasıl yapar!?!?!" dememek, "Bu kötülüğü veya benzerini ben insanlara neden yapmıyorum? Yapıyorsam, benim sebeplerim neler?" gibi sonu gelmeyen sorularla bu düşüncelere alttan üstten sevgiyle saldırmak lazım. Tüm Evren, tüm varlık, tüm zevkler ve tüm nefretler sizin beyninizin içinde. Her insanın ipinde sadece bir cambaz var. 40 izlenmeli, böyle değerli bir videonun karşıma çıkma sebebi, inanıyorum ki Nietzsche, Carl Jung vb. gibi insan içini derinlemesine düşününen, araştırmalarında özellikle kendi kalbini kullanan insanları ya okumuş olman ya da kafanı bu düşüncelerle yoğurdukça kalbinden o güzel yolun ışıklarının sızması. Okuduğunuz kitapları merak ediyorum. Bilgilendirebilirseniz ben de size kitap önerebilirim.
@@kaansininide8282 merhaba, okuduğum kitaplar ve analitik düşünme becerisi beni buralara getirdi. Liste uzun. Ama felsefe bölümü mezunu bir öğretmenim, lisans ve yl süresi boyunca okuduklarım geniş bir yelpazede bana, benim aklımı yönetmekte fayda sağladı diye düşünüyorum. Gerisi biraz da karakter. Kant'ın ahlak metafiziğinin temellendirilmesi eserinde de yer aldığı gibi aslında; insan olmakta olan bir varlık ve iyi olma ihtimalin de var kötü olma da ama asıl soru biz kim olmayı seçiyoruz. Ödev ahlakı bağlamında yaklaşırsak beni çok etkilemiştir Kant, Platon, Herakleitos ve Nietzsche. Ancak yaş aldıkça da sadece akıl sahibi bir varlık değil aynı zamanda kalp gözümüz olduğuna da inandığımdan Gazali gibi de veya kaygıları bir kenara bırakmak bakımından Stoacılıktan da etkilendiğimi belirtebilirim. Ama bunu okuyan sevgili bir insan, kendini bulmak istiyorsa da, Victor Frankl'ın kendini arayan insan adlı eserini öneririm.
❤Size katılıyorum. Ruhsal Bilgiler Danışmanı olarak 🎖️ Selçuk Altuniş ❤ @@hayretbirşeyburcu
@@hayretbirşeyburcu Önerebilirim dedim ama çok da az eser okudum, sonucunda ben öneri aldım. Okuyacağım. Carl Jung'a değinmemişsiniz. Red Book ve Psychology and alchemy'i öneririm. Öğretmen olarak o yüce gücünüzü kullanıp, genç akıllları içlerindeki ışığa yönlendirmeye çalışacağınıza da şüphem yok. Bu yolu bir kişi buldu mu, paylaşmadan edemiyor. Güzel bir virüs.
Bence en güzel 10 film hangisidir videosunun zamanı gelmiş.
-sesinizi duymak için nefesimi tutmak istemiyorum..! bence bu videoyu, sesi yükselterek yeniden çekmelisiniz..!
Mikrofonun hezimetine uğramışım , dikkate aldım söylediklerinizi fakat aynısını çekemem spontane konuştuğum için
yeniden çekmek yerine daha kolayı var, izlerken ses açma düğmesine basabilirsin.
Emeklerine saglik umarim iyi yerlere gelirsiniz
@@Bogachan-S teşekkür ederim, bilmukabele
Çok güzelsiniz maşallah.
@@eminecelik5837 teşekkür ederim, sizin güzel görüşünüz
Güzel video emeğinize sağlık Başarılar
Rahatsızlıktır bizi harekete geçiren.
Nokta koyarak anlatmış ;)
Selam. Video çok güzel. Bu tip videoların devamı gelse, çok iyi olur. Ve ayrıca samimi bir video olmuş. 💕
@@Лейла.ле merhaba, teşekkürler🙏🏻 evet ikincisini çekeceğim yakında 👍🏻😊
@@hayretbirşeyburcu 🤍🙏🏻
Çok haklısın