SEYİD NURFETHİ ERKAL
SEYİD NURFETHİ ERKAL
  • Видео 334
  • Просмотров 657 565
AHİRZAMANCILAR KİM? / Seyid Erkal (sesli yazı - 7)
www.patreon.com/sozlerdersi
AHİRZAMANCILAR KİM? / Seyid Erkal (sesli yazı - 7)
Bazen üstü kapalı bazen üstü açık, yer yer sarkastik ifadelerle dile getirilen tenkitlerden birisi cemaat çapında ahir zamancılık yapıldığı ve nasihlerin içinde bulundukları eskatolojik ekstazi haletinin tesiriyle muhataplarını bir tür eskatolojik anksiyete içine sürüklediğidir.
Ahir zamancılık hastalığı akılları sosyal rasyonaliteden uzaklaştırdığından bu tür anlatımları tamamıyla terk edilmesi gerektiği de savunulmaktadır. Peki neden ahir zaman vurgusu yapmaktayız ve ahir zamancılık yapanlar kimlerdir?
Mâlum olduğu üzere Buhari ve Müslim’in ittifakla sahihlerinde ilk hadis olarak yer verdikleri Cibril Hadisi; di...
Просмотров: 1 610

Видео

BEDİÜZZAMAN MEHDİYETİNİ Mİ İLAN ETTİ? / Seyid N. Erkal (sesli yazı - 6)
Просмотров 1,4 тыс.12 часов назад
www.patreon.com/sozlerdersi BEDİÜZZAMAN MEHDİYETİNİ Mİ İLAN ETTİ? Üstadımız Bediüzzamanın mehdiyetini iddia ettiği dolayısıyla gerek nur hareketinin gerekse de Risale-i Nurları kendine mehaz kabul eden hizmet hareketinin sapkın mesihiyanik bir hareket olduğu isnadında bulunulmaktadır. Peki, Üstadımız Bediüzzaman kendisine Mehdi veya Mesih demiş midir veya kendisi hakkında böyle bir iddiayı kabu...
RİSALE-İ NUR'DA ADALET VE CİHETLERİ
Просмотров 1,1 тыс.21 час назад
www.patreon.com/sozlerdersi docs.google.com/presentation/d/1Pva0YCUmRRUsY0jeEVgEFnWacilLRleI4NJEbVo5iF0/edit?usp=sharing RİSALE-İ NUR'DA ADALET VE CİHETLERİ
ÜÇ CEPHE, ÜÇ MÜCADELE / Seyid N. Erkal (sesli yazı -5)
Просмотров 961День назад
www.patreon.com/sozlerdersi ÜÇ CEPHE, ÜÇ MÜCADELE / Seyid N. Erkal (sesli yazı -5) Üstadımız Bediüzzaman, hayatı kesintisiz mücadeleyle geçmesine rağmen ismen şu şahıslarla, şu zalimlerle çarpıştım, çatıştım demek yerine “Otuz seneden beri iki tâğut ile mücadelem vardır. Biri insandadır, diğeri âlemdedir. Biri ene'dir, diğeri tabiattır.” (Mesnevi-i Nuriye) buyurmuştur. Zira “’ilahi sanata gafle...
NEFSİN ÜÇ KUVVETİ / Seyid N. Erkal (Sesli Yazı - 4)
Просмотров 1,2 тыс.14 дней назад
www.patreon.com/sozlerdersi NEFSİN ÜÇ KUVVETİ / Seyid N. Erkal (Sesli Yazı - 4) Bediüzzaman, kuvve-i akliye, kuvve-i gadabiye ve kuvve-i şeheviyenin ifrat ve tefritlerini (Eflatun’dan bugüne olduğu üzere) insanoğlundaki ahlaki sapmanın kaynağı olarak ele almaktadır (On Birinci Lem’a). Düşünce tarihi boyunca kişisel ahlakın ölçüsü olarak değerlendirilen bu üç kuvve, Ene Risalesinde (benzerine ra...
DİNİN ÜÇ BOYUTU / Seyid N. Erkal (sesli yazı-3)
Просмотров 99314 дней назад
www.patreon.com/sozlerdersi DİNİN ÜÇ BOYUTU (sesli yazı-3) Cibril hadisinde maddeler halinde esasları vazedilen iman esasları, insanı aşkın/müteal olana raptetmesi itibariyle dinin dikey boyutunu, yeryüzüne ait problemlere rabbani çözümler sunması cihetiyle İslami kurallar dinin yatay boyutunu ve insanın nefsine ışık tutan ihsan ise dinin derinlik buudunu temsil etmektedir. Talim ve tedrisindek...
AHİRZAMANIN ÜÇ GÜNÜ / SEYİD N. ERKAL (sesli yazı-2)
Просмотров 3,1 тыс.14 дней назад
www.patreon.com/sozlerdersi AHİRZAMANIN ÜÇ GÜNÜ /SEYİD N. ERKAL “Ticaret ve yolların kesildiği ve fitnelerin çoğaldığı zaman, muhtelif beldelerden yedi alim her birinin beraberinde üç yüz on küsur kişi olduğu halde, birbirlerinden habersiz bir şekil Mekke’de bir araya gelirler. Biri diğerini “Burada ne arıyorsun?” diye sorar. Ona şöyle derler: “Biz O şahsı aramak için geldik ki, fitneler O’nun ...
TECDİDİN ÜÇ DİNAMİĞİ / SEYİD N. ERKAL (sesli yazı-1)
Просмотров 1,4 тыс.14 дней назад
www.patreon.com/sozlerdersi TECDİDİN ÜÇ DİNAMİĞİ / SEYİD N. ERKAL (sesli yazı-1) “Fakat (ona daha fazla tahammül edemeyerek) deveyi boğazladılar. Salih, derhal ikaz etti: Zevk u safa sürdüğünüz) şu yurdunuzda sadece üç gün daha oturun bakalım; (ardından ne olacak, hep beraber göreceğiz)! Bu, yalan çıkması mümkün olmayan bir tehdittir!” (Hud, 65) Cenab-ı Hak, Sadık’ul vad’ul emin’dir yani vaadin...
LASİYEMMALAR 2 / 2. DERS
Просмотров 1,3 тыс.Месяц назад
www.patreon.com/sozlerdersi LASİYEMMALAR 2
SORULARA CEVAPLAR 5
Просмотров 1,6 тыс.Месяц назад
www.patreon.com/sozlerdersi SORULARA CEVAPLAR 5
SORULARA CEVAPLAR 2
Просмотров 1,1 тыс.Месяц назад
www.patreon.com/sozlerdersi DERSDEN SONRA SORULARA CEVAPLAR
MARİFETULAHIN ŞAHİTLERİ / HAVA GİBİ, SU GİBİ, NUR GİBİ / ZÜHRE VE 17. LEM'A'NIN 10. NOTASI
Просмотров 3 тыс.Месяц назад
www.patreon.com/sozlerdersi MARİFETULAHIN ŞAHİTLERİ / ZÜHRE VE 17. LEM'A'NIN 10. NOTASI HAVA GİBİ, SU GİBİ, NUR GİBİ
SORULARA CEVAPLAR - 4
Просмотров 979Месяц назад
www.patreon.com/sozlerdersi SORULARA CEVAPLAR
TEVHİDE DAİR DÖRT REMİZ / ZÜHRE VE 17. LEM'A'NIN 14. NOTASI
Просмотров 1,3 тыс.Месяц назад
www.patreon.com/sozlerdersi 1:18 İnsan denen sarayın cevherleri ayrı ayrı yerlerden gelir: Âlem-i ervahtan ruhu, âlem-i misalden kuvve-i hayali, Levh-i Mahfuz'dan ise kuvve-i hafızası gelir. 1:51 İnsan, mustafadır. Süzülerek gelmiştir. Onsekiz bin alemden süzülmüştür. Hepsi ile rabıtaları vardır. Bu sebeple ruhen yükseldiğin zaman o alemler ona yabancı gelmez. 5:37 Cehennem ehli bir insanı Cenn...
SORULARA CEVAPLAR - 3
Просмотров 9792 месяца назад
SORULARA CEVAPLAR - 3
HAFİZİYET - ZÜHRE VE 17. LEM'A'NIN 15. NOTASI
Просмотров 9872 месяца назад
HAFİZİYET - ZÜHRE VE 17. LEM'A'NIN 15. NOTASI
17. LEM'A / ZÜHRE / 11. NOTA / İLAHİ TENEZZÜL
Просмотров 1,3 тыс.2 месяца назад
17. LEM'A / ZÜHRE / 11. NOTA / İLAHİ TENEZZÜL
MESNEVİ-İ NURİYE - https://www.patreon.com/sozlerdersi
Просмотров 2,7 тыс.2 месяца назад
MESNEVİ-İ NURİYE - www.patreon.com/sozlerdersi
LASİYYEMALAR / 1. Ders
Просмотров 2,7 тыс.3 месяца назад
LASİYYEMALAR / 1. Ders
AHİRZAMANI ANLA(MA)MAK - 5. ŞUA MÜZAKERE DERSİ
Просмотров 10 тыс.3 месяца назад
AHİRZAMANI ANLA(MA)MAK - 5. ŞUA MÜZAKERE DERSİ
SORULAR VE CEVAPLAR
Просмотров 3,4 тыс.4 месяца назад
SORULAR VE CEVAPLAR
HZ.İSA'NIN AHİRZAMANDA NÜZULÜ
Просмотров 8 тыс.4 месяца назад
HZ.İSA'NIN AHİRZAMANDA NÜZULÜ
LAHİKALAR - EHEMMİYETİ, KIYMETİ, İŞLEVİ
Просмотров 2,7 тыс.4 месяца назад
LAHİKALAR - EHEMMİYETİ, KIYMETİ, İŞLEVİ
DEPREM VE TAKDİR - 14. SÖZ'ÜN ZEYLİ
Просмотров 1,5 тыс.4 месяца назад
DEPREM VE TAKDİR - 14. SÖZ'ÜN ZEYLİ
ŞEYTANIN ALTI DESİSESİ / HÜCUMAT-I SİTTE / 29. MEKTUP 6. RİSALE OLAN 6. KISIM
Просмотров 3,3 тыс.5 месяцев назад
ŞEYTANIN ALTI DESİSESİ / HÜCUMAT-I SİTTE / 29. MEKTUP 6. RİSALE OLAN 6. KISIM
ACZ, FAKR, ŞEFKAT, TEFEKKÜR - YOL ESASLARI
Просмотров 3,7 тыс.5 месяцев назад
ACZ, FAKR, ŞEFKAT, TEFEKKÜR - YOL ESASLARI
BEŞİNCİ ŞUA 3. DERS / AHİRZAMAN VE KIYAMET ALAMETLERİ
Просмотров 8 тыс.5 месяцев назад
BEŞİNCİ ŞUA 3. DERS / AHİRZAMAN VE KIYAMET ALAMETLERİ
BEŞİNCİ ŞUA 2. DERS / AHİRZAMAN VE KIYAMET ALAMETLERİ
Просмотров 6 тыс.5 месяцев назад
BEŞİNCİ ŞUA 2. DERS / AHİRZAMAN VE KIYAMET ALAMETLERİ
AHİRZAMAN VE KIYAMET ALAMETLERİ / BEŞİNCİ ŞUA / 1. DERS / GİRİŞ - MUKADDİME
Просмотров 17 тыс.6 месяцев назад
AHİRZAMAN VE KIYAMET ALAMETLERİ / BEŞİNCİ ŞUA / 1. DERS / GİRİŞ - MUKADDİME
ÜÇÜNCÜ SÖZ / İBADET VE BİZ
Просмотров 2,8 тыс.6 месяцев назад
ÜÇÜNCÜ SÖZ / İBADET VE BİZ

Комментарии

  • @mothersaltik
    @mothersaltik 3 часа назад

    Allah razı olsun

  • @yukselsahin9925
    @yukselsahin9925 6 часов назад

    🤲💚

  • @yukselsahin9925
    @yukselsahin9925 7 часов назад

    🤲💚

  • @highlight-ed
    @highlight-ed 21 час назад

    Mehdi as kim gerçekten cok merak ediyorum.

  • @risaleinurdaneczalar
    @risaleinurdaneczalar День назад

    0:46 “Bu küçücük zeylin büyük bir ehemmiyeti var. Herkese menfaatlidir.” Diğer tarîklerde hususîlik özelliği var. Bu bahsedilecek tarîk ise, umumî bir tarîktir. 3:55 Mevlana’nın Mesnevi’si hakaik-i imaniyenin elvan-ı seb’asında (yedi renginden) birine mazhardı. Risale-i Nur ise, yedisine birden mazhardır. Bu sebeple çok büyük hizmetler yapmıştır/yapacaktır. 5:51 Herkesin Cenâb-ı Allah’a yaptığı duasında ayrı bir renk ayrı bir doku var. Cenâb-ı Allah’ın da o insandan, diğer insanlardan farklı bir takdiri var. Bu anlamda “O’na vâsıl olacak tarîkler nefisler adedince çoktur.” denmiş. 12:21 Yolda öncelikli olan, yol selametidir. [Temsiller, temhir eder (konuları mühürler)] Hususî yollarda bir mürşid-i kâmile el vermezsen yolun âsân olmaz, selâmetli olmayabilir. Risale-i Nur ise otoyol gibidir, umumî bir cadde-i kübradır, yolun her yerinde levhalar var (işârât-ı Kur’aniye ile), hızlıdır, selâmetlidir. 21:58 Ubûdiyet tarîki, kullukla birebir uyum demektir. İfrat ve tefritten uzaktır. Tam bir denge durumudur. “Nefsinin de senin üzerinde hakkı var, ailenin de hakkı vardır”. Efendimiz, hayırda malının tamamını vermek isteyen sahabeden üçte birini kabul ediyor. “Ubûdiyet tarikiyle mahbubiyete kadar gider.” Mahbubiyet, Efendimiz’in ünvanıdır, sevilen olmaktır. “Yusuf güzeldir, ben şirinim.” Şirin başkasının gözünde güzel olmaktır. 27:24 Tasavvufun tamamını temsil eden bir kavram getirin deseniz; bu, fakr kavramındır. 29:54 Aşk ve şefkat; muhabbetin türevleridir. Fakat şefkat daha sâfîdir. (Bkz: 8. Mektup) 33:08 Zühre-Katre-Reşha bahsinde (ilmelyakîn-aynelyakîn-hakkalyakîn anlatılır), en üstün olan reşhadır (Nübüvvet mesleği). Reşha’yı anlattığı yerde “güneşin hararetiyle çabuk tebahhur eder, enâniyetini bırakır, buhara biner, havaya çıkar. İçindeki madde-i kesife, nâr-ı aşk ile ateş alır, ziya ile nura döner.” der. Nâr-ı aşk ile buharlaştığından bahsediyor, yani aşk da oldukça kıymetlidir (Vedûd ismine îsal eder). Şefkatten farkı; aşkta sevdiğine odaklandığın için diğerlerini görmemek gibi bir durum oluyor, yani şefkatteki genişlik ortadan kalkıyor. 53:00 Cismâniyetten uzaklaşıp, nefsin artık ruhla birleştiği noktaya varıldığında nefs-i sâfiye mertebesine ulaşılmıştır. Orada ruh ile nefis arasında ikilem kalmıyor, bir parçalanma olmuyor. Efendimiz “Sizin ehlinize duyduğunuz iştiyak gibi, ben namaza iştiyak duyuyorum.” buyuruyor. 1:01:42 Üstad Hazretleri sünneti çok geniş anlamı ile ele alıyor: “Efendimiz’in sünnetlerinin bir kısmı farz, bir kısmı vacip, bir kısmı nâfiledir” diyor. Sünnet ile dinin tamamını, tüm uygulamalarını kasdediyor. 1:09:33 Bir kısım tarikat uygulamalarında nefsi öldürmeye çalışıyorlar. Üstad diyor ki, nefsi öldürmek değil onu terbiye etmek daha kıymetlidir. (Bkz: 27. Söz) Nefsini öldüren evliyalarda melekleşme gibi bir şey olur; ama bu durum insanlara tam mürşit olmaları noktasında bir engel teşkil ediyor. 1:10:52 “İnsan, cibilliyeti ve fıtratı hasebiyle nefsini sever. Belki, evvelâ ve bizzat yalnız zâtını sever; başka her şeyi nefsine feda eder.” Nefiste tanrılaşma, insanî bir rab olma ideali var. Hinduizm gibi ekollerde tasavvufa benzer uygulamalar görüyoruz. Adam kırk gün yemiyor, içmiyor. Metafizik âlemlere açılıyor. Buna rağmen bunlar velî zâtlar demeyiz. Çünkü fiziğin kendine ait kuralları olduğu gibi, metafiziğin de kuralları var. Onlar bu kurallara uymakla, bu neticeleri elde ediyorlar. Bir kâfir oruç tutsa, perhiz yönüyle müslümanın gördüğü aynı faydayı görür. Âhirete ait fayda yönüyle netice göremez. “Ameller niyetlere göredir.” Bunu bazen tarikatler içerisinde de görüyoruz, “En-el Hak” iddiaları vs. Yani nefsanî arzular yönü ile bazı şeyleri yeniyor; ama enaniyet kuvvetleniyor. “Ben farklı bir insan oldum” Tasavvufa giren kişi manevî kariyer planlaması yapıyorsa, baştaki bu niyet problemi, sonda büyük bir problemi netice veriyor. 1:15:42 “Mâbuda lâyık bir tarzda nefsini metheder;” Bunu dışarıda yapması şart değil, kendi iç konuşmalarında bunu yapabilir. İnsan kendini kelâm-ı nefsinde yakalar. Bir şey oluyor, başlıyorsun kendi içinde kendini savunmaya. Halbuki kritik eden aklın da kritik edilmesi lazım. Bunu neyle kritik edeceksin? İşte burada mürşid-i kâmil devreye giriyor. 1:18:21 “Benim hatam”. “Yanlış yapmışım”. Bu kabullenme çok önemli. İlk anda. Tıpkı, sabır musibet ilk tosladığı anda gösterilen olduğu gibi.. 1:19:22 Dinî pratiklerde veya tasavvufta kendini kemâlâta ulaştırmaya çalışıyorsun ya, yani ruhunun heykelini dikmeye çalışıyorsun. Farkına varmadan nefsinin heykelini de dikiyor olabilirsin. 1:21:16 “Elden geldiği kadar kusurları kendine lâyık görmez ve kabul etmez. Nefsine perestiş eder tarzında, şiddetle müdafaa eder. (…) Kendini görür, kendine güvenir, kendini beğenir.” Kendini görür: Hodbîn (egosantrizm); Kendini beğenir: Narsizm (Üstad müthiş bir psikolog aslında. Onun psikolojik tahlillerinin ayrı bir kitap olarak çalışılması lazım)

  • @risaleinurdaneczalar
    @risaleinurdaneczalar День назад

    3:54 “Risale-i Nur'un mesâili, ilimle, fikirle, niyetle ve kastî bir ihtiyarla değil; ekseriyet-i mutlakayla sünuhat, zuhurat, ihtârât ile oluyor." Kalbine hutûr ediyor; çünkü ümmet-i Muhammed çapında umumî bir ihtiyaç oluyor. Üstad da ihtiyaç-ı fıtrî lisanıyla ve ızdırarî bir dua halinde olduğu için, o titreşimde bulunduğundan, o durumu çok hissediyor. Tâbi onu karşılayacak bir istidadı da var. 11:59 “taşıyla ve ağacıyla, toprağıyla hayattar olan dâr-ı saadetteki hayat”: “Âhiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur.” (Ankebût/64) Gerçek hayat deyince anlıyoruz ki, burası âhiret hayatına nispeten sanal bir hayat. Yani “sanki hayat”. 15:39 Gözün meyvesi rü’yetullahtır. Dünyada ulaşacağı nihaî ufuk ise, tevhid-i şuhudîdir. Yani her şeyden Cenâb-ı Allah’ı görmeye bir yol bulmaktır. Tatmanın da böyle bir ufku var. Her tatmada Cenâb-ı Allah’ı tanımaya bir yol var. İmam Rabbânî Hazretleri Mektubât’ında ilk mektubunda der ki: “Tatlı şeylerden aldığım lezzeti hiçbir şeyden almıyorum.” Bu bizim anladığımız mânâda bir iştah değil. O lezzetin içinde vahdet ufkunu yaşıyor. Üstad Hazretleri “(insan) kuvve-i zâikayı taşıyan lisanı şükürde istimal etmek için leziz taamları tercih edebilir” diyor. Peygamber Efendimiz önüne hurma tabağı konduğunda, güzelini seçiyor. Bunu şunun gibi düşünebiliriz: Âyât-ı Kur’aniyeyi okuyorsun, tertil ile okuyacaksın. Öyle de âyât-ı tekviniyeyi okurken de tertil ile okumak için en güzelini seçmeli. 18:26 Tatmanın meyvesi, zikir-fikir-şükürdür. Bir meyveyi yedin, “Elhamdülillah” dedin, o meyve asıl meyvesini verdi. Meyve senin midene gömüldü, çekirdeği Elhamdülillah olarak sana kaydoldu, senin ruhunda kodlandı. Sonra sen de gömüleceksin. Hz. Âdem gibi topraktan filizleneceksin (haşir meydanında). Ruhuna ekilen “Elhamdülillah”lar açılacak ve Cennet’te meyveler suretinde karşına çıkacak. Yani kendi cennetine girmiş olacaksın. Oradaki meyveleri yedikçe, “Elhamdülillah” sözündeki zevki, muhabbeti, marifeti hissedeceksin*. Diyeceksin ki: “Ben bu hissi daha önce tatmıştım. Nerede tatmıştım? Ha evet, dünyada o elmayı yedikten sonra “Elhamdüllillah” derken bu zevki tatmıştım.” “Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!” diyecekler. Hâlbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir.”(Bakara/25)} 27:35 “hayatın zâtı ve cevheri olan ruh” Mesela portakal ağacının portakallık cevheri çekirdeğinde yazılı. Üstad Hazretleri “ruh programı” tabirini kullanıyor. Çekirdekte bir program var, bir yazılım var. O yazılım bir ilimdir. Her şey aslı itibariyle bir ilme dayanır. 44:13 “Bilhassa risalet-i Muhammediye (aleyhissalatü vesselam) ve vahy-i Kur'ânî hayatın ruhu ve aklı hükmünde olduğundan, bu hayatın vücudu gibi hakkaniyetleri kat'îdir denilebilir.” Ruh, sabit hakikattir. Hayatın sabit hakikati risalet-i Muhammediyedir (aleyhissalatü vesselam). “Âdem insan ile çamur arasındaydı, ben nebiydim” “Aynı vazifede bulunanlar birbirlerinin aynı hükmündedirler.” O hakikat, yani risalet-i Muhammediye (aleyhissalatü vesselam) Hz. Âdem’den başlamış. Efendimiz’den önceki peygamberlerin duaları Kur’an’daki âyetlerde geçiyor. Kur’an ise, ezelî kelâm. O belâlar o peygamberlerin başına gelmeden evvel Kur’an’da yazılı olduğu gibi, onlar da musibet vakitlerinde Kur’an’daki âyetler ile Cenâb-ı Allah’a arz-ı hâl ediyorlar. Efendimiz’den sonra da o hakikat (yani risalet-i Muhammediye) devam ediyor. “Ümmetimin âlimleri Benî İsrail’in nebîleri gibidir.” 47:09 “Akıl dahi şuurdan ve histen süzülmüş, şuurun bir hülâsasıdır.” Bir şeyin şuurunda olabilirsin, hissedebilirsin, duyabilirsin. Ama onu tartıp ölçmek ve değerlendirmek ve onun ne mânâ ifade ettiğini anlamak akıl ile olur. 49:11 Bu dünyaya geldin; fakat annen ve baban ile tanışmadın, ne kadar büyük bir üzüntü. Sen kendinle tanışmadın. Ruhunun ufkuna çıktığın zaman kendinle tanışmış olacaksın. Portakalı yemediğin zaman, portakallık hakikati ile tanışmamış olursun. Marifetullah, muhabbetullah ve zevk-i ruhâni dediğin şey; ruhunun meyvesidir. Onları tatmadığın zaman kendi hakikatin ile tanışmamış olursun. 51:46 “Ve risalet-i Muhammediye (aleyhissalatü vesselam), şuur-u kâinatın şuurudur ve nurudur." Kâinatın yaratılmasının sebebi, Cenâb-ı Hakk’ın bilinmesi. O bilinme, bildirme ile oluyor. O bildirme ise risalet-i Muhammediye (aleyhissalatü vesselam) ile oluyor. “Evet, evet, evet! Eğer kâinattan risalet-i Muhammediyenin (aleyhissalatü vesselam) nuru çıksa, gitse, kâinat vefat edecek." Efendimiz “Emanet zâyi olduğu zaman kıyameti bekleyin” buyurmuş. Din, emanettir. Risalet-i Muhammediye, emanettir. İrşad vazifesinin bihakkın yerine getirilmesi, emanetin muhafazasıdır. Hakikat-i Muhammediyenin (aleyhissalatü vesselam) hakikî temsilcileri bu dünyadan göçtüğünde kâinat vefat edecek. Kıyametin manevî sebebi budur. Maddî sebebi ise, başını bir seyyareye vurmasıdır.

  • @tamero22
    @tamero22 День назад

    Cenabı Şekûr sa’yinizi meşkûr eylesin, çok önemli ve değerli bir ikaz ve tenbih,..

  • @serpildurmus423
    @serpildurmus423 День назад

    🌈🍁

  • @yusufz6268
    @yusufz6268 День назад

    Rabbim Ebeden Dâimen Razı olsun hocam Hürmetlerimle 🎉🎉🎉Zülfikar

  • @gunduzm6204
    @gunduzm6204 День назад

  • @aklfikir4934
    @aklfikir4934 День назад

    Aro

  • @okanceliker4519
    @okanceliker4519 2 дня назад

    Cibril hadisine çok güzel bir yorum ve bakış açısı, ARO.

  • @yukselsahin9925
    @yukselsahin9925 2 дня назад

    🤲💚

  • @yahyakut5015
    @yahyakut5015 2 дня назад

    Allah razi olsun

  • @ibrahimozturk286
    @ibrahimozturk286 2 дня назад

    Allah razı olsun iyi ki varsınız .Rabbim yardımcınız olsun. Emeğinize teşekkürler.

  • @mustafakemal-ep7vs
    @mustafakemal-ep7vs 2 дня назад

    Çok güzel...

  • @ramazanceray6780
    @ramazanceray6780 2 дня назад

    🙏

  • @FehmiYolcu
    @FehmiYolcu 2 дня назад

    Amin.

  • @ufukulubey710
    @ufukulubey710 2 дня назад

    Teşekkürler selamlar

  • @mariasunday5653
    @mariasunday5653 2 дня назад

    👍

  • @OkanGurbuz-up2ym
    @OkanGurbuz-up2ym 2 дня назад

    ❤❤❤❤❤😊❤❤❤❤❤❤

  • @mytezcan
    @mytezcan 2 дня назад

    Allah razı olsun hocam. Aptal şeytan bana Mehdisin Mehdisin diye vesvese verip duruyor. Bizi vartaya sürüklemek istiyor. Bu vartadan nasıl kurtuluruz hocam? Selam ve dua ile ❤

    • @SeyidNurFethiErkal
      @SeyidNurFethiErkal 2 дня назад

      Büyük alimlerin velilerin hayatlarını okuyunuz o tür vesveseler zail olur inşallah.

  • @yukselsahin9925
    @yukselsahin9925 3 дня назад

    🤲💚

  • @zeynelabidin-xm7yk
    @zeynelabidin-xm7yk 3 дня назад

    HA”RIKA BIR DERS

  • @zeynelabidin-xm7yk
    @zeynelabidin-xm7yk 3 дня назад

    💎

  • @Berk_Kiran
    @Berk_Kiran 3 дня назад

    🙏

  • @user-rj5ks8vg8f
    @user-rj5ks8vg8f 4 дня назад

    Ne güzel bir isim HAFIZ .Rabbime şükürler olsun

  • @UmitVarol-hs2uz
    @UmitVarol-hs2uz 4 дня назад

    sünûhâtınız bol olsun

  • @yukselsahin9925
    @yukselsahin9925 4 дня назад

    🤲💚

  • @risaleinurdaneczalar
    @risaleinurdaneczalar 4 дня назад

    4:57 Üstad Hazretleri bazen bir hakikati alıyor ve münkirlere karşı bir delil olarak kullanıyor, bazen o hakikati mü’minlerin tefekkürüne sunuyor, bazen de aynı hakikati bir münacâta çeviriyor ve Cenâb-ı Allah’a arz ediyor. Çünkü o hakikatte bir marifet var, o marifet delil olarak kullanılabileceği gibi, dua olarak da istimal edilebilir. (Bkz: Münâcât Risalesi {3. Şuâ}) 7:18 Üstad Hazretleri Münâcât Risalesi’ndeki ispatları naz edâlı bir niyaz olarak kullanmıştır. Burada bir espri var. Demek naz (yemeğin içinde dozunda olması gereken bir baharat gibi) niyazın içinde çok güzel gidiyor. Mesela Efendimizin’in vefatından önce devamlı yaptığı dua: رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَ “Rabbim! Günahlarımızı bağışla, bize merhamet et. Merhamet edenlerin en hayırlısı sensin!” 9:00 ”Ehl-i dalâleti ve ehl-i küfrü haşrin inkârında, onları tasdik etmekten yüzbinler derece mukaddessin ve hadsiz derece münezzeh ve âlisin.” Burada Subhanallah mânâsı var. Subhanallah’ın bir mânâsı, ehl-i küfrün bâtıl itikâd ve efkârından Cenâb-ı Allah’ı tenzih etmektir. سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ “Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir.” (Haşr Sûresi/23) 10:40 Allah Resûlü’nün velâyetinin diğer velâyetlere üstünlüğünün delili Cevşen-ül Kebîr’dir. (Çünkü münâcât velâyetin meyvesidir. Velâyetin büyüklüğü ölçüsünde, velînin münâcâtı büyük olur.) 13:12 Üstad Hazretleri Otuz Üçüncü Söz’de tevhid için kullandığı delillerin aynısını Onuncu Söz’de haşir için kullanmış. Çünkü Cenâb-ı Allah’ın birliğine işaret eden bütün deliller, âhiretin varlığına da işaret eder. 17:21 Cenâb-ı Allah, her sene bir kısım tâifeleri vefat ettirip yerlerine yenilerini getirmekle, bu dünya tezgahında âhiret âlemlerinin nüshalarını çoğaltıyor, genişletiyor. Cemâdâttan devamlı canlılar çıkararak her zerresi itibariyle hayattar olan âhiret âlemlerini burada yetiştiriyor. 24:46 “Elhâsıl: Madem Allah var, elbette âhiret vardır.” [Sıradaki Notlar Berat Gecesi Hakkında] 31:28 “Elli senelik bir mânevî ibadet ömrünü ehl-i imana kazandırabilen Leyle-i Beratınızı ruh u canımızla tebrik ederiz.” Böyle bir imkân var; ancak bu herkesin yakalayabileceği anlamına gelmiyor. Ama onun peşinde koşmak gerekiyor; çünkü o çekirdek o potansiyeli taşıyor. Bu zamanda sosyal ağlar vesilesiyle beraberce dualar okunuyor, dersler yapılıyor. İnşallah Üstad’ın bize manevi emri olan müfritane irtibat noktasında sanki bu dönemde normal beşeri irtibatlarımızdan daha ileri bir şekilde bir irtibatımız var. 34:05 “Bu geceler elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için, elden geldiği kadar Kur'ân ile ve istiğfar ve salâvat ile meşgul olmak büyük bir kârdır.” Bu gecelerde her an Kur’an okuyamayabilirsin. Ama o boşluklarda dilin devamlı zikir, istiğfar ve salavât ile yaş kalacak. Durmak yok. 37:17 Şirket-i maneviye-i uhreviyeden istifade etme şartı: ihlas ve sadakât. Senin gibi başkaları da yirmi bin sevap kazandı. Herkes adına dua ettin, onlar da sana dua etti. Onların sevabı sana, senin sevabın onlara. Sevap nur olduğu için, herkesin ruhuna aynı ile yansır. 42:10 Şeytan tarih boyunca bütün oyunlarını toplamış ve âhirzamanda bu savaş meydanına çıkmış, bütün âletlerini birden kullanıyor. Sen de ne yapıyorsun, geçmişte yaşamış büyük zâtların duaları ile dua ederek onların marifetlerini, hikmetlerini, naz ve niyazlarını dillendirerek onların kuvve-i maneviyelerini celb ve cezbediyorsun. Âlem-i İslâm’ın bütün asırlardaki manevî feyzini bu manevi mücadelede seferber etmiş oluyorsun. O zâtların bu fizik âleminde dili oluyorsun. Hem biz dua ederken o Sultan’ın karşısında ne söylenir nasıl söylenir bilmiyoruz. O zâtlar ise O’nun dergâhının müdavimi zâtlar. Onların kelimeleri ile dua etmemizin bir esprisi hem huzurun edebini onlardan öğrenmek, hem de onların makbul duaları ile dua etmektir. 48:38 Üstad Hazretleri Barla’da sürgünde olmasına rağmen Onuncu Söz’ü yazıp İstanbul’a gönderiyor. Orada bastırıp Ankara’da dağıttırıyor. “Onuncu Söz, çok ehemmiyetli bir belâyı defetti. ” (8. Şuâ) Tedrisat dairesi toplanmış, ders kitapları yazılıyor. Zaten ulus devletlerinin örgün eğitim sisteminin genel mantığı doktirinizasyondur, birinci amaç budur. O zaman yeni bir rejim var, o rejimin bir ideolojisi var, onu doktrine etmek için eğitim kitaplarına cismani haşrin bir safsata olduğu yazılıyor. Tam o zaman Üstad Hazretleri فَانْظُرْ اِلٰٓى اٰثَارِ رَحْمَتِ اللّٰهِ كَيْفَ يُحْيِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاۜ اِنَّ ذٰلِكَ لَمُحْيِ الْمَوْتٰىۚ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ “Şimdi bak Allah'ın rahmetinin eserlerine! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şübhesiz ki O, ölüleri elbette dirilticidir. Çünki O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” (Rûm/50) âyetini yüzlerce kez dağlarda ve bağlarda okuyor ve sonra dönüyor Şamlı Hâfız Tevfik abiye Onuncu Söz’ü yazdırıyor. Risale-i Nur’un ilk eseridir.

  • @selimsec
    @selimsec 4 дня назад

    Abi sohbet havasında video olsa daha iyi mi olur acaba. Video kısa da olabilir

  • @water_engineer
    @water_engineer 4 дня назад

    Allah razı olsun çok faydalı oldu. Elde Sözler gibi bir eser varken Aziz Üstad'a ben desem mehdi ötekisi dese değil böyle alim zatlar manevi makamlara bile talip olmamışken bu sadece bizim laf-ı güzafımız olur. Allah en doğrusunu bilir.

  • @salimoner6724
    @salimoner6724 4 дня назад

    Müslümanları "birey" olmaktan alıkoyan, sorgulamayı engelleyip sürü psikolojisine mahkum eden bir inanış olduğu görüldü..

  • @ufukulubey710
    @ufukulubey710 4 дня назад

    Teşekkürler selamlar

  • @serpildurmus423
    @serpildurmus423 4 дня назад

    🌈🍁

  • @TokKamil
    @TokKamil 5 дней назад

    ...nurdaki ihlası bozmamak için uhrevi makamat dahi bana verilse, bırakmaya kendimi mecbur biliyorum.” dedim, ehl-i vukuf sustu. İhlası kazanmak için uhrevi makam bana verilse bırakmaya kendimi mecbur hissediyorum.” (15) (Y. Asya, Emirdağ L., s. 232-233) Demek hakiki ihlas sahibi olan şöhret manasını hatıra getiren bahse konu makamın sahipleri hakiki ihlasın sahipleri değil.. hizmetin büyüklüğü vukufiyeti hakiki ihlası da gerektirmiyor olabilir tabii.. filmin baş kahramanı olduğu gibi arkasında ismi bile bilinmeyen nice fedakarlar olacak ki şöhretli olan o makamı endamıyla yakışacak şöhretiyle isteyecek kişiler olsun..

  • @ozgurizzetpektas7058
    @ozgurizzetpektas7058 5 дней назад

    Amiin🤲

  • @huseyinkamanli3801
    @huseyinkamanli3801 5 дней назад

    🤲🧿💐

  • @northhan7276
    @northhan7276 5 дней назад

    o zaman üstad için ahir zamanda gelecek olan büyük mehdiye zemin hazırlayan zat nazarıyla mı bakmalıyız

    • @SeyidNurFethiErkal
      @SeyidNurFethiErkal 5 дней назад

      İman vazifesinin asli unsuru, diğer vazifelerin Sahiplerinin zemin hazırlayıcısı ve habercisi.

    • @bulentcanli
      @bulentcanli 3 дня назад

      Üstad Hazretleri Mehdiyetin çekirdeğini ve toprağını temsil ediyor. Başı ve sonu Üstad ra. Dahil olmak isteyenler için kapı açık. Güneş varken mum aramayalım...

  • @risaleinurdaneczalar
    @risaleinurdaneczalar 5 дней назад

    11:52 Mukaddime’de haşrin neticelerinden yola çıkarak lüzumunu izah edecek. “İstememizi istemeseydi, istememizi vermezdi”. Madem insanın böyle bir talebi var ve bu talebin âlî neticeleri var; demek ki bu talebin verilmesinin bir mânâsı var. Hayvanda böyle bir talep yok, üzüntü de yok. Hayvanın geçmiş ve geleceği yok. Mesela şöyle demez: Eskiden arpa yiyorduk, şimdi samana kaldık (hüzün), acaba ailecek gelecek yazı çıkarabilecek miyiz (kaygı)? Böyle bir düşünce yok. Hem yokluk endişesi de yok. Evet tehlike anında o an için hayata sarılıyorlar; ama emniyette olduğu vakit “benim ebediyen var olmam lazım” gibi egzistansiyalist düşüncesi yok. 14:13 “bu iman-ı haşrî akîdesinin pek çok hüccetlerinden, bir tek hüccet-i külliyeyi icmal ile göstermek” Haşir akidesinin psikolojik ve sosyolojik faydalarının tamamını Üstad Hazretleri haşir için bir hüccet-i külliye (kapsamlı delil) olarak değerlendiriyor. 14:51 Birinci Nokta’da “Âhiret akîdesi, hayat-ı içtimaiye ve şahsiye-i insaniyenin üssü'l-esası ve saadetinin ve kemâlâtının esasatı olduğu” anlatılacak. 16:14 Hayat sadece gençlerden ibaret değildir. Çocuklar vardır, ihtiyarlar vardır, hastalar vardır. Modern hayat ise hep genç, dinç, sağlıklı insanlar ve onların talepleri üzerinden gidiyor. Özellikle bunu reklamlarda görüyoruz. Sigorta reklamlarını hariç tutabiliriz; o korku üzerinden gidiyor. 17:01 Bir çocuğun (mesela) evinde bir hayvanı var, onun uzun yaşamayacağını biliyor. Babaannesi var, dedesi var. Çevresinde o yaştaki insanların vefatlarını görüyor, kendisini her sabah ölüp koklayan yaşlı dede ve ninesinin de vefat edeceğini biliyor. Yani hayattaki en büyük mesele ile daha çocuk iken karşı karşıya geliyor. Halbuki kalbi, aklı, karakteri henüz yetişkin kadar mukavemetli değil. “Yalnız Cennet fikriyle, onlara dehşetli ve ağlatıcı görünen ölümlere ve vefatlara karşı dayanabilirler. (…) o Cennet ile bir ümit bulup mesrurâne yaşayabilirler”. Demek çocuğun ihtiyacı olan şey ümit bulmak. Ona oturup felsefe yapsan hiçbir tesiri olmaz. 26:05 İnsanın Hastalar Risalesi’ni okuyunca hasta olası geliyor, İhtiyarlar Risalesi’ni okuyunca ihtiyar olası geliyor, kabir ile ilgili okuyunca ölesi geliyor, haşir ile ilgili okuyunca haşrolası geliyor. Risale-i Nur onları sevdiriyor. 26:30 İhtiyarlık üzerinde düşünmek Üstad’ın hayatında çok önemli bir dönüştürücü fonksiyon icra etmiş. Bu sebeple insanın tekrar tekrar ihtiyarlık ve ölüm üzerinde düşünmesi çok önemlidir. 26:56 “(İhtiyarlar) çocuk hükmüne geçen seriü't-teessür ruhlarında ve mizaçlarında mevt ve zevâlden çıkan elîm ve dehşetli meyusiyete karşı, ancak hayat-ı bâkiye ümidiyle mukabele edebilirler.” Demek onların da ümide ihtiyacı var. 27:17 “o şefkate lâyık muhteremler ve sükûnete ve istirahat-i kalbiyeye çok muhtaç o endişeli babalar ve analar öyle bir vaveylâ-i ruhî ve bir dağdağa-i kalbî hissedecekler” Onlar sükûnete (sakinlik, rahatlık) ve istirahat-i kalbiyeye (kalp rahatlığına, iç huzuruna) muhtaçlar. Yoksa adım adım ölüme gittiklerinden dolayı sürekli bir panik atak yaşayacaklar. Yapılması gereken panik değil. Reçete belli. Sünnet-i seniyyeye uyacağız. Sünnet-i seniyyenin özelliği, taklit içinde tahkiki tecrübe etmektir. 29:33 Çocukların ve yaşlıların ihtiyaç duyduğu şey “Cennet fikri ve ümidi” idi. Gençleri dizginleyen şey ise “Cehennem endişesi”. 34:15 Eve sağ ayak ile girdin, “Bismillah” dedin, girince selam verdin, ev ahalisinin halini hatrını sordun, küçük çocuğun varsa öptün kokladın, yemek hazırlanırken yardım ettin, beraber oturup “Bismillah” dediniz… bunların hepsi sünnet. Yoksa sünnet dediğimiz mesele “devamlı ibadet edeceğiz” değil, fıtrî ve âdî muameleleri ibadete dönüştürecek bir sır, bir iksir. 35:15 “Dünyevî saadet için bir cennet, bir melce bir tahassungâh ise, aile hayatıdır.” Bir insan eve gelirken mutlu oluyorsa, evdekiler de o geldiği için mutlu oluyorsa, o aile bir cennet ve tahassungâh olmuş demektir. 39:25 Ebedî bir arkadaşlık, bitmeyen bir beraberlik. Efendimiz Cennet hayatının zirvesi olan rü’yetullahı anlatırken yine karı-koca üzerinden anlatıyor. Beyleri rü’yetullaha giderler, eşleri evlerin taraçalarından seyrederler. Dönerler, birbirlerini zor tanırlar. O derece değişirler. Alınlarındaki bir işaretten, bir nurdan tanırlar. Cennet yeknesak (durağan) bir lezzetler diyarı değil. Devamlı renkleniyor, tazeleniyor. Sen de değişiyorsun. 42:49 Cennet’te annen, baban ve çocuklarınla da arkadaş olacaksın. Çünkü orada eşit yaşta olacaksın. Sen çocuğunun kalbini çok kırdın. Bu kırgınlıkları ebedi hayatında ebedi muktesebât olarak duruyor. Sen sana öyle davranmış bir insanla arkadaşlık etmek ister misin? En azından münasebetini zayıf tutarsın. Bu dünyada iken evlatlarınla kardeşlik ve arkadaşlık münasebetlerini kurman lazım. Çünkü ebedî hayatta bunun üzerinde devam edecek. Eşler için de böyle. Hayatımızdaki en önemli arkadaşımız eşimizdir.

  • @mahakimoz
    @mahakimoz 5 дней назад

    Allah razı olsun

  • @temhemdias
    @temhemdias 5 дней назад

    Yaziya nereden ulasabilirim?

    • @SeyidNurFethiErkal
      @SeyidNurFethiErkal 4 дня назад

      www.patreon.com/messages/?mode=campaign Bu adresten metinlerin tamamına ücretsiz ulaşabilirsiniz.

  • @yukselsahin9925
    @yukselsahin9925 5 дней назад

    🤲💚

  • @yukselsahin9925
    @yukselsahin9925 5 дней назад

    🤲💚

  • @risaleinurdaneczalar
    @risaleinurdaneczalar 5 дней назад

    4:27 "Sizin yaratılmanız da, diriltilmeniz de, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir." Lokman Sûresi, 31:28. Hâtime bu âyetin tefsiridir. 7:46 Cenâb-ı Hakk’ın bir şeyi yaratması ile her şeyi yaratmasının O’nun kudreti için eşit olmasına dâir temsiller gelecek. (Nuraniyet, şeffafiyet, intizam, imtisal, muvazene) 9:15 Nuraniyet ve şeffafiyet sırları ile meselenin melekutî cihetinde (varlığa gelmeden önceki) verici-alıcı ilişkisini anlatıldı. Fizik âleminde geçerli olan kanun, metafizik âlemde de geçerlidir (aynı esmâların tecellisi, aynı kanun)]. “Nuraniyet sırrıyla, güneşin cilvesi kendi ihtiyarıyla olsa da bir zerreye suhuletle verdiği cilveyi, aynı suhuletle hadsiz şeffâfâta da verir.” [1] “Şeffâfiyet sırrıyla, bir zerre-i şeffâfenin küçük gözbebeği, güneşin aksini almasında, denizin geniş yüzüne müsavidir.” [2] 11:00 İntizam sırrında meselenin bu evrendeki mekanik işleyişine geldik. “İntizam sırrıyla, bir çocuk parmağıyla gemi suretindeki oyuncağını çevirdiği gibi, kocaman bir diritnotu da çevirir.” [3] Bir çocuk bir amiral gemisinin dümenini çevirse koskoca gemiyi çevirir. Çünkü intizam sırrıyla bütün dişliler, çarklar birbirini bağlı. Mekanik bir sistem var. 12:38 “İmtisal sırrıyla, bir kumandan birtek neferi bir arş emriyle tahrik ettiği gibi, bir koca orduyu da aynı kelime ile tahrik eder.” [4] Emir komuta zinciri içerisinde bir kumandan için ikisi de eşittir. 13:40 “Muvazene sırrıyla, cevv-i fezada bir terazi (…) iki kefesinde bulunan iki cevizi birini semâvâta, birini yere indiren aynı kuvvetle, iki şems bulunsa birini Arşa, diğerini ferşe kaldırır, indirir.” [5] Bir gramlık farklılık terazinin inip kalkmasına sebep oluyor. Ufacık bir farklılık eşit olan meseleyi değiştiriyor. 14:53 Bu beş örneği anladık. Peki Üstad Hazretleri ne için bu örnekleri vermiş, ona geleceğiz. 26:15 Hâtime’deki temel cümle: “Madem şu âdi, nâkıs, fâni mümkinatta nuraniyet ve şeffâfiyet ve intizam ve imtisal ve muvazene sırlarıyla en büyük şey en küçük şeye müsavi olur. Hadsiz, hesapsız şeyler birtek şeye müsavi görünür. Elbette, [1] Kadîr-i Mutlakın zâtî ve nihayetsiz ve gayet kemâlde olan kudretinin nuranî tecelliyâtı ve [2] melekûtiyet-i eşyanın şeffâfiyeti [3] ve hikmet ve kaderin intizâmâtı [4] ve eşyanın evâmir-i tekvîniyesine kemâl-i imtisali [5] ve mümkinatın vücut ve ademinin müsavatından ibaret olan imkânındaki muvazenesi sırlarıyla, az çok, büyük küçük Ona müsavi olduğu gibi, bütün insanları birtek insan gibi bir sayha ile haşre getirebilir.” 28:00 Şeffâfiyet, kudretin nurâni tecellîsine karşı eşyanın melekûtiyetine bakıyor. Her şeyin bâtını melekûtiyetidir, zâhiri mülküdür. Tabi buradaki bâtından kasdedilen canlıların iç organları değil. Melekûtiyet meselenin arkaplanıdır. Her şey var olurken melekûtiyete uğruyor, oradan mülke geliyor. Çünkü varlık Arş’tan arza doğru kurulmuş. [1,2] 29:56 Nuranî bir tecelli geliyor. Alıcı şeffaf. Alıcı-verici ilişkisi belli bir patern (model) üzerine kurulmuş. O patern ise, hikmettir. Yani düzenek Hakîm esmâsı üzerine kurulmuş. [3] 30:40 Melekûtiyetten geçtik, mülke geldik. Hikmet üzerinde intizam verilmiş eşya evâmir-i tekvîniyeye (tabiat kanunlarına) tam olarak itaat ediyor. [4] 30:58 Mümkün varlıkların varlık ve yoklukları eşittir. [5] Shakespeare bunu “to be or not to be, that is the question” (Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu) diyerek özetlemiş. 42:43 Cenâb-ı Allah’ın kudretini bizim kendi kudretçiğimiz ile anlamamız, bir misliyet kurma ve tanımlama içindir. “Ben bunu kaldırabiliyorum, güya benim bir gücüm var, Cenâb-ı Allah her şeyi kaldırıyor.” Cenâb-ı Allah’ın kudretini benim terazim ile tartmam mümkün değil; çünkü mutlak kudret. Yani güç adına ne varsa O’na ait. Tanımladıktan sonra tanımak için misliyetten ayniyete geçilir. Örneğin, insan hayal menzilinde bir karpuzu ve karpuz tarlasını hayal etse, zorluk kolaylık açısından bir farklılık olmayacak. Senin hayal menzilinde Cenâb-ı Allah’ın kudretinin bir sineması oynatılmış oluyor. O’nun ilmindeki varlığın vücuda gelmesi, senin ilmindeki varlığın hayaline gelmesi gibi kolaydır. 46:40 “Bir şeyin kuvvet ve zaafça meratibi, o şeyin içine zıddının müdahalesidir.” Kâinattaki renklilik ve çeşitlilik de bundandır. “Kadîr-i Mutlakın kudreti zâtîdir, mümkinat gibi ârızî değildir ve kemâl-i mutlaktadır. Onun zıddı olan acz ise, muhaldir ki tedahül etsin. Demek, bir baharı halk etmek, Zât-ı Zülcelâline bir çiçek kadar ehvendir.” (zâtî: kendinden olan ârızî: kendinden olmayan) “Bütün insanları ihyâ edip haşretmek, bir nefsin ihyâsı gibi kolaydır.” Bir şehre ana trafodan ışık vermek ile bir eve ışık vermek, kolaylık açısından eşittir. Âhirette haşir meydanı kurulduğu zaman ve Hayy esmâsı cilvelendiği zaman herkes birden hayatlanacak. 51:34 Eski zamanda insanlar bir âyet veya hadîsi işittiği zaman şek ve şüpheye girmeden etkileniyorlardı. Şimdi ise zihinlerdeki materyalist düşünce oradaki etkiliyi kırıyor. Üstad da onun önünü süpürmüş oluyor. Aslında anlatan Kur’an-ı Hakîm.

  • @hanklc6660
    @hanklc6660 6 дней назад

    İlâhî Rahmet ve Şefkat, zayıflar, âcizler, kimsesizler, yavrular ve yaşlılar üzerinde çok daha yoğun tecelli eder ve onları daha çok korur. Nasıl kâinatta Şeriat-ı Fıtriye’nin hükmünün bu yönde tecelli ettiğini müşahede ediyorsak, Dinî Şeriat’ın hükmü de bu yöndedir. Dolayısıyla, İlâhî Şefkat ve Merhamet’in, yavruları üzerine annelerin titrediği hayvanlar âleminde de yavruların, zayıfların ve yaşlıların etobur vahşî hayvanlara helâl rızık olmasına müsaade etmesi ve bazı hayvan sürülerinin hayatlarını daha iyi şartlarda devam ettirmesinde bunu bir faktör yapması kesinlikle düşünülemez. insanlık tarihinde sulh ve sükûnun tam hakim olduğu ilk fıtrî düzen döneminde kurt kuzu ile, arslanlar ve kaplanlar ceylanlarla birlikte otlardı. Tilkiler, tavuklara saldırmazdı. Bu dönem, efsane gibi anlatılsa da, aslında eski tarihlerde geçmektedir. Derken insanlık âleminde ilk kan dökülüp ilk bozgunculuk çıkınca, bu bozulma hali veya fesat, artık kara ve denizde, dolayısıyla kara ve deniz hayvanlarının hayatlarında da düzenin, âhengin, sulhün, helâl rızkların, ölen hayvanların lâşelerinin vahşî hayvanlara da rahatça kâfi geldiği fıtrî ekosistemin bozulmasına da sebep oldu. Neticede, vahşi denilen hayvanların tabiatları da bozuldu ve onlar, fıtratlarını suistimal etmeye başladılar. Neticede, nasıl insanlık tarihinde savaşlar başlamışsa, hayvanlar âleminde de mücadeleler, birbirini boğazlamalar ortaya çıktı. (Ali UNAL)

  • @yukselsahin9925
    @yukselsahin9925 6 дней назад

    🤲💚

  • @tamero22
    @tamero22 6 дней назад

    Hakikaten, adalet ve cihetlerini çok nitelikli bir vaziyette takdim etmişsiniz. Cenabı Hak razı olsun, çok teşekkürler değerli hocam. Belli aralıklarla tekrar ber tekrar dinlenilmeyi ziyadesiyle hak eden bir ders,..

  • @mehmetyegen9997
    @mehmetyegen9997 6 дней назад

    Allah razı olsun, istikamette daim eylesin.

  • @Mars-cb7tv
    @Mars-cb7tv 6 дней назад

    Hocam memnuniyetimizi ve istifademizi nasıl ifade etmemiz gerektiğini bilemiyoruz. Lütfen devam edin programlarınıza. Teşekkürler